ebook img

SOYKIRIM TAC RLER VE GER EKLER PDF

512 Pages·2014·5.85 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview SOYKIRIM TAC RLER VE GER EKLER

I DERİN YAYINLARI: 128 II DERİN YAYINEVİ Molla Fenari Sokak, Der Han 40-42, 34410 Cağaloğlu – İSTANBUL. Tel: (0212) 527 01 65 – 511 51 90 Belgegeçer: (0212) 511 47 76 www.deryayinevi.com e-posta:[email protected] / [email protected]  Derin Yayınları Der Yayınevi'nin tescilli bir markasıdır.  YAYIN NO: 128  Basım: Eren Ofset. Topkapı-İSTANBUL.  ISBN 978-9944-250-35-1  © DERİN YAYINLARI - 2008 Copyright © Bu kitabın, Türkiye’de yayın hakları Derin Yayınları’na aittir. Her hakkı saklıdır. Yayınevimizden yazılı izni alınmadan kısmen veya ta- mamen alıntı yapılamaz. Hiçbir şekilde kopya edilemez; fotokopi, faksimile veya başka bir şekilde çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. III Oğlum Kâzım‟a ve “doğru olanları” savunanlara! IV ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ .......................................................................................................... IX YAZARIN ÖN YAZISI .................................................................................... XI 1. BÖLÜM: TARĠHÎ ĠDDĠALAR (Toprak sahipliği vb iddialar) ........................ 1 2. BÖLÜM: OSMANLILARIN MĠLLETLERE DAVRANIġLARI ..................... 7 3. BÖLÜM: DOSTANE ĠLĠġKĠLER (Osmanlının, Ermeni ve Yahudilerle dostlukları) ....................... 15 4. BÖLÜM: ĠSYAN EDEREK MASUMĠYET ve SADAKAT ARZI ................ 19 5. BÖLÜM: HARĠKA MĠSYONERLER ........................................................ 27 6. BÖLÜM: YOBAZLIK ve ANARġĠ ĠÇĠN ĠLÂHĠYAT .................................. 45 7. BÖLÜM: GERÇEKLERĠN SAPTIRILMASI DÜġMANLIK YARATIR ..... 53 8. BÖLÜM: FĠTĠLĠ ALINMIġ OTONOMĠ (Amaç mı, bahane mi?) ................ 63 9. BÖLÜM: MEZALĠM ve GADDARLIK – Van ve diğerleri ....................... 69 10. BÖLÜM: SAVAġ MEYDANLARINDA (Sarıkamış, Çanakkale, Süveyş) ............................................. 89 11. BÖLÜM: PETROL SAHALARININ HÜRRĠYETĠ .................................... 95 12. BÖLÜM: PARA OLMADAN PARA ĠÇĠN SAVAġMAK .......................... 99 13. BÖLÜM: ORDULAR ve SĠLAHLARI ................................................... 109 14. BÖLÜM: GEÇĠCĠ ĠSKÂN ve TEHCĠR (Varışlar – Kayıplar – Çelişkiler)............................................ 133 15. BÖLÜM: NÜFUS SAYIMLARINDA ÇELĠġKĠLER – MATEMATĠKSEL TAHMĠN ................................................... 149 16. BÖLÜM: PROPAGANDA ÜRÜNLERĠ (Mavi Kitap, Morgenthau‟ın Hikâyesi, Basın) ........................ 157 17. BÖLÜM: TARĠHĠ SAPTIRMAK ĠÇĠN ĠSPATLANMIġ SAHTEKÂRLIKLAR ............................................................. 193 18. BÖLÜM: HAYIR ve YARDIM KURUMLARI HAKKINDA .................... 207 19. BÖLÜM: AÇLIK ve SALGIN HASTALIKLAR ..................................... 223 20. BÖLÜM: ERMENĠ CUMHURĠYETĠ (Kısa ömürlü mü, yoksa kısa görüşlü mü?) ........................... 