ebook img

politik pazarlamada imaj PDF

141 Pages·2006·0.45 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview politik pazarlamada imaj

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI POLİTİK PAZARLAMADA İMAJ TÜRK SİYASAL YAŞAMINDA KALİTATİF BİR ARAŞTIRMA “ MELİH GÖKÇEK ÖRNEĞİ ” Yükseklisans Tezi Seval ÖZDEMİR Ankara-2006 İÇİNDEKİLER Giriş…………………………………………………………………………………...1 Çalışmanın Konusu, Amacı ve Önemi………………………………………………..4 Kuramsal Çerçeve ve Çalışmanın Varsayımları………………………………...…..27 İlgili İncelemeler…………………………………………………………………….43 Araştırmanın Yöntemi………………………………………………………………46 İMAJ…………………………………………………………………………….......49 a-İmaj Kavramının Özellikleri……………………………………………..………..58 b-İmaj ve İletişim……………………………………………………………...…….63 c-İmaj ve Kitle İletişim Araçları…………………………………………………….66 MELİH GÖKÇEK’İN SEÇİM KAMPANYALARI ÇERÇEVESİNDE YAZILI BASINDA YER ALIŞI……………………………………………………………...80 27 MART 1994 SEÇİM KAMPANYASI…………………………………………..81 18 NİSAN 1999 SEÇİM KAMPANYASI………………………………………...104 28 MART 2004 SEÇİM KAMPANYASI ………………………………………...116 Sonuç…………………………………………………………………………….....127 Tez Özeti (Türkçe ve İngilizce)……………………………………………………131 Kaynakça…………………………………………………………………………...135 GİRİŞ Günümüzde iletişim alanında yaşanan gelişmelerin ve ekonomik sistemde liberalleşme eğiliminin artması, toplumların gelişmişlik düzeyini yükseltirken siyasetin de yapısını değiştirmiş ve etkilemiştir. Son yıllarda Türkiye’de siyasal süreci etkileyen unsurlar arasında kitle iletişim araçlarının gelişim ve öneminin artması, bu araçların işleyiş yöntemi, sivil toplum örgütleri ve baskı gruplarının siyasete etkilerinin giderek artması, parti içi demokrasinin lidere bağımlı oluşu, partilerin giderek birbirine benzemeye başlaması, parti içi bağlılık ve uyumun zayıflaması, partilerin çeşitli nedenlerle kapatılarak kurumsallaşmalarının önlenmesi, siyasette paranın başat güç olması, medyanın tröstleşerek varlığını ve kazancını kendi alanından değil farklı alanlardan sağlaması sayılabilir. Siyasal parti ya da adayların bu süreç içerisinde seçmenle karşılaşma biçimleri ve kuracakları iletişim yöntemleri eskisine oranla oldukça farklılık göstermektedir. “ Bugünün seçimleri hemen hemen tümüyle iletişim araçları olaylarıdır. Çok az seçmen, adaylarla yüzyüze gelmektedir” (Yıldız, 2000:28). Geleneksel yöntemlerle siyasette stratejiler saptayan partilerin uğradıkları başarısızlıklar da göstermiştir ki propoganda artık siyasette geçerliliğini yitirmiş, seçmenin ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. “Propoganda olarak adlandırılan siyasal fikir ve ideolojinin tek yönlü ve örgütlü olarak ikna amaçlı iletilmesi faaliyeti 1 zamanla aldatıcı ve akıl dışı bir ikna biçimi olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Propoganda kavramı yalan, aldatmaca, yönlendirme, beyin yıkama gibi olumsuz birtakım kavramlarla birlikte anılır hale gelmiştir” (Sever, 1993). Siyasal partiler seçmenlerin beklentilerini, istek ve ihtiyaçlarını doğru ve tutarlı analizlerle saptayamamış oldukları için, bu veriler ışığında uygun ürün ve iletişim stratejileri oluşturmaları bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu konu ayrı bir uzmanlık alanı olduğu için partiler, ticari alanda birçok aşamalardan geçerek bugünkü şeklini alan pazarlama anlayışını politikaya uygulayan politik pazarlama uzmanlarına gereksinim duymaktadırlar. Politik pazarlama olarak nitelendirilen bu yeni süreç siyasete ve siyasetçiye de farklı ve geniş bir pencere sunmaktadır. İçinde bulunduğumuz ve bizleri çevreleyen bu iletişim ortamında siyaset de payına düşeni almakta, partiler yerlerini artık ağırlıklı olarak liderlere ve adaylara bırakmaktadır. Siyasette artık lokomotif görevini üstlenen aday, kitleleri peşinden sürükleyebilme adına yeni ve farklı bir oluşum içine girmektedir. Seçmenle arasında yaşanan etkileşim ve bilgi alışverişinde dikkat çeken yeni bir unsur gündeme gelmiştir. İmaj olarak nitelenen bu kavram politik pazarlama anlayışının beraberinde getirdiği hem görünüm hem de fikir anlamında aday için tasarlanan bir çalışmadır. “ Çünkü imaj, gittikçe birbirine benzeyen siyasetin bileşenleri arasında tercihe neden olacak farkı yaratmada önemli bir kavram olarak belirginleşmektedir ” (Yıldız, 2000:2). 2 “ Siyasal partiler arası fikir ve ideolojilerin benzerlikleri, sunulan temel vaadler ve toplum sorunlarına yaklaşımları arasındaki farklılaşmaların önemini yitirmesi, siyasal adayların kişisel özellik ve niteliklerini ifade eden imaj kavramını bir rekabet unsuru haline getirmekte, siyasal kampanyalarda ve oy verme kararlarında önemli bir değişken yapmaktadır”(Uztuğ, 1995:3-3). Siyasal anlamda yaşanan rekabet ideolojiler, fikirler ve düşüncelerden çok adayların kişisel özellikleri ve nitelikleri üzerinde şekillenmeye başlamıştır. 3 ÇALIŞMANIN KONUSU, AMACI VE ÖNEMİ Toplumsal birer varlık olan insan yaşamı boyunca çevresindeki değişim ve gelişimlerden etkilenmektedir. Toplumsal yaşantıdaki bu temel değişim ve dönüşümler genel anlamda siyaset, iletişim ve ekonomi alanında kendini göstermektedir. Gündelik ilişkilerimizi ve kararlarımızı doğrudan etkileyen siyaset olgusunun pazarlama ile buluştuğu ve kesiştiği nokta politik pazarlama kavramıdır. Siyasette düne kadar süregelen yüzeysel seçim çalışmalarının yerini günümüzde profesyonel siyaset ve medya uzmanlarınca yürütülen planlı ve programlı siyasal kampanya çalışmaları almıştır. İşte bu noktada gündeme gelen pazarlama kavramı ticari faaliyetlerde ürünleri birer meta olarak tüketicilere sunarken, siyasette de bu alanın aktörleri olan siyasal aday ve liderleri, partileri yani kurumları ve dahası soyut birer kavram olan fikir ve ideolojileri de birer siyasal meta haline getirmekte ve hedef kitle olan seçmenlere sunmaktadır. “ Pazar ekonomisi ve siyasetin en önemli ortak yanı “ akılcı seçim ” varsayımına dayalı olmasıdır. Hem ticari hem siyasi kampanyalar seçmeleri için bireye bir seçenekler dizisi sunmaktadır” (Yıldız, 2002:15). Pazarlamada hedef, üretilen her türlü soyut ve somut ürünü tüketiciye satmak iken, politik pazarlamada hedef seçmeni ikna ederek oy toplamak şeklindedir. “ Ticarette tüketiciye sürekli ‘ en akılcı ve doğru seçim’ vurgulanırken, siyasette de 4 bir lider önderliğinde kamuoyuna ‘ doğru’ ürünü yani kendi fikir ve düşüncelerini kabul ettirerek (satarak) ülke yönetiminde iktidar olmak ve bu iktidarı (pazar önderliğini) kalıcı kılmak, süreci açıklamaktadır” (Altıntaş, 2001:33). “ İletişim denen olgu sayesinde siyaset ve pazarlama arasındaki ayrımlar tamamen ortadan kalkmaktadır ”(Yıldız, 2002). Ticaretin vazgeçilmez unsurlarından olan pazar koşulları ekonomideki geçerliliğini siyasete de taşımaktadır. “ Bir siyasi partiyi veya adayı potansiyel seçmenlere uygun hale getirmek, siyasi parti yada adayı en yüksek sayıdaki seçmen kitlesinin ve bu kitledeki her bir seçmenin tanımasını sağlamak, rakipleriyle arasındaki farkı ortaya koyup en az masrafla seçimi kazanmak için gerekli olan oyu elde etmek amacıyla kullanılan teknikler olarak tanımlanan politik pazarlama kavramı” (Tan, 2002:11) ticari pazarlamadan ilham alınarak yaratılmış olup, ticari pazarlamanın en önemli kavramları olan ürün, pazar, tüketici, farklılık, satış ve kar unsurları, politik pazarlama alanı için de geçerli olmaktadır. Politikada pazar kavramı mekansal anlamda farklı bir görünüm taşır. Pazar bugünü ve geleceği adına karar verecek seçmen kitlesi olarak görülen alıcı rolünde vatandaşların buluştuğu seçim meydanları ve oy vermek için gidilen seçim sandıklarıdır. Bu nedenle ticaretteki tüketici kavramının buradaki karşılığı seçmenler, yani vatandaşlardır. “ Ticarette gerek ürün üzerinde yapılan çalışmayla gerekse verilen hizmetle fark yaratılırken, politikada siyasal aday ya da liderin kendi kişisel güçleri, bilgi ve düşünceleri ve en önemlisi bunları hedef kitleye en etkili ve doğru 5 şekilde aktarabilme ve onları ikna edebilme becerileri ile farklılık yaratılmaktadır. Satış kavramı ticari faaliyetin özünü oluştururken, politik pazarlamada satış çalışması, adayın kişiliği ve fikirlerinin tanıtılması, pazarlanması, partinin anlatılması olarak algılanmaktadır. Bir nevi somutlaştırılan aday, parti ve ideolojik fikirler politik pazarlamada satış çalışmasının temel ürünleri olmuştur” (Altıntaş 2001: 33-50). Ticari pazarlamada üretilen her ürün kendi sınıfı içerisinde standart belli özellikler taşır. O ürünü farklı kılan ve benzerlerinden ayıran üreticinin ona kattığı başka diğer unsurlardır. Bu unsurlar ambalaj, marka, etiket, fiyat ve kalite farklılıklarıdır. İşte bu noktada hedef kitleyi ikna etme ve istenilen yönde davranış gösterme amacı devreye girer. Satış öncesi, sırası ve sonrasında yapılan tutundurma faaliyetleri bu amaca hizmet eder. Dolayısıyla pazarlama bir disiplin olarak var olan veya yaratılacak ihtiyaçlardan hareketle mal ve hizmetlerin yaratılmasını, tutundurmasını ve dağıtımını sağlayan bir yapıyı ifade eder. Fikirlerin pazarlandığı politik pazarlama yaklaşımında da ticari pazarlamada olduğu gibi pazarlama karması vardır. “ Ticari pazarlamadaki ürün yerine politik pazarlamada adayın kendisi, düşünceleri, partisi, çevresi ve ilişkileri yer alır. Lider pazarlamasında liderin ya da adayın nitelikleri, rakiplerinden üstünlük ve farklılıkları öne çıkarılır. Fikirlerin pazarlanmasında seçimlerde sunulan parti programları, seçim bildirgeleri ve ülke meselelerinin belirlenip çözüme ilişkin üretilen fikir ve politikalar bu alanın konusudur. Parti pazarlamasında ise temel 6 konu partinin hedefleridir. Partiye daha çok seçmeni üye yapmak, finansal katkıda bulunulmasını sağlamak ve taraftar kazanılması amaçlanır” (Tan, 2002:20-21). Ticarette ürün için belirlenen fiyat politik pazarlama anlayışında farklı bir biçimde yer bulmaktadır. “ Siyasal partilerin ana hedefi seçmeni ikna ederek kendi fikir ve ideolojilerini benimsetmek ve bu doğrultuda kendilerine destek olmak amacıyla oy vermelerini sağlamaktır. Seçmenler istek ve ihtiyaçlarını karşılayacaklarına inandıkları partiye oy vererek karşılığında bir anlamda adayı satın almış olurlar ” (Tan, 2002:20-21). Ticari pazarlamada ürünü tüketiciye sunarken başvurulan tutundurma çalışmalarına politik pazarlamada da rastlanmaktadır. “ Bir zamanlar, siyaset, güçlülerin ve soyluların kapalı kapılar arkasında yürüttüğü ince bir saray oyunu idi. Şimdi kitlelerin oynadığı gürültülü, katılımlı kalabalık bir oyun oldu” (Alkan, 1989:29). Günümüz koşullarında ülke yönetimini elinde tutacak siyasileri belirleyen seçmenlerin çoğu, bu kalabalık ortamda onlarla birebir iletişime geçme, yüzyüze görüşme olanağına sahip değildir. Dolayısıyla kitle iletişim araçlarıyla onlar hakkında bilgi sahibi olmakta ve tanımaktadırlar. “ Siyasette seçmeni kendilerine oy vermesi için bilgilendirmeye ve ikna etmeye yönelik iletişim teknikleri tutundurma faaliyeti olarak nitelendirilmektedir. Reklam, kişisel satış, tanıtma, ve satış geliştirme (k.i.a., posta, afiş, billboard ve pankart vb. ) yöntemler kullanılmaktadır. Ticari faaliyetlerde ürünün tüketiciye ulaştırılması için nasıl ki bir dağıtım çalışması yapılıyorsa, siyasette de seçmene 7 iletilecek mesajın en uygun yer ve zamanda sunulması gerekmektedir. Bu açıdan siyasal partilerin seçmenin bulunduğu her bölgede örgütlü olması ve hazır bulunması büyük önem taşır” (Tan, 2002:20-21). “ Steinberg siyaset ve pazar olguları arasındaki ilişkiyi seçim kampanyasının bir tür pazarlama örgütlenmesi olmasıyla açıklamaktadır. Siyasetçi ( fiziksel görünümü, imajı, retoriği, konulara yaklaşımı, geçmişi, deneyimleri, eğitimi, parti bağı ve ailesiyle) bir üründür. Seçmen ise adaylardan birini destekleyen yada desteklemeyen müşteridir ”(Qualter, 1991:137). Siyasetin pazarlamayla iç içe geçtiği bu tablo günümüzde kitle iletişim araçlarının da devreye girmesiyle yepyeni bir boyut kazanmıştır. Bu bakış açısıyla uygulanan politik pazarlama faaliyetinde siyasal meta haline gelen aday, parti ve fikirlere profesyonel uzmanlarca imajlar oluşturularak bir çeşit siyasal pazar olarak da nitelendirilebilecek vatandaşların yani seçmenlerin önüne sunulur bir hale getirilirler. “ İletişimin benzer nitelikleri siyaset ve pazarlama arasındaki ayrımları ortadan kaldırmaktadır. Böylelikle “ pazar” ın koşulları hem siyaset hem de tüketimle ifade edilen ekonomik alanda işlemektedir” (Yıldız, 2002:16). “ Siyasetin pazarlanması, siyasetin pazarlanabilir imajlara indirgenmesi anlamını taşır. İmajlar otomobilleri, şarapları ve parfümleri satabiliyorsa siyasetçileri de satacaktır” (Qualter, 1991:138). Artık ürün ile siyasal lider arasında bir fark yoktur. 8

Description:
Gökçek'in yolsuzluk dosyalarıyla ilişkili olarak Seyfi Oktay'ın açıklamalarına yer Alkan, Türker, Siyasal Ahlak ve Ahlaksızlık, Ankara, Bilgi Yay. 1993.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.