TEŞEKKÜR Asistanlık eğitimim süresince yetişmemde büyük emekleri olan, Çukurova Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı sayın Prof. Dr. Haluk Demiryürek ve Kliniğimizin saygıdeğer tüm hocalarına, Tez çalışmalarım sırasında katkı ve desteğini esirgemeyen sayın Prof. Dr. Hüseyin Ezici ve sayın Prof. Dr. Ömer Alabaz’a, Asistanlığım boyunca çalışmalarımda bana destek olan tüm uzman ve asistan arkadaşlarıma, Her zaman olduğu gibi asistanlık yıllarımda da desteklerini esirgemeyen sevgili aileme, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği ve ameliyathane çalışanlarına, SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM. Dr. Akın KAYA i İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR i İÇİNDEKİLER ii TABLO LİSTESİ iii ŞEKİL LİSTESİ iv ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER v ABSTRACT – KEYWORDS vi 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER 3 2.1. Anatomi 3 2.2. Anorektal fizyoloji 10 2.3. Etyoloji 12 2.4. Tanısal yaklaşım 15 2.5. Tedavi 21 3. GEREÇ VE YÖNTEM 30 4. BULGULAR 34 5. TARTIŞMA 44 6. SONUÇ ve ÖNERİLER 57 7. KAYNAKLAR 59 8. ÖZGEÇMİŞ 67 ii TABLO LİSTESİ Tablo no: Sayfa no: Tablo 1. Anal inkontinans etyolojisinin klasifikasyonu 13 Tablo 2. Anal inkontinans tanısında kullanılan yöntemler 18 Tablo 3. Anal manometri ve rektal duyumun referans değerleri 19 Tablo 4. Anal inkontinans tedavi seçenekleri 22 Tablo 5. Wexner inkontinans skorlama sistemi 31 Tablo 6. Hastaların cinsiyet ve yaş gruplarına göre dağılımı 35 Tablo 7. Hastaların yıllara göre dağılımı 35 Tablo 8. Etyolojik nedenlerin cinsiyete göre dağılımı 36 Tablo 9. Etyolojiye göre ameliyat tekniklerinin dağılımı 38 Tablo 10. Hastaların anal manometri sonuçları 39 Tablo 11. Ameliyat tekniklerine göre anal manometri sonuçları 40 Tablo 12. Ameliyat tekniklerine göre ortalama Wexner skorları 41 Tablo 13. Cinsiyete göre ameliyat ve ameliyat sonrası yatış süreleri 42 Tablo 14. Cerrahi tekniğe göre ameliyat ve ameliyat sonrası yatış süreleri 43 iii ŞEKİL LİSTESİ Şekil no: Sayfa no: Şekil 1. Overlap sfinkteroplastinin şematik resmi 24 Şekil 2. Postanal onarımın şematik resmi 25 Şekil 3. Levatoroplasti ameliyatının şematik resmi 26 Şekil 4. Yapay anal sfinkterin şematik resmi 28 Şekil 5. Sakral sinir uyarımının şematik resmi 29 Şekil 6. Olgulardan birine ait gluteus transpozisyonunda 32 kas flebinin hazırlanması Şekil 7. Aynı olguda gluteus transpozisyonunun 32 tamamlanmış görünümü Şekil 8. Olgulardan birine ait grasiloplasti ameliyatında 33 grasilis kasının mobilizasyonu Şekil 9. Olgulardan birine ait grasiloplasti ameliyatında 33 pil implantasyonu Şekil 10. Uygulanan cerrahi tekniklerin oranları 34 Şekil 11. Anal inkontinanslı olguların etyolojik dağılımı 37 iv ÖZET Anal İnkontinanslı Hastalarda Cerrahi Tedavinin Sonuçları Anal inkontinans tanı ve tedavisinde son yıllarda sürekli gelişme gösteren yeniliklere rağmen halen dünyada ve ülkemizde sosyoekonomik ve tıbbi bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda, Aralık 1997 ile Aralık 2004 tarihleri arasında Anal inkontinans nedeni ile ameliyat edilen 44 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Ameliyat sonuçlarının literatürle karşılaştırılması planlandı. Hastaların ameliyat