ebook img

Sherlock Holmes's violin / Sherlock Holmes'un kemanını dinlerken PDF

1.9 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Sherlock Holmes's violin / Sherlock Holmes'un kemanını dinlerken

Klasik Batı Müziği a yıp Seslerin İ K zi n d e E m r e A r a c ı e m [email protected] Sherlock Holmes’un kemanını dinlerken Emre Aracı, suç hikâyelerinde çığır açan İskoçya doğumlu yazar Sir Arthur Conan Doyle’un yarattığı hayali dedektif karakter Sherlock Holmes’un müzikli serüvenlerinde yolculuğa çıkıyor. 1 9 . yüzyıl beraberinde sürüklediği okurlarının İngiliz hayallerinde asırlar, kültürler, ressamı jenerasyonlar ve sınırlar değişse de her John defasında yeniden hayat bulabilen bu Atkinson kişilikli dedektif, okurlarıyla ilk olarak Grimshaw’un, genellikle loş ışıklı 1887’de buluşmuştu. Ama Sherlock gaz fenerlerinin sisli ve mehtaplı Holmes esasta 6 Ocak 1854’te Londra sokaklarını aydınlattığı, melon doğmuştu. Hele yolunuz bugünün şapkalı ve pelerinli sürücüleriyle, Londrası’nda Baker Street’teki taksilerin öncüsü olan ve “hansom müze evine düşerse ve kapıda içeri cab” olarak bilinen, tek atlı ve çift girmek üzere sıraya girmiş turistleri tekerlekli at arabalarının şehrin görürseniz Holmes’un bir roman bir ucundan diğerine mekik kahramanından çok öte, artık dokuyarak donuk bir manzarayı neredeyse gerçek bir bir anda gözlerimizin önünde şahsiyete dönüşmüş hareketlendirdiği tablolarına bakarken olduğuna ve o manzaraya gün gelip de zamana da tanık meydan okurcasına adım atabilmeyi olursunuz. hayal ederken, Patrick Gowers’ın 1980’lerde ITV Granada televizyonunun 41 bölümden oluşan The Adventures of Sherlock Holmes uyarlaması için müziğini bestelediği partisyonunun solo kemana ağırlık veren açılış ölçülerini kulaklarınızda duyarsanız Jeremy Brett’in canlandırdığı o meşhur dedektifin o tabloların içinden yavaş yavaş size doğru geldiğini hissedersiniz. Sir Arthur Conan Doyle’un hayalinde ilk olarak filizlenen ve birbirinden akıllıca kurgulanmış maceralarıyla Efsanevi dedektif Sherlock Holmes 78 www.andante.com.tr // Ocak 2018 - Sayı 135 John Atkinson Grimshaw’un fırçasından St. James’s Street, Londra Holmes’un odasına girildiğinde kapının hemen yanında, duvardaki çerçevesi içerisinde göze çarpan fesli, madalyalı ve sırma süslü üniformalı bir Osmanlı paşasının resmini her gördüğümde ise bunun neden orada asılı durduğunu ve kim olduğunu merak ederdim. Ortaokul yıllarımda Sherlock Charles George Gordon’a, yani Gordon Londra’nın Manchester Meydanı’ndaki Holmes’u ilk olarak yukarıda Paşa’ya ait olduğunu öğrendim. Gordon Wallace Koleksiyonu’nda asılı bahsettiğim televizyon dizisinden Paşa’nın Hartum’daki isyan sırasında duran Nicolas Poussin’in A Dance tanımıştım. 221b Baker Street 26 Ocak 1885’teki trajik ölümümün to the Music of Time (Zamanın adresindeki Mrs. Hudson’ın evinde ardından o portre Dr. Watson tarafından Müziğine Dans) tablosunu görmeye Holmes’un yaşadığı dairenin havası, satın alınarak bir çerçeve içerisinde gidiyordum; o tabloyu bir dedektif dekorasyonu, duvarındaki resimleri ve dairenin duvarına asılmıştı. Seneler gibi incelemek, anlamak ve belki de Dr. Watson’la olan sıradışı arkadaşlığı sonra ben de İngiltere’deki dairemin katmanlarında kodlu gizli mesajlarını beni her hafta Viktorya devri duvarına o aynı gravürü astığımda ise çözmek istiyordum. O gün, uzun Londra’sının sokaklarına götürüyor belki de farklı bir milletin üniformasını zamandır yakınlarına gitmediğim ve garip bir şekilde o döneme, hayata giyer gibi kültürler