ebook img

Çevre Ahlakı PDF

82 Pages·2017·3.52 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Çevre Ahlakı

Aylık Dergi Şubat 2018 Sayı: 326 ÇEVRE AHLAKI HAYVAN HAKLARI VE ÇEVRESEL SORUNLAR PROF. DR. IBRAHIM ISLAM, ÇEVRE VARLIĞIN DEĞERI DOĞAL ÇEVRELERININ VE ISLAMIN ÇÖZÜM ÖZDEMIR ILE ÇEVRE VE AHLAK VE EKOLOJI AHLAKI KORUNMASI ÖNERILERI ÜZERINE EDİTÖRDEN Dr. Fatih Kurt İ nsanoğlu sosyal ve doğal çevresiyle, doğumundan ölümüne kadar etkileşim içindedir. Bu etkileşim esnasında sergilediği davranışlar onun ahlakına dair belirleyici veriler olarak karşımıza çıkar. Tabiat, Kur’an-ı Kerim’de sıklıkla zik- redilen, ihtiva ettiği güzelliklerle, nimetlerle öne çıkarılan ve tefekküre verdi- ği imkânla Müslümanların zihin dünyasında geniş yer tutan bir özelliğe sahiptir. İslam dini müminlerin hayatını bir bütün olarak ele alır ve şekillendirir. Hayata, ölüme ve çevreye dair yaklaşımlar aynı bütünün parçaları olarak karşımıza çıkar. İnsandan canlı cansız bütün mevcudata karşı koruması istenen sorumluluk bilinci, onun Allah’a karşı sorumluluğunun mütemmim cüzüdür. Kâinat Cenab-ı Allah’ın eseri olarak ihtirama, korunup gözetilmeye layıktır. Varlığın ve kozmolojik düzenin ardında insan zihnini acze düşüren bir irade, bir kudret tezahürü vardır. Kendisi dışındaki varlıklar insanın emrine verilmiş, bu nimet diğer bütün nimetler gibi bir dizi ahlaki sorumluluğu beraberinde getirmiştir. “Allah, gökleri ve yeri yara- tan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır. O, âdetleri üzere hareket eden güneşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, ge- ceyi ve gündüzü sizin emrinize verendir.” (İbrahim, 14/32-33.) İnsan, kendisine hem nimet hem de emanet olarak verilmiş olan bütün yaratılmışlara karşı sorumluluğu- nun gereği olarak şefkatle yaklaşmak ve onları korumakla mükelleftir. Yüce Allah, insanın emrine ve emanetine verdiği nimetlerden istifade edilirken is- raf ve savurganlığa düşülmesini yasaklamış, her nimetin hesabının sorulacağını be- yan etmiş, böylece hayvanlara, ağaçlara ve bitkilere karşı bir dikkat ve rikkatin ge- lişmesine zemin hazırlamıştır. Öte yandan, “Elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin.” (Buhari, el-Edebü’l-Müfred, 168.) hadisi şerifi hem Müslümanları son nefese kadar çalışma- ya teşvik etmiş hem de tabiata karşı sorumluluğu vurgulamıştır. Yine Efendimiz hayvanlara eziyet edenleri sert bir dille eleştirmiş, suyun, yolların ve diğer ortak kullanım alanlarının titizlikle korunup gözetilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu uyarılarla insanın âlemle ilişkisi genel kulluk şuurunun dışında tutulamayacağı or- taya konulmuştur. Diyanet Aylık Dergi olarak bu ay “Çevre Ahlakı” dosyasıyla huzurlarınızdayız. Prof. Dr. Huriye Martı, “İslam, Çevre ve Ahlak” başlığı altında dosyamızın çerçeve yazı- sını kaleme aldı. Doç. Dr. Recep Ardoğan, “İslam’da Varlığın Değeri ve Ekoloji Ah- lakı”; Prof. Dr. Adnan Koşum, “İslam’da Hayvan Hakları Bağlamında Hayvanların Doğal Çevrelerinin Korunması”; Osman Zeki Yağcı, “Çevre Sorunları ve İslam’ın Bakış Açısı”; Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bozyiğit, “İslam Ahlak Öğretisinde Çevre” başlıklı yazılarla dosyamıza katkı sundular. Bu ayki söyleşi konuğumuz Prof. Dr. İbrahim Özdemir. İslam kültürünün tabiata yaklaşımını Batı ile karşılaştırmalı olarak ko- nuştuk kendisiyle. Birbirinden değerli yazılarla dergimizin toplumda çevre ahlakı- na ve bilincine katkı sağlamasını temenni ediyor, iyi okumalar diliyorum. Bir sonraki sayıda tekrar görüşmek dileğiyle… DİN DÜŞÜNCE YORUM 34 Gençliğin Rol Modeli: Ashab-ı Kehf GÜNDEM KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT 6 62 İslam, Çevre Evimize Dönelim ve Ahlak Kelimelerimizle Kucaklaşalım 2018 SÖYLEŞİ HADİSLERİN IŞIĞINDA 26 Prof. Dr. İbrahim Özdemir: 40 Ağaç ve Çevre ŞUBAT "Âlemin efendisi ve hâkimi değil, Prof. Dr. Zekeriya GÜLER mütevazı bir üyesi olduğumuzu; mutluluk ve iyiliğimizin içinde EN GÜZEL İSİMLER yaşadığımız âlemle bağlantılı 42 Her Yerde Hâzır ve Nâzır: Şehîd olduğunu unutmamamız gerekir." GÜNDEM Fatma BAYRAM Kamil BÜYÜKER 6 İslam, Çevre ve Ahlak BÜYÜTEÇ Prof. Dr. Huriye MARTI DİN DÜŞÜNCE YORUM 44 Bozuk Satıh! 