ebook img

Seküler Hümanizm ve Etik Anlayışı PDF

154 Pages·2012·1.32 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Seküler Hümanizm ve Etik Anlayışı

Hacettepe Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü Felsefe AnabilimDalı SSSSEEEEKKKKÜÜÜÜLLLLEEEERRRR HHHHÜÜÜÜMMMMAAAANNNNİİİİZZZZMMMM VVVVEEEE EEEETTTTİİİİKKKK AAAANNNNLLLLAAAAYYYYIIIIŞŞŞŞIIII Türker Aksun Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2012 SEKÜLER HÜMANİZM VE ETİK ANLAYIŞI Türker Aksun Hacettepe Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü Felsefe AnabilimDalı Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2012 iii TTTTEEEEŞŞŞŞEEEEKKKKKKKKÜÜÜÜRRRR Bu çalışmada danışmanlığımı üstlenip çalışmamın her aşamasında desteğini esirgemeyen, bilgisiyle bana yol gösteren, hatalarımı sabır ve anlayışla karşılayıp düzelten ve özgür bir çalışma alanı sağlayan danışmanım Prof. Dr. Harun Tepe’ye; öneri ve uyarılarıyla çalışmama katkıda bulunan diğer tez savunma jüri üyeleri olan hocalarım Prof. Dr. İsmail H. Demirdöven’e, Prof. Dr. Yasin Ceylan’a, Doç. Dr. Nazile Kalaycı’ya, Doç. Dr. Çetin Türkyılmaz’a ve tavsiyeleriyle bu çalışmaya destek olan Prof. Dr. Cemal Güzel’e teşekkür ederim. Ayrıca içinde bulunduğumuz zor koşullara rağmen yüksek öğrenimimi her zaman destekleyen aileme, sürekli bilgi alış-verişinde bulunduğum arkadaşım Özgür Taşkaya’ya ve bu çalışmanın hazırlanma sürecinde manevi desteklerini ve anlayışlarını esirgemeyen Selman Özdemir ve Esra İmal’e teşekkürlerimi sunarım. iv ÖÖÖÖZZZZEEEETTTT AKSUN, Türker. Seküler Hümanizmve Etik Anlayışı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2012. Bu çalışmada ilk olarak bazı teologların din olmadan etiğin olamayacağı ve bunu iddia eden her etik sistemin egoizmle, hedonizmle ya da nihilizmle sonuçlanacağı görüşlerine cevap verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca ahlaklılığın kökeni, özgürlük ve belirlenimcilik ikilemi ve kötülük problemi gibi etiğin alanına giren diğer konulara da değinilmiştir. Ahlaklılığın temellerinin doğaüstü bir varlıkta ya da başka bir dünyada yatmadığının gösterilmesinin yanında, ahlaklılığın kökeninin diğer sosyal varlıklarla paylaştığımız ortak duygu ve içgüdülerde yatmasına rağmen, insan ahlaklılığını diğer hayvanların ahlak-öncesi duyarlıklarından ayıran şeyin insan aklı tarafından elde edilen ilkeler olduğu vurgulanmıştır. Bu çalışmanın vardığı sonuç ahlaklılık sadece duyguların değil, aynı zamanda aklın da bir ürünü olduğudur. İnsanı ve onun eylemlerini nesne edinen etiğin bu temel düşünceyi kabul etmesi gerekir. Çalışmamızda ahlaklılıktan bahsedebilmek için insanın özgür olduğunu kabul etmek ya da göstermek zorunda olduğumuz da vurgulanmaktadır. Eğer insanların tüm davranışları bir tanrı ya da doğa tarafından belirlenmiş olsaydı, insanların erdemli olup olmadıkları hakkında hiçbir yargıda bulunamazdık, çünkü öyle davranmak onlar için bir zorunluluk olurdu. Son olarak çalışmamızda doğanın ahlaki yükümlülükleri olmadığı için bizi doğa ile ahlaklılık arasında bağ kurmaya götüren kavramlara da ihtiyacımız olmadığı sonucuna varılacaktır. İnsanların önceden belirlenmiş bir hayatları ya da hayatlarının dışsal bir anlamı yoktur. Her insansadece budünyada kendi hayatınıkendisi yaratmaktadır. Çalışmamız beş ayrı bölümden oluşmaktadır ve her bölümde farklı bir ahlak görüşü sunulmaktadır. İlk bölümde Kutsal Emir Teorisi çerçevesinde dini terimlerin ahlaklılığın ayrılmaz ve öncelikli parçası olduğu görüşü ele alınmıştır. Bu bağlamda tanrının en yüksek iyi ve en mükemmel varlık olarak doğadaki her şey gibi ahlaklılığın da yaratıcısı olduğu; onun tarafından yaratılan varlıklar olarak emir ve yasaklarına uymanın insanın tek ödevi olduğu; evrendeki kötülüğün ya zorunlu kötülük olduğu ya v da gerçek kötülük olmadığı ve tanrısız bir evrende her türlü etik iddianın nihilizme ya daegoizmesürükleneceği görüşlerine yer verilmiş ve bugörüşlereleştirilmiştir. İkinci bölümde Kant’a yer verilmesinin birkaç nedeni bulunmaktadır. İlk olarak ahlaklılığın akılsal yanına vurgu yapması nedeniyle Kant’ın görüşlerine önemli bir yer ayrılmıştır. Fakat onun ahlaklılığı neredeyse tamamen pratik aklın bir ürünü olarak görmesi ve saygı duygusu dışında tüm diğer duygu ve tutkuları ahlak yasasının dışında bırakması konusundaki düşünceleri eleştirilmektedir. Ahlaki eylem ve yargılarımızda akıl kadar ortak duygu, içgüdü ve ihtiyaçlarımız da önemli bir rol oynar. Kant’ı Kutsal Emir Teorisi bölümününhemen arkasına koymamızın nedeni, Kant’ın ahlak felsefesinin, tamamen akılla temellendirilmesine rağmen, kaçınılmaz olarak dinsellikle ve dinsel terimlerle sonuçlanmasıdır. Çalışmamızda detaylı bir şekilde incelendiği gibi, en yüksek iyinin olanaklılığı tanrı ve ruhun ölümsüzlüğü kavramlarına dayanmaktadır. Ama bu noktada Kant’ın kullandığı bu kavramların kurulu dinlerdeki tanrı ve ahret kavramlarından tamamen farklı olduğunun altı çizilmiştir. Bunun yanında insanın özgürlüğünüsavunması konusundaki görüşleri desteklenmiştir. Üçüncü bölümde Hume’un ahlak felsefesine yer verilmiş ve tutku ve duyguların ahlaki eylem ve yargılarımızdaki önemli rolüne vurgu yapılmıştır. Bu bölümde Hume’un ahlaklılığın kökenini tutkularda görmesi, akla sadece yardımcı bir rol biçmesi ve doğadaki nedenselliğin insan davranışlarında da düşünülmesi gerektiği görüşleri açıklanmaya çalışılmış ve eleştirilmiştir. Çalışmamızın vardığı sonuç ahlaklılığın sadece duyguların değil, aynı zamanda aklın da bir ürünü olduğu, insanların eylemlerinin tamamının doğa yasaları tarafından yönetilmediği ve insanın özgür olduğu yönündedir. Doğanın ahlaka kayıtsız olduğu ve ahlaklılığın dinden tamamen bağımsız olduğu görüşlerindeHume’ungörüşleri desteklenmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde evrimsel etik çerçevesinde ahlaklılığın biyolojik, genetik, sosyolojik ve kültürel kökleri hakkında bilimsel bir bakış açısı sunulmuş ve bu bağlamda insanların diğer akraba türleriyle paylaştığı ortak genetik yapıya ve sosyal davranışlara karşılaştırmalı bir şekilde değinilmiştir. En önemli temsilcilerinin başında gelen Edward Wilson, Shermer ve de Waal’in görüşlerinden yararlanılarak ahlaklılığın temelinde yatan nedenselliğe vurgu yapılmıştır. Fakat ahlaklılığın temelindeki biyolojik ve toplumsal nedenlerin kabul edilmesine rağmen, bu düşünürlerin insan özgürlüğünü sadece bir yanılsama ve nedenlerin bilgisinin eksikliği olarak görmeleri ve tüm insan vi davranışlarının doğa yasaları tarafından yönetildiğini düşünmeleri eleştirilmiş ve insan özgürlüğü savunulmuştur. Sonbölümde ise insanın hem akılsal hem de biyolojik ve toplumsal yapısını göz önünde bulundurarak, ahlaklılığın insanın bu iki yapısının bir ürünü olduğunu savunan seküler hümanizmin etik anlayışına yer verilmiştir. Genel ahlak ilkeleri insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlerken, etik erdemler ise insanın hayatlarına verdikleri anlamı ve peşinde koştukları değerleri oluşturmaktadır. Böylece ilk ilkelerin temelinde biyolojik ve toplumsal nedenler yatarken, ikincilerin temeli ise akılda ve insan özgürlüğünde bulunmaktadır. İnsanların ne tamamen duygularının esiri olduğunu ne de her