ebook img

Genç Bir İşadamına - Emre Yılmaz PDF

278 Pages·2004·0.98 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Genç Bir İşadamına - Emre Yılmaz

Emre Yılmaz, 1960 yılında İstanbul’da doğdu. Robert Lisesi’ni bitirdikten sonra, İtalya ve Amerika’da tarih okudu. Harvard Üniversitesi’nde Yakın Doğu Tarihi üzerine mastır yaptı. Daha sonra New York’da Colum-bia Üniversitesi’nde İş İdaresi ve Yöneticilik üzerine ikinci mastırını tamamladı. 1985 yılında yurda dönerek iş hayatına atıldı. 1995 yılında bütün işlerini tasfiye etti. Editörün Notu: Matbaada 10.000 kitabımıza el konduğunda, toplumumuzda ar ve haya duygularını incitenlerin içinde, yazar ve sanatçıların bulunmadığını belirtmiştim. Siyaseti ve iş dünyasını kirletenleri, “ar ve haya duygularını” incitenleri ahlâk ve etik felsefe perspektifinden resmetmenin suç olmadığına olan inancımı tekrar tekrar belirtmek istiyorum. Kitabımız kimlerden övgü alıyor? Demokrasi kültürünü hazmetmiş iş çevrelerinden övgü alıyor, aydınlardan övgü alıyor. Kimler rahatsız? Siyaset ve iş çevrelerinde maddi ve manevi kirlenmeyi yaratanlar rahatsız. Paralı ve lüks bir hayat uğruna her şeyin alınıp satılabildiğine inananlar rahatsız. Bütün bu maddi ve manevi kirlenmeyi yaratanlar ar ve haya duygularını zedelemiyor da; bütün bu olup bitenleri yepyeni prizmadan geçirerek resmeden bizler mi ar ve haya duygularını zedeliyoruz? Edebe davet ederken, “edepsiz olmak” bir yayıncı olarak ülkem adına incitiyor beni. Kitabın toplatılmasını, düşüncenin özgürce ifade edilmesinin engellenmesi olarak gördüğümü, bir önceki baskıda ifade etmiştim. Kitabı, orijinal ve sansürsüz haliyle okuyucuya iletme kararlılığımı bilmenizi istiyorum demiştim. Şimdi hukuki zeminde de kitabımız özgür. Mahkeme kararıyla bir sanat eserinin özgür kalmasını buruk bir sevinçle karşılıyor, değerlendirmenize sunuyorum. Düşüncenin özgürce ifade edilmesinin önündeki engellerin hiç varolmadığı Türkiye özlemimi ortak talebimiz olarak belirtiyorum. Sezai KAYNAK Genç Bir İşadamına Emre Yılmaz ANGORA Yayıncılık ISBN: 975-287-015-5 1 24. Baskı, Temmuz 2006 Editör: Sezai Kaynak Kapak Tasarım: Hakkı Mısırlıoğlu Kapak Bilgisayar İllüstrasyon: Şinasi Kavuncu Baskı: Özkan Matbaacılık ve Gazetecilik Ltd. Şti. Kendimi kendim kaybettim Kendim ister kendimi Kendime kendim gerekse Bula kendim kendimi1 * * * Ruhunu sat. Hemen, bir an önce sat ve kurtul. Nerede ve nasıl mı satmalısın? Piyasa seni bulacak merak etme! Ondan sonrası daha kolaydır. Ruhunu sattığın anı unut. Büyük işadamları ilk gecelerini asla hatırlamazlar. Doğuştan işadamıysan zaten farkına bile varmazsın. Eğer zorlanırsan en kolay yol, o anı başarıdan başarıya koşacağın hayatının sevimsiz ama gerekli bir rastlantısı gibi görmendir. Zaman herşeyi değiştirdiği gibi o anın da manasını vicdanında değiştirecek. “İyi bir tecrübe oldu”, diyeceksin. “Gençlikti, geldi geçti”, diyeceksin. “Neler gördüm, o acı yanında hiç kalır”, diyeceksin. * * * Sattığını çok ama çok zor geri alırsın. İhtiyacını bilirler, hissederler, sezerler. Üçe sattığını üçyüze vermezler adama. Saf ve temiz bir ruh. Parayla ölçülemeyecek kadar kıymetli. Ucuza kapatmışlar bir kere. Verirler mi? Unutma, alan da kurt bir işadamıdır. Belki o da kendi kaybettiğinin acısını çıkartıyordur. İntikam mı? Sapıkça tatmin mi? Malın kıymetini çok iyi bilirler. Asla konuşmazlar. Bu yaşlı iş adamlarının iç dünyaları; birbirinin üstüne devrilmiş ağaçlar, sarmaşıklar ve dikenlerle örülmüş karanlıklar, çığlıklarla dolu yağmur ormanları gibidir. Yabani. Girilmez. Anlaşılmaz. * * * Sattığını geri alamayacaksın. Almak istersen, herşeyini, ruhunu satarak elde ettiğin her şeyini, vermelisin. Büyük bir ihtimalle yine de geri alamayacaksın. Hoş, alsan da