10 İslam'da Varlığın Değeri ve 30 Kur'an'da Musibet Kavramı Prof. Dr. Adnan Bülent BALOĞLU Ekoloji Ahlakı Üzerine Psiko-Sosyolojik Doç. Dr. Recep ARDOĞAN Değerlendirmeler İZ BIRAKANLAR Prof. Dr. Ali KÖSE 14 İslam'da Hayvan Hakları ve Doğal 48 Düşünce Dünyamızda Yorulmayan Çevrelerinin Korunması 34 Gençliğin Rol Modeli: Bir Yolcu: Hilmi Ziya Ülken Ashab-ı Kehf Hilal KOÇ HANCI Prof. Dr. Adnan KOŞUM Prof. Dr. Ramazan ALTINTAŞ 18 Çevresel Sorunlar ve İslamın DÜNYA MÜSLÜMANLARI Çözüm Önerileri VAHYİN AYDINLIĞINDA 50 Kosovalıların Millî Kimliğini Osman Zeki YAĞCI 38 Rabbimizin Bizlere Kutsal Şekillendiren İki Unsur: 22 İslam Ahlak Öğretisinde Çevre Emanetleri: Toprak, Su, Hava İslam ve Osmanlılar Yrd. Doç. Dr. Ahmet BOZYİĞİT Prof. Dr. Muammer ERBAŞ Prof. Dr. Ahmet KAVAS [3 2 6 ] Diyanet İşleri Başkanlığı Adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dr. Fatih KURT Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dr. Faruk GÖRGÜLÜ Mali İşler ve Dağıtım Sorumlusu V. Recep GEZGİN Yayın Kurulu Dr. Fatih KURT Dr. Faruk GÖRGÜLÜ Abdulbaki İŞCAN Dr. Lamia LEVENT ABUL Yayın Koordinatörleri Dr. Lamia LEVENT ABUL Mustafa BEKTAŞOĞLU Emin GÜRDAMUR Dijital Medya GEZİ-YORUM Muhammed Kâmil YAYKAN 76 Ömer GÜÇLÜ Ukrayna Notları Tashih Mustafa BEKTAŞOĞLU Arşiv Ali Duran DEMİRCİOĞLU Grafik-Tasarım EVEN Medya Bardacık Sk. No: 27/16 Çankaya-Ankara Tel: 0312 437 37 27 Fax: 0312 437 37 04 www.evenmedya.com [email protected] Abone İşleri Tel: 0312 295 71 96-97 Faks : 0312 285 18 54 e-mail: [email protected] İletişim SÖYLEŞİ DİN VE HAYAT Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü 26 72 Üniversiteler Mah. Dumlupınar Blv. Prof. Dr. Dünya Bir No: 147/A 06800 Çankaya/Ankara Tel : 0312 295 86 61 - 62 İbrahim Özdemir Gölgeliktir Faks: 0312 295 61 92 www.diyanetdergi.com [email protected] Abone Şartları BUNU KONUŞALIM DİYANET ARŞİVİ Yurtiçi yıllık: 84.00 TL Yurtdışı yıllık: ABD: 30 ABD Doları 54 Mustafa Bayraktar: “Bir daha bu 68 Yayıncılıkta İlk Yıllar: İki AB Ülkeleri: 30 Euro dünyaya gelsem seçeceğim yer Muhteşem Eserin Neşrine Doğru Avustralya: 50 Avustralya Doları İsveç ve Danimarka: 250 Kron yine Diyanet İşleri Başkanlığıdır.” Yrd. Doç. Dr. Mehmet BULUT İsviçre: 45 Frank Dr. Faruk GÖRGÜLÜ GEÇMİŞ ZAMANIN İZİNDE Baskı Çağlayan A.Ş. HATIRA DEFTERİ 70 Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi Tel: 0232 274 22 15 57 Peygamberimizin (s.a.s.) İlhan ASLAN Yayın Türü: Aylık, Yerel, Süreli Yayın, Diyanet Aylık Dergi (Türkçe) Huzurunda DİN VE HAYAT Basım Tarihi: 29/01/2018 ISSN-1300-8471 Medet COŞKUN Abone kaydı için, ücretin Döner Sermaye İşletme 72 Dünya Bir Gölgeliktir Müdürlüğü’nün T.C. Ziraat Bankası, Ankara Kamu KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT Nagihan AYDIN Girişimci Şubesi IBAN: TR08 0001 0025 3305 9943 0850 19 nolu hesabına yatırılması ve makbuzun foto- 60 Suyun Yazgısı 74 O'nun Emrine İcabet kopisi ile abonenin hangi sayıdan başlayacağını bildirir Fatma Nur ÜNLÜ SÜRER Mürtaza TRABZON bir dilekçe, mektup, yazı, faks veya e-mailin Diyanet İşleri Başkanlığı Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü- 62 Evimize Dönelim GEZİ-YORUM ne gönderilmesi gerekmektedir. Kelimelerimizle Kucaklaşalım Temsilcilikler; Yurtiçi: İl Müftülükleri, İlçe Müftü- Cengizhan ORAKÇI 76 Ukrayna Notları lükleri - Yurtdışı: Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Din Dr. Ruhi İNAN Hizmetleri Ataşelikleri. 65 Yitiğin Adı Yok Yayınlanacak yazılarda düzeltme ve çıkartmalar yapıla- Birgül TEMUR KİTAPLIK bilir. Yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Diyanet Aylık Dergi, Diyanet İşleri Başkanlığı yayın 66 Bir Güzel Var 80 Uluslararası Serahsi Sempozyumu organıdır. Dergide yayımlanan yazı, konu, fotoğraf Zeynep Sati YALÇIN Zeynep DEMİR ve diğer görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden her türlü ortamda alıntı yapılamaz. Prof. Dr. Ali ERBAŞ Diyanet İşleri Başkanı ÇEVRE B ir ölçü ve gaye ile en güzel şekilde yaratılan sınırsız ve gelişigüzel tasarruf hakkına sahip değildir. insan, varlık âleminin öznesidir. İnsanı, yara- Nitekim Allah Teala varlığının delili olarak, insana ema- tılmışlar içerisinde etkin ve merkezi konuma net bırakılan imkânların bir gün tükenip yok olabilece- yerleştiren özelliği ise kendisi, Rabbi ve dış ğini haber vermektedir. (Mülk, 67/30.) Haddi zatında bü- dünya ile ilişkilerinde yüklendiği misyondur. Bu anlam- tün unsurlarıyla çevre, Yüce Allah tarafından Kur’an’ın da insanın yaratılış gayesini, kulluk ilişkisini ve insani fermanıyla insana emanet edilmiştir. (Ahzab, 33/72.) Bu vasıflarını belirginleştiren ana mecra, onun çevre ile et- itibarla, insan-çevre ilişkisinde en üst ve belirleyici yak- kileşimi ve iletişimidir. laşım, emanet bilincidir. Dolayısıyla, insanın özgür ira- desini ve hür tercihlerini ifade eden özgürlük kavramı, Mutlak anlamda dış dünyadaki canlı cansız, hareketli sorumluluk ahlakı ve emanet bilinciyle beraber düşü- hareketsiz bütün unsurları ifade eden çevre kavramı, nülmeli, özellikle özgürlüğün başkasının hakları ve var- temel olarak sosyal ve ekolojik çevre olmak üzere iki lık alanıyla sınırlı olduğu unutulmamalıdır. Ne yazık ki boyutta ele alınmalıdır. İnsanların birbiriyle kurduğu günümüzde, aşırı bireysellik düşüncesi ve geçici men- sosyal/kültürel ilişkilerin vasıf ve boyutlarını ifade eden faatler uğruna çevreye yönelik, yarınları düşünmeden sosyal çevreyi ve insanın fizik dünya ile ilişkisini ortaya sorumsuz, umarsız ve hoyratça bir yaklaşım biçiminin koyan ekolojik çevreyi anlamlı kılan önemli değerler ve varlığını müşahede etmekteyiz. Eğer insanoğlu, söz ko- ilkeler vardır. Özellikle inananlar açısından bakıldığın- nusu tamahkâr yaklaşımından vazgeçip, çevreyle ilişki- da, her iki boyutta insan-çevre ilişkisinde vazgeçilmesi sini makul ve ölçülü bir denge ekseninde düzenlemez- mümkün olmayan; sorumluluk, emanet, güzel ahlak ve se, kendisini de helak edecek büyük bir yıkımın ve son salih amel olmak üzere dört temel değer ölçütü vardır. tahlilde külli bir tahribatın yaşanacağı kaçınılmazdır. Göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından bir İnsana takva ölçüsüyle yaklaşarak çevresiyle ilişkilerini lütuf olarak insanoğluna musahhar kılan Rabbimiz (Ca- tanzim eden İslam dini, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) güzel siye, 45/13.), ona nimetlerinin karşılığı, kulluğun gereği ahlak olarak tanımladığı iyiliği (Müslim, Birr ve Sıla, 5; Tir- ve huzurlu/güvenli bir hayatın teminatı olarak yeryüzü- mizi, Zühd, 52.), her şart ve durumda merkeze almıştır. nü ıslah, inşa ve imar etme sorumluluğunu yüklemiştir. Allah’ın Rahman sıfatının bir tecellisi olarak merha- Elbette insan, kendisine bahşedilen hayatın içerisinde metin kaynaklık ettiği bu ahlaki yaklaşım, insan-çevre/ BAŞMAKALE Yeryüzünde insandan sadır olan müspet/menfi her türlü davranışın karşılığının ve- rileceği nihai karar mercii, hiç şüphesiz ahirettir. Bu sebeple, insan-çevre ilişkisinin nirengi noktasını teşkil eden ahiret inanışı, söz konusu bilincin yerleşmesi açısından vazgeçilmez bir boyuttur. Diğer taraftan sözü edilen münasebeti, tevhide dayalı sahih ve muhkem bir inançtan bağımsız düşünmek de mümkün değildir. Zira sağlam bir iman, eşya ve hadiseye müstakim bakış açısını zorunlu kılmaktadır. iç dünya-dış dünya dengesini kuracak yegâne ölçüdür. Topraktan yaratılan insanın, esası yine toprak olan di- Bu doğrultuda, Allah Rasulü’nün; “Yerde olanlara mer- ğer bütün varlıklara karşı bencilce ve ötekileştirici bir hamet edin ki, gökte olanlar da size merhamet etsin- tutumu benimsemesi, her şeyden önce özündeki sa- ler.” (Tirmizi, Birr ve’s-sıla, 16.) hadis-i şerifi, ideal dünya lim fıtratı zedelemekte, kendisine yabancılaşmasına düzenini temin eden önemli bir tavsiyedir. Nitekim ve varoluşun hakikatine dair anlam krizlerine neden İmam Gazali’nin; “Ahlak, nefiste iyice yerleşen bir me- olmaktadır. Günümüzdeki birçok problemin altında lekedir ki, fiil ve davranışlar fikrî bir zorlamaya ihtiyaç yatan ana sebep, ancak içinde yaşadığı çevreyle anlam duymadan bu meleke sayesinde kolaylıkla ortaya çıkar.” ve değer kazanan insanın, etrafına karşı gösterdiği du- (Ebu Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazzâlî, İhyâu Ulû- yarsızlık ve yabancılaşmadır. mi’d-dîn, Dâru’l-ma’rife, Beyrut, t.y., III, 53.) şeklinde tanım- ladığı ahlak, olması gereken ideal düzeyi, bir iç disiplin Bu meyanda, özellikle son asırlarda üretim ve tüketim ve kendiliğinden bir davranış biçimi olarak ortaya koy- dengesine dair pek çok teori ve pratik çalışmaya rağ- maktadır. Buna muhalif bir yönelim ise yeryüzünü fe- men, bir taraftan çılgınlık seviyesine varan tüketim an- sada uğratıp, insan-âlem ilişkisini derinden sarsacaktır. layışı ve korkunç bir israf, diğer yandan da küresel bir açlık sorununun varlığı da aşikârdır. Aynı şekilde artık Kur’an’da en genel anlamıyla “salih amel” olarak karşılık herkesin yakinen hissettiği küresel bir çevre sorunu ola- bulan güzel davranışlar, dinimizin önem verdiği değer- rak havanın, suyun, toprağın kirletilmesi, atmosferin lerdir. Bu eylemleri yaşanır boyuta taşıyan Hz. Peygam- zedelenmesi, iklimsel değişiklikler vb. tezahürler, yak- ber; iyi insanı, başkalarına faydalı olup güzel davranış laşan felaketin açık habercisidir. Dolayısıyla sözü edilen sergileyen kimse olarak ifade ederken (Tirmizi, Zühd, olumsuz tablo, insan-teknoloji-çevre ilişkisini sorumlu- 21.), insan-çevre münasebetinde, yolda insanlara eziyet luk, emanet, güzel ahlak ve salih amel bağlamında yeni- veren şeylerin kaldırılmasını da “sadaka” olarak ifade den gözden geçirmenin elzem olduğu sonucunu ortaya etmiştir. (Müslim, İman, 12.) Yine Allah Rasulü’nün bu koymaktadır. Aksi takdirde yaşanacak çevresel krizlerin, bağlamdaki; “Müslüman, bir ağaç diker yahut ekin eker küresel ifsat ve israfın, yaşadığımız dünyayı topyekûn de ondan kuş, insan veya hayvan yerse, bunlar onun kaos ve kargaşaya sürüklemesi kaçınılmazdır. O hâlde için sadaka olur.” (Buhari, Müzâraa, 41; Müslim, Müsâkât, kuşanılması gereken ahlaki tutum, farkında olduğu- 2.) hadisi, insanların istifade ettiği doğal çevre ile ilgili muz/olmadığımız nimetlere zarar vermeden bütüncül yaklaşımın uhrevi neticesini ortaya koyan mühim bir bir yaklaşım ve bunları bize sunan Rabbimize devamlı referanstır. Zira yeryüzünde insandan sadır olan müs- bir şükür olmalıdır. pet/menfi her türlü davranışın karşılığının verileceği nihai karar mercii, hiç şüphesiz ahirettir. Bu sebeple, in- Sonuç olarak, yeryüzündeki her şeye karşı merhameti san-çevre ilişkisinin nirengi noktasını teşkil eden ahiret kuşanıp çevreye karşı sorumlu ve duyarlı bir ahlakı ya- inanışı, söz konusu bilincin yerleşmesi açısından vaz- şayarak dünyamızın daha yaşanabilir hâle gelmesini ve geçilmez bir boyuttur. Diğer taraftan sözü edilen mü- iyilik yolunda yaşadığımız bir hayatın ahiretimizi ma- nasebeti, tevhide dayalı sahih ve muhkem bir inançtan mur etmesini temenni ediyor, bu konuda yardımını biz- bağımsız düşünmek de mümkün değildir. Zira sağlam den esirgemeyerek, aklımıza istikamet, kalbimize mu- bir iman, eşya ve hadiseye müstakim bakış açısını zo- habbet, ufkumuza aydınlık vermesini Yüce Rabbimden runlu kılmaktadır. niyaz ediyorum. GÜNDEM İSLAM, ÇEVRE VE AHLAK Prof. Dr. Huriye MARTI Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı 6 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2018 DiyanetDergisi GÜNDEM A llah, insanı bir çevre runması ve güçlendirilmesi görevi- büyük bir “değer bunalımı ve bilinç içinde, bir çevreyle ni de insana vermiştir. kirlenmesi” yer almaktadır. birlikte ve bir çevreye Çevre ahlakının İslami temelleri Bu durumda, tabiattan bahseden muhtaç hâlde var et- Kur’an ayetlerini sıralamak ya da miştir. Bir taraftan çevresi ile ona Çevre ahlakı; “insan dışındaki var- temizliğe, hayvanları korumaya, nimet ve ibret sunarken, bir taraf- lıklar ve gelecek nesiller de dâhil ağaç dikmeye, israfın yasaklığına tan da bu çevre ile onu sınamış ve olmak üzere” kâinata karşı her tür- dair hadis rivayetlerini derlemek sınırlamıştır. Sınırlar, bir ilişkinin lü tutum, karar ve davranışımızın çözüm için yeterli olabilir mi? Yok- karakterini ve niteliğini belirler. ahlaki temeller üzerine oturması sa bir farkındalık, bir ahlak, bir İnsan ile çevresi arasındaki ilişkide gerektiğini savunan ilim dalıdır. şuur mu geliştirmek zorundayız? de İslam tarafından belirlenen net Kanaatimizce çevre krizine çözüm sınırlar vardır. Zira insanın kendisi Bugün yeryüzünün hemen her kö- üretirken davranışlardan önce zih- dışındaki canlı cansız bütün var- şesinde yaşanan ekolojik bunalıma niyete odaklanmamız, eylemlerden lılara karşı geliştirdiği tutum, her önce inanç ve değerleri gündeme ne kadar sıradan ve günlük ilişki- taşımamız şarttır. Bu yazının ana ler gibi görünse de, aslında bir ucu konusu da İslam’ın çevre ahlakına “göklerin, yerin ve ikisi arasında- Kirlenen bir çevre, dair öngördüğü ilkeleri kısaca ele kilerin Rabbi”ne uzanan derin bir kirlenmiş bilinçlerin alarak, sağlıklı bir zihniyetin temel- anlama sahiptir. O hâlde, insanın eseridir. Bilinç arın- lerini atmaktır. çevreyle ilişkisini konuşurken, ilahî ması ise ancak çev- boyutu da olan, hatta sadece bu a) Çevreyi Allah ile birlikte re hakkında güçlü hayatı değil, ahiret hayatını da ilgi- düşünmek ve yerinde bir değer lendiren bir konuya adım attığımız dikkatten kaçırılmamalıdır. eğitimiyle mümkün İslam’a göre insanın her anını her olacaktır. Mümin; yönden kuşatan Allah, bir bakıma İnsan ile doğal çevresi arasındaki tabiatı boyunduruk onun nihaî çevresidir: “Doğu da, ilişkiyi parça-bütün ilişkisi şeklinde altına almayı ya da batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. kurgulamak zordur. Elbette insan, Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü sömürmeyi değil, kâinat bütününde yer alır. Ancak onun değerlerine işte oradadır.” (Bakara, 2/115.) Allah, kâinatın bir parçası ya da bir ürü- doğal çevreyi insandan ayrı ve ko- ve ritimlerine ayak nü değildir. İnsan, yaratılmışların puk yaratmadığı gibi, kendisinden uydurmayı hedef- en şereflisi olmakla başlı başına de uzak ve bağımsız bir varlık dün- leyen, güzel ahlaklı bir değerdir. Karşısında da tek tek yası oluşturmamıştır. “İyi bilin ki, insandır. bütün fertleri “özdeğer taşıyan” bir O, her şeyi çepeçevre kuşatmıştır.” varlık âlemi vardır. Bu âlemle “yok (Fussılet, 41/54.) ayetinden anlaşıl- sayan ve tüketen değil, saygı duyan dığı üzere O, her an aktif biçimde ve destek olan” bir ilişki geliştirmeli tabiatın kontrolünü elinde tutmak- yani ahlaki sorumluluğunun far- tadır. Dolayısıyla kâinat, “insan ile bakıldığında, insanın kâinattaki kında olmalıdır. Allah arasında iletişime imkân ve- hassas dengelerle uyumsuz yaşa- ren” bir alandır. Unutmayalım ki, ilk insan, bizzat dığını, çevresiyle tek taraflı ve sö- Rabbi tarafından çevresiyle tanıştı- mürmeye dayalı bir ilişki geliştirdi- İslam çevre ahlakında belirleyici rılmıştır. Çevreyi anlama ve anlam- ğini söyleyebiliriz. Aslında ekolojik unsurun ‘tevhit’ olduğunu söy- landırma yolculuğunun ilk adımın- bunalım, sadece sokağa çöp atmak lemek yanlış olmaz. Her şeyden da Hz. Âdem’e bütün varlıkların veya ağaç kesmek gibi sorumsuzca önce, dünyaya gözlerini açtığı an- isimlerini öğreten Cenab-ı Hak’tır. işlenen davranışları engellemekle dan itibaren çevresinde gözlemle- (Bakara, 2/31.) Rabbimiz, insan ile çözümlenemeyecek kadar çetre- diği tabiat olayları, insanı tevhide çevresi arasında vazgeçilmez bağlar fillidir. Zira çevre krizinin merke- davet eder. Allah, tabiatta yer alan örmüş, bu bağların tanınması, ko- zinde, fiziksel sorunlardan daha farklı detaylara kudretinin birer www.diyanetdergi.com ŞUBAT 2018 DİYANET AYLIK DERGİ 7 GÜNDEM göstergesi olarak işarette bulunur nen bir çevre ahlakını konuşuyor- muştur.” (Casiye, 45/13.) ama bu, ve yarattığı muhteşem düzeni in- sak, tevhit, olmazsa olmaz ilkemiz- yeryüzünün sadece insan için var sanoğluna göstererek bir anlamda dir. Ancak tevhit karşısında insanın edildiği anlamına gelmez. “Allah, ona çevresiyle meydan okur: “Sizi sorumluluğu da bir o kadar önem- yeri canlı yaratıklar için var etti.” yaratmak mı daha zor, yoksa göğü lidir. Böyle bir sorumluluk ahlaki, (Rahman, 55/10.) ayeti üzerinde dü- yaratmak mı? Onu Allah kurmuş- hukuki, duygusal ve düşünsel bir- şündüğümüzde, insanın olduğu tur. Onu yükseltmiş ve ona dü- den fazla boyuta sahiptir. Bütün gibi diğer canlıların da yeryüzünde zen ve ahenk vermiştir. O, göğün boyutlarını bir kenara bıraksak bile, yaşama hakkına sahip olduklarını gecesini karanlık yaptı, ışığını da anlarız. İşte bu noktada yeryüzün- en sığ bakışla, bir insanın çevresine çıkardı. Ardından yeri düzenleyip deki tek akıllı ve mükellef varlığa, karşı sorumluluk üstlenmesinin döşedi. Ondan suyunu ve merasını sorumluluktan kaçmamak düşer. kendi yararına olduğunu fark et- çıkardı. Dağları sağlam bir şekil- mek zor değildir. Nitekim Kur’an-ı de yerleştirdi. Bunları sizin için ve c) Halife olduğunu hatırlamak Kerim, denizlerden yıldızlara, mey- hayvanlarınız için bir yarar kaynağı Çevre ahlakının sorumluluğa ba- yaptı.” (Naziat, 79/27-33.) kan yüzü, bizi “halifelik” kavramına “Zerreden kürreye” uzanan bu götürür. “Hani, Rabbin meleklere, nizam Allah’ın eseridir ve çevre “Zerreden kürreye” ‘Ben yeryüzünde bir halife yarata- O’nun mülküdür. Şu hâlde çevre uzanan bu nizam cağım’ demişti.” (Bakara, 2/30.) aye- için üstlenilecek ahlaki sorumlu- Allah’ın eseridir ve tinden anlaşıldığı üzere, insanın luk, Allah’ın eserine ve mülküne çevre O’nun mülkü- halifeliği, yaratılışla başlayan bir saygının gereğidir. Çevreye zarar dür. Şu hâlde çevre süreçtir. Halife demek, yeryüzünü veren ve düzene aykırı düşen dav- için üstlenilecek Allah’ın rızasına uygun bir şekilde ranışlar sergilemek ise, onu tanzim ahlaki sorumluluk, imar edecek, akıllı, sorumlu, güçlü, eden iradeyi tanımamaktır. Allah’ın eserine ve onurlu varlık demektir. Doğrusu Rabbimizin gizli açık her mülküne saygının Gücüne ve aklına âdeta tapan mo- şeyi bildiğine inanmak, çevre için gereğidir. Çev- dern insan, halifeliği sorumluluk iyiyi yapıp kötüden uzak durmamı- reye zarar veren yerine menfaat merkezli düşündü- zı kolaylaştırır. Tevhit ilkesi, insanı ve düzene aykırı ğü için çevre karşısında olabildiğin- egoist, kibirli ve tamahkâr bir çev- düşen davranışlar ce hoyratlaşmıştır. Hâlbuki “O, yer- re algısı geliştirmekten korur. Zira sergilemek ise, onu yüzünde olanların hepsini sizin için tevhidi benimseyen insan, varlık tanzim eden iradeyi yaratan, sonra göğe yönelip onları âlemini Allah’ın varlığının delili olarak görebilir ve her bir nime- tanımamaktır. yedi gök hâlinde düzenleyendir. O, te karşı müteşekkir olduğu kadar her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara, mutedil bir tutum geliştirmeye de 2/29.) ayetindeki ‘sizin için’ vurgusu insanoğlunu aldatmamalıdır. Ha- hazır olur. Çevrenin sahip olduğu lifelik, yeryüzünün efendisi olmak ilahî kodları keşfeden bu insanlar, ve bahçelerinden hayvanlara kadar ve onun üzerinde sınırsız hak iddia Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: insanın faydasına sunulan sayısız “Onlar ayaktayken, otururken ve nimeti ısrarla hatırlatır. (Mesela bkz. etmek gibi bir lüksün adı değildir. yanları üzerine yatarken Allah’ı Aksine halifelik, dengelerin korun- En’am, 6/141; Nahl, 16/5-8.) anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı ması adına emek vermenin, yani üzerinde düşünürler. ‘Rabbimiz! “Öyleyse Rabbinizin nimetlerinden imtihanın adıdır: “O, size verdiği Bunu boş yere yaratmadın, Seni ek- hangisini yalanlıyorsunuz?” (Rah- nimetler konusunda sizi sınamak sikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş man, 55/13, 16, 18, 21.) sorusunun için sizi yeryüzünün halifeleri kılan azabından koru’ derler.” (Âl-i İmran, defalarca muhatabı olan insan, ve bazınızı bazınıza derecelerle üs- 3/191.) bencillik ve nankörlük etmemekle tün kılandır.” (En’am, 6/165.) yükümlüdür. Evet, Kur’an’ın ifade b) Çevre için sorumluluktan d) Emanet bilinci taşımak ettiğine göre, “Göklerde ve yerde kaçmamak ne varsa Hak katından birer nimet Kur’an, yeryüzünün şerefli ha- İslam’ın ana kaynaklarından besle- olarak insanın hizmetine sunul- lifesini, aynı zamanda “emaneti 8 DİYANET AYLIK DERGİ ŞUBAT 2018 DiyanetDergisi GÜNDEM yüklenen varlık” olarak tanımlar: aynı şekilde merhametli olmasını seslenir. Bu sesleniş, “çevresini “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere talep eder. Bu talep Allah Rasulü okuması” yani dinlemesi, izlemesi, ve dağlara teklif ettik de onlar onu tarafından o derece güçlü dile geti- anlaması için insana hatırlatmalar- yüklenmek istemediler, ondan çe- rilir ki, insanın merhameti Allah’ın da bulunan bir ilahî kitabın ilk em- kindiler. Onu insan yüklendi. Çün- merhametine ön şart olarak zikre- ridir. “Allah, gökleri ve yeri hak ve kü o çok zalimdir, çok cahildir.” dilir: “Merhamet etmeyene merha- hikmete uygun olarak yaratmıştır. (Ahzab, 33/72.) “Emanet” kelimesi met olunmaz!” (Buhari, Edeb, 18.) İşte bunda inananlar için bir ibret “sahip olma” fikrini reddeden bir vardır.” (Ankebut, 29/44.) Kâinata ib- Allah Rasulü’nün hayvanların atış anlam taşır. Dolayısıyla insan ile ret nazarıyla bakan insan, öncelikle tahtası ya da hedef olarak kullanıl- çevre arasında “mülkiyet ilişkisi” sadece kendisinin değil, diğer pek geliştirmek anlamsızdır. Çevrenin masını (Müslim, Zebaih, 58, 59; Ahmed çok canlının da Allah’ı zikrettiğini, sahibi bellidir, çevreyi yaratan ve b. Hanbel, Müsned, II/101.) ve birbirle- O’na secde ettiğini yani tek âbit yöneten bellidir. İnsan ise çevre- riyle dövüştürülmesini (Ebu Davud, ve ârif varlığın kendisi olmadığını nin ancak emanetçisidir. Gün gelip Cihad, 51; Tirmizi, Cihad, 30.) yasak- fark eder. “Yedi gök, yer ve bunla- emanetin