ebook img

Öğretmenlerin Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven Algıları PDF

28 Pages·2013·0.38 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Öğretmenlerin Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven Algıları

AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:289-316 ÖĞRETMENLERİN ÖRGÜTSEL ADALET VE ÖRGÜTSEL GÜVEN ALGILARI Kaya YILDIZ* TEACHERS’ ORGANIZATIONAL JUSTICE AND ORGANIZATIONAL TRUST PERCEPTIONS Öz Bu araştırmanın amacı; İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel güven düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2011-2012 öğretim yılında Bolu ili merkez ilçe sınırlarında yer alan ilkokullarda görev yapan 171 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma verileri, öğretmenlerden Niehoff ve Moorman (1993) tarafından geliştirilen “örgütsel adalet ölçeği”, Hoy ve Tschannen-Moran (2003) tarafından geliştirilen “okullarda meslektaşlara güven ölçeği” ve Daboval, Comish, Swindle ve Gaster (1994) tarafından geliştirilen “örgütsel güven ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmada veriler; frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma ve korelasyon gibi betimsel istatistiksel işlemlerle analiz edilmiştir. Araştırmada İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet algıları ile örgütsel güven algıları “Orta” düzeydedir. Öğretmenlerin Örgütsel Adalet ile Örgütsel Güven algıları arasında yüksek pozitif yönde bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar kelimeler: Adalet; Güven; Örgütsel Adalet; Örgütsel Güven; İlkokul Öğretmeni Abstract The aim of this study is to investigate the relationship between primary school teachers’ organizational justice and organizational trust perceptions. The working group of the present study is formed by (n:171) primary school teachers working in the central province of Bolu in 2011-2012 academic year. In the study, the data were collected through “Organizational Justice Scale” developed by Niehoff and Moorman (1993), “Trust at School Scale” developed by Hoy Tschannen-Moran (2003) and “Organizational Trust Scale” developed by Daboual, Comish, Swindle and Gaster (1994). For the analysis of the data descritive statiscs; frequency, percentage, mean, Standard deviation and correlation scores were calculated. The findings of the study revealed that the organizational justice and organizational trust perceptions of primary school teachers is at moderate level. Additionally, the findings revealed a highly * Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, e-posta: [email protected] 289 AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:289-316 positive relationship between teachers’ organizational justice and organizational trust perceptions. Keywords: Justice, Trust, Organizational Justice, Organizational Trust, Primary School teachers 1. Giriş Örgüt, bir grup insanın, iş bölümü yaparak, otorite ve sorumluluk hiyerarşisi altında; belirlenmiş ortak bir hedefi gerçekleştirmek amacıyla oluşturdukları, akılcı ve planlı bir yapılanmadır. Örgütlerin ortaya çıkışındaki temel etken, insanların yaşamlarını sürdürecek temel ihtiyaçlarındaki artış ve çeşitlilik sonucu, tek başlarına yapamadıkları işleri birlikte yapma yoluna gitmeleridir (Açıkgöz, 2009). Örgütün yapısını şekillendiren, değiştiren, teknolojiyi kullanan ve oluşturan hep insandır. Örgüt içerisindeki insan faktörü örgütün işlerliğini etkilemesi bakımından önemli bir yere sahiptir. Bir örgütün sosyal (insan sistemi) yapısı ne kadar düzenli ve iyi çalışıyorsa, örgütün de o ölçüde huzurlu bir ortamı olacak ve üretim çıktıları o derece kaliteli olacaktır (Oktay,1996). Bu açıdan birey-örgüt bütünleşmesinin örgütlerde özel bir yeri vardır. Bu nedenle örgüt içerisinde insanlar arasında gelişen işgören davranışı ve boyutları da örgütü etkilemektedir. Modern davranış bilimleri, bireylere etkin iş grupları içinde birleşme, yeteneklerini ve örgütsel ilişkilerini geliştirme ve grup içinde istenir kişiliğe sahip olma yönlerinden yol gösterme eğilimindedir. Davranış bilimleri, örgüt içindeki bireyin kişiliğinin örgüt yapısı doğrultusunda gelişmesi için çalışmaktadır (Oktay, 1996). Son yıllarda örgütsel adalet ve örgütsel güven davranışı örgütsel davranış disiplininin ilgilendiği yeni konular içerisinde yer almaktadır. Örgütsel adalet ve örgütsel güven değişkenlerinin birçok değişkenden etkilendiği ve birçok değişkeni de etkilediği görülmektedir. Örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için insan davranışlarını ilgilendiren bu iki kavramın örgütsel girdi ve çıktılarının ortaya konulması, kavramların örgütsel çıktısının olumlu oluşması açısından büyük önem taşımaktadır. Örgütsel Adalet Günümüzde adalet kavramı; bir davranışın veya hareketin, adalete uygunluğunu, doğruluğunu ve bireylerin dürüstlüğünü ifade etmek için kullanılmaktadır. Adalet en genel anlamıyla “hakka uygunluk, haklı ile 290 AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:289-316 haksızın ayırt edilmesi” demektir. Bu anlamda hem bir durumu, hem de insanların davranışlarının tanımladığı için ahlak ve din kurallarıyla da ilişkilidir. Adalet, bir kavram olarak, insan davranışını ahlak açısından inceleyen ve eleştiren bir düşünceyi de içermektedir (Somerville, 1992: 25). Adalet kavramı örgütlerde ödeme, ödül, özendirme vb. kaynakların dağıtımı ile ilişkili olarak ilgilenilmeye başlanan bir kavramdır (Colquitt, Greenberg ve Zapata-Phelan, 2005). Örgütsel adalet ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda birçok tanım geliştirilmiştir. Örgütsel adalet kavramı; örgütlerle ilgili olarak yöneticilerin adaletli ya da adil olma durumunu tanımlamak için kullanılmaktadır (Pillai ve diğerleri, 1999:, Colquitt ve diğerleri, 2001: Akt., İçerli, 2010). Lee (2007) Örgütsel adaleti, çalışanların iş davranışları, iş performansları ve iş ortamındaki sergiledikleri tutum ve davranışlarına göre objektif değerlendirmelere tabi tutulmaları şeklinde tanımlamaktadır. Moorman (1991) örgütsel adaleti çalışma alanları ile direkt ilgili olan adaleti açıklayan bir terim olarak tanımlarken, Özkalp ve Kırel (2004) ise örgüt içinde sosyal ya da ekonomik olarak gerçekleşen tüm karşılıklı değişimlerin algılanan adaletini, bireylerin üstleriyle, çalışma arkadaşlarıyla ve sosyal bir sistem olarak örgütle ilişkilerini içeren bir kavram olarak tanımlamışlardır. Alanyazı incelendiğinde örgütsel adalet üzerine yapılan çalışmalar genellikle örgütsel adaletin üç farklı boyutunu ele almıştır. Bu boyutlar, dağıtım adaleti, işlemsel adalet ve etkileşim adaleti şeklindedir (Çakmak, 2005). Bazı araştırmacılar (Pillai ve diger., 1999) ise , örgütsel adaleti, ödüllere iliskin adalet ve uygulamaya iliskin adalet olmak üzere iki boyut olarak ele alırken; Greenberg (1990), bu kavramı, kazanımların (dağıtımsal adalet), süreçlerin (işlemsel adalet) ve bireylerarası ilişkilerin (etkileşimsel adalet) adilliğine dayalı olarak üç boyutta incelemiştir (Akt.Polat, 2007). Dağıtımsal Adalet, hem sosyal, hem de örgütsel bağlamda görevler, mallar, hizmetler, fırsatlar, cezalar/ödüller, roller, statüler, ücretler, terfiler vb. her türlü kazanımın kişiler arasındaki paylaşımını konu alan bir kavramdır (Cohen, 1987, Akt.İşbaşı, 2000) ve çalışanların kazanımların adilliğine ilişkin algılamalarını ifade etmektedir. Dağıtım adaletine ilişkin bir yargı da, kazanımların uygun, doğru ve ahlaki olup olmadığına işaret etmektedir (Folger ve Cropanzano, 1998. Akt. İşbaşı, 2000). Örgütsel açıdan işlemsel adalet, örgütsel kaynakların dağıtımını belirleyen işlemlerin algılanan adaleti olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle işlemsel adalet, kazanımları belirlemede kullanılan yöntemler, 291 AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:289-316 araçlar ve süreçlerin algılanan adaletidir. Buna göre işlemsel adalet kavramı ile çalışanların örgütsel kararlarının adaletini tayin ederken, sadece bu kararların ne olduğu ile ilgilenmedikleri aynı zamanda bu kararları belirleyen işlemlerle ilgilendiklerini savunmaktadır. İşlemsel adalet, örgütlerde dağıtım adaletinin açıklayamadığı durumları ifade edebilmektedir (Çakmak, 2005). İş yerinde kuralların adil olması anlamına gelen işlemsel adaletin sağlanması, işgörenlerin kendilerine adil davranıldığını hissetmeleri için yeterli değildir (Greenberg, 1990). Uygulama sürecinde yaşanan bireyler arası ilişki işin içine girmektedir ki Bies ve Moag (1986), bu boyutu etkileşim adaleti olarak adlandırmıştır. Etkileşimsel adalet, dağıtım adaleti ve işlem adaleti ile ilişkisi sorgulanan bağımsız bir adalet boyutu olarak tanımlanmaktadır. Adil etkileşim, dağıtım ve işlemlerle ilişkili kişiler arası iletişimin adilliğini ifade eder. Bireyler arası ilişkilerin niteliğine ilişkin adalet algılamalarıdır (Moorman, 1991; Erdoğan ve diğer., 2001). Örgütsel Güven Güven kavramı çok geniş boyutlu bir kavram olup, birçok sosyolog, ekonomist, psikolog ve yönetim bilimci tarafından bireylerarası ilişkilerin oluşturulmasında ve sürdürülmesinde önemli bir etmen olarak görülmektedir (Uzbilek, 2006). Güven hemen hemen herkes tarafından anlaşıldığı düşünülen fakat açıklanması veya tanımlanması zor görülen kavramlardan biridir (Taylor, 1989). Sözlükte güven; korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2008). Öncül (2000) güveni; bir kişinin sözüne ya da söz vermesine umut bağlama, çok önemli işler için birine inan gösterme şeklinde ifade etmiştir. Daly ve Chrispeels (2008) ise daha önce yapılan çeşitli tanımları inceleyerek kapsamlı bir güven tanımı yapmıştır. Ona göre güven, birinin bir ilişkiye katılımını ve diğeri için savunmasız olma istekliliğini kişinin yardımseverlik, güvenirlik, yetenek, dürüstlük, açıklık ve saygı’ya sahip olacaklarına olan inancıdır (Akt. Cerit, 2009). Bireyler arası güven konusundaki tanım karmaşası örgütsel güven konusunda da karşımıza çıkmaktadır. Örgütsel güvenin tanımı açık ve net bir şekilde belirtilmemiş olmasına rağmen, alanyazında farklı tanımlamalar yapılmaya çalışılmıştır. Örgütsel güven; bir çalışanın, örgütün sağladığı desteğe ilişkin algısı; liderin doğru sözlü olacağına ve sözünün ardında duracağına olan inancı olarak tanımlanmaktadır (Demircan ve Ceylan, 2003). Başka bir tanımda da örgütsel güven, 292 AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:289-316 işgörenlerin yönetime olan güvenleri ve yönetimin kendilerine söylediklerine olan inançlarının derecesi olarak tanımlanmıştır (Halis, Gökgöz ve Yaşar, 2007). Örgütsel güven, en genel anlamıyla çalışanın, örgütte karar alıcıları etkileme imkânı olmasa da, örgütün kendisinin yararına çabalayacağına veya en azından zararına olmayacak şekilde davranacağına güven duyması ve kontrol edemeyeceği davranışlara karşı savunmasız kalmaya gönüllü olmasıdır (Çetinel, 2008). Örgütsel güven için getirilen birçok tanımlamalarda ortak olan noktalar, inanç ve gönüllülüktür. Örgüt ortamında güvenin sağlanması oldukça zahmetli ve zaman alıcı bir süreçtir. Fakat güven için harcanan emeğin boşa gitmeyeceği, hatta kârlı çıkılacağı düşünülebilir. Örgütlerde güven, gittikçe hayati bir unsur olarak görülmektedir. Çünkü örgüt içerisinde ve bireyler arasında güven ortamının oluşması ve/veya oluşturulması, işgörenler arasındaki işbirliği ve iletişim düzeyini arttıracaktır. Yarışmacı olmaktan çok işbirliğine ve uyuma dayanan bir örgüt kültürü oluşturmak, güvenen ve güven veren işgören davranışlarının oluşmasında önemli bir role sahiptir (Tschannen- Moran ve Hoy, 2000; Akt. Özer ve Diğerleri, 2008). Diğer yandan, yöneticilerin örgütü yeniden yapılandırma çabalarında çalışanların güven duygusunu geliştirmesi giderek önemli bir durum haline gelmiştir (West, 1995, Akt: Demircan ve Ceylan, 2003). Örgütler, bireylerarası ilişkilerin yoğun olarak yaşandığı yapılardır. Bu ilişkiler içinde güven, örgüt ortamında farklı boyutlarda karşımıza çıkmaktadır. Alanyazında bu boyutlar; kuruma güven, yöneticilere güven ve çalışanlar arası güven olarak sınıflandırılmaktadır (Aktuna, 2007: 64; Özen, 2003). McKnight (1998) kuruma güveni, işgörenin kurumsal yapının başarıyı sağlayabilecek tarzda yapılandırıldığına dair inancı sonucunda oluşan güven şeklinde tanımlamıştır (Yılmaz, 2006). Terfi, kariyer geliştirme, disiplin gibi temel insan kaynakları işlevlerinin tatmin edici, adil ve eşitlikçi şekilde uygulanması, kuruma güveni sağlayacak unsurlar arasında sayılmaktadır (Aktuna, 2007). Kuruma güven, kimi zaman yöneticiye güven ile ilişkilendirilen bir kavramdır. Dinç (2007) yöneticiyi, örgüte güvenin başlatıcısı olarak görmektedir. Çalışanın yöneticiye güven duyması, yöneticinin kişisel özellikleri ve yönetsel etkililiği ile ilgilidir. Bunların yanı sıra, aralarında güven duygusu gelişmiş çalışanlar sayesinde, örgütte sürdürülebilir rekabet üstünlüğüne ve olumlu örgütsel çıktılara ulaşılabilir (Akyan, 2007). 293 AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:289-316 Örgütsel Adalet ve Örgütsel Güven Arasındaki İlişki Örgütsel adalet pek çok değişkeni etkilemektedir. İşgörenlerin neleri adil olarak algıladıkları ve adaletsizliğe yol açan nedenlerin ortaya çıkarılmasında işgörenlerin davranışları önemli bir rol oynamaktadır (Eker, 2006). Çalışma ortamı ve çalışma koşulları kişilerin kendilerine karşı adil ya da adil olmayan şekilde davranıldığını algılamalarına yol açmaktadır. Adalet algısı çalışanlar için önemli bir güdüleyicidir. Greenberg (1990) ve Moorman (1991) göre; işgörenlerin örgütlerinde kendilerine adil davranıldığında, adalet duygularının arttığı, yüksek düzeyde güven duygularının geliştiği ve arttığı görülmüştür (Akt., Polat ve Celep, 2008). Örgütsel adalet, örgütsel güveni doğrudan etkilemektedir. Hoy ve Tarter (2004) örgütsel adalet ve güven kavramlarının birbirleriyle çok yakından ilişkili olduğunu, güvenin adaleti adaletin de güveni doğurduğunu ifade etmektedir. Örgütsel adaletle ilgili yapılan bir çok araştırmada (Greenberg, 1990; Mater ve diğer., 1995; Konoysky ve Pugh 1994; Tyler ve DeGoey, 1996; Greenberg, 1996; Pillai ve diğer., 1999; Korsgaard ve Roberman, 1995; Korsgaard ve diğer., 1998; Aryee ve diğer., 2002; Cohen-Charash ve Spector, 2001; Colquitt ve diğer., 2001; Akt. Polat, 2006; Hoy ve Tarter, 2004) algılanan örgütsel adaletin, örgütsel güvenin oluşumunda ve düzeyinin belirlenmesinde öncül olduğu ortaya konulmuştur. Yönetimin adil davranması, işgörenlerde saygınlık yaratmakta ve güvenin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Araştırmalar hem dağıtımsal adaletin, hem de işlemsel adaletin güvenle yüksek düzeyde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur (Folger ve Konoysky, 1989; Konoysky ve Pugh 1994; Konovsky ve Cropanzano, 1991; Tyler ve Degoey, 1996; Ambrose ve Schminke, 2003; Cohen-Charash ve Spector, 2001; Cropanzano ve diğer., 2002; Folger ve Konovsky, 1989; Menguc, 2000; Pillai ve diğer., 2001; Akt., Polat, 2006). Adalet ve güven güçlü ilişkilerin temel taşlarıdır; bu nedenle örgütsel adalet ve güven, işgörenleri verimli, üretken ve örgüt üyeliğine bağlayan yapılardır. Bir örgütte işgörenler, bulundukları örgütün üyeliğine ne kadar içten ve moral olarak bağlanırlarsa, kendilerini ne kadar çok örgütün bir parçası, örgütü de kendilerinin bir parçası gibi görürlerse, o örgütte o kadar çok kalmak isterler. Örgütte ortak çalışmaya katkıda bulunmak için içten fazla bir çaba gösterirler (Aydın, 1993). İşgörenler, yöneticilerin ve örgütün onlara nasıl davrandığına oldukça önem verirler. Güven duyulan işgörenlere daha fazla imkan sunulur ve böylece işgörenler tanımlanmış rol davranışlarının dışındaki davranışları da yerine getirerek, bunun karşılığını vermek zorunluluğu hissederler 294 AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:289-316 (Settoon ve diğer., 1996). Güven duyduğu bir ortamda çalışmak işgörenin mutluluğunu ve huzurunu arttırmaktadır, mutlu ve huzurlu, kendini güvende hisseden işgörenin verimi ve üretkenliği artmaktadır. Üretkenliğin olduğu bir ortamda da başarı kaçınılmazdır (Samancı, 2006). Güven duygusu hâkim olan örgütlerin genel özellikleri arasında, açık ve katılımlı bir ortam olması, sorumlulukların çalışanlar tarafından benimsenmesi, üretkenliğin ve örgüte bağlılığın yüksek olması, uzlaşma kültürünün egemen olması, takım çalışmasına yatkınlık olması, çalışanların yüksek iş doyumuna sahip olması, kararlara katılım sağlanması, çalışanlar arasında sürtüşmelerin azalması, verimliliğin yükselmesi, motivasyonun artması, çalışanların işten ayrılma oranlarının ve devamsızlığının düşmesi, yaratıcılığın egemen olması sayılabilir (Bökeoğlu ve Yılmaz, 2008). Alanyazında örgütsel adalet ile ilgili (Özdevecioğlu, 2003; Çakmak, 2005; Atalay, 2005; Tan, 2006; Taşdan, Oğuz ve Ertan-Kantos, 2006; Polat, 2007; Aykut, 2007; Poole, 2007; Aydın ve Karaman-Kepenekçi, 2008; Taşdan ve Yılmaz, 2008; Polat ve Celep, 2008; Pirali, 2008; Cömert ve diğerleri, 2008; Titrek, 2009; Çapraz, 2009; Karaköse, Altınkurt ve Yılmaz, 2009; Yılmaz ve Taşdan, 2009; Yazıcıoğlu ve Topaloğlu, 2009; Altınkurt ve Yılmaz, 2010; Yılmaz, 2010; Tan ve Töremen, 2010; Taş, 2010; Kılıçlar, 2011; Yavuz, 2012) çalışmalar bulunmaktadır. Yine örgütsel güvene ilişkin (Tschannen-Moran, 2001; Turan, 2001; Böri, 2001; Cori ve Jennifer, 2003; Ceyanes, 2004; Yılmaz, 2004, 2005, 2006a, 2006b, 2008; Özdil, 2005; Polat ve Doyuran, 2005; Özer ve Diğerleri, 2006; Uzbilek, 2006; Polat, 2007; Erden, 2007; Samancı 2007; Polat ve Celep, 2008; Bökeoğlu ve Yılmaz, 2008; Yılmaz, 2008; Noonan, Walker ve Kutsyuruba, 2008; Yüksel, 2009; Cerit, 2009; Artuksi, 2009; Yılmaz, 2009; Baş ve Şentürk, 2011; Öztürk ve Aydın, 2012) pek çok araştırma mevcuttur. Ancak, bu iki değişkenin bir arada inceleme konusu yapıldığı araştırma sayısı (Özen, 2003; Hoy ve Tarter 2004; Polat, 2007; Polat ve Celep, 2008; Baş ve Şentürk, 2011) oldukça azdır. Girdisi ve çıktısı insan olan eğitim örgütleri diğer örgütler gibi birçok örgütsel değişkenden etkilenmektedir. Bu örgütsel değişkenlerden biri örgütsel adalet diğeri ise örgütsel güven kavramıdır. Eğitim örgütlerinin toplumsal açık bir istem oluşu ve yakın çevresi dikkate alındığında bu iki kavramın birbirleri ile olan ilişkisinin araştırılması daha da önem kazanmaktadır. 295 AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:289-316 Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın amacı; İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel güven algıları arasındaki ilişkiyi saptamaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır. 1. İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet algıları nedir? 2. İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel güven algıları nedir? 3. İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel güven algıları arasında ilişki var mıdır? 2. Yöntem 2.1 Araştırmanın Modeli Bu araştırmada, İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel güven algıları arasındaki ilişki saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. İlişkisel tarama modelleri, iki veya daha çok sayıdaki değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan araştırma modelleridir. İlişkisel çözümleme iki türlü yapılabilir. Bunlar; korelasyon ve karşılaştırma yolu ile elde edilen ilişkilerdir (Karasar, 2005). Bu araştırmada İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel adalet ve örgütsel güven algıları arasındaki ilişkinin belirlenmesinde korelasyon kullanılmıştır. Korelasyonel araştırmalar, iki ya da daha çok değişken arasındaki ilişkinin, herhangi bir şekilde bu değişkenlere müdahale edilmeden incelenmesini sağlar. Korelasyonel araştırmalar, değişkenler arasındaki ilişkilerin açığa çıkarılmasında, bu ilişkilerin düzeylerinin belirlenmesinde etkili ve bu ilişkilerle ilgili daha üst düzey araştırmaların yapılması için gerekli ipuçlarını sağlayan araştırmalardır (Büyüköztürk ve diğerleri, 2008). 2.2 Çalışma Evreni Araştırmanın çalışma evrenini, 2011-2012 öğretim yılında Bolu ili merkez ilçe sınırlarında bulunan 36 ilkokulda görev yapan öğretmenler oluşturmaktadır. Bolu merkez ilçe sınırlarında yer alan 36 ilkokulda 571 öğretmen görev yapmaktadır. Araştırmada evrenin tamamına ulaşılamayacağından dolayı evrenden örneklem alma yoluna gidilmiştir. Araştırmanın örneklemini ise, çalışma 296 AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Bahar 2013, Cilt:13, Yıl:13, Sayı:1, 13:289-316 evreninden seçkisiz olarak seçilen 171 öğretmenden oluşturmaktadır. Yazıcıoğlu ve Erdoğan (2004: 50) göre, “0,05 hata payı ile 278 kişilik bir örneklem 1000 kişilik bir evreni temsil etmektedir.” Dolayısıyla bu araştırmada ulaşılan örneklemin evreni temsil edebileceği düşünülmektedir. Örneklem çalışma evreninin % 30 una isabet etmektedir. İlkokullarda görev yapan öğretmenlerin demografik özelliklerine göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Öğretmenlerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı f % Kadın 140 61,4 Cinsiyet Erkek 91 38,6 25-30 yaş 32 12,7 31-35 yaş 36 15,2 36-40 yaş 30 11,7 Yaş 41-45 yaş 57 26,9 46-50 yaş 52 24,0 51 yaş ve üstü 24 9,4 1-5 yıl 19 5,8 6-10 Yıl 38 11,7 11-15 Yıl 34 17,0 Mesleki Kıdem 16-20 Yıl 58 26,9 21-25 Yıl 61 29,8 26 Yıl ve üstü 21 8,8 TOPLAM 171 100,0 Tablo 1 incelendiğinde ilkokullarda görev yapan öğretmenlerin demografik özellikleri; Araştırmanın çalışma grubunda yer alan öğretmenlerin %61,4’ü Kadın ve % 38,6’sı Erkektir. Öğretmenlerin yaşlarına göre dağılımında en fazla yığılma %26,9 ile ”41-45 yaş” grubunda olmuştur. Öğretmenlerin yaş değişkeninde en az yığılma ise %9,4 ile “51 yaş ve üstü” grubundadır. Öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre yığılma %29,8 ile “21-25 yıl” mesleki kıdeme sahip 297 AIBU Journal of Social Sciences, Spring 2013, Vol:13, Year:13, Issue:1, 13:289-316 öğretmenlerden olmuştur. En az yığılma ise %8,8 ile “26 yıl ve üstü” mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerdir. 2.3 Verilerin Toplanması Araştırma verileri, ölçeklerle toplanmıştır. Araştırma verileri öğretmenlerden Niehoff ve Moorman (1993) tarafından geliştirilen “örgütsel adalet ölçeği”, Hoy ve Tschannen-Moran (2003) tarafından geliştirilen “okullarda meslektaşlara güven ölçeği” ve Daboval, Comish ve Swindle ve Gaster’in (1994) “örgütsel güven ölçeği” ile toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan ölçekler daha önceden geliştiren kişiler tarafından geçerliliği ve güvenirliği sağlanmış ölçeklerdir. Bu ölçeklerin bu çalışmaya göre uyarlanmasından dolayı alan uzmanlarının görüşleri alınarak ölçeğin kapsam geçerliği sağlanmıştır. Ölçekler araştırmacı tarafından uygulanmıştır. Ölçekler uygulanmadan önce, öğretmenlerle görüşülerek ölçekler hakkında bilgi verilerek ölçeklerin kullanım alanı ile ilgili bilgiler detaylarıyla anlatılmıştır. Ölçekler uygulandıktan sonra araştırmacı tarafından elden toplanmıştır. Ölçek 200 öğretmene dağıtılmış, bunlardan sadece 175’i geri dönmüştür. Ancak 3 ölçekte boşluklar olması, 2 ölçekte birden fazla seçeneğin işaretlenmiş olması v.b durumlardan dolayı geçerli sayılmamıştır. Analiz işlemleri için 171 ölçek geçerli sayılmıştır. 2.3.1.Veri Toplama Aracı Araştırmada veri toplamak için kullanılan ölçeklere ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir. “Örgütsel Adalet Algısı Ölçeği”: Öğretmenlerin okullarına ilişkin adalet algıları ilk defa Niehoff ve Moorman (1993) tarafından geliştirilen “örgütsel adalet ölçeği” ile ölçülmüştür. Ölçeğin uygulama sonrasında yapılan faktör analizinde, ölçeğin maddeler üç boyutlu olarak sınıflanmıştır. Ölçeğin 6 maddesi dağıtımsal adaleti (1, 2, 3, 4, 5, 6. maddeler), 9’ u işlemsel adaleti (7, 8, 9,10, 11, 16, 17, 18, 19. maddeler) ve 4’ü de etkileşimsel adaleti (12, 13, 14, 15.maddeler) ölçmektedir. Bu araştırmada da ölçeğin tamamı için güvenirlik Cronbach’s Alpha katsayısı .90 çıkmıştır. Örgütsel adaletin alt boyutları için güvenirlik katsayıları ise dağıtımsal adalet .95, işlemsel adalet .90 ve etkileşimsel adalete boyutunda. 89 olarak hesaplanmıştır. 298

Description:
Öğretmenlerin Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı f. %. Cinsiyet. Kadın. 140 .. katılımcı karar alma ve öğretmenlerin yetkilendirmesi, ailelerin okul.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.