ebook img

David Humeda Algı ve Dış Dünya Problemi PDF

172 Pages·2020·5.633 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview David Humeda Algı ve Dış Dünya Problemi

DAVID HUME’DA ALGI VE DIŞ DÜNYA PROBLEMİ mm A dem O kten ------------------------------m m w W 9 ............................... • ■ ■ • • • • • • • • • • • • « • « • • • • • • * • • • • • • • • ■ ■ • • • • • • • • • # # .................................................. • • • • • • • • • ■ • • « o • o »o 00 0,öy ©08 0 0 9 e » • • • • *Fr&'gl, O <> ■ o o O o o .> -vdHP rK?- • • -™aj| r w , • T[ * V # A sonçag DAVI D HUME’DA ALGI VE DIŞ DÜNYA PROBLEMİ Adem ÖKTEN A sonçag Kitabın Adı D AV İD HUME'DA ALGI VE DIS DÜNYA PROBLEMİ Yazar Adem ÖKTEN Kapak Adem ÖKTEN Mizanpaj Fadime YILDIRIM 1. Baskı Haziran 2020 ANKARA ISBN 978 - 625- 7918 -78-7 Yayın No. 797 ©Adem ÖKTEN Bu çalışma Prof. Dr. Abdüllatif TÜZER danışmanlığında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalında Doktora tezi olarak hazırlanmıştır. Tüm hakları yazarlarına aittir. Yazarların izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir. SONCAĞ AKADEMİ İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı No.: 48/49 iskitler 06070 ANKARA T / (312) 341 36 67 - GSM / (533) 093 78 64 www.soncagyayincilik.com.tr [email protected] Yayıncı Sertifika Numarası: 25931 BASKI MERKEZİ UZUN DİJİTAL MATBAA, SONCAĞ YAYINCILIK MATBAACILIK TESCİLLİ MARKASIDIR. İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı No.: 48/48 iskitler 06070 ANKARA T /(312) 341 36 67 www.uzundijital.com [email protected] ÖZET Algı ve duyum arasındaki farklılıkların oıtaya konulmaması bilgiye ilişkin teorilerin kavramsal düzeyde karşılaştıkları suni ayrımlara veya yanlışlara neden olmaktadır. Algının zihinsel bir işleyiş süreci ve duyumun da duyu organları aracılığıyla işleyen fizyolojik bir süreç olduğu gözden kaçıramadığında kavramsal karmaşanın da önüne geçilebilir. Böyle bir ayrım insanın dış dünyayı algılamasında karşılaştığı illüzyonların anlaşılabilmesini sağladığı gibi, duyu verilerinin akıl tarafından nasıl yorumlandığının da açıklanmasına yardımcı olur. David Hume insanın bütün zihinsel içeriğinin algı kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. O, bu zihinsel içeriğe insan aklından hiçbir a priori unsurun katılmadığı fikrini taşır. Bunun böyle olduğunu kanıtlayabilmek için, insan düşüncesinin içeriğinde olduğunu bildiğimiz ve olgusal olarak her hangi bir şekilde algılayamadığımız, Tanrı, özgürlük, uzay ve zaman gibi soyut kavramların kaynağının algı olduğunun gösterilmesi gerekliydi. Hume bunları yaptığını düşündü ancak çağının doğa bilimi, onun daha ayrıntılı değerlendirmesine müsaade etmedi. Ulaştığı sonuca şüpheci argümanlarla başlamayan Hume’un geldiği son nokta şüpheciliktir. O, algıların aldatıcı oldukları ve onlara güvenilemeyeceği öncüllerinden hareket etmek yerine bütün zihinsel içeriği algı içeriği haline getirir. Onun dış dünya teorisi, sahip olunan algı içeriklerinden başka bir şeyin bilinemeyeceğine yöneliktir. Her şey bir algı demetidir, insanın kendisi bile. Dış dünyadaki nesnelerin var olduğu konusunda bile yalnızca inanç geliştirilebilir. Nesnelerin sürekli bir varoluşa sahip oldukları ve algıdan bağımsız bir varlıklarının olduğu ispatlanamaz. Hume’un düşünceleri ve keşfettiği problemler, kendisinden sonraki pek çok filozofa da ilham kaynağı olmuştur. İÇİNDEKİLER ÖZET...............................................................................................................................................iii ÖNSÖZ...........................................................................................................................................vii KISALTMALAR..........................................................................................................................xi GİRİŞ............................................................................................................................................xiii BİRİNCİ BÖLÜM ALGI, DIŞ DÜNYA VE GERÇEKLİK 1.1. Algının Neliği ve Yönelimi.......................................................................................1 1.1.1. Duyum ve Algı................................................................................................3 1.1.2. Algı