sahibine hesap verece- laması, devesi huysuzlanınca ona rın içinde bulunanlar Allah’ı tespih ğini aklından çıkarmamalıdır. Zira sert davranan Hz. Aişe’yi “Yumuşak ederler. Her şey O’nu hamt ile tes- Mülkün Sahibi’nin uyarısı gayet davran!” diyerek derhal uyarması, pih eder. Ancak, siz onların tespih- açıktır: “Düzene sokulduktan son- (Müslim, Birr ve Sıla, 79.) hatta binek lerini anlamazsınız. O, Halîm’dir, ra yeryüzünde bozgunculuk yap- hayvanlarının sırtında uzun süre çok bağışlayandır.” (İsra, 17/44.) El- mayın.” (A’raf, 7/56.) oturup molada bile onları koltuk bette böylesine bir zikir ve secde yerine kullanarak sohbete devam hâli beş duyu ile kavranamaz. An- e) Çevreye karşı muhabbet ve edenleri “Allah onları size, ulaşmak- cak açıkça duymasa ve görmese de merhamet beslemek ta zorlanacağınız yerlere kolayca canlıların Allah’la daimi bir hürmet erişesiniz diye verdi!” şeklinde ikaz Halifeliği, doğuştan gelen bir me- ilişkisi içinde olduklarını bilmesi, etmesi, (Ebu Davud, Cihad, 55.) bu ziyet veya konum değil, bir yetki insanın çevreye bakışını derinden merhametin açık ifadeleridir. ve erdem potansiyeli olarak dü- etkileyecektir. şünebiliriz. Bu potansiyeli değer- Çevrenin diğer sakinlerine karşı Kısacası, tabiat, doğal çevre, var- lendirmek insanın kendi iradesine muhabbet beslemek, onları kâinat lık âlemi insan için her anlamda kalmıştır. Bir başka deyişle, insan, ailesinin fertleri olarak kabul edip bir imkân ve nimetler zinciridir. halife olduğunu idrak edip bu yet- onlarla bütünleşmek, “yaratılanı “Kendini gerçekleştirme ve kemale kiyi erdemli biçimde kullanmayı Yaratan’dan ötürü hoş görmek”, erme” yolculuğunda insana destek seçerse hayat sınavında başarılı çevre ahlakının erdem boyutu- olabilecek, aksi hâlde potansiyelini nu yansıtır. İnsan dışındaki dilsiz olan, Rabbini hatırlatan, sorumlu- zayi etmiş olacaktır. Bu bilinç, insa- ağızsız nice varlığa sadece Allah’ın luğuna işaret eden, ibret ve ilham nı bir üst düzeydeki çevre algısına hoşnutluğunu umarak iyi davran- kaynağı olan hatta yeri geldikçe taşıyacak ve sadece sorumluluk ge- haddini bildiren bir çevre, ahlaki mak, nebevi bir öğretidir. Nitekim reği değil, artık bir erdem tezahürü bir ilişkiyi hak etmekte değil midir? bir deveyle hasbihal edip onun hâ- olarak çevresiyle sağlıklı ilişkiler linden ne kadar sıkıntıda olduğunu Diğer yandan altını çizerek belirte- geliştirebilecektir. anlayınca sahibine uyarılarda bulu- lim ki, kirlenen bir çevre, kirlenmiş Çevre hakkında erdem ve faziletten nan da (Ebu Davud, Cihad, 44; Ahmed bilinçlerin eseridir. Bilinç arınma- bahsedeceksek, öncelikle muhab- b. Hanbel, Müsned, I/204.) küçük bir sı ise ancak çevre hakkında güç- çocuğun serçesinin hatırını soran bet ve merhameti zikretmeliyiz. lü ve yerinde bir değer eğitimiyle Zira bir dağa bile muhabbet naza- da (Buhari, Edeb, 81.) peygamberi- mümkün olacaktır. Mümin; tabia- mizdir. rıyla bakabilen, “Uhut bizi sever, biz tı boyunduruk altına almayı ya da de onu severiz.” (Buhari, Cihad, 71.) f) Çevreye hikmet ve ibret sömürmeyi değil, onun değerleri- diyen bir peygamberin ümmetiyiz. ne ve ritimlerine ayak uydurmayı nazarıyla bakmak Engin bir merhamet sahibi olan Al- hedefleyen, güzel ahlaklı insandır. lah, (Bakara, 2/143, 207; Tevbe, 9/117.) Allah, son peygamberinin şahsında Çevre sorunlarının çözüm anahtarı insandan da bütün varlıklara karşı insanlığa “Oku!” (Alak, 96/1.) diye da işte bu insanın elindedir! www.diyanetdergi.com ŞUBAT 2018 DİYANET AYLIK DERGİ 9

Description:
17 Ağustos Depre- mi'nden sonra geniş bir toplumsal yelpazeyi kapsayacak grameri vardır, bir sisteme sahiptir. Ama o dili konuşanlar, gramerle.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.