ebook img

Temel Lisan Kursları, Diplomatik Yazışma Dersleri ve Müzakere Tekniği PDF

118 Pages·1985·0.771 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Temel Lisan Kursları, Diplomatik Yazışma Dersleri ve Müzakere Tekniği

T.C. DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI DıĢiĢleri Eğitim Merkezi Yayınları, Sayı: 53 TEMEL LĠSAN KURSLARI DĠPLOMATĠK YAZIġMA DERSLERĠ VE MÜZAKERE TEKNĠĞĠ BÜYÜKELÇĠ METĠN KUġTALOĞLU BÜYÜKELÇĠ HASAN H. ÜNER BÜYÜKELÇĠ TAHĠR ġENTÜRK BÜYÜKELÇĠ MUSTAFA AKġĠN DıĢiĢleri Bakanlığı Matbaası, Ankara, 1985 1 ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ Bölüm I Diplomatik KonuĢma Tekniği ve Temel Lisan Kursları Bölüm II Ġngilizce Diplomatik YazıĢma Dersleri Bölüm III Fransızca Diplomatik YazıĢma Dersleri Bölüm IV Müzakere Tekniği The Technique of Negotiation La Technique de Negociation 2 ÖNSÖZ 1.DıĢiĢleri Eğitim Merkezinde 1985 yılı birinci Eğitim Döneminde Genç (Junior) Meslek Memurları için, meslek içi eğitim çalıĢmaları çerçevesinde ve ahiren yürürlüğe giren mevzuata uygun olarak, ilk kez Temel Eğitim Programı ile Hazırlayıcı Eğitim programının ve staj dönemini kapsayan üç safhalı bir Eğitim Planının uygulanmasına geçilmiĢtir. Keza ilk kez Temel Eğitim Programında “Temel Lisan Kursları” yer almıĢtır. Bundan maksat, genç meslek memurlarının yabancı dil bilgilerinin düzeyini yükseltmektir. Temel lisan derslerini, Ġngilizce ve Fransızca dilleri için ayrı ayrı olmak üzere, sırasıyla, değerli meslektaĢlarım Büyükelçi Metin KUġTALOĞLU ile Tahsin ÖZER vermiĢlerdir. ArkadaĢım KUġTALOĞLU ders notlarını gözden geçirerek, bunları basılacak hale getirmiĢtir. Bu notlar diplomatik lisan, diplomatik konuĢma, diplomatik konuĢmada dikkat edilmesi gereken önemli noktalar, Ġngilizcede kullanılan önemli deyim ve kelimeler ile bazı Latince deyimler, sık sık rastlanan bazı hatalar gibi ilginç ve yararlı bölümleri içermektedir. 2.Ġngilizce diplomatik yazıĢma derslerinin değerli meslektaĢım ve arkadaĢım Hasan H.ÜNER vermiĢtir. Büyükelçi ÜNER de ders notlarını gözden geçirmiĢ ve bunları yayınlanacak duruma getirmiĢtir. Bu notlarını gözden geçirmiĢ ve bunları yayınlanacak duruma getirmiĢtir. Bu notlar belli baĢlı diplomatik yazıĢma türlerini ve her bir tür için verilen örnekleri içermektedir. Meslek hayatında geçen uzun yılların kazandırdığı tecrübenin mahsulü olan bu kıymetli notlardan genç meslektaĢlarımız hiç Ģüphesiz, büyük ölçüde yararlanacaklardır. 3.Verdiğim “Fransızca diplomatik yazıĢma derslerine” iliĢkin notlara gelince, bunları “Genel bilgiler ve tarifler”, “Diplomatik yazıĢmaların baĢlıca türleri” ve “Diğer diplomatik belgeler” olmak üzere üç ana bölümde topladım. Ġmkan bulduğum ölçüde, her bir tür için tipik örnekler vermeğe gayret ettim. Elbette eksiklikleri bulunan bu notları, genç meslektaĢlarımın istifadesine sunuyorum. 4.Diplomatik konuĢma ve diplomatik yazıĢmadan sonra genç meslek memurlarımızın öğrenmeleri gereken konunun diplomatik müzakere ve müzakere tekniği olduğunu sanıyorum. Sayın Büyükelçi M. AKġĠN, Eğitim Merkezinde bu konuda çok faydalı bir konferans vermiĢtir. Bu konferansın Fransızca ve Ġngilizce metinleri bu kitaba, 4. Bölüm olarak eklenmiĢtir. Türkçe metin ise, 1985 yılı birinci eğitim dönemi çalıĢmalarına ait ders ve konferans metinlerini bir araya getiren 51 sayılı kitaba alınmıĢtır. Tahir ġENTÜRK Büyükelçi DıĢiĢleri Eğitim Merkezi BaĢkanı 3 BÖLÜM I DĠPLOMATĠK KONUġMA TEKNĠĞĠ VE TEMEL LĠSAN KURSLARI Metin KUġTALOĞLU Büyükelçi TeftiĢ Kurulu Üyesi 4 A-DĠPLOMATĠK LĠSAN: Değerli ArkadaĢlarım, Esas konularımıza geçmeden evvel “diplomatik lisan” tabirinden ne anlıyoruz bunu bir inceleyelim. Diplomatik lisan tabiri birbirinden farklı üç ayrı kavramı ifade eder: -Birincisi diplomatların birbirleriyle konuĢabilmeleri ve yazıĢmada bulunmaları maksadıyla kullandıkları dildir. Yani diplomatik lisan yerine göre Fransızca, Ġngilizce veya hemen hemen herhangi bir lisan olabilir. -Diplomatik lisan tabirinden ayrıca asırlardan beri kullanılan bazı tabirleri, yani genel diplomatik sözcüğü içinde yer alan kendine özgü deyimleri anlıyoruz. -Diplomatik lisan tabirinin üçüncü ve en önemli manası, diplomatların veya yüksek düzeyden temsilcilerin birbirlerine karĢı tahrik kar veya nezaketsiz olmadan, yani ölçülü bir seviyeden meramlarını ifade etmeleri vasıtası olmasıdır. On sekizinci asra kadar kullanılan diploması lisanı Latince idi. Diplomatlar birbirleriyle Latince ile yazıĢmakla kalmayıp, konuĢmalarını da bu lisanla yaparlardı. On sekizinci asrın içinde Fransızlar kendi lisanlarının diplomatik lisan olarak kabul ettirmesi maksadıyla sürekli gayretler saffettilerse de diğer ülkeler buna mukavemet etti. 1748 yılında Aix-la Chapelle‟de Ġngiltere, Hollanda ve Fransa arasında imzalanan sulh antlaĢması, 1763 yılında Fransa ile Ġspanya arasında Paris‟te imzalanan AntlaĢma ile 1783 yılında Ġngiltere ve Fransa arasında imzalanan Versay AntlaĢması Fransızca olarak düzenlendiyse de, bu antlaĢmalara konulan özel bir madde ile, “Fransızcanın resmi lisan olarak kullanılmasının bir emsal teĢkil edemeyeceği” de belirtildi. Ancak bütün bu kısıtlamalara rağmen Fransa, fiiliyatta Fransızcanın diplomasinin özel lisanı olarak kabul ettirilmesi yolunda çok mesafe aldı. 1815 Viyana Kongresinde ve 1856 Paris Konferansında müzakereler Fransızca cereyan etti; Ġngilizce ise ancak Ġkinci Dünya Harbinden sonra 1918-1919 Paris Konferansında Fransızca ile eĢit haklara sahip olabildi. Versay AntlaĢmasının tasdikmetni ile ilgili kısma konulan, “The present Treaty of which french and english are both authentic” ibaresiyle Fransızcanın, o zamana kadar ki yegane resmi diplomasi lisanı olduğu yolundaki iddia da nihayete erdirilmiĢ oldu. Halen iki ülke arasında imzalanan AntlaĢmalar ve SözleĢmeler çok defa bu ülkelerin kendi lisanlarıyla, yeni muteber addedilen iki ayrı lisanla hazırlanmıĢ metinlerle yapılır. Bazı ülkeler kendi lisanlarıyla hazırlanmıĢ metinlerin gayri resmi tercümelerini de baĢka lisanla hazırlanmıĢ bulunan AnlaĢma metnine ekleyerek teati ederler. Bilindiği gibi, ikiden fazla ülke arasında yapılan genel mahiyetteki AntlaĢmalar Ġngilizce veya Fransızca hazırlanmaktadır. 5 BirleĢmiĢ Milletlerin resmi lisanları ise Ġngilizce, Fransızca, Rusça, Çince ve Ġspanyolcadır. Bu lisanlarla hazırlanmıĢ metinlerin hepsi muteberdir. B-DĠPLOMATĠK KONUġMA: Diplomatik lisanın ne olduğunu anladıktan sonra, diplomatik lisanın sözlü ve yazılı olarak nasıl kullanıldığını iki ayrı gurup halinde incelemek gerekmektedir. Bildiğiniz gibi diplomatik haberleĢme ve yazıĢma katılacağınız baĢka bir kursun esasıdır. Biz burada çok kısa olarak diplomatik konuĢma tekniğini ve sık sık yapılan hataları gözden geçireceğiz. -Diplomatik konuĢma, diplomatik yazıĢma tekniğinden daha az önemli olamaz. Hatta bugünkü günde konuĢma, yazıĢmaya nispetle bazı hallerde bir bakımdan üstünlük kazanmak üzeredir. Bu geliĢmenin sebeplerinden biri Ģudur: Bugünkü insan, bilhassa medeni dünya diye tabir ettiğimiz çevrelerde yaĢayan insan, vakit darlığı diyebileceğimiz bir illete müpteladır. Vakitsizlikten sık sık Ģikayet etmek adetimizdir. Durum böyle olduğuna göre, hepimiz yazmak yerine konuĢmayı tercih ederiz. Zira söz yazıdan daha az vakit ister ve daha da kolaydır. Tabiri maruz görün, biraz da tembel iĢidir. Bunun yanında konuĢmanın bugünkü dünyada önem kazanmasına amil olan ikinci husus ulaĢtırma araçlarında kaydedilen geliĢmeler sayesinde buluĢma ve toplanmanın eskiye nispetle çok daha kolay olmasındadır. Eskiden herkes kendi ülkesinde kalıyordu, fikir ulaĢımları, görüĢ alıĢveriĢleri yazıĢma yoluyla sağlanıyordu. Bugün bu durum değiĢmiĢtir. Telefon ve uçak sayesinde birçok meseleler artık Ģifahen, yani konuĢma ile halledilebilmektedir. Bu yeni tekniğin Ģüphesiz ki, zahmetsizliğinin ve kolaylığının temin ettiği faydalardan baĢka bazı diğer avantajları da vardır. Yazıda kaybolun nüansları sözde zapt etmek mümkündür. Hele sözlerinize bir de, hiçbir zaman aĢırıya kaçmayan bazı vücut hareketleri ve jestler ilave ettiğiniz vakit, ifade bir miktar daha canlılık kazanabilir. Bununla beraber zannetmeyin ki söze, yazıĢmaya nispetle mutlak bir üstünlük tanımak niyetindeyim. Diplomatik temaslarda yazı her zaman önemini muhafaza edecektir. Her diplomatik teĢebbüsün neticesinin bugün dahi yazılı bir belge halinde tecelli ettiği bir hakikattir. Dolayısıyla söz hiçbir zaman yazıya önemli yerinden indiremeyecektir. Yalnız Ģurası da bir hakikattir ki, bugünkü diplomatik temaslarda söz gayeye varabilmek için kullanılan önemi artmıĢ bir alet haline gelmiĢtir. Bu itibarla bir diplomatın bu aleti mümkün olan en müessir bir Ģekilde kullanması zaruret halini almıĢtır. Bu bakımdan diğer tekniklerde olduğu gibi diplomatik konuĢma tekniği de bazı kaidelere tabidir. ĠĢte bunları öğrenmekte fayda vardır. Diplomatik konuĢmaları üç kategoriye ayırmak mümkündür: Birinci kategori iki taraflı, kapalı bir odada baĢ baĢa yapılan konuĢmalardır. Ġkinci kategori ok taraflı konuĢmalardır. Yani uluslar arası toplantılarda, komite müzakerelerinde yapılan beyanlar, müdahaleler v.s., dır. Üçüncü kategori dar manada, mesleki konuĢmalar dıĢında diplomatın vermesi gereken beyanlar, nutuklar, v.s., dır. Yemeklerden sonra veya buna benzer hallerde yapılan konuĢmalar da buna dahildir. 6 C-DĠPLOMATĠK KONUġMADA DĠKKAT EDĠLMESĠ GEREKEN ÖNEMLĠ NOKTALAR: KonuĢma tekniğinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar olarak Ģunlar belirtilebilir: Birincisi, söze muhatap olan yabancı görevlinin özellikle zamanına ve buna bağlı olarak sabrına saygı göstermektir. Unutulmamalıdır ki, zaman insanın en kıymetli Ģeylerinden biridir; çünkü geri getirilemez. Bu bakımdan dıĢ görevde resmi bir ziyaret için bir yere gidildiği zaman, ziyaret müddetin 20 dakikaya, azami yarım saate sığdırılmasına dikkat edilmelidir. Muhatabınız kendi vaktine sizin de ihtimam gösterdiğinizi fark ederse, bu en azından onda olumlu bir izlenim yaratır. Ayrıca gene muhatabınızın vaktini israf ettirmemek için, söylenecek Ģeylerin kısa cümleler halinde açık ve gereksiz ayrıntılara girmeden ifade edilmesi uygundur. Bu arada monolog gibi konuĢmak da doğru değildir. Bir Ģey anlatılırken karĢıdakinin de hiç olmazsa birkaç kelimelik ifadelerde bulunması doğaldır. Buna da fırsat verilmesine dikkat edilmelidir. Bundan baĢka konuĢma sırasında önem atfettiğiniz bir konuyu iĢliyorsanız mümkün mertebe soğukkanlı ve iti dallı olmağa dikkat edilmelidir. Ne makineli tüfek gibi aĢırı süratli, ne de çok mütereddüd konuĢmamak gereklidir. Ġnsan tabii halde görünmeli, ancak kompleksliymiĢ yahut mütebasbısmıĢ gibi bir görüntü de yaratmamalıdır. Ayrıca konuĢma sırasında hiçbir zaman mütecaviz olunmamalıdır. KonuĢma süreci içinde alaya veya kırgınlığa sebebiyet vermeyecek Ģekilde, duruma göre bir iki latife yollu remark da yapmak uygun olabilir. Bu arada iyi bir konuĢmacı olmak kadar iyi bir dinleyici de olmak önemlidir. KarĢınızdakinin dediklerini izliyor ve dikkatle dinliyor izlenimini vermek lazımdır. Eğer bunu sağlarsanız, o da sizin söylediklerinize dikkat eder. Diplomat bir konuyu görüĢmek üzere resmi ziyaretini yapmadan evvel, kendisine verilen talimatın ne olduğunu iyice anlamalıdır. Anlatacağı iĢ ne ise, onunla ilgili bütün bilgilere sahip olmalıdır. Ziyaretten evvel ne söyleyeceğinin bir skecini, kısa bir senaryosunu yapmak muhtemelen muhatabının sorabileceği sorulara karĢılık neyi söyleyeceğini de evvelinden düĢünmek yerinde olur. Ancak bütün konuĢma senaryosunu ezberlemek hiçbir zaman Ģayanı tavsiye değildir. Sadece unutmayı tamamen önleyebilmek için küçük bir kâğıda söylenecek Ģeylerin kısa kısa kaydında hiçbir mahzur yoktur. KonuĢmalar sırasında bir tezi savunurken veya izah ederken, genellikle hakikatten ayrılmamak daha sağlıklıdır. Bilhassa rakamlarla bir Ģeyi açıklamak icap ediyorsa, bunların mübalağaya kaçmaması büyük önem taĢır. Mübalağa yapmak yarı yarıya yalan söylemek demektir. Uzun vadeli olarak görevin yetenekli bir Ģekilde yapılabilmesi bakımından; muhatapların olumlu bir Ģekilde etkilendirilmesini ve hakkımızda güven sahibi olabilmelerini sağlamak açısından yalandan kaçınmak zorunludur. DıĢ görevde diplomatın özellikle hassasiyet göstermesi gereken en önemli konu, hükümetince veya amirince kendisine verilmiĢ olan tezi veya konuyu en iyi tarzda savunması ve izah etmesidir. Gönülsüz bir Ģekilde bunu yapması ve sanki “iĢte ben emir aldım, vazife 7 icabı söylüyorum ama, buna ben de inanmıyorum gibi” bir izlenim bırakması, iĢleyebileceği en korkunç suçu teĢkil eder. Bazen hakikaten insan bir talimat aldığı zaman içinden, canım bu yanlıĢ, ya da tam manasıyla doğru eğil, Ģöyle olsa daha iyi olurdu diye düĢünebilir. Esas olan diplomatın aldığı talimatı bütün azmiyle, gayretiyle ve ruhuyla yerine getirmesidir. Bu söylediğime belki tezat teĢkil eder gibi bir görünüm yaratabilecek baĢka bir nokta var. O da karĢıdakinin bizimkine uymayan görüĢüne de anlayıĢ gösterilmesidir. Bu çok incelik ve denge isteyen bir davranıĢın ortaya konulmasıyla olur. Yani kısacası diplomat konuĢurken yalnız kendi tezini savunan, karĢısındakinin görüĢ ve güçlüklerine olduğu gibi gözlerini kapayan inatçı bir insan izlenimini de vermemelidir. Böyle yapıldığı takdirde, ikili ve çok taraflı müzakerelerde karĢılıklı bir güven ortamı yaratılabilir ve bilahare bir anlaĢmaya varılması da sağlanmıĢ olur. Bir de unutulmamalıdır ki, anlaĢmaya daima iki tarafın birbirine yaklaĢması ile yani karĢılıklı olarak verilen tavizlerle yaklaĢılabilir. Yani her anlaĢma bir nevi uyuĢma demektir. Her zaman olmasa bile çok defa uyuĢmanın sağlanabilmesi diplomatik uğraĢının nihai hedefidir. Hayatta çok çeĢitli tipte insanlarla karĢılaĢırız. Diplomatik iliĢkilerde de, muhatabımızın mütecaviz olmağa baĢlar bir hal alması veya saçmalaması halinde dahi esas olan, itidalimizi kaybetmemektir. Yani tevazünün icap ettirdiği çizgi aĢılmamalıdır. Talleyrand bir zamanlar, “diplomat hiçbir zaman kızmaz, sadece not alır” demiĢti. Elbette bu nasihate uymak kolay değildir. Küstahlık veya sersemlik karĢısında insanın kendine hakim olabilmesi bazen zor olabilir. Ancak itidalini ve soğuk kanlığını kaybetmeyenlerin bu davranıĢının onların hayrına olduğunu tecrübe göstermiĢtir. Akla gelebilecek baĢka bir husus, yalnız savunma halinde iken değil, zafer anında da insanın heyecan ve asabına hakim olabilmesidir. Bu bakımdan bir tezi savunup tam baĢarıya ulaĢmıĢ bulunuyorsanız, mübalağalı bir zafer edasına bürünmek de doğru değildir. Diplomasideki en büyük zafer, karĢıdakine tam bir yenilgi gibi görünmeyen zaferdir. Aksi halde ilerde çıkması muhtemel yeni uyuĢmazlık tohumlarının ekilmesine sebebiyet verilmiĢ olur. Zaman zaman unutulur veya çok ihmal edilen bir nokta karĢımızdaki insanın en azından bizim kadar akıllı olabileceğini hatırdan çıkarmayarak, verilen görevi çok kolay gibi görünse sahi, biraz evvel değindiğim gibi bunu ciddiyetle ele alıp en basit dem arĢlar için bile mümkün mertebe ayrıntılı bir Ģekilde hazırlıklı olmaktır. Birkaç kelime ile dıĢ göreve gittiğiniz zaman yapacağınız ilk ziyaretlerden de bahsetmek istiyorum. Büyükelçilik mensupları iĢleri icabı, bulundukları yerin baĢta DıĢiĢleri olmak üzere resmi dairelerindeki görevlilere kısa nezaket ziyaretinde bulunacaklardır. Ayrıca oradaki diğer büyükelçiliklerin görevlileri ile de tanıĢmak için kısa süreli nezaket ziyaretleri yapacaklardır. Bu gibi nezaket ziyaretlerinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Evvela ilk tanıĢmada konuĢma mevzuu olarak bazı genel konular seçilebilir. Bunlar diplomatın o ülke ile iliĢkisi ve bunun kapsamına giren, mesela o ülkenin tarihi zenginlikleri, tabii güzellikleri, iklimi v.s. olabilir. Bittabi bunlardan bahsederken gene aĢırı ifadelere kaçmamak lazımdır. “Oh ne Ģanslıyım, buraya atandım...” Veya bunun tam aksini, mesela “aman burası ne sıcak, cehennem gibi” veya “temiz bir lokantası bile yok” gibi sözler çok zararlıdır. KonuĢma 8 mevzuunda, laf açmak için muhatabınızın faraza hiç Türkiye‟de bulunup bulunmadığını sorarak baĢlayabilirsiniz. Evet veya hayır cevabına göre bu konu dakikalarca iĢlenebilir. Bundan baĢka, günün aktüel konuları üzerinde de laf açılabilir. Bazen müĢterek uğraĢılar veya hobiler olup olmadığı sorulabilir. Ancak temel kaide iki taraflı olsun çok taraflı olsun, insanın daima üzerinde konuĢabileceği bazı fikirleri olmalıdır. Böyle bir haznenin sağlanabilmesi için insan faydalı kitap ve dergileri muntazaman okumayı itiyat haline getirmelidir, kültürünü artırmalıdır. Bahsettiğim bu genel kaideler çok taraflı konuĢmalarla komite müzakerelerinde de tamamen geçerlidir. Bir Komite çalıĢması sırasında sık sık söz alıp gündemdeki konuyla ilgisi olmayan beyanları arka arkaya tekrarlamak kadar insanı çileden çıkaran bir Ģey olamaz. Ayrıca komite çalıĢmaları sırasında dikkat edilecek baĢka bir husus daima Komite baĢkanına hitap etmektir. Sizden daha evvel konuĢmuĢ bir delegeye hitap edip, “I do, not agree with you” diyemezsiniz. Böyle bir halde ancak baĢkan sözü size verdikten sonra, “I donot agree with the distinguished representative of …” denir. BaĢkanın müsaadesi olmadan konuĢmaya hiçbir zaman geçilemez. D-ĠNGĠLĠZCEDE KULLANILAN ÖNEMLĠ DEYĠM VE KELĠMELER VE BAZI LATĠNCE DEYĠMLER: Klasik bir tarife göre diplomasi, müstakil devletlerin hükümetleri arasındaki resmi iliĢkilerin yürütülmesinde, vaktin ve halin icap ettirdiği inceliğin uygulanması demek olduğuna göre, bazı somut misallerle uzun yıllar boyunca bu inceliğin gösterilmesi için konuĢma ve yazıĢmada kullanıla gelmiĢ olan bazı Ġngilizce kelime ve deyimlerin ne olduğunu anlamağa çalıĢalım. -Eğer bir devlet adamı veya diplomat hükümetinin Ģu veya bu meseleye “Cannot remain indifferent to …” Ģeklinde atıfta bulunursa, bu açıkça müdahalede bulunulacağını ifade eder. -Eğer “My government views with concern or with grave concerns derse, kaba bir tehditkar lisan kullanmaksızın, hükümetinin çok ciddi bir ikazını dile getirmiĢ olur. -Eğer “In such an event my government would feel bound to reconsider its position” denilirse, iki ülke arasında düĢmanlık havasının yerleĢmiĢ olacağı belirtilmiĢ olur. -Eğer “My government feels obliged to formulate, Express reservations regarding…” derse, bu hükümetinin, keyfiyet ne ise, ona müsaade etmeyeceği (will not allow) demektir. -“My government will be obliged to consider its own interests” veya “My government will be obliged to claim a free hand” denmesi iliĢkilerin kesilmesinin düĢünülmekte olduğu anlamına gelir. ġimdi gerek sözlü gerek yazılı Ġngilizce haberleĢmede sık sık rastlanılan bazı Ġngilizce ve Latince kelimeleri Ġngilizce izahlarıyla inceleyelim: 9 ACCESSION-It is a frequent practice to insert an “accession clause” into an international treaty under which powers who were not represented at the negotiations and who did not sign the original treaty can accede to it later. Turkey was invited to accede to the North Atlantic Treaty. ACCORD-Matters of general international concern which are not of sufficient importance to justify a formal treaty or convention are frequently arranged by means of an “Accord” or “Agreement”. ACTE FINAL-It the conclusion of some Conference or Congress it is found convenient to draw up some formal summary or statement of its proceedings Such statements enumerate the treaties signed as a result of the conference and often contain certain expressions of opinion, or agreed comments on the subjects discussed. Such a summary is sometimes called “Acte”, “Protocol”, or “Process Verbal Final”. But the expression Acte Final is more correct. AD REFERENDUM-A negotiator often finds it convenient to accept some proposition on the part of those with whom he is negotiating without committing his government. He therefore accepts it “Ad Referendum” meaning thereby “subject to approval of my government”. AGREEMENT or AGREGATION-When one government wishes to accredit an ambassador to another government, it is necessary that the individual selected should be approved by the government of the country to which he is being sent. It is customary to sound a foreign government privately before making a formal application for an agreement. CASUSBELLI-A Casus Belli is an act committed by one country against another country of such a nature as to justify war. CASUS FOEDERIS-It means some action or event which brings into an operation a particular treaty of alliance and justifies one party to that treaty in calling upon another party to come to its assistance. CHANCELLERY OR CHANCELORY-The office or staff of an embassy or Consulate. CHANCERY - The office of an embassy, namely of a diplomatic agent, his first and second secretaries. It is also used to designate the premises in which they exercise their functions. CHARGE D’AFFAIRES – When an ambassador goes on leave he entrusts the conduct of his mission to the next senior office of the staff, either the counselor or the first secretary. This official becomes for the time being head of the mission. COMPROMIS D’ARBITRAGE – When two countries agree to submit a dispute to arbitration it may be found convenient to draw up a compact defining the course of procedure to be followed. This compact, is called a “Compromis d‟arbitrage”. CONCORDAT – When the Pope signs a treaty with the head of a State it is called concordat. 10

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.