T.C. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı OSMANLI ORDUSUNUN MODERNLEŞMESİNDE VON DER GOLTZ PAŞA’NIN ROLÜ Zeynep GÜLER YÜKSEK LİSANS TEZİ Mersin, 2007 T.C. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı OSMANLI ORDUSUNUN MODERNLEŞMESİNDE VON DER GOLTZ PAŞA’NIN ROLÜ Zeynep GÜLER Danışman: Prof. Dr. Şerife YORULMAZ YÜKSEK LİSANS TEZİ Mersin, 2007 I ÖNSÖZ Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılda tüm kurumlarında başlayan modernleşme çabaları, ilk ciddi sonuçlarını askeri alanda vermiştir. İmparatorluğun özellikle 16. yüzyılın sonlarından itibaren Batı için bir tehdit unsuru olmaktan çıkması ve fethetmeye dayalı yayılmasının sekteye uğraması sonucunda, Osmanlı devlet adamları sorunun asıl kaynağını orduda aramışlar ve modern anlamda teşkilatlanmış bir askeri sistemin gerekliliğini belirtmişlerdir. Orduda reform çalışmaları, ilk defa 19. yüzyılda başlamamıştır. Söz konusu çalışmaların başlangıcı 17. yüzyılın sonlarına kadar gitmektedir. Fakat, reformların sistemli bir program kapsamına alınması ancak III. Selim zamanında, Nizam-ı Cedid kavramı ile birlikte gerçekleşmiştir. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla askeri alanda ilk ciddi dönüşümü yaşayan Osmanlı ordusu, bu dönemden sonra askeri reform faaliyetlerini daha seri bir şekilde gerçekleştirmiştir. Ordunun modernleşme sorunsalı ele alındığında, Batının etkisi mutlaka göz önüne alınmalıdır. Çünkü, Osmanlı ordusunun modernleşmesi Batı tabanlı olup, Avrupa askeri teşkilatlarının modeli üzerine yapılanmıştır. Osmanlı ordusunun modernleşme politikasının mercek altına alındığı bu çalışma, İmparatorluğun 19. yüzyıl Avrupa Denge Siyaseti gereğince yakın ilişkide bulunduğu Almanya ile devam ettirdiği askeri ilişkileri irdelemiştir. Bu ilişkilerin birincil amacı, Osmanlı ordusunu Prusya modelini örnek alarak modernleştirmek ve ordunun savaş gücünü arttırmaktır. Söz konusu askeri ilişkilerde ve reform çalışmalarında kendisinden en çok söz ettiren ve ordudaki etkinliği tartışmasız en yüksek olan kişi, Von Der Goltz Paşa’dır. Çalışmamızda, Goltz Paşa’nın orduda II uyguladığı reform programı, tüm ayrıntıları ile ele alınmıştır. Bu anlamda, çalışmamız özgün bir bilimsel araştırma özelliği taşımaktadır. Çalışmamızda kullandığımız kaynakların başında Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan Yıldız Sarayı Arşiv Belgeleri gelmektedir. Söz konusu belgeler, çalışma alanımız ile ilgili belirleyici veriler içermektedir. Arşiv belgelerinden, özellikle, Von Der Goltz Paşa’nın askeri teşkilatlanma ve askeri eğitim ile ilgili çalışmaları hakkında oldukça somut veriler elde edilmiştir. Diğer taraftan Von Der Goltz Paşa’nın bizzat kaleme aldığı eserlerinden kendisinin askerlik üzerine düşünceleri, savaş kavramı ve Osmanlı ordusunun 19. yüzyıldaki savaş gücü hakkında önemli çıkarımlar yapmak mümkün olmuştur. Çalışmamızın tamamlanması üç yılı aşkın bir süreyi kapsamaktadır. Bu süre içerisine desteğini esirgemeyen, bana büyük katkıda bulunan ve yol gösterici olan hocam ve tez danışmanım sayın Prof. Dr. Şerife YORULMAZ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu süre içinde fikirleri ile beni geliştiren ve çalışmamın olgunlaşmasına katkıda bulunan hocam, sayın Yrd. Doç. Dr. Nuri ADIYEKE’ye teşekkürlerimi sunarım. Çalışmam süresince benden yardımlarını ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, çalışmamın en zor kısımlarında bana yardımcı olan hocam, sayın Okutman Mehtap ÇELİK’e teşekkürü bir borç bilirim. Tüm yüksek lisans eğitimim süresince bilgi ve deneyim açısından donanım kazanmamı sağlayan hocalarım sayın Prof. Dr. Fevzi DEMİR, Prof. Dr. Nükhet ADIYEKE, Yrd. Doç. Dr. Şenay ÖZDEMİR’e, Yrd. Doç. Dr. Efrumiye ERTEKİN, Yrd. Doç. Dr. Derya GÜRSES TARBUCK’a teşekkürlerimi sunarım. III Araştırmam sürecinde Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi çalışanlarına yardımlarından dolayı teşekkür ederim. Bu çalışmanın ötesinde, tüm yüksek lisans dönemim boyunca desteklerini, yardımlarını ve arkadaşlıklarını hiçbir zaman esirgemeyen başta Petek PALAZOĞLU, Aslı UĞURLU ve İsmail KAYADELEN olmak üzere Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü’nde bulunan bütün çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım. Çalışmamın en zor döneminde beni destekleyen Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü Koordinatörü sayın, Doç.Dr. Hakan ÖZTÜRK’e teşekkür ederim. Tez çalışmalarım süresince bana destek olan ve yardımları ile tezime katkıda bulunan sevgili arkadaşlarım Ender KOÇAK, Songül ULUTAŞ, Melike KARA ve Sevcan AĞIN’a teşekkür ederim. Ayrıca, bu çalışma sırasında bilgileri ile bana yol gösteren ve yardımcı olan arkadaşlarım sayın, Yrd.Doç.Dr. Sevil ÇELİK’e ve Arş.Gör. Emra BÜYÜKNİSA’ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu zorlu süreçte, beni yalnız bırakmayan ve her zaman yanımda olan sevgili aileme teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmam boyunca, büyük bir sabır örneği göstererek ihtiyacım olan her anda yanımda olan, desteğini esirgemeyen ve sevgisini sürekli hissettiren nişanlım Emre SABANCI’ya teşekkür ederim. Zeynep GÜLER Mayıs 2007 IV OSMANLI ORDUSUNUN MODERNLEŞMESİNDE VON DER GOLTZ PAŞA’NIN ROLÜ ÖZET Osmanlı Devleti, 16. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa için doğudan gelen bir tehdit unsuru olmaktan çıkmıştır. Devletin fethetmeye dayalı yayılması bu yüzyılda gerilemeye başlamış ve söz konusu gerileme, 18. yüzyılda kendini iyice hissettirmiştir. Devletin geri kalmışlığı, özellikle ekonomik hayatta ve savaşlarda yıkıcı sonuçlar doğurmuştur. Diğer taraftan Batı toplumları, bünyelerindeki keskin dönüşümlerin sonucu olarak ekonomik anlamda yüzlerini Doğunun zenginliklerine çevirmek zorunda kalmışlardır. Kuşkusuz bu durum, batı ile doğunun ilk karşılaşması değildir. Fakat, savaş dışı yaşanan bu ilk ilişkiler, bir anlamda diplomasinin temellerini oluşturmuştur. Osmanlı Devleti’ne oldukça yabancı olan bu terim, zamanla devletin tüm kurumlarında köklü değişimleri zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla, Osmanlı’da değişim Batı’daki gibi kendiliğinden ve bağımsız gerçekleşmemiştir. “Gelenek” ve “Denge” kavramlarına göre şekillenen Osmanlı kurumları, bir anlamda değişime zorlanmışlardır. Osmanlı modernleşmesi ise söz konusu değişimin bir yüzüdür. Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk modernleşme olgusunun askeri nitelikte olması, devletin en saygın kurumu olarak kabul edilen ordunun eski gücünü yeniden kazanması ve fethetmeye dayalı yayılmacılığına kaldığı yerden devam etmesi amacını taşımaktadır. Bunun için devletin en önemli yapı taşlarından biri olan Yeniçeri Ocağı bile ortadan kaldırılmıştır. Osmanlı Devleti, ancak ocağın kaldırılmasından sonra ordunun ıslahı için sistemli bir politika izlemeye başlamış ve V askeri reformlarını, belli bir program kapsamına almıştır. Söz konusu politikanın en önemli paydaşlarından birini de Avrupa’dan getirilen yabancı uzmanlar oluşturmuştur. Önceleri, gayri resmi olarak yürütülen askeri ilişkiler, Avrupa’nın 19. yüzyılda askeri üstünlüğünü siyasi bir araç olarak kullanmaya başlamasıyla farklı bir nitelik kazanmıştır. Bu yüzyılda Avrupa askeri teşkilatlarının ve silah fabrikalarının bir çok üyesi adeta birer diplomat veya birer ataşedir. İşte Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılda Almanya ile başlayan ve I. Dünya Savaşı arifesinde doruk noktasına ulaşan askeri ilişkileri de, Almanya’nın Yakındoğu’da kurmak istediği üstünlüğün bir sonucudur. Şüphesiz Almanya, söz konusu ilişkiden çıkar bekleyen tek taraf değildir. Osmanlı İmparatorluğu da bu ilişkiyi ordusunu güçlendirmek adına yürüttüğü gibi, Avrupa siyasi dengesinde tutunmak amacıyla devam ettirmiştir. Osmanlı-Alman ilişkilerinde en büyük paya sahip olan Alman askeri heyetleri arasında, Von Der Goltz Paşa’nın hatırı sayılır bir etkisi bulunmaktadır. İki taraf için de Goltz Paşa, askeri misyonun en önemli parçasıdır. Goltz, danışmanlık hizmetinin yanı sıra Alman Hükümeti’nin de en güvenilir bilgi kaynağındır. Osmanlı hizmetinde kesintisiz görev yaptığı 1883-1895 yılları arasında askeri teşkilatlanma üzerinde çalışmıştır. Bu çalışmalarının yanı sıra, ordunun silah ihtiyacının Alman silah fabrikaları vasıtasıyla karşılanması için büyük çaba sarf etmiştir. Bu anlamda Goltz Paşa, Osmanlı ordusunu Prusya askeri sistemi çerçevesinde modernleştirmek için çalışmış ve ordu içinde oldukça etkili olmuştur. Bu etkisi II. Meşrutiyet’in ilanıyla kısa bir duraklama dönemi geçiren Osmanlı-Alman askeri ilişkilerinin, 1909 senesinde tekrar ivme kazanmasına yol açmıştır. Çünkü, bu dönemde devlet yönetimini ele alan İttihad ve Terakki Fırkası üyelerinin büyük bir çoğunluğu, Goltz VI Paşa’nın öğrencilerdir ve hepsi Alman misyonunun devamını arzu etmektedir. Goltz Paşa’nın genç Osmanlı subayları üzerinde bıraktığı büyük etki, Almanya’da eğitim gören ve bu ülkenin ekolüne göre yetişen Osmanlı askerlerinin orduya katılmasıyla daha fazla artmış ve bu durum, I.Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde her iki ülke arasında yapılan ittifak anlaşmasının seyrini ve karakterini şekillendirmiştir. Anahtar Sözcükler: Von Der Goltz Paşa, Askeri Modernleşme, II. Abdülhamid, Krupp, Ulus-Ordu Kavramı, Prusya Askeri Teşkilatı, Alman Askeri Heyeti. VII ABSTRACT THE ROLE OF VON DER GOLTZ PASHA IN THE MODERNIZATION PROCESS OF OTTOMAN ARMY The Ottoman Empire was no more a threat for Europe from the end of 16th century. Its traditional conquering policy was being deteriorated and the this retreat was felt thoroughly in the 18th century. The backwardness of the empire was resulted in destructive events particularly during wars and in economic activities. On the other hand, the Western societies had to turn their faces to the wealth of the East as a result of intense shifts in their structures. Definitely, it was not the first confrontation of east and west. But, it was their first interaction rather than wars. Actually, this process developed the roots of modern diplomacy. Although, the term is far unfamiliar for the Ottoman Empire, it urged radical changes through all institutions in time. Accordingly, the change in the empire was not spontanous and independent as in the Western societies. The Ottoman institutions which was shaped over “tradition” and “balance” forced to change in this century. Ottoman modernization is the one way of this change. Undoubtfully, the initial fact in Ottoman modernization had a military character. Modernization is a crucial process to make the army regain its previous power and secure the tradition of territorial dissemination. For this purpose, the Janissaries which were the most respected military institution of the empire was destroyed. The empire could build a systematic reform program just after the destruction of Janisarries.
Description: