PLEXUS BRACHİALİS YAPISI, VARYASYONLARI VE CERRAHİ ÖNEMİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Mehmet BÜYÜKKİRAZ İstanbul -2005 1 TEŞEKKÜR Öncelikle her türlü fedakarlığa katlanarak bugünlere gelmemi sağlayan aileme; nöroşirürji eğitimim süresince bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım hocam Doç. Dr. M. Zafer Berkman’a, eğitimimin ilk yıllarında birlikte çalışma onuruna eriştiğim hocam Prof. Dr. Mahir Tevruz’a, bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım şef yardımcıları Op.Dr.Behiç Tümer, Op.Dr.Cumhur Özdoğan ve Op.Dr.Tayfun Hakan’a; mesleki gelişmemde katkıları olan uzman doktorlar Op.Dr.Serdar Armağan, Op.Dr.Kaya Kılıç, Op.Dr.Metin Orakdöğen, Op.Dr.Selhan Karadereler, Op.Dr.Mehmet Akif Göğüsgeren, Op.Dr.Hakan Somay ve Op.Dr.Mehmet Erşahin’e; diseksiyon çalışmalarıma yardım eden başta Prof.Dr.Aymelek Yalın ve personel Ekber Hür olmak üzere tüm Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi ABD çalışanlarına, bir dönem birlikte çalıştığımız kliniğimiz uzman doktorlarına, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarıma, kliniğimiz ve ameliyathanemizin tüm hemşire ve personeline, işlerinin yoğunluğuna rağmen tezimin her aşamasında bilgisayar desteğini eksik etmeyen sevgili dostum Salih Kasap’a, manevi desteğini her zaman yanımda hissettiğim eşim Aysun ve moral kaynağım kızım Begüm’e teşekkürlerimi sunarım. Dr.Mehmet Büyükkiraz 2 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR 1 GİRİŞ – AMAÇ 2 GENEL BİLGİLER 5 Embriyoloji 5 Anatomi 8 Plexus brachialis’in başlıca varyasyonları 24 Plexus brachialis’in klinik önemi 25 Klinik değerlendirme ve tanı yöntemleri 29 Plexus brachialis lezyonları sınıflandırılması ve tedavi prensipleri 33 MATERYAL VE METOD 39 BULGULAR 41 TARTIŞMA 60 SONUÇ 64 ÖZET 65 SUMMARY 66 KAYNAKLAR 67 3 KISALTMALAR a. : Arteria v. : Vena n. : Nervus nn. : Nervi m. : Musculus r. : Ramus Rr. : Rami C : 4. servikal spinal sinir 4 C : 5. servikal spinal sinir 5 C : 6. servikal spinal sinir 6 C : 7. servikal spinal sinir 7 C : 8. servikal spinal sinir 8 T : 1. torakal spinal sinir 1 T : 2. torakal spinal sinir 2 T : 3. torakal spinal sinir 3 Fl : Fasciculus lateralis Fm : Fasciculus medialis Fp : Fasciculus posterior Ts : Truncus superior Tm : Truncus medius Ti : Truncus inferior BT : Bilgisayarlı Tomografi MRG : Magnetic Rezonans Görüntüleme Na : Nervus axillaris Nm : Nervus medianus Nu : Nervus ulnaris Nmc : Nervus musculocutaneus Ns : Nervus suprascapularis 4 GİRİŞ-AMAÇ Günümüzde hızla artmakta olan trafik ve iş kazaları ile ateşli silah yaralanmaları nedenleriyle periferik sinir yaralanmaları da artış göstermektedir. Plexus brachialis anatomisi ve varyasyonlarının bilinmesi boyun, omuz ve aksiller bölgeye yapılacak cerrahi girişimlerde sinirlerin zedelenme oranını düşürür. Boyun tümörleri ve primer plexus brachialis tümörlerinin çıkarılması sırasında plexus brachialis her zaman risk altındadır (1, 22, 60). Omuz ve boyun üzerine düşmeler, plexus brachialis’e komşu kemik kırıkları, ateşli silah yaralanmaları ve delici-kesici alet yaralanmaları plexus brachialis’de zedelenmeye neden olmaktadır (7). Erişkinlerde emniyet kemeri, çocuklarda ve askerlerde ağır sırt çantasının uzun kullanımı plexus brachialis lezyonlarına neden olabilmektedir (79). Plexus brachialis doğum, motorsiklet, kayak, dağcılık kazaları, kolun bir yerde asılı kalması ve koldan çekilerek sürüklenme ile de zedelenebilir (15, 22, 44). Şekil 1. (Gray’s Anatomy’ den alınmıştır.) 5 Torasik outlet sendromu’nda basıya uğrayan yapılar genellikle plexus brachialis ve daha az olarak da subclavian damarlardır (35, 37). Omuz ve kol bölgesine yapılacak birçok cerrahi girişim ve ortopedik uygulamalar için plexus brachialis anestezisi uygulaması iyi bir yöntemdir. Ancak bunun için bölge anatomisi çok iyi bilinmelidir. Aksi halde pnömotorax, n. laryngeus recurrens, n. phrenicus zedelenmesi ve kanama gibi komplikasyonlar olabilir (16, 78). Plexus brachialis ile ilgili çalışmalar çok eskilere dayanmaktadır. Walsh , Willar , Franz ve Harris plexus brachialis’in oluşumu ve varyasyonları üzerine çalışmışlardır. En kapsamlı çalışmayı Kerr yapmıştır (47). Doğuma bağlı plexus brachialis lezyonları ilk defa Smellie ve Duchenne tarafından tanımlanırken Erb yetişkinlerde benzer bir paralizi tanımlamıştır (14, 19). Günümüzde doğum yöntemleri gelişmiş olmasına rağmen bu tip lezyonlar % 1- 3 oranında görülmektedir. Yenidoğanlarda meydana gelen plexus brachialis lezyonlarının birçoğu kendiliğinden iyileşir. % 4-10 oranında ise nörolojik defisit bırakır (38). Şekil 2. A. subclavia ve a. axillaris gibi arter yaralanmalarında yakın komşuluk nedeniyle plexus brachialis de yaralanmaktadır. (Şekil 2). Genellikle damar yaralanmaları acil tedavi edilmesine karşılık plexus brachialis yaralanması çok geç fark edilmektedir (43). 6 Plexus brachialis yaralanmaları bölgesel olarak supraklaviküler, infraklaviküler ve aksiller olmak üzere 3 grupta incelenir. Yaralanmalar kök, trunkus, fasikulus ve periferik sinirlerin yaralanması olarak 4 gruba ayrılır (6, 74) (Şekil 3). Bu lezyonlarda tedaviden önce lezyonun yeri kesin bilinmelidir. Plexus brachialis lezyonlarında 1950 yılından önce amputasyon yapılırken son yıllarda mikrocerrahi tekniklerin ilerlemesiyle plexus brachialis yaralanmaların da amputasyon yerine tedavi yoluna gidilmiş ve bu amaçla kopan sinirlere n. intercostalisler’den, n. accessorius’tan, n. thoracicus longus’tan ve plexus cervicalis dallarından sinir transferleri yapılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır.Günümüzde kabul edilebilir amputasyon oranı maksimum % 5’dir (8, 103, 105). Şekil 3. Günümüzde elektromyografi (EMG) ve duyusal uyarılmış yanıtlar (somatosensory evoked potantials-SSEP), myelografi, bilgisayarlı tomografi (BT), myelo-BT, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve mikrocerrahi tekniklerin ilerlemesiyle plexus brachialis’in lezyonları, teşhisi, tedavisi ve varyasyonları tanımlanmıştır (2, 11, 21, 35, 101). 7 Eşlik eden major bir travma yoksa plexus brachialis yaralanmaları öldürücü değildir, ancak nörolojik defisitlere neden olabilir. Bu nedenle cerrahi yönden önem taşımaktadır. Bu plexusla ilgili lezyonların tespiti için normal anatomik yapının ve varyasyonların çok iyi bilinmesi gerekir (18, 29, 97). Bu çalışmanın amacı Plexus brachialis’in anatomisi, komşu yapılarla ilişkisi, bulunduğu bölgenin anatomik yapısı ve varyasyonlarını ortaya koyarak bu bölgeye cerrahi girişimde bulunacak cerrahlara yardımcı olabilmektir. 8 GENEL BİLGİLER EMBRİYOLOJİ Sinir sistemi ektodermden gelişir. Embriyoda motor sinir hücreleri spinal kordun ön boynuz sinir hücrelerinden köken alarak gelişimin 4. haftasında ortaya çıkar. Demetler halinde bir araya gelen bu lifler ventral sinir kökleri olarak bilinirler. Dorsal sinir kökleri de dorsal kök ganglionlarındaki hücrelerden oluşmuş lif demetleri halindedir. Bu ganglionlardan çıkan merkezi çıkıntılar bir demet halinde arka boynuzların aksi yönde spinal kanal içine doğru büyürler. Distal çıkıntılar ventral sinir kökleri ile birleşerek spinal siniri oluştururlar. Spinal sinirler de ventral ve dorsal ramuslara bölünürler (45, 86). Gelişim sırasında motor aksonlar çıktıkları yerden kas taslaklarıyla birlikte erişkinlerdeki yerlerine taşınırlar. Bu sinir liflerinin karışımıyla pleksuslar oluşur. Sinirler pleksuslardan oluşmasına rağmen duyusal lifler de dermatom olarak bilinen deri bölgelerine ulaşırlar (Şekil 4). Şekil 4. 9 Üst ekstremite kasları spinal sinirlerin ventral sinir köklerinden C ile T ’e 5 1 kadar olan sinirlerden inerve edilirken, L ve S arasında ise alt ekstremite kaslarının 4 3 inervasyonu sağlanır (45, 86). Spinal sinirlerin arka dalları sırt kaslarını, vertebral eklemleri ve sırt derisini inerve eder. Spinal sinirlerin ön dalları ise üst ekstremiteyi, alt ekstremiteyi ve vücut ön duvarını inerve eder ve büyük sinir pleksuslarını oluştururlar (45, 86). Spinal sinirlerin ön dalları ventral kökenli gövde kasları ile etraf kaslarına motor, gövdenin ön ve yan kısımları ile bu kısımları örten deriye sensitif lifler verir. Ön dallar torakal spinal sinirler hariç birbirleriyle birleşerek bir takım sinir plexusları yaparlar. Spinal sinirlerin ön dallarının oluşturdukları plexuslar: 1. plexus cervicalis 2. plexus brachialis 3. plexus lumbalis 4. plexus sacralis 5. plexus pudentalis 6. plexus coccygeus Gelişmekte olan ekstremiteler somitler topluluğundan köken alır. Gelişim ilerledikçe her bir somitten gelişen kas taslakları karışık yer değişimine uğrar. Her bir spinal sinir çifti simetrik olarak sıralanmış bir çift somitten gelişen sahayı inerve eder. Kas taslaklarının yer değişimi esnasında motor lifler de birlikte sürüklenir. Bu liflerin karışımı sonucunda sinir pleksusları meydana gelir. Pleksuslardan çıkan sensitif lifler gitmeleri gereken özel deri bölgesine ulaşırlar. Bu deri bölgeleri sensitif bir köke uyarak dermatom adını alır (45, 86). İnsan embriyosunun üst ekstremite sinirlerinin erken dönemde gelişimi Carnegie Evrelemesi’ne göre 13-21. evreler arasında şekillenir. Bu evrelendirme yönteminde embriyonun milimetre uzunluğu ve sahip olduğu somit sayısı esas alınır. 13.evre; üst ekstremite sinirleri C -T seviyelerinde medulla spinalisden çıkar. 5 1 15.evre; n.spinalisler üst ekstremiteye girmeye ve birleşerek plexus brachialis’i oluşturmaya başlar. 10
Description: