ebook img

Okulsuz Toplum - Ivan Illich PDF

165 Pages·2005·0.72 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Okulsuz Toplum - Ivan Illich

IVAN D. ILLICH Ivan lllich 1926 yılında Viyana’da doğdu. Roma Gregorian Üniversiıesi’nde ilahiyat ve felsefe eğilimi gördü. Salzburg Üniversitesi’nde tarih alanında doktorasını verdi. 1951 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. New York şehrindeki İrlanda-Puerto Rico dînî bölgesinde yardımcı rahip olarak görev aldı. 1956 yılından 1960 yılına kadar Puerto Rico Katolik Üniversitesi’ne rektör yardımcısı olarak atandı. Bu görevi sırasında, Latin Amerika’da görev yapan Amerikalı rahipler için bir eğitim merkezinin çalışmalarını yönetti. Illich, Cuernavaca’daki Uluslararası Dokümantasyon Merkezi’nin (CIDOC) kuruluşunda rol aldı. 1964 yılından beri özellikle “Latin Amerika Merkezli Bir Endüstriyel Toplumdaki Kurumsal Alternatifler” üzerine araştırma programları çalışmalarını yürüttü. Bilinç Kutlaması isimli eseri 1971 yılında Penguin yayınevi tarafından yayımlandı. ‘Okulsuz Toplum’ A.B.D.’de Harper & Row Yayınevi tarafından Dünya Perspektifleri Dizisi’nde yayınlandı. Şule Yayınları : 264 Düşünce Dizisi : 20 Orijinal İsmi: Deschooling Society Editör: A.Ali Ural Ofset Hazırlık: Şule Kapak: Ramazan Erkut Baskı - Cilt: Alioğlu Matbaacılık Ivan D. Illich OKULSUZ TOPLUM Türkçesi: Mehmet Özay ŞULE YAYINLARI Eylül 2013 SUNUŞ Kötü haberi ne kadar tez ve teferruatlı verirsen o kadar iyi. Bize iletilen bir haberin iyi mi, kötü mü olduğuna karar verebilmemiz, düşüncemizin derinliği ve ufkumuzun genişliğiyle bağlantılıdır. Sözgelimi eğitim fakültesinden mezun olduğu haberini iyi; su ve elektrik tesisatı olmayan bir dağ köyüne öğretmen olarak atandığı haberini kötü diye niteleyen kişinin bir bildiği olsa gerek(!) Elinizdeki kitapta Ivan İllich’in, öğrenimin kurumlaştırılmasını sorguladığı makaleler yer alıyor. Henüz küçük bir çocukken etimizin ve kemiğimizin ailemiz ile öğretmenlerimiz arasında pay edilmesiyle başlayan okul maceramızı farklı açılardan inceliyor ‘Don İvan’; öğretmenin bir profesyonel olarak sahip olduğu yetkilerin, öğrenciyi ‘yaşken eğmeye’ yönelik kullanımından söz ediyor. Hastanede doğup hastanede ölen, yani bir kurumun eline doğan ve kurumlarla dolu bir dünyada yaşayıp bir kurumda ölen insanlar olarak durumumuzun pek de iç açıcı olmadığını vurguluyor İvan İlIich. Sertifikalar, makbuzlar, biletler ve bunlar gibi bir sürü belge ile kayıt altına alınmış modern insanı tanımak epey zor bir iş. Bizi ilgilendiren kadarı, gerekli evrakta yazılı ve onaylı olmalı; kendisi hakkındaki bilgiyi o da belgelerden alıyor, ah, bir de gazetelerden. İllich, Türkçe’ye çevrilen bir kitabına yazdığı önsözde “Sözlerimin bir gün Türkçe olarak okunacağı aklımın ucundan bile geçmedi” diyor. Yazdıklarını “zihinleri Kur’ân âyetleriyle ve Doğu anılarıyla dolu” olanları değil de, kısa bir süre önce Amerika’ya yerleşmiş kişileri hesaba katarak kaleme aldığını belirtiyor. Bu kitap, kaçınılmaz olarak gecikmiş fakat teferruatlı bir kötü haber sayılsa yeridir sayın okur; biri sana yardım elini uzatıyorsa hemen kaçıp canını kurtar! Şule GİRİŞ Kamu eğitimine ilgi duymamı Everett Reimer’a borçluyum. 1958 yılında Puerto Rico’da onunla karşılaşıncaya kadar bütün insanları etkisi altına alan ve giderek genişlemekte olan zorunlu eğitimin değerini sorgulamamıştım. Sayın Reimer’la birlikte, insanların çoğunun öğrenme hakkının okula devam mecburiyetiyle kısıtlandığını fark ettik. CIDOC’da ortaya konulan ve bu kitapta toplanan çalışmalar ona sunduğum ve 1970’li yıllarda birlikte tartıştığımız anlaşma taslağının bir sonucunu oluşturmaktadır. Kitabın son bölümü Bachofen’in Mutterrecht isimli eseri üzerine Erich Fromm’la yaptığım bir konuşmaya dayanan kendi düşüncelerimin bir ürünüdür. 1967 yılından beri Meksika’daki Cuernavaca’da Kültürlerarası Dokümantasyon Merkezi’nde Reimer’la düzenli aralıklarla biraraya geliyorduk. Merkezin yöneticisi Valentine Borremans da bizim bu toplantılarımıza iştirak ediyor ve zaman zaman Latin Amerika ve Afrika gerçekleri karşısında düşüncelerimi gözden geçirmemi ısrarla tavsiye ediyordu. Elinizdeki kitap, aynı zamanda, Bayan Borremans’ın sadece toplum kurumlarının değil, yaşam felsefesinin de ‘okulsuzlaştırılması’ gerektiği yolundaki inancını yansıtmaktadır. Okullaştırma yoluyla uluslararası eğitim uygulanamaz. Eğitim işine günümüz okulları tipinde inşa edilmiş alternatif kurumlar aracılığıyla teşebbüs edilmiş olsa, bu durum uygulanabilir bir hale gelecektir. Ne öğretmenlerin öğrencilerine karşı sergiledikleri yeni tavırlar, ne eğitimsel birimlerin (sınıfların) hızla yayılması, ne de pedagojik sorumluluğu öğrencilerin tüm yaşamlarını içine alacak derecede genişletme teşebbüsleri evrensel eğitim için vadedilen sonuçlara ulaşabilecektir. Yeni eğitim olanakları için yapılan çalışmalar, kurumsal karşıtlık ilkesi doğrultusundaki araştırmalara dönüştürülmek zorundadır. Ancak, kurumsal olmayan yapılar her insanın yaşamının her anında öğrenme, paylaşma ve umursama şansını artıracak olan eğitim ağlarıdır. Eğitim hakkında bu yönde araştırmalar yürüten ve diğer kurulu hizmet sektörlerine alternatifler arayan kişilerce ihtiyaç duyulan kavramların oluşum ve açılımına yardımda bulunacağımızı ümit ediyoruz. 1970 yılının ilkbahar ve yaz mevsimi boyunca her çarşamba bu kitabın çeşitli bölümlerini Cuernavaca’daki CIDOC programlarına katılanlarla paylaştım. İştirak edenler birtakım öneriler yanında eleştirilerini de ortaya koydular. Joseph Fitzpatrick, John Holt, Angel Quintero, Layman Allen, Fred Goodman, Gerhard Ladner, Didier Piveteau, Joel Spring, Augusto Salazar Bondy ve Dennis Sullivan’ın yanı sıra özellikle Paulo Freire, Peter Berger ve Jose Maria Bulnes’in görüşlerine de bu kitapta yer verilmektedir. Eleştiride bulunanlar arasında özellikle Paul Goodman düşüncemin değişmesinde radikal bir tavırla etkili