ebook img

Ortadoğu - Bernard Lewis PDF

517 Pages·2005·1.85 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Ortadoğu - Bernard Lewis

Bernard Lewis ORTADOĞU Kitabın Özgün Adı:The Middle East İÇİNDEKİLER Önsöz 1. KISIM Giriş 1 2. KISIM Geçmiş 1 Hıristiyanlık Öncesi 23 2 İslamiyet Öncesi . 37 3. KISIM İslamiyet’in Doğuşu ve Yükselişi 3 Kökenler 57 4 Abbasi Halifeliği 84 5 Bozkır Halklanmn Gelişi 97 6 Moğöllar’m Ardından 116 - 7 Barut İmparatorlukları 127 4. KISIM Kesitler 8 Devlet 153 9 Ekonomi 181 10 Seçkinler 207 11 Halk 238 12 Hukuk ile Din 253 13 Kültür 283 5. KISIM Modern Çağ 14 Mücadele 315 15 Değişim 331 16 Etki ve Tepki 353 17 Yeni Düşünceler 365 18 Savaşlar 385 19 Özgürlükler 415 Notlar 453 Kaynakça 458 Takvim Hakkında 460 Kronoloji 462 Haritalar 470 Dizin 481 ÖNSÖZ Ortadoğu’nun tarihini tek bir ciltle anlatan, çoğunluğu İslamiyet’in ortaya çıkışıyla başlayan ya da Hıristiyanlık çağının başlangıcıyla sona eren birçok kitap yazılmıştır. Ben kitabıma Hıristiyanlığın ortaya çıkışı ile başlarken iki amaç güdüyorum,ilk amacım,İslam Devleti’nin kurulması ve Hz. Muhammed’in görevinin odağındaki İslamiyet öncesi Arabistan ile büyük Bizans ve Pers imparatorluklarını tarihteki mütevazı yerlerinden kurtarmaktır. Yüzyıllardır Ortadoğu’yu parçalayan ve paylaşan bu birbirinin karşıtı güçler yüzeysel bir yaklaşımı hak etmiyor doğrusu. İkinci amacım ise, bugün tanıdığımız Ortadoğu ile bölgenin tarihi belge ve anıtları aracılığıyla tanıdığımız eski uygarlıkları arasında köprü kurmaktır. Hıristiyanlığın başlangıcında, başka bir deyişle Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasındaki dönemde, Pers İmparatorluğu’nun batısında kalan bölgeler Helenleştirme, Romalılaştırma ve Hıristiyanlaştırma süreçlerinden sırasıyla geçerken eski uygarlıkların tüm izleri olmasa da anılan kaybolmuştur. Kaybolan anıların bir bölümü modem çağ arkeologları ve doğu bilimcileri tarafından yeniden gün ışığına çıkarılmıştır.İlk çağ’ın sonlarından başlayarak Ortaçağ’dan modern Ortadoğu’ya kadar doğrudan süregelen bağlantılar dikkate değerdir. Ortadoğu tarihinin kaleme alınması için yapılan ilk modem girişimlerde, tarihin derinlemesine ve kolay anlaşılmasında olmazsa olmaz değilse bile zorunlu olan siyasi ve askeri olayların tarihçesine önem verilmiştir. Tarihçilere teşekkürlerimle birlikte, çok gerekmedikçe siyasi tarihi anlatmadan, özellikle ekonomik, toplumsal ve en önemlisi kültürel tarih üzerinde durdum.Bu bakış açısıyla, çağdaş kaynaklardan yararlandım; tarihçeler,seyahatnameler, belgeler, yazıtlar, zaman zaman da öyküler ve şiirlerden alıntılar yaptım. Kaynakların var olan İngilizce çevirilerini kullandım, çevirisi olmayanları kendim çevirdim. Yazılı belgelerin yanı sıra, resimlerin katkısı da çok önemli oldu. Metinlerden ve hatta analizlerden çok da kolay elde edilemeyen görüşler sağladılar. Böylesine önemli, zengin ve hareketli bir bölgenin iki bin yıllık tarihini bir kitap cildine sığdırmaya çalışmak, taşıdığı önemin büyük bir kısmına değine memeyi de beraberinde getiriyor. Bu konuda çalışan her araştırmacının kendi seçimini yapması gerekiyor. Benim de kendi kişisel seçimimi yapmam gerekti. Daha çok en özgün bulduğum olaylara, kişilere ve durumlara önem verdim. Ne kadar başarılı olduğuma siz okurlarım karar vereceksiniz. Princeton Üniversitesi’deki genç araştırmacılar, David Marmer, Michael Doran, Kate Elliott ve Jane Baun’a bu kitabın hazırlanmasında ve sizlerle buluşmasındaki önemli katkılan için teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum. Özellikle titiz, bilimsel ve eleştirel yaklaşımı için Jane Baun’a sonsuz teşekkürler.Asistanım Annamarie Cerminaro’ya kitabın ilk taslağından son durumuna kadar her aşamasındaki özenli ve sabırlı katkısı için teşekkür ediyorum. Kitabın resimlendirilmesi, editörlüğü ve yayınlanmasında değerli emekleri ve sabırları için Benjamin Buchan, Tom Graves ve dizini hazırlayan Douglas Matthews’e teşekkür ediyorum. Kitabın hazırlanma sürecini hızlandırmak ve sonucun niteliğini artırmak için çok çaba gösterdiler. Katkıda bulunan herkese, kabul ettiğim tüm önerileri ve fikirleri için teşekkür ediyorum; kabul etmediklerim için ise kendilerinden özür diliyorum. Bundan da açıkça anlaşılacağı gibi, kitapta olabilecek tüm hatalar bana aittir. BERNARD LEWIS Princeton, Nisan 1995 1. KISIM GİRİŞ Gün içinde herhangi bir saatte insanların, aslında yalnızca erkeklerin, bir masada oturup bir bardak çay ya da bir fincan kahve içerken yanında da sigaralarını tellendirdikleri, gazetelerini okuyup, tavla oynarken bir kenardaki televizyon ya da radyoya kulak verdikleri kahvehane ya da çayhanelere Ortadoğu’nun pek çok şehrinde sıkça rastlanır. Ortadoğu’daki kahvehanelerde zamanlarını geçiren insanların dış görünüşleri Avrupa’daki,özellikle de Akdeniz Avrupası’ndaki kahvehanelerdeki insanlardan farklı değildir. Ancak elli yıl önce aynı yerde bulunan insanlardan çok farklı, yüz yıl önceki insanlardan ise bambaşkadır. Böyle bir fark, Avrupa’daki bir kahvehanede bulunan insanlar için de söz konusudur ama bu iki farklılık birbirine benzemez. Avrupalı’nın giyim, görünüş, tavır ve davranışlarında ortaya çıkan değişikliklerin neredeyse tamamı Avrupa kökenlidir. Birkaç istisnası olmakla birlikte, bu değişim toplumun kendisinden kaynaklanır; istisnalar işe yakın ilişkide bulunulan Amerikan toplumundan etkilenmiştir. Ortadoğu’da gerçekleşen değişiklikler ise,bu durumun tam aksine dış kaynaklıdır. Ortadoğulu’nun kendi geleneklerine tümüyle yabancı toplumlardan ve kültürlerden kaynaklanmıştır.Kahvehanedeki bir masanın başında bir iskemleye oturmuş gazete okuyan adam, kendisinin ve daha önce de anne babasının yaşamlarını etkilemiş olan değişiklikleri taşımaktadır. Hali, tavrı, dış görünüşü, giyinişi ve davranışları, hatta kimliği ile modem çağlarda Batı'dan gelip Ortadoğu’yu etkisi altına alan son derece güçlü ve yıkıcı değişiklikleri simgeler. Açıkça görülen ilk ve en belirgin değişiklik giyiniş biçimindedir. Geleneksel giysiler giymesi de olasıdır ama şehirlerde buna pek rastlanmaz. Genellikle Batı tarzında gömlek ve pantolon ya da günümüzdeki gibi tişört ve kot giyer. Giyinmek, özellikle dünyanın bu bölgesinde, yalnızca örtünmek, soğuktan ve sıcaktan korunmak için değil, kimliğini tanımlamak, kökenini göstermek ve aynı gruptakilerce tanınmak için çok önemlidir.M.Ö.VII.yy’da peygamber Zephaniah’ın kitabında (1:8), Allah'ın “Kurban gününde tuhaf biçimde giyinen herkesi” cezalandıracağı yazıyordu. Museviler’in ve sonra da Müslümanların kitaplarında inananların inanmayanlar gibi giyinmemeleri, kendi ayırt edici giysilerini giymeleri buyrulur. “Onlar gibi olmamak için kafirler gibi giyinmeyin” genel bir uyarıdır.Hz.Muhammed’e atfedilen bir hadise göre “başörtüsü, inançsızlıkla inanç arasındaki sınır” olarak kabul ediliyor. Bir başka hadise göre, “diğerlerine benzemeye çalışan onlardan biri olur". Yakın zamanlara kadar, bazı yerlerde günümüzde bile, her etnik grubun, her dini zümrenin, her aşiretin, her bölgenin ve bazen de her meslek grubunun kendine özgü, ayırt edici bir giyiniş şekli vardır. Kahvehanede oturan adamın (Türkiye dışında) hâlâ bir tür şapka, belki bir takke ya da daha geleneksel bir şey giymesi olasıdır. Osmanlı' dönemine ait mezarlıkları görenler, kişinin yaşarken giydiği başlığın mermerden yapılmış bir benzerinin mezar taşlarının üzerinde yer aldığını

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.