ebook img

Tamuli Cilt #1 Ateşten Kubbeler - David Eddings PDF

734 Pages·2014·2.2 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Tamuli Cilt #1 Ateşten Kubbeler - David Eddings

Giriş Cyrga Olayı: En Son Krizin İncelenmesi İmparatorluk Meclisi şu anda, imparatorluğun çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açıkça görüyor ki bu yüce Majesteleri’nin hükümetinin karşı koymak için çok kötü bir şekilde hazırlandığı bir tehlike. İmparatorluk, güçlü bir merkezi otorite tarafından yönetilen uyumsuz bir halkın arasında, aslında beklenebilecek ve normal olan, rastlantısal kargaşalıkların periyodik ola-rak patlak verdiği dönemlerde çok uzun süredir çıkarlarını korumak için Atan ordularına bel bağlamıştı. Bununla beraber, Majesteleri’nin hükümetinin şu anda karşı karşıya olduğu durum, final sınavlarının ardından geleneksel tatil dönemi sırasında çeşitli üniversite kampüslerinden sokağa dökülen, birkaç isyana uygun tez- canlınm kendiliğinden oluşan gösterilerinden kaynaklanıyor gibi gözükmüyor. Bu tarz gösteriler telaşa kapılmadan kontrol edilebilir ve düzen genelde en az kan dökülüşüyle sağlanabilir. Ama hükümet, bu kez durumun farklı olduğunu kısa sürede kavradı. Birincisi göstericiler neşeli ve ateşli öğrenciler değildi ve üniversitelerde dersler yeniden başladığında iç huzur tekrar oluş-turulamadı. Otoriteler, sıradan devrimci coşku sonucunda oluşan çeşitli karmaşaları hâlâ kontrol edebilirlerdi. Normal koşullar altında Atan savaşçılarının sadece varlığı bile en coşkuluların ateşini söndürebilirken, bu kez gösterilere eşlik eden bildik tahrip eylemleri oldukça açık bir şekilde doğaüstü kaynaklardan geliyordu. Kaçımlmaz olarak, imparatorluk hükümetinin dikkati Sarsos’daki Styriclere odaklandı. Bununla beraber, İmparatorluk Meclisi’nin Styriç üyelerinin, ki tahta olan sadakatleri tartışılmaz, yaptıkları bir araştırma bu karışıklıklarda Styricum’un parmağı olmadığını oldukça açık bir şekilde ortaya koydu. Şu anda bilindiği kadarıyla, doğaüstü olaylar bilinmeyen kaynaklardan geliyordu ve öylesine yayılmışlardı ki sadece birkaç Styriç döneğin faaliyeti olamazdı. Styricler, kendilerine bile bu faaliyetlerin kaynaklarını tanımlaya-mıyordu, hatta bütün Styricum’daki en büyük büyücü olan efsanevi Zalasta bile tamamen kafasının karıştığını şaşkınlık içinde itiraf ediyordu. Tüm bunlara rağmen, sonuçta konunun Majesteleri’nin hükümeti tarafından ele alınmasını teklif eden de Zalasta’ydı. İmparatorluğun Eosia kıtasından destek isteyebileceğini önerdi ve hükümetin dikkatini özellikle Sparhawk isminde bir adama yöneltti. Eosia kıtasındaki bütün imparatorluk temsilcilerine, hemen her şeyi bırakıp tüm dikkatlerini bu adama yoğunlaştırmaları emredildi. Majesteleri’nin hükümetinin Sparhawk denen şahıs hakkında bilgi edinmesi gerekliydi. Eosia’dan raporlar gelmeye başladıkça, İmparatorluk Meclisi, Sparhawk’m karmaşık parçalardan oluşan resmini netleştirmeye başladı: dış görünüşü, kişiliği ve geçmişi. Sör Sparhawk’m Elene Kilisesi’nin yarı dini tarikatlarından birinin üyesi olduğunu öğrendiler. Bu kendine has tarikattan “Pandion Şövalyeleri” diye bahsediliyor. Uzun boylu, orta yaşlarının başında, yüzünde yara izleri olan ince yapılı biriydi, keskin zekâlı, dik kafalı ve hatta sert tavırlı. Elene Kilisesi’nin Şövalyeleri korkunç savaşçılardır ve Sör Sparhawk şampiyonlar sıralamasının en önlerinde gelir. Eosia kıtası tarihinin dört Kilise Şövalyeleri tarikatının kurulduğu dönemindeki koşullar, öylesine umutsuzdu ki, Eleneler geleneksel önyargılarını bir kenara koyarak bu Askeri Tarikatların, Styricum’un gizli bilimlerini öğrenmelerine izin vermişlerdi; yaklaşık beş yüz yıl kadar önce yapılan Birinci Zemoch Sa-vaşı’nı kazanmalarına yardım eden şey, Kilise Şövalyeleri’nin bu sanatlardaki yetenekleriydi. Sör Sparhawk’in, imparatorluğumuzda benzeri bulunmayan bir mevkisi vardır: Elenia krallığırun kraliyet ailesinin kalıtsal “şampiyonu”. Batı Elenelerin artık kullanılmayan sözlerle dolup taşan bir şövalye kültürleri var. “Meydan Okumak” (aslmda teke tek dövüşe davet) bir şekilde onurunun lekelendiğini hisseden soylular arasındaki geleneksel bir tepkidir. Devletin başındaki hükümdarların bile bu Meydan Okumalara cevap verme gerekliliğinin dışmda tutulmaması çok şaşırtıcıdır. Çeşitli çabuk öfkelenen kişilerin küstahlıklarına karşılık verme sıkıntısından kurtulmak için Eosia hükümdarları bazı çok yetenekli (ve genellikle korkulan) savaşçıları, kendilerine vekil atadılar. Sör Sparhawk’in doğası ve ünü öylesine meşhurdur ki Elenia krallığmdaki en kavgacı soylular bile iyice düşündükten sonra gerçekten hakarete uğramadıklarını fark ederler. Sör Sparhawk’in yeteneği ve serinkanlı kararlarına çok güvenilir ve eski bir geleneğe göre, kötü bir şekilde etkisizleşmiş rakip, teslim olup meydan okumasını geri çekerek hayatmı kurtarabileceği için Sparhawk bu karşılaşmalar sırasında nadiren birini öldürmek zorunda kalmıştır. Babasımn ölümünün ardından Sör Sparhawk, görevi devralmak için kendini bugünkü kraliçenin babası olan Kral Aldreas’a takdim etti. Ama Kral Aldreas zayıf bir hükümdardı, kız kardeşi Prenses Arissa’nm ve onun gizli sevgilisi ve aynı zamanda kadının piç oğlu Lycheas’ın babası olan Cimmura Piskoposu Annias’m etkisi altındaydı. Eleina’nm gerçek yöneticisi olan Cimmura Piskoposu’nun, Kutsal Şehir Chyrellos’da bulunan Elene Kilisesi patriklik tahtına oturma umutları vardı ve saraydaki sert, erdemli Kilise Şövalyesi’nin varlığı canını sıkmaya başlamıştı. Böylece Kral Aldreas’ı, Sör Sparhawk’i Rendor Krallığına sürgüne göndermeye ikna etti. Zaman içinde Kral Aldreas da rahatsızlık verici bir hale gelince Piskopos Annias ve prenses onu zehirledi, böylece Aldreas’ın kızı, Prenses Ehlana tahta çıktı. Genç olmasına rağmen, Kraliçe Ehlana daha çocukken eğitimini Sör Sparhawk’tan almıştı ve babasından çok daha güçlü bir hükümdardı. Böylece o da kısa süre içinde piskopos için sıkıntı kaynağı olmaya başlamıştı. Sonunda kraliçeyi de zehirlemiş ama Sör Sparhawk’in Pandion dostları, Sephrenia adında bir Styric kadın olan, gizli sanatlar öğretmenlerinin yardımıyla kraliçeyi bir kristalin içine kapatıp hayatta kalmasını sağlamışlardı. Böylece, Sör Sparhawk sürgünden dönene dek yaşamıştı. Askeri Tarikatlar, Cimmura Piskoposu’nu Patriklik tahtmda görmeyi arzulamadıkları için, Kraliçe Ehlana’yı sağlığına kavuşturabilecek bir tedavi ya da bir panzehir bulma arayışına giren Sör Sparhawk’a yardım etmek üzere diğer üç tarikat kendi şampiyonlarını yolladılar. Kraliçenin geçmişte Annias’m hazineye el uzatışım engelleyişi yüzünden Kilise Şövalyeleri, o iyileştiğinde Annias’m adaylığını sürdürmek için ihtiyacı olan parayı almasına karşı çıkacağını düşünmüşlerdi. Annias, Martel isimli dönek bir Pandion’la işbirliği yaptı ve bu Martel denen kişi, tüm Pandionlar gibi Styric büyülerini kullanmakta yetenekliydi. Sparhawk’m yoluna hem gerçek hem de doğaüstü engeller çıkardı ama sonunda Sör Sparhawk ve arkadaşları Kraliçe Ehlana’nm sadece “Bhelliom” diye bilinen büyülü bir nesneyle iyileşebileceğini keşfetmeyi başardılar. Batı Eleneler tuhaf insanlardır. Dünyevi konularda bazen bizi geçecek kadar bilgilidirler ama büyünün çok dehşet verici biçimleri hakkında neredeyse çocuksu inançları var. Bize bu “Bhelliom”un, çok eski ve uzak geçmişte büyük zahmetlerle gül şeklinde yontulmuş çok büyük bir safir olduğu söylendi. Eleneler, onu yontan zanaatkarın bir Troll olduğunda ısrar ediyorlar. Bu saçmalık üzerinde durmayacağız. Sonunda, Sparhawk ve arkadaşları birçok engeli aşarak o özel tılsımı elde edebildiler ve (iddialarına göre) mücevher Kraliçe Ehlana’yı iyileştirmeyi başardı - bununla beraber, öğretmenleri Sephrenia’nm yardım almadan bu işi başardığı ve Bhelliom’un işlevinin, kendini Batı Elenelerin katı yobazlığından korumak için uydurduğu bir araç olduğu hakkında güçlü şüpheler vardır. Patrik Cluvonus öldüğünde, Elene Kilisesi Hiyerarşisi, halefin “seçimi”ne katılmak için Chyrellos’a yolculuk yaptı. (Seçim tercih belirtmeyi içeren tuhaf bir uygulamadır. Akranlarının çoğunluğunun onayım alan adayı konuyu içeren konuma yükseltir. Bu, şüphesiz, doğal olmayan bir uygulama ama Elene ruhban sınıfı görünüşte bekâr olduğu için Patriklik’in kalıtsal olabilmesi çok rezil bir yöntem olurdu.) Cimmura Piskoposu, Hiyerarşi tartışmaları sırasında onu tercih etmeleri için oldukça çok sayıda yüksek seviyeli din adamına rüşvet vermişti ama gerekli çoğunluğa ulaşamadı. İşte tam o anda, şu yardakçısı, daha önce bahsedilen Martel, Hiyerar-şi’yi paniğe sürükleyerek Piskopos Annias’ı seçtirmek umuduyla Kutsal Şehre bir saldırı yönetti. Sör Sparhawk ve sınırlı sayıdaki Kilise Şövalyesi, Martel’i Hiyerarşi’nin toplandığı Bazilika’dan uzak tutmayı başardı. Bununla beraber, Chyrellos’un büyük bir bölümü çarpışmalar boyunca ağır bir şekilde zarar gördü. Durum kriz boyutlarına ulaştığında, kuşatma altındakilere batı Elene krallıkları ordularından oluşan bir yardım geldi. (Elene siyasetinin güçlü olduğuna dikkat çekilir.) Cimmura Piskoposuyla dönek Martel arasındaki bağlantı ve ikisinin Zemoch’lu Otha ile gizli anlaşması gün ışığına çıktı. Adamın kalleşliği yüzünden öfkelenen Hiyerarşi adaylığını geri çekti ve onun yerine Demos Başpiskoposu olan Dolmant’ı seçti. Dolmant, becerikli biri gibi görünüyor ama bu konuda emin olmak için erken. Eleina Kraliçesi Ehlana bir çocuk sayılır ama güçlü, iradeli ve cesaretli bir genç kadın olduğu izlenimi verdi. Ondan en az yirmi yaş büyük olmasına rağmen, uzun süredir gizlice Sör Sparhawk’i seviyordu ve iyileşmesinin hemejı ardından ikisinin nişanlandıkları ilan edildi. Dolmant’m Patrikliğe seçiminin ardından evlendiler. Tuhaf ama Kraliçe yeteri kadar otoriteye sahip gözükse de, Sör Sparhawk’in iç meseleler kadar devlet işlerinde de oldukça etkisi olduğunu düşünmemiz gerekir. Zemoch İmparatoru’nun Elene Kilisesi’nin içişlerine karışması, şüphesiz bir casus düzeneği idi; Kilise Şövalyeleri’nin yönetimindeki batı Eosia orduları sınırda harekete hazır bekleyen Zemoch güruhlarını karşılamak için Lamorkand’m üzerinden doğuya doğru yürüyüşe geçti. Uzun süredir korkulan İkinci Zemoch Savaşı başlıyordu. Bununla beraber, Sör Sparhawk ve yoldaşları savaş alanının kargaşasından kaçınmak için kuzeye at sürdüler ve ardından doğuya yönelip kuzey Zemoch dağlarını geçerek gizlice Otha’nm başkenti Zemoch’a doğru yollarına devam ettiler, elbette Annias ve Martel’in peşindeydiler. İmparatorluğun batıdaki ajanları, ellerinden geleni yapmalarına rağmen, Zemoch’da olanları tam olarak ortaya çıkarmakta başarılı olamadılar. Annias, Martel ve hatta Otha’nm da orada yok edildikleri oldukça kesin ama tarihin akışı içinde pek önemli bir yerleri de yok. Çok daha önemli olan şey, Otha ile Zemochlarınm arkalarındaki itici güç olan Styricum’un Yaşlı Tanrısı Azash’m da yok edilmesi ve Sör Sparhawk’m da bundan sorumlu olduğu yadsınamaz bir gerçek. Zemoch’da yayılan büyünün seviyesinin bizim algımızın ötesinde olduğunu ve Sör Sparhawk’m elinde daha önce hiçbir ölümlünün sahip olmadığı güçler olduğunu kabul etmek zorundayız. Karşılaşmada ortaya çıkan güç seviyesinin bir delili olarak, Zemoch şehrinin tartışma sırasında tamamen yok olduğunu belirtmemiz yeterli. Styric Zalasta’nın haklı olduğu açıkça ortadaydı. Kraliçe Ehla-na’nın Naip Prensi Sör Sparhawk, tüm dünyada Tamuli’deki krizle başa çıkabilecek tek kişiydi. Ne yazık ki Sör Sparhawk Tamul İmparatorluğu’nun bir vatandaşı değildir ve bu yüzden imparatorluk başkenti Matherion’a gelmesi emredilemez. Majesteleri’nin hükümeti bir kararsızlık içindedir, imparatorun Sparhawk üzerinde hiçbir otoritesi yoktur ve gerçekte sıradan bir vatandaş olan bir kişiden yardım almak zorunda kalmak düşüncesi bile hoş olmayacak seviyede gurur kırıcı olacaktır. İmparatorluğun durumu her geçen gün daha kötüye gidiyor ve Sör Sparhawk’m müdahalesine olan ihtiyacımız giderek artıyor. Eş değerdeki bir başka acil durum da imparatorluğun saygınlığını devam ettirmenin kesin gerekliliği. İkileme bir çözüm getiren kişi Dışişleri’nin en parlak diplomatı olan Birinci Sekreter Oscagne’dır. Ekselansları’mn parlak diplomatik oyununu sonraki bölümde uzun uzun tartışacağız. Birinci Kısım Eosia Birinci Bölüm BAHARIN ilk günleriydi ve yağmur hâlâ kışın soğuğunu taşıyordu. Yumuşak, gümüşi incecik bir çisenti karanlık gökyüzünden düşüyor, Cimmura’mn kapalı nöbetçi kulelerini sarmalıyor, geniş kapının her iki tarafındaki meşaleleri cızırdatarak kapıya doğru uzanan yolun taşlarını parıltılı bir siyaha dönüştürüyordu. Yalnız bir binici şehre yaklaşmaktaydı. Kalın bir gezgin pelerinine sarınmış, uzun burunlu, tatsız bakışlı koca gözleri olan iri ve aşırı tüylü, kırçıl bir ata biniyordu. Gezgin iriyarı bir adamdı, heybetli, sağlam kemikli ve adaleliydi. Siyah saçları dağınıktı ve burnu bir zamanlar kırılmış olmalıydı. Atını rahat ama eğitimli bir savaşçıya özgü bir dikkatle sürüyordu. Şehrin doğu kapısına yaklaştıklarında iri kırçıl dalgınca ürperip uzun tüylerinin üzerindeki damlaları silkeledi ve surun tam dışındaki meşale ışığının parlak kırmızı çemberinin içinde durdu.

Description:
Her şey, Daresia kıtasında sıradan bir kargaşa olarak başladı ve hızla tüm dünyaya yayıldı. Krallar ve İmparatorlar, karşılarındaki düşmanın kimliğini öğrenmeye çalışırken çağlar öncesinden kalma kahramanlar ve tutkular, yeniden ortaya çıkarak çevrelerine ölümün ve
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.