Teorileri.................................................................................................11 1.1.3. Ana Hatlarıyla Felsefe Tarihinde Algı Problemi.........................................13 1.2. Algı ve Dış Dünya Bilgisi.......................................................................................22 1.2.1. Algının Öznel Karakteri Karşısında Dış Dünya.........................................24 1.2.2. Algı Yanılsamaları ve Dış Dünya................................................................27 1.2.3. Dış Dünyanın Bilgisi.....................................................................................32 1.3. Görünüş ve Gerçeklik.............................................................................................36 1.3.1. Bilginin İmkânı ve Şüpheci Meydan Okuyuş.............................................40 1.3.2. Uzay ve Zaman.............................................................................................46 1.3.3. Birincil ve İkincil Nitelikler.........................................................................54 ik in c i b o l u m HUME’UN DENEYCİ TEORİSİNDE ALGI VE DIŞ DÜNYA 2.1. Hııme’un Felsefi İncelemesinin Ana Sorunu: İnsan Doğası....................................63 2.2. Hume’un Bilgi Öğretisinde Algı.....................................................................................67 2.2.1. Algı Teorisinin İki Temeli: İzlenimler ve Düşünceler....................................69 2.2.2. Zihnin İki Yönü: Bellek ve İmgelem..................................................................76 2.2.3 Bağlantı İlkeleri ve Karmaşık Düşünceler.........................................................80 2.2.4. Uzay ve Zaman Düşüncelerinin Kökensel Doğası.........................................86 2.2.5. Düşünce İlişkileri ve Olgu Sorunları..................................................................96 2.3. Dış Dünya Problemi................................................... 2.3.1. Dış Dünya ve Nesnelerin Sürekli Varoluşu.... 2.3.2. Değişmezlik ve Tutarlılık............................... 2.3.3. Hume’un Sürekli ve Ayrı Bir Varoluşa İtirazı ÜÇÜNCÜ BÖLÜM HUME’U ANLAMA SORUNU 3.1. Thomas Reid.........................................................................................................126 3.2. Immanuel Kant......................................................................................................131 141 SONUÇ........... 145 KAYNAKÇA. önsöz İl Vİİ ÖNSÖZ Felsefenin en önemli alanlarından birisi olan epistemoloji açısından ele alı­ nan ‘bilme eylemi’, insanın varoluşundan hemen sonra gözlem ve kavrayış arasındaki ilişkide çetrefilli ve açıklanması zor bir süreçtir. Bilmek var oluştan hemen sonra gelen bir öneme sahiptir. Ontolojik varoluşun farkındalığı anla­ mında bilinç ve bilgi üzerine düşünceler, filozoflar tarafından önemle üzerinde durulması gereken bir ayrıcalığa sahip kabul edilmiştir. Genel bir perspektif­ ten değerlendirdiğimizde, bilme eylemi insanı sadece bilen bir varlık olarak işaretlemez; ‘bilen bir varlık olarak insan’ aynı zamanda ‘bildiğine inanan bir varlık’tır. ‘Bildiğime inanıyorum’ ama bildiğimi düşündüğüm şeyleri gerçek­ ten biliyor muyum? Buradaki ‘gerçekten’ ifadesi iki soru daha açar önümüze: İlki, bilgimizin doğru olup olmadığına karar vermemizi sağlayan ölçüt nedir? İkincisi, gerçeği bilebilir iniyiz? Diğer bir ifadeyle, bilme eylemini incelemeye başladığımızda bir tarafta bilginin ifadesi olan önermelerin doğruluğuna dair ölçütleri belirlemek, diğer tarafta da gerçeğin ne olduğunu tanımlamak birer problem olarak karşımızda durmaktadır. Epistemolojik açıdan bir önermenin doğru veya yanlış olduğu durumlara ilişkin ölçütleri belirlemek için, ‘gerçek bilinebilir’ ifadesini bir ön kabul olarak almak zorunludur. Bu bakımdan sofistlerden Gorgias’ın ikinci tezi ‘herhangi bir şey var olsa bile onu bilemeyiz’ ve Sokrates’in ‘bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir’ önermeleri bizi paradoksal bir konuma sürükler. Bu paradoksal konum bizi söz konusu önermelerin doğru olup olmadığının bile bilinemeye­ ceği sonucuna iteceği için, bu önermeyi dile getirenlerin zihinsel melekelerinin yerinde olup olmadığını sorgulamamıza neden olabilir. Bu nedenle Platon bil­ ginin gerekçelendirilmiş doğru inanç olduğunu ifade eder. Açıktır ki, burada bilgininin doğruluğu ve gerekçelendirilmesi biraz daha ön plana çıkmaktadır. Bilginin gerekçelendirilmesinde gerekçelendirmeyi, öznenin içsel süreçlerine Vİİİ II DAVIO HUME'DA ALGI VE DIS DÜNYA PROBLEMİ göre mi yoksa öznenin dış dünya ile ilişkisine göre mi yapacağımız noktasında büyük güçlük çıkar. Bilginin doğruluğu probleminde de önermelerin güveni­ lirliğini test etmede aynı zorluk ile karşı karşıyayız. Hume bu noktada temel- lendirilemeyen genellemelerin bilgi değeri taşımadığını iddia ederek a priori dayanakların (özellikle neden-etki bağlantısının kurulmasında) hepsini reddet­ ti. Bununla birlikte tümevarım yöntemi de, bu yöntemin dayanağının olasılık olmasından, onu bilginin doğruluğu konusunda oldukça problemli bir noktaya taşıdı. O halde tam bu noktada şu soruyu sormamız gerekir: Hume’un bilgi te­ orisinde gerçekliğin bilgisi nasıl elde edilir? Bu soru bizi Hume’un algı teorisi­ nin derinlikli bir analizini yapmaya götürecektir. Ancak bu gerçekleştirildikten sonra algı-dış dünya ilişkisi incelenerek sorunun tam cevap bulunabilir. Bu ça­ lışmadaki amacımız bu incelemeyi yaparak bu sorunun onun felsefesinde nasıl cevaplandığını tüm yönleriyle ve eleştirel bir şekilde incelemektir. Algı ve dış dünya problemi üzerine ülkemizde yapılan felsefi çalışmalar­ da David Hume’dan sınırlı bir şekilde bahsedilmektedir. Bu bizi bir kaynak problemiyle karşı karşıya getirdi. Bu nedenle çalışmamızda daha çok Hume’un temel eserlerine sadık kalmaya özen gösterdik. Bununla birlikte Hume eleştir­ menlerinin de görüşlerini eleştirel bir şekilde sunmaya gayret ettik. Çalışma­ mızın özellikle algı başlığı altında ele alınan kısımlarında psikoloji ve fizyoloji alanında yapılan çalışmalara ve dış dünya problemini tartışırken fizik biliminde yapılan çalışmalara yer vermeye çalıştık. Felsefe problemleri her zaman gün­ celliğini korur. Bununla birlikte onların bilimsel ilerleme ve teknolojik geliş­ me eşliğinde yeniden ele alınması, çözüm önerilerinin de değerlendirilmesi gereklidir. “Varlık nedir?” sorusunun mu, yoksa “bilgi nedir?” sorusunun mu önceliği noktasında filozoflar arasında bir uzlaşma yoktur. Ancak şurası bir ger­ çektir ki, varlık ve bilgi problemleri diğer problemler tartışılırken daima iç içe geçerek merkezi bir konumda yer alırlar. Çünkü eğer gerçekliğin ne olduğuna dair elimizde güçlü bir tez yoksa felsefenin alanında sağlam bir düşünce ortaya koymak mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda çalışmamızın birinci bölü­ münde algının ne olduğu, duyum ve algı arasındaki farklar ve dış dünyanın nasıl algılandığı konusunda farklı bilgi alanlarındaki yaklaşımlar sunulacaktır. İkinci bölümde Hume’un felsefesinde algı ve dış dünya problemlerinin nasıl ele alındığını göstermeye çalıştık. Üçüncü bölümde ise Hume’un felsefesinin ken­ dinden sonraki dönemde nasıl anlaşıldığını göstermeye çalıştık. Bu bölümde Hume’un düşüncelerine olumsuz eleştiri getiren Thomas Reid ve yapıcı eleştiri getiren İmmanuel Kant’a yer verdik. On söz |l İX Bu tezin ortaya çıkmasında emeğini hiçbir zaman esirgemeyen, sadece ça­ lışmanın toparlanmasına ve tamamlanmasına değil aynı zamanda benim de zi­ hinsel gelişimime daima destek olan değerli hocam ve danışmanım Prof. Dr. Abdüllatif TÜZER’e teşekkürü her zaman bir borç bilirim. Bir hoca olmanın çok ötesinde bir teveccüh göstererek şahsıma yaklaştığı için daima minnettar kalacağım değerli hocam Prof. Dr. Ali TAŞKIN’ın, üzerimdeki ve bu çalışma­ nın tamamlanmasındaki hakkını hiçbir zaman ödeyemem. Tez izleme komite­ sine sonradan katılmasına rağmen, çalışmamın gidişatına değerli görüşleriyle katkıda bulunan Doç. Dr. Haşan ÖZALP’e de ayrıca teşekkür ederim. Tezin hazırlanma sürecinde hem okumalarıyla hem de düşünceleriyle destek veren Dr. Öğr. Üyesi Yakup HAMDİOGLU’na da teşekkürlerimi burada ifade etmek isterim. Son olarak teşekkür etmenin yetmeyeceği, eğer varlıklarıyla hayatımda ve dolayısıyla da bu çalışmanın içinde olmasalar ideallerimi gerçekleştireme­ yeceğim; onlara ayırmam gereken zamanları ayıramadığımda daima bana hoş görü gösteren ve manevi destekleriyle her zaman yanımda olan değerli kızıma ve eşime tüm kalbimle sevgilerimi sunarım. Adem Ökten

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.