öncesi değerlendirmeleri, hikaye, fizik muayene, anal manometri, elektromyografi ve defekografik incelemeler ile yapıldı. İnkontinans skoru olarak Wexner inkontinans skorlama sistemi kullanıldı. Ameliyat sonrası ortalama 9.ayda anal manometri sonuçları ve Wexner inkontinans skoruna göre hastalar değerlendirildi Hasta grubunun yaş ortalaması 41.59±16.14, kadın-erkek oranı eşitti. En sık görülen etyolojik neden travma, kadınlarda ise obstetrik travmaydı. Uygulanan cerrahi tekniğe göre, hastaların 18’ine primer kas onarımı ( % 40.9 ), 15’ine neosfinter prosedürü ( % 34.1 ), 11’ine pelvik taban onarımı ( % 25 ) yapıldı. Hastaların ameliyat sonrası anal manometri sonuçları ve inkontinans skorlarında istatistiksel olarak anlamlı ölçüde düzelme görüldü. Gruplar arasında ameliyat sonrası anal manometri sonuçları ve inkontinans skorlarında anlamlı fark saptanmadı. Çalışmamızda hastaların % 70’i literatürdeki çalışmalara benzer olarak katı ve sıvı dışkıya karşı kontinans gösterdi. Anahtar sözcükler: Anal inkontinans, cerrahi teknik, manometri, Wexner skoru v ABSTRACT The Results of Surgical Treatment Among the Patients with Anal Incontinence Anal incontinence still continues to be a socio-economic and medical problem not only in Turkey but also all over the world even though continuous improvements have been recorded in the diagnosis and treatment of anal incontinence. In this study, 44 patients, who had been operated due to anal incontinence at Çukurova University Medical Faculty Balcalı Hospital General Surgery Department between December 1997 and December 2004, were evaluated retrospectively. The outcomes of the operation were planned to compare with the results of the similar studies reported in the relevant literature. The patients were evaluated preoperatively in regard to story, physical examination, anal manometry, electromyography and defecography. Wexner incontinence scoring system was used as the inconttinence score. After the operation, in the 9 th month, the patients were evaluated according to the results of anal manometry and Wexner incontinence scoring system. The average of the patients age was 41.59 ± 16.14. Besides, the ratio of male and female was equal. In the study, trauma was observed to the most frequent etiologic reason, where as it was obstetric trauma among the female patients. Acording to the surgical tecniques that were employed in the study, 18 of patients ( %40.9 ) were treated with primary sphincter repair, 15 with ( %34.1 ) neosphincter procedure and 11 with ( %25 ) pelvic floor repair. Statistical significant improvements were observed in the postoperative anal manometry and incontinence scoresof the patients. However, no significant differences were found in the postoperative anal manometry and incontinence scores of the groups. Finally, similar to the other studies in the literature, 70 % of the patients were continent to solid and liquid stool. Key Words: Anal incontinence, manometry, surgical technique, Wexner score. vi 1.GİRİŞ Anal inkontinans, defekasyon gereksiniminin sosyal olarak kabul edilebilir bir süre için geciktirilememesi veya yeterince kontrol altında yapılamaması olarak tanımlanır. Sosyal izolasyona kadar gidebilen, fiziksel ve psikolojik yetersizlik hissine neden olan stresli bir durumdur. Olayın ekonomik yönü de azımsanmayacak boyutlara varmaktadır. Kanada’da yapılan bir epidemiyolojik çalışmada inkontinaslı bir kişinin iş gücü kaybı, yapılan tetkik ve tedavi masrafları, sekonder infeksiyonlar ve psikiyatrik yaklaşımlar neticesinde senelik 10.000 dolar maliyeti olduğu saptanmıştır. Bu sosyal problemin gerçek insidansı bilinmemekle beraber, erişkin populasyonda yakın zamanlarda yapılan pek çok çalışmada %2-2.5’luk bir prevalans görülmektedir1,2,3. İyi bir kontinans çok faktörlü ve kompleks bir olaydır. Bazı anatomik, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir. Bunlar; mental fonksiyon, gaita volümü ve içeriği, kolondan geçiş hızı, anal sfinkterlerin ve pelvik tabanın yeterli fonksiyonu, anorektal duyu ve fonksiyonlar olarak özetlenebilir. Bu faktörlerden bir ya da daha fazlasının bozukluğu anal inkontinansa neden olur. Yaşlılar, kadınlar, nörolojik hastalığı olanlar, pelvik organ prolapsusu ve inflamatuar barsak hastalığı olanlar artmış risk grubunu oluştururlar. Kadınlarda anal inkontinansın ana etyolojik nedeni 3. ve 4. derece perine yırtıklarına bağlı sfinkter yaralanmalarına ( %0.4-2.4 ) neden olan travmatik vaginal doğumlardır3, 4, 5, 6. Hastalar tarafından genellikle çok özel kabul edilen ve kolay ifade edilemeyen semptomları olması nedeni ile cerrahi pratiğe yansıyandan çok daha yüksek insidansa sahip olması beklenen anal inkontinansa yönelik çalışmalar son iki dekatta hız kazanmıştır. Özellikle anorektal fizyolojik testlerin ve endoanal ultrasonografinin kullanıma girmesi ile hastalığın daha iyi anlaşılması mümkün olmuş, cerrahi onarıma gidecek hastalara hangi prosedürlerin seçileceğinin kararlaştırılması kolaylaşmıştır. Anal inkontinansta tedavi yöntemi etyolojik neden göz önünde bulundurularak planlanır. Diyet tavsiyeleri, antidiareik ilaçlar ve davranış terapisi ( Biofeed back ) gibi konvansiyonel yaklaşımlardan fayda görmeyen hastalara anorektal rekonstrüksiyon denenir. Son yıllarda sakral sinir stimülasyonu ile yapılan bazı çalışmaların yüz 1 güldürücü sonuçları vardır. Bununla birlikte genel etyolojik sıralama dikkate alındığında, birçok hasta için cerrahi girişim gerekli olmaktadır. Anal inkontinans için uygulanan cerrahi prosedürlerin ameliyat sonrası sonuçlarını değerlendirmek amacıyla, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’nda, Aralık 1997 - Aralık 2004 tarihleri arasında anal inkontinans teşhisi ile ameliyat edilen, dosyası incelenebilmiş 44 hasta çalışmaya alındı. - 2 2.GENEL BİLGİLER 2.1.Anatomi Gastrointestinal sistemin kontinansın sağlanması açısından en önemli bölümüdür. Normal bir kişide anal sfinkterlerin tonik kasılmaları sonucu ön arka doğrultuda kapalı duran anal kanal, kabaca prostat seviyesinden başlar ve anüs seviyesinde son bulur. Rektumun alt kısmıyla açıklığı arkaya bakan bir açı yapar ve peritonu yoktur7, 8, 9. Anal kanal arkada yağ doku, bağ ve kas dokusu aracılığı ile koksiksle bağlantılıdır. Yan bölümlerde inferior hemoroidal damarları ve sinirleri barındıran iskiorektal fossa yer alır. Önünde kadında ön perine korpusu ve posterior vajinal duvarın en alt parçası ile erkekte ise bulbus üretra ve ürogenital diyaframın arka kenarıyla komşudur7, 8, 10. Literatürde iki anal kanal tanımı vardır: 1-Cerrahi veya fonksiyonel anal kanal 2-Anatomik veya embriyonel anal kanal 2.1.1.Cerrahi anal kanal: Cerahi anal kanal levator ani kasının yapışma yerinin altındaki bölge olarak tanımlanabilir. Uzunluğu pektineat çizginin 2 cm üstü ve 2 cm altında olmak üzere 4 cm’dir. Bir başka deyişle anal verjden anorektal halkaya uzanan yaklaşık 4 cm’lik bölümdür 10, 11. Rektum ampullasından anal kanala geçiş yeri olarak kabul edilen puborektal askı, pelvis tabanını döşeyen levator ani kasının puborektal parçasının arka ve yan bölümleri ile eksternal sfinkterin derin kısmı, internal sfinkterin üst bölümü ve longutidunal kas tarafından oluşturulur7, 12, 13. Rektal tuşede arka yan doğrultuda, anal verjden 4 cm yukarıda kuvvetli ve belirgin bir kas halkası olarak ele gelir. Bu yapı arka ve yanda kuvvetli, önde ise kısmen zayıftır7. Anal kontinansın sağlanmasında puborektal halkanın bütünlüğü büyük önem taşır. Eğer perianal cerrahi girişim sırasında bu yapı kesilecek olursa inkontinans kaçınılmaz olur. Bununla birlikte puborektal halkanın 3 bütünlüğü korunarak internal veya eksternal sfinkterlerin bir bölümü kesilse bile kontinans önemli ölçüde etkilenmez7, 12. Cerrahi anal kanalın alt sınırını oluşturan anal verj anoderm ile perianal derinin birleşim yeri olarak tarif edilebilir. 2.1.2.Cerrahi anal kanalın mukozal yapısı: Cerrahi anal kanal üstte mukoza ile altta ise modifiye bir deri olan anoderm ile kaplıdır. Başka bir ifadeyle kolorektumun tek katlı kolumnar epiteli distalde 0.5–1 cm’lik bir geçiş zonu sonrasında pektineat hattan itibaren çok katlı yassı epitel olarak devam eder. Mukokuteneal hat olarak isimlendiriliren çok katlı küboid epitel ile döşeli bu geçiş zonu pektineat çizginin genellikle hemen üzerindedir. Pektineal hat anal kanaldaki en önemli işaret noktasıdır. Üstteki visseral alan otonom sinirler tarafından innerve edildiğinden ağrıya duyarsızken, alttaki somatik alan spinal sinirler ile innerve edilir ve ağrıya duyarlıdır. İnnervasyon gibi arteryel beslenme lenfatik drenaj ve iç yüzey karakterlerinin tümü pektineal çizgide ya da çok yakınında değişime uğrar7, 9, 11, 12. Pektineal hattın hemen altındaki anal mukoza anoderm denilen özel bir epitel ile kaplıdır. Kıl, ter ve yağ bezleri içermeyen bu deriye Pekten de denir. Pekten kıl, ter ve yağ bezleri içeren normal deri ile devam eder. Bu iki deri arasındaki sınır anal verj olarak adlandırılır7, 11, 12, 13. Puborektal kas düzeyinde anal kanal mukozasının yaptığı dikey kıvrımlara Morgagni kolonları adı verilir. Boyları 1.5-2 cm kadar olup, sayıları 6-14 tanedir. Bu oluşumların distalinde mukoza birtakım sirküler kıvrımlar yapar. Bu kıvrımlar çepeçevre ilerleyerek Morgagni kolonlarını birbirine bağlar ve linea pektinea adını alır. Linea pektineanın distalinde proktodermal membran kalıntılarından meydana gelen valvler bulunur. Bu valvlerin arkasında bulunan ve açıklıkları proksimale bakan küçük ceplere anal kriptalar veya Morgagni kriptaları adı verilir. Buraya anüs çevresinde yer alan 6-10 adet anal bezler açılır11, 12, 13, 14, 17. Anal bezler nonspesifik enfeksiyon, apse, fissür ve fistüllerin oluşumunda büyük önem taşır. 4
Description: