ebook img

problem, amaç, önem, sayıltılar, sınırlılıklar, tanımlar ve ilgili araştırmalar ye PDF

49 Pages·2003·0.33 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview problem, amaç, önem, sayıltılar, sınırlılıklar, tanımlar ve ilgili araştırmalar ye

BÖLÜM 1 GİRİŞ Bu bölümde; problem, amaç, önem, sayıltılar, sınırlılıklar, tanımlar ve ilgili araştırmalar yer almaktadır. Problem Örgütler gerek kişilerin gerekse toplumun belirli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulur ve bu ihtiyaçları karşıladığı sürece yaşamlarını sürdürürler. Örgütlerin ayakta kalması ve amaçlarının karşılanmasından yöneticiler sorumludur. Örgüt, toplumsal gereksinimlerin bir kesimini karşılamak üzere önceden belirlenmiş amaçları gerçekleştirecek düzenli işleri yapmak için güçlerini gönüllü eşgüdümleyen insanlardan oluşan toplumsal açık sistemdir (Başaran, 1989). Yönetim, ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için eldeki insan ve madde kaynağının etkili biçimde kullanılarak belli bir amacın gerçekleştirilmesi eylemidir. (Aydın,1994) Yönetimin başarısı yönetimsel eylemleri başlatan ve sonuçlandıran yöneticinin yeterliliğine bağlıdır. Yönetici bir örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için var olan örgüt yapısını ve prosedürü kullanan kişidir (Aydın,1994) Bu nedenle her örgüt kendi işleyiş yapısına uygun yöneticiyi seçer ve iş başına getirir. Yönetimlerin de çeşitleri vardır. Bunlar; devlet yönetimi, işletme yönetimi, yerel yönetimler, eğitim yönetim vb. Tüm yönetimlerin kuruluş amaçları, ilkeleri, işletim sistemleri vardır. Eğitim yönetimi tanımını yazarlarımız şöyle yapmıştır; Yönetim biliminin özel bir alanı olarak eğitim yönetimi giderek artan bir öneme sahiptir. Eğitim yönetimi, eğitim sisteminde amaçların gerçekleştirilmesi için bir arada bulunan eğitim çalışanları ve kaynakları örgütleyerek eyleme geçmektir (Türkoğlu;1996) Eğitim yönetimini öteki yönetimlerden ayıran özellikler eğitimin özelliklerinden doğmaktadır. Eğitimin olduğu gibi, eğitim yönetiminin de en önemli konusu insandır. Eğitim yönetimi, insan ve insanların oluşturduğu toplumu her yönden geliştirip zenginleştirmeyi amaçlar. (Kaya,1986) Eğitim kurumlarının başına, atanmış eğitim yöneticileri getirilmektedir. Eğitim yöneticilerinin görevi sadece yasaları uygulamak, emir almak-vermek değildir. Bir yönetici görevinde başarılı olmak istiyorsa, zamanını ve enerjisini bölümündeki işler için planlamalıdır. Mevcut işgücü kaynaklarını, materyal ve araçları organize etmek, astların çalışma ve çabalarını koordine etmek, onları eğitmek ve motive etmek ve böylece onların daha verimli bir şekilde çalışmalarını sağlamak yöneticinin görevidir. (Gürsel,1997) Eğitim yöneticileri Milli Eğitimin Amaçlarını gerçekleştirirken bir çok sorunla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunlardan bir kaçını sıralarsak; çalışanların kararlara katılmaması, velilerle ve okul çevresiyle iletişim eksikliği, finansman kaynaklarının bulunamaması, çalışanlar arasında meydana gelen çatışmaları iyi yönetememe, plansızlık, sorunlara kalıcı çözümler üretememe, rehberlik hizmetlerinin yerine getirilememesi, dünyada eğitim alanında meydana gelen değişme ve yenileşmeleri takip edememe, sahip olunan yetkilerin devredilmesi vb. Ülkemizde eğitim yöneticiliğinin esası öğretmenliktir. Ayrı bir meslek görülmediği için de iş başındaki yöneticiler tüm bu sorunlarla baş etmekte zorlanmaktadırlar. Eğitim yönetiminin en önemli özelliği, yetki ve sorumlulukların paylaşıldığı, kararların birlikte alındığı, izleyicilerin değil, işbirliği yapan arkadaşların