b ü l t e n tmmob Ekim 2016, Sayı 220 Ekidir makina mühendisleri odası Sanayinin Sorunları ve Analizleri (X X I ) “Mega Projeler”in Mega sorunları Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) “MEGA PROJELER”İN MEGA SORUNLARI Mustafa SÖNMEZ* Özet Kamuoyuna “mega projeler” olarak takdim edilen, en büyüklerini İstanbul 3. Havalimanı, 3. Köprü, Avrasya tüneli ile Gebze-İzmir Otoyolu yatırımlarının oluşturduğu projelerin, hem ekonomik hem çevresel hem de mali istikrar açısından doğru yatırım kararları olup olmadığı bugün daha çok tartışılan bir soru haline geldi. Popüler adıyla, “mega projeler”, aslında, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri ve son tahlilde bir özelleştirme türevidir. Kamusal varlıkların mülkiyeti şeklen kamuda kalsa da işletme, kullanma hakkını özel firmalara bırakma operasyonudur. Dolayısıyla, bu projelerin özelleştirmenin bir parçası olduğunu vurgulamalıyız. Yap İşlet Devret, Yap İşlet, Yap Kirala, İşletme Hakkı Devri gibi yöntemleri içeren KOİ’lerden işletmede olan projeler YİD (81) ve Yİ (5) modelli olup, toplam yatırım tutarları 11 milyar ABD dolarıdır. Yapım aşama- sında olan projeler ise YİD (16) ve YKD (17) modelli olup, toplam yatırım tutarları 36 milyar ABD dolarıdır. Bunlardan en büyük dördü, bu 34 projenin üçte ikilik büyüklüğünü oluşturmaktadır. Bu 4 “mega proje” içinde ise 3. Havalimanı 14 milyar dolarlık yatırımı ile (%38) diğer projelerden ayrışmaktadır. Söz konusu 4 mega projenin üçü İstanbul odaklıdır. Bunlardan 3. Havalimanı ile 3. Köprü ve henüz tasarı aşamasında olan Kanal İstanbul, İstanbul’un Kuzey ormanları sınırlarında yer almış ve birbirini besleyen projeler olarak tasarlanmıştır. Dünya Bankası’nın sanayi ve hizmet sektörlerindeki KİT’lerin özelleştirilmesi dayatmasına boyun eğen ikti- darlar, özellikle AKP rejimi, bununla kalmamış, kamu mülkünün tamamen devrinin mümkün olmadığı sek- törlerde de kamu-özel işbirliği projelerini hızla hayata geçirmiş, ancak bunu yaparken ne makro hedeflere uygunluk, ne kamusal çıkarları maksimize etme, ne çevreye duyarlı olma, ne de doğal ve kültürel varlıklara saygıyı umursamış, giderek projeleri hukuk dışı, kamu denetimi dışında, üstelik çok ciddi finansal risklere yol açarak icra etmeye başlamıştır. Türkiye’de, özellikle AKP döneminde hayat bulan özelleştirme ve devamı sayılan KÖİ projeleri, büyük bir kapalılık, denetimsizlik, kayırmacılık ve çevre, tarih, kültür varlığı talanı ile uygulanagelmektedir. Bu de- netimsiz, kontrolsüz ve içinde büyük riskler barındıran sürecin, bir an önce kamu denetimi altına alınması bir zorunluluktur. Aksi taktirde, tüm topluma ait yeraltı-yerüstü kaynaklarının daha çok tahrip edilmesi önlenemeyecek, büyük çevre felaketleri kaçınılmaz olacaktır. Kamu varlıklarını kullandığı için kamunun mutlaka denetiminde olması gereken KÖİ projelerinin TBMM ve onun adına Sayıştay denetimine alınmasında gecikilmemeli; yapılmış sözleşmelerle kamunun ne kadar risk, yükümlülük altına girdiği ve bunların karşılanıp karşılanamayacağı, getirip-götürdüklerinin muhase- besi yapılmalı, kamu aleyhine olan projelerin süratle kamulaştırılması