2 KAĞIT HELVA EDİTÖRDEN EDİTÖRDEN AĞUSTOS 2015 Sevgili okurlar; İMTİYAZ SAHİBİ: İstanbul Medipol Üniversitesi Beslenme İstanbul Medipol Üniversitesi Adına ve Diyetetik Bölümü olarak Kağıt Helva Prof. Dr. Sabahattin Aydın (Rektör) Dergisi’nin üçüncü sayısını sizlerle SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: paylaşıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Öğr. Gör. Kübra Esin EDİTÖR: Bir eğitim öğretim yılının daha sonuna Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu yaklaşıyoruz. Bu yıl 2. kez mezun ve- YAYIN KURULU riyoruz. Mezuniyet günü yaklaştıkça, Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu sevinci ve hüznü birlikte yaşıyoruz. Yrd. Doç. Dr. Nihal Büyükuslu Deyim yerindeyse, bahar mevsiminde Yrd. Doç. Dr. Sine Özmen Toğay Yrd. Doç. Dr. Nihal Zekiye Erdem açan ağaçların çiçekleri gibi renkli, Öğr. Gör. Kübra Esin coşkulu, ışıltılı bir şekilde 4 yıl önce Öğr. Gör. Havvanur Yoldaş bölümümüzle tanışan öğrencilerimiz, şimdi olgun birer meyve Araş. Gör. Hilal Hızlı Araş. Gör. Merve Göksu Şensöz olarak yuvadan uçuyorlar. BÖLÜM EDİTÖRLERİ Meyveler de bizim gibi bir yandan diyetisyen olmanın sevincini Asiye Gurbetoğlu yaşarken, diğer yandan iş bulma konusunda endişeli, hüzünlü ve Beyza Geçer Büşra Evli kaygılı görünüyorlar. Aslına bakarsanız, son yıllarda baş döndürücü Fatma Koç bir şekilde açılan Beslenme ve Diyetetik Bölümleri nedeniyle Hilal Akbaş kaygılanmakta pek de haksız sayılmazlar. Kübracan Bekiroğlu Merve Şahin Diyetisyenlik mesleği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Merve Şenkula Necla Kazoğlu prestijli meslek sıralamalarının başında gelmektedir. Geçmişin, Nuray Şahin günümüzün, geleceğin, yaşadığımız her anın mesleğidir. Canlı ve Rümeysa Bulut yaşayan bir meslektir. Hastaneler, tıp merkezleri, spor merkezleri, Serra Uçtum Sezercan Okçuoğlu toplu beslenme sistemleri, üniversiteler, gıda sektörü, araştırma merkezleri, kurum danışmanlığı, medya, özel danışmanlık ofisleri YAYIN KOORDINATÖRÜ Ömer Çakkal gibi zengin bir çalışma alanına sahiptir. Daha ötesi, diyetisyen ol- GRAFIK TASARIM duğunuzu ifade ettiğiniz anda, otobüste, trende, uçakta, lokantada, Levent Karabağlı - Murat Çakır arkadaş toplantılarında, yeni girilen bir ortamda, özetle hemen YAPIM her yerde, ilgi odağı olunan bir meslektir. Ardı sıra gelen soruları Medicomia cevaplayarak, ayaküstü danışmanlık verilen bir meslektir. Bu da YÖNETİM ADRESİ meslek adına ayrı bir tatmin konusudur. İstanbul Medipol Üniversitesi Kavacık Yerleşkesi Kavacık Mah. Ekinciler Cad. No.19 Kavacık İşte bu noktada beslenmenin gerçek sahibi olan, araştıran, Kavşağı - Beykoz 34810 İstanbul sorgulayan, uygulayan, uygulatan, enerjik, dinamik, iletişimi Tel: 0216 681 51 00 güçlü, güncel, etik ve “yaşam boyu doğru beslenme” ilkesini BASKI benimsemiş meyvelerin, iş bulma konusunda uzun vadeli sorunlar Aktif Matbaa ve Reklam Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. Adres: Söğütlüçeşme Mah. Halkalı Cad. No:245 / 1A yaşayacaklarını düşünmüyorum. Onlara sağlıklı, başarılı bir meslek SEFAKÖY Küçükçekmece - İSTANBUL yaşamı diliyorum. Tel: 0212 698 93 54 - 55 Faks: 0212 696 09 54 Dergimizin bu sayısında, biri akademisyen hocamız, diğeri YAYIN TÜRÜ Süreli Yayın meslektaşımız ile yapılmış 2 röportaj, 3 derleme makale, 1 özel röportaj, bölümümüzün yaptığı aktivitelerden seçilmiş haberler, SAYI: 3 mutfak kültürü, yemek tarifleri, kültür sanat haberleri gibi konuları YAYIN PERİYODU kapsayan ve tamamen öğrencilerimizin emeği olan zengin bir Yılda bir yayımlanır. içerik sunulmaktadır. E-POSTA