söz konusu olduğu demokratik liderliği gerektirmiş olmasıdır. Ancak gerçekte pek çok kişi demokratik yöntemlerden, planları ve sorumlulukları paylaşmaktan kaçınmaktadır. (Alkan, 2000, s.265) Çağdaş eğitim örgütlerinde daha etkili bir yönetim için yöneticilerin öncelikli olarak çözmeleri gereken önemli sorunlardan biri de, yetki devrine ilişkin sorunlardır. Yetki devri, çağdaş yönetimin temel işlevlerinden biridir. Zira, yöneticilerin örgütlerini başarılı, etkili ve verimli bir şekilde yönetebilmeleri için, astlarına yetki devretmeleri yönetsel bir zorunluluktur. Bu yüzden, yetki devreden yöneticiler daima başarılı yöneticilerdir. Çünkü, yönetimde yardımcıların ve astların varlıklarının nedeni, kendilerine yetki verilmesidir. Aksi taktirde, yönetimde yetki devri olmasaydı, yöneticilerin altında hiç kimseye gerek olmazdı.( Aytürk, 2000) Yönetsel bir görevin sahibi olmanın anahtarı yetki ise, örgütün anahtarı yetkinin devredilmesidir. Yöneticilerin bir kısmı yetki aktarmakla yetkisinin elinden gideceğinden korkar. Bu gücü elinde tutmak istediği için de yetkisini devretmek istemez. Oysa yetki devretmek, ondan vazgeçmeyi gerektirmez. Nihai yetkiler yine üsttedir. Örgütün başarılı olması isteniyorsa yetki devri gereği gibi, gerektiği kadar ve zamanında yapılmalıdır. Yetki aktarmasını bilmeyen ya da istemeyen yöneticinin modern yönetici olması imkansızdır. Yetki devrinde cimri olan yönetici gibi fazla yetki isteyen ve aktarılan yöneticinin de başarısızlık ihtimali artar. (Akçay,1996) Bazı yöneticiler klasik tarz yöneticiliği benimsemiştir. Yöneltmek, eşgüdüm sağlamak, politika oluşturmak ve denetlemekten çok işi bizzat yapmak, her ayrıntı ile uğraşmak, her soruna yetişmeye çalışmak gibi yanlış bir alışkanlık içinde bulunan yöneticiler yetki devrine soğuk bakmaktadır. Bu yöneticiler başarıdan çok, çabaya önem veren kişilerdir. Acil işlerin, ayrıntıların, zaman yetersizliğinin, çok çalışma ve yorulmanın nedenini astların yetersizliğine bağlarlar ve yetki devrinden daha da uzak dururlar. ( Türkmen, 1999) Yetki devri, yetkilerin tümüyle astlara dağıtılması, yöneticinin temiz masa anlayışı ile görevlerden uzak durması anlamına gelmez. (Açıkalın,1995) Böyle yapmakla rahat edeceğini sanan yönetici, bir süre sonra çok rahatsız olacaktır. (Bursalıoğlu, 1991) Etkili karar alma başarılı yönetimin özüdür. Yetki ve görev devredip etmeme, ne zaman devretme, neyi devretme ve kime devretme gibi sorular, yöneticilerin aldığı en kritik kararlar arasında yer alır. Eğer görev devriyle ilgili kararlar etkili olmazsa, yönetim de etkili olmaz. Bu düz orantılı bir ilişkidir. Etkili bir yönetici aynı zamanda etkili bir devredici olmak durumundadır. (Wells,1993) Okul, müdür tarafından yönetilir, mevzuatın tanıdığı yetki ve sorumluluk ona aittir. Müdürün bütün işleri yapması mümkün olmadığından, bazı görevler müdür adına yardımcıları tarafından yürütülür. Eğitim yöneticileri eğitim politikalarının uygulanmasından sorumludur. Eğitim kurumu olan okulun amaçlarına ulaşması yönetici ve yardımcıların, öğretmenlerin ve diğer personelin üzerlerine düşen görevleri en iyi biçimde yerine getirmeleriyle mümkündür. Yöneticilerin sorumlu olduğu okulu rahatça yönetmesi ancak çalışanlarını kararlara katması, rutin işlerini yardımcılarına devretmesi ile gerçekleşir. Yasaların öngördüğü çeşitli görevlerin gerçekleşmesi için yöneticilerimizin yönetim alanında yeterli bilgi, beceri ve tutumları kazanmaları gerekir. Üst yöneticiyle astları aynı eğitime, aynı değerlere sahipseler, belli konularda alacakları kararlar birbirine benzer olacak, dolaysıyla denetim kolaylaşacak ve yetki devri sağlanabilecektir. (Onaran,1972) Okullarımızda çalışan yöneticilerin, yardımcıların ve öğretmenlerin eğitim düzeyi genelde aynıdır. Yetki aktarmayı bilmeyen veya bilmesine rağmen kabul etmeyen bir yönetici, hem örgütü, hem yönetimi sıkıntı ve tehlikeye sokabilir. (Bursalıoğlu, 1991) İlköğretim okullarında yetki devri ile ilgili açık yazılmış bir yönetmelik olmadığından bu konuda uygulama tamamen yöneticilerin yaklaşımına bağlıdır. Ülkemizde merkezden yönetim alışkanlığı henüz terk edilmemiş olduğundan, astların görev alanlarına giren işlerden bazılarını hâlâ amirleri üstlenebilmektedir. Bunun bir nedeni de, yönetim basamağına yükseltilmiş ama yönetsel yeterlilikleri aynı kalmış yöneticilerin, yeni yetkilerinin gösterdiği görevleri yapmak zorunda kalmalarıdır. Yetkilerin üstlerce kullanılması, astları, sorumluluktan uzak tutabilir, görevleri savsaklamaya itebilir. (Başar, 1992) Yönetim uygulamalarında önemli çatışma sorunlarından biri de yetkinin bölüşülmezliğidir. Astlar, genellikle daha fazla yetki ister. Yöneticilerse astlarına göçereceği yetkinin sağlıklı bir şekilde kullanılamayacağından yakınırlar. Nedense, aralarındaki bu rahatsız edici ve çelişkili konuyu pek ender olarak birbirleriyle görüşürler. (Peker, 1991) İlköğretim okullarında yaşanan sorunlardan biri de budur. İlköğretim okullarında çalışan yöneticilerimiz, yardımcılarıyla okulun işleyişi ile ilgili hangi konularda görev paylaşımı yapacağı ilgili yönetmelikte belirtilmiş olmasına rağmen yine de tereddütlerin yaşandığı bir gerçektir. Ağır iş yükü altında ezilmek istemeyen ve nasıl davranılacağını bilmeyen yöneticiler, yardımcılarının yetki devrine ait görüş ve beklentilerini bilmeden sağlıklı yetki devredemezler. Devretseler bile her iki taraf için memnuniyetsizlik devam edecektir. İşte bu nedenle yönetici yardımcılarının yetki devrine ait görüşlerinin bilinmesi gerekir. Kanun, yönetmelik ve emirler uyarınca görev yapan ilköğretim okul yöneticilerinin kendilerine verilen yetkileri yönetsel bakımından en yakınında bulunan yardımcılarıyla yeterince paylaşmadığı düşünülmektedir. Problem cümlesi İlköğretim yönetici yardımcılarının yetki devri ile ilgili görüşleri nedir? Yetki devri ile ilgili beklentileri nasıldır? Problem cümlemiz aşağıdaki alt basamaklara ayrılarak çözüm aranılmaya çalışılacaktır. Alt Problemler 1. Yönetici yardımcılarının yetki devrine ait şimdiki görüşleri nedir? 2. Yönetici yardımcılarının yetki devri ile ilgili beklentileri nelerdir? 3. Yönetici yardımcılarının yetkili olma durumuyla beklentileri arasında anlamlı bir farklılık var mıdır? 4. Yönetici yardımcılarının kıdemi nedir? 5. Yönetici yardımcılarının sahip oldukları yetkilere ilişkin görüşleri kıdemlerine göre farklılaşmakta mıdır? 6. Yönetici yardımcılarının sahip olmak istediği yetkilere ilişkin görüşleri kıdemlerine göre farklılaşmakta mıdır? Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın temel amacı, ilköğretim kurumlarında müdür yardımcısı kadrosunda görev almış yöneticilerin yetki devrine ilişkin görüşlerini saptamak ve sahip oldukları yetkilerle sahip olmak istedikleri arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını ortaya çıkarmaktır. Yönetici yardımcılarının yetki devrine ait görüşlerinin kıdeme göre değişip değişmediğini tespit etmektir. Elde edilecek sonuçlardan yetki devretmekte zorluk çeken yöneticilere öneriler geliştirilebilecektir. Araştırmanın Önemi İlköğretim okullarının yasa ve yönetmeliklere göre yönetilmesinin baş sorumlusu ve yetkilisi, okul yöneticisidir. Okul yöneticisinin bütün işlere yetişmesi mümkün değildir.Yöneticinin yapması gereken, iş yükünü yardımcılarıyla paylaşmaktır. Bu araştırmayla okul yöneticilerinin, yardımcılarının yetki devri ile ilgili görüş ve beklentileri hakkında bilgi sahibi olması durumunda, sahip olduğu yetkileri daha iyi ve yeterli düzeyde paylaşacağı konusunda yol göstereceği umulmaktadır. Ayrıca yetki devri, ilköğretim düzeyinde ilk defa araştırması yapılacağından ayrı bir öneme sahiptir. Sayıltılar 1. Araştırmada kullanılacak olan anketleri araştırmaya konu olan müdür yardımcılarının samimi ve doğru cevaplandıracakları varsayılmaktadır. 2. Veri toplama aracının tüm yetkileri kapsadığı ve görüşleri ortaya çıkaracak nitelikte olduğu varsayılmaktadır. Sınırlılıklar 1.Bu araştırma anketteki sorularla sınırlıdır. 2.Anketi yanıtlayan müdür yardımcılarının verdikleri cevaplarla sınırlıdır. 3. Edirne ili ilköğretim okullarında müdür yardımcısı kadrosunda çalışanlarla sınırlıdır. Elde edilecek bulgulardan yola çıkılarak varılacak sonuç ve genellemeler, araştırmanın evreni için geçerlidir. Tanımlar Yönetici (Müdür):İlköğretim okullarının yönetim sorumluluğunu taşıyan ve başında olduğu kurumu amaçları doğrultusunda sevk ve idare eden kimse. Yardımcı (Müdür yardımcısı): Bir ilköğretim okulunun yöneticisine yardımcı bulunan kişi. Yetki : Belli bir işi ya da görevi, yasa ve kurallara göre yürütme gücü ya da izni, gerektiğinde yetkeyi kullanma hakkı. Yetke : Buyruklarını başkalarına benimsetme gücü. Yetki devri (göçerimi): Bir yöneticinin sahip olduğu karar verme ve uygulama hakkını kendisi kullanmayıp, astlarına devretmesi ve karar verme hakkını onların kullanmasını sağlamasıdır. Görüş: Olaylara, düşüncelere ya da nesnelere biçilen değer, onlar için verilen yargı, belirtilen kanı. Beklenti: Yönetici yardımcılarının, yöneticilerden, okul işleyişine ilişkin konu ve işlerde yetkili olmayı istemeye ilişkin görüşleri. İlgili Araştırmalar Yetki devri, sadece eğitim yönetimine yönelik bir uygulama olmadığı için bütün yönetim alanlarının ilgi odağıdır. Eğitim yönetiminde yetki devri ile ilgili yapılan araştırmalar ne yazık ki çok da fazla değildir. Yetki devri ile ilgili araştırmaların içerisinden, yapılan çalışmayla yakından ilgili olduğu düşünülenler hakkında, özet bilgiler aşağıda verilmiştir. Barkçin (1994) “ Eğitim Yönetiminde Yetki Devri” başlığı adı altında yaptığı araştırma daha çok bakanlık elinde olan yetkilerin taşradaki yöneticilere devredilmesi ile ilgilidir. Araştırmacının amacı; eğitimde yetkilerin devredilmesine ilişkin olarak bakanlık yöneticileri, valiler, il milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri, ilköğretim müfettişlerinin ve okul müdürlerinin , eğitim birimlerinde; eğitim programları ve öğretim, personel, öğrenci işleri, bütçe , finansman konularında birinci derecede yetkili olmasını düşündükleri kademeye ait görüşlerinin saptamak istemiştir. Eğitim programının belirlenmesinde bakanlık teşkilatının yetkili olması, personel atamasında önemli kademelere bakanlığın yetkili olmasını diğer durumlarda ise il milli eğitim müdürlerinin yetkili olmasını, öğrenci işlerine ilişkin olarak okul müdürünün yetkili olması, bütçe ilişkin yetkilerin il milli eğitim müdürlerinin yetkili olması, finansman konularında belediye, merkezi hükümet ve özel idarenin yetkili olması gerektiğine dair sonuçlar elde etmiştir. Erdoğmuş (1997) “İşletmelerde Yetki Devri ve Çalışanları Güçlendirme” konulu çalışmasında öncelikle yetki devri, kapsamı, sınırları ve ilkelerini ele alarak incelemiş ve sonraki aşamada ise yetki devrini tamamlayan bir yönetim tekniği olarak güçlendirmeyi açıklayıp tartışmaya açmıştır. Örgütlerde yetki devri, yönetimde etkinlik ve verimliliği arttırmak amacıyla uygulanan bir yönetim tekniği olduğunu, yetki devri geleneksel yönetim uygulamalarında önemli yararlar sağladığını ancak günümüzde hızla değişen teknoloji ve çevre şartları dolayısıyla yetki devri tek başına yeterli bulmamakta ve yetki devrinin yeni yönetim teknikleriyle desteklenmesi belirtmektedir. Yeni yaklaşım, örgütlerde çalışanların güçlendirilmesi olduğunu ileri sürmektedir. Dumrul (1986) “ İlkokul Müdürlerinin Denetim, Yetki ve yeterlilikleri” adlı çalışmasında; eğitim yönetici olan ilkokul müdürlerinin eğitim- öğretim- öğrenci ve personel işleriyle okul işletmeciliği alanındaki denetim görev yetkilerini gözden geçirerek eksik bulunan yönlerini ve uygulamada görülen güçlüklerin temelini araştırmak, alınması gereken önlemlerin neler olabileceğini ortaya koymayı amaçlamıştır. Yöneticinin denetim görevlerinin nasıl yapılacağı ile yetkilerinin neler olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Danışman ( 1978) “ Türk Kamu Yönetiminde Yetki Devri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı incelemesinde yetki devri ile ilgili olarak kamu kuruluşlarının durumunu araştırıp çözüm önerisi getirmiştir. Yetki devrine daha genel çerçeveden bakarak yöneticilerin başarılı olabilmesi için etkili denetim sistemini oluşturmalarını, emir komuta birliğinin bozulmamasına dikkat etmeleri gerektiği sonucuna varmıştır. BÖLÜM II İLGİLİ ALANYAZIN Bu bölümde; yetki ve sorumluluk, okul müdürünün ve yardımcılarının yetki ve sorumlulukları, yetki devrinin tanımı, dayandığı kuramlar ve kaynaklar, patolojileri, ilkeleri,yararları ve engelleri tanımlanmaya çalışılarak yetki devrinin esasları ortaya konulmuştur. Yetkinin tanımı Yetkinin tanımı, değişik yazarlar tarafından farklı şekillerde yapılırken yetkiyle birlikte ilişkili kullanılan güç(kuvvet-erk), hak, İnisiyatif, otorite ve yetke sözcüklerinin anlamları da beraberinde açıklanmıştır. Yetki; örgütü bir arada tutan yapışkandır. Bir şeyi yapma hakkıdır. H:Fayol, “emir verme hakkı ve itaat ettirme gücü” , “sözünü geçirme gücü” olarak tanımlar. Yetki, başkalarının uğraşılarını yöneltecek kararları alma sorumluluğudur. Örgütün ulaşacağı amaçları belli kılma, bu amaçlara götürecek politikalar, yollar ve yöntemler hakkında karar verme, komuta etme, yürütme, işe girişme, kaynakları kullanma ve örgütü amaçlarına ulaştırmak için başkalarının eylemlerini ve davranışlarını isteme hakkına yetki denir. Yetki, yaptırım etkisi olan kuvvetle desteklenmediği sürece ya da astlarca kuvvetin varlığı hissedilmedikçe, verilen kararların , emirlerin uygulanma olasılığı düşer.Kuvvetin etkinliği içinde genel anlamda, cezalandırmadan ödüllendirmeye kadar giden uygulamalar söz konusudur. (Peker,1991) Yetki kavramı kurumlaşmış güç, gücün dış gösterisi, başkalarının davranışını etkileyebilecek kararlar alabilme gücü, bir iletişim akımı gibi biçimlerde tanımlanmıştır. Fakat bazı yazarlar yetki ve güç terimleri arasında fark görmüş ve gücü, insanların diğerlerini eyleme geçirebilmesi olarak kabul etmiştir. Ayrıca, örgüt ortamında yetkinin üst ve ast ilişkisi olarak alınmasına karşılık; gücün teknik yetenek olarak görülmesi, ikisinin yapısı arasında bir fark yaratmıştır. (Bursalıoğlu,1991,s.154)

Description:
Bu bölümde; problem, amaç, önem, sayıltılar, sınırlılıklar, tanımlar ve ilgili . BÖLÜM II. İLGİLİ ALANYAZIN. Bu bölümde; yetki ve sorumluluk, okul .. olabileceği, emir verme hakkını,etkili olarak kullanabileceği varsayımı, yetki
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.