ebook img

Zihniyet ve Din - Sabri F. Ülgener PDF

179 Pages·2006·0.92 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Zihniyet ve Din - Sabri F. Ülgener

Dünü ve Bugünü ile Zihniyet ve Din İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlâkı DER YAYINLARI İstanbul — 1981 DER YAYINEVİ Sahaflar Çarşısı No. 1 Beyazıt - İstanbul P.K. 109 Yöneten: İBRAHİM DERBEDER YAYIN No. 18 Table of Contents BİR KAÇ SÖZ BAŞLARKEN DİN VE İKTİSAT AHLÂKI Genel Çizgiler İKTİSAT AHLAKI VE DİN 1. Çerçeve 2."Dünya" ve Din 3. Tavan ve Taban Sonuç İslâm, Tasavvuf ve İktisat Ahlâkı I. İSLÂM 1. Weber yaklaşımı ve limitleri 2. Farklı bir yaklaşım üzerine II. TASAVVUF ve ÖTESİ 1. Tasavvuf ve "Dünya" 2. YOL KAVŞAĞINDA TASAVVUF İki Uç, İki Bakış 3. ETKİ ALANI ve ETKİLEME ŞEKLİ 1. Esnaf ve Tasavvuf 2. Tüketim Toplumu, Sınıflı Toplum ve Tasavvuf 4. Sebep ve Sonuç 5. Kaçınılmaz Son SONUÇ Bitirirken BİR NOT ve BİR EK Geriye Bakarken BİR KAÇ SÖZ Her kitabın kendine göre bir hayat hikâyesi vardır: Başka canlılar gibi o da organik gelişme sürecinde bazen düz ve kesintisiz, bazen -belki de çoğunlukla demek lâzım- düşe kalka mesafe almaya çalışır, Burada da başka türlü olmamıştır ve olamazdı da. "Zihniyet ve Din", ilk tasarlanan şekli ile, kısa bir program çalışması olarak yola çıktı. Zaman geçtikçe şurasına burasına getirilen İlâve ve genişletmelerle bugünkü şeklini buldu. O şekli ile okuyucunun önüne çıkıyor. Konu bütünü ile bizim için pek de yeni ve yabancı sayılmaz; arkasında şöyle böyle kırk yılın birikimi yatmaktadır. Elde ve dosyalarda yığılıp kalmış notlar bîr bir elenip gün ışığına çıkarıldıkça araştırma belli bir hacim ve gövde genişliğine varmış olacaktı. Ve netekim öyle olmuştur. Kitap yazma ve okuma, diğer yandan, yazan ve okuyan İçin baştan sona ortaklaşa sürdürülecek bir yolculuğu göze almak sayılır; ve o haliyle de tarafların ilk satırlardan öteye asgarî bir anlaşma çizgisinde buluşmalarını şart koşar. Özellikle din ve zihniyet gibi ayrı ve karmaşık dünyaları yan yana getirirken okuyucunun şimdiden dikkatine sermekte yarar gördüğümüz noktalar vardır, izleyeceğimiz yolun belli başlı dönemeçlerini işaretleyen önemli noktalardır bunlar: 1. Önce çerçeve.. Bahsi ilk ağızda asıl hedefine -İslam, tasavvuf ve iktisat ahlâkına- yöneltmeden evvel genel boyutları ve çerçevesi içinde ele almayı düşündük ve öyle yaptık. Araştırmayı az çok sağlam bîr zemine oturttuktan sonra ayrıntılara girmek kolaylaşmış olacaktı. O yolda gerekli ön kavram ve araçları iyi kötü kendi çabamızla beraber çağın -başta Max Weber- din ve kültür sosyologlarına borçlu ölçtüğümüzü söylemeye hacet yoktur. Gerçi kendi meselelerimize, başkalarını karıştırmadan, ancak' bizim olan ve bize yaraşan bir tutum ve davranış İçinde çözüm bulunabileceği inancından olanlara dün olduğu kadar bugün de rastlanır. Biz bu katı ve dar görüşü hiç bir zaman paylaşmadık. Kaldı kî, İslâmın Batılı yazarlarca hakikaten ters ve çarpık anlaşılmış yanları varsa, yapılacak şey o tür değerlendirmelere gözlerini kapamak değil, başından beri karşılarında net ve açık bir tavır almak olabilirdi. 2. Din ve zihniyet ilişkisinin, diğer taraftan, konuya bugüne kadar alışık olduğumuzdan farklı bir bakış açısı getirmiş olacağını da şimdiden hatırda tutmakta yarar vardır. Çalışmamızda İslâmın iktisadî konular üzerine bir "îlm-i hal" bütünlüğü içinde eksiksiz izahını bulmayı umanlar, hemen söyleyelim ki aradıklarını bulamayacaklardır. Şimdiye kadar din denilince kalemin ve dilin ucuna gelen akaait kelâm, mezhep ve ekol tartışmaları; "muamelât" üzerine farklı içtihatlar v.s. bu cildin konuları dışında kalır. Çok açık bir sebepten: Hemen hiç biri "tavan"da dönüp dolaşan akislerinden öte insanımızın günlük tavır ve davranış normlarında göze görünür bir iz bırakmadıkları için! Kütlenin iktisat ahlâkı ile ilgilenen bir çalışmada, dinin üst ve "Kalifiye" katlarında, dönüp dolanan- nass ve içtihatlardan çok "taban"a sesini iletebilen pratik ahlâk normlarının birinci sırada yer tutmaları tabiidir. Basit ve yumuşatılmış haliyle halk ve esnaf katına seslenen mistik - tasavvuf inançların o cihetten şer’î-doktriner kurallar önünde ve, ilerisinde gelmelerini yadırgamamak gerekir. 3. Yukarıdaki satırlarla sözü konunun diğer bir ilgi çekici yanına getirdiğimiz dikkatten kaçmamış olmalıdır: Tavan ve taban! Üstte "elite" (kalifiye) çevre; altta geniş ve kalabalık yığın! Ayırım çizgisinin ilk bakışta göründüğü kadar net ve kesin olmadığı muhakkak. Birinden öbürüne fikir ve tavır alış verişine, tarihin her döneminde olduğu, gibi, burada da rastlayacağız’ Zihniyet oluşumu, aslında uzunca bir süre üst katlarda belirlenen fikirlerin derece derece ve çoğunlukla da - asıllarına göre- kabalaştırılmış halde alt katlara sızma ve yayılmalarının tarih sürecini verir. Umumiyetle kütle ve gövde hareketlerinin -devrimler dahil- gözler önüne serdiği görüntü de bundan farklı değildir: İlk defa zirvede akislenen seslerin kütleye nasıl ve ne gibi değişikliklerle aktarıldığını ve sonunda hepsinin birden, zaman dediğimiz öğütücü çarkın dişlileri arasında ilk dolgunluğunu -his ve heyecan tarafını- yitire tükete kuru şemalar halinde çağımız insanına nasıl devredildiğini adım adım izlemek her halde zahmetine değer bir araştırma olmalıdır. O çizgiye vardığımız anda kendimizi uzun ve zahmetli bîr yolculuğun son durağına ulaşmış sayabiliriz. Buraya kadarı ile, sanırız, okuyucuyu ortak yolculuğa çağırmak zamanı gelmiş olacaktır. Yol hazırlığında ben kendi hesabıma, her zaman olduğu gibi, bu defa da dost ve çalışma arkadaşlarımın ilgi ve desteğinden geniş ölçüde yararlandım. Hepsine ve -işin asıl zor ve zahmetli bölümünde beni bu defa da yalnız bırakmayan Doçent Dr. Sayar’a teşekkürlerimi tekrarlamayı borç bilirim. Sabri F. Ülgener BAŞLARKEN Elimizdeki kitapla zihniyet araştırmamızın ikinci bölümü tamamlanıyor. Birincisinin epey gerilerde kalan bir geçmişi vardır : "İktisadî İnhitat Tarihimizin Ahlâk ve Zihniyet Meseleleri" 1951'de yayın dünyasına gözlerini açtı1). İnhitat devri ile (eskisinde inhitat dediğimize yeni baskısında çözülme deniyor) Osmanlı ülkesi dahil bütün bir bölgenin kaderini tayin edecek olan önemli bir kayma ve değişme üstünde durmak istiyorduk: Dünya ticaret yollarının Akdenizi kaderi ile baş başa bırakıp Atlantik kıyılarına doğru yer. değiştirmeleri ve bunun zihniyet dünyamızda bıraktığı izler! İlk kitapla atılan adımı arkasından bir İkincisi takip edecekti: İlkinde geniş bir panoraması verilen ahlâk ve zihniyet dünyamızın bu İkincisi ile köklerine ve o arada dinî -manevî faktör ile ilgi ve ilişkisi üzerinde, durulacaktı. İki adım arasına tahminlerimden çok uzun bir zaman girdi. Ele alınacak konunun -şayet yüzeyde basit ve yavan sözlerden ibaret kalmayacaksa- yazarından kaynaklara geniş bir vukufu ve o yolda yeterli bir formasyonu şart koşacağı ortada idî. Bu şartı bugün de ne derece yerine getirebildiğime emin değilim. Bir yanda gücümü ve tahminlerimi kat kat aşan zorluklar diğer yanda -meslek icabı- başka türlü meşguliyetlerle üstüste gelince kafamdaki ile kâğıta dökebileceğim arasındaki mesafe uzadıkça uzadı. Konuya yıllar yılı dönmek mümkün olmadı. Bununla beraber, gecikmenin büsbütün cesaret kırıcı olmadığını ve olmaması gerektiğini gösteren belirtiler de ortada hiç yoktur denemezdi. Her şeyden önce, din ve zihniyet konusu ve onunla birlikte Max Weber dosyası hemen hiç bjr yerde kapanmış değildi; bir çok ülkede hatta yeni yeni açılıyordu. Birleşik Devletler ve İngiltere başta , olmak üzere batıda hemen her yıl Max Weber üzerine ardı arası kesilmeyen araştırmalar yayınlanıyor; yığınla kitap, inceleme, monografi birbirini izleyip gidiyor. Her fâni’ye nasip olmayan bir diriliş: Gerçek anlamı ile bir "Max Weber Renaissance'ı! Bir çok ülkede fikir ve bilim çevrelerinin o yolda hızla mesafe aldığını gördükçe, birikmiş notlarıma zarf ve dosyalar içinde daha fazla zindan hayatı yaşatmaya gönlüm razı olmadı. Onlar da eksik güdük gün ışığına çıkmalı, kervana katılmalı idi. Gecikmenin belki de bir noktada hatta yararlı olduğunu düşünerek avunabilirdim: Yeni yayınların getirdikleri değişik bakış açıları yol boyunca benim için de elbette faydalı olacaktı. Din ve zihniyet konusunu bu sahifelerde önce genel çerçevesi içinde tanımaya çalışacağız. İncelememize, daha ileri adımlar için bir Program çalışması gözüyle bakmak da mümkündür. Çerçeve belli olduktan sonra ayrıntıları sırası geldikçe yerli yerine oturtmak kolaylaşmış olacaktır. *** Sözü bir program çalışması diye bağlarken, neyin peşinde olduğumuzu, nereye varmak istediğimizi biraz daha açıklığa kavuşturmakta yarar vardır. İlk çalışmalarımızda da açıklanmıştı; biraz önce de değinildi: Zihniyet araştırmaları genel olarak iki koldan yürütülür. Zihniyetin bir yandan -hangi çağa ve çevreye aitse- geniş bir panoraması verilir. Sonra da köklerine ve kaynaklarına inilir Panoramik görüntü, ne de olsa, çağın kültür muhtevasında yeri ve önemli payı olan çizgilerin toplanıp bir araya getirilmesi ile elde edilmiş olacağına göre, araştırıcının -sübjektif değer yargılarının değilse bile- yine de muayyen bir bakış açısının ürünü olmaktan öteye geçmez. Bir kısım çizgilerin diğerleri önüne geçirilmesi ve belki gereğinden fazla vurgulanışı seçilen tabloya ister istemez sübjektif ve öyle olduğu için de her an tartışmaya açık bir renk katmış olacaktır. Öyle olmasında her halde fazla yadırganacak bir taraf olmasa gerektir. Arkadan söküp gelecek olan farklı değerlendirmeler tablonun eksiklerini ve - varsa- yanlışlarını giderme bakımından her zaman yararlı olmuştur ve olacaklardır. Bundan önceki araştırmalarımızda biz de kültür dünyamızın genişçe bir kesitini göz önüne alarak iktisat ahlâkının ve zihniyetinin genel bir tablosunu vermeye çalıştık. Araştırmanın hedefi insanımızın yalnız dün değil, bir bakıma bugün de sürüp giden çizgilerini göz önüne sermekti. Çizgiler belirlendikçe bir yerde kendimizi bulmuş, kendimizi keşfetmiş olacaktık. Vardığımız sonuç aşağı yukarı şöyle idi2) : Bol ve ferah yaşamanın tattıracağı haz ve zevke (ya da özlemine) hiç bir zaman yabancı olmamakla beraber, o uğurda acele ve telâştan hoşlanmayan, yolunu ve yönünü tayinde göreneğe bağlı, işinde ve hesabında götürü bir insan! Çizgilerden bir kısmı bugün eski netliğini kaybetmiş olabilir. Bir kısmı da günün maddî kaygıları ve "routine" akışı içinde silinip gitmek üzere! Ama halâ yabancımız olmayan taraflar eksik değil: Gücümüz yettiğince bol ve gösterişli tüketim bugün de üretim çabamızın önünde ve ilersinde (pahalı ve gösterişli lojman, ofis v.s. tutkumuzun sade, gösterişsiz tarafı ile' hizmet ve üretim kapasitesi önünde gelmesi gibi.)! En ziyade İktisadî - teknik karakter taşıması beklenen konulan (kuruluş yerinden maliyet hesaplarına kadar) bir nevi el yordamı veya göz kararlaması ile

Description:
Elimizdeki kitap "İktisadi Çözümlemenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası"nın devamı ve bir ölçüde tamamlanışıdır. Birincisinde genel tablosu çizilmiş olan zihniyet dünyamızın bu ikincisi ile dini manevi kök kaynaklarına inmeye çalışılmıştır. Kitap din sosyolojisi ve özellikle
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.