ebook img

Yamuk Bakmak - Slavoj Zizek PDF

306 Pages·2013·1.41 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Yamuk Bakmak - Slavoj Zizek

Slavoj Zizek Yamuk Bakmak Popüler Kültürden Jacques Lacan’a Giriş Çeviren: Tuncay Birkan Slavoj Zizek Yamuk Bakmak Popüler Kültürden Jacques Lacan’a Giriş Slavoj Zizek 1949’da Slovenya’da doğdu. Doktorasını felsefe ve özellikle de Alman idealist felsefesi konusunda yaptı. 1960’lar boyunca psikanalize ve Lacan düşüncesine yakın ilgi duymuş olduğu için, 70’lerde Paris’e giderek Jacques Alain- Miller ile psikanaliz alanında çalıştı. 1980’lerde kendisi gibi Lacancı psikanaliz konusunda çalışan Mladen Dolar, Alenka Zupancic ve Renata Salecl gibi isimlerle oluşturduğu grup Avrupa’nın entelektüel çevrelerinde etkili olmaya başladı. Yugoslavya’nın parçalanması sırasında, Lyublyana okulu Slovenya’nın bağımsızlığı ve totaliter rejimin yıkılması süreçlerine aktif olarak katılarak, liberallerle işbirliği yapan ancak bağımsızlığını koruyan bir Marksist çekirdek oluşturdu. Halen Lyublyana Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü’nde öğretim üyesidir. İngilizcedeki ilk kitabı olan İdeolojinin Yüce Nesnesi 1989’da yayımlanmıştır. Yazarın, Marx-Hegel-Lacan-Popüler Kültür arasındaki bağlantıların çözümlenmesinden hareketle radikal bir tavır alışın ipuçlarını aramaya yönelen tavrı bu ilk kitabında da belirgindir. Looking Awry (Yamuk Bakmak, 1992) ve Enjoy Your Symptom (Semptomunun Keyfini Çıkar, 1993) kitaplarında Lacan’ı Hollywood sineması ve özellikle de Hitchcock filmlerinin çözümlenmesi üzerinden bir yeniden okuma denemesine girişir. 1994’te yayımlanan The Metastases of Enjoyment (Keyfin Metastazları) “kadın ve nedensellik” üzerine denemelerden oluşur. 1999’da yayımladığı The Ticklish Subject (Gıdıklanan Özne) ve 2000’de yayımladığı The Fragile Absolute (Kırılgan Mutlak) kitaplarında din ve felsefe ile güncel politik tavır alış arasındaki bağlantıları sorgular. 2001’de yayımlanan Did Somebody Say Toialitarianism? (Biri Totalitarizm mi Dedi?) kitabında ise 20. yüzyılın sonunda solun liberalizmin “reel sosyalizm” eleştirisine kayıtsız şartsız teslim oluşunu eleştirmektedir. İdeolojinin Yüce Nesnesi ve Yamuk Bakmak dışında yazarın makalelerinden derlediğimiz bir seçkiyi, Kırılgan Temas’ı da Metis’ten okuyabilirsiniz. Metis Yayınları İpek Sokak 9, 34433 Beyoğlu, İstanbul Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519 e-posta: [email protected] www.metiskitap.com Metis I Kültür incelemeleri Yamuk Bakmak Popüler Kültürden Jacques Lacan’a Giriş Slavoj Zizek İngilizce Basımı: Looking Awry An Introduction to Jacques Lacan Through Popular Culture MİT, 1992 © Slavoj Zizek, 1989 © Metis Yayınları, 1999 Bu çevirinin bütün yayım haklan Metis Yayınları’na aittir. İlk Basım: Mayıs 2004 İkinci Basım: Eylül 2005 Yayıma Hazırlayan: Kapak Fotoğrafı: A. Hitchcock’un Arka Pencere filminden. Kapak Tasarımı: Semih Sökmen Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: Metis Yayıncılık Ltd. Baskı ve Cilt: Yaylacık Matbaacılık Ltd. ISBN 975-342-469-8 Önsöz WALTER BENJAMIN teorik açıdan verimli ve yıkıcı bir işlem olarak bir kültürün en yüksek tinsel ürünlerini, aynı kültürün sıradan, bayağı, dünyevi ürünleriyle birlikte okumayı tavsiye ediyordu. Bunu söylerken de aklında özellikle, Mozart’ın Sihirli Flüt’ünde sunulan yüce âşık çift idealini, (Mozart’ın çağdaşı) Immanuel Kant’ın ahlakçı çevrelerde büyük infial uyandırmış olan evlilik tanımıyla birlikte okumak vardı. Evlilik, diye yazıyordu Kant, “karşı cinsten iki yetişkin şahıs arasında cinsel organlarını karşılıklı olarak kullanma konusunda yapılan bir sözleşmedir.” Bu kitapta da benzer bir şey yapılmaya çalışılıyor: Jacques Lacan’ın en yüce teorik motifleri çağdaş kitle kültürünün numunelik örnekleri yoluyla ve onlarla birlikte okunuyor: Bu örnekler arasında, ne de olsa “ciddi bir sanatçı” olduğu konusunda artık genel bir mutabakata varılmış bulunan Alfred Hitchcock’un yanı sıra, film noir, bilimkurgu, detektif romanları, duygusal kiç eserler, hatta ve hatta Stephen King bile var. Yani Lacan’a kendi ünlü formülü “Kant’la Sade”ı (Kant’m eriğini Sade’cı sapıklık açısından yorumlayışını) uyguluyoruz. Okur kitapta bir dizi “Lacan’la ...” görecek: Lacan’la Alfred Hitchcock, Fritz Lang, Ruth Rendeli, Patricia Highsmith, Colleen McCullough, Stephen King, vb. (Kitapta ara sıra Shakespeare ve Kafka gibi “büyük” isimler zikredildiğinde, tedirgin olmaya lüzum yok: Onlar da kesinlikle kiç yazarlar olarak, McCullough ve King’le aynı düzeyde ele alınmaktalar.) Bu girişimin iki amacı var. Kitap, bir yandan Lacan’ın (terimin ilahiyattaki anlamıyla) “dogmatik”ine bir tür giriş olarak tasarlanmıştır. Kitapta popüler kültür acımasızca sömürülüyor, sadece Lacancı teorik yapının muğlak hatlarını açıklamak için değil, zaman zaman Lacan’ın ağırlıklı olarak akademik nitelikteki alımlanışı yüzünden gözlerden kaçan ince ayrıntıları da –öğretisindeki kopuşları, onu post- yapısalcılar alanından ayıran mesafeyi, vb.– açıklamak için elverişli bir malzeme olarak kullanılıyor. Lacan’a böyle “yamuk bakmak”, “düzgün” bir akademik bakışın çoğunlukla gözden kaçırdığı özellikleri saptamayı mümkün kılıyor. Öte yandan Lacancı teorinin, kitapta, kendini utanıp sıkılmadan popüler kültürün keyfîni sürmeye bırakmak için bir bahane işlevi gördüğü de açık. Lacan, Hitchcock’un Vertigo’sundan King’in Hayvan Mezarhğı’na, McCullough’un An Indecent Obsession’ından Romero’nun Yaşayan Ölülerin Gecesi’ne deli gibi koşturmayı meşrulaştırmak için kullanılıyor. Bu iki hareket arasındaki dayanışma, De Quincey’nin cinayet sanatıyla ilgili ünlü cümlelerine (hem Lacan hem de Hitchcock bu cümlelere sık sık göndermede bulunurlar) getirilecek iki şerhle gösterilebilir: Eğer bir şahıs Lacan’ı reddediyorsa, kısa bir süre sonra ona psikanalizin kendisi de şaibeli gelmeye başlayacaktır, bundan hemen sonraki adım Hitch- cock’un filmlerini hor görmek ve korku edebiyatını elinin tersiyle itmektir. O sıralarda pek de mühimsemedikleri Lacan’la laf arasında alay etmekle başlayıp da Stephen King’e tam bir edebiyat çöplüğü muamelesi yapmaya kadar varan kim bilir kaç kişi helak olup gitti! Eğer bir şahıs Stephen King’i reddediyorsa, kısa bir süre sonra ona Hitchcock’un kendisi de şaibeli gelmeye başlayacaktır, bundan hemen sonraki adım psikanalizi hor görmek ve Lacan’ı elinin tersiyle itmektir. O sıralarda pek de mühimsemedikleri Stephen King’le laf arasında alay etmekle başlayıp da Lacan’a fallosantrik bir obskürantist muamelesi yapmaya kadar varan kim bilir kaç kişi helak olup gitti! Bu iki versiyondan hangisini tercih edeceği okura kalmış. Kitabın teorik savının genel hatlarıyla ilgili bir iki şey söyleyelim. Lacan’ın “Freud’a dönüşü”, genellikle “bilinçdışı, dil gibi yapılanmıştır” düsturuyla, yani imgesel büyülenmenin maskesini indirme ve onu yönlendiren simgesel yasayı açığa çıkarma gayretiyle ilişkilendirilir. Gelgelelim Lacan’ın öğretisinin son yıllarında, vurgu imgesel ile simgesel arasındaki yarılmadan gerçeği (simgesel olarak yapılanmış) gerçeklikten ayıran bariyerin üzerine kaymıştır. Bu yüzden, bu kitabın birinci kısmında –”Gerçeklik Ne Kadar Gerçektir?”– Lacancı gerçek kavramı işlenirken, önce “gerçeklik” dediğimiz şeyin, gerçeğin “kara deliği”ni dolduran bir fantezi mekânı fazlası içerdiği betimlenerek; sonra gerçeğin farklı kiplikleri dile getirilerek (gerçek geri döner, cevap verir, simgesel formun kendisi yoluyla ifade edilebilir ve gerçekte bilgi vardır); en sonunda da okura gerçekle karşılaşmaktan kaçmanın iki yolu sunulacak. Bu sonuncusu polisiye romanlardaki iki ana detektif figürü yoluyla örneklenecek: Klasik “mantık yürüten” detektif ve sert detektif. Alfred Hitchcock’la ilgili bitimsiz literatürde onunla ilgili her şey çoktan söylenmiş gibi görünüyorsa da, kitabın ikinci kısmında üç yeni yaklaşım getirme riskine giriliyor: Önce Hitchcock’un filmlerinde işbaşında olan aldatma diyalektiği, genelde külyutmazların aldandığı diyalektik anlatılıyor; sonra Hitchcock’un ünlü kaydırmalı çekimi, amacı bir “leke”, görüntünün kendisinin seyirciye baktığı bir nokta, “Öteki’nin bakışı” noktası üretmek olan biçimsel bir yöntem olarak yorumlanıyor; en sonunda da 1930’larm Oidipal yolculuğundan 1960’larm anne süperegosunun hâkimiyeti altındaki “patolojik narsisizmine Hitchcock’un gelişimindeki ana safhaları kavramamızı sağlayacak bir öneride bulunuluyor. Üçüncü kısımda –”Fantezi, Bürokrasi, Demokrasi”– Lacan’ın ideoloji ve siyaset alanıyla ilgili son dönem teorilerinden bazı çıkarımlar yapılıyor. Önce, ideolojik sinthome (mesela süperegoya ait bir ses) bütün ideolojik kurguların göbeğinde işbaşında olan ve dolayısıyla “gerçeklik hissi”mizi ayakta tutan bir keyif çekirdeği olarak ele almıyor. Sonra Kafka’nın eserlerinde anlatıldığı haliyle bürokratik aygıtın müstehcenliğinden yola çıkarak, modernizm ile postmodernizm arasındaki kopuşu kavramsallaştırmanın yeni bir yolu öneriliyor. Kitap, demokrasi kavramının bünyesindeki paradoksların analiziyle sona eriyor: Bu paradoksların kaynağı, simgesel eşitlik alanı, görevler, haklar, vb. ile fantezi mekânının, yani bireyler ve toplulukların keyiflerini örgütleme tarzlarının “mutlak tikelliği” arasındaki nihai kıyaslanamazlıktır. Teşekkürler Bazı malzemelerin ilk versiyonları şu yazılarda bulunabilir: “Hitchcock”, October, no. 38 (Güz 1986), “Looking Awry”, October, no. 50 (Güz 1989), “Undergrowth of Enjoyment”, New Formations, no. 9 (1989) ve “The Real and Its Vicissitudes”, Newsletter ofthe Freudian Left, no. 5 (1990). Joan Copjec’in kitabın tasarlanışı sırasında bile yazarın yanında bulunup onu yazmaya teşvik ettiğini, onun çalışmalarının da yazar için teorik bir referans işlevi gördüğünü ve elyazması metni düzeltmek için bayağı mesai harcadığını belirtmeye gerek olmadığı için, belirtmeyeceğiz!

Description:
Hitchcock filmleri, Stephen King, korku, bilimkurgu ve dedektif öyküleri, popüler romantik romanlar, günümüz kitle kültürü, Stalinist pornografi, Biçimsel Demokrasi, sonra Lacan, Hegel, Kant, Sade ve diğerleri... Hepsi bir arada, yan yana. İçinde hep rahat edegeldiğimiz düşünme ve
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.