yoluna gidilmelidir. Henüz ihalesine çıkılmayan proje stoku süzgeçten geçirilmeli ve emsallerinin taşıdığı risklerden, başta Ka- nal İstanbul olmak üzere hemen vazgeçilmelidir. Yapımının henüz başında olunan 3. Havalimanı ise hızla gözden geçirilmelidir. Yapımı tamamlanan ya da tamamlanmak üzere olan projelerin yol açtığı, açacağı arsa spekülasyonunun önüne geçilmeli, otoyolların çevreleri, özellikle Kuzey İstanbul projelerinin çevrelerinin sit alanı ilan edile- rek imara açılması önlenmelidir. * İktisatçı-Yazar, Makina Mühendisleri Odası Danışmanı 2 bülten 220 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) GİRİŞ lerin neler olabileceğini sorun olarak tartışmaya açmakta ve kamu adına müdahil olmakta vakit Kamuoyuna “mega projeler” olarak takdim edilen, geç olmayabilir. Bu nedenle, son derece şeffaflık- en büyüklerini İstanbul 3. Havalimanı, 3. Köprü, tan uzak ve kamu denetime kapalı tutulsalar da Avrasya tüneli ile Gebze-İzmir Otoyolu yatırımla- bu projeleri mercek altına alıp sorgulamak ihtiyacı rının oluşturduğu projelerin, hem ekonomik hem ortada durmaktadır. çevresel hem de mali istikrar açısından doğru ya- tırım kararları olup olmadığı bugün daha çok tartı- KAMU ÖZEL İŞBİRLİĞİ(KÖİ) şılan bir sorun haline gelmiştir. Ne şekilde tarif edilirse edilsin, KÖİ, son tahlilde Dünya Bankası’nın geliştirdiği Kamu Özel İşbirliği bir özelleştirme türevidir. Kamusal varlıkların mül- (Public Private Partnership) modeli çerçevesinde kiyeti şeklen kamuda kalsa da işletme, kullanma planlanan ve uygulamaya sokulan bu projelerin, hakkını özel firmalara bırakma operasyonudur. özellikle finansman ayağında yaşanan sorunların Dolayısıyla, bu operasyonlar özelleştirmenin bir kamu maliyesine ağır bedeller ödetmesinden en- parçasıdır. dişe ediliyor. Kamunun arsa tahsisi, hizmet alım Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, özelleştirme yön- taahhüdünün yanı sıra, özel ortaklara verdiği bel- temlerini Tablo 1’deki gibi şematize etmektedir. li ciro garantilerinin beklenen büyüme oranları- na ulaşılamaması halinde, Hazine’ye, dolayısıyla ÖİB, özelleştirmelerin başladığı 1986 yılından 2016 vergi mükelleflerine ağır yükler getirebileceği ve ortasına kadar kamu kuruluşu ve kamu varlıkların- dan sağlanan gelirlerin 68 milyar doları bulduğu- bir kamu maliyesi krizine yol açabileceği de ciddi nu bildirmektedir. Verilere göre, satışların yüzde olarak tartışılıyor. 32’sine denk gelen yaklaşık 28 milyar dolarlık kıs- Bu projelerin finansman sorunlarının, politik mü- mı, KİT’lerin hisse satışlarından sağlanırken; yüz- dahalelerle kamu bankaları ağırlıklı çözülmeye de 50’den biraz fazlası, bağlı ortaklık, iştirak, tesis çalışılmasının bankacılık sistemine kırılganlık- ve varlık satışlarından elde edilmiştir. Halka arz lar yüklediği, derecelendirme kuruluşları S&P ve yoluyla hisse satışı, üçüncü önemli yöntem olarak Moody’s’in raporlarına da girmiş durumda. yüzde 14 pay almıştır. Politik saiklerin ağırlık taşıdığı ve AKP iktidarının Toplam 68 milyar dolarlık özelleştirme gelirlerinin özellikle 2013 başından bu yana art arda uygula- yarısını oluşturan varlık satışlarının bir kısmı Ka- maya aldığı bu projelerin, İstanbul odaklı olması, mu-Özel İşbirliği tanımına giren satışlardan oluş- İstanbul’un kuzey ormanlarında büyük çevre so- maktadır. Ancak KÖİ projelerinden birçoğu ve en runları yaratması, bir dizi hukuk ihlalini, özel firma önemlileri hem Özelleştirme İdaresi’nin ilgi alanı seçiminde kayırmacılığı içermesi, “mega projele- dışında tutulmakta hem de bu envanter içinde yer ri” daha çok gündeme taşımış bulunuyor. almamaktadır. Bu duruma ÖİB de karşı çıkmakta ve tüm KÖİ projelerini, ÖİB koordinasyonuna veril- Birçoğunda gerçekleşme oranının ilerlediği ve mesi gerektiğini ifade etmektedir. kısmen tamamlandığı bu projelerin, eksik kalan kısımlarının yaratacağı sorunları ortadan kaldır- Kalkınma Bakanlığı’nın “Dünyada ve Türkiye’de manın, işletme aşamasında ortaya çıkacak sorun- Kamu-Özel İşbirliği Uygulamalarına İlişkin Geliş- lar için bazı önlemler almanın, büyük bir krize yol meler” başlıklı 2015 tarihli yayınında KÖİ yöntem- açmalarına meydan vermeyecek son müdahale- leri şöyle ifade edilmektedir: bülten 220 3 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) Tablo 1. Özelleştirme Yöntemleri Kaynak: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Tablo 2. 1986-2016 Dönemi Gerçekleştirilen Özelleştirme İşlemleri Toplam Toplam (Milyon $) (%) Hisse Satışları 21.754 32,0 Bağlı Ortaklık, İştirak, Tesis ve Varlık Satışları 34.242 50,3 Halka Arz 9.573 14,1 BIST’de Satış 1.261 1,9 Bağlı Ortaklık, İştirak, Tesis ve Varlıkların Bedelli Devirleri 1.194 1,8 Yarım Kalmış Tesis Satışı 4 0,0 Toplam 68.029 100 Kaynak: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 4 bülten 220 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) “Ülkemizde KÖİ alanında Yap-İşlet-Devret (YİD), yen 576, 2139 ve 406 sayılı kanunlara dayanılarak Yap-Kirala-Devret (YKD), Yap-İşlet (Yİ) ve İşletme T. Telekom, Turkcell, Vodafone, Avea gibi kuru- Hakkı Devri (İHD) gibi modeller uygulanmaktadır. luşlar ile imzalanmış 7 adet imtiyaz sözleşmesi bulunmaktadır ve bu sözleşmelerin toplam bü- Yap-İşlet modeli, ülkemizde elektrik enerjisi üre- yüklüğü 14,1 milyar dolar tutarındadır. timinde kullanılmıştır. Bu modelde, özel sektöre mülkiyetleri kendilerine ait olmak üzere termik Ayrıca 2015 yılı Mayıs ayı itibarıyla, EPDK tarafın- santral kurma ve işletme izni verilmekte, üretilen dan verilmiş olan toplam 1.391 milyon dolar tuta- elektriği devlet satın almaktadır. Sözleşme biti- rında elektrik üretim lisanslı proje hayata geçiril- minde ise tesis özel sektörde kalmaktadır. Model miştir. Bunların 967 milyon dolarlık kısmı HES, 271 1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanunla düzenlenmiş milyon dolarlık kısmı rüzgar enerjisi yatırımıdır. olup bu kapsamda toplam 5.360 MW gücünde beş ANAYASALAR VE KÖİ adet doğal gaz elektrik santrali projesi gerçekleş- tirilmiştir. Özetle, KÖİ modelini, klasik özelleştirmeden ayı- ran hususlar şöyle ifade edilebilir. Klasik özelleş- Yap-İşlet-Devret modelinde kamuya ait bir ara- tirmelerde kamu kuruluşunun hisseleri özel firma- zi üzerinde özel sektöre tesis inşa etme hakkı ya satılmakta