231 V 21. BÖLÜM: DAġNAKLARIN ÇELĠġKĠLĠ BAĞLILIKLARI (Rusya>Britanya + Fransa > Sovyet Rusya > Nazi Almanya > ABD) ........................................................... 245 22. BÖLÜM: KATCHAZNUNĠ: “DAġNAK PARTĠSĠNĠN YAPACAĞI BAġKA BĠR ġEY KALMADI” DERKEN HATALI MI, YOKSA KÂHĠN MĠYDĠ? ........................................................ 253 23. BÖLÜM: A.A. LALAYAN’ın MAKALELERĠNDEN ALINTILAR .......... 275 24. BÖLÜM: ERMENĠ LOBĠ VE DĠASPORA TEġKĠLÂTLARININ BAġARILARI ........................................................................ 301 25. BÖLÜM: AYIPLANACAK HUKUK ve MAHKEME HĠLELERĠ ............ 325 26. BÖLÜM: VAR veya YOK OLMA ANLARI ........................................... 339 27. BÖLÜM: TALANDA ORTAK fakat PAYLAġIMDA RAKĠP ................. 347 28. BÖLÜM: TÜRKLER – ERMENĠLER ĠLGĠNÇ YORUMLAR (İzmir Yangını vb) .................................................................. 363 29. BÖLÜM: ESKĠ GAZETE HABERLERĠNDEN BAġLIK – ALINTILAR .. 393 30. BÖLÜM: MEVCUT DURUM VE SONUÇ ............................................. 401 SOYKIRIM YALANI ĠÇĠN ARġĠVE GEREK KALMADI <İnternet yazı>: ... 426 KULLANILAN KAYNAKÇALAR hk. AÇIKLAMA ve NOTLAR ................ 453 KAYNAKÇA ................................................................................................ 466 AD DĠZĠNĠ .................................................................................................... 477 VI ÖNSÖZ Yaklaşık bir hafta önce sabah evimden çıkmak üzereyken, Sn. Şükrü Server Aya beni telefonla aradılar. Yeni kitabının basılacağını, bu konuda yar- dımcı olmam için görüşmek istediğini söylediler. Sayın Aya ile birkaç yıl önce, bir Ramazan iftar yemeğinde tanışmıştık ve o yemekte, konuşmacı olarak Türk Tarih Kurumu başkanı Sn. Prof. Yusuf Halacoğlu da vardı. Konuşmasını takiben orada bulunan davetlilere “Şimdi avukat Keğam Karabetyan‟ı mikrofo- na davet ediyorum” dedi. Konuşmadan sonra, Sayın Aya yanıma geldi, tebrik etti ve tanışmış olduk. Kendisini, ülkesini sever, dürüst, insan ayırımı yapma- dan tüm insanları seven bir kişi olarak gördüm ve tanıdım. Bugüne kadar da bu diyalogumuz çok iyi bir ortamda devam etmektedir. Daveti üzerine, bürosu- na gittiğimde, çıkaracağı yeni bir kitap için “ÖNSÖZ” yazmamı teklif ettiler. Ben de, samimiyet ve dürüstlüğünü bildiğim için kabul ederek bu satırlarımla, siz- lerle duygularımı paylaşıyorum. Ben de Türkiye‟nin bir çocuğu ve bu vatanın bir evlâdı olarak, ailem- den de aldığım terbiyenin bana verdiği bilgi ve tecrübe ile meslekî kariyerim ve çalışmalarımın ışığında, birkaç cümle yazmayı onur kabul ettim. Bizler, yaklaşık bin yıldır birlikte yaşadık, bir birimizin ekmeğini aynı sofrada ve yemekte yedik, gerektiğinde paylaştık. Yüzyıllarca birbirimize yardımcı olduk. Gerek Osmanlı İmparatorluğunda, gerekse cumhuriyet dö- neminde birlikte Devletimize, Aziz Türk Milletine hizmetlerde bulunduk. An- cak dış güçler Osmanlı İmparatorluğunu parçalamaya çabaladılar ve