satılan mal gittiği gibi geri gelmez ki... Sat ve kurtul. Bir daha geriye bakma. Kaybedersin. Böylesi bir geriye dönüş yoluna girmek yürek ister. Bu meydan iş dünyasına benzemez. Çok daha zorlu, acımasız ve kanlıdır. İş dünyasında aştığın zorluklar ve engeller, bu yolda vereceğin savaşın yanında hiç kalır. Kaybedersin. Her şeyini kaybedip ruhunu geri alamamak ise acıların en büyüğüdür. Oysa ruhunu satmışların dünyasında kazanmak ne kolaydır! Herkese bir ödül vardır- bazen gerçek, bazen kandırmaca- yine de bir ödül, en azından bir teselli armağanı... Holding sahibi olamamışsan da, ufak, bir şirketle kendine toplumda saygıdeğer bir yer edinebilirsin, demek başkanlıkları yapabilirsin, sağda solda fikrin sorulur, bir iki defa yazıların çıkar. Ancak ruhunu alamadan döndüğünde, en ufak en mütevazı ödül bile, iş dünyasında yiyeceğin “başarısız” damgasına yeğdir. * * * Genç işadamı; ruhunu sattıktan sonra ruhlar pazarına asla geri dönme. Sana ilk ve belki de en önemli tavsiyem budur. Kaybedersin. * * * Onyedi yaşımda Amerika’daydım. Bir hafta sonu, Libya’da büyük inşaatlar yapan S... Bey beni evine öğle yemeğine davet etti. New York siluetine hakim pencereler, şampanya rengi duvarlar... resimlerin üstünde spotlar... herkese ismiyle hitap eden beyaz garson... uzun boylu, omuzları açık elbiseler içinde kızlar... Yemekte evin hanımı beni P... Üniversitesi’ne kabul edildiğim için tebrik etti. Herkes uzun bir “ooo” çekti ve bana gibi gözükse de aslında P... Üniversitesi’nin görkemine kadeh kaldırıldı. Ve evin hanımı dönüp ne okuyacağımı sordu: “Ekonomi” dedim... “Ve tarih”. -Tarih mi! Bir erkek için zayıf değil mi? O anda kalkıp masanın üstüne çıkmalıydım. Karşımda oturan büyük kızının önüne çömelip ağzına ..... Omuzları açık elbisenin içine üstten elimi......Döndürüp oracıkta....... Kulaklarıma kadar kızardığımı hatırlıyorum. Ne dediğimi ise hiç hatırlamıyorum. Sonra P... Üniversitesi’nde tarih okudum. Ama ilk defa o yemekte cinsel tacize uğradım. Ruhumu ise çok sonraları sattım. Bugünün Kahramanları Her devrin en cazip kadınları kimlerle çiftleşmek istiyorlarsa, o günün kahramanları o erkeklerdir. Kadın, on milyon yıllık bilinçaltıyla, çocuklarının babasını toplumun en güçlü erkekleri arasından seçer. * * * Neanderthal kadını için en çekici erkek, mağaraya en çok et getiren genç avcıydı. Ortaçağda zırhlar içinde kaba saba, iriyarı şövalyeler; Rönesans Kalyasında ise zırhından sıyrılmış zarif, ince yapılı saray prensleri gözdeydi. Onsekizinci yüzyıl Fransız şatolarında, soylu olmayan burjuva şairler; ondokuzuncu yüzyılda müzisyenler; yirminci yüzyıl başlarında ise Paris ressamları bütün kadınları götürürken; bize daha yakın altmışlı ve yetmişli yıllarda en yatağa atılır erkekler Marksistler arasından çıkardı. Üniversiteden sonra babamın işlerine devam edeceğim diyen genç adam abazanlıktan kıvranırdı. Peki, bugünün en cazip kadınları; mankenler, modeller, güzellik kraliçeleri, TV sunucuları, radyo DJ’leri, sosyete dergilerinin kızları kimlerle beraber oluyorlar? Evet genç işadamı; mesleğinin en çekici yanlarından biri de budur. Ve herkes biraz da bu yüzden sana benzemeye çalışıyor. O herşeyi bilen köşe yazarları, doğal hayatı koruma dernekleri başkanları, sendikacılar, mimarlar, ressamlar, besteciler herkes ama herkes sana imreniyor. Senin kızlarınla yatmak, senin çıktığın Atlas Dergisi seyahatlerine çıkmak,

Description:
'Yazdıklarından bazıları Murphy Yasaları gibi duvarlara asılacak.' Sibel Kilimci / Mart - 1996 '...İşadamı dünyasını, sadece sosyete dergilerinden ve televizyonlardaki paparazzi programlarından dış görüntüleriyle izleyenlere... İçerden bilgi sızdıran bu kitap, farklı bir penc
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.