Metis Yayınları İpek Sokak 9, 34433 Beyoğlu, İstanbul Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519 e-posta: [email protected] www.metiskitap.com Sistem Karşıtı Hareketler G. Arrighi, T. K. Hopkins, I. Wallerstein İngilizce Basımı: Antisystemic Movements Verso, Londra 1989 (VI. Bölüm ilk kez 1991'de makale olarak yayımlanmış ve kitaba dahil edilmiştir) © G. Arrighi, T. K. Hopkins, I. Wallerstein, 1989 © Metis Yayınları, 1991, 2004 İlk Basım: Nisan 1995 İkinci Basım: Kasım 2004 Kapak Fotoğrafı: Praglılar Rus tanklarının önünde, Josef Koudelka, 1968 Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: Metis Yayıncılık Ltd. Baskı ve Cilt: Yaylacık Matbaacılık Ltd. ISBN 975-342-070-6 Aquino de Bragança, Ruth First, Georges Haupt ve Walter Rodney için.. içindekiler Telif Sayfası İç Kapak İthaf Sunuş Giriş Sınıf ve Statü Grubu Kavramlarının Bir Dünya Sistemleri Perspektifi içinde Yeniden Ele Alınması Sistem Karşıtı Hareketlerin İkilemleri Sınıf Mücadelesinin Kurtuluşu mu? 1886-1986: Haymarket'in Ötesi mi? 1968: Büyük Prova 1989:1968'in Devamı Kaynaklar Notlar Sunuş BU DENEMELER yıllarca süren bir işbirliğinin ve öncelikle de Fernand Braudel Center for the Study of Economies, Historical Systems and Civilizations; Maison des Sciences de L’Homme ve Starnberger Institut zur Erforschung Globalen Strukturen, Entwicklungen, und Krisen tarafından desteklenen Dünya Ekonomisi hakkında yıllık Uluslararası Kollokyumlar'a ortak katılımlarımızın ürünüdür. İlk dört deneme sırasıyla, Yeni Delhi, 4. Kollokyum, 4-6 Ocak 1982; Paris, 6. Kollokyum, 4-5 Haziran 1984; Dakar, 7. Kollokyum, 20-22 Mayıs 1985; Modena, 8. Kollokyum, 14-16 Haziran 1986'da sunulmuştur. Beşinci deneme Atlanta Emory Üniversitesi'nde 24-26 Mayıs 1988 tarihlerinde on ikincisi yapılan Dünya Sisteminin Politik İktisadı Konferansı'na sunulmuştur. Altıncı deneme ise, Stanberg'de 28-30 Haziran 1991 tarihlerinde yapılan "1989: End of an Era?” (1989: Bir Dönemin Sonu mu?) başlıklı 12. Kollokyuma sunulmuştur. Bu denemeler daha önce şu dergi ya da derlemelerde yayımlanmıştır: 1. Review, VI 3, Kış 1983; 2. Social Research, LIII 1, Bahar 1986; 3. Review, X 3, Kış 1987; 4. Review, XII2, Bahar 1989; 5. Revolution in the World-System içinde, der. T. Boswell, Greenwood Press, Westport, CT, 1989; 6. Review, XV 2, Bahar 1992. Giriş SİSTEM karşıtı hareketler kavramı, bir sistem hakkında analitik bir perspektifi varsayar. Burada sözünü ettiğimiz sistem, bir dizi sistem karşıtı hareketin doğmasına yol açtığını iddia ettiğimiz tarihsel kapitalizmin dünya sistemidir. Kitapta yapmaya çalıştığımız şey ise, bu sürecin ana hatlarını çizmeye çalışmaktır. Belirli tür hareketleri üreten ve eşzamanlı olarak da bu hareketlerin içinde faaliyet gösterdiği sınırları belirleyen, sistem çapındaki yapısal süreçleri araştırıyoruz. Söz konusu hareketlerin kendilerini tanımlama tarzları olmuştur. Bu kendini tanımlama biçimleri büyük ölçüde on dokuzuncu yüzyıl kapitalist dünya ekonomisi içinde formüle edilen ya da billurlaşan kategorilerden çıktı. Bu hareketleri meşrulaştıran, kökenlerini ve hedeflerini açıklayan ve örgütsel ağlarının sınırlarına işaret eden iki temel kavram, sınıf ve statü grubu kavramları oldu. Bu hareketlerin çağdaş ikilemleri, sınıf ve statü grubu kavramlarının taşıdığı ikilemle aynı sorunun parçasını oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, öncelikle bu iki kavramı bir dünya sistemleri perspektifinden yeniden ele almadan, bu hareketlerin tarihlerine ya da geleceklerine ilişkin bir çözümlemeye girişemezdik. Bu girişte, kitaptaki makalelerde bulacağınız tartışmaları tekrarlamayacağız. Yalnızca şunu belirtmek istiyoruz: Bu hareketleri doğuran süreçler baştan beri dünya ölçeğinde olsa da, bu hareketlerin ürettiği örgütsel karşılıklar bugüne dek hep öncelikle çeşitli devletler düzeyinde olmuştur. Yüzeye yeni çıkmaya başlayacak olan örgütsel karşılıkların daha fazla dünya ölçeğinde olacağına inandığımızdan, dünya sistemi içinde bugüne kadar var olan sistem karşıtı hareketlerin yapılarını ve başarı derecelerini yeniden incelemeyi yalnızca teori için değil pratik için de önemli ve acil görüyoruz. Sınıf ve Statü Grubu Kavramlarının Bir Dünya Sistemleri Perspektifi içinde Yeniden Ele Alınması Ulusların Zenginliği'ni oluşturan I. kitabın meşhur, ama çoğu kez göz ardı edilen sonuç bölümünde Adam Smith, "her uygar toplumun üç büyük, özgün ve kurucu katmanı"nın, yani rantla yaşayanların, ücretle yaşayanların ve kârla yaşayanların çıkarlarını tanımlıyordu (1961: I, 276). Smith, ilk iki katmanın çıkarlarının toplumun genel çıkarıyla bağdaştığım savunuyordu; çünkü yaptığı çözümlemeye göre hem rantların hem de ücretlerin gerçek değeri toplumun refahıyla yükselmekte, oysa ekonomik gerilemesiyle düşmektedir. Öte yandan, kâr edenlerin çıkarları ise bu genel toplumsal çıkardan farklı, hatta ona karşıttır; çünkü piyasayı genişletmek ve rekabeti daraltmak her zaman tüccarların ve imalatçıların çıkarınadır. Ve "piyasayı genişletmek çoğu kez kamu çıkarına yeterince uygun olabileceği" halde, "... rekabeti daraltmak her zaman buna ters düşecektir ve bu yalnızca, kendi kârlarını doğal biçimde olabilecekleri düzeyin üstüne çıkararak kendi çıkarları için yurttaşların geri kalanına anlamsız bir yük getiren satıcıların işine yarayabilir" (1961:1, 278). Kâr elde edenler yalnızca, genel çıkara aykırı bir çıkara sahip olmakla kalmazlar. Kendi çıkarlarını da daha iyi bilirler ve bunları gözetmekte rantla ya da ücretle geçinenlerden daha büyük bir güç ve kararlılığa sahiptirler. Toprak sahiplerinin, "durumlarının rahatlık ve güvenliğinin doğal sonucu olan tembellikleri onları çoğu kez cahil bırakmakla kalmaz, herhangi bir kamu düzenlemesinin sonuçlarını öngörmek ve anlamak için kafa çalıştırmalarını da olanaksızlaştırır" (1961: I, 276-7). Ücret kazanana gelince, "o ne genel toplumsal çıkarı kavrayabilir, ne de genel toplumsal çıkarın kendi çıkarıyla bağlantısını anlayabilir" (1961: I, 277). Üstelik, kamusal müzakerelerde, "onun sesi pek az işitilir ve ciddiye alınmaz; işverenlerin, onun kopardığı yaygarayı kendi amaçları için körüklediği, ortaya sürdüğü ve desteklediği bazı belirli durumlar hariç" (1961: I, 277). Öte yandan, kâr elde edenler, özellikle de çok büyük miktarlarda sermaye kullananlar, zenginlikleriyle kamuoyu dikkatinin en büyük kısmını kendi üzerlerine çekerler. Üstelik, bütün yaşamları boyunca plan ve projelerle uğraştıklarından, kendi tikel çıkarları konusunda, toplumun başka katmanlarından çok daha keskin bir kavrayışa sahiptirler. Bir yasama çalışması olan Ulusların Zenginliği'ndeki bu "sınıfsal çözümleme"nin amacı, hükümranı, tüccarların ve imalatçı patronların baskılarına boyun eğmenin ve onların tavsiyelerini dinlemenin getireceği tehlikelere karşı uyarmaktı. Bunun yerine, hükümran, ulusal hanenin başı olma sıfatıyla piyasanın sivil toplum üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmeli, böylelikle, daha etkin bir kamu yönetimi ve ulus için daha yüksek bir refah şeklindeki ikili amacı gerçekleştirmeliydi. Bizim buradaki amacımız, Smith'in ulusal aile reisine verdiği öğüdün ya da bunun dayandığı asıl çözümlemenin sağlamlığını değerlendirmek değil. Daha ziyade çözümlemesinin politik ekonominin paradigması