1 sosyal bİlİmler TESTİ (Çözümler) 1. Bir ülkede idari (yönetim), askeri, ekonomi, eğitim vb. alan- 4. Atatürk’ün “...Demokrasi ama hayalci olmayan, gerçekçi de- larda yapılan düzenlemelerle devlet teşkilatlı bir yapıya ka- mokrasi benim karakterime, yaratılışıma en uygun rejimdir.” vuşur. Asya Hunları döneminde; Kurultay adında bir mecli- sözleri ulusal egemenliği esas alan ve halkın tüm kesimle- sin kurulması (idari), orduda onlu düzenin oluşturulması (as- rinin her hangi bir ırk, sınıf, din ve mezhep ayrımı gözetme- keri) teşkilatlanma faaliyetlerinde bulunduklarına kanıt ola- den (halkçılık ilkesi) yönetimde temsilini ön gören cumhu- rak gösterilebilir. riyetçilik ilkesiyle ilgilidir (I., II. ve III. öncüller). Cevap D Cevap E 5. Tanzimat döneminde Müsadere usulünün kaldırılması ile devletin kişilerin malına el koyması uygulamasına son veril- miştir. Bu durum özel mülkiyetin devlet garantisine alınma- sı demektir. Vergi toplanmasında eşitlik sağlanması, padi- şahın fermanlarının değil kanun üstünlüğü ilkesinin kabul 2. İtilaf devletleri, TBMM ordusunun Yunan ordusunu I. İnönü edilmesi memnuniyet verici gelişmelerdir. Savaşı’nda mağlup etmesi üzerine Londra Konferansı’nı top- Tanzimat öncesi gayrimüslimler cizye vergisi ödeyerek as- lamışlardır. kerlikten muaf oluyorlardı. Bu uygulamanın kaldırılmasıyla TBMM’nin Londra’ya Heyet göndermesinde; işgallerin hak- zorunlu askerliğe geçilmiş ve gayrimüslimler de askere alın- sızlığını dünya kamuoyuna duyurma, TBMM’nin barış yan- maya başlanmıştır. Bu durum eşit vatandaşlık anlamı taşı- lısı bir politika izlediğini gösterme, Misakımilli’yi gerçekleş- rı a sa da azınlıkların tepkisine yol açmıştır. Islahat Fermanı ile tirme konusundaki kararlılığı gösterme ve TBMM’nin İtilaf nl yı azınlıkların bedel ödemeleri karşılığında askerlikten muaf ol- devletlerince tanınmasını sağlama amaçları etkili olmuştur. Ya maları gündeme gelmiştir. f İtilaf devletleri konferansta Sevr Antlaşması’nın temel esas- Pr Cevap B larına hiç dokunmayarak, İzmir’in yönetimi ve asker sayısı konularında çok küçük değişiklikler içeren bir antlaşma tas- lağını TBMM temsilcilerine sunmuş, fakat kabul ettireme- mişlerdir. Ancak konferansın toplanmasıyla Yunan ordusu- na toparlanması için zaman kazandırılmıştır. Cevap C 6. Haritada gösterilen K merkezi orta kuşakta yer almaktadır. Orta kuşak Ekvator yönlü sıcak, kutup yönlü soğuk hava kütlelerinin sık sık etkisi altına girdiğinden hava durumu yıl içinde daha çok değişir. Cevap A 3. Yahudilerin; Hilkat, yani yaradılış yılını, Hristiyanların Hz. İsa’nın doğum yılını, Müslümanların ise Hz. Muhammed’in 7. Kalkınma hızı düşük ülkelerde doğum oranlarına bağlı ola- Medine’ye Hicreti’ni takvim başlangıcı yapmaları dini alan- rak nüfus artış hızı fazladır. Bu durum eğitim ve sağlık hiz- daki, Romalıların; Roma’nın kuruluş yılını takvim başlangıcı metleri, gelir artışı, kamu tasarrufları ve istihdam olanakları seçmeleri ise siyasi alandaki gelişmelerin takvim başlangı- açısından sorun teşkil etse de ucuz iş gücü açısından avan- cı olmasında etkili olduğunu gösterir. taj oluşturur. Cevap D Cevap D 157 Deneme - 1 1 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 8. New York ile Marsilya limanları arasındaki deniz ulaşımında 12. Bu parçaya göre, bireyin eylemlerinden sorumlu tutulması Cebelitarık Boğazı; Bombay ile Tokyo limanları arasında ya- “Eylemdeki bilinçli olma durumuna” bağlıdır. Soru metnin- pılacak deniz yolu ulaşımında ise Malakka Boğazı kullanılır. de, küçük bir çocuğun tokat atması ile yetişkin birinin tokat atsı arasındaki farkın; çocuğun bunu bilinçsizce yaptığını Cevap C düşünmeniz, yetişkinin ise iradi olarak yani bilinçli olarak yaptığını düşünmeniz olduğu vurgulamaktadır. Cevap B 9. Antropojen bozkırlar ülkemizde bozkırların yaygın olduğu sahalardaki ormanların tahrip edilmesiyle ortaya çıkar. Ha- ritada II numaralı alan olan Menteşe kıyılarında Akdeniz ik- 13. Sorudaki iki bilgiye dayanarak “Edebi eserler bilimsel faali- limi hüküm sürer. Bu alanda kızılçamlar ve bunların tahri- yeti hızlandırmaktadır.” yargısına ulaşılabilir. Şöyle ki; Jules biyle oluşan makiler, makilerin tahribiyle de ortaya çıkan ga- Verne’in 1865’de yazdığı “Aya Yolculuk” edebi eserindeki rigler bulunur. fantezilerin, 1969’da insanoğlunun Ay’a ilk ayak basışında- ki özendirici rolünün yadsınamayacağı; yine, Einstein’ın ken- Cevap B disine, bir roman yazarı olan Dostoyevski’nin, matematik dahisi Gauss’tan daha çok şey verdiğini söylemesi de, ede- bi eserlerin bilimsel faaliyet üzerindeki etkisini göstermek- tedir. Cevap C rı a nl 10. • Himalayalar’ın yavaş yavaş yükselmesi Hindistan lev- yı a hasının Avrasya levhasını sıkıştırmasından, f Y r • Kuzey Amerika’nın doğusunda taş kömürü yataklarının P bulunması I. jeolojik devirde oluşmasından, 14. Parçada “Yasalara uyulmasının” önemi vurgulanmaktadır. • Mercan resifleri mercan kalıntılarından, Şöyle ki, soru metninde, bir insanın devletin yasalarını be- • Turbalıkların erimesi ise küresel iklim değişiminden kay- ğenmese de onlara karşı duramayacağı, devletin buyruğu- naklanır. na uyması gerektiği anlatılmaktadır. Pasifik Ateş Çemberindeki volkanik olaylar ise bu alanda Cevap D yer kabuğunu oluşturan katmanlardan Sial’in ince olması- nın sonucudur. Cevap B 15. Bu parçaya dayanarak felsefi sorularla ilgili “Olaylar arasın- daki neden-sonuç ilişkilerini ortaya koyar” söylenemez. Olay- lar arasındaki neden-sonuç ilişkilerini felsefe değil, bilim or- taya koyar. Felsefe neden-sonuç ilişkisini aşan daha derin 11. “Duyularımıza bir bilgi kaynağı olarak güvenemeyiz. Genel anlamlar içeren sorularla ilgilenir. Soru metnindeki “Dünya, geçer bilgilere deneyle ulaşamayız. Doğuştan mutlak bilgi- Güneş’ten ne kadar uzaklıktadır? Moskova’nın nüfusu ne lere sahibiz.” düşüncelerini benimseyen biri, “Rasyonalist” kadardır? Demir hangi sıcaklıkta erir?” soruları basit ve özel olarak nitelendirilir. Rasyonalizm, bilginin kaynağı olarak ak- durumlarla ilgili bilgilerdir. Oysa felsefe “Ben kimim? Varlık lı esas alır, doğru bilgi insanda deney öncesinde doğuştan nedir? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Yaşamın amacı var olduğunu savunur. Buna göre, bilginin deneyle sonra- nedir? Neyi bilebiliriz? Neye inanmalıyız?” gibi daha genel dan kazanıldığını savunan empirizme karşıttır. sorularla ilgilenir. Cevap E Cevap A Deneme - 1 158 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 1 16. Hz. Peygamberin (s.a.s.) kendilerini ziyarete gelen Necran 21. Bu parçada savunulan görüş, felsefenin “Ahlak felsefesi” di- heyetine ibadetlerini yapmak için yer göstermesi din ve iba- sipliniyle ilgilidir. Ahlak felsefesi, insanların eylemlerini, ah- det özgürlüğüyle açıklanabilir. Bu anlaşmaya göre, tarafla- lak alanında hakim olan ilkeleri, iyi ve kötünün ne olduğu- rın dini ve kültürel değerlerine dokunulmamıştır. nu, ahlakiliğin ne anlama geldiğini sorgulayan felsefe dalı- dır. Ahlakı, felsefi açıdan inceleyen ve açıklayan bir düşün- Cevap E ce sistemidir. Parçada sözü edilen intihal vak’ası bu yönüy- le ahlak felsefesinin alanına girmektedir. Çünkü bu vaka ah- lak felsefesinin sorguladığı temel ilkeler, iyi-kötü gibi kav- ramlar açısından irdelenmekte, kritik edilmektedir. Cevap A 17. İnanç sözlükte, “bir kişiyi söylediği sözde tasdik etmek, doğ- rulamak, söylediğini kabullenmek, gönül huzuru ile benim- semek, karşısındakine gü ven vermek, güvenlikte olmak, şüpheye yer vermeyecek biçimde içten ve yürekten inan- 22. Soruda Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’te ilan edildi. önermesi- mak” anlamlarına gelir. Şıklarda geçen İhsan; Allahı görü- nin birçok kaynakta benzer bilgilerin bulunmasıyla kuşku- yormuşçasına ibadet etmek, İtaat etmek tabi olmak, İhtiram; ların sona ereceği ve araştırmanın da biteceği anlatılmakta- saygı göstermek ve muhabbet, sevgi anlamındadır. dır. Buna göre bilimsel araştırma “Hipotezi destekleyen bil- Cevap B giler arasında tutarlılığın bulunmasıyla” sona erdirilir. Cevap D 18. İslam düşüncesinde “tasdik” kavramı, gerçeğin bilinmesi, arı 23. Parçada sözü edilen siyaset felsefesi kavramı “Ütopya”dır. doğrulanması, benimsenmesi, kabul edilmesi anlamına ge- yınl Thomas More’un 1500’lü yıllarında yazdığı eserin adı da lirken şüphe duymak anlamına gelşmez. Tasdik, doğrula- Ya “Ütopya”dır. Ütopya Gerçekleştirilmesi bugün için olanak- mak anlamında bir deyim olup, bir kimsenin dili ile ifade et- Prf sız, düşsel yaklaşımlara denir. tiği İslam inançlarını kalbi ile doğrulamasıdır. Dolayısıyla tas- Cevap E dik, kişinin iç yapısı ile ilgilidir. Cevap B 24. Soru da Epiktetos’un da Seneca’nın da, bilge zenginliği, ya- şama sevincini, hazzı hor görmediğini ancak gerektiğinde bunlardan vazgeçmesini bildiğini, kölesi olamayacağını ifa- 19. Hz. Muhammedin (s.a.s.) yaşadığı toplumda güçsüz, kim- de etmektedirler. Buna göre düşünürler, bilge insanın özel- sesiz ve haksızlığa uğrayanların haklarını savunması, savaş liği olarak “İsteklerini denetlemek” özelliğini vurgulamakta- esirlerine iyi davranılmasını istemesi, insanlara verdiği de- dırlar. ğerin göstergesidir. Cevap C Cevap C 25. Demokritos’un varlık hakkında görüşü, materyalizmdir. Ma- teryalizm (Maddecilik), varlığın maddi olduğunu, maddi var- 20. Verilen hadislerde erkek ve kadınların birbirleri üzerindeki lık dışında başka bir varlık bulunmadığını öne sürer. Buna haklardan söz edilmektedir. Bu hadislerden “kadınların ya- göre Demokritos’un atom ve atomların hareketleri, birleş- radılış gereği daha ince ve nazik olduğu” yargısına ulaşıla- meleri, ayrılmalarıyla dayalı açıklaması varlığı “Madde” ola- maz. rak kabul ettiğini gösterir. Cevap D Cevap B 159 Deneme - 1 2 sosyal bİlİmler TESTİ (Çözümler) 1. İltizam Sistemi: Osmanlı Devleti’nde uzak eyaletlerin gelir- 4. I. Murat döneminde Edirne’nin fethedilmesinden sonra Fili- lerinin açık artırma yoluyla merkez hazineye aktarılması uy- be ve Gümülcine’nin de alınması ile Bizans’ın Sırp ve Bul- gulamasıdır. İlk kez Fatih döneminde tımara verilmeyen top- gar devletleriyle karadan bağlantısı kesilmiştir (A seçeneği). raklarda uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulamada iltiza- Bu fetihler ile Bizans’ın Avrupa’dan askeri yardım alma im- mı alan mültezim denilen işletmeciler toplanması muhtemel kânı güçleşmiştir. Böylece İstanbul’un fethi için Bizans yal- vergi miktarını devlete peşin öder. Mültezim ödediği para nızlaştırılmaya başlanmıştır. miktarı ve planladığı kar oranı için bölge halkından vergi top- Cevap A lamaya başlar. Bu durum halk üzerinde zamanla yüksek vergilendirmeye yol açmıştır. Osmanlı Devleti, 17. yüzyılda içinde bulunduğu ekonomik sorunları giderebilmek için bazı tımar topraklarında İltizam sistemini yaygınlaştırarak hazinenin gelirlerini artırmaya ça- lışmıştır. Bu uygulama ağır vergi yüküne maruz kalan Anadolu’da Celali isyanlarının çıkmasına yol açmıştır. 5. Amasya Genelgesi’nde geçen “Milletin bağımsızlığını kur- tarma...” ifadesi Milli Mücadele’nin amacını oluşturur. “... ba- Cevap A ğımsızlığı yine milletin azmi ve kararı sağlayacaktır.” vurgu- su ise ulusal bağımsızlık mücadelesinin milletin desteğiyle yapılacağına işaret eder. Türk ulusuna bağımsızlık için İs- tanbul Hükümeti ve işgalci güçlere karşı mücadele çağrısı yapılmıştır. Milletin bağımsızlığını milletin azmi ve kararının kurtaracak olması Milli Mücadele’nin yöntemini gösterir. Direniş cemiyetlerinin kurulması Amasya Genelgesi’nden 2. Kudadgu Bilig’te Ögdülmiş tarafından sayılan sorumluluk- rı öncedir ve bu maddede cemiyetlerin kurulmasına teşvik de a lar içinde hükümdarın dini yaşamı düzenleme görevi yok- nl yoktur. tur. ayı Y Cevap B Ögdülmiş, Kudadgu Bilig’te “Halkın senin üzerinde üç hak- f r P kı vardır hükümdarım; biri memleketinde gümüş temiz kal- sın, onun ayarını koru (Ekonomik yapının düzenli işlemesi). İkincisi halkı adil kanunlar ile idare et; birinin diğerine bas- kı yapmasına meydan verme, onları koru (Adil bir yönetim izlenmesi). Üçüncüsü bütün yolları emin tut; yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır (Ülke güvenliğinin sağ- lanması/Huzur ve güven ortamı oluşturulması).” sorumlu- 6. Demografik yatırımlar, insanların giyinme, barınma, eğitim luklarını saymıştır. ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik ya- Cevap C pılan yatırımlardır. Bu tür faaliyetler tek başına nüfus sayım- larıyla tespit edilmez. Cevap D 3. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerinin yasama organını (TBMM) oluşturması milli iradeyi egemen kılma ile ilgilidir. Osmanlı Devleti’nde de seçim yapılsa da milletvekillerinin üzerinde padişahın iradesi mevcuttu (meşrutiyet). Ancak 7. Haritada Batı Anadolu fayındaki K’de deprem, bol yağışlı TBMM açılırken padişah iradesinin yok sayılması yeni bir L’nin bulunduğu Batı Karadeniz’de sel ve taşkın, yer şekil- yönetim kurma (cumhuriyet) amacı taşır. TBMM’nin açılma- lerinin eğimli, yağış ve kar erimelerinin fazla olduğu M’nin sında belediye, muhtarlık vb. mahalli (yerel) idarelerin yet- bulunduğu Doğu Karadeniz’de ise heyelanlar yaygın olarak kilerini genişletme amacı güdülmemiştir (I. öncül). görülür. Cevap D Cevap A Deneme - 2 160 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 2 8. Beşeri ve ekonomik unsurlara göre oluşturulan bölgelerin 12. Parça, bilgi kuramıyla ilgili yaklaşımlardan “Rasyonalizm”i sınırları kesin hatlarla belirlenir. Siyasi bölgeler idari sınırla- desteklemektedir. Rasyonalizm, bilginin kaynağı olarak ak- rı oluşturduğu için sınırları kesin hatlarla bellidir. lı esas alır, doğru bilgi insanda deney öncesinde doğuştan var olduğunu savunur. Empirizme karşıttır. Soruda, bir ço- Cevap C cuğun oyuncağının birisi tarafından alınmadığına inanma- sının mümkün olmadığı, dolayısıyla bu durum nedensellik ilkesinin insanda doğuştan zorunlu olarak bulunduğunu vur- gulamaktadır. Cevap A 9. K ve L merkezlerinin özellikleri incelendiğinde K’de karasal- lık şiddetinin fazla olmasında yükseltisinin fazla olmasının etkisi daha fazladır. Cevap B 13. Soruda, farklı kültürlerde hırsızlığın, çocuklara uygulanan şiddetin bu eylemleri hiçbir şekilde meşru kılmayacağı, bu eylemler her durumda, her yerde, her çağda, her zaman kö- tü olduğu; yani ahlak değerlerinde “Mutlak nitelikte” oldu- ğu vurgulanmaktadır. Cevap C rı a 10. İzohipslerin sık geçtiği bir kıyıda arazinin eğimi fazladır. Eğim- nl yı li kıyılar birden derinleştiği için bu alanlarda kıta sahanlığı a Y (şelf alanı) dardır. Kıta sahanlığı 0-200 metre derinliği ifade f r P eder. Cevap B 14. Descartes’in parçadaki düşüncelerine dayanarak “Varlığın anlaşılmasını şüphe metodu ile çözmeye çalışmıştır” dene- bilir. Modern felsefenin öncülerinden olan Descartes, İlk Çağ septik düşünürlerinin şüpheciliği amaç edinmesine karşın, o doğru, güvenilir bilgiye ulaşmada araç, yöntem olarak kullanmıştır. Bu şüphecilik anlayışı “metodik şüphecilik” ola- rak ifade edilir. Cevap D 11. Paradigma, belli bir dönemde, belli bir alanda bilim çevre- sinin bağlandığı, bilimsellikte ölçüt olarak esas aldığı ideal teoridir. Bu ideal teori bilim adamlarını yönlendirir; araştır- manın standartlarını belirler. Buna göre, bilim insanlarının bilimsellik ölçütü olan ideal teori, yani paradigma eğer do- ğada karşılaşılan “Yeni olguların açıklayamazsa, olgularda- ki değişimi fark edilemezse, paradigmanın çözemediği prob- lemler gittikçe çoğalırsa, bilim insanları nesnel bakıştan yok- 15. Parçada, Platon’un halk iradesine dayanan demokrasiye, sun olursa yani olay ve olgulara öznel bakarlarsa paradig- iktidar mücadelelerinin gerginliğe, istikrarsızlığa, kargaşa- ma değişime zorlanır. Buna karşın bilimde matematiksel bir ya yol açtığını, yönetime yeteneksiz insanların geçmesine dil kullanılması paradigma için zorlayıcı bir etken değil, ak- neden olduğunu öne sürerek karşı çıktığı anlatılmaktadır. sine olay ve olguları açıklamada kolaylaştırıcı etkisi de ola- Buradan “Toplumsal koşullar filozofların görüşlerini etkiler” bilir. sonucuna varılabilir. Cevap E Cevap B 161 Deneme - 2 2 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 16. Kur’an-ı Kerim’i doğru bir şekilde anlayıp yorumlamak için 21. Dini tecrübe kanıtı, dini yaşayan kişinin deneyimlerine da- ayet ve surelerin nazil olduğu tarihsel bağlamı dikkate al- yanan kanıttır, Ahlak kanıtı, insanın ahlak yaşantı bağlı ola- mak gerekir. Bunun için de o dönem hakkında bizi aydınla- rak öne sürülen kanıttır. Teleolojik kanıt, evrenin düzene, öl- tan tarih bilgisine ve ayetlerin nazil olmasına sebep olan çüye, planlı tasarımına dayanan kanıttır. Ontolojik kanıt, Tan- olayları bilmeye ihtiyacımız vardır. rının varlığını Tanrı kavramının kendisiyle, insandaki mükem- mellik düşüncesine dayanan kanıttır. Soru metnindeki Tan- Cevap D rı’nın varlığını evrenin var olduğu olgusuna ve evrendeki ne- densellik ilkesine dayalı açıklayan kanıta kozmolojik kanıt denir. Cevap D 17. Dinimiz hali-vakti yerinde olanların fakirlere yardım yapma- larını emreder. Bu yardımların da gizlice verilmesini, alanla- rın rencide edilmemesi ister. Çünkü şüphesiz ki en makbul 22. Soruda metninde, her filozofun kendi görüşünün doğrulu- yardım gizliden gizliye yapılan yardımdır. Osmanlı devrin- ğunu savunduğu, bu nedenle tarih boyunca bütün filozof- den gelen hoş bir geleneklerden biri de zimen defteri uygu- ların birbirlerini, geçmiş düşünceleri eleştirdikleri, araların- lamasıdır. da derin ayrılıklar, anlaşmazlıklar olduğu, kimin düşüncesi- Cevap E nin doğru olduğunu ayırt etmenin imkansızlaştığı, dolayısıy- la aynı soruya aynı cevabı verecek iki filozof bulmayı imkan- sız hale getirdiği anlatılmaktadır. Buna göre parçada, felse- feye karşı tavrın oluşması, felsefenin “Öznel olması” özelli- ğine bağlanmıştır. Cevap D 18. Fatih Sultan Mehmet’in okuttuğu fermanda “Dininizi istedi- rı a ğiniz gibi yaşayabilirsiniz. Osmanlının kanatları altındasınız.” nl demesi onun engin hoşgörüsünden kaynaklanmaktadır. yı a Y Cevap C f 23. Parça, çağdaş felsefe yaklaşımlarından “Pragmatizm” var- r P lık görüşünü yansıtmaktadır. Pragmatizm varlık görüşü, kla- sik felsefe gibi varlığın olup olmadığı veya varlığın ne oldu- ğu üzerinde değil, varlığın ne işe yaradığı, yaşamdaki fay- dasını önemser. Cevap B 19. Dinin, insanlarının olduğu her yerde var olan, insanın doğu- mundan ölümüne kadar hayatının her evresinde karşısına çıkan bir olgu olması onun evrensel niteliğinden kaynakla- nır. 24. Protagoras’a göre insan, var olan şeylerin var olduklarının, Cevap A var olmayan şeylerin de var olmadıklarının ölçüsü ise bu du- rumda her şey insanın bakış açısına göre değişmektedir. Bu da görecelilik demektir. Görecelilik (rölativizm), her şe- yin insana göre değiştiğini, insanın her şeyin ölçüsü oldu- ğunu, mutlak, kesin bir bilginin, değerin olmadığını savu- nan felsefe yaklaşımıdır. 20. Yapılması veya yapılmaması dinen caiz görülen şeyler mü- Cevap A bahlardır. Mübah olan eylemlerin ne yapılmasında sevap vardır, ne de yapılmamasında günah vardır. Bir şeyin mü- bah olması, yapılabilir olduğu anlamına geldiği için, eylem caizdir. Bu sebeple mübah yerine caiz sözcüğünün de kul- 25. Parçada sözü edilen bilim ilkesi “Açık ve seçiklik”tir. Bu il- lanıldığı olur. İslam’a göre mübah olan eylemler, iyi niyetle ke, önermelerin anlaşılabilmesi için belirsizliklerin giderilme- yapılırsa sevap olur. Kötü niyetle yapılırsa, günah olur. Önem- sini, herkesin aynı şeyi anlayacağı şekilde açık ve başka bir li olan kişinin niyetidir. şeyle karıştırılmayacak şekilde de seçik olmasını ifade eder. Cevap D Cevap C Deneme - 2 162 3 sosyal bİlİmler TESTİ (Çözümler) 1. “50000 erkek nüfus için bir milletvekili seçilmesi yerine 20000 4. Hz. Ömer döneminde Suriye, Ürdün, Filistin, Kudüs, Mısır, erkek nüfus için bir milletvekili seçilecektir.” düzenlemesi ile Irak ve İran’ın fethi tamamlanmış, İslam Devleti’nin sınırları daha çok milletvekili meclise girmiştir. Seçmenin daha çok oldukça genişlemiştir. Buna bağlı olarak teşkilatlanma ça- milletvekili seçmesi demokratik anlayışın güçlenmesine kat- lışmaları hızlanmıştır. Hz. Ömer döneminde; kı sağlar. Bu durum halkın yönetimdeki etkinliğini de artırır. • Ülke yönetim birimlerine ayrılmış, düzenli ordu kurul- Seçim kanununda sadece erkek nüfusun oy hakkının olma- muştur. sı kadınların yönetime katılamadığının göstergesidir. Kadın- • Askerî ve mali işlerin görüşülmesi için Divan teşkilatı ların yönetime katılamadığı bir ortamda temsilde eşitlik de oluşturulmuştur. sağlanamaz. • Adli işlerin yürütülmesi amacıyla kadılık makamı kurul- Cevap B muştur. • Beytülmal (devlet hazinesi ) kurulmuştur. • Fethedilen bölgelerde ordugâhlar (Fustat vb.) oluştu- rulmuştur. • Vergilerin toplanması sistemleştirilmiştir (Öşür, haraç ve cizye). • Fethedilen topraklarda ikta sistemine geçilmiştir. Cevap E 2. I. Petro, 1709 Poltova Savaşı’nda İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ı yenince Demirbaş Şarl, Osmanlılara sığınmıştır. Rus Çarı I. Petro’nun, hedeflerini sonlandırmak için Osmanlı ordusu Prut Seferi’ne çıkmış ve Osmanlı Devleti savaşı kazanmış- arı nl tır. 1711’de yapılan Prut Antlaşması’nda; Rusya’nın İstan- yı a bul’da elçi bulundurma hakkı elinden alınmıştır. Osmanlı Y Devleti’nin isteği ile İsveç kralının ülkesine serbestçe dön- Prf 5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde bazı padişahlar küçük mesi Rusyaya kabul ettirilmiştir. Ayrıca 1700 İstanbul Ant- yaşta tahta çıkmışlardır. Örneğin IV. Murat 11, IV. Mehmet laşması ile aldığı Azak Kalesi’ni Rusya, Osmanlı Devleti’ne 6 yaşında padişah olmuşlardır. Bu durum küçük yaştaki pa- geri vermeyi kabul etmiştir. Bu maddeler Osmanlı Devle- dişahın saray kadınları, saray ağaları, askeri (seyfiye sınıfı) ti’nin Rusya’ya üstünlüğünü kabul ettirdiğini gösterir (I., II. ve sivil (kalemiye sınıfı) bürokrasi, ulema (ilmiye sınıfı) gibi ve III. öncüller). çıkar gruplarının etki ve yönlendirmelerine maruz kalması- Cevap E na yol açmıştır. Genç ve deneyimsiz padişahlar ülke yöne- timinde yetersiz kalmış, bürokrasi kadrosu idarede etkin ol- muştur. Şehzadelerin sancaklarda görevlendirilmelerine son verilmesi daha önce III. Mehmet (1595-1603) döneminde olmuştur. Cevap A 3. Batı Trakya, Kars, Ardahan, Batum, Musul ve Süleymani- ye’de nüfusun çoğunluğunu Türklerin oluşturması bu böl- gelerde Millicilerin ulusçu politikalar izlemesinde etkili ol- muştur. Milli Mücadele döneminde bu bölgelerin kurtarılma- 6. Doğal nüfus artışı bir yerde doğanlarla ölenler arasındaki sı için öncelikle self determinasyon ilkesi gereğince Millici- farktır. Gerçek nüfus artışında ise doğal artışa göçler de ila- ler halk oylaması yapılması talebinde bulunmuşlardır. Bu ta- ve edilir. Dolaysıyla bir ülkede nüfus artış hızı doğal artıştan lep Misakımilli Belgesi’nde de yer almıştır. fazla ise bu ülke göç almıştır. Cevap C Cevap B 163 Deneme - 3 3 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 7. İzohips haritalarında vadiler iç bükey eğrilerle gösterilir. Yi- 12. Parçada dile getirilen görüşler, “Empirizm” yaklaşımına uy- ne dev kazanı ve şelalelerin bulunduğu yerlerde eğim fazla maktadır. Empirizm (Deneycilik), doğru bilginin kaynağının; olduğu için izohipsler bu alanda sık geçer. deneyin, duyuların, algıların olduğunu; deneyden ayrı ola- rak insan aklında doğuştan hiçbir bilgi bulunmadığını savu- Cevap B nur. “Pudingin tadı tadılarak, pastanın da ne olduğu ancak yemekle anlaşılabilir, ifadeleri deneyimi vurgulamaktadır. Cevap C 8. Afrika kıtasının hem kuzeyinde hem de güneyinde dinamik yüksek basıncın etkili olmasından dolayı tropikal çöller oluş- 13. Halkın her bakımdan özgür olması, bireyin haklarını toplu- muştur. Ancak kuzeyinde karalar daha geniş yer kapladığı mun haklarından üstün tutulması, görüşünü savunan birine için çöllerin yayılışı daha geniştir. “Liberalist” denir. İngiliz empirist, liberalist düşünür Locke, Cevap D kişi hak ve özgürlüklerinin çiğnenmesi durumunda halkın direnme hakkının doğacağını savunur. Sosyalizm, eşitliği, mülkiyetin devlete ait olmasını esas alan bir devlet anlayışı- nı savunur. Anarşizm, her türlü otoriter sistemi reddeder. İn- sanın devlet olmadan daha mutlu yaşayacağını savunur. Ni- hilizm de, ideal düzenin mümkün olmadığını her türlü de- ğer, kural reddeder. Faşizm ise ırk üstünlüğüne dayanan devlet sistemine denir. 9. Türkiye’de Cumhuriyet döneminden günümüze kadarki rı Cevap D a okuryazar oranları belli bir zaman dilimini kapsadığı için coğ- nl rafyanın zaman içinde dağılış ilkesine ait bir örnektir. yı a Y Cevap B f r P 14. Soru metninde, halk ozanlarının Anadolu insanının özlem- lerini, umutlarını, serzenişlerini yansıttıkları; Türk toplumu- nun ortak beklentilerini, endişelerini, korkularını ve beklen- tilerini yapıtlarında etkileyici şekilde dile getirdikleri vurgu- lamaktadır. Bu durumda parçadan, “Sanatçı yaşadığı kül- 10. Hürmüz Boğazı Basra Körfezi ile Umman Denizi arasında türün etkisindedir” yargısına ulaşılabilir. yer alır. Doğu Asya ile Batı Avrupa arasındaki deniz ulaşı- mında bu boğazdan geçilmez. Cevap A Cevap E 15. Parçadan “İnsanın özgürlüğü doğal imkanlarıyla sınırlıdır” yargısına ulaşılabilir. Çünkü soru metninde, özgürlüğün ne olduğu açıklandıktan sonra bunun doğanın zorunlu yasala- 11. Bilimleri parçada olduğu gibi sınıflamada temel alınan ölçüt rına bağlı olduğu vurgulanmaktadır. Doğa yasalarının zo- “Konularının özellikleri”dir. Şöyle ki, mantık ve matematik , runluluğu ise, bir kuş gibi uçamayacağımız, bir çita gibi hız- sayı ve simgeler arasındaki ilişkilere dayalı zihni; fizik ve kim- lı koşamayacağımız ya da tüm canlılar gibi beslenmek zo- ya cansız maddeleri, biyoloji canlılığı; sosyal bilimler de ya- runda olduğumuz için insanın özgürlüğünün doğa yasala- şamın insani ve toplumsal yönlerini konu edinir. rıyla sınırlı olduğu anlatılmaktadır. Cevap B Cevap E Deneme - 3 164 SOSYAL BİLİMLER TESTİ (ÇÖZÜMLER) 3 16. Verilen paragrafta İslam dininin ekonomi alanında da kural- 21. Parçada “Doğru bilgiye ulaşmanın imkansızlığı” savunul- lar koyması, rüşvet ve faizle mal kazanmanın haram oldu- maktadır. Şöyle ki soru metninde; bir şeyi gerçekten bilme- ğunu bildirmesi, mallardan zekat ve sadaka verilmesini em- mizin mümkün olmadığı, insanın bildiğini düşündüğü bir reden ayetlerin verlığı, İslam dininin, ekonomik alanında na- şey hakkında sonunda çoğu zaman yanıldığı anlatılmakta- sıl davranılması gerektiğini ortaya koyar. dır. Parçanın devamında da, bu tür durumları yaşadığımıza göre herhangi bir şeyi bildiğimizden nasıl emin olabiliriz, so- Cevap A rusu yöneltilerek doğru bilgiye ulaşmanın imkansızlığı be- lirtilmektedir. Cevap A 17. Verilen hadislerde empati, diğer bir adla diğergamlık ilgili- 22. Parçaya göre bilim insanının amacı, “Bilme arzusunu do- dir. Diğergamlık, başkalarının yararını da kendi yararı kadar yurmak”tır. Soru metninin başında, aritmetiğin günlük ya- gözetme” ‘bencillik karşıtı hareketler’e bulunma” olarak ta- şamda birtakım işlerimizde işe yaradığı fakat bazı bilgilerin nımlanır. işe yaramadığı anlatılmıştır (Örneğin uzayda bir noktadan bir doğruya birden fazla paralel çizilebilir mi?). Soru metni- Cevap D nin devamında; bilim insanlarının çoğunun araştırmasını ya- parken daha çok bilmek, öğrenmek istediği için araştırdığı vurgulanmaktadır. Cevap B 18. Allah (c.c.), insanın yaşamı için gerekli maddi imkanları sağ- 23. Parçadan “Nesnel bilgi yoktur” yargısına ulaşılır. Şöyle ki ladığı gibi manevi olarak da onu yalnız bırakmamış, kutsal arı soru metninde geçen “nötr” sözcüğü ile insanın bilgi edinir- lkirittailmpliaşrt igr.öndermiştir. Bu C seçeneğinde verilen ayette be- yınl ken değerlerden, koşullanmalardan, içinde bulunulan ko- Ya şullardan , baskın kuramlardan (paradigmadan) sıyrılama- Cevap C rf dığını, kendini soyutlayamadığı vurgulamaktadır. Buna gö- P re, herkes için geçerli mutlak doğrulara ulaşılamaz. Çünkü bilgi, kişinin içinde bulunduğu duruma veya baskın kuram- lara göre değişir. Cevap E 19. Peygamaberimizin adı anıldığında ona selam gönderilmesi gerekir. A haricindeki şıklar selamı ifade ederken A seçene- 24. “İnsan bilgisinin sınırı nedir?” sorusu ile felsefenin episte- ğindeki Celle celaluhu ise, Allah ismi anıldığı zaman, hür- moloji (bilgi felsefesi) disiplini ilgilenir. “Bilginin kaynağı ne- met ve tazim için söylenir, ona mahsustur. “Onun şanı ne dir?” sorunu, dinin sorguladığı problemlerden biri değildir. yücedir.” demektir. Buna karşın; Tanrı’nın Varlığı, evrenin yaratılışı, insanın va- Cevap A roluşu, ruhun varlığı, ölümsüzlüğü gibi problemleri hem din hem de felsefe konu edinir. Cevap C 25. “İnsanın Tanrı’ya karşı ne gibi yükümlülükleri vardır?” soru- 20. İslam dininin Allah’ı birleme anlamına gelen temel inancını su, din felsefesi değil, teolojinin yani din bilimlerinin konu- ifade eden kavram, tevhittir. Teslis, Hristiyanlıkta üçleme, sudur. Din felsefesi, başta Tanrı’nın varlığı olmak üzere di- Tanah, Tevrat ve Zebur’u da kapsayan, Musevilik dininin nin temel iddialarını, dinin dayandığı temel ilkeleri, özünü, kutsal kitabı, Vişnu, Hinduizm’de tanrının bir şekli, Şiva ise doğasını, kapsamını, sınırlarını, anlamını, dinle ilgili temel Hinduizm’in geç dönemlerdeki metinlerinde geçen Tanrı’nın kavramları herhangi bir dine bağlı olmaksızın; nesnel, ku- bir biçimidir. şatıcı, tutarlı, genel olarak, felsefi tavırla ele alıp, sorgular. Cevap C Cevap D 165 Deneme - 3 4 sosyal bİlİmler TESTİ (Çözümler) 1. Aynı yıl içinde Osmanlı ordusunun kuzeyde Boğdan’a (Ro- 4. Wilson İlkeleri’nde yer alan “Her millet kendi kaderini kendi- manya) sefer düzenlerken, Akdeniz’deki donanmanın Haç- si kararlaştıracak” (C seçeneği) hükmü hem çok uluslu dev- lı donanmasını mağlup etmesi ve başka bir donanmanın da letlerin sınırları içinde hem de sömürge altında yaşayan ulus- Hint Okyanusu’na açılması Osmanlı Devleti’nin askeri ve ların bağımsızlığını kazanmaları yönünde etkili olmuştur. Wil- ekonomik gücünü gösterir. Bu durum Osmanlı Devleti’nin son İlkeleri’nin bu maddesine dayanarak Afrika, Orta Doğu operasyonel askeri gücünü ve aynı zamanda farklı coğraf- ve Uzak Doğu milletleri bağımsızlık için mücadele başlat- yalara askeri hareket düzenleyebilecek kuvvette olduğunun mışlardır. göstergesidir. Cevap C Cevap D 5. 30 Ekim 1924’te komutanlardan milletvekilliği ya da askerî görevlerden birisini tercih etmelerinin istenmesi ile milletve- kili olan komutanların bazıları milletvekilliğinden ayrılarak askerlik görevlerine dönerken, bazıları da askerlik görevini bırakarak politikaya devam etmişlerdir. Bu gelişme ordu ve siyaset işlerinin birbirinden ayrılmasında kolaylık sağlamış- 2. Osmanlı Devleti; yaptığı serbest dış ticaret antlaşmaları (Bal- tır. Böylece ülkede demokratikleşme yönünde önemli bir talimanı Ticaret Antlaşması vb.), yabancı sermaye yatırım- adım atılmıştır. larının zamanla ülkede artması (Berlin-Bağdat Demir Yolu rı Cevap A vb.), dış borçlanmaya gidilmesi ve borçların ödenmesinde a nl yaşanan sorunlar (Düyunuumumiye İdaresi) nedenleriyle yı a Avrupa devletlerinin denetim ve nüfuzu altına girmiş ve za- f Y manla ekonomik bağımsızlığını yitirmiştir. Pr Cevap E 6. Haritada koyu renkle Pasifik Ateş Çemberi gösterilmiştir. Bu yerler levha sınırları olduğu için gerek sismik açıdan gerek- se volkanik faaliyetler açısından Dünya’nın en hareketli böl- gesidir. Cevap C 3. Kurultay: Toy. Kengeş. İlk Türk devletlerinde kağan, hatun, hanedan üyeleri, boy beyleri ve üst düzey devlet görevlile- ri, toplumun önde gelen kişilerinin katıldığı siyasi, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel konuların görüşülüp karara bağlandığı kurul. İlk Türk devletlerinde toy ya da kurultaydan sonra, halkın da 7. Ana yolların kavşak noktaları, ikimin ve topoğrafik koşulla- katıldığı yarışmalar ve şölenler (ziyafetler) düzenlenmesi top- rın elverişli olduğu orta kuşak karalarının kıyı kesimleri, ma- lumsal kaynaşmanın sağlanmasında etkili olmuştur. Bu du- den havzaları ve delta sahaları yer yüzünde nüfusun yoğun rum kültürel değerlerin korunması, yeni nesillere aktarılma- olduğu yerler arasındadır. Sık ormanlar yerleşmeleri sınır- sı ve halk ile yöneticilerin kaynaşmasına da katkı sağlamıştır. landırdığı için bu alanlarda nüfus seyrektir. Cevap B Cevap C Deneme - 4 166