ebook img

Dan Brown Da Vinci Sifresi PDF

295 Pages·2005·1.94 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Dan Brown Da Vinci Sifresi

K(cid:2)TABIN OR(cid:2)J(cid:2)NAL ADI THE DA V(cid:8)NC(cid:8) CODE YAYIN HAKLARI 2003 DAN BROWN © AKÇALI TEL(cid:8)FHAKLARI AJANS(cid:8)ALT(cid:8)NK(cid:8)TAPLAR YAYINEV(cid:8)VE T(cid:8)CARET A.(cid:29).© BASKI 1. BASIM / EK(cid:8)M 2003 AKDEN(cid:8)Z YAYINCILIK A.(cid:29). Matbaac(cid:22)lar Sitesi No: 83 Ba c(cid:22)lar (cid:2)stanbul BU K(cid:8)TABIN HER TÜRLÜ YAYIN HAKLARI F(cid:8)K(cid:8)RVE SANAT ESERLER(cid:8)YASASI GERE%(cid:8)NCE ALTIN K(cid:8)TAPLAR YAYINEV(cid:8)VE T(cid:8)CARET A.(cid:29).'YE A(cid:8)TT(cid:8)R ISBN 9752104037 ALTIN K(cid:2)TAPLAR YAYIN EV(cid:2) Celâl Ferdi Gökçay Sk. Nebio lu (cid:2)7han(cid:22) Ca alo lu-(cid:2)stanbul Tel:0.212.513 63 65/526 80 12 0.212.5206/246/513 65 18 Faks: 0512.526 8011 http://www.altinkitaplar.com.tr [email protected] DA VINCI (cid:12)(cid:13)FRES(cid:13) DAN BROWN TÜRKÇES(cid:8) PETEK DEM(cid:8)R Y(cid:8)NE BLYTHE (cid:8)Ç(cid:8)N... HER ZAMANK(cid:8)NDEN DAHA FAZLA Te(cid:3)ekkür Öncelikle, bu proje üzerinde bunca çaba sarf ettiFi ve kitabHn ne hakkHnda olduFunu tam anlamHyla kavradHFH için, dostum ve editörüm Jason Kaufman'a teKekkür ederim. Da Vinci (cid:8)ifresi'nin yorulmak bilmez Kampiyonu, olaFanüstü temsilcim ve güvenilir dostum Heide Lange'a teKekkür ederim. Doubteday'deki harika takHma cömertliFi, inancH ve fevkalade rehberliFinden ötürü duyduFum minneti kelimelerle ifade edemem. Bu kitaba baKHndan beri inanan Bill Thomas ve Steve Rubin'e özellikle teKekkür ederim. AyrHca yayHnevindeki ilk destekçilerim, Michael Palgon, Suzanne Herz, Janelle Moburg, Jackie Everly ve Adrienne Sparks liderliFindeki gruba, Doubleday'in satHK bölümündeki yetenekli insanlarHna ve o harika ceket için Michael Windsor'a teKekkür ederim. Bu kitabHn araKtHrma aKamasHndaki cömert yardHmlarHndan ötürü, Louvre Müzesi'ne, Fransa Kültür BakanlHFH'na, Gutenberg Projesi'ne, Fransa Milli Kütüphanesi'ne, Gnostic Cemiyeti Kütüphanesi'ne, Louvre'un TablolarH (cid:8)nceleme ve Belgeleme Servisi Bölümü'ne, Catholic World Haber'e, Greenwich Kraliyet Rasathanesi'ne, Londra ArKiv DerneFi'ne, Westminster Abbey'deki Resmi Belge Koleksiyonu'na, John Pike ve Amerikan Bilim AdamlarH Federasyonu'na, Opus Dei içindeki tecrübeleriyle ilgili gerek olumlu gerek olumsuz hikâyelerini paylaKan beK (üç faal, iki eski) Opus Dei üyesine teKekkürlerimi sunarHm. AyrHca araKtHrma yaptHFHm kitaplarH bulup sunan Water Street Kitabevi'ne, AltHn Oran ve Fibonacci Dizimi konusundaki yardHmlarHndan ötürü matematik öFretmeni ve yazar babam Richard Brown, Stan Flanton, Sylvie Baudeloque, Peter McGuigan, Francis Mclnerney, Margie Wachtel, André Vernet, Anchorball Web Media'daki Ken Kelleher, Cara Sottak, Karyn Popham, Esther Sung, Miriam Abromowitz, William Tunstall-Pedoe ve Griffin Wooden Brown'a minnettarHm. Ve son olarak, kutsal diKilere bunca yüklenen bir romanda, hayatHma etkisi olan iki olaFanüstü kadHndan bahsetmemek nankörlük olurdu. Bunlardan ilki annem, Connie Brown - yazH ortaFHm, beni yetiKtiren kadHn, müzisyen ve örnek aldHFHm kiKi. Ve eKim Blythe -sanat tarihçisi, ressam, editörlerin en iyisi ve Küphesiz tanHdHFHm en yetenekli kadHn. GERÇEK: Sion TarikatH —1099 yHlHnda kurulmuK olan gizli Avrupa cemiyeti- gerçek bir topluluktur. 1975 yHlHnda Paris'in Milli Kütüphanesi, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dahil olmak üzere, Sion TarikatH'nHn sayHsHz üyelerinin isimlerini içeren, Les Dossiers Secrets* diye bilinen parKömenleri ortaya çHkarmHKtHr. Opus Dei olarak bilinen Vatikan PiskoposluFu, beyin yHkama, baskH ve "bedensel çile" denen tehlikeli bir ibadet yapHldHFHna dair tartHKmalar yaratan, koyu dindar bir Katolik mezhebidir. Opus Dei'nin, New York'ta 243 Lexington Caddesi'ndeki 47 milyon dolara mal olan Dünya Merkez Bürosu'nun inKaatH henüz tamamlanmHKtHr. Bu romanda bahsi geçen tüm sanat eserleri, mimari yapHlar, belgeler ve gizli ayinler gerçektir. *Gizli dosyalar. Önsöz Louvre Müzesi, Paris 22.46 MeKhur Müze Müdürü Jacques Sauniére, müzedeki Büyük Galeri'nin kemerli geçidinde sendeledi. GörebildiFi en yakHn tabloya, bir Caravaggio'ya doFru hamle yaptH. VaraklH çerçeveyi kavrayan yetmiK altH yaKHndaki adam, sanat Kaheserini duvardan çHkHncaya dek kendine doFru çekti ve Sauniére, tablonun altHnasHrtüstü yHFHldH. YakHnlardaki demir parmaklHklH kapH, tahmin ettiFi gibi, gürültülü sesler çHkartarak indi ve salonun giriKini kapattH. Parke zemin sallanmHKtH. Uzak bir mesafede alarm zilleri çalmaya baKlamHKtH. Soluk soluFa kalan müze müdürü, bir süre hareketsiz kalarak nefesini dengelemeye çalHKtH. Tablonun altHndan sürünerek çHktH vekendine saklanacak uygun bir yer aradH. Tüylerini ürpertecek kadar yakHndan gelen bir ses duydu. "KHpHrdama." Elleriyle dizlerinin üstünde duran müze müdürü donakalmHKtH.YavaKça baKHnH çevirdi. Kilitli kapHnHn dHKHnda, yalnHzca beK metre ötede, ona saldHran kiKinin devasa silueti durmuK, demir parmaklHklar arasHndan bakHyordu. Hortlak gibi solgun bir yüze ve beyaz saçlara sahip, uzun boylu, iri cüsseli biriydi. Koyu kHrmHzH gözbebeklerini pembe iris çevreliyordu. Albino ceketinden çHkardHFH silahHn namlusunu, parmaklHklar arasHndan müze müdürüne doFrulttu. "KaçmamalHydHn." AksanHnHn nereye ait olduFunu anlamak kolay deFildi. "(cid:29)imdi bana nerede olduFunu söyle." Galerinin zemininde savunmasHz bir halde çömelen müze müdürü, "Sana daha önce de söyledim," diye kekeledi. "Neden bahsettiFin hakkHndahiç fikrim yok!" "Yalan söylüyorsun." Hayalet gözlerindeki pHrHltH dHKHnda kHpHrtHsHz duran adam, ona baktH. "Sen ve kardeKlerin, size ait olmayan bîr Keye sahipsiniz." Müze müdürü adrenalinin arttHFHnH hissetmiKti. Adam bunu nas(cid:18)l biliyor olabilirdi? "Bu gece gerçek koruyucularHna iade edilecek. Bana saklandHFH yeri söylersen yaKarsHn." Adam silahH müze müdürünün baKHnH hedef alacak Kekilde doFrulttu. "Bu, uFruna öleceFin bir sHrmH?" Sauniére nefes alamHyordu. Adam baKHnH yan yatHrarak, silahHnnamlusundan dikkatle baktH. Sauniére kendini savunarak ellerini kaldHrdH. YavaKça, "Bekle," dedi. "Sana öFrenmek istediFin Keyi söyleyeceFim." Müze müdürü ardHndan gelen kelimeleri özenle seçti. Söyledikleri, hiçbir zaman ihtiyaç duymamayH ümit ederek, defalarca tekrar ettiFi bir yalandan ibaretti. Müze müdürü konuKmayH bitirdiFinde, saldHrganH kendinden emin bir ifadeyle gülümsedi. "Evet. DiFerleri de bana aynen bunlarH söylemiKti." Sauniére pes etmiKti. Di(cid:22)erleri? Dev adam, "DiFerlerini de bulmuKtum," diye alay etti. "Üçünü birden. Az önce söylediklerini teyit ettiler." Bu do(cid:22)ru olamazd(cid:18)! DiFer üç sénéchaux'un kimliFiyle birlikte müze müdürünün gerçek kimliFi, sakladHklarH eski sHr kadar kutsaldH. Sauniére Kimdi, sénéchaux’larHnHn katH kurallarH takip ederek, kendi ölümlerinden önce aynH yalanH söylediklerini anlHyordu. Bu, protokolün bir parçasHydH. SaldHrgan bir kez daha silahHyla niKan aldH. "Sen öldüFünde, geriye gerçeFi bilen tek kiKi ben kalacaFHm." Gerçek. Müze müdürü bir anda, durumun gerçek dehKetini kavramHKtH. Ben ölürsem, gerçek sonsuza dek yok olacak. (cid:8)çgüdüsel olarak, korunmak için sürünmeye çalHKtH. Silah patladHFHnda, müze müdürü midesine giren merminin yakHcH HsHsHnH hissetti. Yüzüstü düKtü... acHya karKH mücadele veriyordu. Sauniére yavaKça döndü ve parmaklHklarHn arkasHnda, saldHrganHnHnbulunduFu yere doFru baktH. Adam Kimdi Sauniére'in baKHnaöldürücü bir niKan almHKtH. Sauniére gözlerini kapattH,düKüncelerinde korku ve piKmanlHkfHrtHnalarH kopuyordu. BoK bir mermi kovanHndan gelen ses, koridorda yankHlandH. Müze müdürünün gözleri aniden açHlmHKtH. Adam neredeyse KaKkHn bir ifadeyle bakHKlarHnH silahHna indirdi. (cid:8)kinci kez ateK etmeye yeltendi ama sonra Sauniére'in karnHna bakHpsHrHtarak, vazgeçti. "Buradaki iKim bitti." Müze müdürü baKHnH eFdiFinde, beyaz pamuklu gömleFindeki kurKun deliFini gördü. GöFüs kemiFinin birkaç santim altHnda, ince bir kan dairesiyle çevrelenmiKti. Midem. KurKun, kalbini insafsHzca sHyHrmHKtH. Bir Cezayir Sava)(cid:18) gazisi olduFundan, müze müdürü bu korkunç uzun ölüme daha önce tanHk olmuKtu. Mide asitleri göFüs boKluFuna sHzHp, onu içten içe yavaKça zehirlerken on beK dakika can çekiKecekti. Adam, "AcH iyidir bayHm," dedi. ArdHndan gitti. ArtHk yalnHz kalan Jacques Sauniére, bakHKlarHnH bir kez daha demir kapHya yöneltti. Kapana kHsHlmHKtH ve kapHlar en azHndan yirmi dakika daha açHlmayacaktH. Bu süreden sonra yanHna varan kiKi ancak ölüsünü bulabilirdi. Buna raFmen, artHk duyduFu korku, ölmekten çok daha büyük bir korkuydu. S(cid:18)rr(cid:18) birine aktarmal(cid:18)y(cid:18)m. Güçlükle doFrulurken, öldürülen diFer üç kardeKini hayal etti. Kendilerinden önceki nesli düKündü...göreve getirilecek kadar güvenilen bu insanlarH. K(cid:18)r(cid:18)lmayan bir bilgi zinciri vard(cid:18). ArtHk, tüm tedbirlere... tüm KaKHrtmacalara raFmen, Jacques Sauniére geriye kalan tek halka ve saklanan en güçlü sHrlardan birinin tek koruyucusuydu. Titreyerek ayaFakalktH. Bir yolunu bulmal(cid:18)y(cid:18)m... Büyük Galeri'de kHsHlHp kalmHKtH ve yeryüzünde meKaleyi devredebileceFi tek bir kiKi vardH. Sauniére zengin hapishanesinin duvarlarHna göz gezdirdi. DünyanHn en ünlü tablolarHndan oluKan koleksiyon, ona eski bir dost gibi gülümsüyordu. Yüzünü acHyla buruKturarak, tüm gücünü topladH. Önündeki vahim görevin, geriye kalan hayatHnHntüm saniyelerini alacaFHnH biliyordu. 1 Robert Langdon yavaKça uyandH. KaranlHkta bir telefon çalHyordu, tiz ve tanHdHk gelmeyen bir zil sesiydi. BaKucundaki lambaya doFru uzanHp açtH. Gözlerini kHsarak etrafa baktHFHnda, XVI. Louis tarzH mobilyalarla döKenmiK, duvarlarHnda el boyamasH freskler ve maundan yapHlmHK devasa bir yatak bulunan, lüks bir Rönesans yatak odasH gördü. Hangi cehennemdeyim? (cid:29)ifoniyerin üstünde duran koyu kHrmHzH bornozun üstünde, HOTEL RITZ PAR(cid:8)S etiketi vardH. Sis perdesi yavaKça kalkmaya baKlamHKtH. Langdon ahizeyi kaldHrdH."Alo?" Bir erkek sesi, "Bay Langdon?" dedi. "UmarHm sizi uyandHrmamHKHmdHr." Langdon sersemlemiK bir halde baKucundaki saate baktH. 00.32'yi gösteriyordu. YalnHzca bir saattir uyuyordu ama kendini ölü gibi hissediyordu. "Resepsiyondan arHyorum efendim. RahatsHz ettiFim için özür dilerim, fakat bir ziyaretçiniz var. Acil olduFukonusunda Hsrar ediyor." Langdon hâlâ kendine gelememiKti. Bir ziyaretçi mi? BakHKlarH, komodinin üstündeki buruKukel ilanHnasabitlendi. PAR(cid:8)S AMER(cid:8)KAN ÜN(cid:8)VERS(cid:8)TES(cid:8) (cid:8)ftiharla sunar! HARVARD ÜN(cid:8)VERS(cid:8)TES(cid:8),D(cid:8)N(cid:8)S(cid:8)MGEB(cid:8)L(cid:8)M PROFESÖRÜ ROBERT LANGDON ile B(cid:8)R AK(cid:29)AM Langdon inledi. Bu akKamki seminer Chartres Katedrali taKlarH arasHna saklanmHK bazH pagan sembolleri ile ilgili bir dia gösterisi seyirciler arasHndaki bazH muhafazakâr tipleri kHzdHrmHK olmalHydH. Herhalde koyu dindar bir alim, biraz kavga etmek için onu kaldHFH yere kadar takip etmiKti. Langdon, "Üzgünüm," dedi. "Ama çok yorgunum ve..." Ses tonunu alçaltHp, fHsHldayarak konuKan resepsiyon görevlisi, "Fakat efendim," diye Hsrar etti. "Ziyaretçiniz önemli bir adam." ' Langdon biraz duraksadH. Dini tablolar ve simgebilim kültü hakkHnda yazdHFH kitaplar onu sanat dünyasHnda istemese de ünlü biri haline getirmiKti. Üstelik geçen yHl Vatikan'da karHKtHFH ve geniKçe haber yapHlan hadise, ününü yüzlerce kez artHrmHKtH. O günden beri kapHsHna dayanan kendini beFenmiK tarihçilerle, sanat meraklHlarHnHnarkasH kesilmiyordu. Nezaketi elden bHrakmamaya özen gösteren Langdon, "Rica etsem," dedi. "Bu kiKinin ismini ve telefon numarasHnH alHp salH günü Paris'ten ayrHlmadan önce kendisini arayacaFHmH söyleyebilir misiniz? TeKekkür ederim." Resepsiyon görevlisi itiraz edemeden telefonu kapattH. ArtHk yatakta oturan Langdon, kapaFHnda I(cid:29)IKLAR (cid:29)EHR(cid:8)NDE BEBEKLER G(cid:8)B(cid:8) UYUYUN. PAR(cid:8)S RITZ'DE UYKU, diyerek övünen Misafir -li)kileri Bro)ürü'ne kaKlarHnH çatarak baktH. ArkasHnH dönüp, odanHn diFer ucundaki boy aynasHna yorgun gözlerle baktH. KarKHsHndaona bakan adam -saçlarH daFHlmHK vebitkin- bir yabancHydH. Tatile ihtiyac(cid:18)nvar Robert. Geçen yHl ondan çok Key götürmüKtü ama aynalarHn bunu ispat etmesi hoKuna gitmiyordu. Genelde sert bakan gözleri bu gece bulanHk ve içine çökmüK görünüyordu. Kirli sakalH çenesini ve gamzeli yanaklarHnH örtmüKtü. (cid:29)akaklarHndaki griler artmaya, simsiyah saçlarHnHn içlerine sokulmaya baKlamHKtH. Bayan meslektaKlarH, gri saçlarHn bilim adamH görüntüsünü vurguladHFH hususunda Hsrar etseler de, Langdon durumu çok daha iyi anlHyordu. Boston Magazine beni böyle bir görseydi. Geçen ay Boston Magazine, Langdon'H mahcup ederek onun ismini, en fazla merak uyandHran on kiKi arasHnda yazmHKtH... ne iKe yaradHFH anlaKHlmaz bu onur onu, Harvard'lH meslektaKlarHnHn attHFH taKlarHn hedefi haline getirmiKti. Bu gece, evden dört bin beK yüz kilometre uzakta, bu paye onu kendi verdiFi seminerde avlamak üzere yeniden yüzeye çHkmHKtH. Paris Amerikan Üniversitesi'nin, Dauphine Salonu'ndaki ev sahibesi, "Bayanlar baylar..." diye duyurmuKtu. "Bu akKamki konuFumuzun tanHtHlmaya ihtiyacH yok. Kendisi sayHsHz kitabHn yazandHr: Gizli Mezheplerin Sembolojileri, Illuminati Sanat(cid:18), -deogramlar(cid:18)n Kaybolan Dili ve Dini -konoloji kitaplarHnHn yazarH olduFunu söylediFimde abartmHK sayHlmam. Pek çoFunuz sHnHflarda onun yazdHFH kitaplarH okuyorsunuz." KalabalHktaki öFrenciler hararetle baKlarHnH salladHlar. "Bu gece kendisini etkileyici özgeçmiKini anlatarak tanHtmayH planlamHKtHm. Ama..." Muzip bakHKlarHnH sahnede oturan Langdon'a çevirmiKti. "Dinleyicilerden biri az önce bana çok daha fazlasHnH verdi... ilginç bir tanHtHma ne dersiniz?" Boston Magazine'in bir kopyasHnH elinde tutuyordu. Langdon korkuyla irkilmiKti. Bunu hangi cehennemden buldu? Ev sahibesi budala makaleden seçtiFi pasajlarH okudukça, Langdon sandalyesinde biraz daha büzülüyordu. Otuz saniye sonra kalabalHk sHrHtmaya baKlamHKtH ve kadHnHn susmaya niyeti yoktu. "AyrHca Bay Langdon'Hn, geçen yHl Vatikan'daki kardinaller meclisinde aldHFH alHKHlmadHk rol konusunda konuKmayH reddetmesi ona merak sayacHnda daha büyük puanlar kazandHrHyor." Ev sahibesi kalabalHFH kHKkHrtHyordu. "Daha fazlasHnH duymak ister misiniz?" KalabalHkalkHKladH. KadHn yeniden makaleye daldHFHnda, Langdon adeta yalvarHyordu. Biri onu durdursun. "BazH genç onur konuklarHmHz gibi yakHKHklH ve seksi olmasa da, kHrklH yaKlarHndaki bu akademisyende bilimsel çekicilikten daha fazlasH var. Onun büyüleyiciliFi, bayan meslektaKlarHnHn'kulaklara çikolata' diye nitelendirdiFi, alçak ve bariton sesinde yatHyor." Salon kahkahaya boFulmuKtu. Langdon gülümsemek için kendini zorladH. Bundan sonra ne olacaFHnH biliyordu "Harris tüviti giyen Harrison Ford" ile ilgili saçma sapan bir dize ve o akKam Harris tüvitiyle, balHkçHyaka Burberry'sini giymenin sakHncasH olmayacaFH sonucuna varmHK olduFundan, müdahale etmeye karar vermiKti. Langdon zamansHz bir anda ayaFa kalkHp, onu podyumun kenarHna iterken, "TeKekkürler Monique," dedi. "Gerçekten de Boston Magazine'in uydurma hikâyeler yazmakta üstüne yok." Utangaç bir tavHrla içini çekerek dinleyicilere döndü. "O makaleyi kimin getirdiFini öFrenebilirsem, konsolosluktan sHnHrdHKH etmesini isteyeceFim." KalabalHk gülmüKtü. "Pekâlâ, arkadaKlar hepinizin bildiFi gibi, bu akKam sembollerin gücü hakkHnda konuKmak için buradayHm..." Langdon'Hnotel odasHnda çalan telefonunun sesi, bir kez daha sessizliFi bölmüKtü. KulaklarHnainanamayarak homurdandH vetelefonu açtH."Evet?" Tahmin ettiFi gibi, arayan resepsiyon görevlisiydi. "Bay Langdon, tekrar özür dilerim. Misafirinizin Ku an odanHza doFru gelmekte olduFunu bildirmek için aradHm. Sizi uyarmam gerektiFini düKündüm." Langdon artHkiyice ayHlmHKtH."Odama birini mi gönderdin?" "Özür dilerim efendim, ama böyle bir adam... onu durduracak yetkim yok." "Bu adam tam olarak kim?" Ama resepsiyon görevlisi telefonu kapatmHKtH. Hemen ardHndan Langdon'HnkapHsHnda güçlü bir yumruk sesi duyuldu. Ayak parmaklarHnHn sabun köpüFü gibi yumuKak halHya gömüldüFünü hisseden Langdon yataktan güçlükle kalktH.Otel bornozuna sarHnHp,kapHya gitti. "Kim o?" "Bay Langdon? Sizinle konuKmam gerekiyor." AdamHn aksanlH bir (cid:8)ngilizcesi vardH. Sesi tiz ve otoriterdi. "(cid:8)smim TeFmen Jerome Collet. Adli Polis Merkezi'nden." Langdon duraksadH.Adli polis mi? DCPJ, ABD'deki FBI'Hndengiydi. Langdon zincirini çHkarmadan kapHyH birkaç santim araladH. KarKHsHnda durmuK ona bakan yüz, ince ve temizdi. Son derece zayHf olan bu adam, resmi görünüKlü mavi bir üniforma giyiyordu. Ajan, "(cid:8)çeri girebilir miyim?" diye sordu. YabancHnHn feri sönmüK gözleri kendisine bakarken Langdon ne yapacaFHna karar veremedi. "Ne hakkHndaydH?" "Yüzba)(cid:18)m,özel bir meselede sizin uzmanlHFHnHza baKvurmak istiyor." "(cid:29)imdi mi?" Langdon aFzHndan çHkacaklara hâkim oldu. "Saat gece yarHsHnH geçti." "Bu gece Louvre Müzesi müdürüyle randevunuz olduFudoFru mu?" Langdon birden kaygHlandH. O ve saygHn Müze Müdürü Jacques Sauniére, Langdon’Hn o akKamki seminerinden sonra buluKmayH planlamHKlar, ama Sauniére randevuya gelmemiKti. "Evet. Bunu nasHl bildiniz?" "Randevu defterinde isminize rastladHk." "UmarHm her Key yolundadHr." Ajan derin bir iç çekti ve kapHnHndar aralHFHndan Polaroid fotoFrafH uzattH. Langdon fotoFrafH görünce, tüm vücudu kaskatH kesildi. Langdon tuhaf resme bakarken, ilk baKta duyduFu tiksinme ve Kok, yerini gittikçe büyüyen bir öfkeye bHrakHyordu. "Kim böyle bir Key yapmHK olabilir?" "Simgebilim konusundaki bilginiz ve onunla buluKma planHnHzH göz önünde bulundurarak, bu soruyu yanHtlamamHza sizin yardHmcH olacaFHnHzH ümit ediyorduk." Langdon resimden gözlerini ayHrmHyordu. DuyduFu dehKete Kimdi bir de korku eklenmiKti. DehKet verici ve son derece garip fotoFraf, huzurunu bozan bir déjâ vu hissi veriyordu. Bir yHl kadar önce Langdon'Hn e!ine bir cesedin fotoFrafH geçmiK ve kendisinden benzeri bir yardHm istenmiKti. Yirmi dört saat sonra, Vatikan Kehrinde neredeyse hayatHnH kaybediyordu. Bu fotoFraf tamamHyla farklHydH ama yine de senaryodaki bir Key rahatsHzlHk verecek derecede tanHdHkgeliyordu. Ajan saatine baktH. "Yüzba)(cid:18)mbekliyor efendim." Langdon, onu güçlükle duymuKtu. Gözleri hâlâ resme dikilmiK duruyordu. "Buradaki sembol ve vücudunun o kadar tuhaf..." Ajan, "DuruKumu?" diye sordu. Langdon baKHnH salladH. KafasHnH kaldHrHrken ürperdiFini hissetti. "Bunu yapacak kiKiyi hayal edemiyorum." Ajan serinkanlH görünüyordu. "AnlamHyorsunuz Bay Langdon. Bu fotoFrafta gördüklerinizi..." DuraksadH."Bay Sauniére kendi yaptH."

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.