ebook img

tbmm tutanak dergisi PDF

121 Pages·2007·27.36 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview tbmm tutanak dergisi

DÖKEN: IX CÎLT: 22 TOPLANTI : 3 l»»»»»l T. B. M. M. :M TUTANAK DERGİSİ Selueninci Birledim 11. V. 1953 Pazartesi I I «•»• I • İçindekiler Sayfa 1. — CWg*tt tutanak özeti 168 nun, Arapkir - Divriği - Zara yolunun inşa­ 2. — Havale edilen kâğıtlar 168 sına ne zaman başlanacağına dair sorusuna 5. - Yoklan» 169 Bayındırlık Vekili Kemal Zeytinoğlu'nun 4. — Oörüatüen isler 169 yazılı cevabı (6/1005) 195 1. — Karayolları Trafik kanunu İâyi- 2. — Kars Mebusu Sırrı Atalay'm, Doğu hası ve Bayındırlık Komisyonu ile Geçici Üniversitesinin Veteriner Fakültesi ile Or­ Komisyon raporları (1/242) 169:170,185,187,199: mancılık Araştırma Enstitüsünün Kars'ta 202 açılması için tetkikat yapılıp yapılmıyacağı- 2. — Terizm Endüstrisi Teşvik kanunu na dair sorusuna Millî Eğitim Vekili Rifkı lâyihası ite Antalya Mebusu Burhanettin Salim Burçak'ın yazılı cevabı (6/1027) 195:196 Onat ve 122 arkadaşının Turizm Endüstri­ 3. — Seyhan Mebusu Remzi Oğuz sini Teşvik kanunu teklifi ve Geçici Ko­ Arık'm, Seyhan'da 1953 yılında vukubulan misyon ile Çalışma Komisyonu raporları sel felâketinin şimdiki bilançosuna, nereler­ (1/341, 2/342) 170 de, ne sebeplerle meydana geldiğine ve bu 3. — Köy kamunu lâyihası ve Adalet münasebetle alman tedbirlerle yapılan yar­ Komisyonu düşüncesiyle İçişleri Komisyonu dımların nelerden ibaret bulunjduğuna dair raporu (1/185) 170:195 6. — Sorular ve cevaplar 195 Başvekâletten olan sorusuna Bayındırlık A — Yazılı sorıdar 195 Vekili Kemal Zeytinoğlu'nun yazılı cevabı 1. — Malatya Mebusu Mehmet Kulu- (6/970) 196:198 1. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ Zonguldak Mebusu Abdürrahman Boyacıgil- İkinci görüşülmesi yapılan Karayolları Tra­ ler'in, Adalet Vekâletine bağlı Yüksek Hukuk fik kanunu lâyihasının bir maddesi, komisyon Kurulu kurulmasına ve yürürlüte olan kanun adına vâki talep üzerine Geçici Komisyona ve­ ve tüzüklerin tek metinde derlenmesine dair rildiğinden diğer maddelerinin görüşülmesi geri olan kanun teklifinin gündeme alınması hak­ bırakıldı. kındaki önergesi reddedildi. 11 . V . 1953 Pazartesi günü saat 15 te top­ Gündemde bulunan kanun teklif ve tasarı­ lanılmak üzere Birleşime son verildi. larının sorulardan önce görüşülmesi hakkında­ Reisvekili Kâtip ki önerge kabul edildi. Elâzığ Mebusu Kayseri Mebusu Turizm Endüstrisini Teşvik kanunu lâyiha­ M. Şevki Yazman İbrahim Kirazoğlu sının maddeleri üzerinde görüşüldü. Lâyihaya yeniden madde ilâvesi hakkındaki takrirler ko­ Kâtip misyona verildiğinden kanun lâyihasının diğer Çanakkale Mebusu maddelerinin* görüşülmesi geri bırakıldı. Ömer Mart Sorular Sözlü sorular vizane neşriyatı hakkında bir tahkikat yapılıp Diyarbakır Mebusu Yusuf Azizoğlu'nun, bâ­ yapılmadığına dair sözlü soru Önergesi, Adalet zı gazetelerin memleket birliğini bozan müteca- ve içişleri vekâletlerine gönderilmiştir. (6/1063) 2. — HAVALE EDİLEN KÂĞITLAR Lâyiha yonunun 8 . V . 1953 tarihli Haftalık Karar Cet­ 1. — Devlet Memurları Aylıklarının Tevhit velindeki 5982 sayılı Kararın Umumi Heyette gö­ ve Teadülüne dair olan 3656 sayılı Kanuna bağ­ rüşülmesine dair önergesi (4/347) (Dilekçe Ko­ lı (1) sayılı cetvelin Emniyet Umum Müdürlü­ misyonuna) ; ğü kısanında değişiklik yapılması hakkında ka­ 3. — İstanbul Mebusu Hadi Hüsman ve Siird nun lâyihası (11/000) (İçişleri ve Bütçe komis­ Mebusu Mehmet Daim Süalp 'm, Dilekçe Ko­ yonlarına) ; misyonunun 8 . V . 1953 tarihli Haftalık Karar önergeler Cetvelindeki 5J983 sayılı Kararın Umumi Heyet­ 2. — İstanbul Mebusu Hadi Hüsman ve Siird te görüşülmesine dair önergesi (4/348) (Dilekçe Mebusu Mehmet Daim Süalp'ın, Dilekçe Komis- Komisyonuna); BÎRÎNCÎ OTURUM Açılma saati : 15,05 REtS — Reisvekili Mehmet Şevki Yazman. KATİPLER : Ahmet Morgil (Rize), İbrahim Kirazoğlu (Kayseri). «•» S. — YOKLAMA REİS — Yoklama yapacağız. kertesini arz ve teUddf eklerim. (Gümünaşe mebuslarına kadar yoklama ya­ Ordu Mebusu pıldı.) Feyzi Boztepe REtS — Oturumu açıyorum. REtS — Takriri reyinize arzediyorum. Ka­ Gündemle ilgili takrir vardır; okunacaktır. bul edenler... Etmiyenler!.. Kabul edilmiştir. Yüksek Reisliğe Şimdi yeğlikle görüşüledek ve ikinci muza Kanunların sözlü sorulara takdimen müza- keresi yapılacak maddelere geçiyoruz. 4. — GÖRÜŞÜLEN ÎŞLER 1. — Karayolları Trafik kamunu lâyihası ve rasında, bir arkadaşımızın verdiği takrir üze­ Bayındırlık Komisyonu ile Geçici Komisyon ra­ rine madde yeniden komisyonumuzda incelen-, porları (1/242) miş ve ikinci müzakereye esas olan şu metin tesbit edilmişti. REtS — Karay olları Trafik kanunu tasarısı­ «Idarei Umumiyei Vilâyat Kanunu ile 1580 nın 76 ncı maddesi komisyondan! gelmiştir; oku­ sayılı Belediye Kanununun 5237 sayılı Beledi­ yoruz. ye Gelirleri Kanununun ve 4770 sayılı Ulaştır­ MADDE 76. — îdareî Umumiyei Vilâyat Ka­ ma Bakanlığı Görevleri ve Kuruluşu hakkında­ nununun 80 nci, 1580 sayılı Belediye Kanununun ki Kanunun, bu kanuna muhalif olan hüküm­ 15 nci, 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun leri kaldırılmıştır» şeklinde tesbit edilmişti. 17 nci ve 4770 sayılı Ulaştırma Bakanlığı Görev­ Mehmet Daim Süalp arkadaşımız tarafından leri ve Kuruluşu hakkındaki Kanunun 17 nci verilen takrirle beraber maddenin yeniden ko­ maddelerindeki kara nakil vasıtalarına belediye­ misyonumuzda müzakeresi sırasında şu husus lerce numara ve plâka verilmesi, beiediye ve hu­ nazarı dikkati celbetti. İkdnci müzakereye esas susî idarelerce resim, harç ve vergi alınması, gi­ olan metinde, (ıburada mevzuubalhis olan ka­ dip gelme güvenliğinin düzenlenmesi, nakil vası­ nunların işbu kanuna muhalif olan hükümleri taları niteliklerinin düzenlenip denetlenmesi hak­ ilga edilmiştir) denilmektedir. Teikikat neti­ kındaki 'hükümler ile bu kanunlarda ve diğer ka­ cesinde görüldü ki, (işbu -kanuna muhalif ka­ nunlardaki karayolları trafiğile ilgili bilcümle nunlar) tâbiri yerinde sarf edilmiş bir tâbir de­ hükümler ve 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanu­ ğildir. Sözü edilen kanunlarda trafikle ilgili nunun 18 nci maddesi kaldırılmıştır. ıbâzı maddeler. vardır ki, o maddeler işbu ka­ GEÇİCİ KOMİSYON SÖZCÜSÜ NECİP nuna muhalif değildir. Onlar bu kanun hüküm­ BİLGE (Niğde) — Muhterem arkadaşlarım; lerine muvazi hükümler vaz'etmektedir ki, mu­ Karayolları Trafik Kanununun diğer kanunla­ halif olmadığından bunlar mülga sayılmaz. Ya­ rı ilga eden 76 ncı maddesi geçen Birleşimde, ni bu maddede sözü edilen meselâ, belediye ve bir arkadaşımızın verdiği takrirle beraber, ko­ !belediye gelirleri kanunlarındaki resdim ve harç­ misyonumuza havale edilerek yeniden incelen­ la ilgili olan hükümler kaldırılmıştır. Halbuki di. Hatiriaflafc&ğr üzere, biririei müzakeresi sı­ madde onları kaldırmayı istemektedir. Çünkü B : 80 11.5 1963 0 :1 Trafik 'Kanıtlım trafik meselesini ve bu hususta 75 nci maddeleri hükmleri kanunun neşri ta­ resim ve harç alınması gibi meseleleri bu ka­ rihi nde ve diğer maddeleri geçici 5 nci madde­ nımda toplamış bulunmaktadır. (Diğer kanun­ de gösterilen teşkilât kanunlarının neşri ta­ ların bu hususa ait olan hükümleri muvazi ol­ rihinden 6 ay sonra yürürlüğe girer. sun, muhalif olsun kaldırılmıştır.) denilmek is­ REÎS ~ Değiştirge yoktur. Maddeyi reyinize tenmektedir. işte mevcut metin bu fikri ta­ arzediyorum. KabuJ edenler... Etmiyenler... mamen ifade etmediği içindir ki, komisyon ve­ Kabul edilmiştir. rilen takrirle yeni bir metin tesbit etmiş bulun­ MADDE 78. — Bu kanunu İcra Vekilleri maktadır. Bu metni müsaadenizle aynen okuya­ Heyeti yürütür. yım : (îdarei Umumiyei Vilâyat Kanununun 80 REİS — Değiştirge yoktur. Maddeyi reyinize nci, 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 nci, arzediyorum. Kabul edenler.. Etmiyenler... Ka­ 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 17 bul edilmiştir. nci ve 4770 sayılı Ulaştırma Bakanlığı Görev­ Tasarının tümünü açık oya arzediyorum. leri ve Kuruluşu hakkındaki Kanunun 17 nci maddelerindeki kara nakil vasıtalarına beledi­ 2. — Turizm Endüstrisi Teşvik kanu­ yelerce numara ve plâka verilmesi, belediye ve nu lâyihası ile Antalya Mebusu Burhanettin hususi idarelerce resmin, harç ve vergi alınması, Onat ve 122 arkadaşının Turizm Endüstrisini gidip, gelme 'güvenliğinin düzenlenmesi, nakil Teşvik kanunu teklifi ve Geçici Komisyon ile vasıtaları niteliklerinin düzenlenip denetlenmesi Çalışma Komisyonu raporları (1/341, 2/342) hakkındaki hükümler ile..) Yani bu hükümler REİS — Komisyona havale buyurulan madde­ ilga edileceklerdir, ( bu kanunlarda ve di­ ler gelmediği için gündemin mütaakıp madde­ ğer kanunlardaki karayolları trafiğiyle ilgili sine geçiyoruz. bilcümle hükümler ve 5237 sayılı Belediye Ge­ lirleri Kanununun 18 nci maddesi kaldırılmış­ S. — Köy kanunu lâyihasî ve Adalet Komis­ tır.) denmektedir. yonu düşüncesiyle İçişleri Komisyonu raporu Müsaadenizle şu sondaki ('5237 sayKlı Bele­ (1/185) [1] diye Gelirleri Kanununun 18 nci maddesi) diye CEMAL- REŞİT EYÜBOĞLU (Trabzon) - niçin ayrı zikredilmiştir, onu tasrih edeyim. Usul hakkında söz rica edeceğim. Yukarda isimleri mevzuubahis olan kanunların REÎS — Buyurun 15, 17, 80 nci maddeleri hükümleri sadece tra­ CEMAL- REŞİT EYÜBOĞLU (Trabzon) — fikle ilgili değildir, belediyeler ve idarei husu- Muhterem arkadaşlar; Köy kanunu tasarısı bil­ siyelerin diğer bâzı vazifelerine de taallûk et­ hassa taşıdığı malî hükümler itibariyle hususi mektedir; bu itibarladır ki, (bu maddelerdeki ehemmiyeti haiz bir kanundur. Bu kanun ta­ sadece trafikle iligili hükümler kaldırılmıştır.) sarısının önemi sadece büyük bir kitleyi alâka­ denilmektedir. Halbuki yine 5237 sayılı Bele­ dar eden idare ve teşkilât hükümleri bakımın­ diye Gelirleri Kanununun 18 nci maddesi tama­ dan değil, yeniden tesis ettiği, mevcut olanla­ men trafikle alâkadar olduğu için tamamen kal­ rın hududunu genişleterek tezyit ettiği mükel­ dırılmaktadır. Bu suretle komisyon olarak di­ lefiyetler bakımından da önemlidir. Kanunun ğer kanunların trafikle veya trafik resim ve bir maddesi ile bugün vatandaşlardan alınmak­ harçlariyle ilgili maddelerinin o kısımlarının ta olan Arazi Vergisi yüzde iki yüz zamma mâ­ kaldırılmasını veya madde tamamen trafiğe ta­ ruz kalmakta ve ayrıca da köy sınırlan için« allûk ediyorsa o maddenin tamamen kaldırıl­ deki gerek Gelir Vergisi, gerek Esnaf Verigisi masını derpiş eden yeni bir metni muhtevi ve gerekse Kurumlar Vergisi mükellefiyetleri bulunan maddeyi Heyeti Umumiyeye arzedi- yüzde on artırılmaktadır. Ayrıca 18 nevi resim yoruz. > ve beş nevi harç ihdas edilmiş bulunmaktadır. REİS — Madde hakkında değiştirge yoktur. Bundan başka arazi teşebbüslerinde, toprak Maddeyi reyinize arzediyorum. Kabul edenler... zeriyatı ile meşgul olan vatandaşların arazile- Etmiyenler... Kabul edilmiştir. MADDE 77. — Bu kanunun «, 12, 13 ve fl] 117 sayılı basmayazt tutanağın sonundadır. — 170 - B : 80 11. ). 1953 O : 1 rinde, her dönümünden iki lira gibi bir vergi j ile durulması gereken önemli hususları da ih­ alınması derpiş edilmektedir. Bunlar dışında, tiva etmektedir. muhtelif teşebbüsler, muhtelif şekillerde esaslı Buna rağmen bu tasarı yalnız İçişleri Ko­ ve ehemmiyetli mükellefiyetlere tâbi tutulmak­ misyonundan geçmiş, bu komisyon mahdut bâ­ tadır. ' İçtüzüğümüzün 22 nci maddesinin son zı noktalar üzerinde Adalet Komisyonunun mü­ fıkrası, akçalı işlere taallûk eden gerek kanun talâasını almakla yetinmiştir. tasarılarının, gerek tekliflerinin Maliye ve Büt­ Halbuki; İçtüzüğün 22 nci maddesinin son çe komisyonlarından geçmesini âmirdir. Bu fık­ fıkrası, bu gibi tasarıların Maliye ve Bütçe ko­ rada aynen şöyle denmektedir : (tasarılar ve misyonlarından da geçmesini âmirdir. teklifler akçalı işierdenseler Bütçe ve Maliye Tüzükte aynen şöyle denmektedir: komisyonlarında görüşülür.) ( . . . Tasarılar ve teklifler, akçalı işlerden Tüzüğümüzün bu âmir hükmüne göre bu iseler, Bütçe ve Maliye komisyonlarında . . gö­ tasarının Bütçe ve Maliye komisyonlarına ha­ rüşülür.) valesi icabetmektedir. Ancak ben, şahsan, Büt­ Bu itibarla Köy Kanunu tasarısının Bütçe çe Komisyonuna mensup bir arkadaşınız sıfa- Komisyonundan geçmesi, İçtüzük bakımından tiyle, takririmde Bütçe Komisyonuna havalesini zaruridir. Tasarının o komisyona gönderilmesi­ talep etmekteyim. Maliye Komisyonu Başkanı ni Yüksek Kamutaya arz ve teklif ederim. veya sözcüsü lüzum görürlerse, kendi komis­ Trabzon Milletvekili yonlarına da gönderilmesini istiyebilirler. Tü­ C. R. Eyüboğlu züğün âmir hükmü bu talebe bile ihtiyaç gös­ termemektedir. Riyasetin doğrudan dağruya bu OEZMİ TÜRK (Seyhan) — Söz istiyorum. nevi kanun taşanlarını bu komisyonlara havale REÎS — Takrir üzerinde, buyurun. etmesi icabeder. Bu vazifeyi Riyaset zühulen ye­ OEZMÎ TÜRK (Seyhan) — Efendim, mille­ rine getirmemiş bulunabilir. Kanun tasarısı timizin hayatını tanzim edecek, halk idaresini yüksek, heyetinize intikal etmiştir. Bir millet­ tesis edecek mevzuatın meydana getirilmesi İçin vekili olarak hâdiseyi hem vazife, hem de hak Tanzimattan beri, Gülhane Hattıhümayunu ile olarak reylerinize arzediyorum. başlıyan hamleler yapılmış olmasına rağmen maatteessüf köylerimizin hayatını demokratik REÎS — Efendim; takrir usul hakkında surette tanzim edecek bir eser henüz tesis ve olduğu için takdimen okutuyorum. tanzim edilememiştir. Cumhuriyetin ilk tesisi Ankara; 10 Mayıs 1953 J sırasında meydana getirilen mevcut Köy Kanu­ nu, halkın ihtiyaçlannı tedvir edecek şekilde B. Millet Meclisi Başkanlığına müessir olamamakta ve yeni yapılan tasarı da Köy kanunu tasarısının 88-96 ncı maddele­ maalesef birçok prensip hatalarını ve eksiklik­ riyle ; geçici 6 ncı maddesinde birçok malî hü­ lerini ihtiva etmektedir. Bu arada bilhassa, malî kümler derpiş edilmektedir. hükümler ve yatırımlar hususunda düşünülme­ Tasarıya göre, Arazi Vergisi yüzde üç yüze miş, eksik düşünülmüş yeya yanlış taknin edil­ çıkacak; Gelir, Esnaf ve Kurumlar Vergisine miş kısımlar vardır. Mevcut bütün tetkiklere yüzde on zam yapılacak; kira ile işletilen yer­ istinaden topyekûn köy hayatımızın kalkınması lerde araziden dönüm başına iki liraya kadar ve köylerimizde halk idaresinin düzenle yaşanır köy payı alınacaktır. bir hale getirilmesi için, bu tasarının tümünün Tasarının ihdas, tevsi veya tezyit suretiyle bir defa da Bütçe Komisyonu tarafından görül­ vatandaşlara] tahmil ettiği malî mükellefiyetler mesinde bilhassa malî hükümlerinin yeniden ele bunlardan ibaret değildir. Tasarıda, 16 nevi re­ alınarak tesbitinde büyük faydalar olacaktır. sim, 5 nevi harç ve değişik adlarla daha birçok Asırlardan beri mühmel olan köylerimize kendi malî, bedenî mükellefiyetler derpiş edilmekte­ memleketimizin hususiyetlerine göre millî bir dir. kanun demek olan, orijinal bir kanun demek G-örülüyor ki; Köy Kanunu tasarısı, malî po­ olan Köy Kanununun bugünün ihtiyaç ve icap­ litika bakımından olduğu kadar Millî Ekono­ larına uygun bir şekilde köy huzur ve sükûnunu mimiz bakımından da üzerinde dikkat ve itina I temin edecek esasları ihtiva ederek köy kalkın- B : SÛ 11.5 . 1953 O : 1 masının malî kudretini tezyide ve bedenî mü­ Tümü hakkında söz istiyen?. Köylü Partisi kellefiyetleri tenkise medar olacak bir şekilde adına Remzi Oğuz Arık. tanzimi için Oemal Reşit Eyüboğlu arkadaşımı­ REMZÎ OĞUZ ARIK (Seyhan) — Muhte­ zın takririne Parti Grupu olarak iştirak ediyo­ rem arkadaşlar, üstüne eğilmeye davet edildiği­ ruz. Yüksek Heyetinizden de; Türkiye Köylü miz bu kanunun huzurunda itiraf edeyim ki, heye­ Partisi adına bu tasarının Bütçe Komisyonuna canla titrememek imkânsız. Bu kanun, muazzam havalesini rica ediyorum. bir dâvaya bu neslin büyük bir hassasiyetle çok yakından bakmak istediğini ispat eden, bütün ÎÇÎŞLERÎ KOMİSYONU ADINA KEMAL nesiller boyunca devam edecek bir vesikadır. EREN (Amasya) — Muhterem arkadaşlar; Köy Böyle bir alâkanın, böyle bir hassasiyetin önün­ Kanunu 150 küsur maddeden ibarettir. Bu tasa­ de insan hürmetle ve heyecanla durmaması, im­ rının içerisinde malî hükümleri ihtiva eden niha­ kânsızdır. yet 5 - 10 madde vardır. Bu kanun tasarısı doğ­ Muhterem arkadaşlar, Türk köyü, ecnebi rudan doğruya komisyonumuza havale edilmiş ve milletlerin bir cok âlimlerinin doktora veya habi- komisyonumuzca tezekkür edilmiştir. Aynı za­ litasyon tevzi mevzuu olmuştur. En son ele ge­ manda hukuki kısımlar hakkında da Adalet Ko­ çen eserlerden birisi Paul Stiriing'ini «Türk Köy­ misyonunun mütalâası alınmıştır. Maliye ve Büt­ lüsünün Sosyal Bünyesi» ismindeki eseridir. Bü­ çe komisyonlarının mütalâasının alınmasına lü­ yük bir esefle söylemek icapeder ki, böyle bir zum görülmemiştir. etüdün üzerinde biz bu hassasiyeti gösterememi- İçtüzüğün 28 nci maddesi : (Bir komisyon, şizdir. Bununla beraber tarihin geçmiş safhala­ kendisine havale edilmiş olan tasarı veya teklif rına baktığımız zaman, yakın tarihinmizin dört veyahut her hangi bir mesele için, raporu, sonra defa, dört defa bu meseleyi ele aldığını tesbit yine kendisince yazılmak üzere, daha Önce bir edebiliyoruz, Mithat Paşanın büyük bir vefakâr başka komisyonun düşüncesini öğrenmeyi gerekli lıkla üstünde durduğu mesele bir banka meselesi gördüğü tasarı veya teklifin o komisyona havale olduğu kadar, bir çiftçi, bir toprak meselesidir. edilmesini istiyebilir.) Komisyonunuz buna lü­ Ondan sonra görmekteyiz ki, Köy Kanunu Cum­ zum görmediği için göndermemiştir. Sırf malî huriyet devrinin ilk vesikası olarak, 442 sayılı bakımdan tetkikini istilzam eden bir cihet gör­ Kanun, karşımıza gelmektedir. Aynı zamanda müş olsaydı Maliye ve Bütçe Komisyonlarına Atatürk'ün köylüyü başta gösteren ve onun gönderirdi. Şimdi arkadaşlarımızın teklifi veçhi­ içtimai mevkiini büyük bir hassasiyetle tesbit eden le tasarının arzettiğim gibi, Maliye ve Bütçe ko­ direktifi, formülü üçüncü bir devre olarak kar­ misyonlarına heyeti umumiyece tekrar gönderil­ şımıza gelmektedir. mesi kararlaştırılırsa, uzun münakaşalar netice­ Dördüncü olarak, işte bu neslin ele almış ol­ si, belki de uzun bir zamanın geçmesini icabetti- duğa bir tasarı karşımıza çıkmış bulunuyor. Bu recek ve bu toplantı yılında tasarının heyeti umu­ itibarladır iki, Türk köyünün! üzerinde bu has­ miyece görüşülmesi mümkün olamıyacaktır. Bu sasiyetle, bu alâka ile duruşunu biz tebcil ile itibarla komisyonun mütalâası şudur : karşılama'ktayız. Muhterem ankada^Iarrım, şu Kanunun heyeti umumiyesinin müzakeresine küçük «manzarayı vermeme müsaadenizi rica geçilip, maddelerin görüşülmesi sırasında yük­ edeceğim. O zaman, bu 'kamunun ne kadar mü­ sek heyetiniz sırf malî hükümlere mahsus ve mün­ him bir botşluığu doldurduğunu kolayca anlat­ hasır olmak üzere ve malî hükümlerin müzakere­ mam imkân tahtına girer. (Bi'liyorsuinuz ki' Türk si sırası geldiği zaman Bütçe ve Maliye komis­ 'tarihi muayyen bir yükseliş devresinden son­ yonlarına havale edilir, bu suretle de kanunun ra inhitat 'kaydeder. Bu inhitata, sıefbep otta/n Heyeti Umumiyede müzakeresi gecikmez. Bunu âmirler üzerinde duran vatanperveriler çık­ ric^, ediyoruz. mıştır. Bunlar Mrçıolk aksüiliâmellerle karşılaşır* ı^,E^ÎS-tı-!r Efendim, usul hakkında iki arkadaş 'lar. Bunun 'bir moiktaısı vardır. Bütün insan­ kışnngtu* şimdi önergeyi reye arzedeceğim. Tasa­ lığın ehemmiyette "kaydettiği, bizim de ehem­ lının ifeİF; kere de Bütçe Komisyonunda tetkik miyetle üzerinde 'durduğumuz siyasi, içtimai edilmelini, istiyen takriri kabul edenler... Etmi- tarihimizin kaydettiği bu mühim sadüha : Tan- yenler... Kabul edilmemiştir efendim. zimattır. Bu içtimai ^kûışımzm bu safkasm- 172 B : 80 11. .1903 0 :1 da (karşımıza çüeamı ^Pattzknıat Fermanı, 'bdr iç­ katen köyünün içinde her bakımdan kendi ken­ timai reçete gibi ede alınabilir. Bu içtinlai-re­ dine yetemiyen bir cüzütam manzarasıdır. Ve çete, İstanbul'umuz, sarayımız, memurlarımız, bilhassa dünden devredilmiş olan manzara ba­ azın'liklarımız göz önünde tutulduğu 'halde asıl kımından çok hazindir. Bir defa gıda meselesi, bu vatanın kendisi, bizzat kemdi öz çocukları hayvan meselesi, yani toptan iaşe ve ev meselesi olan kitîe hiç hatıra gelm-emiştir, unutulmuş­ ele alınacak olursa Türk köylüsünün düştüğü tur. But uaıutulmaınıjı neticesidir ki, bufgün korkunç durum hemen anlaşılır. Bizden evvel­ Türk müEbevveri ile köylü arasında muazzam ki arkadaşların tutmuş olduğu iaşe politikası, bir fasıla görmekteyiz. Bu ayrılığı şu bir iki fiyat politikası, murakabe politikası, fiyat ayar­ misalle belirtmek isterini : Türk (köyüne gitti­ lama politikası ve sairelerle Türk köylüsünün ğimiz zaman onun meskenini Sizin en fakirini- elinde dayanak namına bir şey kalmamıştır. zin meskeninden farklı bulmaktasınız. Bir Türk Ve Türk köylüsü bir nevi parya halinde köyü­ köyüne gittiğiıma zaman, onun hayât teîak'kisd- nü terketmeye mecbur bırakılmıştır. 1929 u mi, yalayış tarzmı, ıdüşünüşünü, eğlencesini, lütfen hatırlayınız; 120 kuruşluk vergisini ve­ hattâ, hattâ din telâkkisini sia&erdemı çok farklı rebilmek için 60 kuruşa satabildiği keçisinden bu^mötefcasmız. Bu,, Tanzimat reçetesinin mü­ mürekkep sürüler köy yollarını ve şehirleri dol­ nevverlerle köylü anasına > açtaiğı1 büyük ve- kor- durmuştu. O tarihte köylerde oturanlardan kumç uçurum ve Myük fcirttteyi düşürdüğü ağır hiçbirisi borcunu verecek halde değildi. Yal­ menziledir. Bu, öyle bir lüale gelmiştir iki, bu nızca 1940-1944 arası iaşe politikası, şehir Hal­ kitlle nüfusamuKraı' % $0 iı olduğu halde, % kını, memur ordumuzu yiyecek ve giyecek ba­ 10 u beslemiyacek bir 'hale gelmiştir. İşte bu kımından teminat altına almıştı. Hükümet, İİiî- Türk Iröyünü» karşısına hakikaten münevver lî Korunma Kanunu ile şehirde fiyatı elde tut­ kitle tariM mesuMyıetinıi amlıyarak, zamam za­ maya çalışmış, fakat fiyat. murakabesini o şe­ man çıkmıştır. Bu çıkışlar arasında dördüncü­ kilde kurmuştu ki karaborsayı önliyememişti, sünü işte bu tasarı teşkil etmektedir. Bu dör­ hattâ bizzat kendisi karaborsaya katılmıştı. düncü teşebbüs Türk köylüsünü ne ıhalde 'bul­ Halbuki, köylünün istihsalinde fiyat artırması muştur^ Biz ne halde bulduğumuzu tesbit ede­ yapılmadığından Millî Korunma Kanununun lim 'ki asıl bu tasarıyı mneydanıa getiren neslin bütün ağırlığı köylüye yüklendi. O şekilde ki; yeni ine getirmiş olduğunu anlamak mümkün 14 milyon köylü, kendinden çok; geriye kalan­ olsum. ları beslemeye mecbur kaldı. Muhtekirin, ka­ Muhterem aarteadaşiar; sadece bu Türk köy- raborsacının bütün çilesi, sefaheti de onun omu- lüsünüm mevcut kıyafetini elinize alacak olur­ zuna yüklendi. Ordu ihtiyacı gibi esasen mu­ sanız şöyle şayanı hayret !bir nsetieeıye varır­ kaddes bir borç, bu rezaletleri gizlemeye yara­ sınız : Bu temel inşamın, Türk köylüsünün giy­ dı. Neticede, köyde zengince olan, tazyikten diği kıyafet, medeni insanın heş paraya bile kurtulmak için; fakir olan, elinde kalabilen alamayacağı, almaya razı olamayacağı sefil bir mahsulünü şehirdeki Ofis - kendi malı ve kam kıyafettir ve 70 yıl önce aynı ansanım giydiği ile beslediği Ofis . . - rekabeti yüzünden paaar- kıyafet ile şimdiki Türk köylüsünün giydiği sız kaldığı için, köyü terkettiler. Amerika buğ­ kıyafet arasında çok büyük bir kıyafet farkı, dayı ile aç kalmaktan kurtulma felâketi, işte mevcuttur. Yetmiş yıl önceki kıyafet yüzler­ bu ana raslar. Köylünün yerini bırakıp şehirle-, ce İbralarla müzelerimiz için, sanat müessese­ re kaçması, müstahsilin işsizlik denen âfete tu­ leri için satmalunaiblece'k zenginlikte, güzel­ tulması olmuştur. Ve Ankara'da gecekondu de^ likte, orijinalliktedir. Ve sadece bununla, ara­ diğimiz muazzam sahalara yayılan binlerle daki sefaletin derecesini ölçmek mümkündür. meskenin vücut bulmasına bu hâdise sebep teş­ Hakikaten Türk kadınının bundan evvelki kı­ kil eder. îşte bunlar, köyü tecfcedeh iımMaim yafetini, TO sene evvelki lâalettayin bir kiyafe- bir melce olarak sığındıkları yerdir. Bfee tarih tini, istisnasız olarak çok büyük bir para ile alabilirsiniz. Fakat bugünkü hacil kıyafetine büfen- • bâzı doklar ştı cevfebı v^rmel&e»: Bü­ bir para vermek istiyecek medeni insan çıkmaz. tün mil&tterlft taatkMdfe bu tievî g$§le£e î<a£fc Kesa, bundan evvelki insanın manzarası haki- laMr. $eöe!â $8g8&8re? »aftayî -hSya&Ba g&di- B : 80 11.5.1953 O : 1 ği tarihlerde köylerden şehirlere muazzam göç­ ediyor, muvazeneli bir fiyata dayanıyordu. Böyle ler olmuştur. bir muvazeneye dayanan bir de köy kül­ Aziz arkadaşlar-; İngiltere'de sanayiin ku­ türü, köy kültür hayatı vardı. Bu hayat ruluşuna uyarak göç eden insanlar daha yüksek kendine mahsus ahlâk ve eğlence de ya­ bir hayatın ve başka bir gelişmenin tabii idiler. ratmıştı. Cirit, güreş, türlü yarış, türlü Fakat bizim Ankara'nın, İstanbul'un gece kon- oyun ve müzik, türlü spor; yalnız düğün, dularını dolduran sefalet âlemi hiçbir zaman böy­ bayram günlerini değil, haftanın işsiz günlerini le bir gelişmenin neticesi olarak buralara koş- de doldururdu. Bugün, bunların hemen hepsi yok mamışlardır. Elinde toprağı, elinde hayvanı, olmuştur. Birbuçuk asırdır süren muvazenesiz iş elinde çifti kalmıyan insanlar, ister istemez, köy­ ve iktisat hayatı, son çeyrek asrın iaşe, para, fiyat de parya haline düştüğü içindir ki, kendisinin murakabe politikası ile tamamiyle alt üst olmuş­ çok kıymet verdiği yerli âlemden, tanımadığı, tur. Şehre kaçan köylü şehirde, köyde sürünen hakikaten paryaların paryası, muhacirin muha­ köyde uyumadıkları, tadını alamadıkları bir ödünç ciri olacağı bir şehir âlemine, tamamiyle yaban­ kültürün ve eğlencenin ifratları ile şaşırmıştır. cı olduğu şehir âlemine koşmak zorunda kalmış­ Kendisinin her şeyi hor görülünce; işsizlik ve lardır. Bunlar, bilirsiniz, birçok defalar köye. ia­ ümitsizlik içinde kıvranan köylü, kültür sahasın­ de edilmek istenmiştir; fakat köye gittiği zaman da da şaşırıp kalmıştır. Böylece diğer mesele­ köy kendisine cevap vermemiştir. Çünkü dedi­ lerde olduğu gibi toprağa artık kendisini bağlı- ğim gibi, tutulan iktisat, iaşe politikası yüzün­ yamıyan köylünün kültür meselesinde de bir ya­ den, elinde avucunda ne var ise satılan bu insan­ dırgama hissetmesi ile karşı karşıyayız. ların köyde yapacağı bir şey kalmamış, onun, Türk köylüsü ister istemez, ya a? tanıdığı, va- parya olmaktan, işçi olmaktan başka çaresi kal­ hut hiç tanımadığı, tanımak da istemediği ber­ mamıştır. Bu itibarladır ki, kendilerinin hayatı bat eğlencelere kendini kaptırmış bulunmaktadır. baştan aşağı gezginci, sefalet haline gelen Türk Türk köylüsünün vaktiyle çok güzel âlemi vardı. köylüsü, başka emniyetsizliklerin de tehdidi al­ Bugün görüyorsunuz, belirttiğim âmiller yüzün­ tında idi, işte toprak meselesi böyle bir tehdittir. den, kumar, kız kaçırma, hattâ bir arşın toprak Toprak meselesi henüz halledilmiş değildir. Köy­ tedarik etmek için kendi kardeşiyle mücadele ha lü dendiği zaman göz önüne hangi unsurlar ge­ linde olmanın gayyası içine yuvarlanmış bulun­ lir?. Sefalet gelir, gerilik gelir, sömürge- maktadır. leşmiş bir âlem göz önüne gelir. Ama doğ­ 4 ncü hamle dediğim bu yeni Köy kanunu ta­ rudan doğruya toprağa bağlı olan bir in­ sarısı, Türk köylüsünü işte kısaca tavsif; ettiğim san kitlesi akla gelir. Tarihi iktizası toprağa bu manzara içinde bulmuştur. Tasarıyı, bizim bağlı olan bu elemanların maalesef büyük kısmı neslin, Türk köyü bakımından iftihar edeceği toprak sahibi değildirler. Bugün yarıcılık da ya­ yeni bir hamle meydana getiriyor, diye karşıla­ vaş yavaş ortadan kalkmaktadır. Bu bakımdan mamak imkânsızdır. topraksız kalan bu insanlar, ne yapacağını bilme­ Arkadaşlar; şunu hemen belirtmek mecburi diği başka bir diyara muhacir halinde dağılmak­ yetindeyim ki, bu kanun tasarısı aslında bir köy tadırlar, ve dağılma zorunda kalmıştırlar. kalkınması meselesi gibi karşılıyoruz. Bu kanun­ Muhterem arkadaşlar; halledilmemiş mesele­ la Türk köyünün toprak işi, hudut meselesi. lerle karşı karşıya bırakılmış olduğunu kabul et­ yol meselesi, su meselesi halledilecek sanmayınız, tiğimiz Türk köylüsü için şu noktayı da arzetmek Bugün elimizde bulunan tasarı, köylüyü ve köyü istiyorum. Kendilerinin akliselimini yabancıla­ kalkındırma tasarısı olmaktan uzaktır. rın da kabul ettiği, takdir ettiği ve bizim de ak­ Bununla köyün iktisat, hele maliye, sanayi lıselimini yitirmemiş bulunanlarımızın kabul etti­ veya el sanatları meseleleri ele alınmış değildir. ği, tamamiyle anladığı bu büyük akliselim sem­ Bu kanun çıkınca bataklıları kuruyacak, sıtmalı bolü Türk kpylüslînün çözülmemiş bir de kül­ kinine kavuşacak; trahomlu veya frengili veya tür meselesi vardır. Vaktiyle geniş imparator­ veremli hemen kurtulacak; gebe anneler daha iyi luk topraklarında, şehirde ve köyde el sanatları ve insanca şartlar içinde doğuracak; topraksızlık ölçülü olarak dağılmış bir çalışma dünyamız var­ yarası kapanacak, her gün toprağa gömülen zina, dı. 'Köydeki istihsal köye yetiyor, şehirde para kumar, içki, yalan veya bir arşın toprak hırsızlı- — 174 — B : 80 11 • .1953 O : 1 ğınm kurbanları artık verilmiyecek; köylü hemen eksiği köyün şahsiyetini koruyacak, geliştirecek yedek parçalarına, daha âdil bir kredi rejimin*- imkânları düşünmemesidir. 442 sayılı Kanunla kavuşacak; orman faciası bitecek; ağaçsızlık felâ elde edilmek istenen bâzı noktalar vardır ki, bu keti bitecek değildir. •* tasarıda bir nevi tadile kavuşmuş bulunmakta­ Bu tasarı aslında neyî istihdaf etmektedir? dır. Meselâ, 442 sayılı Kanunda köy kalkınması tikin bâzı noktalar üstünde durayım. yalnız köylünün imecesine, salmalara bağlan­ Bir Hükümetin yukardan aşağıya doğru bü mıştı. Neticeyi görmektesiniz. tüh hamleleri idari kollar yolu ile gider köyde 442 sayılı Kanunun; imeceler, salmalar ve düğümlenir. Bu, köyde düğümlenen idari hare­ diğer hükümleriyle, totaliter bir devire, belki ketler şimdiye kadar yarım yamalak ölçülerle vatanperver, fakat mutlaka totaliter bir devire mümkün olmuştur. ait olduğunu takdir etmemek imkânsızdır. Bu Doğru.: Bizim 442 sayılı Köy Kanunu bu hu­ imece ve salmaları yükliyenler köyün bünyesi­ susta bir hamle: teşkil eder. Fakat şunn derhal ni anlamadığı veya anlıyamadığı için, verilen belirteyim ki, köy, bu kanunla kendi camiasından, emirler ve belâ edilen salmalar, hiçbir zaman müstakil cemaat hayatından hemen tamamen ay­ isabetli tatbikini bulamamıştır. O zaman, kanun rılmış ; tâbi bir parça haline getirilmiş, fakat bu tatbik edilmemiş, ona bağlanan umutlar boşa çıkmıştır, Yahut vatansever idareciler elinde da tamammiyle itiraf edilmemiştir. Yani köy muh dikkatle uygulanmıştır. Bundan şöyle garip bir tariyetle memuriyet arasında, daha doğrusu idare vaziyet meydana çıkmıştır. Yukarda arzetti- ile serbest bırakma arasında tamamiyle bocalamış ğim vatanperver idarecilerin ortaya çıkması ile kalmıştır. 442 sayılı Kanun yürüyünce, - devletin idare Yani Türk köylüsü bu 442 sayıb Kanunda, çarkına sokulan köy ve köylü mükerrer olan cemaat hayatından çıkarılmış, Devletin • idare birçok işler vazifeler, vergiler, mecburiyetlerle <*arki içine sokulmuştur. Cemaate ait işler ma­ sarıldığından . köylerde bir dehşet husule gel­ hallî Devlet işi olmuş; bizzat köy cemaati ise Dev­ miş; köy tâ iliklerine kadar emilmiş, ve niha­ letin idare sahasında pasif elemanlar haline düş yet köy takatten düşmüştür. Cidden; köylüyü müştür .Tarihî ve içtimai köy, alelade bir siyasi kadın, erkek, çocuk farkı gözetmeden yakalı- zerre oluvermiştir. Halbuki köyün kendine göre yan bu mükellefiyetler ve onlardan daha kor­ eezası, taltifi, kendine göre evlenmesi, yaşaması, kunç olan ve baştanbaşa mahrumiyeti belirten azap çekmesi vardı. Köyün mahkemesi, onun ce­ köy hayatı, köyün ye köylünün tabiatını âdeta maatini temsil edenlerin topluluğu; mı topluluğu değiştirmiştir. Kadın burada ne ana, ne eş, ne yetiştirip idare eden de köy ahlâkı, köy örfleri hemşiredir, bir sabırtaşı bir ağır iş işçisidir. idi. Çocuk çocukluğunu duymak hakkına sahip de­ Diğer taraftan köyün bu bocalayışı şurada ğildir; çocuk yaşında aileden, maldan sorum­ kendisini göstermiştir : Köy hiçbir zaman kendine ludur ve bazan okuma yaşında kaatil, mahpus ait işleri başlıbaşına ele almak imkânını bulama­ olmak alnına yazılmıştır, [eski 442 sayılı Ka­ dığı için daima yukardan gelecek tedbir ve emir­ nunun tamamiyle kabul edilemiyecek olan, bu­ leri beklemiştir. Bunlar yani bu tedbir ve emir günkü âleme uyamıyacak olan başlıca noksan­ ler işe, maalesef, bu köyü ve köylüyü anlama­ larından birisi işte bu mükellefiyetler reji­ dıkları için ister istemez köylünün hareketini, köy midir. 442 sayılı Kanunun üzerinde durulacak lünün yeni hâdiselere intibakını, köylünün geliş­ acayipliklerinden birisi de bilhassa 10 ncu mad­ mesini sağlamamıştır. Bu itibarla da Devletin ve denin ikinci fıkrasıdır. Onun nazarında köy milletin asıl dayanak noktası olan köy, kendi kendi­ muhtarı bir memurdur. Fakat, aynı zamanda ni idare etmeye, gelişmeye, yeni bir kalkınma 1 am köyü kendi kendine idare etmek için yarı muh­ leşine temel olmaya muktedir vaziyetten çıkmış; tar bir halde tasavvur edilir, ona göre de bir­ ömrünün nasıl geçeceği biılinmiyen macerasını takım tedbirler alınır, ^cüyoruz ki bütün bu beklemek zorunda kalmıştır. Şimdi, bu tasarı ile birbirini tutmıyan ve aslında Türk köyünü ta­ 442 sayılı Kanunun bâzı taraflarını karşılaştıra­ nımamaktan, Türk köyüne lâyık olduğu değeri lım ;r şurası meydandadır ki» 13. III. 1340 tarihli verememekten mütevellit olan hata, kanunları ve 442 sayılı Köy Kanunu, yeni Devlet ve rejim işliyemez hale getirmiştir. Aynı zamanda bizim bakımından, köyü ele alan bir yenilikti. Onun asıl — 175 - B : 80 J.1.5 . 1953 O : 1 Türk köylüsünün gelişmesine imkân bırakma- I dostların bu husustaki ihmali bir felâkettir. mıştu. , Ama, Çukurova'da üç seneden beri bir tek köy yolunun yapılmaya imkân bulunamamış olması Muhterem arkadaşlar, bizim küçük Parti­ 'bir günahtır. Yeni arkadaşlardan bumu bekli­ miz öyle bir programla bu meseleyi görmekte­ yoruz. Kadirli yolu gibi müzminleşem bir ayıp dir ki gerek köydeki imar ve mesken meselesi, haline gelmiş bulunan bir yer, bulgun dahi gerekse bunun bir plâna bağlanması meselesi, köylülere yaptırılmak istenmesi yüzünden hâlâ gerekse bu plânın siyasi her hangi bir arzuya eski derbederliğindedir. Kışın çıkılmaz, Yazın feda edilmemesi meselesi bizim başlıca dayanak ise içinden geçilmez haldedir. Bu misaller göz 'noktalarımızı teşkil eder. Hele arsa spekülâs­ önünde iken bu kalkınma hamlesi işini köylünün yonlarını önlemeye çalışmak bizim hedeflerimiz­ basit olan imkânına bırakmak bu tasarının ruhu den başta gelenidir. Köydeki meclisin idari ve ile bağdaşmaz ve onun, yürümiyeeeğini bile bile malî salâhiyetlerini artırmaık emelimizdir. Ke­ aldığı kısımlarmdandır. Devlet yolunun bile za, İller idaresi Kanunu gibi, Köy Kanununun bir yıl içinde motorlu vasıtalar altında nasıl da değişmesini istiyorduk. Köylerin idari muh­ tanınmaz hale geldiğini bilenler, tasarıdaki bu tariyetini kuvvetlendirecek, mevzuatı meydana hükümlere hayretlerle bakacaklardır. getirmek bizim programımızın -emrettiği mühim değişikliklerdendi. Memnuniyetle hemen kay­ Sonra arkadaşlarım, şunu da kabul etmek dedeyim ki, yemi kanunun heyeti mecmuası bi­ icabeder ki, bir yol yapılır, ondan sonra tamiri, zim fikirlerimize oldukça cevap vermektedir. bakımı köylüye bırakılır. Bizim kanun tasarı­ Cidden mühim noktalar üzerinde durmuşlar ve I mız bunun yapılmasını da köylüye bırakmak­ köyün meselelerine yakından 'bakmasını bilmiş­ tadır. Bunda büyük bir isabetsizlik olduğunu lerdir. Heyeti mecmuası itibariyle iyi bir eser takdir buyurursunuz. meydana getirmişlerdir. I Bucak, ilce merkezleri isabetle seçilmez, köy­ ler ilçelere, bucaklara iyi yollarla bağanmaz, gü­ Yalnız bu yeni kanuna heyeti umumiyesi iti­ ven işi Devletçe sağlanmamış bulunur; hele sağ­ bariyle baktığımız vakit şu noktalarda üzüntü lık meselesi sistemle ele alınmamış olursa, bu ta­ ile karşılanacak aksaklıklar vardır. Yeni ka­ sarı köylü de muhtar da son gayreti hare asa yi­ nun bir kere çok uzundur, koca bir kitaptır. ne yürümez. Eğer tadil yapılmazsa' Bu ka­ Hele bunun 'bölümleri bakımından, köyde bunu nunu işleteceğiz zehabında bulunan arkadaşla­ tatbik edecek insanların bunun içinden kolay­ rın şimdiden inkisarı - hayale uğramaları mukad­ lıkla çıkıp çrkmıyacağı bir sualdir. Bundan derdir. başjka bu yeni tasarının ıbir yığın redaksiyon I Bu kanun yalnız yol ve buna benzer mesele­ ve baskı hatası vardır. Bunun ehemmiyetle leri değil, telefon ve saire gibi teknik teşebbüs­ ele alınması icabeder. leri de yine köylünün eline bırakmaktadır. Bu yeni tasarıda bence asıl işlemiyecek olan Böyle bir teşebbüsün köylü elinde yürümesine 'kışım, aksayacak taraf; dadıma köye ait idare, katiyen imkân yoktur. Bu gibi teşebbüsleri Dev­ yal, iktisat işinin Hükümetçe ele alınmamasın- I letin yapması ve bunların muhafazasını köylü­ dam meydana ıgelmektedir. I den beklemesi icabeder. Arkadaşlar hangi tara­ Meselâ arkadaşlarım, bu yeni tasarıda kal- I fından bakarsak bakalım bu Köy Kanunu köy­ kınma ve yollar meselesi doğrudan doğruya I lüyü ele aldlğı zaman onları daima her şeyi yap­ köylere bırakılmaktadır. Hem de teknik ve mo- I maya muktedir ve mecbur insan olarak düşünme­ törlü vasıtaların geçebileceği şekilde yapmak I yi muhhtariyet saymaktadır. Muhtariyet bu de­ şartiyle! 442 sayılı Kanun yapıldığı zaman köy, I ğildir. Köyün kendi kendini idaresi meselesidir. kağnıdan, hayvandan başka taşıt 'bilmezdi. Bu- I Onu imkânsızlıklarla başbaşa bırakıp, onun gün öyle mi? Bugün yol meselesinin bir ilim I çabalayışı karşısında hayretle bakmak, muh­ işi olduğu, hattâ bu mevzuda hir ihtilâlin mey- I tariyet veya şahsiyeti tanımak demek değildir. dama geldiğini kim idrak etmez? Bu vesaitsiz- I Köyün muhtariyeti katiyen böyle olamaz. Her li'kle köyün, böyle bir dâvayı (halletmesini bek- I şeyden evvel, iktidar partisi olarak Demokrat lemek yersizdir. Çukurova'da 2,5 - 3 seneden I Partinin bugünkü köy rejiminin üzerinde du­ beri yeni rejimden çak işler bekliyor. Öteki I racağı noktalar vardır. Devlet köye büyük

Description:
Tanzimattan beri, Gülhane Hattıhümayunu ile başlıyan . hayvan meselesi, yani toptan iaşe ve ev meselesi Köy ve köylü mallarına alıcı aramak ve.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.