ebook img

TARAFLARIN BASININDA KUTÜ'L AMARE ZAFERİ Akın ÇELİK PDF

28 Pages·2016·2.81 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview TARAFLARIN BASININDA KUTÜ'L AMARE ZAFERİ Akın ÇELİK

TARİHİN PEŞİNDE  THE PURSUIT OF HISTORY  ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐  ‐INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY AND SOCIAL RESEARCH‐  Yıl: 2016, Sayı: 15  Year: 2016, Issue: 15   Sayfa: 301‐327  Page: 301‐327         TARAFLARIN BASININDA KUTÜ’L AMARE ZAFERİ      Akın ÇELİK ‐ Mustafa SELÇUK      Öz  Birinci Cihan Harbi’nde Irak Cephesi’nde 1915’in sonları ve 1916’nın ilk yarısında İngiliz  kuvvetlerini General Townshend, Osmanlı kuvvetlerine ise Irak Ordusu Komutanı Albay  Nureddin ve daha sonra Albay Halil Bey komuta etti. Bu cephede gerçekleşen Kutü’l  Amare kuşatması İngilizlerin tarihinde en uzun kuşatmadır. Kuşatmanın beşinci ayında  İngiliz ordusu teslim olmak zorunda kaldı. 29 Nisan 1916 günü gerçekleşen bu olayda  13.300 kişilik İngiliz ordusu harp esiri olarak teslim alındı. Kutü’l Amare kuşatması, hem  kuşatma boyunca hem de zafer kazanıldıktan sonra Türk ve yabancı basınında geniş bir  şekilde yer aldı. İngiliz ordusunun yenilgi sebepleri sorgulandı. Bu çalışmada kuşatma‐ nın askeri tarihi özetlenerek Osmanlı’nın kazandığı zaferin tarafların basınındaki yankıla‐ rı incelenmeye çalışıldı.    Anahtar Sözcükler  Osmanlı Devleti, Osmanlı ordusu, I. Dünya Savaşı, Kutü’l Amare kuşatması, Basın    THE TRIUMPH OF KUT’ÜL AMARE IN THE PARTIES’ PRESS    Abstract  In the World War I, at the end of 1915 and the first half of 1916, in the Iraqi front General Towns‐ hend was in command of British forces and firstly Colonel Nureddin then Colonel Halil Bey com‐ manded Ottoman forces. The Kutü’l Amare siege which took place in this front was the longest  siege in the history of England. British forces had to give up the struggle in the fifth month of the  siege. On 29th April, 1916, 13 300 British soldiers were delivered as a prisoner of war. Kutü’l  Amare siege appeared in Turkish and foreign press widely both during the siege and after the  victory. The defeat of the British forces was questioned by the press. In this study we, firstly, tried  to summarize the history of the military stage of the siege and then study how the victory of Otto‐ man forces took place in the press of both side.                                                                               Yrd. Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi, İstanbul/Türkiye. [email protected]  Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, İstanbul/Türkiye. [email protected] 302 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 8/15 Keywords  Ottoman State, Ottoman Army, World War I, Kut’ül Amare Siege, Press 8/15 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 303 GİRİŞ  Basra, Bağdat, Musul gibi Osmanlı Devletinin kadim vilayetlerini içeren  Ortadoğu topraklarında 20. yüzyılın başında rekabet olabildiğince artmıştı.  Zengin petrol kaynaklarının yer aldığı bu topraklar stratejik ve jeopolitik  bakımdan son derece önem arz etmekteydi. Büyük güçlerin iştahını kabar‐ tan Irak bölgesi, Ortadoğu’yu Uzakdoğu’ya bağlayan yollar üzerinde olma‐ sından dolayı İngilizlerin ilgisini çekmekteydi1. Birinci Dünya Savaşı’nda  İngilizler bölgeyi tamamen ele geçirmek için planlı bir şekilde hareket etmiş‐ ler ve bu harekâtı Mezopotamya seferi olarak adlandırmışlardı. İngiltere,  Osmanlı Devleti savaşa girmeden önce, Basra Körfezi’nde yığınak yapmaya  başlamıştı. Aslında İngilizlerin bu teşebbüsü savaşın gidişatına dair öngörü‐ lerini de ortaya koymakta idi. Nitekim Kasım 1914’de Hindistan’dan getir‐ dikleri birlikleri Fav adasına çıkararak Basra’ya doğru ilerleyen İngilizlere,  Irak Cephesi’nde yeterli birlikler bulundurmayan Osmanlı Devleti engel  olamamıştı. İngilizler fazla dirençle karşılaşmadan Basra’yı ele geçirmiş ve  ileri harekâta devam ederek 9 Aralık 1914’te Fırat ve Dicle nehirlerinin bir‐ leştiği Kurna Mevkii’ni işgal etmişlerdi2. İngilizlerin kuzeye doğru ilerleme‐ si karşısında alarma geçen Osmanlı Genelkurmayı bölgeye Süleyman As‐ kerî Beyi gönderdi3. Daha sonra Kafkas Cephesi’nden Teşkilat‐ı Mahsusa  birliklerinden “Osmancık” taburu bölgeye kaydırıldı. Ayrıca bölgedeki aşi‐ retlerin organize edilmesi hedeflendi4.  İngilizler, 1915 yılı boyunca Bağdat’ı ele geçirmek üzere planladıkları  Mezopotamya seferi çerçevesinde Kurna, Şuaybe, Amare, Nasıriye ve Ku‐ tü’l Amare savaşlarını kazanarak bu bölgeleri işgal etmişlerdi. Gün geçtikçe  kritik bir hal alan Irak Cephesi’nde İngiliz ilerleyişini durdurmak için Os‐ manlı yetkilileri daha fazla birlik sevk etmek zorunda kaldı. Nitekim Albay  Nureddin Bey’in Irak ve Havalisi Komutanı5 olarak bölgeye gelmesinden  sonra İngilizler Selmanpak muharebelerinde ancak durdurulabildi6.  Irak Cephesi, irili ufaklı bir dizi muharebenin içeren son derece karışık  bir cephedir. Bu cephede zaman zaman kesintiler olsa da muharebeler sava‐                                                                           1 İngilizlerin bölge üzerindeki emelleri için bakınız: Sezai Dumlupınar, Birinci Dünya Savaşı’nda Basra Körfezi’nde Osmanlı İngiliz Nüfuz Mücadelesi, İstanbul Ünv. SBE, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2015; David Fromkin, A Peace to End All Peace, Henry Holt Books, New York 2009. Ayrıca Süleyman Nazif, Süleyman Askeri Bey’i anlattığı yazısında İngilizlerin bölge üzerindeki hedeflerine vurgu yapmaktadır: Süleyman Nazif, “Süleyman Askeri Bey”, Harb Mecmuası, nr. 9, Mayıs 1332, s. 130-131. 2 Zekeriya Türkmen, “Birinci Dünya Harbinde Irak Cephesinde Türk-İngiliz Mücadelesi”, 1914’ten 2014’e 100’üncü Yılında Birinci Dünya Savaşı’nı Anlamak Sempozyumu, (Sempozyum Bildirileri), Harp Akademileri Komutanlığı, İstan- bul 2015, s. 393-395. 3 BOA. İ. HB. 163-69, (1333 S 05). 4 Zekeriya Türkmen, agm., s. 396. 5 Miralay Nureddin Bey’in Irak ve Havalisi Kumandanlığına tayini için bakınız: BOA. İ. HB. 168-16, (1333 C 05). 6 Bağdat’a Doğru, Bağdat'ın Zabtındaki Muvaffakiyetsizlik, (Tercüme: Hüsameddin), Matbaa-i Amire, İstanbul 1333- 1917, s. 20-25. 304 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 8/15 şın sonuna kadar devam etti. Irak Cephesi’nde savaşan tarafların (Osmanlı‐ İngiltere) ordularında, komuta kademesinde sık sık değişiklikler yaşanmıştı.  Bölgeye Cavit Paşa’dan sonra Süleyman Askeri, Nureddin Bey ve Halil Bey  gibi komutanlar gönderilmiş7 en son buradaki birlikler 1915 sonbaharında  teşkilatlanmasını tamamlayan 6. Ordu’nun çatısı altında birleştirilmiş ve  Ordu komutanlığına Alman General Colmar von der Goltz Paşa atanmıştı.  Aynı şekilde bölgede birçok İngiliz komutan sırasıyla görev almıştı. İngiliz‐ ler Şubat ayında Mısır’dan 12. İngiliz Fırkası’nı Basra’ya göndermişler ve  Irak Seferî Kuvvetleri’ni kolordu seviyesine çıkarmışlardı.8 Nisan 1915’te  sağlık nedeniyle ayrılan General Barret’in yerine General Sir Charles V.F.  Townshend atanmıştı.9 İngiliz ilerleyişinin Selmanpak’da durdurulmasın‐ dan sonra General Townshend komutasındaki İngiliz birlikleri Kut Kale‐ si’ne çekilmişti10.    A. KUT MUHASARASI (3 ARALIK 1915–29 NİSAN 1916)  Aralık 1915’in ilk haftasından itibaren başlayan Kut kuşatması11 yakla‐ şık beş ay devam etmişti. Yaklaşık iki aylık erzak stoku bulunan General  Townshend’a, çevredeki İngiliz birliklerinden beklediği yardım bir türlü  ulaşamamıştı. Kış aylarında hava şartlarının kötü olması, Dicle nehrindeki  taşkınlar ve sel baskınları İngiliz ordusunun direncini iyice azaltmıştı. Bir‐ çok kere tekrarlanan huruç harekâtı büyük kayıplarla neticelenmişti. Türk  tarafında ise Nureddin Bey’in planını devam ettiren Halil Bey’in çevreden  gelecek yardımları engellemeye yönelik kuşatma stratejisi sonuç vermeye  başlamıştı.  Kut  şehrinde  sıkışmış  Townshend’a  yardıma  gelen  General  Aylmer komutasındaki İngiliz birlikleri ile Türkler arasında en şiddetli mu‐ harebeler Felâhiye’de yaşanmıştı. Ancak bu saldırılar her defasında püskür‐ tülmüştü12. Mart 1916’dan itibaren yardım umutları tükenen İngiliz ordu‐                                                                           7 Bölgede görev yapan komutanların kısa biyografileri için bakınız: Orhan Avcı, “Irak’ta Türk Cephesi (1914-1918)” Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, (Ed. A. Arslan & M. Selçuk), Kitabevi Yay., İstanbul 2015, s. 207-228. 8 Serdar Sakin, “Birinci Dünya Savaşı’nda Irak Cephesinde Osmanlı Devleti ile İngiltere Arasındaki Çarpışmalar”, Gazi Akademik Bakış, Cilt: 4, Sayı 7, Kış 2010, s. 136-137. 9 Z. Türkmen, “Birinci Dünya Harbinde Irak Cephesinde Türk-İngiliz Mücadelesi”, s. 399; Charles V.F. Townshend, Irak Seferi ve Esaret, (Sadeleştiren: Recep Ahıskalı), Yeditepe Yay., İstanbul, 2007. s. 64-65. 10 Irak Cephesi ve İngiltere’nin Mezopotamya seferi hakkında geniş bilgi için bakınız: C.V.F. Townshend, My Campaign in Mesopotamia, London 1920; F.J. Moberley, The Campaign in Mesopotamia 1914–1918, Vol.1-2, The Imperial War Museum, London 1997; Ronald Millar, Death of an Army: the Siege of Kut 1915–1916, Houghton Mifflin, Boston 1970; A.J. Barker, The Bastard War: The Mesopotamian Campaign of 1914-1918, The Dial Press, New York 1967; Russell Braddon, The Siege, Viking Press, New York 1970; E. Candler, The Long Road to Baghdad, Vol. I, Cassell and Com- pany Ltd., London 1919; Jons S. Galbraith, “No Man’s Child: Campaign in Mesopotamia, 1914-1916”, The International History Review, VI, 3, August 1984, p. 333-506. 11 Kutü’l Amere’de kuşatmanın başlangıcı ile ilgili literatürde farklı tarihler verilmektedir. Kuşatmanın kısa tarihçesinin anlatıldığı bir yazıda 5 Aralık 1916’dan itibaren başladığı ifade edilmektedir: “Kutü’l Amare Muhasarasının Tarihçesi”, Tesvîr-i Efkâr, nr. 1761, 30 Nisan 1916, s. 1. 12 Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi: Irak-İran Cephesi 1914-1918, 3’ncü Cilt, 1’nci Kısım, ATASE Yay., Ankara, 1979, s. 610-615. 8/15 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 305 sunun komutanı General Townshend, askerlere dağıtılan günlük iaşe mik‐ tarını azaltsa da açlık tehlikesi baş göstermişti. Yeterli beslenemediği için  direnci azalan askerlerde çeşitli psikolojik ve salgın hastalık vakaları mey‐ dana gelmişti. Her gün ölüm oranı yükseliyordu. Özellikle ordunun yarı‐ dan fazlasını oluşturan Hintli askerlerin durumu daha kötüydü. Bu askerler  bir yandan Osmanlı propagandasına maruz kalıyor bir yandan da kendi  komutanları  tarafından  at  ve  katır  eti  yemeye  zorlanıyordu.  General  Townshend, askerlerini beslemek için süvari birliğinin atlarını ve nakliye  hizmetlerine ait hayvanları kestirerek askerlere dağıtmıştı. Hintli askerlerin  tepkilerini azaltmak için de Hindistan sömürge yönetimi vasıtasıyla Hintli  askerlerin savaşta at ve katır eti yemesi için dini otoritelerden izin alınmış‐ tı13.  Bu arada Nisan ayı içerisinde Osmanlı komuta kademesinde önemli bir  gelişme yaşanmıştı. Tifüse yakalanan 6. Ordu komutanı 72 yaşındaki Goltz  Paşa 18‐19 Nisan 1916 gecesi Bağdat’ta vefat etmiş14, yerine ise vekâleten  Halil Bey atanmıştı15. Doğrudan yardım ve erzak ulaştıramayan çevredeki  İngiliz birlikleri, General Townshend’ın ısrarlı yardım çağrıları karşısında,  yeni bir çare olarak uçaklar ile havadan ikmal yapmaya çalışmışlardı16. Ha‐ vadan ikmal denemelerini oluşturan bu faaliyetler genelde tam isabetli ol‐ mamıştı. Hatta 16 Nisan’da başlayan bu ikmal teşebbüslerinde erzak çuval‐ larının Türk tarafına düştüğü İngiliz hatıralarında da geçmektedir17. Bu  arada Türkler tarafından birkaç İngiliz uçağı düşürülmüştü18. Türk tarafının  ateşine maruz kalan İngiliz pilotlar daha yüksekten uçmuşlar ancak bu sefer  de rüzgârın etkisiyle yere bıraktıkları un çuvalları ve diğer erzaklar çoğu  zaman karşı tarafa düşmüştü19. Irak Cephesi’nde kuşatmaya bizzat katılan  yedek subay Abidin Efendi, 16 Nisan 1916 tarihli günlüğünde İngiliz tayya‐ resinin sabahtan akşama kadar erzak ve un taşıdığını ifade etmiş, bir tayya‐ renin üç çuval taşıyabildiğini bunlardan da ikisinin Türk tarafına düştüğü‐ nü kaydetmişti20. İsmail Hakkı Efendi ise bazı un çuvallarının tahkimat böl‐ gesine yani tarafsız bölgeye düştüğünü bu torbaların İngilizler tarafından                                                                            13 İngiliz ordusundaki İngiliz askerlerin yaşadığı psikolojik sorunlar için bakınız: İsmet Üzen, “Türklerin Kut’ül-Amare Kuşatması Sırasında İngiliz Ordusunda Bulunan Hintli Askerlerin Tutumu (Aralık 1915 - Nisan 1916), Gazi Akademik Bakış, Cilt: 2, Sayı:3, Kış 2008, s. 81-102. 14 Ali İhsan Sâbis, Harp Hatıralarım: Birinci Dünya Harbi, Cilt: 3, Nehir Yay., İstanbul 1991, s. 157. Almanya ile Osmanlı yöneticileri arasında karşılıklı taziye mesajları için bakınız: BOA. HR. SYS. 2419-101. 15 Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi: Irak-İran Cephesi 1914-1918, Cilt: 3/1, s. 834; Kutü’l Amare Kahramanı: Halil Kut Paşa’nın Hatıraları, (Haz. E. Çifci), Timaş Yay., İstanbul 2015, s. 151. 16 Townshend, age., s, 559-564. 17 Edward O. Mousley, The Secrets of a Kuttite, London 1922, s. 143; Townshend, Irak Seferi ve Esaret, s. 559. 18 Z. Türkmen, agm., s. 420. 19 Ali İhsan Sâbis, age., Cilt: 3, s. 166; Şükrü Kanatlı, Irak Muharebelerinde 3’üncü Piyade Alayı Hatıraları, ATASE Yay., Ankara 2006, s. 24. 20 Abidin Ege, Çanakkale, Irak ve İran Cephelerinden Harp Günlükleri, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., İstanbul 2011, s. 294. 306 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 8/15 alınmaması için durmadan ateş açtıklarını ifade etmişti21. Yine tayyareden  atılan un çuvallarından ikisinin, 103. Alay, 3. Tabur’un siperlerine düştüğü‐ nü ve tabur efradı beyaz halis undan ekmek yaparak afiyetle yediklerini de  13. Kolordu Komutanı Albay Ali İhsan hatıralarında bahsetmişti22. Türk  tarafının tüm engellemelerine rağmen Kraliyet Hava ve Deniz gücüne ait  uçaklar tarafından 16‐29 Nisan tarihleri arasında içerisinde erzak, ilaç ve  balık ağlarını içeren 8 ton kadar malzeme muhasara altındaki İngiliz birlik‐ lerine ulaştırılmıştı. Bu sınırlı ikmal kuşatmanın gidişatını değiştirmemişti  ancak gelebileceğine dair umutların var olmasına katkı sağlamıştı23. Bu ara‐ da İngilizlerin çektiği açlık ve sefalet hali karikatürlere de yansımıştı. Örne‐ ğin Servet‐i Fünûn dergisinin Alman mizah basınından iktibas ettiği aşağı‐ daki karikatürde General Townshend açlıktan “zayıf ve bîtâb” düşmüş şek‐ linde tasvir edilirken askerleri de “bir farenin peşinde” şeklinde gösterilmiş‐ ti24.    Kutü’l Amare’de İngilizlerin son günleri (Servet‐i Fünûn, 21 Nisan 1332)                                                                            21 İsmail Hakkı Süerdem, Anılarım (Osmanlı’dan Cumhuriyet’e), (Haz. O. Avcı), Bilge Yay., Ankara 2004, s. 44. 22 Ali İhsan Sâbis, age., Cilt: 3, s. 166. 23 Edward J. Erickson, Dünya Savaş Tarihi: I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, 1914-1918, Cilt: 4, Timaş Yay., İstanbul 2011, s. 141. 24 Servet-i Fünûn, nr. 1298, 21 Nisan 1332, s. 295. 8/15 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 307 Hava ikmal denemeleri devam ederken İngiliz yardım kuvvetleri son  bir yardım umudu olarak 24‐25 Nisan tarihlerinde Dicle filosunda yer alan  en hızlı ulaştırma gemisi Julnar ile muhasara altındaki birliklere yardım  ulaştırmayı planlamışlardı. Ancak bu plan da başarılı olamadı ve 270 tonluk  erzak yüklü gemi Türkler tarafından personeli ile birlikte ele geçirilmişti25.  Nisan ayında İngiliz kuvvetleri Kut’ta kuşatma altındaki birliklerini  kurtarmak için dört kez saldırı yapmıştı. Bu saldırılarda Osmanlı tarafı 9 bin  zayiat verirken İngilizlerin kaybı 20 bine çıkmıştı. Nihayet hatıratında “elin‐ de dayanacak bir peksimet bile kalmadığını” ifade eden General Townshend’ın  teslim olmaktan başka çaresi kalmamıştı26. Ancak bunun hemen öncesinde  Tesvîr‐i Efkâr gazetesinin 24 Nisan 1916 tarihli nüshasında Kut’taki kuşat‐ madan dolayı İngiliz basınında ve parlamentoda hükümete yönelik ciddi  eleştirilerin olduğu dile getirilmişti. İngiliz basını ve milletvekilleri hükü‐ metten küçümsedikleri Türklere karşı “ …koca İngiltere’nin, o bitmez tükenmez  vesaiti, binihaye silahları, topları, tüfekleri ile neden bu kadar âciz ve nâçar kaldığı‐ nı” soruyorlardı. Nitekim Sömürge Bakanı Chamberlain yaptığı açıklamada  Irak’taki başarısızlığın müsebbibinin eski Irak Başkumandanı General John  Nixon olduğunu  beyan etmişti. Ayrıca yardıma gönderilen kuvvetlerin  başarısızlığı nedeniyle Kutü’l Amare’nin düşmesinin beklendiği de tahmin  ediliyordu27. Nihayet Halil Bey’le gerçekleşen birkaç görüşme sonunda ko‐ şulsuz olarak Kut kasabasındaki tüm İngiliz birlikleri 29 Nisan 1916 tarihin‐ de teslim olmuşlardı. Böylece Britanya tarihinde 1781 Yorktown bozgunun‐ dan beri ilk kez bu kadar yüksek miktarda bir birlik teslim olmuştu28. Bu  arada İngilizler esaretten kurtulmak için para teklifinde bulunmuşlarsa da  bu tekliflerin hiçbirisi kabul edilmemişti29. Halil Paşa, Irak Valisi ve 6. Ordu  Kumandan Vekili sıfatıyla 29 Nisan 1916 tarihinde Dâhiliye Nezareti’ne  gönderdiği telgrafta beşi general olmak üzere beş yüz subay ve on üç bin  İngiliz askerini esir aldığını bildirmişti30.  Kut kasabasını 3. Piyade Alayı teslim almıştı. Albay Nazmi (Solak) ko‐ mutasında ve bandonun çaldığı marşlar eşliğinde şehre giren Osmanlı as‐ kerleri şehirde güvenlik tedbirleri aldıktan sonra İngiliz askerlerinin tahliye  ve esir alma işlemleri gerçekleştirilmişti31. Günlerdir aç kalan İngiliz askerle‐ rine ilk planda yiyecek, içecek ve sigaranın yanı sıra Hintli askerlere ayrıca                                                                            25 Ali İhsan Sâbis, Harp Hatıralarım: Birinci Dünya Harbi, Cilt: 3, s. 167-169. 26 Charles V.F. Townshend, Irak Seferi ve Esaret, Yeditepe Yay., İstanbul 2007, s. 568. 27 “Mes’ul-i Hakiki Kim imiş?”, Tesvir-i Efkâr, nr. 1755, 24 Nisan 1916. 28 Edward J. Erickson, Dünya Savaş Tarihi: I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti, 1914-1918, s. 143. 29 Kutü’l Amare Kahramanı: Halil Kut Paşa’nın Hatıraları, 160. 30 BOA. DH. KMS. 38-18; Halil Paşa’nın basında çıkan telgrafı için bakınız: Tanin, nr. 2651, 30 Nisan 1916. 31 Şükrü Kanatlı, Irak Muharebelerinde 3’üncü Piyade Alayı Hatıraları, s. 11-39. 308 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 8/15 koyun eti ikram edilmişti32. General Townshend başta olma üzere diğer  komuta kademesi ve subayların teslim alınması ile ilgili bizzat Halil Bey de  işlemlere nezaret etmişti. Generalin kılıç ve silahı kendisine iade edilip esir  değil Osmanlı Devletinde padişahın misafiri olduğu ifade edilmişti33. Nite‐ kim bu sözde kalmayarak üç yıl boyunca kendisine rahat bir esaret hayatı  yaşatılacaktı ve General Townshend da hatırlarında Türklere olan minnet‐ tarlığını ifade edecekti. Generalin özellikle İstanbul hayatı son derece renkli  ve ilginçtir. Kuşatma boyunca yanından ayrılmayan ve kendisine çok sadık  köpeği “spot”u da memleketine gönderilmesi için Halil Paşa’dan ricada  bulunmuş bu isteği de geri çevrilmeyerek General Townshend’ın köpeği  İngiltere’ye gönderilmişti34.    B. ZAFERİN TARAFLARIN BASININA YANSIMASI  Osmanlı Devleti, Irak Cephesi’nde son derece hazırlıksız yakalanmıştı.  Ancak bölgedeki zayıf askeri gücüne ve sınırlı imkânlarına rağmen, Çanak‐ kale’den sonra, İngilizlere ikinci bir darbe indirmişti. Dünyanın en güçlü  devletinin bir tümen askerinin kayıtsız şartsız teslim alınması İngilizler açı‐ sından gurur kırıcı idi. Bununla birlikte, Osmanlı Devleti açından da büyük  bir onur ve sevinçti. Dolayısıyla Osmanlı yetkilileri böyle bir zaferi kazan‐ maktan duydukları sevinci tüm dünyaya ilan etmişlerdi.  Osmanlı ordusunun Çanakkale’de yazdığı destanın bir yenisi Irak Cep‐ hesi’nde gerçekleşmişti. Askeri yetkililer cephedeki askerin kahramanlığını  yaşatmak ve diğer harp bölgelerindeki askerleri ve halkı motive etmek için  bu destanları basının ve propaganda unsurlarının imkânları ile değerlen‐ dirmeyi ihmal etmemişti. Çanakkale’de kazanılan tecrübe ve Almanların  verdikleri teknik desteklerle zafer görsel alanda ve yazılı basında olabildi‐ ğince yer almıştı35. Başkumandanlık Vekâleti bu projeyi desteklemekteydi.  Halil Paşa bir gecede tüm ülkede ve müttefik başkentlerde kahraman ilan  edilmişti. Irak Cephesi’nden kazanılan bu başarı ve zafer vakit kaybedil‐ meksizin bütün imkânlarla basında duyuruldu. Genelkurmayın işin mutfa‐ ğında olduğu Harp Mecmuası’nın Nisan 1332 sayısında Kutü’l Amare Zaferi  hemen işlendi. 6. Ordu Komutanı Goltz Paşa’nın resmi kapaktan verildi.  İkinci sayfada tam sayfa olarak Halil Paşa’nın resmi yer aldı36. Aynı şekilde  Nureddin Bey, diğer komutanların ve esir alınan başta General Townshend  olmak üzere İngiliz komutanların resimlerine yer verildi ve çerçeve yazıla‐                                                                           32 Ş. Kanatlı, age., s. 27. 33 Kutü’l Amare Kahramanı: Halil Kut Paşa’nın Hatıraları, s. 162-163. 34 Charles V.F. Townshend, Irak Seferi ve Esaret, s. 578. 35 Osmanlı askeri ve mülki makamlarının Çanakkale Kahramanlığını yaşatmak için yaptığı faaliyetler hakkında detaylı bilgi için bakınız: Mustafa Selçuk, Çanakkale Seferberliği, Savaş, Eğitim, Cephe Gerisi, Kitap Yayınevi, İstanbul 2016. 36 Halil Paşa’nın resmi için bakınız: Ek-1. 8/15 • ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ TARİHİN PEŞİNDE • 309 rında zaferin nasıl kazanıldığı ve Osmanlı ordusunun fedakârlığı, kahra‐ manlığı ve azmi vurgulandı37. Günlük gazeteler de bölgeden aldıkları ha‐ berleri ve genel karargâhın resmi tebliğlerini yayınladı. Özellikle Mayıs ayı  boyunca Kut Zaferi ile ilgili birçok yazı, yorum, makale ve resim yayınlandı.  Gazetelerin bir kısmı 29 Nisan günü telgrafın Başkumandanlık Vekâlet’ine  gelmesinden sonra akşam için ilave baskı yaptıkları anlaşılmaktadır. Tanin  gazetesi 30 Nisan tarihli nüshasında “dün akşam neşrettiğimiz ilavemizin sure‐ tidir” şeklinde başlık atarak aynı haberi tekrar vermişti38.  Irak Cephesi’nde 29 Nisan 1916 tarihinde kazanılan Kutü’l Amare Zafe‐ ri, Harb‐i Umumi’de Osmanlı ordusunun zor şartlar altında ve imkânsızlık‐ lar içerisinde, Çanakkale’den sonra İngilizlere karşı kazandığı ve bir İngiliz  tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı bir zaferdir. Kut Zaferi  yerli ve yabancı basında geniş bir şekilde yer bulmuştu. Basında önce mu‐ harebenin sonucu ve İngiliz ordusunun tümüyle esir edildiği kamuoyuna  resmi tebliğle duyurulmuştu39. Mayısın ilk günlerinden itibaren kuşatmanın  detayları, zaferin nasıl kazanıldığı, İngiliz yardımlarının nasıl engellendiği,  Osmanlı ordusunun kahramanlıkları, komuta kademesinin savaşın idare‐ sindeki kabiliyetleri, başta General Townshend olmak üzere İngiliz asker ve  subaylarının esir ediliş süreçleri ve toplu olarak esir fotoğrafları yer almıştı.  Osmanlı basınında ilerleyen günlerde 6.Ordu komutanı ve erkânına gönde‐ rilen tebrik telgrafları yer almıştı. Özellikle Halil Paşa ve Enver Paşa’ya mec‐ lis, padişah ve diğer hükümet üyeleri tarafından tebrik telgrafları gönderil‐ miş ve bunlar cevapları ile birlikte basında yer almıştı. “Kutü’l Amare’nin  Muzafferiyeti Etrafında” başlığı ile çıkan haberlerde müttefik devletler impa‐ ratorlarının Osmanlı yetkililerini kutlama mesajları ve onlara verilen cevabi  telgraflar aynen verilmişti. Tebrik ve takdir mesajları günlerce yayınlanmış‐ tır. Kut haberleri verilirken öncelikle başkent İstanbul’da ve taşrada yapılan  kutlama törenleri, fener alayları ile halkın sevinci paylaşılmıştı. Anadolu ve  Balkan şehirlerinde yapılan kutlamalar neticesinde zaferi kazanan askeri ve  mülki erkâna tebrik telgrafları gönderilmişti40. Bu kutlamalara en güzel  örnek kuşatmanın meşakkatine aylarca katlanan Bağdat ahalisinin yaşadığı  sevinçtir. 6. Ordu karargâhının bulunduğu Bağdat’ta üç gün üç gece yapılan  kutlamaların detayları Sabah gazetesinde yer almıştı41.  Sabah’ta çıkan “Kutü’l Amare’nin Sükûtundan Sonra” başlıklı haberde  Osmanlı ordusunun kazandığı Kutü’l Amare Zaferi’nin bütün dünya mat‐                                                                           37 Harb Mecmuası, nr. 8, Nisan 1332, s. 113-118. 38 Tanin, nr. 2651, 30 Nisan 1916, s. 1. 39 “Tebliğ-i Resmi”, Tanin, nr. 2651, 30 Nisan 1916, s. 1. 40 Z. Türkmen, agm., s. 425. 41 Sabah, nr. 9525, 26 Mayıs 1916, s. 2. 310 • THE PURSUIT OF HISTORY INTERNATIONAL PERIODICAL FOR HISTORY and SOCIAL RESEARCH • 8/15 buatında haber olduğu ve konunun ehemmiyetine dair haberler çıktığı ifade  edildikten sonra hadisenin Bağdat’ta duyulması ile birlikte halkta bir sevinç  tufanı meydana geldiği ve parlak bir tezahürat yapıldığı bildirilmişti42. Bağ‐ dat’ta çıkan yerel gazeteleri kaynak olarak veren Sabah gazetesi şehirde üç  gün üç gece şenlik yapıldığını belirtmişti. Belediyenin organize ettiği şenlik‐ lerde fener alayları, kayık tenezzühleri, müsamereler ve öğrencilerin gösteri‐ leri yer almıştır. Bağdat’ta neşredilen Sada‐yı İslam gazetesinin detaylarını  verdiği törende 6. Ordu komutanı ve askerleri sevinç gösterileri arasında  selamlanmıştı. Goltz Paşa’nın mezarı başında bir anma töreni düzenlenmiş‐ ti. Mülki ve askeri makamların nutukları ile tören sona ermişti43.  Buna ilaveten, daha önce Sada‐yı İslam’da çıkan “Kutü’l Amare Muhasa‐ rası” başlıklı makale Servet‐i Fünunʹun 25 Mayıs 1916 tarihli sayısında tekrar  yayınlanmıştı. Makalede İngilizlerin teslim oluş süreci anlatıldıktan sonra  ilginç tespitlerde bulunulmuştu. Bunlardan ilki: “…günde dört buçuk milyon  sterlin sarf eden zengin İngiliz milletine mensup bir ordunun, İngilizlerin âleme  tatbik etmek istedikleri (aç bırakmak) politikasının bir ceza‐yı manevisi olarak açlık‐ tan terk‐i silah eyle[diği]” yönündeydi. Diğeri ise İngilizlerin Kutü’l Amare  yenilgisinin batı cephesindeki başarısızlıklarına kıyasen daha maliyetli ol‐ duğu şeklindeydi. Bu maliyeti anlatmak için de şu iddialı cümleye yer ve‐ rilmişti: “Kutü’l Amare mağlubiyeti, İngiliz cihangirliğinin Fatiha‐i indirası ola‐ caktır”. Yani Kutü’l Amare Zaferi İngilizlerin dünya hükümdarlığına son  verecek olayın ilk adımı olarak değerlendirilmişti. Bunun dışında dikkat  çekilen bir husus da böyle bir zaferin Hazreti Peygamberin doğum gününe  rast gelmesi idi44.  30 Nisan akşamı, Başkent İstanbul’da haber duyurulur duyulmaz İtfai‐ ye ve Merkez Muhafaza Tabur mensupları, ellerinde meşaleler ile askeri  bando eşliğinde Harbiye Nezareti’nin önünde Beyazıt Meydanında topla‐ narak Osmanlı ordusunun Kutü’l Amare’deki başarısını kutlamışlar45; İs‐                                                                           42 Sabah, nr. 9525, 26 Mayıs 1916, s. 2. 43 Sabah, nr. 9525, 26 Mayıs 1916, s. 2. Kaymakam Refik Bey Goltz Paşa’nın mezarı başında Paşa’ya şöyle seslenmişti: “Müşir-i Muhterem Büyük Kumandan! Cesed-i muazzezin Osmanlı toprağına tevdi, hatıra-i kıymetdarın Osmanlı kalbine defnedildiği gün, Senin erkân-ı har- biye reisin, başının ucunda durup ulvî ruhuna karşı bir enin-i tehammurle(?) irad ettiği hitabede (aşağıda çarpışan mu- zaffer ordunun Kut’ül Amere’yi yakında alacak ve sana zafer çelengi yapacaktır.) demişti. Muhterem kumandan! Sana müjdeler olsun, ordun mev’ud zaferi kazandı. Beş general, beş yüz zabit 13 bin esir asker- le beraber Kut’ül Amare’yi aldı. Düşmanın kemiyetine faik seyyar ordusunu, eğilmez süngüsü önünden uzaklaşmaya mecbur etti… hayatın kadar sevdiğin Osmanlı ordusu Canab-ı Hakkın avnî ve inayeti ile düşmanı yakında bütün Irak’tan çıkaracak ve Ey müttefik orduların muhterem müşiri, Osmanlı ordusunun dahi-i malumu? Makberin önünde senin ruhunu şad edecek olan bu gibi zafer müjdeleri arz ve iblağa çalışacaktır. Muazzez ruhun müsterih olsun muhte- rem büyük kumandan”, Sabah, gösterilen yer. Bağdat şenliklerine dair Sada-yı İslam’dan yapılan alıntılar için ayrıca bakınız: “Bağdat’ta Şenlikler” Servet-i Fünûn, nr. 1301, 12 Mayıs 1332, s. 3. 44 “Kutü’l Amare Muhasarası”, Servet-i Fünûn, nr. 1301, 12 Mayıs 1332, s. 3. 45 İstanbul’da yapılan kutlamalar için bakınız: “Kutü’l Amare’nin Zabtı Etrafında”, Tesvîr-i Efkâr, nr. 1763, 2 Mayıs 1916, s. 1; “Dün Geceki Tezahürat”, Tanin, nr. 2652, 1 Mayıs 1916, s. 4.

Description:
166; Şükrü Kanatlı, Irak Muharebelerinde 3'üncü Piyade Alayı Hatıraları, Edward J. Erickson, Dünya Savaş Tarihi: I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.