Kağıt Helva’nın başta öğrenciler olmak üzere, beslenme ve diyetetik [email protected] camiasına katkıda bulunmasını ve yararlı olmasını diliyorum. Yazıların içeriğinden yazarlar sorumludur. Tanıtım için kısa alıntılar dışında, yayımcının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Prof. Dr. Muazzez Garipagaoglu KAĞIT HELVA 3 İÇİNDEKİLER İİÇÇİİNNDDEEKKİİLLEERR 32 VOLEYBOLCU NESLİHAN DEMİR: YASAKLARIN SIRALANDIĞI BİR YİYECEK LİSTEM YOK ASİYE GURBETOĞLU - MERVE ŞAHİN 34 BİZDEN HABERLER 4 PROF. MERDOL: BESLENMECİ ÇOK İYİ BİR GURME OLMAK ZORUNDA HİLAL AKBAŞ - RÜMEYSA BULUT 14 SEMA ÖZEL: KARİYERİ BİR MARATON OLARAK GÖRÜYORUM NECLA KAZOĞLU - BÜŞRA EVLİ 39 MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜ 40 BESLENME VE DİYET DANIŞMANLIK MERKEZİMİZ AÇILDI 20 BİR KARE MUTLULUK: ÇİKOLATA MERVE ŞENKULA - KÜBRACAN BEKİROĞLU MERVE GÖKSU ŞENSÖZ 42 ÇÖLYAKLILAR İÇİN GLUTENSİZ TARİFLER SERRA UÇTUM - SEZERCAN OKCUOĞLU - HİLAL HIZLI 24 44 BEBEK VE ÇOCUKLARDA İNEK SÜTÜ ALERJİSİNİN ALTERNATİF TEDAVİ YÖNTEMLERİ MUTFAK KÜLTÜRÜMÜZDE SELÇUKLU VE NURAY ŞAHİN - KÜBRA ESİN BEYLİKLER DÖNEMİ DR. NEVİN HALICI 28 46 ÇOCUKLUK ÇAĞI EPİLEPSİSİNDE KETOJENİK DİYET TEDAVİSİNİN YERİ BARIŞ İÇİN MÜZİK FATMA KOÇ - HAVVANUR YOLDAŞ BEYZA GEÇER 4 KAĞIT HELVA RÖPORTAJ Prof. Merdol: Beslenmeci çok iyi bir gurme olmak zorunda Hilal Akbaş Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik 2. Sınıf öğrencisi Rümeysa Bulut Medipol Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik 2. Sınıf öğrencisi İstanbul’da ve O kan Üniversitesi Beslenme ve açılmıştı. Bu sorunun cevabını anlattığım Diyetetik Bölüm Başkanı ve bir öyküyle, o yarışmada birincilik almış- Libya’da birçok meslek örgütümüz Türkiye tım. Öyküm 10. Yıl Etkinlikleri Kitabında kültürle karşılaştım. Bu Diyetisyenler Derneği’nin kurucusu olan basılıdır. Malum, liseyi bitirdikten sonra Prof. Dr. Türkan Kutluoy Merdol ile hayat üniversite ve bölüm arayışına giriyoruz. O kültürlerle ilgili dersimizin hikâyesi, beslenme ve diyetisyenliğin yıllarda üniversitelerin tanıtım faaliyetleri olmadığını fark ettim ve geleceğine dair konularda sohbet ettik. sınırlıydı ancak hemen her üniversitenin küçük de olsa bir tanıtım broşürü vardı. antropolojiyle ilgilenmeye Öncelikle bizi kabul ettiğiniz için Hacettepe Üniversitesi (H.Ü.) o zaman başladım. İstanbul’dan Medipol Üniversitesi Beslenme ve henüz üniversite değildi. Pek çok fakülte Hacettepe’ye döndükten Diyetetik Bölümü öğrencileri olarak ve bölüm Ankara Üniversitesine bağlı teşekkür ederiz. Röportajımıza geçmiş olarak açılmıştı. H.Ü. broşüründe meslekler sonra da beslenme yıllardan bahsederek başlamak isti- sıralamasının başında doktorluk vardı. O antropolojisi dersini yoruz. Bildiğimiz kadarıyla Hacettepe günlerde ben dâhil bazı gençler 6 senelik Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik eğitimin çok uzun olduğu fikrinden hareket- açıp bu dersi yürütmeye Bölümü’nün ilk mezunlarındansınız. le bir an önce okullarımızı bitirip ailelerimize başladım. O yıllarda diyetisyenlik mesleği biliniyor destek olsak diye düşünüyorduk. Tanıtım muydu? Siz nasıl ve hangi nedenlerle broşüründe fakülte ve bölümlerde okutulan beslenme ve diyetetik bölümünü tercih ders listesi de vardı. Tıp fakültesinin hemen ettiniz? altında bizim bölümün adı vardı. Derslere baktığımda ilk 2 yıl tıp fakültesinin temel Rica ederim ne demek. En büyük keyif bilimleri gibi fizik, matematik, kimya, ana- benim için öğrencilerle beraber olmak. tomi, fizyoloji, patoloji, histoloji vb. dersleri, Çok güzel bir soru. Bölüm seçimi benim sonrasında