KSÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi 21 (2013) KUR’AN’DA PEYGAMBERİMİZ (SAV)’E HAS OLARAK ZİKREDİLEN KONULAR Yrd.Doç.Dr. Ahmet Öz ÖZET Yüce Allah peygamber olarak görevlendirdiği kişileri bir takım görevlerle yükümlü tutmuş, onlara, görevlerini yerine geti- rirken karşılaşacakları zorluklara karşı dayanma gücü vermiş ve bazen olağanüstü olaylar yaratarak mucizelerle onları destek- lemiştir. Diğer yandan, normal insanların yükümlü olmadığı bazı görev ve sorumluluklarla onları yükümlü kılmıştır. Üzerlerindeki ağır sorumluluğun gereğini yerine getiren bu insanlara, sadece kendilerine has olarak, bazı ayrıcalıklar da verilmiştir. Bu ayrı- calıklar, İslam âlimleri tarafından “hasais” olarak nitelendiril- miştir. Hadis, siyer, şemail ve tefsir kaynaklarında, hasais ko- nusu, ayrıntıları ile anlatılmıştır. Özellikle müstakil olarak yazı- lan “Hasais” ve “Delâil’ün Nübüvve” tarzı kitaplarda, iyi niyetle de olsa, abartılı ve yanlış yorumlanmaya müsait ifadeler yer almaktadır. Biz bu çalışmamızda, Kur’an’da anlatılan hasais konularını, sahih hadisler ve müfessirlerin yorumları çerçevesin- de değerlendireceğiz. Anahtar Kelimeler: Hasais, Delâil, Peygamberimizin Çok eşliliği ve Gece Namazı. TOPİCS İN THE QUR’AN OUR PROPHET’S OWN ABSTRACT God enjoined people -who are assigned as prophets- with certain tasks, gave them strength against any difficulties to be confronted while doing his duties and He sometimes supported them by creating miracles and extraordinary things. On the other hand, these people have been responsible for some duties and responsibilities which haven't been liability for other people. These people were uniquely privileged for fulfilling their heavy KSÜ İlahiyat Fakültesi, DİKAB Öğretim Üyesi Ahmet ÖZ responsibilities. These unique privileges have been defined as "Khasais" by Islamic Scholars. Khasais has been explicated in a detailed way in the re- sources of Hadith, Seerah, Shamaa-il and Tafseer. There are exaggerative and misinterpretable statements, even though they were stated with good intentions, especially in "Al-Khasais" and "Dala'il al-Nubuwwah" which are written independently. We will review the topics of "Khasais" covered in The Qur’an within the scope of authentic hadith and scholiasts' interpretations. Keywords: Khasais, dalail, Our Prophet Muhammad's Po- lygamy, night prayer. GİRİŞ Tarih boyunca yüce Allah, insanlara yol göstermesi için kendi içlerinden birilerini seçerek peygamber olarak görevlendirmiş, peygamberlerle birlikte kitaplar da gönde- rerek insanların hem dünyada mutlu bir yaşam sürmele- rini, hem de ahirette cennete ulaşmalarını istemiştir. Peygamberler, Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamalı olarak ümmetlerine öğretmişler ve onlara iyi birer örnek olmuşlardır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de in- sanlar için en iyi örnektir.1 Peygamber olarak görevlendi- rilmesinden sonra, Allah’ın kendisine vahyettiği gibi dini yaşamış ve etrafındaki sahabesine gerek emir ve yasakla- rı gerekse ahlaki tutum ve davranışları uygulamalı olarak en iyi şekilde öğretmiştir. Diğer yandan yüce Allah, peygamberine has olmak üzere, bir takım yükümlülükler ve bazı imtiyazlar da vermiştir. Bu yükümlülük ve imtiyazlar ümmetine değil, sadece Peygamberimize hastır. Bu konu ile ilgili olarak, siyer ve şemail kitaplarında bölümler açılmış, hatta müs- takil eserler bile yazılmıştır. Söz konusu eserlerde çok 1Ahzab 33/21. ~ 59 ~ Kur’an’da Peygamberimize Has Olarak Zikredilen Konular fazla ayrıntıya girilmiş, bazen ayrıntılar abartılı bir boyut kazanmıştır. Sadece Peygamberimize has olan bu hususlar, ha- dis, siyer ve şemail ile ilgili kaynaklarda “Hasâisu’n- Nebi”, “Delâilü’n Nübüvve” veya “Hasâisu’r-Resul” başlık- larıyla yer almaktadır. Kur’an-ı Kerim’de bu konu, ağırlık- lı olarak Ahzap Suresinde geçmektedir. Söz konusu ayet- lerin tefsirinde müfessirler siyer ve şemail kitaplarındaki kadar ayrıntıya girmeden, daha çok İslam düşmanlarının Peygamberimiz Hz. Muhammed’e yaptığı iftira ve saldırı- lara cevap verecek türden açıklama ve yorumlar yapmış- lardır. Bu çalışmamızda biz, şemail kitaplarında geçen ayrıntılara girmeden, Kur'an çerçevesinde konuyu incele- yerek müfessirlerin değerlendirmelerine yer verecek, Pey- gamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e has olan bu hususla- rın hikmetini tespit etmeye çalışacağız. Amacımız, Şemail kitaplarındaki bazı abartılı anlatımların, diğer bir deyişle, İslam düşmanlarının malzeme olarak kullanılabileceği tarzdaki ifadelerin, Kur'an’daki söz konusu ayetlerle ne kadar örtüştüğünü ortaya çıkararak, bizden sonraki ne- sillerin Peygamberimiz Hz. Muhammed’i daha doğru ta- nımasına katkı sağlamaktır. Siyer ve Şemail Kitaplarında “Hasaisü’n-Nebi” Konusu Bu konuda en önemli kaynaklardan birisi Beyhâki (458/1065)’nin “Delâilü’n Nübüvve”si, bir diğeri ise Celaluddin es-Suyûti (911/1505)’nin “el-Hasâisü’l-Kübrâ” adlı eseridir. Bu eserlerde, Peygamberimize has olarak sayılan yüzlerce konu, aslında abartılarla doludur. Bun- lardan dikkatimizi çeken birkaç başlığı ele alarak kısaca değerlendireceğiz. ~ 60 ~ Ahmet ÖZ Suyûti, Peygamberimizi fiziksel olarak insanüstü bir şekilde tanımlamış el-Vâkıdî (207/823)’den nakilde bulunarak Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, Hz. İsa gibi beşikteyken konuştuğunu iddia etmiş,2 dünyanın en yakışıklı insanı olarak ün salan Hz. Yusuf’a verilen güzel- liğin iki katının Hz. Muhammed’e verildiğini,3 söylemiş- tir.4 Aynı zamanda onun bedeninin nurdan yaratıldığı, bu yüzden onun güneş veya ay ışığında gölgesinin olmadığı iddia edilmiştir.5 Diğer yandan Suyûti, dokuz eşinin tamamını bir gecede ziyaret edip hepsiyle cinsi münasebette bulundu- ğunu, hatta onun kırk erkeğin cinsel gücüne sahip oldu- ğunu ifade etmiştir.6 Aynı zamanda eğer Peygamberimiz evli bir kadını görür ve ondan hoşlanırsa, Peygamberimi- zin onunla evlenmesi için, kocasının o kadını boşaması- nın vacip olduğu7 dahi söylenmiştir. Bu, bırakın Peygam- berimizi, normal bir insanın dahi yapması çirkin olan iğrenç bir davranıştır. Aynı zamanda, onun terinin mis gibi koktuğunu, hatta kızını evlendiren bir sahabinin kızına verecek bir hediyesinin olmadığını Peygamberimize söylediğinde, Peygamberimizin koltuk altında biriken terini küçük bir 2 Suyûti, I/91. 3 Celaluddin es-Suyûtî, el-Hasâisu’l-Kübrâ, Beyrut, 1985, II/309. 4 Daha fazla örnek için bkz. Mustafa İslamoğlu, Üç Muhammed, İstan- bul,2001, s.101-104. 5 İbnu’l Mulgın Siracuddin Ebû Hafs Ömer b.Ali b.Ahmed, Ğâyetu’s’Sûl Fi Hasâisu’r’Rasûl,Thk. Abdullah Bahruddin Abdullah, Beyrut,1993, s.297. 6 Suyûtî, I/119. 7 İbnu’l A’râbi, Ahkâmu’l Kur'an, Thk. Abdulkadir Ata, Beyrut,2003, III/599; el-Kurtubi, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed b. Ebû Be- kir b. Ferh el-Ensâri, el-Câmiu li Ahkâmi’l Kur'an, Thk. Ahmet Berdûni ve İbrahim Atfîş, Kahire 1964, XIV/212; İbnu’l Mulgin, s.196. ~ 61 ~ Kur’an’da Peygamberimize Has Olarak Zikredilen Konular şişeye alarak parfüm diye kızına hediye ettiğini,8 onun dışkısının da misk gibi koktuğunu, onun idrarını içen Ümmü Emin’in bunu Peygamberimize söylediğinde; güle- rek “artık sen bugünden sonra karın ağrısından asla şi- kâyet etmeyeceksin” buyurduğunu ifade ederek, onun idrarının şifa olduğunu9 iddia etmiştir. Suyûti, Peygamberimizin tabiattaki kurulu düzeni bile Allah'a dua ederek değiştirttiğini ifade ederek şöyle demektedir: “Resulullah (sav)’a vahiy geldiği bir sırada, kendileri Ali'nin dizleri üzerine başını koymuş bir şekilde uzanmakta idiler. Ali, henüz ikindi namazını kılmamış idi. Derken O, ikindi namazını kılamadan güneş battı. Bunun üzerine Peygamberimiz şu duada bulundular: "Ey Allah'ım, o senin ve Resulünün itaatinde idi, bu yüzden namazını kılamadı. Güneşi onun üzerine geri çevir de namazını vaktinde kılsın! Sonra güneşin tekrar doğduğu ve Hz. Ali namazını kıldıktan sonra battığını ifade etmiş- tir.10 Aynı şekilde abartılı anlatımlara devam eden Beyhâki ve Suyûti, Peygamberimizin geçtiği yollardaki her bir taşın ve ağacın ona secde ettiğini,11 ölüm meleği olan Azrail’in dahi ondan izin almadan canını almadığını12 söylemektedir. Ümmetinin diğer ümmetlerden üstün ol- duğunu anlatırken de onun ümmeti için cehennem hara- retinin, ancak hamam harareti kadar olacağını iddia et- mektedir.13 Bütün bu ayrıntılı ve abartılı ifadeler, aslında iyi 8 Suyûti, I/115. 9Suyûti, I/121-122. 10Suyûti,II/137. 11Suyûti, I/114; Beyhâki, Delâilü’n-Nübüvve ve Ma’rifetü Ahvâlü Sâhibu’ş-Şerîa, Beyrut, 1984,VI/69. 12Suyûti, II/325. 13Suyûti, II/395. ~ 62 ~ Ahmet ÖZ niyetlerle yazılmış ifadelerdir. Bizim Peygamberimizin di- ğer peygamberlerden üstün olduğunu kanıtlamak adına, Hz. İsa gibi beşikteyken konuştuğu ve benzeri örnekler, diğer peygamberler yapar da benim peygamberim ondan aşağı mı kalacak mantığıyla yazılmış mucizelerdir.14 Oysa peygamberlerin hepsi, Allah’ın seçkin kulla- rıdır ve fiziksel özellik olarak tüm insanlarla aynı özellik- lere sahiptir.15 Onun da dışkısı ve teri pis kokar idrarı ise şifa değildir. Ağaçlar ve taşlar Peygamberimize değil Al- lah'a secde ederler. Bunları doğru kabul edersek, Pey- gamberimizi bir insan olarak değil, doğaüstü özelliklere sahip bir yaratık olarak görürüz ve dolayısıyla bizim gibi beşeri özelliklere sahip olamadığı için onu örnek almamız da mümkün olmaz. Kısaca ifade etmek gerekirse Beyhâkî ve Suyûti, Delâil ve Hasais başlığı altında yüzlerce konu zikretmiş ve abartılara dalmışlardır. Bu abartılara iyi niyetle yaklaşır- sak, İslam düşmanlarının bu tür ifadeleri seçerek İslam kültürüne ve değerlerine saldırmalarına fırsat vermiş olu- ruz. Çünkü bu tür ifadeler, bizim için Allah'tan sonra en çok sevdiğimiz kişi olarak Hz. Muhammmed’in aşağılan- masına sebep olacak ifadelerdir. Bu konuda, İslam düş- manlarına, kendi kaynaklarımız içinde malzeme sunacak olursak, gelecek nesillerin sevgili Peygamberimizi yanlış tanımalarına vesile oluruz. Oysa Kur'an'da Ahzap Sûresinde Peygamberimize has olarak zikredilen husus- lar, birkaç konu olarak karşımıza çıkar. Şimdi kısaca bunlara bir göz atalım. 14Ayrıntılı bilgi ve örnekler için bkz. Şaban ÖZ, İlk Siyer Kaynakları ve Müellifleri, İsar Vakfı, İstanbul,2008, s.61. 15 Fussilet,41/6 ~ 63 ~ Kur’an’da Peygamberimize Has Olarak Zikredilen Konular Peygamberimizin Eşleri ve Evliliği İle İlgili Hu- suslar Kur’an’da Hz. Muhammed'e has olarak zikredilen hususların en önemlisi, genel olarak Peygamberimizin evliliği ile alakalı konulardadır. a. Onun Eşleri Sıradan Kadınlar Gibi Değildir Yüce Allah’ın mü’minlerin anneleri olarak niteledi- ği16 Peygamberimizin eşlerinin diğer kadınlardan farklı olduklarını şöyle ifade etmektedir:“Ey peygamber kadın- ları, siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz…”17 Aye- tin devamında onların tavırlarına, yabancı erkeklerle ko- nuşmalarına, evlerinden dışarıya çıkarken giyim kuşam- larına dikkat etmeleri emredilerek saygınlıklarını koru- maları istenmiştir. Seçkin konumlarını korumaları için de takvaya uygun yaşamalarını emredilmiştir. Çünkü onla- rın bulunduğu yer, sıradan bir kadının durabileceği bir yer değildir.18 b. Eşlerinin Özel Olması Sevaplarının ve Cezala- rının İki Kat Verilmesi Mü’minlerin anneleri o saygın konuma gelirken birçok fedakârlığa katlanmışlar, dünya nimetlerini değil Allah'ı ve Resulü’nü tercih etmişlerdir.19 Dolayısıyla Allah onların bu fedakârlıklarına karşılık, yaptıkları iyiliklere iki kat sevap vererek onları ödüllendirirken, yapabilecek- leri herhangi bir kötülüğe karşı da iki kat azap vereceğini va’detmiştir. Söz konusu ayetlerin mealleri şöyledir: "Ey peygamberlerin hanımları! Sizden kim açık bir çirkinlikte bulunursa, onun için azabın iki katı vardır! Ve bu, Allah'a göre kolaydır. Fakat sizden kim Allah'a ve 16Ahzab, 33/6. 17Ahzab, 33/32. 18Seyyid Kutup, Fi Zilâli’l Kur'an, Dâru’ş-Şurûk, Beyrut 1986,V/2857. 19Ahzab, 33/28-29. ~ 64 ~ Ahmet ÖZ Resûlü'ne itaate devam eder ve salih amellerde bulunursa onun da mükâfatını iki kat veririz! Ve cennette onun için bol bir rızık hazırlanmıştır." 20 Kuşkusuz bu durum, onların sahip bulundukları saygın yerin bir sonucudur. Çünkü onlar Hz. Peygambe- rin eşleri ve mü'minlerin anneleridirler. Bu iki nitelik on- lara ağır görevler yüklemektedir. Aynı zamanda bu du- rum onları kötülüğe yaklaşmaktan da korumaktadır. Sözgelimi onlardan biri, apaçık bir edepsizlik yapacak olursa, iki kat azabı hak edecektir. İşte bu varsayım onla- rın bulundukları saygın yerin kendilerine ne büyük bir yükümlülük getirdiğini ortaya koymaktadır.21 Meseleye ayetlerin bağlamından ve diğer karineler- den bakıldığında, burada anlatılmak istenen şeyin, Hz. Peygamber'in eşlerinin meziyetleri, özellikleri ve örneklik vasıfları olduğu anlaşılmaktadır. Genellikle yetki- sorumluluk, nimet-külfet arasında bir denge vardır. Hz. Peygamber'in hanımları da büyük bir sorumluluk taşı- makta, bu büyük ve eşsiz insanın eşi olmanın gerektirdiği büyük bir imtihana tâbi tutulmaktadırlar. Başarılarının, ödüllerinin, başarısızlıklarının ve cezalarının da bu statü ve sorumluluklarıyla uyumlu olması gerekir.22 İki kat ce- zanın verilmesinin nedeni, birisi günahın karşılığı, diğeri ise peygambere olan hürmetsizliğin cezasıdır. Sevabın iki kat olması da aynı şekildedir. Birisi taatin sevabı, diğeri ise peygambere olan izafetin feyz ve bereketidir.23 Abdullah b. Abbas, ayette zikredilen "Fâhişetin” 20Ahzab, 33/30-31. 21Seyyid Kutup,V/2857. 22Hayrettin Karaman vd. Kur'an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, DİB. Ya- yınları, Ankara, 2007, IV/381. 23Elmalı’lı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Eser Neşriyat, İstanbul ts.,XI/3889-3890. ~ 65 ~ Kur’an’da Peygamberimize Has Olarak Zikredilen Konular ifadesini “kötü ahlaklı olmak ve itaatsizlik göstermek.24" olarak açıklarken, Taberi, "Zina etme" olarak izah etmiş- tir.25 Bu uyarı, Hz. Peygamber'in hanımlarından birinin böyle bir edepsizlik yapmış olma ihtimali olduğu anlamı- na gelmez. Onların müminlerin anneleri olduklarının far- kında olmaları gerektiği, bu nedenle ahlakî sorumluluk- larının büyük olduğu ve davranışlarının mükemmel ve saf olması gerektiği anlamına gelir. Buna benzer bir şe- kilde yüce Allah, Hz. Peygamber'e de şöyle hitap etmekte- dir: "Eğer şirk koşarsan, bütün amellerin boşa gider."26 Bu da Hz. Peygamber'in şirk koşma ihtimali olduğu anlamı- na gelmez, bilakis Hz. Peygamber'in, bu vesileyle de diğer Müslümanların, şirke karşı çok dikkatli olmaları konu- sunda uyarmakta ve bunun büyük bir günah olduğunun farkında olmaları gerektiğini anlatmaktadır. Bu insanların, günahları nedeniyle iki kat azaba çarptırılmalarının, iyi bir amel karşılığında da onlara iki kat mükâfat verilmesinin nedeni, Allah'ın toplum içinde yüksek makam verdiği kişilerin, insanlara lider olmaları ve insanların çoğunun iyi de olsa kötü de olsa bu liderle- re tabi olmasındandır. Bu nedenle onların kötü amelleri sadece kendileriyle sınırlı kalmaz, bilakis bir topluluğun bozulmasına sebep olur. İyi amelleri de kendileri ile sınırlı kalmaz ve birçok başka insanın da kurtuluşuna neden olur.27 24Abdullah b. Abbas, Tenviru’l-Mikbâs min Tefsiri İbni Abbas, Thk. Mecduddin Muhammed b. Yakup Firûzâbâdi, Beyrut,2011, s.444. 25et-Taberi, Ebû Cafer Muhammed b. Cerir, Câmiu’l-Beyân an Te’vili’l- Kur'an, Dâru’l-Hadis, Kahire, 2010,IX/225. 26Zümer, 39/65. 27Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur'an,Terc. Heyet, İnsan yay. İstanbul,1987, IV/365. ~ 66 ~ Ahmet ÖZ c. Ona Dört Hanımdan Fazla Eş Alma Hakkı Ve- rilmiştir Ahzap Sûresinde bahsedilen en önemli konulardan birisi de Peygamber efendimizin evliliği ve aile hayatıyla ilgili ayetlerdir. Peygamberimize has olarak onun evliliği- nin dört kadınla sınırlanmaması, kötü niyetli kişiler tara- fından farklı manalara çekilmiş, iyi niyetli bazı Müslü- manlar da onun dörtten fazla evliliğini, cinsel gücü açı- sında kırk erkeğin gücüne sahip olduğunu ifade ederek, basit ve yanlış bir gerekçeye dayandırmışlardır. Oysa ola- yın birçok mantıklı gerekçesi ve hikmeti vardır. Öncelikle biz bu konuda ilgili ayetlere müfessirlerin yaptığı yorum- ları zikredecek ve daha sonra kısaca değerlendireceğiz. Aşağıdaki ayeti kısaca bir inceleyelim. “Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dâhil kadınları sa- na helâl kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana harp esîri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının ve tey- zenin kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini Pey- gambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikâhla- mak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli kıl- dığımız mehir gibi hususlar, zaten malumumuz olup onları bildirmiştik. Hibe yoluyla mehirsiz evlenmeyi sana mah- sus kılmamız, nikâh konusunda senin için bir güçlük ol- maması içindir. Allah gafurdur, rahîmdir.”28 Yüce Allah müminlere, dörtten fazla kadınla ev- lenmeyi yasaklamış,29 evlenirken eşlerine takdir edilen mehri vermelerini emretmiş,30 gerektiğinde kadının veli- 28Ahzab,33/50. 29Nisa, 4/3. 30Nisa, 4/24. ~ 67 ~
Description: