ebook img

Ölüm Diken Üstünde - Agatha Christie PDF

251 Pages·1992·0.89 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Ölüm Diken Üstünde - Agatha Christie

Agatha CHRISTIE ÖLÜM DİKEN ÜSTÜNDE Çeviren: Gönül SUVEREN Düzenleme: Ayhan HOCHA Uçaktaki Ölümle Ilgisi Olanlar Janet Grey: Güzel bir kız. Ona piyangodan para çıkmıştı. Norman Gale: Yakışıklı bir genç. Janet’i ilk gördüğü an beğenmişti. Cicely Horbury: Kontes. Kaba ve açgözlü bir kadındı. Lady Venetia Kerr: Soylu bir kadın. Kont Horbury’nin yanlış bir evlilik yaptığını düşünüyordu. Roger Bryant: Tanınmış bir doktor. Müziğe ilgisi vardı. Armand Dupont: Ünlü bir arkeolog. Çevresinde yaşanan olaylardan çok geçmişle ilgileniyordu. Charles Dupont: Armand Duporıt’un oğlu. Sevimli, çocuksu bir gençti. Daniel Clancy: Dedektif romanları yazarı. Polise çok sinirleniyordu. James Ryder: iş adamı. Kendini ilgilendiren birtakım sorunları vardı. Madam Giselle: Yaşlı bir kadın. Birçok kişinin sırrını biliyordu. Elise Grandier: Giselle’in hizmetçisi. Hanımına çok bağlıydı Henry Mitchell: Garson. Cinayet onu çok sarsmıştı. Albert Davis: Garson. Olayı çok heyecanlı buluyordu. Madeleine: Kontes Horbury’nin oda hizmetçisi; Biraz nankördü. Alexander Thibault: Gisele’in avukatı. Kadının özel hayatı hakkında fazla bir şey bilmiyordu. Anne Morisot: Genç bir kız. Herkes ona merak duyuyordu. Japp: Scotland Yard Müfettişi. Katilin cesareti onu şaşırtıyordu. Fournier: Surete’dendi. (Fransız Ulusal Polis Teşk.) Katilin psikolojisine Önem vermekteydi. ve HERCULE POİROT Hercule Poirot’nun Elinde Şu İpuçları Vardı • Bir flüt • Süslü çubuklar • Bir boru • Mavi bir şişe • Beyaz bir toz • Bir diken • Bir defter • Bir kutu • Bir eşekarısı • İki kaşık. Cinayeti Çözebilmek için Poirot Şu Soruları Yanıtlamalıydı • Yılan zehirini kimler ele geçirebilirdi? • Katil boruyu niçin vantilatör deliğinden atmamıştı? • Anne Morisot neden ortaya çıkmıyordu? • Amerikalı turist kimdi? • Siyah defterde yazdı olanlar kimlerdi? • Cinayet kimlerin işine yaramıştı? • Cicely Horbury neden korkuyordu? • Eşekarısının uçakta ne işi vardı? • Dikenin ucundaki renkli ipek neden değiştirilmişti? • Gerçek İpucu neden yanlış birini gösteriyordu? 1 Sıcak eylül güneşi La Bourget Havaalanını kavuruyordu. Yolcular ağır ağır ilerleyerek birkaç dakika sonra Londra’ya hareket edecek olan büyük uçağa binmekteydiler. Uçağa son girenler arasında bulunan Janet Grey Derleyerek on altı numaralı koltuğa oturdu. Yolcuların çoğu yerlerini almışlardı bile. Yan tarafta iki kadın konuşuyor daha doğrusu ince, tiz bir kadın sesi çevrede yankılanıyordu. Janet’in dudakları hafif, alaycı bir gülümsemeyle büküldü. Bu tip seslerin sahiplerini öyle iyi tanırdı ki... "A, öyle mi, hayatım?.. Hayret... Hiç bilmiyordum... Nerede demiştin... Juan les Pins’de mi?.. A, evet... Ya, Le Pinet’de mi?,. Evet, hep aynı kişiler... Tabii, beraber oturalım... A, olmuyor mu? Kim?.. Ya, anlıyorum." Sonra bir erkeğin sesi duyuldu. İngiliz olmadığı konuşmasından anlaşılan nazik bir yolcunun sesi. "Bana şeref verirsiniz, madam..." Janet gözucuyla baktı. Kafası yumurta biçimi, pos bıyıklı, ufaktefek, yaşlıca bir adam Janet’in sırasındaki koltuktan kalkmış, kibar bir tavırla eşyalarını topluyordu. Genç kız başını çevirerek, ufaktefek yabancının yerini bıraktığı iki kadını süzdü. Birini çok iyi anımsıyordu. Kadını son kez bakara masasının başında görmüştü. Yumruklarını heyecanla sıkıp sıkıp açıyor, ustalıkla boyadığı porselen biblolara benzeyen yüzü kâh sararıyor, kâh kızarıyordu. Janet, biraz uğraşsam, kadının ismini de çıkarabilirim, diye düşündü. Bir arkadaşı söz etmişti ondan. "Kadın kontes," demişti. "Ama onun doğuştan asil olduğunu sanma. Aslında müzikli revülerde dans edermiş..." Bunu ona birinci sınıf masöz olan arkadaşı Maisie söylemişti. Üstelik alay dolu bir sesle. Janet dalgın dalgın, oysa diğer kadın gerçekten soylu bir aileden. Ata binmeye meraklı, kırlar arasında malikânesi olanlardan... diye düşündü. Genç kız ondan sonra iki kadını unutuverdi. Çünkü tam karşısına düşen koltuğa bakmamaya çalışıyordu. Parlak mavi kravatlı genç bir adam oturuyordu orada. Janet gözlerinin kravattan daha yukarıya kaymaması İçin kendini tutuyordu... Sonunda uçak havalandı. Londra’daki Croydon Havaalanına yapılan öğle seferiydi bu. Uçakta öndeki salonda on, arkadakinde on bir olmak üzere yirmi bir yolcu vardı. Uçak Fransa’nın üzerinden geçerek Manş’a doğru ilerlerken, yolcular kendi düşüncelerine dalmışlardı bile. Janet Grey kendi kendine, ona bakmayacağım, diyordu. Bakmamalıyım... En iyisi pencereden dışarısını seyretmek... Veya belirli bir şey düşünmek... Evet, en iyisi olanları düşünebilirim... Janet bir kuaförde çalışıyordu. Bir gün içinden gelen sese uyup, bir piyango bileti almıştı. Aslında bu onun için pahalı bir şeydi. Kendine büyük ikramiye çıkmamışsa da bin sterlin kazanmıştı. Genç kız bu parayla ne yapacağını düşünmüş ve sonunda Fransa’nın güneyinde Le Pinet’de bir hafta kalmaya karar vermişti. Çalıştığı kuafördeki müşterilerin çoğu tatillerini orada geçiriyordu. Güzel bir yer olmalıydı Le Pinet. Elbise sorunu onun için önemli değildi. Janet de Londra’da çalışan bütün kızlar gibi az parayla zevkli ve modaya uygun giyinmesini biliyor, saçlarını ve manikürünü kendisi yapıyordu. İşte böylece Janet. Le Pinet’ye gitti. Genç kız kendi kendine, Le Pinet’de geçirdiğim on günden yalnızca o olay mı anı olarak kaldı, diye sordu. Az bir parayla kumar oynamaya karar vermişti ve miktarı aşmamak amacındaydı. Janet hayatında ilk kez rulet oynarken şansı kendine hiç yardım etmemişti. Dördüncü gece aynı şey olmuştu. Janet oyun için ayırdığı paranın son bölümü elinde numaralara bakıyordu. Beş ve altı boştu. Kimse para koymamıştı bunlara. Hangisine oynayayım. Beşe mi altıya mı, diye kendi kendine sordu. Küçük top dönmeye başlamıştı. Janet elini uzattı. Altıya oynayacağım. O sırada başka bir oyuncu parasını beş numaraya koymuştu. Top dönerken yavaşladı ve sonra numaralardan birinin üzerinde durdu. "Beş numara.." Janet öfkesinden neredeyse ağlayacaktı. Krupiye paraları toplarken, Janet’in karşısındaki adam, "Kazandığınız parayı almayacak mısınız?" diye sordu. "Kazandığım parayı mı?" "Evet." "Bakın ben paramı altıya koydum." "Hayır, yanılıyorsunuz. Ben altıya koydum, siz beşe." Genç adamın gülümsemesi çok tadıydı. Güneşten yanmış yüzünde, beyaz dişleri pırıl pırıl parlıyordu. Mavi gözlü, siyah saçlıydı. Janet biran duraksadıktan sonra parayı aldı. Yaptığım doğru mu, diye düşünüyordu. Aklı biraz karışmıştı. Belki de onun dediği gibi beşe oynadım. Şaşkın şaşkın genç adama baktı. Yabancı rahat bir tavırla gülümsüyordu. "Evet, parayı almakla iyi ettiniz. Orada kalsaydı, başka biri onun kendine ait olduğunu söyleyebilirdi. Eski bir oyundur bu." Sonra dostça bir tavırla genç kızı selamlayarak uzaklaştı. Onun bu davranışı Janet’in hoşuna gitmişti. Eğer genç adam, kuman bahane ederek, onunla arkadaşlık

Description:
La Bourget’den Croydon’a giden uçağın iki numaralı koltuğunda oturan kadını talihsiz bir son beklemektedir. Zavallı kadını ansızın bir eşekarası sokar ve kadın ölür.Aynı uçakta yolculuk eden Hercule Poirot, kadının arı sokmasından öldüğüne inanmaz. Scotland Yard ve Sur
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.