EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 7 Sayı: 17 (Çüz 2003)-...;._----- 223 ÜÇÜNCÜ ABBASI DÖNEMİ ARAP ŞÜRİNDE TABİAT TASVİRİ Mustafa ÇINAR (*) Özet Bu çalışmada, üçüncü Abbasf dönemi K!asik Arap edebiyatında önemli bir yer işgal eden tabiat tasviri şiirleri incelenmiştir. Bu alanda temayüz eden bazı şairler ve btmla rın şiirleri hakkında kısa bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelime/er: Abbasi Dönemi Edebiyatı, Şiir, Tabiat Tasviri. Nature Description in the Poetry of the Third Abbaside Period Abstract In this study the poetry of the description of nature, whiclı was highly important in Arabian Literature in the Jrd Abbaside Period, has been studied. Some poets and their poems have been siudied in this period. Key Words: Literature in Abbaside Period, Poetry, Nature Descpription. *) Dr. Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Faktiltesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. 224 /Dr. Mustafa ÇINAR--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ Giriş Yeryüzünde yaşayan bütün insanlar; dil, din, ırk, cinsiyet, kültür ve yaşam tarzı ba.:. kırnından değişik toplumlar olmalarına rağmen, sevinç ve üzüntülerinde tabiatın kuca ğında kendilerini huzur içinde hissetmektedirler. İnsanların tabiata karşı beslemiş olduk ları derin sevgi onların yaratılışlarında vardır. İnsanlar ancak kendi zevk ve duyguları ka dar tabiatın nimetlerin~en faydalanmaktadır. Toplumun bir parçası olan şairlerde de du rum aynıdır. Arap şairleri yaşadıkları çevreye ait manzaraları, çölleri, vadileri, terk edi len diyarları, gökyüzünde parlayan yıldızları, bulutları, yağmurları, çevre de yaşayan canlıları ve bitkileri şiirlerinde çok güzel tasvir etmişlerdir. Uygar çevreye geçişten son ra yapılan sarayları, havuzları, bağ-bahçeleri gül-çiçekleri, günlük yaşamlarıyla ilgili kullandıkları araç ve gereçleri kısacası gördükleri her şeyi olduğu gibi tasvir etmişler dir1. Bunun en bariz örneği Mu'allaka şairlerinden olan'Antara b. Şeddad el-' Abs! (ö. h. ö. 22/60Q)2'de görülmektedir. Şair tabiata aşık olmuş, tabiatın sevgisiyle yanıp tutuş muştur. Aşağıdaki beyitlerde sevgilisi' Able'yi ikiz kardeşi olmayan, tabiatın kucağında huzur ve güven içinde kendinden emin bir oyana bir buyana koşan yavru bir ceylana, gözlerinin güzelliğini ise onun gözlerine benzetmiştir. Anne sütüyle beslendiği için gür büz ve atak olduğunu ifade etmiştir. 'Antara sevgilisinin tasvirini yaptıktan sonra tabi atın ayrılmaz bir parçası olan bahçe tasvirine geçmiştir. Onu kısa süre yağan yağmurla beslenen hiç bir ayağın basmadığı taze bir yer olarak tanımlamıştır. B uranın sürekli yağ mur almasından dolayı basık yerlerin. geceleri gümüş para misali parladığını söylerken, bahçenin içinde gördüğü o muhteşem manzarayı bir bütün halinde hayiile yer vermeden gerçeğe uygun olarak tasvir etmiştir (Kamil): ;,\ ~ . ! ,,., :::.! ~ ~ ~ i ~ ı..r=--' ..:.ı :ı ~ı 0-" ~ı.:.;,) , , , ~.. .:._. ........a.,a. ı r-U ,ö. ~j! U.... Jg;, i~s, ') 1) Yanık, N. Hafız, Arap Şiirinde Tasvir, Erzurum, 1995, (Önsöz ). 2) Meşhur cahiliye dönemi şairi 'Antara b. Şedd§.d b. Mu'aviye b. Kurad b. Mahzum b. Millik b. Öa lib b. Kutay'a b. 'Absi'nin hakkında geniş bilgi için bkz İbn SelHim ei-Cu'mehi, Tabakii~-şu'ari1', nşr. Joseph Hell, Beyrut, 1402/ 1982, s. 64; İbn Kuteybe, Ebu Abdiilah Muslim b. Kuteybe, eş-Şi'ru ve'ş-şu'ara', l-ll, Beyrut, 1983, ı, 171-175; el-'Aliim, V; 269; ez-Zevzenl, Ebu Abdiilah el-Huse yin b. Ahmed b. el-Huseyin, Şerlıu'l-Mu'a/lakati's-seb', Beyrut, tsz, s. 140-141, Tülücü Süleyman, "Mu'allaka Şairlerinden Antere", EKEV Akademi Dergisi, c.1, sayı: 4 (Mayıs 1999), s. 14-22. ÜÇÜNCÜ ABBAS! DÖNEMİ ARAP ŞİİRİNDE TABİA T TASVİRİ--- 225 "'Ab/e, adeta bir ikiz kardeşi bulunmayan serpilmiş yavru ceylanın iki gözüy- le baktı. " "Attarm malıfazası içindeki misk kokusu, onun ağzından geçip sana ulaştı. " "Yada bitkisini kısa süreli yağmurun beslediği, ayak basmamış bir bahçe ki; "Üzerinde tazecik beyaz bulutlar. serpip dökerek· bolca yağmur yağdırıp bütün basık yerleri gümüş para misali bıraktı; her akşam üzerinde su diiu1ıeden akar .. 3 Üçüncü Abbasi Döneminde Tasvir: Asıl yenilikçi unsuru içeren tabiat tasviri şiirlerini Abbasller döneminde, özellikle ikinci dönemde görülmektedir. Halife ve emirlerin de desteğiyle büyük bir gelişme sü reci içine giren tasvir sanatı, üçüncü Abbasller döneminde zirveye ulaşmıştır. Üçüncü Abbasller döneminde yaşam tarZındaki değişime paralel olarak tabiat tasviri büyük bir aşama kaydetmiştir. Arapların çadır hayatından şehir hayatına geçmiş olmaları tabiat tas virlerini konu alan şiirin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Abbasller döneminde tasvir sanatı pek çok konuda cahiliye tarzını korumuş kendini, yeni bir medeniyede beraber gelen şekil ve söz sanatları içinde bulmuştur. Bu dönem şa irleri hayal ufkundan çıkıp yeni üslup ve yöntemler bulmaya çalışmışlardır4. Ebu'l- Fe rec el-İsfahani'nin el-Ağiinf adlı eseri başta olmak üzere, dönemle ilgili tarih ve edebi yat eserleri incelendiğinde, Abbas! dönemi şairlerinin, eski ve yeni şiir konularını bera ber işledikleri görülür5. Şairler; bu dönemde, sarayların, şakıyan bülbülleri, halife ve devlet ricalinin eğlence kaynağı, zühd, tasavvuf ve felsefe dünyasının gözü kulağı, eğlence meclislerinin konu şan dili olmuşlardır. Bu bağlamda halifelerinde teşvikiyle yılın belli günlerinde çok sa yıda belagatÇ!, edebiyatçı ve şairin de katıldığı toplantılar düzenlenip, çeşitli konularda müsabakalar yapılmaktaydı. Katiye ve vezni uyumlu şiirler, halife tarafından her beyit için bin dinara kadar varan parayla ödüllendirilirdi. Bir nevi teşvik olan bu ödülden pay alabilmek için, kendine güvenim şairler bu meclisiere koşarlardı. Zira bazı şairler, şiirle rini bir kazanç ve itibar vasıtası haline getirmiş, kazandığı bu parlarlada konaklar, köşk ler, saraylar ve ev ler inşa etmişlerdir. Müslim b. el-Velid, Ebu Ternınarn ve Muhammed b.' Abdülmelik ez-~yyat gibi şöhretin zirvesine ulaşmış şairler de şiirleriyle vezirlik mertebesine kadar yükselmeyi başarmışlardı....6. Üçüncü Abbas! dönemi Arap şiirinde, tabiat tasvirleriyle ilgili maddeler çok çeşitli dir. Bunlar; bağ-bahçe, gül-çiçek, gök, dağ, deniz vs. gibi sıralanabilir. O günün şartla rında modem sayılabilecek unsurlar olduğu gibi, at, deve, yaban öküzü, yaban eşeği, 3) Diviinu 'Antara b. Şeddfld, nşr. Fevzi Atavi, Beyrut, 1968, s. 13; Şerhu'I-Mu'allakiiti's-seb', s. 140- 141; es-Sanavberi şô.'iru't-tabi'a, s. 70-71; Ayrıca şiirlerin çevrisi için bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 13-15 4) 'Abdurrahman 'Utbe, es-Sanavberl şairu 't-tabt'a, Libya -Tunus, 1981, s. 71; Seyyid Nevfel, Şi'ru't tabl'afi'/-edebi'I-Arabl, Kahire, 1978, s. 195 5) Salih Abdull1ilı et-Tuveyciri, es-Sanavberf şô.'iru't-tabf'a fi'l-'asri'I-Abbasf, Riyad, 1401, s. 54 6) es-Sanavberi şô.'iru't-tabi'afi'l- 'aşri'I-Abbasf, s. 59 226 /Dr. Mustafa ÇINAR--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ kurt, karta! vb. unsurlar da bulunmaktadır?. Başta cahiliye dönemi olmak üzere geçmiş dönemlerde tabiat tasvirleri Arap şiirinde ağırlıklı bir tema olarak yer almıştır8. Oysa AbbaSiler döneminde tasvir başlı başına bir sanat ve maharet dalı haline gelmiştir. Hat ta ez-Zelıriyyiit (çiçek), el-Verdiyyiit (gül), el-Maiyyiit (su), es-Selciyyiit (kar), er-Ravdiy yiit (bahçe)adlarıyla tasvirin çeşitleri ve sınıfları oluşturulmuştur9. Dolayısıyla bu dö nemde tasvir sanatı karşımıza apayrı bir şiir türü olai:ak çıkmıştır. Abbasiler döneminde Emevller dönemine kıyasla pek çok tabiat tasviri şairleri yetiş miştir. Bu şairler tabiat ile insan arasında bir bağ kurmaya çalışmışlardır. Mesela; Ebu Ternınarn (ölm. I 88/846)10 el-Buhtur! (ölm. 284/897)11 ve es-Sanavberl (ölm. 334/945)12 gibi tabiat şairleri ilkbahar mevsimine önem vermişler. Ebu Ternınarn ve İb nu'r-Rum1' (ölm. 283/896)13 bulutları, şimşeği, yağmuru, gökyüzünü ve yıldızları, el Buhturi havuzu, fıskiyeyi, İbnu'r-Rumi ise güneşin battığı anı tasvir etmiştir14. 7) es-Sanavberi şa'iru't-tabl'a, s. 70; Çetin, Nihat M., Eski Arap Şiiri, İstanbul, 1973, s. 90; Savran, Ahmet Demirayak, Kenan, Arap Edebiyatı Tarihi (Calıiliye Dönemi), Erzurum, 1995, s. 82 8) es-Sanavberi şairu't-tabl'a, s. 71-72 9) es-Sanavberl şii 'iru't-tabi'a fi '/-'asri '1-Abbasl, s. 65; es-Sanavberi şa 'iru't-tabl'a, s. 72 10) Abbas! dönemi şairlerinden olan ve tasvirleriyle şöhret bulan Hab'ib b. Evs et-Tii'i, Ebu Temmam, (188/804) yılında Şam'a bağlı Casim köyünde dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta Mısır'a giderek bu rada şiir söylemeye başlayan şair bir müddet sonra Bağdad'a geçmiş ve halife ei-Mu'tasım tarafın dan Musul'a gönderilmiş ve burada (23 1/846) yılında vefat etmiştir. Suli'nin derleyip topladığı bü yük bir şiir divfuunın yanı sıra e/-Hamiişe ve Fuhillu'ş-şu 'ara' adında iki eseri daha bulunmaktadır. Ebu Temrriiiın'ın hayatı ve şiirleri için bkz., Tabakiiw'ş-şu'rii', s. 282-286 ;. el-Hatib ei-Bağdadi, el-Hafız Ebu Bekr b. Ahmed b. 'Ali, Tarilıu Bağdiid, I -Xl V, Beyrut, tsz. V 11 1 , 284; ez-Zirikli, e/ A'Iiim, I-Xl, Beyrut, 1389/1969, 1, 334-341 11 ) (206/821) yılında Fırat nehri üzerindeki Menbec'de dünyaya gelen şair ei-Buhturi, küçük yaşta seb ze ve meyve satıcılarını methederek şiir söylemeye başlamıştır. Ebu Temmiiın'ın bedii sanatlann dan faydalanan şair Bağdiid'a geçerek burada halife el-Mütevekkil'in hizmetinde bulunmuştur. Mü tevekkil öldükten sora tekrar Menbec'e dönen şair burada yaklaşık (284/ 897) yılında vefat etmiş tir. Genellikle bahçe tasvirlerini övgü kasidelerinin içinde yapmakla şöhret bulan şair ei-Buhtu rl'nin, Ebu Bekr es-Sul!' nin derleyip topladığı bir divanının yanı sıra Ma'iinl'ş-şi'r ve Hamiisetii'l Buhturi adında iki büyük eseri de vardır. Hayatı, eserleri ve şiirleri için bkz. Diviinu'I-Bulıturl, I IV, nşr. Hasan Kiiınil es-Sayrafi, Kahire1963 1972, s. 1125; Tabakiitu'ş- şu'arii', s. 393-394; el 'A/ilm, IX, 141; Muhammed Abdulmun'im Hafecl, el-'Adabu'I-Arabiyye fi'l-'asri'l-Abbaslyyi'l evvel, Kahire, tsz. 1, 264; Enver 'Attar, Nes'ib Sa'id, e/-Huliisafi'/-edeb ve'n-nusils, Dimaşk, 1952- 1953, s. 150; Eski Arap Şiiri, s. 88. 12) Üçüncü Abbas! döneminin meşhur tabiattasviri şairlerinden olan Ahmed b. Muhammed b. el-Ha san b. ed-Dabbi el-Antfiki es-Sanavberi yaklaşık (284/897)yılındaAntakya'da doğmuş, gençlik yıl larını ise Halep'te geçinniştir. Şair yapmış olduğu tabiat tasvirlerinin yanı sıra; övgü, mersiye, fahr, hiciv, gazel başta olmak üzere pek çok konuda adından söz ettirmiştir. Sayısız kıymetli eserlerinden başka büyük bir kısmının kayıp olduğu bir de divanı vardır. Hayatı ve şiirleri için bkz. es-Sanavbe ri şairu't-tabi'a fi'l-'asri'l-Abbasi, s 97; Muhammed Ragıb et-Tabbah, er-Ravdiyyiit, Hal ep, 1315/1932, s. 12; es-Sanavberl şii'iru't-tabi'a, s. 6. 13) Lakabını Yunan asıllı Curciyus adındaki derlesinden alan şair İbnu'r-Riımi, Ebu'I-Hasan 'Ali b. el Abbas, (221/836)yılında Bağdil.d'da dünya'ya gelmiştir. Abbas! halifesi el-Mansur'un elinde müs lüman olan şair, halife el-Mu'tadıd'ın veziri Ebu'I-Hüseyin kendisini hicvetmesinden korktuğu için . yemeğine zehir katarak (283/896) yılında Bağdad'ta öldürülmüş ve Babu'l-bustil.n mezarlığına def nedilmiştir. Tasvirleriyle meşhur olan şair, söylemiş olduğu şiirlerinde teşbihleri daha ağır basmak tadır. Arapça ilim! erinden; nahiv, sarf, felsefe, kelam ve edebiyatın yanı sıra divanı mevcut olup bir kaç defa basılmıştır. hayatı ve şiirleri hakkında geniş bilgi için bkz. Divii.ııt İbni'r-Rum'i, nşr. Kamil ÜÇÜNCÜ ABBAS! DÖNElvfİ ARAP ŞİİRİNDE TABİATTASVİRİ--- 227 Yukarıda da bahsedildiği üzere, şair Ebu Temmam dönemi şairleri gibi balıara son derece önem verdiğini, bu mevsimde bitkilerin gelişmesinde yağmurun önemi ne ise ha vanın öneminin de o olduğuna inanmıştır. B aharda çiçeklerin, bazen yüzünü gösterip ba zen saklayan gelinlik çağına gelmiş genç kız misali, bir görünüp bir kaybolmaları şairin hoşuna gitmektedir. Dolayısıyla şair tabiatın bir parçası olan bahara, bu mevsimde ya ğan yağmura, ardından yeşeren bağ-bahçeye, dağlara, kırlara ve hatta gül-çiçekiere piş kin olduğu kadar da usta bir sanatçı gözüyle yaklaşmaktadır15. Ebu Ternınarn aşağıdaki beyitlerinde, vadileri, dağları, tepeleri dolduran yeşil ve sarı renkli giysiler içinde salı nan bitkileri ve çiçekleri sürekli savaş halinde olan Yemen ve Mudar kabileleri safların da savaşan askerlere benzetirken, teşbih sanatını en ince ayrıntısına kadar kullanmıştır. (Kamil): ') L;J~-"o ~ 1 ~A~ ı:.r---s- '""--1t' < p o· a~•'• ,) "Çiçek açmış tüm ağaçlar. yaş döken bir göz misiili yapraklarmlll üzerindeki çiğ ile birlikte sanılmaktadır." "Bazen görünürler. bazen de onları sık otlar örter. bir görünüp bir saklanan bakiredirler. · "Nihayet vadileri ve tepeleri bahar gıysileri içinde çalım/ı çalım/ı yiirüyen iki bölük halini alır." "Savaşta Yemen ~·e Mudar saflarmda yer alan bölükler gibi sarı ve kırmızı." "Ya da havadan kendisini usjura boyayan bir şey yağıyormuşçasma kırmızılar içinde parlayan bitkiler. "16 Kiliini, Kahire, 134211924, s. 1-11; es-Sanavberf şii 'iru't- tabl'a fi'l-'asri'l-Abbasi, s. 35; Kılıçlı Mustafa, Arap Edebiyatında Şu'ubiyye, Istanbul, 1992,s. 303 14) es-Sanavberi şii 'iru ~-tabi'a fi'l-'asri'l-Abbasi, s. 65; Şi'ru ~-tabi'a fi'l-edebi'l-Arabi, s. 195 15) Geniş bilgi için bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 129-131 16) Diviinu Ebi Temnıiim, 1-1 V, et-Tebriz!' nin şerhi ile, nşr. Muhammed Abduh •A zzam, Kahire, 1964, s. 1, 191; Ayrıca şiirlerin çevrisi için bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 129-131 . 228 /Dr. Mustafa ÇINAR--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yukandaki beyitlerde de görüldüğü gibi şair Ebu Ternınarn tabiatı tasvir ederken teş bih sanatının yanı sıra tezat, cinas, tevriye, mukabele ve diğer sanatları da kullanmaya oldukça özen göstermiştir. Bu sanatlar şairin şöhret bulduğu ve bunda da oldukça başa rılı olduğu sanatlardırl7. Buna göre şairin bahardan ilham alarak, tabiatı bağıyla, bahçe siyle, gülüyle-çiçeğiyle bir bütün olarak ele alıp tasvir etmesi son derece doğal olsa ge rek. Daha küçük yaşta tabiata aşık olan Ebu Temmaml8 her mevsimin kendine özgü gü zellik ve özelliklerini aniatmakla kalmayıp, baharın gelişiyle tabiatı sevince boğan bah çenin gül ve çiçeklerinin gülümsemeye, ağaçların yeşeren yapraklarıyla çalım satmaya başladığını gördüğümüzde nasıl sevinmeyelim ve nasıl gülmeyeliml9 rlediği duyguları nı aşağıdaki beyitlerde güzel bir şekilde dile getirmiştir. (Vafır): J o tı C: ~~ J~}~ ~~~;u_, , , , "Baharın ışı/ ışı/ giinleri, yiizÜnıiizii giildürdü bizi sevince boğdu. " "Balıarm gelişiyi e her yerde bitkiler güldii, ağaçlar yemyeşil yapraklarıyla çalım sattı. u2Q ÜçüncÜ Abbas! dönemi şairlerinden ve klasik Arap şiirinin belli başlı konularında şi ir söylemiş bir diğer şair ise 'Ali b. el-Cehm (ölm. 249/863)'dir21. Şairin şiirlerinde bir ustalık ve incelik olduğu, tasvir ettiği her hangi bir canlı veya cansız varlığı bütün özel liğiyle gözler önüne serıneye çalıştığı görülür. Uslubunun sadeliğini, gözlem hassasiye tini ve duygulannın inceliğini dile getirdiği bahçe tasvirinde; gülün yalınız baharda yem yeşil açan bir bahçenin içinde kuşların şarkılar söyleyip nağmeler ınırıldandığı bir or tamda açmaya başlayıp güldüğünü, reyhanın ise gülün bu durumunu çok kıskandığını, rüzgarın Hafif Hafif esrnesiyle bahçeden etrafa yayılan güzel kokunun insanın ruhunda bıraktığı etkiyi aşağıdaki beyiderinde şöyle dile getirmiştir. (Basit): 17) el-Adabu'l-Arabiyye fi'l-'asri'l-Abbasfyyi'l-evvel, s. 19 2; Ayrıca bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 131 18) es-Sanavberf şa'iru~-ıabf'afi'l- 'asri'l-Abbasi, s. 144. 19) Şi'ru'ı-ıabf 'afi'l-edebi'l-Arabf, s. 175. 20) Aynı eser, s. 175-177. 21) Ebu'I-Hasan 'Ali b. Cehm b. Bedri b. el-Cehm b. Mes 'ud el-Kureyşi es-Sami (ölm. 249/863) hak kında geniş bilgi için bkz. Dfvanu 'Aif b. el-Ce/mı, nşr. Halil Merdum bey, Beyruı, 1400/1918 (Mu kaddime), s. 5-!9; Tarfhu Bağd/id, VII, 240; en-Nııcılmu'z-za/ıire, Il, 243. ÜÇÜNCÜ ABBAS! DÖNEMİ ARAP ŞİİRİNDE TABİAT TASVİRi--- 229 ,. .:ı }JI jl..b.ll ~ j.:.:, J ..:.ıQI ::_,:.;... "Gül ancak, bahçelerin güldüğü ve şakıyan kuşun sesiyle büyüfendi ğinde güler." "Gül açtı, dünya bize güzelliklerini gösterdi ve hayat yeni giysileri içinde geri döndii." "Reyhan dallarında, güliin parlak yüzünü göriir görmez kıskançlık al çaklığım belirtti"22. Şair' Ali b. el-Cehm'in yukandaki beyitlerinde teşbih sanatını ağırlıklı olarak kullan dığım, bunun yanında kişileştirme, somutlaştırma ve methetme gibi yöntemierede yer verdiği görülür. Yine Abbasiler döneminin önde gelen şairlerinden Ebu Ternınarn gibi teşbihleriyle şöhret bulan el-Buhtuıi'ye bakıldığında; edebiyat eleştirmenleri onun Abbas! medeniye tinin görkemli saraylannda bu sarayiann çevresini süsleyen yemyeşil bahçelerde yaşa masına rağmen, klasik Arap şiirinin karakterini yaşattığı görüşünü savunmaktadırlar. Ebu Temmam'ın öğrencisi olmasına rağmen, şair hocası gibi tabiat tasviri şiirlerinde gö rüntüyü derinlemesine incelememiş, yalnızca duygularını ifade etmeye çalışmıştır. Teş bihlerinin güzelliği ve kelimelennin zarifliği ile yapmış olduğu tabiat tasvirini adeta bir müzik parçasına dönüştürmüş olacak ki, şiir eleştirmen leri, onun şiirlerindeki bu özelli ği aniatmakla bitirememişlerdir23. Şair aşağıdaki beyitlerde sevgilisinin ruh halini ve gözlerinden akan y~şları, bazen bahçenin içinde bulunan rengarenk çiçeklerin üzerinde ki çiğ damlalarına, bazen de iç içe yaşadığı tabiatın canlı varlıklarına benzetmektedir. Onun bu teşbihleri. benzetilene kişilik kazandırmamasına rağmen, aşırı nitelik kazandır dığı görülür. (Tavil): ...L_....,t_;.. ~, -:,..._.4 :ıl , o ~ ~ , , .,J __J---..:..J..., ~- 22) Diııô.nu 'Ali b. el-Cehm, s. 89; el-Kayravani', Ebu İshak İbrahim b. 'Ali' el-Husri', Zelıru '1-ô.dô.b, 1-II. nşr. 'Ali' Muhammed ei-Beciivi', Kahire, 1969, I, 524; Şevki Dayf, el-'Asru'l-Abbô.siyyi's-sô.ni, Ka hire, 1973, s. 233. 23) Divô.nu'l-Bulıturl, I, 567; Arap Şiirinde Tasvir, s. 199. .. ~ .... 230 /Dr. Mustafa ÇINAR--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ " ,.. J o o Jo ,...,.. ~)L....;J i'~ 0---"' ~ ~~~ ....... .,; ... tf!J. ... ... ı "Ozerinde kana bulanmışçasma kıpkırmızı çiçekler. bulunan olgun yemyeşil bahçeler var daima." "Şakayık bakire kızlarm yanaklarmdaki aşk göz yaşları misali, çiğler yüklen miş." "Pap atyanın içinde sarı noktalar üzerine mücevherler misali sıralanmış inci ler var." "Zambağın çiçek/eri, kuşluk parlakfığmda çifter çifter ve teker teker. dağılmış altlll paraları andırıyor. u24 Yukandaki beyiderden de anlaşılıyor ki şair el-Buhturl, teşbihlerini, etrafını çevrele yen tabiatın yemyeşil güzelliğinden almıştır. Bunu bazen doğrudan, bazen de çok kar maşık duygulardan kaynaklanan anlaşılması oldukça güç ve sembolik bir tarzda ifade et meye çalışmıştır. Şair aşağıdaki beyitlerde de tabiatın bir parçası olan ve üzerine çiğ düş müş bir bahçeyi tasvir ederken, çiğin; bahçenin gül ve çiçeklerini nakışlarıyla örterek süslediğini ve sanki onun güzelliğini insaniann görmesini sabırsızlıkla beklediğinden bahsetinektedir. (Tavil) : "Balıçeyi tazecik çiğ taneleri nakışlarıyla örttü. Nefisler için, bahçenin üzerin de oturarak kalmaya devam etti· "25 Daha öncede işaret edildiği gibi; üçüncü Abbas! döneminde medeni yaşam tarzının etkisiyle, tabiat tasviri önemli sayılabilecek bir aşama kaydetmiştir. Arapların çadır ha yatından şehir hayatına geçmiş olmaları, tabiat tasvirlerini konu alan şiirlerin gelişme sinde önemli rol oynamıştır. Ancak bu konuda en güzel tasvirleri yapan şairin, Arap ede biyatında, tabiat şairlerinin öncülerinden sayılan es-Sanavberl olduğu ifade edilmektedir. Onun şiirlerinin çoğu tabiat tasvirlerini içermektedir26. 24) Dlviinu'l-Buhturl, I, 623-624; Aynca şiirler için bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 154. 25) Dlviinu'I-Bulıturl, II, 338. 26) el-Adiibu '1-Arabiyye fi '!-'asr i 'l-Abbaslyyi '1-el've/, s. 187; es-Sanavberi şii' iru ~-tab/'a fi '/-'asr i'1 - Abbasi, s. 165 ÜÇÜNCÜ ABBAS! DÖNEMİ ARAP ŞİİRİNDE TABİAT TASVİRİ--- 231 Şair, tabiatı tasvir ederken, şiiri ve tabiatı bir birinden ayrılmaz bir bütün olarak gö ren hocası, Ibnu'r-Rumf'nin, cinas ve bedii sanatlarını kullanmıştır. EbG Temmiim'ın ya nı sıra ei-Buhturf'den de etkilendiği görülür. Ancak Sanavberf, tabiatı bir mozaik şeklin de inceleyerek renklerle canlandırmaya çalışmıştır. Şair; tabiat bir toplumdur, bu toplu ma canlılık kazandırmak onu konuşturmak gerekir bu görevde biz şairlere düşmektedir21 ·demiştir. Sanavberf tasvir ettiği bir tabiat olayının en ince ayrıntılarına kadar inmiş, gül-çiçek ve bahçenin ağaçlarını tasvir ederken kendinden önce gelen şairler gibi bedii sanatları kullanarak, marraların güzelliğine üslup güzelliğinide katmıştır28. Bunun en bariz örne ği şairin aşağıdaki beyitlerinde, baharda yef11yeşil olan tabiatı ve bahçeyi tasvir ederken doğal olarak bahçenin içinde açan rengarenk çiçekleri tasvirinde görülmektedir. (Mün- serih): · ; . .._... . ...Q ...._. ~.... w.~ı,ı ~ ı"~' ı; ~'"-1- -!..- '!1)1 ~J o . -J·• "Bahçenin çiçekleri güliimsemeye başlatfığmda insanları kendine doğru ça ğırır ve halk ona koşar." "Bahçenin sessiz durmas ma rağmen çiçekler konuşmaya devam eder. Gerçek ten balıçelerin sessiz durmaları onlarm konuşması dır. u29 Daha öncede işaret edildiği gibi tabiat şiiri Arap edebiyatında yeni olmamakla bera ber Sanavberf'nin gelişiyle yeni bir kimlik kazanmıştır. Hatta döneminin meşhur şairle ri hata yaparım korkusuyla, Sanavberl'nin bulunduğu meclislerde tabiatla ilgili şiir söy lemekten kaçınmışlardır. Örneğin; bazı alimler tarafından Sadru'l-İslfun döneminden sonra yetişmiş en büyük Arap şairi olarak nitelendirilen Ebu't-Tayyib el-Mütenebbl (ölm. 354/965)30 gibi meşhur bir şair Sanavberl'nin doğup büyüdüğü memleketi olan Halep'te bulunduğu sürece tabiada ilgili şiir söylememeye özen göstermiştir31. 27) es-Sanavberi şii 'iru ı-tabi'a fi '/-'asri'l-Abbasi, s. 158. 28) A.e., s. 158. 29) Şiirlerin tamamı için bkz. es-Sanavberi şii'iruı-tabt' a, s. 88. 30) Ebu't-Tayyib el-Mutenebbi (303/915) yılında Kufe şehrine bağlıKindi mahallesinde dünya'ya gel miş ve çocukluk yıllarını burada geçirmiştir. On yaşında çöle gitmiş ve burada fasih Arapçayı çok !asa zamanda öğrenerek adından söz ettirmiştir. Seyfuddevle el-Hamedani başta olmak üzere pek çok emiri methetmiş şöhretini bütün bölgeye yaymayı başarmıştır. Mısır'a, buradan da sırasıyla; Bağdad, Iran ve Kufeye giden şair, yolda önüne geçen Araplar tarafından oğlu ve kölesiyle birlikte (354/965) yılında öldürülmüştür. Şair el-Mutenebbi'nin İbn Cinni ve Ebu'!-' Ala' el-Ma'arri başta olmak üzere pek çok edebiyatçı tarafından şerh edilen meşhur bir divanı bulunmaktadır Hayatı ve şiirleri haklanda bilgi için bkz. Tiirihu Bağdiid, IV, 102; Tiirihu'l-adiibi'l-Arabiyye, 1, 274; el 'A 'liim, 1, 11 0; es-Sanavberi şii 'iru ı-rabi'a, s. 266; el-Huliisa fi 'l-ede b ve 'n-nusus, s. 148. 31) es-Sanavberi şii 'iru't-tabi'a, s. 266. 232 /Dr. Mustafa ÇINAR--------EKEV AKADEMİ DERCİSİ Sanavberl'ye göre tabiatın can alıcı güzelliğinin şekillenmesinde kuşkusuz mevsim Ierin payı büyüktür. Şair, tabiatın tüm ilkbahar, sonbahar ve kış olmak üzere üç mevsim de toplandığını, bu mevsimlerin kendine has özellikleri ve güzelliklerinin olduğunu dü şünmektedir. Burada, çağdaşı şairler gibi, tabiatın uyandığı, bağ-bahçenin en çok şen Iendiği mevsimin bahar olduğunu söyleyerek, bu mevsimde açan gül-çiçekiere daha çok önem vermiştir32. Şair aşağıdaki beyitlerinde yaz; meyve, reyhan ve çiçek mevsimi dir. Sonbaharda hava bulutlu ve soğuk, yer sararmış solmuş kurumuştur. B aharda ise ye şillik, gül-çiçek aydınlık vardır. Yeryüzü yemy eşil, hava bulutsuz, su berrak, bitkiler can lı ve kıpkırmızıdır33 diyerek, baharın, tabiatın uyandırıcısı olduğunu belirtmiştir. (Basit ): ,. ,. "' .... ... o ~ü J 0~~ '-"~.alı ı-.} 015" 01 ~ ~ J ~ ~ ~~ ~IJ ö~~ ~~~l! "Yazın reyhan ve meyve olursa, yer bir ocak, havafırın gibi sıcak olur." "Sonbaharda yer yarılsa da, yeryüzü çıplak, hava soğuktur." " Kışın gô'kyiiziinde sürekli bulut olsa, yeryüzü mahsur, hava esirdir." "Dünya, yalnızca aydınlık balıardan ibarettir; bahar geldiğinde glll gelir ay- dm/ık gelir. "Yeryüzü bir yakut, hava bir inci, bitkiler firuze. Sil berraktır. u34 Yukandaki beyiderden de anlaşılıyor ki Sanavberl, tabiata canlılık ve hareketlilik ka zandıran mevsimlerin ayrı ayrı; özelliklerinin olduğunu, kendisinin ise balıara ve bu mevsimde rengarenk açan tabiata verdiği değer Basit bir sevgiden çıkıp, tutkuya dönüş- 32) Şi'ru ~-rabl'afi'l-edebi'l-Arabi, s. 205. 33) Arap Şiirinde Tasvir, s. 210. 34) es-Sanavberl şa'iru ~-rabl'a, s. 130; er-Ravdiyyar, s. 18-19; Metz, Adam, el-Hadaratıı'l-islamiyye, çev. Muhammed 'Abdulhadl Ebu Reyde, Beyrut, 1947, 1, 485; el-Adabu'l-Arabiyye fi'l-'asri'l-Ab bastyyi 'I-evvel, s. 192; Ayrıca şiirlerin tamamı ve çevrisi için bkz. Arap Şiirinde Tasvir, s. 210-211.
Description: