ebook img

Türkler ve Kızılderililer PDF

282 Pages·2008·19.02 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Türkler ve Kızılderililer

Pegasus Yayınları: 127 Tarih: 10 TÜRKLER VE KIZILDERİLİLER Ord. Prof. Dr. REHA OĞUZ TÜRKKAN Kitap Editörü: Yusuf Tan Yayın Yönetmeni: İbrahim Şener Kapak Uygulama: Bora Ülke Bilgisayar Uygulama: Meral Gök Film-Grafik: Mat Grafik Baskı-Cilt: Kilim Matbaası 1. Baskı: Ocak 2008 ISBN: 978-9944-0099-9-7 © PEGASUS YAYINLARI Kısa tanıtım alıntıları dışında yayınevinden yazılı izin alınmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. PEGASUS YAYINLARI Gümüşsuyu Mah. Osmanlı Sk. Alara Han No: 27 Taksim/İSTANBUL Tel: 0212 244 23 50 (pbx) Faks: 0212 244 23 46 www.pegasusyayinlari.com / [email protected] Ord. Prof. Dr. REHA OĞUZ TÜRKKAN TÜRKLER VE KIZILDERİLİLER PEGASUS YAYINLARI KITABıN ILK BÖLÜMÜ HAKKıNDA ÖNEMLI BÎR NOT • 7 Önsöz (VE BIRAZ DA "OTOBIYOGRAFI"). 9 1. BÖLÜM Kızılderililer Konusu • 19 KONUNUN DAYANıLMAZ ÇEKİCİLİĞİ. 21 TÜRKLERIN KIZILDERÎLERLE ÎLÎŞKISI LEHTE - ALEYHTE TARTıŞMALAR. 27 KıZıLDERILILERE KUŞBAKıŞı «63 ANTROPOLOJI. 71 TÜRKLERE GENEL BAKıŞı. 84 KıZıLDERILINıN KIMLIĞI. 91 EFSANELERIMIZI, KILIMLERIMIZI AMERIKA'YA KIM TAŞıDı? (Genel bir bakış) • 99 2. BÖLÜM Kızılderililere Soykırım »121 LATlN AMERIKA (BUGÜN). 133 VE ISYAN! GERONÎMO! . 136 3. BÖLÜM Türklerle Kızılderililer Arasındaki Ortak Noktalara Daha Etraflı Bir Bakış . 143 VARSAYIMLAR (NAZARİYELER) • 148 YENİ İNCELEMELER • 155 (benim ve başkalarının) 4. BÖLÜM Kızılderililerin Amerikan Ordusunu Yendiği Gün... • 203 BİR SOYKIRIMI DAHA .211 5. BÖLÜM Konu ile ilgili son haberler: Gazete kupürleri • 217 EKLER. 231 SON BİRKAÇ NOT . 249 Yanlış Tercüme, Yanlış "İlk Amerikalı"! • 253 İngilizce yazdığım çok etraflı bir rapor • 269 YAZAR HAKKINDA . 297 GİRİŞ KİTABIN İLK BÖLÜMÜ HAKKINDA ÖNEMLİ BİR NOT "Türkler ve Kızılderililer" kitabı, "Bilimsel Analiz" bölümünden sonra, önce Kızılderilileri anlatacak, ardından da Türklerle tarihle­ rinin nerede kesiştiğini gösterip ilginç benzerliklere işaret edecek. O bölümlerde anlatım sade ve kolay anlaşılır üslupta yazıldığından, kayıtlara sadece değinilip geçilmiştir. Bilim yolu delilleri (kanıtları) ise "Bilimsel Analiz" bölümüne bırakılmıştır. Bunlar buguistik, antropolojik ve sosyolojik analizlerle izah edildiğinden genel okuyucular için fazla "teknik" sayılabilir ve atlanabilir. Ancak "Türk-Kızılderili" tezi bu kanıtlara dayandığından kitabın hemen başına almayı doğru gördük. Okuyucu bu kısmı atlasa bile, öteki bölümlerdeki iddialarda şüphesi veya tereddüdü olursa, "bilimsel-teknik" bölüme dönüp onunla ilgili kısma müracaat edebilir (ara başlıklar, istediği bahsi ça­ buk bulmasına yardımcı olacaktır). TEŞEKKÜR Bu kitabın hazırlanması ve basılması yolundaki yardımlarından dolayı Fatih Hüseyinoğlu'na ve Yusuf Tana teşekkürler. •s Önsöz (VE BİRAZ DA "OTOBİYOGRAFİ") Bu kitabı almış ve okuyorsanız, Türkiye'de bu konuya duyulan -ve beni hep hayrete düşüren- yaygın ilginin mensuplarından birisi­ niz demektir. Bu "merakın" yoğunluğunun gerçek olduğunu az sonra anlataca­ ğım örneklerden siz de göreceksiniz ve hiç de azınlıkta olmadığınızı görüp şaşıracaksınız. Kızılderililerin Türklerle ilişkisine neden bizde bu kadar ilgi var, sebebini tam anlamış değilim. Çocukluğum zamanındaki sinema afişlerinden (1928-1930) Benim ilgi hikayem biraz farklı. Çocukluğumda televizyon yoktu, sinemalarda da bazen bazı Kov­ boy-Kızılderili filmleri gösterilirdi ama, ben daha çok uzay maceralı "Flash Gordon" (Türkçe dublajıyla "Baytekin") fılimlerine bayılırdım. Olsa olsa, kovboyları hep kahraman, Kızılderilileri hep vahşi ve yenik gösteren Tim McCoy ve Tom Mix filmlerine sinirlenirdim. İlk öğretimim Fransız okulunda olduğundan, ve okumaya çok genç yaşta heveslendiğimden, ilk romanlarım Fransızcaydı. Henüz 7-8 yaşımdayken elime geçen Gustave Aimard adlı bir romancının 19. Yüzyıl başlarında yazdığı roman (galiba "Les Araucans" di) ha­ yallerimi ateşlemişti. Yazarın bütün kitaplarını bir iki yıl içinde bu­ lup okudum. Romancı Fransız olduğu için, Holivut filmlerinin aksine, Amerikalı "Beyazları" değil, "Kızılderilileri" tutuyordu. Konusunu da iyi biliyordu, çünkü "Comanche" (Komançi) kabilesi tarafından "evlat" olarak kabul edilmiş, yıllarca aralarında yaşamıştı. Bu Kızılderililerin istilacı Amerikalılara kahramanca karşı ko- yuşlarını heyecanla, sonunda vatanlarını kaybedişlerini ve esir mil­ let haline gelişlerini de üzüntüyle okuyor, çocuk kafamla zaman farkını karıştırıyor, şimdi de bu yiğitçe çarpışmaların süregeldiğini sanıyordum. Bu haksızlıktı! Beyazların bu saldırıları durdurulmalı, Kızılderililer kurtarılmalıydı! O sırada Türkçe tarihi romanlar da okumaya başladım (o bile Fransızca bir eserle başlamıştı: ünlü Türkolog Leon Cahun'ün "L'Etandard Bleu" -Gök Bayrak- romanıydı ve Ortaasyada Türklerin cihangirane savaşlarını konu alıyordu). Abdullah Ziya KozanoğluYıun "Kolsuz Kahraman" gibi romanlarını da okudukça, eski Türklerle Kızılderililer arasındaki benzer bazı noktalar çocuk gözümden bile kaçmıyordu. Sonunda, daha o zaman, "Amerikan Yerlileri" ile "Ortaasya Yerlilerinin" kardeş olduklarına inanmaya başlıyordum. *** Derken bir roman daha okudum: Jules Verne'in "Michel Strogoffu. Burada, bir Rus subayının Tatarlara ve "Orta Asya Yerlilerine" karşı kahramanca savaşları anlatılıyordu. Ama, tıpkı Kovboy filmlerini seyrederken yaptığım gibi, romancının tuttuğu istilacı Beyazı (Rus'u) değil, vatanları için dövüşen Türkistanlı savaş­ çıların yanında kendimi hissediyordum. Zaten Azeri (Genceli) olan büyükbabamdan (annemin babasından) Rusların Kafkasyada yap­ tıklarını -pek seyrek de olsa- dinlemiştim. 10 Demek bu kardeşlerimizi de kurtarmak lazımdı! Bunu kim ya­ pacaktı? İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur dememişler boş yere. Bir şeyi bozuk diye gördüm müydü, sanki benden başkası yokmuş gibi bir şeyler yapmak için hemen atılırım. O zaman da böyle oldu: 8-9 yaş aklımla muhteşem bir plan kurdum; evden kaça­ cak, Kadıköy'den yürüyerek (belki de yolda trene filan atlayarak) Kafkaslara, oradan da Ortaasya'ya gidecek, çetelerin arasına katı­ lacak, aralarında yükselecek, bütün Türklerin kurtulmalarında rol oynayacak, büyüyünce de savaşçılardan bir ordu kurup Amerika'ya geçecek, Kızılderilileri de kurtaracaktım! Bunu nasıl yapacaktım, Amerika'ya Bering Boğazından kayık kiralayıp mı geçip Alaska'ya gidecektim, bu gibi ayrıntılar mühim değildi, olacaktı işte! Küçük kardeşim Atilla'yı da bu plana dahil ettim, o da benden 3 yaş küçük olduğundan sorgu sual etmeden abisinin peşine takıl­ dı. Ve sahiden bir gün birlikte, sırtımızda yiyecek çantasıyla evden kaçtık. Kurbağalıdere'ye' ancak varmıştık ki gece oldu, ne yapacağımı şaşırdım, belki de etrafta başıboş dolaşan köpeklerden korktum. Atilla'ya "Şimdi dönelim, daha iyi hazırlanırız bir daha sefere" de­ dim. Mahallemize vardığımızda orada kızılca kıyamet kopuyordu. Hayatta az yediğim dayaklardan birini yedim o gece. Ama dayaktan çok babamın bana katı gerçekleri anlatması aklımı biraz olsun top­ lamama yaradı. Ama "Kafkaslar, Türkistan ve Kızılderililer" bilinç altıma iyice yerleşti. Daha sonraki yıllarda, yatılı okulda gece yatağımda yatarken Allahım'a "ne olur, inancımdan beni döndürme" diye dua ettiğimi hatırlarım. Demek ki gerçekler karşısında hayallerimin ve ülkülerimin da­ ğılacağından korkuyormuşum. Neredeyse yetmiş yıl geçti aradan, bu inançlarım ve ilgim hiç içimden kaybolmadı. Sadece yaklaşım şeklim değişti. 1 Ne tesadüf, oğlum Tuğrul ile 2005'le tuttuğumuz ofis ve kütüphane binamız meğer Kurbağalıdere'ye bir sokak ötedeymis! Ara sıra gidip dolaşıyorum. 11

Description:
Fenimore Cooper'ın ünlü (ve sinemaya da aktarılan) ğidir, (adı geçen eseri, sah. 545). Komançi Kızılderililerin -atı edindikten sonra- ölen şeflerini.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.