maale- sef bunu yapmak için bazı bölgelerde Ermenileri tahrik edip maşa olarak kullandılar. İçte ve dışta güvenliğini sağlamak için yasalar çıkaran Osmanlı İmparatorluğu “Tehcir Yasasını” çıkarmış ve uygulamaya koymuştur. Os- manlı İmparatorluğunu parçalamak isteyen güçler, doğuda Ruslar, güneyde Fransızlar ve İstanbul‟da İngilizler olmuştur. Maalesef, doğuda Ruslar, gü- neyde Fransızlar Ermenilere kendi asker elbiselerini giydirerek tahrik etmiş- ler ve maşa olarak kullanmışlardır. 1915 olayları işte bu dış güçlerin oyunu olarak ortaya çıkmış, hem imparatorluğu parçalamışlar hem de maşa olarak kullanılan Ermenilerin yüz binlerce ölümüne sebep olmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu, çaresizlikler nedeniyle Tehcir Yasasını uygulamıştır. Oysa o dönemlerde, Osmanlı ordusunda Ermeni subaylar, Ermeni as- kerler vardır. Devletimin yönetiminde, bürokraside, üst düzeyde görev yapan Ermeniler vardır. Dolaysıyla, eğer tazminat söz konusu olursa, yukarıda sayılan dış güçler hem Osmanlı İmparatorluğunun parçalanmasına hem de Ermenilerin tehcire tabi tutulmasına sebep olmuşlardır. Bu dikkate alınırsa, ölen Türkler için ve toprak kaybına uğrayan Osmanlı İmparatorluğu için, Türkiye‟ye bu dış güçler tazminat ödeyecektir. Yine ölen Ermenilerin yakınla- VII rı için de, bu dış güçler tazminat ödeyecektir. Biz Ermeniler, Devletimize ve Ülkemize olan sadakatimiz nedeniyle “Millet-i Sadıka” unvanını almış bir toplumuz. Yaklaşık geçmişten bu güne kadar nasıl bin sene birlikte yaşamışsak, ebediyete kadar da Ermeniler ve Türkler olarak yine birlik ve beraberlik içinde yaşayacağız. Ben bir Türk Ermeni‟si ve Türk vatandaşı olarak, ancak Anayasanın 66‟cı maddesine göre de bir Türk olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin başta Cumhurbaşkanı, Başbakanı, ilgili bakanları ve yöneticilerinin de diya- log kapısını açarak barışa karşılıklı el verilmesi, bir komisyon veya daha geniş bir kurul oluşturularak, her iki taraftan da, tarihçilerin, uzmanların ve görevlilerin katılımı ile barış ve huzura ulaşılması, evvelâ beni mutlu edecek- tir. Bu barışın gerçekleşeceğine inanan bir Türk vatandaşıyım. Cumhurbaş- kanımız Sayın Abdullah Gül‟ün diyalog ve barış için attıkları adımlar ve Er- menistan‟a yaptığı ziyaret, takdirin üzerindedir. Bundan böyle diyalog için, barış için, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ve Aziz Türk Milleti‟nin birlik, beraberliği ve bütünlüğü için hizmet veren her- kese, Atatürkçü bir görüşe sahip bir hukukçu olarak en içten sevgi ve saygı- larımı sunarım. (Avukat) Keğam Karabetyan İstanbul, Kasım 2008 VIII YAZARIN ÖN YAZISI Bir kitap yazarı olmayı hiçbir zaman düşünmemiştim ama hep iyi kitap okuru oldum. Meslek icabı neredeyse altmış senedir İngilizce yazıştım, çok teknik kitap okudum ve tercüme ettim. Ancak ağırlıklı olarak tarihe ve tarih kitaplarına çok ilgi duydum. Ülkeleri, milletleri tanımak için dünyada git- mediğim ve gezmediğim ülke sayısı fazla değil dersem abartmış ol- mam. Yurdumu da iyi tanıdım, Anadolu ve Anadolu insanıyla haşır haşır oldum. Hayatta çok farklı inanç, ırk ve milliyetlerde insanlarla tanıştım, müna- sebetlerim hiç bozulmadı zira bence bütün insanlar iyidir, severler ve sevil- mekten mutlu olurlar. Okulum Robert Kolej‟de ve çocukluk mahallem Arna- vut köy‟de, Rum‟u, Yahudi‟si, Ermeni‟si, Bulgar‟ı, şehirlisi, Karadenizlisi he- pimiz birdik! Herkes komşusunu sever, inançlarına saygı duyardı. Arnavut köy‟de herkesin saçını kesmiş berber Niko, bütün cenazelerde ön saflarday- dı! Niko vefat ettiği zaman da, bütün Arnavut köy esnafı kepenk indirmiş, Kilisede onunlaydı! Kurukahveci Abraham Zovik Efendi çoktan öldü, fakat oğlu Asadur elan can arkadaşımız! Arnavut köy‟ün ekmeğini at sırtında (1 kuruş kârla bazen da veresiye) satan Karabet efendi ve üç oğlu Hosep, Norayr, Donik, kasap İraklis ve Yani, balıkçı Tasos, kunduracı Mihal, muhal- lebici Trifon, sobacı Davit, Doktor Ziver, Doktor Ksantopulos ve birçoğu pus- lu hatıralarda yaşamaktadırlar. Savaş zamanında, içine süpürge tohumu katılmış çeyrek ekmeği vesikayla alabildik, çayımızı şekerle değil, kuru üzümle içtik, çorabımız yamalı, kunduramız pençeli ve kabaralıydı! Fakat hepimiz, bir birimize karĢı saygılı, hoĢgörülü, onurlu ve yokluklara rağ- men mutluyduk! Hasbelkader, piyasada, okul ve özel hayatımda, “ciğerimin köşesi” gibi sevdiğim ve çok güvendiğim Ermeni asıllı arkadaşlarım, sanatkârlar, mü- hendis, mimar, avukat ve diğer mesleklerden tanıdıklarım hep oldu. Bir tane- sinin bile “zerre kadar” kötülüğünü, soğukluğunu bile görmedim. Bir gün, birilerinin “beni bile Ermeni ırkının bir düşmanı” olarak görecekleri aklımın ucundan geçmezdi! Ancak, 1975‟lerden sonra, ASALA, İntihar Komandoları falan derken, baktım “Amerika‟da ve gittiğim bazı ülkelerde” Ermenilerin çok azı Türk ismini duyunca memnun olurken, büyük çoğunluğu aniden 180 de- rece dönüyor, kabalaşıyor ve adeta hakaret etmeye fırsat kolluyor! Türki- ye‟de böyle durumlarla “hiç mi hiç” karşılaşmadım! Zaman süreci içinde, Amerika, Kanada‟ya göç etmiş Türkiyeli Ermeniler de bazen mesafe koyma- ya ve bazılarının ev duvarlarını Daşnak – ARF flamaları süslemeye başladı! Bu nedenlerle, Türk – Ermeni ilişkileri hakkında, özellikle yabancı kaynaklar- da çıkan yazılar beni ilgilendirdi. Bu yazılara eğilince, yalnız 1908 – 1950 arası devrede National Geographic dergisinde Türkiye ile ilgili çıkan makale- lerde, Türkiye ve Ermeni olaylarının (misyonerlerin anlatımı ile) birkaç bin IX sayfa tuttuğunu tespit ettim. Bunların fotokopileri, belki yirmiden fazla yıldır, kalemle işaretli olarak kitap raflarımda durur! Yüzlerce Türkçe ve İngilizce kitap da yıllardır okunduktan sonra kütüphanemi süsler. Uzun yıllar abone olduğum National Geographic dergisi, Mart 2004 sayısının „Türkçe baskısında çiçek ve böceklerle doldurduğu sekiz sayfayı‟, bütün diğer „yabancı lisan baskılarda, Ermenistan hakkında yapılan güzel bir tanıtım makalesine ayırmıştı‟. Fotoğraflar ve anlatılanları ilgiyle izlerken, birden karşınıza Ağrı dağı çıkıyor, buranın Ermenistan toprağı olduğunu, Türklerin milyon üzerinde Ermeni‟yi soykırımla yok ettiğini öğreniyor ve Tür- kiye hakkında ağır hakaretlerle karşılaşıyorsunuz! Derginin yardımcı editörü, çok eskiden beri orada çalışan önemli bir Ermeniydi. Washington büyük elçimiz, (Faruk Loğoğlu) dergiye itiraz etti, olayı öğrenen ve İngilizce bilen bazılarımız buradan E-posta yolladı! İstanbul‟daki Türkçe yayın bürosuna mesajlar yollayarak “bu ne saygısızlıktır, Türkçe dergi başka, diğer lisanlar- daki dergiler başka yazıyor” diye şikâyette bulundu fakat sağır kulaklara gitti. Basınımızın ünlü gazeteleri ve her şeyi bilen duyan muhabirleri “her nedense bu olayı ve elçimizin protestosunu duymadı, yazmadı”; derginin Türkçe bas- kısına ilân veren büyük kurumlar da “hiçbir şey olmamış gibi” üç maymun tavrını yeğledi ve Türkiye‟ye yapılan bu büyük hakaret, milletimizden saklan- dı ve bir “vatandaş olarak” uykularımı kaçırdı! Bazı ünlü gazetelere para ödeyerek ''Vatandaşı Tepki Vermeye Çağrı'' ilanı vermek istedim! Özgürlük- çü geçinen basınımız (VATAN hariç) ilanımı kabul etmeyi ''sakıncalı buldu”. (Bu ufak macera hala internet sayfalarında vardır). Eski okulum Robert Kolej, (yeni adı ile Boğaziçi Üniversitesi) bizleri “babalar olarak” sayarken, Mezunlar Dergisinde Üniversite'nin akademik kadroları, TC devletini yazılar ile tenkit ve tezyifte sakınca görmedi! Meşhur bir konferanslarına, bir sınıf arkadaşımla “dinleyici olarak katılma isteğim” dahi ret edildi! Bir vesile ile bu konuda bilgi teatisinde bulunduğum (eski Sağlık – Tu- rizm bakanı) Sayın Bülent Akarcalı, bana “bilgilerimi bir kitaba” dökmemi önerdiği vakit, esas mesleğim ve akademisyen olmadığım için tereddüt et- tim! Sonra, beni şu sözlerle ikna etti: “Şükrü bey, sizin kimseye karşı bir öde- viniz veya mecburiyetiniz yok, tarafsızsınız ve bu nedenle bildiklerinizi yazmalı, paylaşmalı ve arkanızda bırakmalısınız”! Doğru söze ne demeli? Elimde mevcut binlerce sayfa kitap ve bilgiyi yeniden taramaya başladım! Sonradan bana <para almış devlet ajanı>, eti- ketini koyacaklarını bildiğim için de, binlerce sayfa halis muhlis Türk kaynak- larını ve isimleri, Türk devletinden para almış yabancı inkârcılar olarak rek- lâm edilen çok muteber bazı yabancı tarihçileri ve değerli eserlerini bir kena- ra bıraktım! Bazı “doğrucu Ermeni tarihçilerin veya onları koruyan misyoner ve başka yazarların” kitaplarını ve kimsenin itiraz edemeyeceği belgelere göz atarak, bunları pösteki gibi taradım. Üç – dört yıl süren bu araştırma sonu- cunda, kitaba girebilecek “birkaç bin alıntı”, mozaik parçalar gibi ortaya çıktı.

Description:
kitap ve işbu kısaltılmış metin ile, aksini iddia edeceklerin, geçerli belge ile ispat etmelerini beklemektedir ‗Congregational American Board of Commissioners for Foreign Mission'. {YurtdıĢı Misyoner Tayini için Amerikan Yönetim
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.