1 ©Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Taşkent Cad. Şehit H. Temel Kuğuoğlu Sokak No: 30 06490 Bahçelievler/ANKARA Tel: 0312 216 06 00 • Faks: 0312 216 06 09 www.ayu.edu.tr • [email protected] Editör Mustafa TATCI Yayın Koordinatörü Halil ULUSOY Hikmetlerin Türkçesi Dr. Hayati BİCE Çağatay Türkçesi Redaksiyon Prof. Dr. Funda TOPRAK Hikmetlerin Çağatay Türkçesinde Yazımı Ali Rıza MUKADDEM Minyatür Cihangir ASHUROV Dîvân-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî / Editör: Mustafa Tatcı. - Ankara: Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi, 2017 496 s: 24x31 cm. - (Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi İnceleme - Araştırma Dizisi; Yayın No: 29) ISBN: 978-9944-237-35-2 1. Ahmed Yesevî, Hoca, 1093-1166. 2. Yesevîlik I. Tatcı, Mustafa, 297.7590 Tasarım & Baskı Merkez Repro Basım Yayın Ltd. Şti. Tel: 0312 384 7898 www.merkezrepro.com 2 UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı Anısına Dîvân-ı Hikmet Hoca Ahmed Yesevî 3 İçindekiler Takriz........................................................... 6 Sözbaşı ....................................................... 8 Hoca Ahmed Yesevî................................. 11 Hayatı ............................................. 14 Eserleri ............................................ 18 Menkibeleri ................................... 20 Türbesi ............................................ 26 Yesevilik ..................................................... 28 Yesevilikte Tasavvufi Eğitim ................ 34 Bibliyografya ............................................ 40 Hikmetler .................................................. 43 Münacaat .................................................. 488 Açıklamalar ve Notlar ........................... 495 4 5 Takriz XII. asırda Türkistan’da yaşayan, Hazret-i Türkistan Ahmed Yesevî bir büyük ahlâk, aşk ve irfân ada- mı, bir Allah dostudur. Türk Kültür tarihimizde önemli şahsiyetlerinden birisidir. O, sadece Yûsuf Hemedânî Hazretlerinin gönlünde yaktığı İslâm’ın aşk ve irfan kıvılcımını kendinden sonraki tâliplere aktarmakla kal- mamış, yetiştirdiği aksiyoner alperenleri Asya’nın bir ucundan Avrupa içlerine kadar göndererek insanlara adalet, tevazu, birlik ve dirlik düşüncesini telkin etmiştir. Yesevî Hazretleri, dönemîn din ve kültür dili olan Arapça ve Farsça yerine, anadili Türkçeyi kullanmış, Türkçeyi bir ilim, aşk ve irfan dili hâline getirmiştir. Sohbetlerinde ve nutk etmiş olduğu hikmetlerinde anadili Türkçeyi kullanarak geniş kitleleri etkileyen ilk Türk mutasavvıfı odur. Bugün geniş bir coğrafyada konûşulup yazılan edebî bir Türkçeden söz ediliyorsa bânîsi Ulu Pîr Ahmed Yesevî’dir. Diğer taraftan Ahmed Yesevî Hazretleri kendi zamanında İslâmın çizgi dışına çıkan ve umumi olarak râfizilik, zındıklık ve mülhidlik olarak nitelendirebileceğimiz gayr-ı sünnî akım ve yollara karşı Kur’ân ve sün- net bayrağını açan kişidir. O, Kur’ân’ın tanımlayıp Hz. Peygamberin uyguladığı ve telkin ettiği gerçek İslâmı halka anlatan bir mana insanı, Kur’ân’ın aşk ve irfana dayalı yorumcusudur. Nitekim Ahmed Yesevî deyince biz, Hz. Peygamber’in yaşadığı İslâmı, bu İslâmı anadiliyle, herkesin anlayabileceği Türkçe ile anlatan ilk Türk mutasavvıfını ve yetiştirdiği aksiyoner alperenlerle İslâmın tevhîd ve adalet nûrunu cihana yaymak için çalışan bir grup serdengeçtiyi hatırlamaktayız. Hazret-i Türkistan sadece bizim milletimiz için değil, vaz’ ettiği mesajlarıyla da evrensel bir değerdir. Nitekim onun adına izafe edilen Yesevilik yolu esasen İslâmın Türkçe yorumundan başka bir şey değildir. Ce- nab-ı Hak, Peygamber (a.s.) ve varlık sevgisini gönülde toplayan bu âbide şahsiyet, aşk ve irfânın, samimiyetin, hoşgörünün insana saygı ve sevginin derinleşme ve genişlemenin bir sembolüdür. Bugün Yesevî’nin yaktığı çerağı yeni dünyaya taşımak zorundayız. Nitekim elinizdeki Dr. Hayati Bice tarafından Türkiye Türkçesi’ne aktarılan ‘‘Dîvân-ı Hikmet Hoca Ahmed Yesevî’’adlı bu eser söz konusu misyo- nun bir göstergesidir. Vefatının 850. yıldönümü münasebetiyle 2016 yılının UNESCO tarafından Hoca Ahmed Yesevî Yılı 6 ilan edilmesi, bu değerli büyüğümüzün uluslararası planda tanıtımına katkı sağlayacaktır. Biz de bu faali- yetler kapsamında bu eseri yayın dünyasına kazandırmaktan onur duyuyoruz. Ahmed Yesevî Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı olarak çalışmalarımız bundan sonra daha da genişleyecek ve yeni eserlerle Hazret-i Türkistân’ın fikirleri dünyâ insanlığına malolacaktır. Bu eserin devamı niteliğinde başka faaliyetlerimiz de olacaktır. Bu kapsamda Üniversitemiz bünye- sinde yapmayı düşündüğümüz faaliyetlerimizin içinde öncelikli olarak bir Yesevî Külliyatı oluşturmak bu- lunmaktadır. Akabinde Hikmetleri ve Yesevî yolunda hikmet yazan kişilerin eserlerinin ilmi ve halka yönelik neşirlerini hazırlatıp neşretmeyi planlıyoruz. Burada katkılarından dolayı Sayın Dr. Hayati Bice’ye, Sayın Dr. Mustafa Tatcı’ya, Sayın Prof. Dr. Necdet Tosun’a, Sayın Prof. Dr. Funda Toprak’a, minyatürleri çizen Sayın Cihangir Ashurov’a, Hikmetlerin Çağatay Türkçesinde yazımını gerçekleştiren Sayın Ali Rıza Mukaddem’e ve eserin ortaya çıkmasında gay- retlerinden dolayı Sayın Halil Ulusoy’a en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Prof. Dr. Musa Yıldız Mütevelli Heyet Başkanı 7 Sözbaşı Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî Müslüman Türk dünyasının manevî hayatında asırlardır etkisi devam eden bir Hak ârifidir. O, Türk dünyasında ilk defa mukaddes kitabımız Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’den aldığı esasları sevgi ve bilgiyle yoğurarak kendi adıyla anılan Yeseviyye erkanının kaidelerini ortaya koyan kurucu bir önderdir. Şeriat ve hakikati gönüllerde buluşturan bu kutsal gönüllü zat, başta Yesi ve çevresi olmak üzere devrinde neşv ü nemâ bulan bütün sapkın fikirlere karşı Hz. Peygamber’in yaşadığı İslâmın özünü telkin ederek XII. asırda bir çerağ uyandırmış ve bu çerağ büyük bir coğrafyada zaman zaman değişik isimlerle hiç sönmeyerek insanların gönüllerini aydınlatagelmiştir. Yesevî’nin menkabevî hayatı Türkistan’dan Balkanlar’a kadar bütün Müslüman Türk yurtlarına yayılmıştır. Onun Yesi’de bulunan türbesi bugün bütün Türk dünyasının manevî bir merkezi konumundadır. Hz. Türkistan Çimkent yakınlarında bulunan Sayram’da dünyaya gelmiş, çocukluğu burada geçmiştir. Ba- bası Sayram’ın âbid ve âlim şahsiyetlerinden Şeyh İbrahim, annesi ise Karasaç lakaplı Ayşe Ana’dır. Soyları Hazret-i Ali’ye dayanmaktadır. Annesi ve babası, o daha çocuk yaşlarındayken vefat etmiş olup her ikisinin de türbeleri Say- ram’da bulunmaktadır. Hz. Türkistan Ahmed Yesevî ilk eğitimini kendisi yedi yaşlarında iken vefat eden babası İbrahim Şeyh’den al- mıştır. Hikmetlerinde ve menâkıbında beyan edildiği üzere babasının ölümünden sonra ilk mürşidi Arslan Baba’nın irşâd dairesine girmiştir. Arslan Baba’nın Otırar şehrinde bulunan âbidevî türbesi onun tarihî bir şahsiyet olmasına delildir. Yesevî Hazretleri Arslan Baba’nın vuslatından sonra ilâhî bir işâretle Buharâ‘ya, oradan da Semerkand’a gider. Semerkand’da Şeyh Yusuf-ı Hemedanî’ye intisab ederek onun murâkabesinde seyr ü sülûk çıkarır. Merv, Buhara, Herat, Semerkand gibi merkezleri dolaşarak irşadını tamamlar. Şeyhi Yusuf-ı Hemedanî’nin ölümünden sonra bir müddet dergâhta halkın irşadıyla meşgul olur. Nihâyet şeyhinin üçüncü halifesi olarak Yesi’ye döner. Yesevî Hazretleri Arapça ve Farsça eğitimi almakla birlikte hayatının sonuna kadar Türkistan’da ana dili ile halka hitap eder; yazmış olduğu “hikmetler”iyle güzel ahlak, aşk ve barış dini olan İslâmı anlatır. Yetiştirmiş olduğu doksan dokuz bin talebesini Hind kıtasından İdil boylarına, Çin Seddinden Tuna kıyılarına kadar uzanan geniş bir coğrafyaya gönderir. Dervişleri tarafından sağlığında veya vefatından sonra bazı sözleri ve manzum nutk-ı şerifleri “Dîvân-ı Hikmet” adıyla derlenmiştir. Bunların bir kısmı günümüze kadar gelmiştir. Bunun dışında ona atfedilen Fakrnâme, Âdâb-ı Tarîkat, Makâmât-ı Erbaîn gibi risâleler bulunmaktadır. Menâkıbının önemli bir kısmını XVI. asırda yaşa- yan Hazînî adlı Yesevî dervişi toplayıp kitaplaştırmıştır. Yesevî Hazretlerinin İslam tasavvufu ve Türk Kültür tarihi açısından en önemli özelliği İslâm’ı her tür- lü sapkın düşüncelerden arınmış olarak tertemiz umdeleriyle ele alıp “Dört kapı-Kırk makam” diye adlandırdığı Kur’an ve Sünnete uygun temel prensipler üzerine vaz’ etmiş olmasıdır. O, sohbet ve hikmetlerinde bu temel esasları ilk defa döneminin ve çevresinin anlayabileceği anadili Türkçe’yi esas alarak bir ilki gerçekleştirmiştir. Bu sebeple Yesevî, Türk Edebiyatı Tarihinde “İlk Türk Mutasavvıfı” olarak haklı bir şöhret kazanmıştır. Hiç şüphesiz bu ifade Yesevî Hazretlerinden önce bir Türk sûfisinin yetişmediği anlamına gelmeyecektir. Fakat Yesevî Hazretleriyle birlik- te Türkçe bir aşk, irfân ve manâ dili olarak karşımıza çıkmaktadır. Hazret-i Türkistan mahallî Türkçeyi vahyin gücü ile tezyin ederek semavîleştiren ve anadilini bir “manâ dili” haline getiren ilk Türk mutasavvıfıdır. Diğer taraftan Pîr-i Türkistan, tesis ettiği ve kendi adına izâfe edilen Yesevîlik bünyesinde yetiştirdiği tevhîd ehli gerçek Hak dost- larını insanlığa İlâhî aşk, Muhammed (a.s.) sevgisi ile donatmak, vahdet ve adâlet bilincini yaymak, insanlığı ebedî 8 saadetle tanıştırmak için ilâhî bir sevk ile Horasan’dan Anadoluya göndermiş ve İslâm’ı büyük bir coğrafyada tesis etmeyi başarmıştır. Malûmdur ki ipekböceği kozasını içerden örer; onun Hazret-i Peygamber’in sünnetine uyarak altmış üç yaşından itibâren ömrünü halvette geçirmesi esasen pasif bir muvahhid olmasından değil, yetiştirdiği alperenlerin manevî gıdalarına gönül desteği vermek istemesindendir. Ehlinin malûmudur ki erenlerin halveti maddî gıdanın kesilmesi, manevî gıda ile beslenilmesi ve bunun insanlık hayrına rahmete dönüştürülmesi hadisesidir. Yesevî Haz- retleri’nin halvet hayatını da bu şekilde anlamak gerekir. M. 1166 senesinde vuslat ettiği rivayet edilen Hz. Pîr, bugün Türkistan’da Emîr Timur tarafından yaptı- rılan türbesinde yatmaktadır. Türbede 1993 senesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Kazakistan Cumhuriyeti yetkililerince restorasyon çalışmalarına başlanmış, zaman zaman bu yenileme çalışmaları devam etmiştir. Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı’nın vefatının 850. senesinde “UNESCO 2016 Hoca Ahmed Yesevî Yılı” anısına hazırlatmış olduğu elinizdeki “Dîvân-ı Hikmet”te Hazret-i Pîr’in hayatını, eserlerini, tarîkatini anlatan Prof. Dr. Necdet Tosun tarafından yazılmış girişten sonra 252 hikmete yer verilmiştir. Hikmetle- rin Çağatay Türkçesi asıllarının yazımını Ali Rıza Mukaddem yapmış ve Prof. Dr. Funda Toprak tarafından kontrol edilmiştir. Bu çerçevede bazı hikmetlerin Arap harfli metni farklı sebeplerle konulamamıştır. Eserde, yazmalardan ve bugüne kadar yapılan neşirlerden tespit edilen 252 hikmetin Türkiye Türkçesine aktarılması Dr. Hayati Bice’nin himmetleriyle mümkün olmuştur. Burada Türkiye Türkçesine aktarılan metinlerde okuyucu gerek manâ, gerek- se vezin ve kafiye cihetiyle zaman zaman problemlerle karşılaşabilecektir. Bilinmelidir ki hikmetlerin çoğunluğu zaman içinde tahrif olmuş, sonraki gelen Yesevî dervişlerinin hikmetleriyle karıştırılmış yahut feleğin gadrine uğrayarak okunamaz hale gelmiştir. Bu hususları dikkate alarak temenni edelim ki yakın zamanlarda bir merd-i Hudâ çıkarak dünya kütüphanelerindeki bütün “Dîvân-ı Hikmet” yazmalarından hareketle metin tamiri ve tenkidi yoluyla bir metin hazırlasın! Sayın Bice’nin eldeki kaynak ve imkânlarla hazırladığı bu çalışma şimdilik Türkiye Türkçesine aktarılan metinlerin en olgunudur. Bu vesile ile metnin ortaya çıkmasında büyük emekleri olan Sayın Tosun’a, Toprak’a ve Bice’ye kalbi teşekkürlerimizi sunarız. Yine girişte ve hikmetler arasına serpiştirdiğimiz Yesevî menâkıbından ilhâm alınarak yapılan minyatürler san’atçı Cihangir Ashurov Bey’e aittir. Ahmet Yesevi Üniversite- sinin Mütevelli Heyet Başkanı Prof. Dr. Musa Yıldız ve Halil Ulusoy Beylerin gayret ve emekleri olmasaydı bu güzel eserden mahrum kalacaktık. Burada emeği geçen herkese Ahmed Yesevî’nin torunları olarak bizlerin gönül borcu vardır; sağ olsunlar var olsunlar. Ahmed Yesevî Hazretleri ve onu temsil eden hikmet şairleriyle ilgili yapılacak daha pek çok iş bulunmak- tadır. Bu doğrultuda Türkistan’da hikmetleri asıllarından okuyan yırcıların görüntülü tespiti, beste çalışmaları, yeni ilmî araştırmalar, Yesevî düşüncesini işleyen tematik roman, hikâye ve senaryolar, film ve belgeseller, Yesevî düşüncesini yansıtan tablolar, hatlar ve diğer görseller, Türk dünyasının şehirlerinde ona izâfeten yaptırılacak olan anıtlar (vb.) Mütevelli Heyet Başkanlığımızın projeleri içinde yer almaktadır. Bunlar yeni nesillerimizin yetişmesin- de son derece önemlidir. Bu vesileyle Ulu Pîrimiz Hoca Ahmed Yesevî’nin rûhâniyetine bütün Müslüman Türk dünyası adına selâm olsun diyor, aşk u muhabbetler niyaz ediyorum vesselâm. Dr. Mustafa Tatcı Ocak 2016 / Ankara 9 Hoca Ahmed Yesevî 10
Description: