Türk Devrimi için Batıda ve Doğuda pek çok eser yazılmıştır. Ama bunlardan çok azı gerçeği anlatabilmiştir. Bu pek azın arasında çevirisini sunduğumuz Türkiye - Bir Devletin Yeniden Doğuşu I - adlı eser de bulunmaktadır. Kitabın yazarı, ünlü îngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee'dir. Eserin üstünlüğü, bir tarihçinin bilimsel yöntemiyle yazılmış olmasıdır. O zaman genç bir bilim adamı ve iki üç yıl öncesine kadar Osmanlı devletine en büyük düşmanlığı gösteren bir ulusun insanı olmasına karşın; A.J.Tonybee, genç Türkiye Cumhuriyeti konusundaki bu bilimsel araştırmasını yazarken (1926), pek çok kişinin tersine, duygulardan veönyargılardan' uzak kalmayı, küçük bazı yanlışlar bir yana bırakılacak olursa, gerçekleri bir bilim adamının nesnel gözleriyle görmeyi bilmiştir. A.J. Tonybee, her zaman, her ülkede ve her konuda geçerli olan bilimsel bir ilkeye bağlı kalmıştır. Bu, 'Tarihi bilmeyen bugünü anlayamaz' ilkesidir. Kitap, bu bakımdan, Türkiye'yi öğrenmek isteyen yabancılar kadar, Türk Devrimini bilimsel açıdan bilmek isteyen bizler için de çok yararlı bir çalışmadır. T Ü R K İ YE Bir Devletin Yeniden Doğuşu . I Nurer UĞURLU başkanlığında bir kurul tarafından hazırlanmıştır. Dizgi - Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı: Çağdaş Matbaacılık ve Yayıncılık Ltd. ŞtL Aralık 1999 A R N O LD J. T O Y N B EE T Ü R K İ YE Bir Devletin Yeniden Doğuşu I Çeviren: Kasım Yargıcı Cumhuriyet GAZETESININ OKURLARINA ARMAĞANIDIR. İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ...7 Prof. ARNOLD J. TOYNBEE ÜZERİNE 11 YAZARIN ÖNSÖZÜ 13 BİRİNC İ BÖLÜM Türkiye ve Batı 15 İKİNCİ BÖLÜM Eski Osmanlı İmparatorluğu (1299-1774) .27 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Batının Etkisi (1774-1919) 43 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 1908-1918 Bilançosu ve Müttefiklerin Barış Şartlan 73 BEŞİNC İ BÖLÜM Mustafa Kemal 91 5 ÖNSÖZ Birinci Dünya Savaşı Avrupa'da dört büyük imparatorlu ğun sonunu getirmiştir: Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu ve Rus İm paratorluğu bu 'büyük kıymet' in kurbanlarıdır. Yıkılan bu im paratorlukların 'enkaz'mdan modern Batılı siyasal düşünce ye uygun yeni devletler doğmuştur. Türkiye, Almanya, Avus turya ulusal yeknesaklıklar kapsamına girmeyen toprak larım kaybederek birer cumhuriyet olmuşlardır. Rusya ise imparatorluğunu koruyup topraklarım elden kaçırmamak ba şarısını göstererek bir sosyalist cumhuriyet biçimine girmiş tir. Rusya'nm yeni rejiminin çok özel bir durumu olduğu için -buna hiç dokunmadan- öbür üç imparatorluğun aldığı yeni kimliğin dünyada yarattığı tepkiler incelendiğinde en çok sö zü edilmeye değer ülkenin Türkiye olduğu görülür. Dünya için Almanya ve Avusturya, 'Batılı'dır. Batılılar için de kendilerinden olan ülkelerdir. Yüzyıllar boyunca aynı inançları taşımışlar, aynı kültürle yoğrulmuşlar, aynı hareket lere ve benzeri olaylara sahne olmuşlardır. Aralarında çatış malar meydana gelmişse, bu, inanç ve kültür zıtlaşmasından değil çıkarlar yüzünden olmuştur. Birinde oluşan yenilik -is ter teknik, ister ekonomik, ister ideolojik olsun- hemen öbü- rünce öğrenilmiş, benimsenmiş, derhal uygulanmasa bile, zi hinlerde yer etmiş ve tabii görülmeye başlanmıştır. Modern ça ğın ilk ve en büyük siyasal hareketi olan Fransız Devrimi, Ba tı'da heyecan yaratmıştır; fakat yadırganmamıştır. Fransız Dev- rimi'ni oluşturan düşünceler öbür Batı ülkelerinde de aynı za manda gelişmiştir. Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya ve Avusturya imparatorlukları cumhuriyet rejimine geçtikleri za man kimseyi şaşırtmamışlardır. Yalnız eskinin tantanasını ya şamış olanlar bir "Vah vah!" demekle yetinmişlerdir. Türk ulusu ise Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntısından bir cumhuriyetle çıkınca dünyadaki tepkiler çok değişik ol muştur. Modern dünyanın uyulması gereken ölçülerini tayin etme durumuna gelmiş Batılılar için Türkler, kendilerinden ol mayan insanlardı. Dilleri onlannkine hiç benzemiyordu, din leri ayrıydı; aynı kültür içinden yetişmemişlerdi. Değişik ge lenekleri vardı. Batı ölçülerinin dışında kalmış oldukları için 'barbar' da sayılabilirlerdi. Doğulu Osmanlı İmparatorlu ğu'nun içinden Batılı bir cumhuriyetin çıkması, işte bu yüz den dünyada şaşkınlık uyandırmış ve çeşitli tepkilere yol aç mıştır. Tepkiler; takdirden şüpheye ve küçümsemeye, kıskanç lıktan gıptaya kadar derece derece değişmiştir. Batılıların ki mi hayret, kimi takdir, kimi şüphe etmiş; Doğulular ise, kimi kendilerinden olanın öbür tarafa geçmesine kızmış, kimi de aynı şeyi yapamamanın üzüntüsünü duymuştur. Türk Devrimi için gerek Batı'da, gerek Doğu'da çok mü rekkep tüketilmiştir. Fakat bu konuda yayınlananların pek azı gerekeni anlatabilmiştir. Bu pek azm arasında burada çeviri sini sunduğumuz eser de buluîrmaktadn. Kitabın yazan ünlü İngiliz tarihçisi Arnold J.Toynbee'dir. Eserin üstünlüğü, bir ta- 8 rihçinin bilimsel metodu ile yazılmış olmasından geliyor. O zaman henüz genç bir adam ve iki üç yıl öncesine kadar Os manlı Türklüğüne en büyük düşmanlığı gösteren bir ulusa mensup olmasına rağmen, Genç Türkiye Cumhuriyeti hakkın daki bu araştırmasını yazarken -pek çok kişinin aksine- his lerden ve önyargılardan uzak kalmayı, ufak tefek bazı yanlış lar bir yana bırakılacak olursa, gerçekleri bir bilim adamının tarafsız gözleri ile görmeyi bilmiştir. Kitabı okurken siz de şu kanıya varacaksınız; Toynbee, her zaman, her ülkede ve belki her konu için geçerli olan il keye sadık kalmıştır: Bu, "Tarihi bilmeyen bugünü anlaya maz" ilkesidir. Nitekim, bu araştırmasının bir bölümünde şöy le demektedir: " Siyasal değişmenin sürmekte olduğu ülkelerde, şartlar, bir taımçinin bunları resmedemeyeceği kadar oynaktırlar. Bu durumda tarihçinin yapabileceği en iyi şey bütünü ile aydın lanmış bir gözlemci olarak ve kendini mümkün olduğu kadar her türlü bağlardan sıyırıp tarihin benzer geçmiş olaylarının verdiği bilgi ve tecrübelerin projektörünü günün gelişen olay ları üzerine tutmaktır." Kitap, bu bakandan, egzotizmden sıyrılıp gerçek Türki ye'yi öğrenmek isteyen yabancılar kadar, hislerden arınıp Türk Devrimi'ni bilimsel açıdan görmek isteyen bizler için de ya rarlıdır, sanıyoruz. 9 PROF. ARNOLD J.TOYNBEE ÜZERİNE DÜNYA iki kampa ayrılmış, dört yıl süren bir büyük sa- yaştansönra bir taraf yere serilmişti. Fakat çok geçmeden, öl dü sanılan ve mirası paylaşılanlardan biri, başkaldırmış ve kendisini düpedüz soymaya gelenlere kafa tutmuştu. Türkülü sü, kurtuluşu için galip tarafla savaşa tutuşmuştu. Bu, bütün dünya için şaşkınlık uyandıran bir olaydı. ' Nerede bu tür bir olay olursa oraya gazetecilerin akın et mesi âdettendir. Artık Ankara, İzmir, İstanbul sokaklarında, Sakarya kıyılarında dünyanın dört bucağından gelmiş gaze teciler dolaşıyordu. Bunlar arasında, yıllar sonra adları dün yanın ünlü kişileri sırasına girecek iki genç gazeteci de var dı: Ernest Hemingway ve Arnold J.Toynbee. Birincisi, Ameri kalıydı; her Amerikalı gazeteci gibi Avrupa 'yı hele Avrupa 'nın öbür ucunu hiç tanımıyordu. Olayları yalnız yüzeyden görü yor, kendini bunların heyecanına kaptırıyor; derinine inemi yor, romancılığa 'heveskârlığından ' ateş, kan ve gözyaşı ede biyatı yapıyordu. 1889 yılında Londra 'da dünyaya gelen Arnold Toynbee de bu tip İngiliz gençlerindendi. Babası da tarihçi olduğu için herkesten çok tarihle doluydu ve konuya daha küçükyaşından itibaren ilgi duymaya başlamıştı. Nitekim tarih öğrenimiyap- 11