ebook img

Türkiye Adalet Akademisi Dergisi PDF

28 Pages·2010·0.34 MB·English
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Türkiye Adalet Akademisi Dergisi

HUKUKÇULARIN EĞĠTĠMĠ Hakan ÖZTÜRK*1 ÖZET Hukuk devleti ilkesinin temel koĢullarından biri, adalet sisteminin etkili bir Ģekilde iĢlemesidir. Bireylerin haklarını esas alan bir hukuk sistemi, etkin bir Ģekilde çalıĢmadığı takdirde faydasız olacaktır. Hukuk ve adalet sisteminin iĢlevselliğine iliĢkin sorunlar, temel insan haklarının özüyle ilgili çeĢitli tartıĢmalar doğurur. Ayrıca yetersiz bir yargı sistemi, vatan- daĢların adalete olan inancını da zedeler. Devletin sunduğu hizmetin kalitesini; donanım, uygulama ve insan unsur- larının kalitesi belirler. Mahkeme yönetiminin en önemli unsurlardan birisi de insan unsurudur. Zira yargısal sorunlar insan iliĢkilerinden kay- naklanmakta ve sonuçta insanlar tarafından çözülmektedir. Bu sorunları çözen insan unsuru, ne kadar nitelikli olursa, bulunan çözüm bir o kadar hızlı ve kabul edilebilir olur. Her hizmette olduğu gibi yargı hizmetinde de insan unsurunun kalitesini eğitim belirler. Bu çalıĢmanın konusunu; yargılamanın insan unsuru oluĢturmuĢtur. Anahtar kelimeler: Eğitim, meslek öncesi eğitim, meslek içi eğitim, yargı, adalet akademisi, hukukçu. ABSTRACT In terms of the principle of the rule of law, it is essential to have an effectively functioning judicial system. A legal system placing the individual at the centre will not meet the expectations unless it functions effectively. Problems concerning the functionality of law and judicial system lead us to some discussions related with the essence of the fundamental human rights. In addition, an insufficient judicial system harms the confidence in justice among the citizens. The human factor in judicial exercise constitutes the subject of this study. It is obvious that, qualified human can only be formed through a qualified training. Key words: education, justice, justice academi, jurist. 1 * Hâkim- Türkiye Adalet Akademisi. TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 GĠRĠġ Adil yargılama sürecinin en önemli unsurlarından birisi de insan unsuru- dur. Yargısal sorunlar insan iliĢkilerinden kaynaklandığı gibi, yine insan- lar tarafından çözülmektedir. Yargı profesyonelleri ne kadar nitelikli olursa, bulunan çözüm bir o kadar hızlı ve kabul edilebilir olur. Her hiz- mette olduğu gibi yargı hizmetinde de insan unsurunun kalitesini eğitim belirler. Ġnsanı yetiĢtiren eğitim ne kadar nitelikli ise, o eğitimden geçen insan da o kadar nitelikli olacaktır. Bu çalıĢmanın konusunu yargı profes- yonellerinin lisans eğitimi ve hizmet içi eğitimi oluĢturmaktadır. Hukukçunun baĢka insanların yaĢamı ve geleceğine dair karar verme yetkisi aĢırı sorumluluk gerektirir.2 Hâkim, savcı veya avukat olsun hu- kukçunun toplum önünde saygınlığını belirli ölçüde yitirmesi iyi yetiĢ- memiĢ olmasından kaynaklanmaktadır. I. EĞĠTĠMĠN TANIMI VE NĠTELĠKLERĠ Çağımızın en belirleyici özelliği hızlı değiĢimdir. Dünya tarihinde gö- rülmemiĢ bir hızla, yepyeni durumların ortaya çıktığı yeni bir dönemin içine girilmiĢtir. Takibi güç teknolojik, ekonomik, sosyal ve siyasal de- ğiĢme ve geliĢmeler olmaktadır.3 Günümüz insanı ise; kendi sebep oldu- ğu bu kaos ortamı içinde giderek artan türlü sorunlarla karĢı karĢıya kal- maktadır. Nüfus patlaması, açlık tehlikesi, teknolojik geliĢme, çevre kir- lenmesi, enerji yetersizliği, silahlanma yarıĢı, ekonomik savaĢ sorunlar- dan birkaçıdır. Bu sorunlar Dünyanın üzerinde yer alan her ülkeyi etkili- yor olmasına rağmen, ülkeler bir yandan bu değiĢime ayak uydurmaya çalıĢmakta bir yandan da gelecek kuĢaklarını yeni durumlara hazırlamak için uğraĢmaktadırlar.4 GeliĢmekte olan ülkeler, devam eden hızlı değiĢme ve geliĢme sürecine koĢullarını uydurmaya zorlandıklarından, kendilerine hedef olarak geliĢ- miĢ ve kalkınmıĢ ülkelerin seviyesine ulaĢmayı koymuĢlardır. ÇağdaĢ uygarlık düzeyine ulaĢma baĢta kendimiz olmak üzere insanımızı değiĢ- 2 TÜRKÖZER, Bahir GüneĢ, Hukuk Adamı, Adalet Dergisi, Ocak–2007, 27.sayı, s.3 3 PEKER, Ömer (Kemal TOSUN’dan aktaran), 1989, Yönetici Eğitimi, Ankara, TO- DAĠE Yayınları, s.1 4 PEKER, a.g.e., s.1 168 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 tirmektir. Kalkınma için gerekli nitelikte ve yeter sayıda insan gücü yetiĢ- tirmenin ve böylece insanı değiĢtirmenin en etkili yolu ise eğitimdir.5 Sokrat (M.Ö. 470–399) tüm kötülüğün sebebini bilgi eksikliğinde görür ve “Eğer insanlar doğruyu bilmiĢ olsalardı, yani neyin doğru, neyin yan- lıĢ olduğunu bilselerdi yanlıĢa düĢmezlerdi”, der.6 Buna göre, bilgiyle donanan insanlar hatadan korunurlar. Dolayısıyla insanların eğitilmeye ihtiyaçları vardır. En genel tanımıyla eğitim, “önceden saptanmıĢ amaçla- ra göre insan davranıĢlarında belli geliĢmeler sağlamaya yarayan planlı etkinlikler dizisidir”. Ertürk ise eğitimi, “bireyin davranıĢlarında, kendi yaĢantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değiĢme meydana getirme süreci” 7 olarak tanımlamaktadır.8 Elbette eğitim tanımları bunlarla sınırlı değildir. Genellikle her eğitimci, eğitimi değiĢik ifadelerle baĢka biçim- lerde tanımlamıĢtır. KuĢkusuz bu farklılaĢmada eğitimcilerin, konuya değiĢik bakıĢ açıları etkili olmaktadır. ÇeĢitli tanım denemelerinde öne çıkan ortak nokta, insan davranıĢlarında istenen yön ve doğrultuda de- ğiĢmelerin meydana getirilmesi düĢüncesidir. Yani bir bütün olarak ba- kıldığında eğitim, insanı yetiĢtirme sürecidir. Eğitimin ana kaynağı insandır. Ancak insan, eğitim hakkını zor ve uzun bir süreçten geçerek elde etmiĢtir. Ondokuzuncu yüzyıla kadar, eğitim hakkı yalnız yönetimi elinde tutan elit kesime tanınırdı.9 Avrupa’da hal- kın eğitilmesi düĢüncesi 1789 Fransız Devrimi ile baĢlamıĢtır. Fransız Devrimi insanlar arasında eĢitliğin, adaletin ve özgürlüğün yayılması ve yerleĢmesi için “kamusal eğitimi” bir araç olarak benimsemiĢtir.10 Ancak yirminci yüzyılla beraber sosyal devlet anlayıĢının geliĢmesi ile eğitim, geniĢ halk kitlelerine yayılmaya baĢlamıĢtır. Çünkü sosyal devlet anlayı- Ģının gereği olarak devletin önemli görevlerinden biri de topluma eğitim hizmetinin sunulması olarak kabul edilmiĢtir.11 Çağımız toplumunda, eğitimle ilgili olarak oluĢan genel kanaat Ģöyle özetlenebilir: Eğitim, in- sanın zihinsel, ruhsal, fiziksel geliĢiminin en baĢta gelen desteği olma niteliğini sürdürmektedir.12 5 PEKER, a.g.e., s.2 6 TOZLU, Necmettin, 2002, İnsandan Devlete Eğitim, Ankara, s.16 7 OĞUZKAN, Fethi, 1998, Eğitim Terimleri Sözlüğü, Ankara, s. 48 8 DOĞAN, Ġsmail (Selahattin ERTÜRK’den aktaran) Sosyoloji, Ankara, 1996, s.153 9 BAġARAN, E.Ġbrahim, Eğitime Giriş, Ankara, 1996, s.23 10 BAġARAN, a.g.e. s.23 11 ATALAY, BeĢir, Eğitim, Yeni Türkiye Dergisi, sayı:22, s.1093 12 BĠLHAN, Saffet, Eğitim Sosyolojisi, Ankara Üniversitesi Yayınları, 1996, s.88–89 169 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 Bugün üzerinde fikir birliği oluĢan konu; eğitimin bir ülkeyi zenginleĢ- tirmek için en kârlı fakat en pahalı, uygulanması en güç yatırım olduğu, ancak verdiği ürün insan kaynağı olması sebebiyle sonuçta yatırımların en verimlisi olduğu gerçeğidir. II. HUKUKÇULARIN LĠSANS EĞĠTĠMĠ A. Genel Olarak Toplumdaki ve hukuk alanındaki geliĢmelerin gerisinde kalan, kendisini yenileyemeyen, teknisyen düzeyini aĢamayan hukukçular, tarih boyunca ağır eleĢtirilerle karĢılaĢmıĢlardır.13 Esasen, hukukçu eğitiminin daha hukuk fakültesinden hatta orta öğretimden itibaren belli bir kaliteyi tut- turması gerekmektedir. Hukuk fakültelerinin öğretim programlarında yer alan ders konularıyla ilgili bilgilerin sadece pasif alıcısı durumunda kalan klâsik hukuk öğrencisi tipi yerine genel kültüre de özel ağırlık veren, derslere hazırlıklı gelen, düĢünen, soran, kaynaklara inerek araĢtıran, problemleri görmeye ve doğru çözmeye çalıĢan geniĢ görüĢlü hukukçu tipinin yetiĢtirilmesi büyük bir ihtiyaçtır. Büyük hukuk ve tarih bilgini ve dönemin Adliye Nazırı Ahmet Cevdet PaĢa, 1880 yılında bugünkü Ġstanbul Hukuk Fakültesi’nin çekirdeğini oluĢturan Hukuk Mektebi’nin açılıĢında; “Efendilerim, ilm-i hukukun lüzum ve faidesi ve bizim buna ne mertebe muhtaç olduğumuz mâlûm ve müsellemdir. Dersaadette (Ġstanbul’da) bir hukuk mektebi küĢadı (açıl- ması) arzu olunuyordu. Divan-ı Ahkâmı Adliyenin teĢkilinde bunun bir mertebe daha ehemmiyeti arttı… Efendiler, tahsil edeceğiniz ilmin kadri pek büyüktür. Biliyorsunuz ki hesap ve hendese ve kimya gibi ulum-u akliyeyi tâlim için peygamberler gelmedi ama kavanin-i Ģer’iyeyi telkin ve tebliği için peygamberler geldi. Bu babta baĢka delil iradına hâcet görmem.” 14 diyerek hukuk eğitimini önemini ortaya koymuĢtur. Hukuk insan yaĢamının, tüm yönlerini içine alan ve ilgilendiren; bu bağ- lamda sosyal bilim niteliği taĢıyan bir bilim dalı olduğundan hukuk eği- timinin amacı da; öğrencileri, hür düĢünceli, sorumluluk ve kiĢilik sahibi bireyler olarak, olaylara geniĢ bir perspektiften bakabilen, ufku geniĢ, entelektüel seviyesi yüksek, okumayı ve araĢtırmayı seven, farklı düĢün- ce ve görüĢlere saygılı, kendine güvenen, düĢüncesini korkmadan ifade 13 KARAYALÇIN, YaĢar, (2001), Hukukta Öğretim-Kaynaklar-Metot, Ankara, Banka ve Ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü Yay., s.38. 14 BĠLSEL, Cemil, Öğrenirken ve Öğretirken Beraber, Ebul’ula MARDİN’e Armağan, ĠHF Yayını, Ġstanbul, 1944, s.82. 170 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 edebilen, sosyal yönü güçlü, iletiĢim problemi olmayan insanlar olarak yetiĢtirmektir.15 Öğrencilerin hukuku daha iyi anlayabilmeleri için hukuk bilimiyle yakından iliĢkili sosyal bilimlerin diğer alanlarında da gerekli ve yeterli bilgilere sahip olmaları gerekir. Ġyi bir hukukçu yetiĢmesinde rol oynayan baĢlıca sosyal bilim alanları Türk dilinin grameri, sözlü ve yazılı anlatım, siyasi tarih, tarih felsefesi, siyaset bilimi, yönetim bilimi, siyasal düĢünceler tarihi, iktisat bilimi, sosyoloji bilimi, felsefe, davranıĢ psikolojisi gibi alanlardır.16 Böylece, öğrencilerin hem gerekli ve yeterli hukuk formasyonuna sahip, hem de güncel sorunları bilen, çağın gerekle- ri ile uyumlu olarak yetiĢmeleri sağlanmıĢ olacaktır. Hukukçunun gerek mesleğini icra ederken gerekse baĢka mesleklerde çalıĢırken ya da konumları gereği çeĢitli siyasal ve toplumsal roller oy- narken; genel kültür ve sosyal bilimlerin alanında edinilmiĢ bilgilerin öneminin bilincinde olan geliĢmiĢ ülkeler, farklı biçimlerde de olsa fakat hepsi de hukukçuyu aynı zamanda bir sosyal bilimci olarak yetiĢtirmek- tedirler. Örneğin, ABD’de hukuk öğrenimi yapabilmek için daha önce lisans düzeyinde bir yüksek öğretim kurumundan mezun olmak Ģart ko- Ģulmaktadır.17 Bir hukuk fakültesi öğrencisinde olması gereken yukarıda belirtilen genel kültür düzeyi karĢısında, ülkemizde üniversite giriĢ sınavlarını kazanan öğrencilerin genel kültür düzeylerinin ne olduğu sorusu cevaplandırıldı- ğında, ideallerle gerçeklerin örtüĢtüğünü söylemek oldukça zordur. Bu- gün okullarımızda öğrenme, araĢtırma ve okuma alıĢkanlıklarının geliĢti- rilemediği; düĢünme, akıl yürütme, sorgulama, neden-sonuç iliĢkisi kur- ma, analiz ve sentez yapma, sözlü ve yazılı anlatım yeteneklerinin kazan- dırılmadığı ve geliĢtirilmediği bilinen gerçektir.18 Türkiye’de hukuk ön- cesi eğitim, Avrupa ve Amerika BirleĢik Devletleriyle kıyaslandığında son derece kısadır ve bir sosyal alanda öğrenim görecek öğrenciler için altyapı son derece yetersizdir.19 15 AKINCI, ġahin, (2001), “Hukuk Eğitimi Üzerine DüĢünceler”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:9, sayı 1-2, a.g.e., s.21. 16 ATAY, Cevdet, Hukuk Öğretimi ve Hukukçu Eğitimine Bakış Sorunlar ve Çözüm Önerileri, http://www.barobirlik.org.tr/yayinlar/makaleler/cevdetatay.doc 17 ATAY, a.g.m. 18 SOYER, M. Polat, Hukuk Eğitiminde Reform, TBB. Dergisi, yıl:10, sayı:1, 1997, s.21; AKINCI, a.g.e., s.19 vd. 19 SOYER, a.g.m., s.23 171 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 GeliĢmiĢ ülkelerde hukukçunun eğitimi için gereken sürenin 7 yıldan fazla bir süre olmasına rağmen Ülkemizde bu sürenin hâlâ 4 yıl olması ve bu nedenle sorunların çıktığı göz önüne alınarak bu sorunun uzun vadede kalıcı olarak çözülebilmesi için, hukuk fakültelerine normal liselerden değil, adalet meslek yüksekokullarından öğrenci alınması gerektiği savu- nulmuĢtur. Adalet Meslek Yüksekokullarından gelen öğrenciler belirli bir bilgi seviyesine ulaĢmıĢ olarak hukuk fakültesine gireceklerdir. Dolayı- sıyla bu okullarda öncelikle asgarî hukuk bilgisi verilecektir ve hukuk fakültesine giren öğrenci yabancılık çekmeyecektir.20 Diğer bir görüĢ de; hukuk eğitimi süresine bir hazırlık sınıfının ilavesi suretiyle fakülteye giren öğrencilere sağlam bir alt yapı kazandırılmasıdır. Hukuk eğitimi sosyoloji, felsefe, psikoloji, mantık, matematik, iktisat olmadan yapıla- mayacağına göre bu hazırlık sınıfında temel dersler, Türkçe konuĢma, tartıĢma ve yazma ve yoğun yabancı dil ve diğer dersler okutulabilir.21 B. Ülkemizde Ülkemizde hukuk öğretimi, devlet ve vakıf üniversiteleri bünyesinde faaliyet gösteren ve sayıları 54’ü bulmuĢ olan hukuk fakültelerinde ve- rilmektedir ki bu sayı her gün artmaktadır. Hukuk fakültelerinin sayısı ve donanımı, ülkemizin eğitim düzeyi, sosyokültürel koĢulları ile nüfusu ve demografik yapısı dikkate alındığında, yeterli görülebilir. Ancak, bu fa- kültelerin büyük çoğunluğunda kütüphane, derslik ve hizmet binası ile teknik ve fiziksel donanım, akademik ve idarî kadrolar ile öğrenci kapasi- tesi bakımından ciddî düzeyde nitelik ve nicelik sorunları yaĢanmakta- dır.22 Yine, hukuk öğretiminin öğrenci sayısının çokluğu nedeniyle âdeta kitle eğitimi olarak yapılması, yöntem olarak öğrencinin pasif bir ko- numda olması, öğretim üyesinin kuramsal olarak anlattıklarını öğrencinin uygulamada bilgiye dönüĢtürüp kullanamaması, öğretim sisteminin ezbe- re dayanması, sınav sisteminin gerçek anlamda bilgiyi ve bu bilginin kullanımını, hayata geçirilmesini ölçmeye yönelik olmaması, öğrencinin hukuk formasyonunun ve mantığının geliĢimine katkıda bulunan bir eği- timin olmaması, ders programlarının çok yüklü ve ilgi alanlarına göre seçmeli derslerin az olması, öğrenim süresinin yetersiz olması, kuramsal bilgi ile uygulamanın birbirinden kopuk olması, öğrencinin "hukukçu" 20 AKINCI, a.g.m., s.16 21 ÇELĠKEL, Aysel, Hukuk Eğitimi ve Öğretimi Konusunda Düşünceler, Yeni Türkiye, Adalet Reformu Özel Sayısı, 1996, s.906, GÜRAN, a.g.e., s.91 22 Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007–2013) Adalet Hizmetleri Özel İhtisas Komisyonu Raporu, http://plan9.dpt.gov.tr/plan9.htm, 172 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 olarak değil de "teknisyen" gibi yetiĢtirilmesi de hukuk eğitiminin en önemli sorunları olarak gösterilebilir.23 Hukuk eğitimi konusunda bugün sıkça rastlanan iki yöntem; anlatım yön- temi ve tartıĢma yöntemidir. Ülkemizde hukuk fakülteleri, genellikle anlatım yöntemine dayanarak hukuk öğretimini yürütmektedir. Bunun nedeni olarak da sınıfların kalabalık olması, öğrencinin derse hazırlan- madan gelmesi gösterilmektedir. Öğretim üyesi dersi yetiĢtirebilmek için tartıĢma açmamakta, öğrenci de derse hazırlanmadan geldiği için eleĢtirel sorular soramamaktadır. Bunun sonucu olarak da tartıĢma kültüründen, eleĢtiri kültüründen yoksun hukukçular yetiĢtirilmektedir. Ġkinci bir so- nuç olarak da; kendisini ifade etme yeteneği geliĢmediği için, medenî cesareti olmayan hukukçuların kısa bir süre sonra, avukatlık gibi, hâkim- lik gibi, savcılık gibi görevleri üstlenmeleridir. Bu yöntemin yetersizliği günümüzde artık daha belirgin ortaya çıkmıĢtır. Ülkemizde, hukuk öğretiminde diğer bir sorun da; ders kitabı yöntemidir. Genelde “üniversitede ders kitabı yoktur, öğrenci kaynakları arar, tarar, oradan bilgiyi edinir” denilir. Ama Ülkemizde, öğrenci hocanın hangi kitabı takip ettiğini bulur ya da hoca zaten kitap yazmıĢtır ve dersi harfi harfine o kitaptan iĢliyordur. Hatta teknolojik geliĢmelerle artık öğrenci- nin kitap okumasına da gerek kalmamıĢtır, ses kayıt cihazlarıyla hocanın sesi kaydedilir ve not olarak basılarak çoğaltılır. Bu yöntemde öğrencinin pasifleĢmesi sonucunu doğurur. Yükseköğretimin amaçlarından biri de, öğrencileri bir mesleğin bilgi, beceri, davranıĢ ve genel kültürüne sahip vatandaĢlar olarak yetiĢtirmek- tir. AraĢtırma, düĢünme, konuĢma ve tartıĢmaya dayanmayan bir öğre- timde, öğrencinin konuları yeterince öğrenmesi, bilgi ve becerilerini ge- liĢtirmesi olanaksızdır. Öğrencilerin bu amaç doğrultusunda yetiĢtirilme- leri, kuĢkusuz uygulamaya yönelik eğitimleri ile olasıdır. Bunun için de pratik çalıĢmalara ağırlık verilmeli, böylece öğrencilerin araĢtırma, ko- nuĢma ve tartıĢma becerileri geliĢtirilmeli, olaylara sağlam ve tutarlı bir hukuk mantığı ile yaklaĢmaları sağlanmalıdır.24 23 KARAYALÇIN, YaĢar, Hukukta Öğretim-Kaynaklar-Metot-Problem Çözme, GeniĢ- letilmiĢ 5. Baskı, Ankara 2001, s.38; Aysel ÇELĠKEL, Hukuk Eğitimi ve Öğretimi Konusunda Düşünceler, Yeni Türkiye, Yargı Reformu Özel Sayısı, Ankara, 1996, s.10, s.903; Hukuk Öğretimi Sempozyumu, (Editör=Adnan Güriz), AÜHF. Yayınları no: 497, Ankara 1993. 24 ÇETĠNTEMEL, Harun, Türkiye’de Hukuk Öğretimi, DanıĢtay Dergisi, sayı:92, 1997, s.37. 173 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 C. Ġngiltere’de Ġngiltere’deki üniversitelerde hukuk eğitiminde ülkemizden farklı metot- lar uygulanmaktadır. Eğitim sistemi açısından Oxford ve Cambridge Üniversitelerinin eğitimi ile diğer üniversitelerin eğitimi de birbirlerinden ayrılmaktadır. Oxford ve Cambridge Üniversitelerindeki eğitiminin diğer üniversitelerin eğitim sisteminden ayrıldığı nokta;” "tutorial system” diye anılan öğretim yöntemidir. Bu sistemde öğrencinin derse devam zorunluluğu yoktur. Hoca dersi anlatır, bunun dıĢında seminerler düzenlenir. Ayrıca, “tutorial system” de her öğrenci tutor (bir tür danıĢman veya rehber) denilen bir akademisyen ile çalıĢmak zorundadır. Her hafta öğrenci bu danıĢmanı ziyaret ederek haftalık çalıĢmalarını değerlendirir. DanıĢman öğrencinin çalıĢmalarını kontrol edip yol gösterdiği gibi yazılı ödevlerde verir. Bu- rada öğrenci aktif olarak çalıĢmakta ve çalıĢmaları kontrol edilmektedir. Öğrenci her konuda danıĢabileceği, her türlü konuyu tartıĢabileceği bir danıĢmana sahiptir. Böylece öğretim aktif hale sokulmuĢtur.25 Buna karĢılık London School of Economics and Political Science’da dersler hem anlatım yöntemi (lectures), hem de küçük sınıf çalıĢmaları Ģeklinde verilmektedir. Sınıf çalıĢmaları genellikle sayısı on ikiyi aĢma- yan gruplarla ve bir öğretim üyesinin yönetiminde yapılır. Her ayrı ders için baĢka bir öğretim üyesi yöneticilik görevini yürütür ve bu genellikle dersi anlatan hoca olmaz. Öğrenci o yıl aldığı derslerden her biri için haftada bir grup çalıĢmasına katılır. Bu çalıĢmalarda sorunlar tartıĢmalı olarak ele