ebook img

SUAL: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah cc ne PDF

29 Pages·2017·12.23 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview SUAL: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah cc ne

M e y v e Fikir, İlim ve Kültür Dergisi Yıl: 01 Sayı: 04 SUAL: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah c.c. ne fiyat istiyor? 4 İşimize Bakalım 7 Kışın Bitkiler Yapraklarını Neden Döker? 10 Her Hasta Bir Hikayedir 17 Hedef Belirleme, Eğer İnsan İsen Bir Hedefin Olmalı 21 Kontrol Sistemleri Açısından Tevhid Hakikatı Meyve Dergisi 3 Ayda Bir Yayınlanan Periyodik Fikir, İlim ve Kültür Dergisi. Meyve Yürütme Kurulu Dergisi Prof. Dr. Cuma YILDIRIM Yıl: 01, Sayı: 04 Prof. Dr. Metin ERTUNÇ İmtiyaz Sahibi Prof. Dr. Metin BÜLBÜL Akademik Düşünce ve Araştırmalar Prof. Dr. Bahri KARLI Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet ÖZEN Prof. Dr. Cuma YILDIRIM Prof. Dr. Adem TATLI Editör, Dizgi ve Tasarım Prof. Dr. M. Kemal ÖZSOY Prof. Dr. Ersan ÖZ Prof. Dr. Mahmut DOĞAN Danışma Kurulu Prof. Dr. İshak ÖZGEL Prof. Dr. Şener DİLEK Prof. Dr. Murat SARICIK Prof. Dr. Cuma YILDIRIM Prof. Dr. Fahrettin ÖNDER Prof. Dr. Metin ERTUNÇ Prof. Dr. Fatih SATIL Prof. Dr. Metin BÜLBÜL Prof. Dr. Hikmet ORHAN Prof. Dr. Bahri KARLI Doç. Dr. Fazlı ERGÜL Prof. Dr. Mehmet ÖZEN Doç. Dr. Cihat YAŞAROĞLU Yrd. Doç. Dr. Emre AYHAN Dr. İdris GÖRMEZ ISBN: 978-605-82326-0-0 Makalelerinizi [email protected] adresine gönderebilirsiniz. Dergimizde yayınlanan yazılar ve kişilerin yapmış olduğu yorumlar kişilerin kendi yorumu olarak değerlendirilmeli; mihenge vurulmalı, sadece şahsi bir yorum olduğu bilinmelidir. 2 Meyve Dergisi Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah c.c. ne fiyat istiyor? Elcevap: Evet, o Mün'im-i Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta "Bismillâh" zikirdir. Âhirde "Elhamdü lillâh" şükürdür. Ortada, bu kıymettar harika-i san'at olan nimetler Ehad, Samed'in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zahirî mün'imleri medih ve muhabbet edip Mün'im-i Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir. Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen, Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle, vesselâm. Sözler 3 Meyve Dergisi İ şimize Bakalım Prof. Dr. Alaaddin BAŞAR Zengin olmak meşru ve bunun yolu her haşredilecektir." Hadis-i Şerifindeki müjdeye Müslümana açık. Ama, umulan netice elde dahildir. edilemediğinde, hırs ile yahut servet Veya, gayr-i meşrudur, haksızdır, düşmanlığıyla ruha azap çektirmenin de bir üzerinde zulüm damgası vardır. Hz. mânâsı yok. Rahatın yolu "kısmete rıza"dan Mevlânâ’nın, "Zalimlerin malları uzaktan geçer. Servetin huzur getireceği şüphelidir, güzel görünür, ama hakikatte mazlum kanıdır, ama servet düşmanlığının insanı rahatsız vebalidir" dediği türdendir. ettiği açıktır. Kazanç meşru ise sahibine Böyle bir duruma düşmemek düşman olunmaz, gayr-i meşru ise için, serveti Müslümanca ona heveslenilmez. Her iki halde değerlendirmek, ona İslâm’a de bizim başkalarıyla fazla göre bakmak gerekir. “Kıskançlık ve hasedin işimiz yok demektir. Kendi İslâm’da ferdî mülkiyet işimize bakmak, hem sebebi: Bir tek şeye çok hakkı, meşru yoldan dünyevî, hem uhrevî kazanılması şartıyla kabul saadetimiz için büyük bir eller uzanmasından ve edilmiş, ihtikâr, hileli satış, gayretin içinde bulunmak kumar, hırsızlık, zorbalık, durumundayız. bir tek makama çok kısacası kul hakkının her Bir hikmet ehli şöyle nevi gasbı haram gözler dikilmesinden ve diyor: kılınmış. bir tek ekmeği çok “Sadece kendi işine Zaten zarurî ihtiyaç dalmış birisi, haset maddeleri, su, ateş, boş mideler istemesinden edecek birşey bulamaz. otlakiye ferdî Çünkü, haset insanı mülkiyetten hariç müzaheme, münakaşa, avare eden bir ihtirastır. tutulmuş. müsabaka sebebiyle Evde tutacağına sokak Zekât İslâm’ın beş sokak gezdirir.” şartından birisi olmuş; gıptaya, sonra Âdem’e Secde ve Haset sadaka ve ihsan daima kıskançlığa düşerler.” teşvik edilmiş. Şu koca kâinat şu âciz Âdemoğlunun hizmetine “...Uhud dağı kadar mala Lemalar verilmiş. Ve insan, büyük bir sahip olsaydım, Allah yolunda İlâhî ihsan olarak arza halife sarfederdim. Ölürken iki kiret kılınmış. (dirhemin onikide biri) dahi bırakmama gönlüm razı değil.” Âdem’e secde hâdisesi bu İlâhî Hadis-i Şerif Meali takdirin meleklere ilân edilmesidir. Ve en önemlisi: "İsraf haram kılınmış". Bazı büyük velîler, keşiflerine dayanarak, Bir zengin, bütün bu esaslara tam Âdem’e secde etmeleri emredilen meleklerin, tamına riayet ediyorsa, hayırlı bir insandır ve "insanın hizmetine verilen varlıkların müekkel cemiyete hizmet yolundadır; etmiyorsa melekleri" olduğunu söylerler. Ve, meselâ, kendini aldatmakta, ebedî saadetiyle arşa müekkel meleklerin Âdem’e secde oynamaktadır. teklifine muhatap olmadıklarını beyan Servet ya meşrudur, alınterinin, gayretin ederler. Buna göre, bir mahlûk insanın emrine mahsulüdür, "Doğru ve dürüst tacir, kıyamet verilmişse, ona müekkel olan melekler, bir gününde sıddıklar ve şehitlerle beraber bakıma, Âdem’e secde hâlindedirler. 4 Meyve Dergisi Malûmdur ki, Âdem’e secde bir İlâhî emirdir; Şeytan, Âdem babamıza üstünlük tasladı; ona Âdemoğlunun melekler ve cinler üzerindeki haset etti ve kibirlenerek secde emrini yerine üstünlüğünün ilânı yanında melekler için de getirmedi. Sonunda lânetlendi ve huzurdan bir ibadet teklifidir. Allah kime ve neye secde kovuldu. edilmesini emretse O’nun kulları ona secde Demek ki, Âdemoğluna haset etmek ve ona etmekle mükelleftirler. Bu secde gerçekte karşı kibirlenmek şeytanî bir sıfattır. Böyle Allah’a yapılmıştır. Biz de namaz kılarken yanlış bir yola girersek, şeytana arkadaş kıbleye döneriz. Eğer Kâbe’nin yanında isek, olmamızdan korkulur. yüzümüzü ona çevirerek ibadetimizi yapar, secdeye kapanırız. Bu secdemiz görünüşte Bu mesele üzerinde ne kadar hassasiyet Kâbe’ye, hakikatta Allahadır. gösterilse yeridir. 5 Meyve Dergisi Kışın Bitkiler Yapraklarını Neden Dö ker? Prof. Dr. Fatih SATIL Yaprakların, ilkbahar ve yaz boyunca Bu hakikat Risale-i Nur’da şu şekilde izah yaptığı onca hizmetten sonra, düşüp edilmektedir: “Evet rahmetin erzak çürümesi, ağaçlar için bir zorunluluktur ve hazinelerinden olan bir şecerenin (ağaçların) birçok hikmet ve gayelerle yüklüdür. uçlarında ve dallarının başlarındaki meyveler, Bitkilerin, özellikle de geniş yapraklı bitkilerin çiçekler, yapraklar ihtiyar olup, vazifelerinin sonbaharda yaprak dökmesi, bir nevi "kışa hitama ermesiyle gitmelidirler. Tâ, hazırlık" faaliyetidir aslında. arkalarından akıp gelenlere kapı kapanmasın. Yoksa rahmetin vüs'atına (genişliğine) ve sair Yapraklarda Kışa Hazırlık ihvanlarının (kardeşlerinin) hizmetine Yaprak dökümü öyle basit bir hadise değildir. sed çekilir. Hem kendileri, gençlik zevaliyle hem Yaprak dökümünden önce her yaprak içinde zelil, hem perişan olurlar” oldukça karmaşık bir dizi biyokimyasal işlem Yaprak Dökülmesi Nasıl Gerçekleşir? gerçekleşir: “Maksimum iktisat prensibi” çerçevesinde yapraktaki protein ve Yaprak dökümü, her yaprağın sapı ile dal karbonhidrat gibi kullanılabilir maddeler arasındaki bölgede meydana gelen son bitkinin gövdesine tekrar geri gönderilerek derece karmaşık olaylar sonucunda ortaya depolanır. Böylece dökülecek olan yaprakla çıkar: birlikte bu maddeler boş yere harcanmamış Yapraklardaki yaşlanmanın ilk işaretlerinden ve ilkbaharda yeni filizlenecek yaprak ve biri, yapraklarda Absisik asit (ABA) ile Etilen sürgünlere gıda kaynağı temin edilmiş olur. hormonunu üretiminin başlamasıdır. Bir süre Yapraklardaki su ve besinler gövdeye sonra, bu hormonlar yaprak sapının dala çekildikten sonra yapraklar kurumaya ve bağlandıkları bölgedeki hücrelerde bir dökülmeye başlar. Eğer bu ön hazırlıklar değişime neden olur ve bu bölgede küçük yapılmamış olsaydı, soğuk kış şartlarında hücreler oluşmaya başlar. Aynı zamanda bu yaprakların içerisinde kalan su ve glikoz gibi hücrelerde parçalayıcı enzimler üretilmeye besinler donarak bitkilerde ölümcül zarara başlar. İlk olarak selüloz enzimleri hücre neden olabilirdi. Yaprakların dökülmesiyle çeperlerini parçalar. Daha sonra pektinaz kışın sert rüzgârları karşısında bitkinin zarar enzimleri hücreleri birbirine bağlayan pektin görmesi engellenmiş, ayrıca karlı dönemlerde tabakasını parçalar. dalların kar yükü ile kırılmasının da önüne geçilmiş olur. Resim 1. Yaprağın Gövdeden Ayrılması 6 Meyve Dergisi Tüm bu olaylar sonucunda yaprak olaylar, dökülen tek bir yaprağın bile boşuna sapının dala bağlandığı yerde bir ayırma yaratılmadığını göstermekte ve bizlere bölgesi meydana gelir. Sonunda, yalnız orta Kur’anı Kerim’deki “Onun ilmi dışında bir damar sayesinde dala bağlı olan yaprak hafif yaprak dahi düşmez” (En’am 59) ayetini bir rüzgar ya da titreşim sonucu kopar. hatırlatmaktadır. Sonsuz ilim ve hikmet sahibi yaratıcının izni Her sonbaharda şahit olduğumuz ile yaprak sapı ile gövdenin ayrılma noktası yaprak dökümü, bizlere ihtiyarlığı ve ölümü etrafındaki hücrelerde; su kaybını ve hatırlattığı gibi, yeryüzündeki hayatın mikroorganizma salgınını önlemek amacıyla devamlılığı açısından da ekolojik ve biyolojik hemen mantar tabakası gelişir ve açılan yara hikmetler taşımakta ve hiçbir şeyin gayesiz kapatılır (Resim 1). olmadığını düşündürmektedir. Görüldüğü gibi bir yaprağın dökülmesi KAYNAKLAR tesadüfen meydana gelen basit bir olay Kocaçalışkan, İ. Bitki Fizyolojisi, Nobel Yayınevi, 2008. değil, planlı gerçekleşen ve hala tam olarak açıklanamayan bir seri fizyolojik ve biyokimyasal olaylar zinciridir. Tüm bu 7 Evet, gözleri açan, yalnız nücûm- u Kur'âniyedir. Öyle nücum-u sâkıbedirler ki, cehlin zulmünü ve nazar-ı sathînin zulümatını def ettikleri gibi; âyât-ı beyyinat, yed-i beyzâ ile, ülfet ve sathiyetin hicaplarını ve zahirperestliğin perdesini parça parça ederek, ukulü, âfâk ve enfüsün hakaikine tevcih edip irşad etmişlerdir. Muhâkemat Meyve Dergisi Her Hasta Bir Hikayedir Prof. Dr. Cuma YILDIRIM …. cesurca yüzleşmesi gerektiğini söyledi: 1) Acıyı asla ortadan kaldıramayacağız, 2) Bütün En iyi hikâyeleri ölüler anlatır. hastalıkları tedavi edemeyeceğiz, 3) Mutlaka Ölülerin anlattığı hikâyeler. öleceğiz. İnşirah suresi gibi insanı ayartır. Öte yandan insanoğlu var olduğu günden beri bir şekilde hasta ve hastalıklarla … uğraşmaktadır. Sağlık sektörü en çok yatırım (Didem Madak) yapılan ve en çok para kazanılan alanlardan birisidir. Ölümsüz olmak her asırda ve her Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1948 yılında yerde insanoğlunun hayallerini süslemiştir. sağlık kavramını “fiziksel, zihinsel ve sosyal Ölüme çare yoktur. Bizler sağlık çalışanları açılardan tam bir iyilik hali” olarak olarak belki ölüme çare bulamayacağız. Ancak tanımlamıştır. elimizdeki imkânlarla belki ölüme geçici bir hayat rengi verebiliriz. … Tarih boyunca sağlık ve hastalık hep Hastalık, normalden sapma durumudur. insanlığın en önemli gündemlerinden birisi Çünkü hastalık durumunda birey, normalde olmuştur. Hele de ölümle sonuçlanabilecek (sağlıklıyken) yerine getirmesi gereken rolleri bir hastalık ya da yaralanma durumunda iş yerine getiremez. İnsanlar bazen toplumsal daha da popüler hale gelmiştir. rollerin yarattığı baskıdan ve rollerinden kaçmak istediklerinde de gönüllü olarak Evet… Büyücüler, din adamları ve hasta rolüne bürünebilirler. doktorlar... Her üç meslek grubunun da yolları tarih boyunca sık sık kesişir. Bazen büyücüler Buna göre hastalık sadece fiziksel bir varlık doktorluk yapmış, bazen din adamları değil, toplumsal bir olgudur. Bireyler, doktorluk. Bazen da doktorlar din adamı ya gündelik yaşamda uymaları beklenen da büyücü olmaya yeltenmişler. Çoğu defa da normlara uymak istemedikleri ya da genel büyücüler ve din adamlarının bu tür kültürel ölçütlere ulaşamadıkları zaman müdahaleleri bir otorite ve güç gösterisi ‘Hasta’ rolüne girerek bu rollerden ve olarak kullandıklarını söylesek yalan olmaz. beklentilerden kaçabilirler. Hasta Rolü, bu role giren kişiye toplum tarafından verilen Bunun izlerini günümüzde de görmek tepki üzerinden tanımlanır. Yani kişi, ancak, mümkündür aslında. İnsanlar bazen din toplum onu meşru olarak hasta kabul ederse adamlarından şifa talep ederken bazen da hasta sayılır. doktorlardan daha doğrusu sağlık sisteminden ‘İmkansızı başarma, olmayanı var Parsons, hasta olmanın öncelikle biyolojik ya etme’yi talep etmektedirler. Sağlık da psikolojik bir durum değil, bir toplumsal sağlayıcılara özellikle de doktorlara bazı rol olduğu, insanların hastalıkları hakkında mistik güçler yüklemekte ya da seçim yapabildikleri, hastalığa istemektedirler. bürünebildikleri sonucuna ve ‘Hasta Rolü’ kavramını geliştirmiştir. Geldiğimiz noktada sağlık sistemi ile hasta ya da hasta yakınlarının anlaşamadığı bir nokta Buna göre sağlık değerli bir toplumsal da bu aslında... Hali hazırda doktorlardan kaynaktır. Bireysel başarıda, toplumsal istenen biraz büyücülük... Biraz da din düzenin uygun şekilde işlemesi de sağlığa adamlığı... Yani imkansızı başarmak... Ya da dayanmaktadır. şapkadan tavşan çıkarmak... Aslına bakarsanız Ivan Illich 1970’lerde insanın halis erdem bu bile büyü değil. Bir nevi ilüzyon… Yani algı sahibi olabilmesi için şu üç temel gerçekle yanılgısı… 9 Meyve Dergisi Hastalıkların düzelmesi ya da şifa elde etmek yerleştirdi. Ellerini ellerinin, gözlerini gözlerinin için doktorlardan istenen din adamı ya da ve ağzını ağzının üzerine koydu ve çocuğun büyücü olma talebinin altında aslında asıl şifa vücudu sıcak oldu. O önce çocuğun üzerine kaynağı olan yüce yaratıcıdan bir nevi torpil monte edilmiş gibi eğildi. Sonra kalktı ve odada isteme talebi… Halihazırda günümüzde de bir yürüdü. Bunun üzerine çocuk yedi kez hapşırdı çok afsuncu üfürükçü ya da cinci hocaların gözlerini açtı. "(2 Kings, iv, 34). şifacı olarak çalışmalarının bir nedeni de bu Kur’an-ı Kerimde de bu konuda ayetlere değil midir sonuçta... Ya da belki de bizim rastlamaktayız. işimizi tam olarak yap-a-mamamız (!) ya da kendimizi belki de iyi anlatamamızdır… Kim Kıyame suresi 26-30: Hayır hayır, ne zaman ki bilir… can köprücük kemiklerine dayanır. "Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. Can çekişen HİKAYE-HİKAYELEŞTİRME VE ACİL SERVİS bunun o ayrılık anı olduğunu anlar. Bacak ÖYKÜLERİ bacağa dolaşır. İşte o gün sevk, ancak Tarih boyunca öyküleştirme toplumda önemli Rabbinedir. bir öğreti aracı olarak kullanılmıştır. Bu *** sayededir ki sözlü kültür dilden dile, nesilden nesile devredilmiştir. Halk hikayeleri önceki Hastalıktan neden korkarız? Hayat kalitemizi devirlerde bilgi, görgü, zevk, eğlence, eğitim, düşürür. Günlük hayatımızı etkiler, engeller. düşmanlık, nefret, dostluk, yardımlaşma, Sonunda ölüm olabilir. Ya da insana ölümü tecrübe ve davranış gibi faktörler hatırlatır. Ancak günlük hekimlik pratiğimiz bakımından, insanların hayatlarında önemli bizlere göstermiştir ki hastalanan değil eceli bir paya sahiptir, yani Türk sosyal hayatında, gelen ölür. Lüzumsuz merak hastalığı artırır. inançtan günlük pratiklere kadar vazgeçilmez Merakın kendisi de bazen hastalıktır. önemi haizdir. Bizler hayatımızın bir kader çizgisi ile tayin Bizler aşklarımızı, dostluklarımızı, edildiğine inanırız. Bu noktadan bakıldığında düşmanlıklarımızı, hastalıklarımızı hasılı her kaderimizde olan bir hastalığı ya da şeyimizi hikayeleştirerek anlatırız. Halk yaralanmayı yaşamamamız için herhangi bir arasında öğretilerin çoğu öykü tarzında engel yoktur. Kaderde olan bir olayı olmaktadır. Bizler davranış kalıplarımızı ve yaşadığımızda bu artık “Kaza” olmuş olur. sözel kültürümüzü birçok konuda olduğu gibi Ancak bu kaza günlük hayatta kullandığımız sağlıkta da hikayelerle anlatırız. Nitekim anlamda değildir. Kaza, kaderde yazılı olan bir hikayeleştirmek önemli bir öğreti şeklidir. olayın şahadet aleminde yaşanması, vuku Dolayısıyla hastalıklar hayata, hayat öykülere bulmasıdır. dönüşür. Bu hikayeler dilden dile diyardan Kaderde olan bir olay bazen herhangi bir diyara dolaşır. nedenle ertelenir ya da iptal olabilir. Buna *** “Ata” denir. Aslında sağlık sistemi ve hekimlik bu noktada devreye girer. Kaderde Milattan önce 3000’li yıllarda Mayan yazılı bir olay şehadet alemine çıkarken hiyeroglifları ve Perulu İnkaların ölen herhangi bir nedenle ertelenir ya da iptal insanlara makattan sıcak hava vererek tekrar edilir. Örneğin siz yolda giderken bir taş canlandırmaya çalıştıklarını bilmekteyiz. ayağınıza çarpacak ve yaralanacaksınız. Öte yandan her türlü dini kaynak hastalık ve Sizden 10 dakika önce bir hayır sahibi o taşı ölüm hakkında öğretiler barındırmıştır. kaldırıp kenara koydu ve siz yaralanmadınız. Nitekim acil serviste yaptığımız yeniden Ya da kalp krizi geçiriyorsunuz. Kaderinizde o canlandırma işlemlerine ilk referansa İncil’de gün ölmek var. Ancak ambulans zamanında rastlamaktayız. geliyor. Hastanede iyi bir müdahale Bir Shunemite çiftin bir çocuk bir baş ağrısı geçiriyorsunuz ve hayatınıza devam şikayeti ve öldü. Peygamber Elisha dua etti ve ediyorsunuz. İşte bu noktada doktor ya sonra: "... Kendi yüzünü çocuğun yüzüne hikayenin bir parçası olur ya da başkahramanı. 10

Description:
Bir sabah bir klasör tapu ile geldi. “Evladım oğlum zengin. Bak bir .. sayıda sinaptik birleşme adı verilen sinirsel bağlar kurulmaktadır. Sinir hücreleri
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.