oldu. 1., 3. ve 6. Bölümlerde Robert Silvers’ın önemli katkılarını gördüm. Reimer ve ben ortak gerçekleştirdiğimiz araştırmamızın sonuçlarını ayrı ayrı yayınlamayı kararlaştırdık. Reimer kapsamlı ve dokümanlarla zenginleştirdiği eserini 1971 yılında Doubleday & Company ve Penguin Eğitim serisinde School is Dead- Okul Öldü- başlığıyla yayınladı. Reimer ile yaptığım görüşmeler sırasında tanıdığım ve onun sekreterlik hizmetini yerine getiren Dennis Sullivan, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kamu okulları hakkında yapılan gündemdeki tartışmalarla ilgili düşüncelerinin yer aldığı bir kitabı yayıma hazırlamaktadır. Bu çalışmaların Cuernavaca’da bulunan CIDOC’daki ‘Alternatif Eğitim’ başlıklı seminerler dizisine [eleştirel bir yaklaşım olması bakımından katkı] sunacağını ümit ediyorum. Toplumun okulsuzlaştırılması hipotezine yürekten inanır ve desteklerken, ortaya çıkan bazı karmaşık ve anlaşılması zor konuları tartışmak, gelişmeyi hak eden kurumlan ayırt etmemize yardımcı olabilecek kriterleri araştırmak ve hizmet sektörünün hakimiyetindeki bir ekonomiyle tezat teşkil eden ‘Boş Zaman Çağı’nın gelişimini hızlandıracak bu kişisel amaçları aydınlığa kavuşturmak niyetindeyim. Çünkü bunlar okullaştırılma sürecinin yaşandığı toplumsal çevrelerde öğrenmeyi desteklemektedir. Kasım, 1970 1- OKULU NEDEN DEVLET KURUMU OLMAKTAN ÇIKARMALIYIZ? Öğrencilerin pek çoğu, özellikle fakir olanları, okulun kendilerine kazandırdığı şeyi sezgisel olarak bilmektedir. Bu fakir öğrencilere, içine girdikleri süreci ve gerçek yaşama ilişkin olanı birbirine karıştırmalarına neden olacak bir eğitim veriyorlar. Bu durum, bir kez belirsiz bir hâl aldığında yeni bir mantık devreye giriyor: Bu sürece ne kadar çok dahil edilirlerse, o kadar iyi sonuç alınmaktadır. Öğrencilerin “okullulaştırılmasına” sebep öğretmeyle öğrenim, büyük gelişmeyle eğitim, diploma ile yeterlilik, akıcılıkla yeni bir şey ortaya koyma arasında bir karışıklık yaratılmak istenmesidir. Öğrencinin imgelem gücü, değer yerine hizmetin muteber kabul edilmesi sebebiyle “okullulaştırılmaktadır”. Sağlıklı bir yaşam için tıbbi tedavi, toplum yaşamında gelişme sağlamak için sosyal çalışma, emniyetin tesisi için polis teşkilatı, ulusal güvenlik için askeriye, üretkenlik için iş rekabeti gerektiği yönündeki çıkarımların neden-sonuç ilişkileri [bağlamları] yanlış anlaşılmaktadır. Sağlık, eğitim, mevki-makam, bağımsızlık ve yaratıcı çaba bu hizmetleri verdiğini iddia eden kurumların performansına göre tanımlanmaktadır. Bu tür hizmetlerin gelişmesi hastanelerin, okulların ve bu sorun içerisinde yer

Description:
"Okullaştırma, eğitimle aynı anlama mı gelmektedir? Kesinlikle hayır. Herkes gün be gün bir şeyler öğrenmektedir. Dürüst olmak gerekirse, çoğumuz, yaşamımızda okullaşmanın direk ve derin bir etkiden son derece yoksun olduğunu görürüz. Bu durumda iki soru ortaya çıkmaktadır
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.