alınır. Ancak öğrencilere yazılı ödevler de verilip derslerden yeterli biçimde yararlanıp yararlanmadığı denetlenir. Derslerde de, her hafta bir sonraki dersle ilgili okuma listeleri dağıtılır ve öğrenci derse hazır gider. Dersi sadece hoca anlatmaz, öğrencinin katılımı ile ders yü- rütülür.26 D. ABD’de Amerika’da hukuk eğitimi, lisans derecesi üzerine yapılan üç yıllık bir yüksek lisans programıyla tamamlanır. Hukuk fakültesine baĢvuran her- kesin özel yetenek testini (LSAT) geçmesi gerekir. Ġlk yıl öğrenciler mes- lek dersleriyle beraber araĢtırma ve yazma dersi alırlar ki bu derste kü- 25 AKĠPEK, ġebnem, “İngiltere’de Hukuk Öğretimi”, Hukuk Öğretimi Sempozyumu, AÜHF. Yayınları, No:497, 1993, Ankara, s.41. 26 AKĠPEK, a.g.m., s.42. 174 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 tüphane kullanmayı, bilgisayar destekli araĢtırma yapmayı ve hukuksal metinleri hazırlamanın özel tekniklerini öğrenirler. Bunun dıĢında kulla- nılan eğitim modeli, somut bir vakıa üzerine soru sorularak karĢılıklı tartıĢmaya dayanır. Sokratik sorgulama yoluyla dersi veren öğretim üyesi öğrencilere değiĢik ve zor sorular sorarak sürekli onları sınar, olayların farklı yorumlarını öğretir ve zor konularda daha derin düĢünerek gerekçe- li kararlar oluĢturmalarına yardım eder.27 ABD’de kullanılan bu eğitim modelinin Türkiye’de de uygulanması sa- vunulmuĢtur. Hacıoğlu’na göre; “klinik eğitim modeli” olarak adlandırı- lan bu eğitim sisteminde; teorik derslerde öğretilen esaslar ve bilgilerin, bir öğretim üyesinin gözetiminde “iĢ baĢında eğitim” esasına dayalı ola- rak öğrenciler tarafından uygulamalı olarak iĢlenmesidir. Dava dilekçesi, iddianame, mahkeme kararı, savunma dilekçesi yazma, duruĢma yönet- me, usul diyalektiği, etik değerlerin öğrenimi, adalet sistemini oluĢturan kurumları inceleme gibi hususlar iĢlenir.28 Erdinç de benzer olarak; hu- kuk fakülteleri bünyesinde adliye kurmak veya adliye bünyesinde hukuk fakültesi kurmak ve nazari eğitimle uygulamayı birleĢtirmek suretiyle pratik eksikliğini gidermek düĢüncesindedir.29 Hukuk fakültelerindeki eğitimin 6 yıla çıkarılması gerektiğini savunanlar da çıkmıĢtır. Bu görüĢe göre; bu eğitimin ilk 4 yılı temel eğitim olarak benimsenmeli ve düzenlenmelidir. Bu dönemde temel hukuk dersleriyle beraber, genel kültüre üzerinde etkili olan siyaset, bilim tarihi ve ekono- mi gibi dersler yer almalıdır. Geriye kalan 2 yıllık dönem de ise, yargıla- ma faaliyeti içinde yer alacak olan hâkim, savcı, avukat ve noterlik mesleğine yönelmek isteyenlere hasredilmelidir. Bu 2 yıllık eğitim süresi üniversiteler, barolar ve Adalet Bakanlığı’nın müĢterek yapacağı çalıĢma- larla gerçekleĢtirilmelidir. Bu dönem tamamen uygulamaya yönelik hu- kuk öğrencisinin tartıĢmaya açık olarak katıldığı olay metodunun uygu- landığı bir eğitim sisteminden oluĢmalıdır. Bu dönemde hukuk ana bilim dallarında üst düzeyde uzmanlık kazandırma amaçlanmalıdır. Temel hu- kuk eğitiminde verilmeyen özel, mesleki konular bu 2 yıllık eğitim içinde 27 CHODOSH, Hiram, Hukuk Eğitimi: Trendler, Sorunlar ve Stratejiler, Selçuk Üniver- sitesi HFD. C.9, S. 1–2, 2001, s.330. 28 HACIOĞLU, B. Caner, (2001), “Adalet Reformu Ġçinde Hukukçuların YetiĢtirilme- sinde Klinik Eğitim Zorunluluğu ve Klinik Eğitim AnlayıĢı”, Atatürk ÜHF. Dergisi, C.5, Sayı 1–4, s.93. 29 ERDĠNÇ, Tahsin, Ağırlaşan Yargılama Sorunları ve Bazı Pratik Çözüm Yolları,, Ye- ni Türkiye, Yargı Reformu Özel Sayısı, 1996, s.468. 175 TÜRKĠYE ADALET AKADEMĠSĠ DERGĠSĠ (TAAD), NĠSAN 2010, SAYI: 1 ele alınıp değerlendirilmeli ve öğretilmelidir. Öğrencilerin yazma ve ko- nuĢma yeteneklerini geliĢtirecek çalıĢmalara yer verilerek, hukukçular mesleğe hazır bir konuma getirilmelidir. Bu eğitim sonunda da öğrencile- re yüksek lisans diploması verilmelidir. Bunun için ayrıca bir yabancı dil bilme koĢulu da getirilmelidir.30 Tarafımızdan da iĢtirak edilen bu görüĢe göre hukuk fakültesi eğitimi altı yıla çıkartılmalıdır. Bu konuda Fransız hukuk eğitim sistemi model ola- rak alınabilir. E. Fransa’da Fransa'da hukuk eğitimi üç aĢamalıdır. "Bakalorya" (olgunluk) sınavını geçen herkes, bir Fransız hukuk fakültesine kayıt olabilir. En azından temel eğitim için herhangi bir sınırlandırma yoktur. Fransa'da hukuk eği- timi üç basamaktan (cycles) oluĢmaktadır. Her basamağın atlanması, bir mesleğe geçiĢ olanağı sağlamaktadır. Eğitimin iki yıl süren ilk basama- ğında (premier cycle), öncelikle hukukî, ancak aynı zamanda politik ve ekonomik temel bilgiler de verilmektedir. Bu eğitimin sonunda yapılan sınavda baĢarılı olan öğrencilere, “DEUG mention droit” (genel eğitim derecesi) adı verilen bir diploma verilir. Bu diplomanın alınmasını sağla- yan sınavlar, ilk yıl, öğrencilerin üçte ikisini öğrenimden ayrılmaya zor- layacak ölçüde zor yapılır. 31 Ġki yıl devam eden asıl eğitim (second cycle) süresince, hukuk öğrencile- rine uzmanlık eğitimi verilir ve bunun sonucunda öğrenciler maîtrise en droit elde ederler. Maitrise (yetiĢkinlik), mastır’a (yüksek lisans) benzi- yorsa da aslında mastır değildir. Fransa’da, Ġngiltere ve ABD’deki mastır sisteminin karĢılığı, 5. yılda tamamlanan ve DerinleĢtirilmiĢ ÇalıĢmalar Derecesi’nin (DEA) verildiği “Magistere” aĢamasıdır. Hukukçu olarak görev yapabilmek için bu dört yıllık eğitim yeterli olmakla birlikte, maîtrise sadece, klâsik ve çok arzulanan hukuk mesleklerini yapmaya yeterli olmadığı için, mezunların çoğu, üçüncü bir öğrenim basamağına 30 YARSUVAT, Duygun, Hukuk Reformu Çalışmaları Arasında Hukuk Eğitiminin Değerlendirilmesi, Yeni Türkiye, Adalet Reformu Özel Sayısı, 1996, s.918; AġÇIOĞLU, Çetin, Yargıç Gözüyle Hukuk Öğretimi, Hukuk Öğretimi Sempozyumu, AÜHF. Yayınları, 1993, s.98. 31 OĞUZ, Arzu, Hukuk Eğitiminde Son Gelişmeler ve Karşılaştırmalı Hukukun Hukuk Eğitimindeki Rolü, AÜHF. Der., yıl:2003, s:4 s.1 ; DAVER, Bülent, Fransa’da Hu- kuk Eğitimi-Öğretimi ve Türkiye’ye Etkisi, Hukuk Öğretimi Sempozyumu, AÜHF. Yay. No:497, 1993, s.11; DREIFUSS, Frederique, Fransız Hukuk Öğretimi, Hukuk Öğretimi ve Hukukçunun Eğitimi, TBB. Yay., 2004, s.142. 176

Description:
yargı, adalet akademisi, hukukçu. ABSTRACT. In terms of the principle of the rule of law, it is essential to have an effectively functioning judicial system
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.