içerisinde kaybolup Baker Street’teki Sherlock Holmes ve diyarlara cezbediyordu. Gün giden insanların kurduğu o köprülerin Müzesi’nin de önünden geçtim; belki gelip de o sokaklarda dolaşacağım değerini bilerek, aynı zamanda de amansız dedektiften yardım dilemek tabii ki o yıllarda aklımın ucundan çocukluğumdaki bu Holmes anımı istedim bu küçük projemde. Çin malı dahi geçemezdi. Holmes’un odasına da yaşatmanın önemini hiç şüphesiz hatıralık eşyaların mağazasında girildiğinde kapının hemen yanında, kendimce idrak ediyordum. dizildiği, içerisinin alelade Viktorya duvardaki çerçevesi içerisinde göze Üstelik o yıllarda Holmes’un devri mobilyalarıyla döşendiği bu çarpan fesli, madalyalı ve sırma süslü yaratıcısının 1907’de balayı için hayli turistik müzenin kapısında o üniformalı bir Osmanlı paşasının İstanbul’a geldiğini ve kahramanının öğleden sonra Holmes’un hayatına resmini her gördüğümde ise bunun dünyadaki hayranları arasında bulunan adım atmak isteyenler yine ardı ardına neden orada asılı durduğunu ve kim Sultan II. Abdülhamid’in bu haberi sıralanmışlardı. Hatta kimileri hızlarını olduğunu merak ederdim. Hatta yanlış alır almaz kendisine ikinci dereceden alamayarak 221b Baker Street adresine görüp görmediğimden de bir türlü emin Mecidi nişanı ve Lady Conan Doyle’a dünyanın değişik köşelerinden Holmes’e olamazdım. Sonradan o gravürün Mısır da Nişan-ı Şefkat verdiğini, Ramazan yazılmış mektuplar dahi postalıyorlardı. Hıdivi İsmail Paşa’nın hizmetine girmiş ayı olduğu için onları huzuruna kabul Evin penceresine reklam amacıyla olan İngiliz generali ve Sudan Valisi edemediğini, ancak Padişah’ın Cuma sıralanan bilumum objeler arasında re Selamlığı’nı izlediklerini ve bütün bunların da The Times gazetesinin Jeremy Brett Sherlock Holmes rolünde Sudan Valisi Gordon Paşa “Court Circular”ına haber olarak taşındığını bilmiyordum. Edinburgh Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarımda da o üniversitenin mezunu olan, 1876 - 1881 yıllarında tıp okuduğu sırada profesörleri arasında meşhur dedektifine model olarak aldığı Dr Joseph Bell’den etkilendiğini öğrendiğimde ve Reid Konser Salonu’na gitmek için Tıp Fakültesi’nin avlusundan geçerken Doyle anısına çakılmış plaketi her gördüğümde, anlık da olsa, fakülte avlusunun hiç değişmemiş olan 19. yüzyıl Viktorya devri ambiyansı beni bir anda Sherlock Holmes’un dünyasına çekiverirdi. Gri bir Kasım günü Hilary Spurling’in Anthony Powell biyografisini okuduğum sıralarda 79 klasik batı müziği The Times, 11 Nisan 1907 Yitik St. James’s Salonu’nda Sherlock Holmes’u Pablo de Sarasate’yi dinlerken hayal ederken bir anda gözümün önüne bir başka yitik sahne, Beyoğlu’ndaki Naum Tiyatrosu geliyor; çünkü 24 yaşındaki meşhur İspanyol virtüöz 1869 Nisan’ında bir dizi konser için İstanbul’a da gelmiş ve muhtemelen Stradivarius kemanıyla Naum kardeşlerin tiyatrosunda çalmıştı. teli kopmuş bir keman derhal dikkatimi eserleri seslendirirdi. Akşamları “Wilma” Norman-Neruda’nın (1838- çekti. Doğru ya, Sherlock Holmes koltuğuna yaslanarak, gözlerini kapar 1911) matine temsiline gitmişti: “Bu keman çalıyordu. Mademki kişiliği artık ve dizine dayadığı kemanını raspalar öğleden sonra Hallé’nin konserine gidip neredeyse bir tür gerçek halini almıştı, gibi gelişigüzel bir şekilde çalardı. Bazen Norman-Neruda’yı dinlemek istiyorum… peki neydi bu eksantrik dedektifin bu akorlar dolgun ve melankolik olurdu. Atağı ve arşesi muazzam. Neydi o hayatındaki müziğin türü, değeri ve Zaman zaman da harika ve neşeli sesler muhteşem bir şekilde çaldığı Chopin’in önemi? çıkardı. Bu seslerin aklından geçen küçük parçası: Tra-la-la-lara-lira lay…” Holmes’un kemanı Stradivarius düşünceleri yansıttığı aşikardı, ama Kızıl Soruşturma’nın yayımlanmasının markaydı; Karton Kutu Vakası’nda müzik onun düşünce akışına yardımcı ardından birkaç ay sonra Norman- (The Cardboard Box) öğrendiğimize mı oluyordu, yoksa bu geçici bir zevk Neruda, Hallé’yle evlenecek ve Lady göre ve Oliver Mundy’nin Sherlock için miydi, bunları tespit etmek beni Hallé adını alacaktı. Neruda’nın Holmes and Music makalesinde o aşıyordu.” hayranları arasında Joseph Joachim günün değerleriyle kıyasladığı gibi Meşhur keman virtüözleri de de bulunmaktaydı ve onun için “Diğer 500 guinea değerindeki (525 GBP) bu Holmes’un dünyasını keman müziği çağdaşlarına kıyasla onun çalışı benim kemanı Tottenham Court Road’da bir kadar zenginleştiriyordu ki bunların zevkime daha uygun - hiç bozulmamış, rehinci dükkanından 55 şiline (2.75 başında Niccolo Paganini geliyordu. saf ve kuvvetli bir müzikalite…” demişti. GBP) satın almıştı. İlk Sherlock Holmes Karton Kutu Vakası’nda bir şişe “claret” İki kemancı 1892 Nisan’ında St. romanı Kızıl Soruşturma’da (A Study şarabı eşliğinde bir saat boyunca James’s Salonu’nda Bach’ın Re minör in Scarlet) Dr. Watson, Holmes’un Watson’a bu dahiyane virtüöz hakkında ikili keman konçertosunu da beraber kemandaki maharetini bizlere şöyle Holmes peşi sıra anekdotlar anlatmıştı. çalmışlardı. Henri Vieuxtemps da anlatıyordu: “Parçalar çalabildiğini, Zaman zaman o günün gazetelerinde Neruda’yı el üstünde tutan virtüözler hem de bunların zor parçalar olduğunu duyurulan konserler de ilgisini çekiyor arasındaydı ve hatta ona Opus 47, gayet iyi biliyordum, çünkü isteğim ve bunlara dinleyici olarak gidiyordu. Sol majör keman konçertosunu ithaf üzerine bana Mendelssohn’un Lied’lerini Kızıl Soruşturma’da Holmes, Sir Charles etmişti. Bu arada Neruda da Holmes ve diğer bazı favori parçaları çalmıştı. Hallé’nin konser dizisinde solist olarak gibi “Ernst kemanı” olarak bilinen 1709, Ancak kendi kendine kaldığı zamanlar çalan ve “kadın Paganini” olarak bilinen Cremona yapımı bir Antonio Stradivari çok nadir müzik çalar, ya da bilinen Avusturyalı keman virtüözü Wilhelmine kemanıyla çalmaktaydı. 221b Baker Street, Londra Holmes, Sarasate konserinde; Sidney Paget’in Strand Dergisi’ndeki çizimi Üstte; Edinburgh’daki Sherlock Holmes heykeli Altta; Edinburgh Üniversitesi’nde Sir Arthur Conan Doyle plaketi 80 www.andante.com.tr // Ocak 2018 - Sayı 135 hazırlanmasını söyledi: “O zaman Wilhelmine “Wilma” Norman-Neruda Reszke kardeşler şapkanı giy ve gel. Önce şehre (City of London) uğrayacağım, sonra yolda bir yerde öğlen yemeği yeriz. Gördüğüm kadarıyla programda bir hayli Alman müziği var; bunu İtalyan veya Fransız müziğine kıyasla çok daha tercih ederim. Çünkü içgözlemsel ve şu an içgözlem yapmak istiyorum. Gel benimle.” Hani zaman zaman bir konserde bir eser dinleriz ve o zaman belki de o eserin anlattıklarından, ya da anlatmak istediklerinden çok daha fazla bilgiyi kendi iç dünyamıza dair edinmiş olduğumuzu hissederiz. Holmes da muhtemelen böyle bir tecrübeden bahsediyor olmalıydı Watson’la Sarasate’yi dinlemeye gittiği o öğleden sonra. Watson’a bakılırsa Holmes gerçekten de konserde böylesine bir transa girmişti: “Arkadaşım coşkulu bir müzisyendi, kendisi sadece yetenekli Sherlock Holmes da günümüze bir icracı değil, aynı zamanda hiç de zaman zaman yoğun hayatımızı bir maalesef ulaşamayan meşhur St. sıradan sayılmayacak bir besteciydi. an için olsun bir kenara koyup, her James’s Salonu’nun müdavimleri Konser salonunda oturduğu bütün bir şeyi unutarak kendimizi bir konser arasındaydı; 1891’de yayımlanan Kızıl öğleden sonra mükemmel bir mutluluk salonunda öylece müziğin akışına ve Saçlılar Kulübü’nde (The Red-Headed onun çehresini sarmıştı. Uzun ve ince onun benliğimizde yarattığı hislere League) Watson’a “Bu öğleden sonra parmaklarını müziğe eşlik ederek usul öylece bırakmalıyız. Sarasate St. James’s Salonu’nda çalıyor. usul sallıyordu; kibarca gülümseyen Yitik St. James’s Salonu’nda Ne dersin Watson? Hastaların sana çehresi ve baygın, rüya dolu gözleri o Sherlock Holmes’u Pablo de Sarasate’yi birkaç saatliğine izin verirler mi?” diye kadar hafiye Holmes’a, o acımasız, zeki, dinlerken hayal ederken bir anda soruyordu. Watson’ın olumlu cevabı hünerli, kriminal dedektifi Holmes’a gözümün önüne bir başka yitik sahne, üzerine Holmes arkadaşına hemen benzemiyordu ki.” Belki de bu yüzden Beyoğlu’ndaki Naum Tiyatrosu 81 klasik batı müziği geliyor; çünkü 24 yaşındaki meşhur İspanyol virtüöz 1869 Nisan’ında bir dizi konser için İstanbul’a da gelmiş ve muhtemelen Stradivarius kemanıyla Naum kardeşlerin tiyatrosunda çalmıştı. Ama belki de İstanbul’un bu bilinmeyenlerini öğrenebilmemiz, Sarasate’nin ziyaretindeki intibalarını keşfedebilmemiz için bize nice Sherlock Holmes’lar gerekiyor. Yine de bildiklerimiz arasında, devrin La Turquie gazetesinde makaleler kaleme alan Emile Julliard’ın aktardığına göre, Sarasate İstanbul’da Beethoven’ın La majör/minör sonatlarından birinden bir bölüm seslendirmişti. Bu belki de onun Opus 47, La majör, 9 numaralı Kreutzer sonatının birinci bölümüydü. Ancak Julliard’a göre İtalyan repertuvarına bir hayli itibar eden Beyoğlu ahalisi için, 5 Mayıs 1869 tarihli yazısında ileri sürdüğü üzere, “Beethoven, uzaktan Baker Street’teki Sherlock Holmes Müzesi duydukları korkudan ötürü yakından işitemedikleri korkunç bir Tanrı” Sherlock Holmes Müzesinde, Holmes'un çizim odasından bir kare. idi. Oysa Holmes olsa bu resitalden Oda da keman, birçok bilimsel deney ekipmanı ve duvarda Sudan Valisi herhalde pek memnun olurdu. Gordon Paşa'nın portresi bulunmaktadır. 1911’de yayımlanan Kırmızı Çember Vakası’nda (The Adventure of the Red Circle) Holmes’u Watson’la beraber Covent Garden’daki bir Wagner gecesinin ikinci perdesine yetişmek üzereyken buluruz. Bu hangi Wagner operasıdır bilinmez; nedense ben bunun Lohengrin olduğuna inanmak isterdim. Ancak 1911 yılının The Times nüshalarını karıştırıyorum da, o sezon Covent Garden’da Ring operalarının sahnelendiğini görüyorum. Dolayısıyla Holmes ve Watson muhtemelen o akşam Ring operalarından bir tanesine gitmiş olmalı. Holmes’un opera sevgisi Baskervillerin Köpeği’nde (The Hound of Baskervilles) davayı çözdükten sonra başarısını kutlamak üzere Watson’la beraber Meyerbeer’in Les Huguenots operasında Polonyalı tenor Jean ve bas Édouard de Reszke kardeşleri dinlemek üzere tutmuş olduğu özel locadan da anlaşılır. Gerçek sanatçılar kadar kurgusal müzisyenler de Sherlock Holmes hikâyelerinin satırlarında zaman zaman dolaşır ki bunlar arasında herhalde en meşhuru, Watson’un tabiriyle “Babbage’ın hesap makinesi kadar insan dışı ve aşık olmaya da aynı oranda uzak” olan Holmes’u alt edebilen, 1891 tarihli Bohemya’da Skandal’ın (A Scandal in Bohemia) kahramanı primadonna Irene Adler’dir. Adler 1858’de New Jersey’de doğmuş, La Scala’da ve Varşova Kraliyet Operası’nda sahneye çıkmış. Romanda Bohemya Kralı Wilhelm Gottsreich Sigismond von Ormstein’le girdiği ilişki gerçek hayatta Bavyera Kralı II. Ludwig’in dedesi I. Ludwig’in Lola Montez, ya da Galler Prensi Edward’ın Lillie 82 www.andante.com.tr // Ocak 2018 - Sayı 135 Sherlock Holmes’un East Dean Köyü’ndeki evi Langtry’le olan ilişkilerine benzetilir. zevkleri sayesinde 2015 yılındaki denize karşı çapa atmış sessiz bir gemi Langtry’nin de Jersey’de doğduğu Promenad Konserleri’nin 41. Prom’unda gibi duran Beachy Head Feneri’ne bakıp düşünülürse ikinci ihtimal daha “Sherlock Holmes - A Musical Mind” da Offenbach’ın barkarol’ünde, ya da kuvvetlidir. temalı bir matine konserine dahi ilham Poussin’in tablosunda anlattıklarını Meşhur operalardan tanınmış kaynağı olmuştur bu pipolu, pelerinli anlamamak mümkün değildi. Bunu aryalar da Holmes hikâyelerinin ve çift siperli, üstten bağcıklı tweed belki de Holmes Norman-Neruda’yı St. içinde zaman zaman kulağımıza kumaşından şapkasıyla hepimizin James Konser Salonu’nda dinledikten çalınır ki bunların en bilineni Mazarin tanıdığı ve sevdiği, Londra sokaklarında sonra, o konser hakkında Watson’a Elması’nın Serüveni’nde (The Adventure zaman zaman kurgusal hayatından söylediği şu sözlerinde en güzel şekilde of the Mazarin Stone) Offenbach’ın gerçek ipuçlarına rastladığımız bizler için ifade etmişti: “Muhteşemdi. Hoffman’ın Masalları’ndan her duyuşta eksantrik ve eksantrik olduğu kadar da Darwin’in müzik hakkında söylediklerini insan ruhunu derinden etkileyen o esrarengiz akıl insanı. hatırlıyor musun? İddia ettiğine göre sevilen barkarol’dür. Holmes kemanıyla İngiltere’nin güneyindeki müziği yaratma ve anlama kudreti operadan bu tanınmış bölümü Eastbourne şehrinde Lansdowne insanoğlunda konuşabilme yeteneğinden yan odada seslendireceğini Kont Oteli’nden Beachy Head olarak çok daha önce gelişmişti. Belki de bu Sylvius’a söyleyerek, ama gerçekte bilinen tebeşir uçurumlarına doğru, yüzden müzik bizi böylesine ince bir gramofona yerleştirdiği bir plağı buradaki kırmızı beyaz renkli deniz şekilde etkiliyor. Dünyanın çocukluğunu çalarak onu oyalamayı ve dolayısıyla fenerini görmek üzere yürüdüğümüz yaşadığı o sisli asırların belli belirsiz yenmeyi başarır. Sherlock Holmes’un bir Kasım günü uzakta dumanı tüten hatıraları ruhlarımızda yaşamaya müzisyenliği sadece keman çalması, bir köy görmüştük. Burasının East devam ediyor.” Beachy Head’deki o konser ve operalara gitmesiyle de Dean olduğunu öğrenmemiz uzun günün hatıraları da o barkarol’ün sınırlı değildir. Onu Bruce-Partington sürmedi. Ve meğer Sir Arthur Conan sözlerine derinden ses veren o tınılar Planları’nda (The Adventure of the Doyle’un efsanevi dedektifi 1926’da gibi ağır aheste, hislerimizin meçhulüne Bruce-Partington Plans), Latince yayımlanan Aslan Yelesi Macerası’nda doğru yol alarak, hep öyle yaşamaya adıyla Orlandus Lassus olarak bilinen, (The Adventure of the Lion’s Mane) devam edecek… 16. yüzyıl Flaman besteci Orlando di anlatıldığı gibi uzaktan denizi gören Lasso’nun çoksesli motet’leri üzerine bir Sussex’teki bu şirin köye yerleşmişti. inceleme yazısı kaleme alırken buluruz. Kurgunun gerçeğe, hayalin hakikate Emre Aracı’nın Andante’deki geçmiş Dedektifliğinin yanı sıra klasik müziğe karıştığı o gün, güneş okyanusa doğru yazılarının tamamına www.emrearaci. dair bu derece eklektik ve kapsamlı batıp da aynı anda mehtap doğarken, weebly.com adresinden ulaşabilirsiniz. cı a Ar e mr E Beachy Head’de gün batımı ve deniz feneri 83

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.