kararlarını tamamen rasyonel bir şekilde aldıklarını kabul ederek, insanın nedenselliği ve özgürlüğü arasında da uzlaştırıcı bir tutum sergilemektedir. Ayrıca etik ilkelerin koşulsuz, evrensel ve içeriksiz olamayacağını savunmaları, insanların hayatlarına kendilerinin yön verdiği ve bu özgürlüğün onlar için bir zorunluluk olduğunu desteklemeleri ve hayatın dışsal bir anlamı olmadığını ve insanların kendi hayatlarına içsel birer anlam atfettiğini düşünmeleri bu çalışmada desteklenmiş ve çalışma bu düşüncelerle sonlandırılmıştır. AAAAnnnnaaaahhhhttttaaaarrrrSSSSöööözzzzccccüüüükkkklllleeeerrrr Kutsal Emir Teorisi, Kant etiği, Hume’un Ahlak Felsefesi, Evrimsel Etik, Seküler Hümanizm, Özgürlük ve Belirlenimcilik, Ahlak İlkeleri ve Etik Erdemler, Kötülük Problemi, Dinve Ahlak,AhlaklılığınKökeni veÖzgecilik. vii AAAABBBBSSSSTTTTRRRRAAAACCCCTTTT AKSUN, Türker.SecularHumanismandItsTheoryofEthics, Master’s Thesis, Ankara, 2012. First of all in this study it has been aimed to reply the views that there can be no ethics without religion and that each ethical theory claiming to realize it will end up with hedonism, egoism or nihilism. Some other topics about the roots of morality, the dilemma between freedom and determinism and the problem of evil have been dealt with as well. In addition to the idea that the roots of morality rests upon neither a supernatural being or another world, it has been underlined that what distinguishes the human morality from the pre-moral sentiments is the principles attained through human reason though morality is grounded on the common feelings and instincts shared with our closest social relatives. It has been concluded that morality is not only the product of feelings and passions but also of reason. Ethics, the objects of which are human being and his actions, has to acknowledge this fact. It is also emphasized that in order to mention about morality, first of all the idea of freedom should be either demonstrated or postulated. If all human actions were determined by a deity or nature, we would never make a judgement about whether they are virtuous or not as there would be necessity for how they behaved. Lastly, it will be concluded that since nature has no moral objectives, we don’t need the concepts correlating morality with nature. People do not have pre-destined lives or their lives have no external meaning. People create their life ontheirown onlyinthisworld. Our study consists of five different sections and in each section a different kind of ethical theory has been handled. In the first section, within the framework of Divine Command Theory (DTC) the idea that religious terms are inseparable and indispensible parts of morality has been examined. In this context, it has been dealt withand criticized that as the highest good and the perfect being, god is the creator of everything in nature including morality, that as beings created by him, it is man’s sole obligation to obey his commandments and prohibitions, that the experienced evil in the world is either necessary evil or not really evil at all, and that in a godless universe every ethical claim willresult innihilismoregoism. There are some reasons why Kant is placed immediately after DTC in the second part of our study. Firstly, Kantian ethics has been examined comprehensively due to the fact

Description:
Kutsal Emir Teorisi, Kant etiği, Hume'un Ahlak Felsefesi, Evrimsel Etik, Seküler. Hümanizm, Özgürlük ve Belirlenimcilik, Ahlak İlkeleri ve Etik Erdemler,
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.