ve kamu mülkiyeti son bulmaktadır. verilmekte, riskler özel sektör ile kamu arasında Tüpraş, Ereğli Demir Çelik, Petkim, Petrol Ofisi, paylaşılmak üzere özel sektör belirli bir süre tesi- bu tür geleneksel özelleştirmelere en büyük meb- si işletmekte, bakım-onarımını yapmakta ve süre lağlı örnekler olarak gösterilebilir. sonunda kamuya devretmektedir. Model; köprü, tünel yapımından tabiat parkı, toptancı hali yapı- Yap İşlet Devret, Yap İşlet, Yap Kirala, İşletme mına kadar birçok farklı alanda uygulanabilmek- Hakkı Devri gibi yöntemleri içeren KOİ tarzında tedir. ise kamu, öncekinde olduğu gibi, sözleşme son- Yap-Kirala-Devret modelinde özel sektör tesisi rası ortadan çekilmemekte, projenin bir tarafında yapmakta, fiziksel donanımını sağlamakta, belir- kalmaktadır. Bu, kamusal mülkün/kamusal varlı- lenen süre boyunca sözleşmede belirlenen alan- ğın esas sahibi olarak devletin temsili, ama aynı ları işletmekte ve sonunda tesisi kamuya devret- zamanda devletin bu mülkü/varlığı bir süreliğine mektedir. İdareler ise her yıl şirkete kira ödemesi (Bu, projesine göre değişmekte olup, 10, 25, 49 yapmaktadır. yıl olabilmektedir.) özel firmaya kullandırmasına dayanmaktadır. KÖİ’de, kamunun bir ortak olarak İşletme Hakkı Devri modelinde, devletin mevcut kalması, kamusal mülk, varlığın niteliğinden kay- bir tesisinin işletme hakkı belirli bir süreliğine özel naklanmaktadır. Türkiye’ninki dahil, hemen her sektöre devredilmektedir. Bu model tam olarak ülkenin anayasasında, doğal kaynaklar, akarsu- bir özelleştirme yöntemi özelliği taşımamaktadır. lar, madenler, su kaynakları, orman varlıkları vb. Çünkü tesis sadece belli bir süreliğine özel sektö- re devredilmekte, mülkiyet kamuda kalmaktadır.” kamu mülkiyetindedir. Bunlar satılamaz ama ta- sarrufu için, belli çerçeveler içinde özel firmalara Yukarıda belirtilen projelerin yanında, gerçekleş- izin, yetki verilebilir. tirilen imtiyaz ve/veya lisans sözleşmeleri de KÖİ kapsamı içinde yer almaktadır. Elektronik haber- Örneğin Türkiye’nin Anayasası’nda kamu mülkü leşme sektöründe imtiyaz sözleşmelerini düzenle- ile ilgili şu madde yer almaktadır. Madde 168: bülten 220 5 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve göre, işbirliğine girecek olana mal ve hizmeti alma tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletil- garantisi, belli ciroyu garanti etme, açığı üstlen- mesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli me, dış finansman temininde yardımcı olma, ga- bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. rantör olma imkanı sağlıyor. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesi- NEOLİBERALİZM, DÜNYA BANKASI nin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzel kişiler eliyle yapıl- İCADI… ması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda KÖİ modeliyle yapılan projelere genelde altyapı gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar yatırımları denilir ve daha çok da 1945-1980 döne- ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve minde, bu projeleri kamu sektörü olduğu gibi üst- esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir. lenmiştir. Otoyol, hava meydanları, limanlar, de- Anlaşılacağı üzere, KÖİ projeleri, Anayasa gere- miryolları, enerji santralleri, haberleşme tesisleri, ği, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ye- köprüler inşa etmek, madenleri işletmek, termik, raltı ve yerüstü kaynaklarının, madenlerin, akar- hidrolik santraller kurmak, bu zamanlarda devlet suların, göllerin, denizlerin, kıyıların, dağların vb. sektörünün işleviydi. Özellikle Türkiye gibi ülke- kamusal mülkün, esas sahipliğinin saklı kalarak lerde kapitalizmin gelişiminin gereği olarak bu özel sektöre kullandırılması esasına dayanıyor. altyapı yatırımları için Dünya Bankası, Karayolları, Bu kaynaklar istense de satılamazlar, kamu mül- DSİ, TEK, PTT gibi kamu kuruluşlarına uzun vade- küdürler. Örneğin devlet olarak, akarsuyu sata- li, düşük faizli krediler verirdi. mazsınız; ama su gücünden elektrik üretilmesi 1980 sonrasının, devleti ekonomiden dışlama için özel firmalarla anlaşma yapabilirsiniz. Rüzgar esasına dayanan neo-liberal yaklaşımı, devleti santralleri kurulacak tepeleri satamazsınız; ama sadece sanayi ve hizmet işletmelerinin satılma- santral kurma ve elektrik lisansı üretme izni ve- sı konusunda değil, aynı zamanda enerji, ma- rebilir, bunun karşılığını isteyebilirsiniz. Su yolları dencilik, altyapı ile ilgili faaliyetlerde edilgin bir üstüne özel firmalar kendi başlarına köprü kurup konuma indirgemeyi öngörüyordu. Bunun çözü- geçişten bedel isteyemezler, çünkü kıyılar kamu- mü, kamu-özel ortaklığı biçiminde bulundu. Yani ya aittir. Ama devlet, köprü inşa ettirip, bundan devlet, altyapı yatırımı üreten kuruluşları, kamu gelir payı isteyebilir. Ya da hava meydanlarında mülkü kendisinde kalmak ve özel sektör ile yeni olduğu gibi, büyük araziler isteyen projelerde arsa sözleşme maddeleri çerçevesinde kalarak dev- tahsisi yapıp, devlet imtiyazında olan hava mey- retmeli; yeni altyapı hizmetlerini de özel sektöre danı işletme hakkını belli süreler için devredebi- arsa, doğal kaynak, alım garantisi vb. sağlayarak lir ve karşılığında belli yıllar için bedel isteyebilir. ürettirmeliydi. Örneğin kurulu hidrolik santralleri Madenlerin, petrolün olduğu arazileri satamaz; özel firmalara 29 yıllığına, 49 yıllığına devretmeli; ama firmaya belli yıllar için madeni işletme hakkı santrali modernize ederek büyütülmesini teşvik verebilir ve çıkardığı madenden devlete pay ver- etmeli, ama karşılığında da elektriği satın alaca- mesini isteyebilir. ğını garanti edebilirdi. İşte bütün bu durumlarda devlet kamusal varlı- Arsa temin etmek devlet için kamu kaynağı kul- ğı, mülkü olduğu gibi devretmiyor, asli sahip ola- lanmayı gerektirmezdi. Kamu arsasını temin ede- rak kalıyor, işletme hakkını devrediyor. Projesine rek devlet, hava meydanı, otoyol, köprü, tünel 6 bülten 220 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) yaptırabilir. Bilindiği üzere, buraların tüketici ta- ödettirilmektedir. Kaldı ki, bu uzun yıllara dayalı rafından kullanımı bedelli olur ve bu bedelden de sözleşmeler, gelecek iktidarları da bağlamakta ve devlet pay alabilirdi. onların programlarını ve uygulama alanlarını da daraltmaktadır. Dünya Bankası-IMF ikilisinin yaygınlaştırdığı bu model, yine devletin ekonomik rolünü daraltıyor, YÜKSELEN ÜLKELERDE KÖİ’LER kamu maliyesinde “yatırım” harcamalarını kısı- yor, devleti daha ziyade, kullanıcı, tüketici ya- Dünya Bankası, özellikle, aralarında Türkiye’nin pıyor; belli birikime ulaşmış ve yeni birikim kul- de olduğu “yükselen çevre ülkeler”e, özelleştir- varları arayan özel firmalara ise bu yeni altyapı menin bir versiyonu olan KÖİ projelerini önermek- alanlarını açmış oluyordu. te ve işbirliklerini teşvik edip desteklemektedir. Bunun sonucu olarak, Brezilya’dan Türkiye’ye; Yurttaşların, vergi mükelleflerinin ise bu modelde Güney Afrika’dan Rusya’ya, Arjantin’e kadar bir- kayıpları, kamusal mülkler, ortak sahipliğe dayalı çok ülkedeki altyapı yatırımlarında kamu, arsa doğal kaynaklar olmaktadır. Ayrıca, isabetli olup sağlayıcı, doğal kaynakları tahsis edici, kiralayıcı, olmadığı sorgulanan bu yatırımların, kent altyapı alıcı gibi rollerle özel sektöre altyapı yatırımları yatırımlarının yaşam alanlarına, çevreye getirdiği yaptırmakta ve yap-işlet-devret, yap işlet, işletme yükler de yurttaşa dayatılmaktadır. Bunun yanı hakkı devri, yap-kiralat gibi modellerle proje stok- sıra, devletin önceden ücretsiz ya da düşük üc- ları büyütmektedir. Özel ortaklar, yerli-yabancı retle sağladığı mal ve hizmetler, artık özel firma- yatırımcılardan oluşmakta, finansman konusunda nın azami kar dürtüsüyle fiyatlanmakta ve bedeli Grafik 1. KÖİ Yatırımlarında Yükselen Ülkelerin Yatırım Stokları (Milyar Dolar) Kaynak: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. bülten 220 7 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) Grafik 2. Yükselen Ülkelerde KÖİ Yatırımlarının Sektörel Dağılımı (2015, 2 Trilyon 541 Milyar Dolar) Kaynak: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ise hem yerli hem küresel bankalardan krediler ikinci sırayı alırken, Türkiye’nin de üçüncü sırayı kullanılmaktadır. 161 milyar dolar ile aldığı belirtilmiştir. Rusya 155 milyar dolarlık KÖİ stoku ile dördüncü sırayı Dünya Bankası verilerine göre, yükselen 10 ülke alırken, Meksika’nın 141 milyar dolarlık KÖİ stoku içinde en fazla proje stokuna Brezilya sahiptir. olduğu, Çin’in ise bu konuda biraz geriden gittiği 2015 sonu itibarıyla, Brezilya’da sürdürülen KÖİ ve KÖİ proje stokunu 139 milyar dolarda tuttuğu projelerinin sözleşme büyüklüğü 510 milyar doları bulmuştur. Hindistan 341 milyar dolar ile gözlenmiştir. Tablo 3. Dünya Bankası’na Göre En Büyük KÖİ Yatırımları (Milyon Dolar) IGA Airport 35.587 Turk Telekom 15,689 Turkcell AS 11,184 Gebze-Orhangazi-Izmir Motorway 9,756 Enerjisa phases I and II 7,617 IS-TIM (Avea) 7,042 Vodafone Turkey 5,793 Kemerkoy and Yenikoy Thermal Power Plants 4,271 Third Bosphorus Bridge and Northern Maramara Highway Project 2,9 Ataturk Airport lease contract 2,54 Kaynak: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. 8 bülten 220 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) Tablo 4. Dünya Bankası'na Göre Türkiye’deki En Büyük 10 Özel Ortak Proje Yatırımı Firmalar Ülkeler Proje Sayısı (Milyon Dolar) 1. Limak Holding Turkiye 43,523 13 2. Cengiz Holding Turkiye 39,836 7 3. Kolin Group Turkiye 39,38 10 4. MNG Holding Turkiye 17,822 2 5. Astaldi SpA Italya 11,889 5 6. IC Holding Turkiye 9,518 7 7. Saudi Oger Ltd S. Arabistan 8,629 10 8. Kalyon Group Turkiye 7,117 1 9. Sabanci Holding Turkiye 6,885 15 10. Vodafone İngiltere 5,793 18 Kaynak: Dünya Bankası Dünya Bankası, yükselen ülkelerin 2,5 trilyon do- Satışı gerçekleşmiş T. Telekom yaklaşık 16 milyar ları bulan KÖİ proje stokunun yüzde 41’inin ha- dolarlla, Turkcell imtiyazı ise 11 milyar dolarlık berleşme yatırımı olduğunu, elektrik sektörünün bir proje olarak sıralamada yer almaktadır. Dünya ise toplamdan yüzde 31 pay aldığını belirlemiştir. Bankası tasnifine göre yapımı süren Gebze-İzmir Bu iki sektör böylece, yükselenlerin toplam proje Otoyol projesi 9,7 milyar dolarlık bir yatırım olarak stokunda yüzde 72’lik ağırlığı oluşturmaktadır. Bu 4’ncü büyük KÖİ projesidir. Onu Enerjisa yatırım- gruptaki ülkelerin KÖİ yatırımlarının yüzde 11’ini ları ile Avea ve Vodofon haberleşme imtiyazları ise karayolu yapımları, özellikle otoyollar-köprüler, izliyor. Kemerköy Santral YİD’i ile 3. Köprü, Dün- tüneller oluşturmaktadır. Hava meydanı yapım- ya Bankası’na göre Türkiye’nin bitmiş ve süren en ları, toplam proje stokunda yüzde 4 pay alırken, büyük KÖİ projeleridir. demiryollarına dönük yatırımların da yüzde 4 pay Dünya Bankası, büyük KÖİ projelerinde kamunun sahibi olduğu belirlenmiştir. Yükselenlerin KÖİ ortaklarını sıralamıştır. Buna göre, 3. Havalimanı yatırımlarında liman, doğalgaz, su-kanalizasyon konsorsiyum ortakları arasında Limak, Cengiz, yatırımlarının her biri de yüzde 3 pay almıştır. Kolin ve Kalyon bulunmaktadır. Ancak, bu firma- Kamu-özel işbirliği projelerinin dünyaca envan- lara ait projenin sadece 3. Havalimanı olmadığını terini tutma iddiasını taşıyan Dünya Bankası PPI hatırlatmak gerekiyor. Bu kuruluşlar elektrik sek- töründeki KÖİ projelerinde de yer alıyorlar. bölümü, Türkiye ilgili olarak en büyük projeleri sı- ralarken, ilk sıraya yapımı süren 3. Havalimanı’nı 3. Köprü ortakları IC Holding ile Astaldi, teleko- koymaktadır. Ancak, yatırım tutarı 14 milyar dolar münikasyondaki Saudi Öger, Vodofone, enerji olduğu birçok resmi kaynakta yer alırken, Dünya sektöründeki Sabancı Grubu, KÖİ’nin özel ayağın- Bankası, tutarı 35 milyar dolar olarak vermektedir. daki büyük partnerler olarak açıklanıyor. bülten 220 9 ekim 2016 Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XXI) ONUNCU KALKINMA PLANI’NDA KÖİ PROJELERİNDE UYGULAMALAR KÖİ’LER Kalkınma Bakanlığı verilerine göre, 2015 itiba- Onuncu Kalkınma Planı’nda KÖİ’lerden bahse- rıyla, 198 KÖİ projesinin uygulama sözleşmeleri dilirken şöyle denilmektedir: “Bu çerçevede son imzalanmış bulunmaktadır. Projeler genel olarak yıllarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde alt- incelendiğinde, özellikle enerji tesisleri ve kara- yapı yatırımlarının gerçekleştirilmesinde yaygın yolu projelerinde uygulanan YİD modelinin yüzde olarak kullanılan KÖİ modeli ülkemizde de uygu- 49’luk bir payla birinci sırada olduğu görülmek- lanmaktadır. Dokuzuncu Kalkınma Planı dönemin- tedir. Enerji tesisleri, liman, yat limanı ve turizm de yetki verilen yap-işlet-devret ve yap-kirala mo- tesisi, havaalanı ve otoyol hizmet tesisi projeleri delli projelerin sayısı 46’ya, bu projelerin toplam olmak üzere toplam 78 projede İHD modeli uygu- yatırım tutarı ise 28,5 milyar dolara ulaşmıştır.” lanmıştır. Yİ modeli sadece 5 enerji tesisi proje- sinde, YK modeli ise sağlık tesisleri projelerinde Planın “ Politikalar” bölümünde benimsenen yol kullanılmıştır. haritasıysa şöyle ifade edilmektedir: “Kamu ya- tırımlarında, KÖİ modeliyle yürütülenler dâhil, Bu yaklaşım çerçevesinde, 1990’lardan itibaren eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim- Özelleştirme İdaresi tarafından başta, elektrik, teknoloji, ulaştırma ve sulama sektörlerine öncelik madencilik, ulaştırma, haberleşme sektörlerinde verilecektir. Onuncu Kalkınma Planı döneminde olmak üzere, birçok kamu kuruluşunun özelleş- kamu kaynaklarıyla gerçekleştirilecek yatırımlar tirilmesi KÖİ modeline uygun gerçekleştirilmiş; içinde, tarım sektörünün payının başta GAP Böl- 2013 sonrası ise büyük “mega projeler”, KÖİ kap- gesi olmak üzere sulama yatırımlarının hızlandırıl- samında devreye alınmıştır. Toplam KÖİ proje tu- ması sonucunda artması; yerli kaynaklara dayalı tarlarının yıllar itibarıyla dağılımına bakıldığında, enerji politikası çerçevesinde enerji hammadde- yatırımlarda yıllık artışın 2013 yılına kadar düşük si aramalarına ağırlık verileceğinden madencilik seyir izlediği, 2013 yılında ise keskin bir artış ol- sektörünün payının artması; kamu tarafından yü- duğu görülmektedir. rütülen hidroelektrik santrallerinin (HES) tamam- lanma aşamasına gelmiş olması ve özelleştirme- İşletmede olan projeler YİD (81) ve Yİ (5) modelli ler sonucu enerji sektörünün payının azalması; olup, toplam yatırım tutarları 11 milyar ABD dola- en yüksek paya sahip olmakla birlikte ulaştırma rıdır. Yapım aşamasında olan projeler ise YİD (16) sektörünün payının bazı otoyollar, büyük limanlar, ve YKD (17) modelli olup, toplam yatırım tutarları havalimanları, gar kompleksleri gibi projelerin KÖİ 36 milyar ABD dolarıdır. yöntemiyle gerçekleştirilecek olması nedeniyle 2016 itibarıyla, yapımı süren 34 KÖİ projesinin ya- azalması; yeni kurulan üniversitelerin ihtiyaçları tırım tutarı 36,5 milyar dolardır. Ancak bunlardan ve okulların sınıf mevcudunun azaltılması hedefi en büyük dördü, bu 34 projenin üçte ikilik büyük- doğrultusunda eğitim sektörünün payının artma- lüğünü oluşturmaktadır. sı; şehir hastaneleri ve sağlık kampüsleri proje- lerinde KÖİ yönteminin yaygın olarak uygulana- Bu 4 “mega proje” içinde ise 3. Havalimanı 14 cağı sağlık sektörünün payının azalması; adalet, milyar dolarlık yatırımı ile (%38) diğer projelerden güvenlik, içme suyu, kanalizasyon ve teknolojik ayrışmaktadır. Söz konusu 4 mega projenin üçü araştırma sektörlerinin paylarının verilen öncelik- İstanbul odaklıdır. Bunlardan 3. Havalimanı ile ler çerçevesinde artması öngörülmektedir.” 3. Köprü ve henüz tasarı aşamasında olan Kanal 10 bülten 220 ekim 2016
Description: