ebook img

Pal Sokağı Çocukları - Ferenc Molnar PDF

227 Pages·2000·0.8 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Pal Sokağı Çocukları - Ferenc Molnar

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 54 PÂL SOKAĞI'NIN ÇOCUKLARI Yayına hazırlayan: Egemen Berköz Dizgi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti. Temmuz 1999 FERENC MOLNAR PÂL SOKAĞI'NIN ÇOCUKLARI Macarca'dan çeviren: Necmi SEREN 75. yıl coşkusuyla... Hümanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aşama, insan varlığının en somut anlatımı olan sanat yapıtlarının benimsenmesidir. Sanat dalları içinde edebiyat, bu anlatımın düşünce öğeleri en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir ulusun, diğer ulusların edebiyatlarını kendi dilinde, daha doğrusu kendi düşüncesinde yinelemesi; zekâ ve anlama gücünü o yapıtlar oranında artırması, canlandırması ve yeniden yaratması demektir. İşte çeviri etkinliğini, biz, bu bakımdan önemli ve uygarlık davamız için etkili saymaktayız. Zekâsının her yüzünü bu türlü yapıtların her türlüsüne döndürebilmiş uluslarda düşüncenin en silinmez aracı olan yazı ve onun mimarisi demek olan edebiyatın, bütün kitlenin ruhuna kadar işleyen ve sinen bir etkisi vardır. Bu etkinin birey ve toplum üzerinde aynı olması, zamanda ve mekânda bütün sınırları delip aşacak bir sağlamlık ve yaygınlığı gösterir. Hangi ulusun kitaplığı bu yönde zenginse o ulus, uygarlık dünyasında daha yüksek bir düşünce düzeyinde demektir. Bu bakımdan çeviri etkinliğini sistemli ve dikkatli bir biçimde yönetmek, onun genişlemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esirgemeyen Türk aydınlarına şükran duyuyorum. Onların çabalarıyla beş yıl içinde, hiç değilse, devlet eliyle yüz ciltlik, özel girişimlerin çabası ve yine devletin yardımıyla, onun dört beş katı büyük olmak üzere zengin bir çeviri kitaplığımız olacaktır. Özellikle Türk dilinin bu emeklerden elde edeceği büyük yararı düşünüp de şimdiden çeviri etkinliğine yakın ilgi ve sevgi duymamak, hiçbir Türk okurunun elinde değildir. 23 Haziran 1941. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel SUNUŞ Cumhuriyet'le başlayan Türk Aydınlanma Devrimi'nde, dünya klasiklerinin Hasan Âli Yücel öncülüğünde dilimize çevrilmesinin, kuşkusuz önemli payı vardır. Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyetimizin 75. yılında, bu etkinliği yineleyerek, Türk okuruna bir "Aydınlanma Kitaplığı'' kazandırmak istedik. Bu çerçevede, 1940'lı yıllardan başlayarak Milli Eğitim Bakanlığı'nca yayınlanan dünya klasiklerini okurlarımıza sunmaya başladık. Büyük ilgi gören bu etkinliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca yayınlanmamış -ancak Aydınlanma Devrimi yarıda kalmasaydı yayınlanacağına kesinlikle inandığımız- dünya klasiklerini de katarak sürdürüyoruz. Cumhuriyet ÖNSÖZ Ferenc Molnar yabancı ülkelerde daha çok Franz Molnar diye tanınmıştır. Öyküleri, oyunları ve romanları ona yazın dünyasında parlak bir ün kazandırmıştır. Oyunlarının birçoğu beyaz perdede ve tiyatro sahnelerinde zevkle seyredilmekte ve alkışlanmaktadır. Her bakımdan yetkin bir roman olan ''Pâl Sokağı'nın Çocukları" ise Macar gençlik yazınının en güzel yapıtı sayılır. Çocuklarımızın, ellerine geçen kitapları, dergileri satır satır nasıl didiklediklerini görüyoruz. Okulda okuyorlar, yolda okuyorlar, evde okuyorlar. Okula gidenler okuyor; sokakta gezenler okuyor; cami avlularında, boş arsalarda "meşin eskitenler"; deniz kıyısında balık tutanlar... Hepsi okuyor. Onlar, bu davranışlarıyla, yaprakları durmadan kemiren ipekböceklerine benziyorlar. Vakit ve olanak bulabilenler için, bu sevimli böceklerin önüne renkli ve kokulu yapraklar atıp bunları nasıl iştahla yediklerine bakmaktan daha zevkli ne olabilir! Bu güzel kitabı onlar için çevirdim ve emeğimin boşa gitmediğine eminim. Haziran 1944 NECMİ SEREN I II III IV V VI VII VIII IX X I Saat bire tam çeyrek vardı ki, doğa bilimleri salonunda öğretmen masasında, uzun ve boş deneylerin sonunda, güçlükle, heyecanlı bekleşmelerin ödülü olarak, Bunsen lambasının renksiz alevinde zümrüt yeşili, nefis bir çizgi parladı. Bu, öğretmenin, alevi yeşile boyadığını kanıtlamak istediği maddenin gerçekten alevi yeşile boyadığını gösteriyordu. Evet, bire çeyrek kala, tam bu zafer dakikasında, komşu evin avlusundan piyano sesleri gelmeye başladı ve bununla, sınıftaki ciddilik ortadan kalkıverdi. Bu sıcak mart gününde pencereler ardına kadar açıktı ve müzik, serin ilkyaz rüzgârının kanatlarında dersliğe doluyordu. Bu, piyanoda bir yürüyüş marşına dönüşen oynak bir Macar havasıydı ve öyle tatlı, öyle şen yankılanıyordu ki, bütün sınıf gülümsemek istedi; hatta, gerçekten gülümseyenler bile oldu. Bunsen lambasında yeşil alev neşeyle dalgalanıyordu ve buna ancak ön sıradan birkaç çocuk dalmıştı. Ötekiler pencereden dışarıya bakıyorlardı. Buradan, komşu küçük evin damı ve uzakta, parlak öğle güneşi altında, kilisenin çan kulesi görünmekteydi. Bu kuledeki saatin yelkovanı on ikiye doğru, bakanlara avuntu verecek biçimde ilerliyordu. Çocuklar pencereden dışarıya dikkat edince, müzikle birlikte, başka, yabancı seslerin de salona dolmakta olduğunun ayrımına vardılar. Atlı tramvayların sürücüleri boru çalıyor, evlerin birinde bir hizmetçi kız piyanodakinden büsbütün başka bir şarkı söylüyordu. Sınıf kıpırdanmaya başladı. Çocukların bir bölümü sıralarında kitaplarını karıştırıyor, daha dürüst olanlar kalemlerini temizliyor, hokkasını kapatıyordu. Bu öyle güzel yapılmıştı ki, birisi cebine bir yumruk veya bir tekme indirmedikçe içinden mürekkep sızmazdı. Çele, dağılmış olan kitap yapraklarını topluyordu. O, kitap yerine bunları getirirdi. Çünkü şıklığa düşkündü; başkaları gibi bütün kitaplığı koltuğunun altında taşımazdı. Yalnızca gereken yaprakları getirirdi. Bunları da iç ve dış ceplerine özenle dağıtırdı. Çonakoş, en arka sırada, canı sıkılan bir suaygırı gibi esniyordu. Vays cebinin içini dışına çevirdi ve saat ondan saat bire kadar cebinden lokma lokma koparıp yediği ekmeğin kırıntılarını temizledi. Gereyb ayağa kalkmak isteyen insanın yaptığı gibi, sıranın altında ayaklarını yere sürtmeye başladı. Barabaş hiç sıkılmadan muşambasını dizlerine yaydı; kitapları boy sırasıyla üst üste koydu. Sararken sırımı öyle güçlü sıktı ki altındaki sıra bile gıcırdadı ve kendisi kıpkırmızı oldu. Özetle, herkes çıkmak için hazırlık yapıyordu. Beş dakika sonra her şeyin sona ereceğinden haberi olmayan yalnızca öğretmendi. Yumuşak bakışlarını sevimli çocuk başlarının üstünde dolaştırarak: - Bu ne? diye seslendi. Bunun üzerine odayı derin bir sessizlik kapladı. Bir ölüm sessizliği... Barabaş ister istemez sırımı gevşetti; Gereyb ayaklarını altına çekti; Vays cebini gene içeriye çevirdi; Çonakoş ağzını eliyle kapayarak esnemesini avucunun arkasında tamamladı; Çele "yapraklar"ı oldukları yerde bıraktı; Bika kırmızı hokkasını çabucak cebine soktu ve bundan, cebe iner inmez, güzel mavi bir mürekkep sızmaya başladı. Öğretmen : - Bu da ne? diye yineledi. Şimdi herkes yerinde kımıldamadan duruyordu... Sonra, öğretmen, neşeli piyano seslerinin dolduğu pencereye baktı. Sanki, bu seslerin öğretmenlik yetkesi altında olmadığını herkese anlatmak istiyordu. Bununla birlikte, sesin geldiği yana doğru sert sert bakarak: - Çengei, pencereyi kapa! dedi. İlk sıranın başında oturan Çengei, minik Çengei kalktı, gayet ciddi ve sert bir yüzle pencereyi kapamaya gitti. Bu anda Çonakoş sıranın yanından eğilerek küçük, sarışın bir çocuğa: - Dikkat, Nemeçek! diye fısıldadı. Nemeçek başını geriye çevirdi ve hemen yere baktı. Yanına, buruşturulmuş bir küçük kâğıt yuvarlanmıştı. Aldı, açtı. Bir yüzünde "Bika'ya verilecek" diye yazılıydı. Nemeçek biliyordu ki bu yalnızca adresti ve mektubun kendisi, asıl söylenecek olan şey kâğıdın öteki yüzünde yazılıydı. Fakat Nemeçek çok dürüst ve özyapısı sağlam bir çocuk olduğu için başkasının mektubunu okumak istemedi. O da kâğıdı dürüp uygun zamanı bekledi. Şimdi de o yere eğildi ve fısıldadı: - Dikkat, Bika!.. Bu kez Bika yere baktı. (Sıraların arasındaki bu yol çocukların herhangi bir iş için konuşmalarını sağlıyordu.) Küçük kâğıt parçası top gibi yuvarlanarak oraya gelmişti.

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.