ebook img

Türlerin Kökeni - Charles Darwin PDF

668 Pages·2009·2.32 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Türlerin Kökeni - Charles Darwin

Charles R. Dawin’in The Origin of Species (Everyman’s Library, 1967) adlı yapıtını Öner Ünalan, İngilizce aslından, Almanca çevirisi Die Entstehung der Arten (Philipp Reclam Jun. Stuttgart, 1967) ile karşılaştırarak dilimize çevirmiştir. Charles Darwin TÜRLERİN KÖKENİ Çeviren: Öner Ünalan Bilim DOĞA BASIN YAYIN Dağıtım Ticaret. Limited Şirketi Tarlabaşı Blv. Kamerhatun Mah. Alhatun Sk. No: 25 Beyoğlu/ İstanbul T: 0212 255 25 46 F: 0212 255 25 87 www.evrenselbasim.com - [email protected] Evrensel Basım Yayın 379 Türlerin Kökeni: Charles Darwin Çeviren: Öner Ünalan Genel Kapak Tasarım: Savaş Çekiç Kapak Uygulama: Devrim Koçlan © Evrensel Basım Yayın 2009 Birinci Basım Eylül 2009 - İkinci Basım Ocak 2011 Üçüncü Basım Mayıs 2012 TÜRLERİN KÖKENİ ÖNSÖZ Canlı türlerinin oluşumu ve evrimi konusundaki popüler tartışmaların, örneğin izafiyet teorisi hakkındaki tartışmalardan çok daha yoğun ve her zaman güncel olmasının basit bir nedeni vardır. Einstein’ın teorisi insanlar hakkında değildir, insan denilen canlı varlığın varoluş hikâyesiyle ilgilenmez, dinsel dogmalar hakkında dolaysız bir tartışma başlatmaz. Darwin’in evrim teorisi ise, onu dile getirip getirmemekte bin bir tereddüt yaşamış olan kurucusunun kendisinden başlayarak, her zaman bir tabuya dokunup dokunmama korkusuyla bir arada ilerlemiştir. Bilimden çok inançları ilgilendirmiş, felsefenin ve ahlakın tartışma alanlarını zorlamıştır. Evrim Teorisi, Türkiye’de 1872 yılında, ünlü romancı, düşünce ve siyaset adamı Ahmet Mithat Efendi tarafından tanıtılmıştır. Ahmet Mithat Efendi, Darwin Teorisini kendi laik, modernist kültür anlayışına uygun bulduğu için tanıtır ve savunurken, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu içinde ilk kez, insan varlığının kaynağı hakkında soyut, felsefi tartışmaları, bilime dayanan bir açıklama üzerinde yeniden kurmaya da girişmiş oluyordu. Kuşkusuz, eksik ve yanlışlarla dolu bu tanıtım, teoriyi, halk arasında yayıldığı biçimde, insanın maymundan geldiği biçiminde özetliyordu. İşin doğrusu, Ahmet Mithat Efendi’yi ilgilendiren asıl sorun, insanın kökeni konusunda Darwin’in gerçekte ne söylediği değildi. Bu yüzden, teoriyi tüm boyutlarıyla incelemek ve anlatmak gibi bir derdi de olmamıştı. Bir pozitivist olarak Ahmet Mithat Efendi, eğitimin bazı insanları diğer insanlardan farklı biçimde geliştireceğini, seçkinleştireceğini ve toplumsal ilerlemenin de bu seçkinlerin öncülüğünde gerçekleşebileceğini düşünüyordu. Evrim Teorisi, özellikle de “doğal eleme” teorisi, onun toplum ve eğitim ilişkisi hakkındaki bu düşüncelerini kanıtlar, en azından destekler görünüyordu. Ne var ki, Osmanlı basınında ve aydınlar arasında Ahmet Mithat Efendi’nin söylemek istedikleri değil, sözlerinin en kaba biçimde karikatürleştirilmiş biçimi hararetli tartışmalara neden oldu. Günümüzde bile Evrim Teorisinin hâlâ maymundan türeyip türemediğimiz ekseninde tartışılmasının uzak geçmişimizdeki başlangıç noktası burasıdır. Nihayet bu tartışma bir sansür kararıyla noktalanmış ve “Ahmet Mithat Efendi’nin maymunlarından her ne surette olursa olsun bahsetmek” resmen yasaklanmıştır. Düşünce özgürlüğü tarihimize “Maymun meselesi” olarak geçen bu olaydan sonra, İmparatorluğun yıkılmasına kadar Darwin’den söz eden olmamış, Cumhuriyet döneminde ise, 1930’lu yıllara kadar hatırlanmamıştır. Bu dönem, Türkiye’de ırkçılığın, “Türk Kafatası” üzerine incelemelerin hız kazandığı dönemdir. Darwin bir kez daha siyasal amaçlarla gündeme getirilmiştir. “Türlerin Kökeni”nin Türkçede ilk yayımı Sol Yayınları tarafından 1970’de yapılmıştır. Pozitivizmin Türkiye’ye girdiği yıllarda kültürel ve siyasal tartışmalar içinde “Maymun Meselesi” olarak da olsa, evrim teorisi ne kadar önemli bir yer tuttuysa, ‘70’li yılların hemen başında Türlerin Kökeninin yayımlanması da o kadar önemlidir. Büyük işçi ve köylü hareketlerinin yanı sıra antiemperyalist gençlik hareketinin de doruk noktasını yaşadığı ve sosyalizmin en geniş aydın çevrelerinde ve siyasi hayatta etkili tartışmalara konu olduğu 1970 yılı, “Türlerin Kökeni”nin kendisine özgü tarihi içinde yaşadıklarına bakarsak, Türkiye’de yayınlanması için de tamamen uygundur. Marksist klasikleri ilk kez sistemli bir biçimde çevirtip yayımlayan Sol Yayınları, “Türlerin Kökeni”ni yayımlarken o dönemde kendisini etkili bir biçimde hissettiren bir eksikliği gidermeyi amaçlıyordu. Devrimci ideolojinin en önemli bileşeni olan diyalektik materyalizm, bilim tarihinde dönüm noktası olmuş buluşlardan her zaman beslenmiştir. Diyalektik materyalizmi önceki (ilkel, metafizik) materyalizmlerden ayıran önemli bir özelliktir bu. Dolayısıyla, bilim tarihi ile bilimsel sosyalizm arasında her zaman etkili bir ilişki olmuştur. ‘70’li yılları Türkiye’de bilimsel sosyalizmin yaygın biçimde tartışılıp öğrenilmeye çalışıldığı yıllar olarak hatırlarsak, sosyalizmin bilimsel temellerde öğrenilip kavranılması bakımından “Türlerin Kökeni”nin yayımını da bir dönüm noktası olarak görürüz. Şimdi yeni bir baskısını elinizde tuttuğunuz bu 150 yaşındaki kitap, Türkiye için yine son derece önemli bir zamanda yayımlanmış bulunuyor. Özellikle 12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbeden sonra egemen hale gelmeye çalışan gerici-faşist zihniyet, evrim ve devrim teorileri arasında bir geçiş bulunduğunu keşfetti! Öğrenciler, okullarda evrim teorisini öğreniyorlar ve buradan kolayca devrimci olabiliyorlardı! “Türk İslam Sentezi” adı verilen ve darbe yıllarında bütün resmî uygulamalarda kendisini hissettiren görüşe dayanarak, okullarda Darvinci teorinin yanı sıra “yaratılış teorisi” de okutulmaya başlandı. Bu aslında darbeyi yapanlarla destek bekledikleri çevreler arasında yumuşak bir uzlaşmaydı. Darwin’i tümüyle kaldırmak, yasaklamak, olacak şey değildi ama buradan “devrim teorisine” geçişi frenlemek de gerekiyordu… Evrim Teorisine karşı savaş açmak, hem heyecanlı hem de kârlı bir iştir. Uluslar arası çapta pek çok Hıristiyan çevre, özellikle Amerika’da bu iş için özel olarak kurulmuş vakıflar, Darvinci teoriye karşı “mücadele” ederek dünyanın parasını kazanıyorlar. Bir zamanlar “Dünya Düzdür Derneği”ni bile kurmuş olan bu aynı tuhaf “inanç grupları”, maymunla insan arasında kurulduğunu iddia ettikleri bağlantı aleyhine büyük paralar harcayarak propaganda yapıyorlar. Türkiye’deki temsilcileri, çok pahalıya patlayan kitap ve broşürleri okullarda, sokaklarda, cami önlerinde bedava dağıtıyorlar. Darwin hakkındaki en önemli önyargı, karşı propagandanın en temel yalanı, Darwin’in insan türünün kökenini maymunlara dayandırdığına dair iddialardır. Oysa Darwin insan ve maymunların aynı türden gelmekte olduğunu, ama insanın maymunların evrimi sonucu ortaya çıkmadığını söylemektedir. Her iki tür, uzak ve ortak atadan ayrılarak evrilmişlerdir. Günümüzde genetik biliminde elde edilen ilerlemeler, bu görüşü çürütmek bir yana, her adımında doğrulamakta ve geliştirmektedir. Kuşkusuz Darwin, bu devasa bilimsel adımı atmakla bir başlangıç yapmıştır. Evrim teorisi, diğer pek çok bilimsel teori gibi, yeni buluşlarla gelişmekte, bazı yönleri ise, ilk olmanın eksiklerini ve yanlışlarını içermektedir. Ama bütün bunlar, dinlerin ya da inançların değil, bilimin tartışması gereken konulardır. Fakat evrim kavramını başlıca düşman olarak ilan etmiş olan çevreler, Darvinci evrim teorisinin de önce bir karikatürünü çizmişler, sonra da bu gülünç “teori”yi eleştirmeye girişmişlerdir. Hiçbir ciddi ve bilimsel dayanağı olmayan bu sözde eleştiri, yaygınlığı ölçüsünde etkili de olmuştur. Ancak, Darwin’in gerçekte ne dediği ve çağdaş bilimsel gelişmelerle Darvinci evrim teorisi arasındaki bağlar konusunda gösterilecek kanıtlar, bu etkiyi kırmaya yetmeyecektir. Zira Darwin ancak bilimin içinden tartışılabilir, inançların ve dinlerin içinden değil. “Türlerin Kökeni”nin bu yeni yayımı, aynı zamanda dinselliği siyasetin aracı kılmış bir hükümet zamanında gerçekleşti. Darwin’in doğumunun 200’üncü, “Türlerin Kökeni”nin yayınlanmasının da 150’inci yılında Türkiye, insan olmanın vazgeçilemez koşulu olan özgürlükleri, demokratik yaşamı, insan haklarını, yoksulluğu ve cehaleti tartışıyor. “Türlerin Kökeni” ve Darwin’le ilgili yıldönümleri olmasaydı bile, bugün Türkiye’de bu kitabın yayımlanmasını gerektiren koşullar vardır. Kısa tarihçesinde görüldüğü gibi, onun yeni basımları, bir işaret fişeği gibi anlamlıdır. Ya “Türlerin Kökeni” yaşananlar dolayısıyla gündemdedir, ya da onun ortaya çıkışı, koşulların değişmekte olduğunun işaretidir… Doğa bilimlerindeki uzmanlığına koşut dilciliği ve edebiyatçılığıyla tanınmış, yılların kafa emekçisi Öner Ünalan’ın çevirisi, esere özel bir değer katmaktadır.

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.