beslenme ağırlıklı derslerin için heyecanlı bir süreçti. O kadar ki olduğunu gördüm. “Ne kadar hoş bir Hacettepe’nin 10. Kuruluş Yıl Dönümü bölüm, tıp dersleri ağırlıklı bunu yazmam Etkinlikleri arasında bir öykü yarışması lazım” diye düşündüm. Yine de 1. sıraya 6 KAĞIT HELVA RÖPORTAJ tıp fakültesi, 2. sıraya çevremdeki birçok kişi istiyor diye siyasal bilgiler fakültesi ve 3. sıraya da beslenme ve diyetetik yazdım. Sonradakileri hiç hatırlamıyorum bile çünkü onlarla hiç ilgilenmedim. Bölümü kazandı- ğımda çok mutlu olmuştum, bu mutluluk hep artarak çoğalmıştır, hala daha sürer, bunu burada özellikle vurgulamak isterim. Ben Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün ikinci dönem mezunuyum. Birinci dönem mezunları ve bizden sonraki dönem mezunları sık sık, “Biz bu bölümü ve diyetisyenlik mesleğini bilmiyorduk, bilmeden seçtik” diye biraz pişmanlık dile getirirlerdi. Hâlbuki ben çok severek, isteyerek ve seçerek girmiştim. Girdikten sonra tabii ben de “Nerede oku- yorsun? Bitirince ne olacaksın? Diyetisyen kimdir, ne iş yapar?” gibi sorularla sık sık karşılaşınca, bir şeyler yapmam lazım diye düşündüm ve kütüphanenin yolunu tuttum. Hacettepe Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı, vizyonu çok geniş, topluma sürekli bir şeyler katmayı kendisine hedef koymuş bir büyüğümüzdü. yımlanan Türkçe çevirisini buldum. Benim yapabileceğimiz bir şey değildi. Derhal Kütüphaneye hem Amerikan Diyetetik Derneğinin Dergisini hem de Amerikan yaşım için dili son derece ağırdı. Kelimeleri bir dernek kurmamız lazımdı. Derneğin Klinik Beslenme Dergisini getirtmişti. Kü- karşılaştırarak kitabı geceleri okumaya öncü kurucusuyum. Ben 1967 yılında tüphanede dergileri görünce, “Amerika’da başladım. Biliyorsunuz dili konuşabilmek mezun oldum. Dernek 1969’da kuruldu. diyetisyenler ne yapıyorlar acaba” diye için kelime haznenizi zenginleştirmeniz Türkiye’de hiçbir meslek derneği bu kadar araştırmaya başladım. Bu arada normal lazım. Öğrencilerim bilirler, ben kendilerine çabuk kurulmamıştır. Bu arada 1978 yılında lise mezunu olmama rağmen İngilizceyi hep 1 yaşındaki çocuk nasıl kelimeleri kurulan Avrupa Diyetisyen Dernekleri çok çaba göstererek kendi kendime biriktirerek konuşuyorsa, sizde yabancı bir Federasyonu’na (European Federation öğrenmiştim. Girdiğim muafiyet sınavında dilde konuşmak için kelime dağarcığınızı of The Associations of Dietitians-EFAD) başarılı olmuştum ama bununla yetinmeyip büyütmeniz gerekir ve en az bir yıl yoğun ve 1950 yılında kurulan Uluslararası İngilizcemi geliştirmek için Doğramacı’nın çaba göstermeniz gerekir diyerek onları Diyetetik Dernekleri Konfederasyonu’na kız kardeşi Emel Doğramacı’nın bölüm dil öğrenmeleri için hep teşvik ederim. (International Confederation of Dietetic başkanlığını yaptığı İngiliz Dili ve Edebiyatı Uzatmayayım, bu şekilde İngilizcemi Associations-ICDA) sınırlı üye sayısına bölümüne gidip kendisinden bazı derslere geliştirdiğim için kütüphanedeki dergileri rağmen oldukça çabuk üye olabilen (sıra- gönüllü olarak girmek için izin istedim ve okumaya başladım. Amerika Diyetisyenler sıyla 1994, 2000) bir dernek olduğumuzu derslere girmeye başladım. Kendisine bu Derneği 1917’de kurulmuş, diyetisyen da belirtmek isterim. izni verdiği için bu satırlar aracılığı ile de tanımı 1890’lı yıllarda yapılmış. Bizim de teşekkürü bir borç bilirim. bunlara ayak uydurmamız gerekirdi. Bu “Beslenme ve Diyetetik dergilerin elimizde olması ve benim de Bölümünde okuyorum ama ne O güne kadar dilimi geliştirmek adına pek okuduğumu anlamam sayesinde, haki- olduğunu da bilmiyorum” çok şey yapmıştım. Örneğin, İngilizce ve katen hızlı bir adaptasyon süreci yaşadık. Türkçe karşılığı olan bir kitabı bulup onları İkinci sınıfa devem ettiğim bir gün, okul okurdum. O dönemde İngilizce ve Türkçe İkinci mezunlar kaç kişiydiniz? yemekhanesinde, ilkokuldan bir sınıf karşılığı olan kitap yok denecek kadar azdı. arkadaşımla, Gülden Köksal’la karşılaştık. Bertrand Russell’ın “Marriage and Morals” 11 kişi. Bizden öncekiler de 9 kişiydi. O ilkokuldan sonra koleje gidip hazırlık adlı kitabının “Evlilik ve Ahlak” adıyla ya- Mesleği tanıtmak, bizim kendi kendimize okuduğu için benden 1 sene sonra girmişti KAĞIT HELVA 7 RÖPORTAJ üniversiteye. Heyecanla ona hangi bölüm- malı, bunu halletmeliyim” diye düşündüm. Mesleğin geleceği de okuduğunu sorduğumda “Beslenme Lisede okurken Kızılay’da “Sabahat Daktilo halen daha çok parlak ve Diyetetik Bölümü’nde okuyorum, ama Kursu” diye bir tabela görürdüm. Üniversite ne olduğunu da bilmiyorum” dedi. Ben sınavından olumsuz bir sonuç gelirse, görünüyor. Çünkü bütün de o sırada elimdeki tepside bulunan hemen bir işe girmeliyim düşüncesiyle, gelişmeler beslenme yemekleri göstererek, “Bak önce bu liseyi bitirdiğim günün hemen ertesinde yemeklerin içinde ne var, ne yok onları 10 parmak daktilo kursuna gittim. Kırk üzerine odaklanıyor. öğreneceğiz, daha sonra da hangi has- beş günde bitirilen kursu ben 15 günde Hemen her hastalık için talığa iyi gelip gelmediğini öğreneceğiz” tamamladım. Bu sayede 10 parmak daktilo özel beslenme ürünleri diye heyecanla bir şeyler anlattım. Sonuç yazmayı biliyordum. O zaman şimdiki olarak ben bölümü isteyerek seçtim ve imkânlar yoktu, hemen tabelayı mumlu tasarlanıyor ve diyet girdim. Girdiğim için büyük heyecan kâğıtta yaptım, matbaaya götürüp bastır- planlaması tedavinin duydum. Sevgili arkadaşım Gülden de dım ve hocaya getirdim. Hoca şaşırdı ama bu heyecana ortak oldu, bu heyecanla çok da sevindi tabii. Anlatmak istediğim önemli bir parçası pek çok işe birlikte imza attık. Dernek bir zorlukla karşılaştığımda hemen onu konumunda. Hastane çalışmalarından hemen sonra Beslenme çözmeye çalışır, hiç zaman kaybetmeden ve Diyetetik Dergisi’nin yayınına bir grup başka bir basamağa atlarım. Böyle bir malnütrisyonu oranı arkadaşla birlikte öncülük ettik. Hala der- yapım var. Kendi adıma hiçbir zorluk giderek artıyor. NFPE ginin yardımcı editörlüğünü yürütüyorum. çekmedim. Onun için ben zorluk telaffuz Dördüncü sınıfa geçtiğimizde, Ayşe Baysal etmek istemiyorum. Ama şunu da belirtmek (Nutrition Focused Hocamız Bölüme öğretim elemanı olarak isterim ki birçok arkadaşım, mesleğin Physical Examination- gelmişti ve tabii ki çok sevindik. Beslenme tanıtılmamış olmasından kaynaklanan Beslenme Odaklı Fizik üzerine doktora eğitimini Amerika’da birçok sorun yaşadılar. Türkiye’nin çeşitli yapmış ve kendisini beslenmeye adamış köşelerinde tek başlarına mücadele etmek Muayene) Amerika’da bir hocamızdı. Dergiyi onun editörlüğünde zorunda kaldılar. artık zorunlu kılındı. çıkardık. Ayşe Hocamız bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Halen birçok konuda “Araştırmacı bir kimliğim var Bunun Türkiye’de desteğini sürdürüyor. her şeyi didik didik araştırırım” de yaygınlaşacağını Okuduğunuz dönemde Beslenme ve Görev alanlarınızı incelediğimizde umuyorum. Ayrıca Diyetetik Bölümünün zorlukları nelerdi? sadece 1 yıl klinikte çalıştığınızı gördük. insanların diyetlerini Mezun olduktan sonra ne tür zorluklar Sonrasında üniversite bünyesinde yaşadınız? öğretim üyesi olarak görev yaptınız uygulayabilmeleri için ve yapmaya da devam ediyorsunuz. eğitilmeleri gerekiyor. Bu da çok güzel bir soru. Fakat ben kişilik Akademisyen olmaya nasıl karar olarak hiçbir şeyi zor görmem. Hatta verdiniz? “Zoru hemen çözeriz, imkânsız zaman hastaya soruyoruz, ne isterse onu veri- alır” cümlesini duyduğumda, “Ne kadar Mezun olduğumuzda hocalarımız “Sizi yoruz” dediler. Biz standartlar geliştirelim önemli bir şey söylemişler” demiştim. hiçbir yere bırakmıyoruz, Hacettepe’de diye o kadar emek verirken, hafta sonu Mutlaka sorunlarımız oldu. Fakat ben bu çalışacaksınız” dediler ve bizi hemen işe böyle acayip şeyler olduğunu öğrenince sorunları hiçbir zaman gerçek bir sorun aldılar, hastanede çalışmaya başladık. çok üzüldüm. Bununla ilgili hemen bir olarak görmedim. Hep ne yapabileceğimizi Birinci dönem mezunlarından Selma Birer, toplantı yapmak istedim (Bu öykü Silbiçli düşündüm. Örneğin hastanede çalışırken, diyet bölüm şefi idi. Hacettepe yönetimi Beşik kitabında, sayfa 119’da anlatılıyor). herhangi bir şekilde basılı materyal yoktu. kendisi ile beraber 4 kişiyi Amerika’ya Toplantıda her şeyi konuşup ayrıldık. Önde Hocamız (Prof. Suna Baykan) cetveli gönderdi. Bunun için beni diyet bölüm elimize alıp hangi servise ne kadar yemek şefi yaptılar. Çalışmalarım sırasında bir merdivenlerden inen arkadaşlarımızdan çıkacak, bunu anlatan tabloları çizmemizi hafta sonu “Cumartesi günleri garsonlar birinin beni görmeden “Türkan kim oluyor istiyordu. Biliyorsunuz mutfaktan hasta kahvaltıyı nasıl veriyorlar?” diye düşünüp da bizim kahvaltıları denetime gelmiş” katına yemekler çıkarken, A katına şu sabah erkenden hastaneye gittim. Hastalar dediğini duydum. Bundan çok etkilen- kadar çorba, B katına şu kadar pilav, sebze için yazılan kahvaltı listeleri yağ içindeydi. dim. Çünkü ben onları denetlemek için vb. şeklinde tabelalar yapılır. Ben “Neden Çok kötü durumdaydı. Garsonlara yemek- gitmemiştim. Hasta kahvaltılarının doğru bunları elde çiziyoruz, bunun bir yolu ol- leri nasıl dağıttığını sorduğumda, “Abla gidip gitmediğine bakmak istemiştim. Bu 8 KAĞIT HELVA RÖPORTAJ olduğunuzu biliyoruz. Derneği nasıl kurdunuz? Derneğin ilk yıllarındaki çalışmalarından söz edebilir misiniz? Dernek kurmaya karar verdiğimizde, öncelikle tüzük bulmamız gerekiyordu. O dönemde bölümlerimiz aynı binada olduğu için tanıyıp çok sevdiğim Prof. Dr. Nebahat Oktay, Hemşirelik Bölüm Başkanıydı. Hemşirelik Derneği Tüzüğünü örnek alarak işe başlayabiliriz diye düşün- düm ve tüzüğü Sayın Oktay sayesinde edindim. Derneğin amaçlarını, diyetisyenlik adına ne gibi aktiviteler yapılabileceğini vb. sıraladım. Yönetim kuruluyla ilgili yerleri tamamladım. Hemen arkasından emniyete gittim, 7 kişilik (5 asil 2 yedek) bir ekip bulmam, müracaat etmem ve yer bildirmem gerektiğini öğrendim. Yer olarak Ayşe Hocamızın izniyle Yeni Mahalle’deki evini bildirdik ve yıllar boyunca da bu adresi kullandık. Yedi kişi formları doldurduk, teslim ettik. Böylece Türkiye Diyetisyenler Derneği kurulmuş oldu ve hemen arkasın- dan bir genel kurul yapıldı. Genel kurula bir kişinin başkanlık etmesi gerekiyordu. kadar uğraşırken başka türlü anlaşılıyorum ve gerçekten öğrenciye destek veriyor? Doğal olarak genel kurula Ayşe Hocamız diye düşünüp çok üzüldüm. O günlerde de Türkan Saylan’ı biliyorsunuz. Türkan başkanlık yaptı ve halen daha bu görevini okula asistan alınması için ilan verilmişti. Saylan’ın bir kitabında şöyle bir cümle her genel kurulda hiç aksatmadan sür- Asistan olsam nasıl olur diye düşünmeye vardı ve beni çok etkilemişti: “Yüz tane dürmektedir. Mesleğimiz ve Derneğimiz