ebook img

Transit - Anna Seghers PDF

319 Pages·1967·1.37 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Transit - Anna Seghers

ÇEVİREN: BURHAN ARPAD Çağımızın Edebiyatı: 3 ANNA SEGHERS: TRANSİT Türkçesi: Burhan ARPAD Birinci Baskı Kapak: Said Maden Anna Seghers TRANSiT ROMAN Türkçesi BURHAN ARPAD FAHİR ONGER YAYINLARI FAHİR ONGER YAYINLARI Cağaloğlu Ceridehane Sok. No. 11/10 P.K. 918 İSTANBUL YAYLACIK MATBAASI İSTANBUL-1967 ANTİ - FAŞİST ALMAN ROMANINDA ANNA SEGHERS İki emperyalist savaş arası tedirgin dünyasına kapitalizmin son bir saldırıyla yüklediği Faşizm, gelip geçmiş bütün yüzyılların insanlık tarihi için bir an olsun unutulmaması gereken en korkunç yüzkarasıdır. 1917 Rus ihtilalinin gerçekleştirdiği ilk sosyalist ülke, insan emeğini sömüren sermaye yönetimli dünyada büyük kaygılara yol açmıştı. Sömürücü ve sömürgeci büyük sermaye, can çekişirken son bir hortlama çabasındaydı. İlk örneği İtalya'da yeni bir devlet tipi olarak ortaya çıkan Faşizm, kısa bir süre sonra Almanya'da yuvalandı ve hızla çöreklenip seksen milyonluk koca bir ülkeyi gamalı haçın kollarıyla kıskıvrak bağladı. Faşizmin Almanya'da kullandığı maske, Nasyonal Sosyalizm: Milli Sosyalizmdi. Birinci Dünya Savaşında saldırgan ve sömürücü açgözlülüklerini doyuramayan Alman büyük sermayecileri, Birinci Savaşı kazanan karşı sermayeci devletlerin baskıcı dış politikasıyla ekonomisi sarsılan Almanya'da yığınları çabucak ele geçirdiler. Krupp ve öteki ağır endüstricilerin paraca ve her bakımdan desteklediği politika şarlatanı Hitler, yığınları kısa sürede arkasından sürükledi ve 1933 yılı ocak ayında Naziler yönetimi ele geçirdiler. Naziler'in faşizmi, Millet Meclisi'ni ateşe vermek, bütün solcu ve hatta liberal partileri kapatmak, on binlerce emekçiyi, aydın ve sanatçıyı kamplara atmak, binlerce kitabın küllerini savurmakla işe başladı. 1933 1945 yılları arası, Alman toplumu için olduğu kadar batı kültürü açısından da kapkaranlık bir dönemdir. Bu dönemde Alman yazar, sanatçı ve bilim adamlarının çoğu sınır dışında, sınırlar arasında ve ülkeden ülkeye dolaşır durumdaydı. 1940 Fransız yenilgisi ve Nazi sürülerinin Norveçten Yunanistan'a ve Fransa'dan Moskova önlerine kadar bütün Avrupa'yı kaplaması, Faşizme karşı direnen bir avuç Alman aydınını gittikçe daha kötü durumlara düşürdü. Otel odalarında canlarına kıydılar. Hastane köşelerinde öldüler. Fakat direndiler. Faşizme karşı tek silahları kalemleriyle döğüştüler. Oysa, bu güçlü silah, ana dilin konuşulduğu toplumdan da yoksundu. Yine de başarıya ulaştılar sonunda. 1933 den sonraki karanlık dönemde olsun, yerle bir edilmiş savaş sonrası Almanyasında olsun, hatta günümüze kadar, Alman edebiyat ve sanatının milletler arası değerini Nazilerin sınır dışına kaçırdığı, ya da kampfara tıktığı kişiler sürdürdü. Arma Seghers, sayıları gittikçe azalan bu nesil Alman yazarları arasında önemli ve kendine özgü yeri olan bir romancıdır. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak gençlik yıllarını geçirmiş, üniversitede sanat tarihi, felsefe, hatta sinoloji öğrenimi yapmıştır. Fakat böylesine klasik öğrenim, daha çok genç yaşta toplumdan yana savaşa atılmasına engel olmamış ve St. Barbaralı Balıkçıların Ayaklanması eseri için Kleist Edebiyat armağanı kazandığı yıl, Alman Komünist Partisine yazılmıştır. 1933 de tutuklanmış, fakat bir yolunu bulup kamptan kaçarak gizlice Fransa'ya geçmiştir 1940 da Naziler Fransa'yı işgal eclinceye kadar eserleriyle olduğu kadar yapıcı çalışmalarıyla da faşizme karşı mücadele etmiş, İspanya iç savaşına ve bir çok barış kongrelerine katılmıştır. 1940 dan sonraki yıllarım geçirdiği Meksika'da bu yolda çalışmalarını sürdürmüştür. Nazi yönetimi çökünce Almanya'ya dönmüş ve önemli nuvellerini bir araya toplıyan «Ölü kızların gezintisi» ve daha önce Hollanda'da bastırdığı ilk büyük romanı «Kurtuluş»u yayınlamıştır. 1950 de Alman yazarları II. kongresine sunduğu «Barışın korunmasında yazarın ödeviıı konulu raporundanberi Demokrat Almanya Cumhuriyeti Yazarlar Birliği Başkanıdır. Aynı yıl Dünya barış şurasına seçilmis ve ertesi yıl Lenin Barış Armağanı kazanmıştır. Transit romanı, Seghers'in öteki romanlarından değişik bir niteliktedir. 1933 1945 yıllarında sınırlar arasında kovalanan ve vize, transit, pasaport, konsolosluktan gayrı hiç bir ülkü tanımaz duruma düşmüş yüzbinlerce insanın acı serüveni anlatılır bu romanda. Seghers'ten otobiyorgrafik parçaların da ağır bastığı Transit, 1940 Marsilya'sında sınışıp kalmış yüzbinlerin bunalımını, gerçeklere dayanan bir psikoloji tekniğiyle verir. Ne var ki, Anna Seghers gibi bilinçli politikacılık potasında gelişmiş bir edebiyatçı, Transit'i sadece mülteciler romanı olmaktan öteye götürür, Transit, sadece bir geçiş vizesi avcıları romanı olmaz, değişen, gelişen insanoğlunun iç dünyasındaki geçiş'i de verir. Esentepe, 19 Ağustos 1967 Burhan Arpad BİRİNCİ BÖLÜM I Montreal gemisinin Dakar'la Martinique arasında battığı sanılıyor. Bir mayına çarpmış olmalı! Gemi acentası bilgi vermiyor. Sadece bir söylenti, belki de! Fakat, mültecilerle dolu olarak denizlerde dolaşan ve yolcularının kağıtlarının süresi bir kaç gün önce bitmiş diye hiç bir limanda demirlemesine izin verilmemektense açık denizde yanmalarına göz yumulan bir sürü gemiye kıyasla, Montreal'ın batması, bir vapur için çok olağan bir ölüm. Ne var ki, bütün bunlar bir söylenti değilse. Gemi o arada düşmanların eline geçmiş, ya da Dakar'a geri çağırılmış da olabilir. Böyleyse yolcular şimdi çölün kenarında bir kampta çayır çayır yanıyorlardır. Fakat belki de işleri rast gitmiş ve Okyanus ötesine sağ salim varmışlardır. Bütün bunları biraz sıkıcı mı buluyorsunuz? Canınız mı sıkılıyor? Benim de. İzin verin de, sizi davet edeyim. Şöyle gerçek bir akşam yemeğine yetecek param yok, yazık ki. Bir bardak pembe şarapla bir Pizza ısmarlayabilirim. Rica ederim, oturun masama, önünüzde neyi görmekten hoşlanırsınız? Pizza'nın açık ateşte nasıl pişirildiğini mi? Şu halde yanıma oturun. Eski liman semtini mi görmek istersiniz? Böyleyse karşıma oturmanız daha uygun. Saint Nicolas kalesinin arkasında güneşin batışını seyredebilir.siniz. Bundan sıkılmazsınız elbette. Pizza, özelliği olan bir hamur işidir. Bir pasta gibi yuvarlak ve kırmızıdır. Tatlı sanırsınız. Fakat ısırınca biberli olduğunu anlarsınız. Biraz daha tadınca üzerine kuru üzüm ve kıraz değil, kırmızı biber ve zeytin konulmuş olduğunu farkedersiniz. Alışırsınız. Fakat yazık ki burada, şimdi Pizza için de ekmek karnesi istiyorlar. Montreal'in gerçekten batıp batmadığını bilmeği pek istiyorum. Bütün yolcuları sağ salim öte kıyıya varmışlarsa orada ne olur durumları? Yeni bir hayata mı başlarlar? Bir meslek mi tutarlar? Komiteden komiteye mi koşarlar? Balta girmemiş ormanda ağaç kökleri mi çıkarırlar? Büyük suyun öte kıyısında herşeyi ve herkesi gençleştiren o vahşi tabiat gerçekten varsa, onlarla yola çıkmadığıma adeta pişmanlık duyarım. Zira birlikte yolculuk etme olanağını yüzde yüz ele geçirmiştim. Biletimin parası ödenmişti. Vizem ve transit iznim vardı. Fakat burada kalmayı daha uygun buldum, birden.

Description:
Nobel ödüllü Fransız yazar ve düşünür Andre Gide, yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün bireyin içtenliği ve kendini tanıması olduğunu vurgulamıştır. Ayrı Yol, Andre Gide'in bu görüşünü en net biçimde dile getirdiği romanlarından biri. G
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.