başladım. Mezunlar arasında bir öğrenci kötü hoca olacağına, bir tane iyi hoca için çok güzel işler yaptık. Birlikte çok için “Çok başarılı, o alınır herhalde” diye olsun yeter.” İyi hoca olmak bambaşka güzel yıllar geçirdik. Mesleğimiz adına her yerde konuşuluyordu. Ayşe Hoca bir şeydir. Bir de şu var: Silbiçli Beşik’in bu satırlarda kendisine teşekkürlerimi ve beni tanıyordu. “Türkan da girsin” dediğini “Sonsöz”ünde de yazdığım gibi, yaşamda saygılarımı sunmak isterim. duydum. Hocadan böyle bir şey duyunca her şeyin artısı-eksisi var. Yaşam artı-eksi sınava girmeye karar verdim. Toplam 8 dengesiyle gittiği için hiçbir şey tek başına “Balolarımız Cumhuriyet kişi müracaat etmiştik ve tek kişilik kadro eksi ya da artı olmaz. Ne iş yaparsanız ya- dönemindeki gibi çok ses vardı ancak ikimizi de aldılar. Akademisyen pın artısını düşünerek, en iyisini yapmaya getirdi” olduktan sonra da basamakları hızlıca çalışmalısınız. Bu bağlamda ben herhangi çıktım. Akademisyenliği gerçekten çok bir yerde çalışan bir diyetisyen olsaydım Dernek çalışmalarından aklınızda kalan sevdim çünkü araştırmacı bir kimliğim var da en iyisini yapardım diye düşünüyorum. anılarınızı da dinlemeyi çok isteriz… ve her şeyi didik didik araştırırım. Yabancı Nerede olursan ol, en iyisini yapacaksın dilim var, bütün dergileri okur ve incelerim. çünkü akademisyenlik, sorumlulukları En çok hatırımda kalan ve önemsediğim çok büyük olan, özel yaşamına daha az aktivite balolarımızdır. Dernek adına “Di- Biz öğrenciler genellikle mezun ol- zaman ayırabildiğin, büyük fedakârlıklar yetisyenler Derneği Baloları” düzenlerdik. duktan sonra klinikte çalışmayı hayal gerektiren bir alan. Doktorluk gibi. Balolarımız Cumhuriyet döneminin baloları ediyoruz. Bize akademisyen olmayı gibi çok ses getirirdi. Dergimize destek önerir misiniz? Mesleğimizin tarihçesini sizden öğren- almak için piyango çekilişi yapardık. dik. Prof. Dr. Ayşe Baysal Hocamızdan Piyango bileti için bir şeyler tasarlardık. Bir Bu sorunun cevabı hiç de kolay değil. Şu sonra mesleğimizin öncülerindensi- defasında bilet olarak gül yapmıştık. Çekiliş anda bizim alanda 100 tane akademisyen niz. Meslek örgütümüz olan Türkiye numaralarını tek tek ellerimizle yaptığımız var. Bunların kaçı gerçek akademisyen Diyetisyenler Derneği’nin de kurucusu gül yapraklarının arasına gizlemiştik. Bir KAĞIT HELVA 9 RÖPORTAJ başka baloda kibrit kutularından çekiliş yapmıştık. Üstlerine resimler koymuştuk. Bu aktiviteleri ekip olarak, coşkuyla ve sinerjik bir etkiyle yapıyorduk. Aramızda hiçbir kırgınlık olmazdı. Şimdi meslek- taşlarımız arasında küslükler olduğunu duyduğum zaman çok üzülüyorum. İlk yıllarda mesleğimizin tanınması için yaptığımız çabaların çok etkili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Üniversite bitince eğitim bitmiyor, bitmemesi gerekiyor. Ame- rikalı bir hemşire arkadaşım vardı. Birlikte yemek yediğimiz bir gün “Bugün beni affet, Amerika’dan derneğimden bir anket geldi. Onu hiç kimseyle konuşmadan, kitaplara bakmadan doldurup göndermem lazım” dedi. Odasına çekildi, anketi doldurdu, gönderdi. Bir kaç gün sonra “Ankette verdiğim cevaplar yeterli olmamış, beni kursa çağırıyorlar” dedi. Ben o anda Ameri- ka’daki derneğin mezununu bırakmadığını görünce hemen hizmet içi eğitimleri bizim de başlatmamız gerekiyor dedim. 1989 yılında (ben o zaman İstanbul’da Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Enstitüsünde 4 yıl görev yapıp dönmüştüm) Gülden Köksal ile birlikte ilk hizmet içi eğitimimizi başlattık. O, çocuk hastanesinde çalışıyordu. Bu nedenle ilk kursumuzun konusu “çocuk beslenmesi” oldu. Ondan sonra her yıl bu faaliyetler devam etti. Hani “Türk gibi başla, İngiliz gibi bitir” diye bir söz var ya, biz de hakikaten Türk gibi başlayıp, İngiliz gibi sürdürüyoruz. Hizmet içi eğitimlerde başından bu yana hiçbir aksama olmadı ve başarılı bir şekilde devam ediyor. Çok güzel hazırlamışsınız, sizi tebrik ediyorum. ve 1994 yılında üye olabildik. Yazışmalar örnekler çıktı. Camiamızda çok emeği olan Öncelikle EFAD ve ICDA varlığından sırasında EFAD yönetimi beni tanıdı ve arkadaşlar var. Şimdiki dernek başkanı haberdar olduğum için yazışmaya daha sonra 2 senede bir yapılan forum- Ayhan Dağ, benim hem mastır hem de başladım. Türkiye Diyetisyenler Derneği lara davetli konuşmacılar olarak Türkiye doktora öğrencimdi. Çok severim kendisini. olarak nasıl üye olabileceğimizi araştırdım. adına katılmaya başladık. EFAD’dan sonra Dernek başkanlığını ekibiyle birlikte çok Üye olabiliyorduk ama Türkiye’deki üye ICDA’ya ancak 2000 yılında üye olabildik. güzel yürütüyor. Ben de derneği çocuğum başına aidat ödememiz gerekiyordu. Tabi ki üyeliği sürdürmek kolay değildi. gibi gördüğüm için onların başarılarıyla Bunu ilk duyduğumuzda çok şaşırmıştık. Sürekli yazışmalar yapmamız gerekiyordu. çok mutlu oluyorum. Özellikle EFAD’ın aidatı oldukça yüksekti Sürekli anketler gönderiyorlardı. Onların ve bütçemizin neredeyse yarısını EFAD’a tercüme edilmesi gerekiyordu. EFAD’ın Derneğimizin çalışmaları yanında EFAD üye ücreti olarak vermemiz gerekiyordu. diyetisyenlerin standardizasyonunu ve ICDA gibi önemli derneklerin Türkiye Meslektaşlarımıza yapacağımız bilgi payla- sağlayan bir el kitabı (Benchmark) var. temsilciliğini yaptınız. Bu derneklere katılımınız nasıl gerçekleşti? şımı açısından bu çok önemliydi. Aidat, üye Onun da arkadaşlarla birlikte, tercümesini sayısı başına ödeniyordu. EFAD sekreteri yaptık. EFAD sayfasından (www.efad.org) Bu da güzel bir soru. Çok güzel sorular üye sayımızı düşük göstermemizi kabul etti dokümanların pek çoğuna ulaşılabilir. Bu 10 KAĞIT HELVA RÖPORTAJ Sosyalleşmeye önem etmem konusundan çok teşvik etmişlerdi. görünce, Sayın Neyzi çok etkilendi ve daha O günden sonra motivasyonum arttı ve sonraki yıl Ankara’da kendisiyle bir kong- verdiğim için ev sürekli yazdım. Tanıdığım herkese akros- rede karşılaştık. Koşa koşa yanıma geldi davetlerim meşhurdur. tiş şiirler yazarım. Roman yazmaya da ve “Seni İstanbul’a bölümüme istiyorum” başladım. Ama ona ikinci emekliliğimde dedi. “Ben 1 yıl için Libya’ya gidiyorum” Öğrencilerime sık sık bir devam etmeyi düşünüyorum. dedim. Olcay Hoca bekleyeceğini söyledi. beslenmeci çok iyi bir Ben Libya’ya gittim ve 1. senenin sonunda gurme olmak zorundadır Başta toplu beslenme sistemleri olmak oradaki insanlar beni bırakmak istemediler. üzere, beslenme antropolojisi ve bes- İkinci yıl kalmak zorunda kaldım. Libya derim. Bana birisi gelirken lenme eğitimi dendiğinde ilk akla gelen benim için gerçekten zorlu bir süreçti “Acaba bugün Türkan isimsiniz. Bu alanlara nasıl yöneldiniz? ancak çok da büyük bir deneyim oldu. Orada birlikte görev yaptığım Kanada’da Hanım neler yaptı?” Ben Hacettepe’de işe başladığımda beslenme üzerine bilim uzmanlığı yapmış mutfakta standartların olmaması nede- diyerek gelmeli. Beni Leyla Gaşud daha sonra Hacettepe’ye niyle çok sorun yaşanıyordu. Pişirmede geldi ve doktorasını tamamlayıp döndü. davet ettikleri zaman da sorunlar yaşanıyordu. Böylece bu alana Benim için Libya yılları çok özel yıllardı, “Türkan Hanım geliyor ilgim başladı ve doktora tezimi standartları tamamen ayrı bir röportaj konusu olabilir. yapılmış yemekleri kullanarak bilgisayarla Libya’da bulunduğum 2. yılın sonuna doğru acaba ne yapsam?” menü planlama üzerine yapmak istedim. Olcay Hoca’dan bir mektup geldi. Beni demeli. Bir diyetisyen/ “Standart Yemek Tarifleri” kitabım böylece bölümüne beklediğini tekrarlıyordu. Ben de ortaya çıktı. Sabahın altısından, akşamın beslenme uzmanı vatanımı ve Ankara’yı o kadar özlemiştim ki altısına kadar mutfakta bire bir ölçerek, bir an evvel dönmek istiyordum. Libya’dan gastronomi alanında tartarak hazırladım standartları. Daha döndüm, yarım dönem Hacettepe’de sonra da “Kurum Beslenmesi” kitabımın uzman olmasa bile, çalıştıktan sonra İstanbul Tıp Fakültesi hazırlıklarına başladım ve onu da Milli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim yemek ve sofra kültürünü, Eğitim Bakanlığı yayını olarak arkadaşım Dalı’nda doçent kadrosuna atanıp Olcay Selma Birer ile birlikte tamamladık. Toplu lezzeti/tadı iyi bilmelidir. Neyzi Hoca ile çalışmaya başladım ve beslenme sistemleri çalışmalarım böylece muhteşem bir 4 yıl geçirdim. İstanbul’da sürüp gitti. Teknolojiyle beraber uzay ve Libya’da birçok kültürle karşılaştım. Bu nedenle hem EFAD hem de ICDA Türkiye çalışmaları nedeniyle, özellikle Amerika’da kültürlerle ilgili dersimizin olmadığını fark temsilcisi oldum. Aslına bakarsanız, bütün yemeğe hazır besinlerin üretimi hızlandı. ettim ve antropolojiyle ilgilenmeye başla- bu işler İngilizce biliyor olmam nedeniyle Amerika’da yönetici diyetisyenler diğer dım. İstanbul’dan Hacettepe’ye döndükten benim başıma kaldı ve yıllarca hem EFAD alanlarda çalışanların iki katı kadar kaza- sonra da beslenme antropolojisi dersini hem de ICDA için Türkiye temsilcisi olarak nıyorlar. Onun için yönetici diyetisyenliğin açıp bu dersi yürütmeye başladım. görev yapmak zorunda kaldım. Ama ben de 21. yüzyılın en önemli alanı olduğunu yapmaktan mutluluk duydum. Asla bunlar düşünüyorum. Daha sonra 2 boş alan Beslenme eğitimi konusuna gelince, bana yük oldu demedim ve çok keyifle daha keşfettim. Hacettepe’de çalıştığım Amerika’da 2 kez yönetici yetiştirme yaptım doğrusu. Şimdi genç arkadaşlar dönemde bir kanun çıkmıştı. Bu kanuna workshoplarına katıldım. Bu workshoplar ilişkileri başarıyla sürdürüyorlar. göre, üniversitelerde doçent unvanıyla sayesinde insanların ve toplumun beslen- çalışan akademisyenlerin, profesör olabil- me konusunda eğitiminin önemini anladım. “Her zaman yazarım meleri için, çalıştıkları üniversitenin dışında İstanbul’dan Hacettepe’ye döndükten hiç boş durmam” bir yerde 3 sene hizmet etmiş olmaları sonra hem beslenme antropolojisi hem Bildiğimiz kadarıyla tarafınızdan kaleme gerekiyordu. O yıllarda bölümümüz sadece de beslenme eğitimi derslerini açtım, alınmış 7 kitap, 100’ü aşkın Türkçe ve Hacettepe’de vardı. İstanbul’dan çocuk genişletmeye çalıştım. Dünyada da gelişen İngilizce makaleniz bulunmakta. Hala sağlığı ve hastalıkları uzmanı olan Prof. bu alanlar, bizim içimizde de gelişmeye da yazmaya devam ettiğinizi biliyoruz. Dr. Olcay Neyzi’yi Ankara’da düzenlenen başladı. Bu üretkenliğinizi neye borçlusunuz? kongrelerde verdiği konferanslardan tanıyordum. Meslek hayatınızda dönüm noktası Yazmayı çok seviyorum ve bence bu diyebileceğiniz bir olay ya da kişi var en büyük etkendir. Her zaman yazarım, Bir gün Van’da öğrencilerimize yaz stajı mı? hiç boş durmam. Hatta öykü yarışması yaptırırken, Prof. Dr. Olcay Neyzi ile kar- birinciliğimde, jüridekiler yazmaya devam şılaştık. Staj kapsamında yaptıklarımızı Ayşe Baysal ve Olcay Neyzi. Her ikisi de
Description: