ebook img

o-------------------------------------------------------------o o o - İSAM Kütüphanesi PDF

21 Pages·2017·3.09 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview o-------------------------------------------------------------o o o - İSAM Kütüphanesi

47 Nisan 1987 o-------------------------------------------------------------o YAYlN KURULU Prof. Dr. Turan YAZGAN - Doç. Dr. A. Merlol TULUM - Doç. Dr. Enis ÖKSOZ - Doç. Dr. Mustafa E. ERKAL - Doç. Dr. Ahmet GÖKÇEN Yard. Doç. Dr. Ahmet YÖROK o o o o TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI S::ı,ı: 47 " Nisan 1987 * Iki ayda bir yayıntanır . Sahibi: Türk Dünyası Araştınnal:ın Vakfı :ıdın:ı Prof. Dr. Turan YAZ GAN "Yazı İşleri Müdürü: Saadet PlNAR * idareh:ıne: Hoşk:ıdem M:ıtıallesi, Kı· nktulumba Sokağı, Beledb·e Sarayı Arkası. Anksravi Mehmet Efendi Medrcsesi. S:ıraçlıaııe/İSTANBUL * Dizgi:Türk Dünyası Araştırınalan Vakfı Yuluğ Tekin Diıgi Merkezi * Baskı: Anadolu Mstbascılık ve Ticaret Koli. ŞTİ. ~.----------~-------------------------------------------------0 o---------------------------o Haberleşme Adresi: P.K. 94-Aksaray/İSTANBUL Tel.: 520 53 63 • 511 10 06 0----~---------------------0 OSMANLI DÜŞÜNCE TARİHİ ÇERÇEVESINDE MOLLA LÜTFI (? - 900/1494) Nazif ÖZTÜRK Giriş: Yapılan bu araştırmada, XIII ve XVI. yüz yıllarda Anadolu'nun dü şünce ve ilim hayatı ana hatlan ile tespit edilecektir. Tespit edilen bu çerçeve içe risine, yaşadııı dönemin önde gelen aiimlerinden Molla Lütfi yerleştirilmeye çalışılacaktır. XV. yüz yılda yetişen Molla Lütfi, şahsiyeti, bilgisi ve düşünce tarzı ile çatdaşlanna göre demik özellikler taşıyan çok yönlü bir bilim adamıdır. Molla Lütfi'nin zındıklık ( dinden çıkma) isoadı ile başının vurulması; kişili~, tahsil ha yatı, mizahi yönü ve ilim anlayışı kad~, hatta bunlardan da fazla dikkat çekicidir. O'nun tecessüslerle dolu ilim ve düşünce hayatı ile ölümünden bu güne beş yüz sene geçmesine karşılık katıediliş esran üzerinden haUi sis perdeleri kalk mamıştır. Bu meselelere ışık tutmak gayesi ile yapılan bu çalışmada; mümkün oldulu oranda, Molla Lütfi ile uzaktan yakından ilgili literatür taranmış; yazdı~ ıı risale, şerh ve başiyeler kütüphanelerden tespit edilmiştir. Konu, bu espriler içerisinde işlenecek ve bir sonuca ulaşılmaya çalışrla- cakUr. I. XID ve XVI. Yüz Yillarda Anadolu'da Düşönce ve bmi Hayat: E~tim ve ölfetim müesseseleri tarihin en eski devirlerinden itibaren ma betlerin etrafında teşekkül etmiştir. Bu gelenete uygun olarak Hz. Peygamber (S.A. V.), Medine'ye hicretinde ilk iş olarak burada bir mescit bina etmiş ve mes cidin etrafında yer alan odalarda (suffa) e~tim ve ölfetim faaliyetlerini başlatmıştır'. . -203- T(İRK nONYASI ARAŞTIRMALARI !'!!~an 1987 Camilerin, yetişkinlerin eğitimine tahsis edilmesinden sonra, Abbasi ha lifelerinden Me'mun devrinde (813-833) Bağdad'da "Beytül-bükme"ler kurol muşsa da bu günkü anlamda Medreseler'in ortaya çıkışı X. yüz yılda Karahanlıiar zamanında vuku bulmuştur2• · Gazneli Mahmud (990-1030)'un Gazne'de ve kardeşiNasır bin Sebük7 tekin'in 425/1033 tarihinde Nişabur'da yaptırdığı medreselerden sonra; Şiilik ce reyanına karşı Sünniliği müdafaa etmek gayesi ile Nizamü'l-Mülk (485/1092) tarafından Nizarniye medreseleri kurulmuştur3• Medreseterin gelişip yaygınlaşarak bir kurum halinde teşkilatlanmasıı Selçuklular dönemine rastlamaktadır. Bu dönemde kazanılan tecrübelerden ya rarlanılmak suretiyle medreselerinen mütekamil hıUe yükseltilmesi ise, Osman lılar zamanında olmuştur. Osmanlılar'ın ilk meşhur medresesi, İznik Medresesi'dir. Bu medrese nin ilk müderrisi olan Davud bin Mahmud bin Mehmed Kayseri (ö.751/1351) temel bilgileri Kayseri'de aldıktan sonra. Kahire'de tefsir, hadis, usfil gibi dihi ilimierin yanında fen ilimlerini de tahsil etmiştir. Ald:~ı tasavvufi bilgilerle gön lünü arındırmış, Muh:ddin-i Arabl',:in "Fusus"unu şerhetmiştir4• İznik Medresesi'nin diğer bir müderrisi Alaeddi.:ı Esved (ö. 1398) de öğ­ renimini !.ran ilim muhitinde tamamlamıştı~. M urad Hüdavendigar devrinin. meşhur müderrislerinden Kadı-Zade-i Rumi (ö. 815/1412) Bursa'da öğrenim gördükten sonra Maveraünnehir ulema sından ilim tahsil ermiş, Semerkant'da Uluğ Bey (1394-1449)'e hoca olmuş; Fatih döneminde büyük merasimlerle karşılanan Ali Kuşcu (ö. 87911474)'yu okutmuş, Seyyid Şerif Cürcan'i (ö. 816/1430)'den ders okumuştur6• Yine ilk dönem Osmanlı ulemasından Molla Fenari (ö. 834/1430) ise İznik'le Alaeddin Esved'den okumuş ve daha sonra, Mısir'da Şeyh Ekmelüddin Mehmed bin Mahmud-i Baberti ~ö. 786/1384)'den ders görmüŞtür7• İmparatorluğun ilerleyip gelişmesine paralel olarak, devlete başkentlik yapmış Bursa, Edirne ve İstanbul istikametinde, Medreseler gelişmelerini sürdür müştür. Buı:sa'da Muradiye, Yıldınm; Edirne'de Eski Camii, üç şerefeli, II. Ba yezid manzumeleri, sonraları Selimiye; İstanbul'da Fatih ve Süleymaniye . ' . külliyeleri, Osmanlı medreselerinin en önde geleri eğitim-öğretim kuruluşlarıdır. Medreselerin gelişmesine paralel olarak; Alaeddin Tilsi (ö. 860/1455), Molla Hüsrev (ö. 885/1480), Hoca-Zade (ö. 893/1488), Ali Cemaiİ (Zembilli) (ö. 932/1525), İbniKemal {ö. 936/1530), Ebu Squd (ö. 944/1557), Molla Güra ni (ö. 99011582) .... gibi dqnya çapında müderriskr yetişmiştir8• -204- N. ÖZTÜRK MOLLA LÜTFİ Osmanlı ilim hayatında'yer alan alimierin biyografilerinin tetkikinden; XIII-XVI yüz yılları arasında Türk düşünce hayatının bir yandan Azerbaycan, Şiraz, Horasan; diğer yandan da Halep-Şam ve Kahire doğrultusunda etkilendi ği anlaşılmaktadır. Bir küUjye9 şeklinde inşa edilen Osmanlı eğitim müesseselerinde, bü yük bir düşünce hürriyeti vardı. Öğrenciler, külliyede yer alan hücrelerde (yurt) kalmakta, imarette pişirilen yemekten yemekte10 ve hemen hepsi medresenin bağlı bulunduğu vakfın gelirinden burs almakta idiler11• Medreselerde ders geçme esası uygulanmakta ve dersler tartışmalı bir şekilde yapılmakta idiı2• Bu tür tartışmalı toplantıların günlerce sürdüğü oluyordu1 3• Medreselerde üretilen bilgi, külliyenin konferans salonu mahiyetinde olan ve ilim erbabı ile vatandaşın ~ir ara~a bulunduğu camilerde halka ulaştırılı­ yordu. Hatta medreselerin kapalı bulurlduğu senenin üç ayında, öğrenciler ülke dUzeyine dağılıyor, bütün yıl edindikleri bilgileri geniş vatandaş kitlesine ulaştı­ nyor ve bu yolla toplumda kültür ve düşünce bütünlüğü sağlanıyordu 14• Osmanlılar'da eğitim bir programa bağlanmıştı ıs. Belirli seviyenin üze rindeki medreselere müderrisler doğrudan Padişah tarafından atanıyordu16 • . · · Osmanlı ilim hayatında, öğrenim ça~daki gençlerin eğitildikleri.med-· re5elerin yanında; yetişkinlere kucak açan ve Türk insanına bir tefekkür·hayatı bahşeden tekke ve zaYiyelerin de eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulundukları bilinmekted.irı7• Tekke ve zaYiyelerde yapılan soh p etler sonucu topluluta bir söz lü kültür meydana geliyor ıs, bunıın yanında di.nJ bilgilerle birlikte edebiyat, mu siki ve yabancı dil eğitimi veren dergablar da görülüyordu. Osman Nuri ERGİN, teklee ve zaYiyelerde sürdürülen çok geniş çaplı eğitim faaliyetlerine. bakarak, bu· müesseseleri "Halk Üniveı:siteleri" şeklinde nitelemekted.ir19• Osmanlı düşünce tarihi çerçevesinde, bu yaygın eğitim müesseselerinin y~da; şehzadeler ile devletin çeşitli idari kademelerinde görev alacak eleman ların yetiştirildiği Enderiln-i Hümayfuı20, kapı kulu askerlerinin yetiştirildiği Are mi Oğlanlar ve Yeniçeri Ocaklan'nı da saymak gerekiyo~1• Değişik kesimlere hitap eden Osmanlı dönemi eğitim müesseseleri bir likte değerlendirildiginde; tebanın tamamını içine alan yaygın bir eğitim politi kası izlendiği ve uygulanan programlarla ortak dünya görüşüne sahip nesiller yetiştirildiği açıkça görülmektedir. U- Osmanh Düşönce Taribi ve tum Hayatı İçerisinde Molla Lütfi'nin Yeri: -205- TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMAtARI Nlaın 1987 1- MoDa Lütfi'nin Tabsil ve İlim Hayatı: Molla Lütfi, yaşadığı dönemin en önde gelen alimlerinden ilim tabsil etme imkarunı bulmuş, bahtiyar düşünürlerimizdendir. "Hızır Bey" okuluna mensuptur22• Aslında Molla Lütfi'İıin bağlı bulunduğu okul, Fahreddin-i Razi'ye ka dar uzanmaktadır. Fahreddin-i Razi'nin Maveraünnehir alimleri ile münakaşalarını anlat tığı :'Müoaza.rit al-allama Fabr'al-Dio" adlı eseri, uslup ve gayesi bakımından Molla Lütfi'nin "Es-Seb'ü'ş-şidad" adlı risalesine benzemektedir. Bu eser kar deşi Rukn'at Din dahil Kerramiler'ln hücumlarına karşı kendisinin haklı oldu ğunu göstermek gayesi ile yazılmıştırl3• Osmanlı alimleri, Molla Fenari'nin, Fahreddin-i Razi'nin "Mabs61" ü ile usill-i fıkha ait "Pezdevi" ve "Meoari" me~inlerini, İbn Hacib'in "Mubta· sar"ı nı ve ~·usıll" konusunda önemli olan diğer kaynakları tarayarak hazırladı-· ğı "Füsüllü'l-bediyi fi usılli'ş-şerayi" adlı eseri ile24 Razi'nin fikirleriyle yüz yüze gelmişlerdir25• ·• · Molla Fenari'den itib~en Anadolu. topraklarına geçen Fahreddin-i Ra zi' nin akılcı ve şüpheci görüşü Celaleddin Oğlu Hızır Bey Çelebi (ö. 863/1459) ve oğlu Yusuf Sinaneddia (844/1440-89111486) ile devam etmiştir26• Sinan Paşa'nın bir çok şerh ve başiyelerinin yanında "Tazarruat-ı Si nan Paşa" isimli risalesi27 edebiyat ve tefekkür hayatımız bakımından son de rece mühimdir. Molla Lütfi, çok değerli bu 3.l.imden ilim tahsil etmiş; bir ara zamanı­ nın Ebu Hanife'si olarak bilinen Molla Hüsrev'den ders okumuştur28• Babası;­ nın vefatında Yusuf Sinaneddia yirmi yaşlarında bir genç bilgindi. Önce Edirne medresderine müderris tay}n edildi ve sonra Fatih Suitan Mehmet bu genç kabi~ liyeti kendine hoca edindi. Daha sonra da vezaretle taltif etti29• · Bir gün Fatih'in saraydaki kitaplarını 30 muhafaza ~decek, bir hafızı kütüp istemesi Uzerine, Sinan Paşa seçkin tilmizi Molla Lütfi'yi önerdi. Böylece, Osmanlı tarihinde ilk kütüphane müdürü olarak Molla Lütfi hocasının yanına saraya girmiş oldu3ı. . Akranları klasik tarzda yazılmış kitapların şerh ve başiyeleri ile uğra- şırk en, Molla Lütfi şark dillerinin yarunda Rumca32 bilgi~i sayesinde, kütüpha nedeki eşsiz eserleri doğrudan tetkik ederek meselelerio aslım ilk kaynaklardan öğrenme şansına sahip olmuştur33• -206- N. J)Z'I1tRK: MOLLA LOn1 Ali Kuşcu34 lstanbul'a geldikten sonra, Molla Lütfi riyaziye tahsiline başladı. Molla Lütfi gündilzleri Ali Kuşcu'dan matematik, astronomi öğreniyor ve öğrendiklerini geceleri hocası Sinan Paşa'ya aktanyordu35• O da Fatih Sul tan Mehmed'e öğretiyordu36• İlme ve at.iıne büyük değer veren bizzat kendisi de alim bulunan padi şah, Vezir Sinan Paşa ve Molla Lütfi üçlüsü sarayda "lıimJer A.kademisi"nin nüvesini kurmuşlardır37• Hükümdar, bu bilginlerle iJ.ml müzakerelerde bulunuyor, meseleleri tar tışıyor, bu iki alim de samimi surette hükümdarıo bütün sürıir ve elemlerine işti­ rak ediyorlardı38• Bir gün hocası Sinan Paşa'nın verirlikten aziedilerek önce hapsedilip sonra Sivrihisar'a gönderilmesi üzerine, Molla Lütfi tam bir vefa örneği göstere rek hocası ile birlikte kendisi de Sivrihisar'a gitti. Bu iki bilgin Il. Bayezid'in tahta çıkışına kadar bıırada kaldılar39• YeniPadişah Sinan Paşa'yı yevmiye 100 akçe ile evvelce müderris ol duğu Edirne Daru'l-hadis'ine40; Molla Lütfi'yi ise ilk önce Bursa Muradiye, son ra Filibe Şahabüddin ~~ve daha sonra da günlük 40 akçe ile Edirne Daru'l-badis Medresesi Müderrislikleri'ne tayin etmiştir41• Bıırada bir müddet· görev yaptık­ tan sonra Molla Lütfi, dönemin en yüksek payesine sahip Semaniye Medresesi' ne müderris oldu. Bu görevde iken ikinciiye kadar medresede ders verir, ikindiden sonra, Şeyh Vefa zaviyesinde Buhan okutur, akşam evine giderdi42• Molla Lütfi değerli hocalardan ilim tahsil ettiği gibi çok değerli talebe ler d·e yetiştirmiştir. Yavuz Sultan Selim'e Şeyhü'l-İsUim olan İbni Kemal bun lardan bir tanesidir43• İbn-i Kemal, Molla Lütfi'yi kendine örnek edinmiş ve ömür boyu ilmi çalışmalarına aralıksız devam etmiştir. Bu bağlılığın çeşitli sebepleri arasında hiç şüphesiz her iki aJ..imio'de Tokatlı olmasının etkisi büyüktür. Molla Lütfi, ömrünü öğrenmeye ve öğretmeye adamış, sade Türkçe ile şiirler yazmış44, yaşadığı sürece bu prensipleri kesintisiz uygulamıştır. ı. MoDa Lötfi'~n Şahsiyeti ve Mizabi Yönü: MoDa Lütfi'nin karakterini anlamak· için, bu konuda O'nun hakkında yazılanlara bakmak; eo isabetli yol olsa gerektir. · · Gerçekten Molla Lütfi'nin yeri gelince dilini tutmadığı, büyük-küçük demeden, makam, mevki gözetmeden hicve kadar varan nülcteler yaptığı; bu yüz den kendisine zındıklık isoat edilerek öldürülmek istendigi yolunda hemen bü tün kaynaklar birleşmektedir4s. -207- TÜRK DÜNYASI ARAı;iTIRMAl.ARI Nisan 1987 Şakayik'de, "Mevlana Lütfi, kendisinin akran ve emsaline, hatta bü yük bilginlere, geçmişteki şerefli kimselere dil uzatıp, ineitme yayından küstahca oklar yağdırır ve yakışık olmayan temelsiz sözlerle gönüllerini kırar, her birine uygunsuz ve meydana çıkmasından korktukları ayıplar isnat.ederdi'146 denilir ken, Latifi ve Sehi Beyler, laubali ve delişmen olduğundan bilginler arasında "Deü Lütfi" demekle anılırdı "47 demektedirler. Aşık Çelebi; "O'nun dilinin uzun ve ulema donatmakta akranlarından ileri olduğunu'148, Hoca Sadeddin, "9ilgisinin büyüklilğüne ve derinliğine gururl~ndığını "49 söyler. Kınalı-Zade Hasan Çelebi de, Molla Lütfi· hakkında, Tezkirtü'ş­ Şuarii'da şunları yazmaktadır: "O'nun sözlerinin şimşeği bakanların gözlerini kamaştırdığından başta iilimler, fadıllar, beyler ve vezirler, O'nun heybet ve sil dırısından ok yemişe dönerler ve korkarlardı. Şefkatli görünen.öğütlerle zama nın bqyaklerine ve ileri gelenlerine dil uzattığından her birinin intikam bayr~aı ı dalgalanmaya başlamış ve alçaklara düşüp horlanmasını ı·e başına gelecek belii ları gözler olmuşl?J"dı"50• Aynı konuda, Bedayiu'l-Vekiyi'de "fazilet/erir~ gururlanarak akran ve selefierine dil uzatması sonucu ortaya çıkan muarızları, O'n~ i/had ve zındık­ lık isnat ederek katlini sağladılar" denilmektedir51• Gerçekten Molla Lütfi, çok cesur, zamanına göre geniş düşünceli, faz la tenkide meyyal, yalnız hezl ile değil, aynı zamanda hiciv ile de meşhur bir şahsiyetti52• Bizce sözünü hiç kimseden esirgememesi, Molla Lütfi'nin sadece bir yö nüdür. O'nun karakterinin daha değişik yönleri de vardır. Mesela O lalık­ kıyafetine önem vermeyen rind meşrep bir kişidir. Ömrü ilim kapısında hizmetle geçmiştir. Günlük yaşayışında tevazuyu seçen Molla Lütfi, ilmi konularda çok hırslı idi. İlk karşılaşmada O'lmn değerini anlayamayanlar, konuşmaya başla­ yınca paniğe kapılırlardı. O, Fatih gibi, ilme tutkun bir padişahın huzurunda, şahsiyetini ispat etmiş, ilmin izzet ve haysiyetini korumuş zeki bir insandı. Bilgi- si ve meselelere bakış tai+J. çağının çok· ilerisinde idi. · Bunların yanında O'nun merhamete dayalı bir de duygu yön~ vardı. Gerek vakfiye gereği derse başlamadan önce Fatih medreselerinde, gereks~ Şeyh Vefa zaviyesinde Buhari okurken göz ·yaşlannı tutamaz, a~ardı53• Tek kelime ile O, hayatı boyunca çevr~sinde bulunanlar tarafından ye terince anlaşılamamış üstün bir kabiliyetti54• Mizah, zeka ile yalandan ilgili bir keyfiyettir. Molla Lütfi gibi zeki bir ; -208- N. ÖZTÜRK: MOLLA LÜTFl insanın hayatında hicve dayalı bir çok nükteler bulunmaktadır. Bunlardan bir bölümünü, Uslu Şuca Münazarası" veya "Haroame" diye adlandırılan eserinde toplamıştır. Abdulkadir KARAHAN, daha önce bir kaç sayfası Osman Resce her tarafından yayınlanan eserin bir nüshasını Kah.ire'de bulmuş ve bu nüshayı bir teb ii~ ile ilim alemine tanıtmıştır55• Orhan Ş aik GÖKYAY da aynı eser hak k~nda "Tokatlı Lütfi'nin Harnamesi" başlıgı altında bir yazı kaleme alarak neşretmişti~6• "Deli Lütfi'nin mizahi Bir Risalesi" başlığı altında, Molla Lüt fi'nin mizahi ve hiciv yÖnünü dile getiren bir makale de M. Fuat KÖPRÜLO ZADE tarafından yazılmıştır57• Molla Lütfi, fatih'le şakataşacak kadar nükteye düşkün bir insandı58• Biz bunlann ·Uzerinde fazla durmayacak sadece muarızları ile aralarında geçen bir ili Gnekttn kısaca bahiedeceAiz: MoUa !,ü'tfi, arkadili Molla İzari'nin "şöbreti zatma galiptir" demesi ni ..M ole b&ri, keadlll M&u'u4dır" şeklinde tabir etmiştir59• Sakalı~k gUr olan Molla Arap, Padişah II. Bayezid'in huzuruneta ya pılan bir mübahese sırasında "eber bildigin fe/sefiyattır. Mühimmat-ı diniyye ve u/(Jm-i şer'iyyeden nesne bilmezsin. ·Belki isLinca nedir anlamazsın" demesi . · tizerine; Molla Lütfi, temiılcnmenin su veya katı maddeler kullamlarak yapıla­ bileeelini anlatmak amacı ile "Kaba sakalı elime versen sana islincanın bir kaç. türlüsüna bildirir, nice bilmedi!clerini .ötretirdim"60 demiŞtir. En katı muarızlarından olan Hatipzade'nin "Haşiye-i Tecrid"i hakkın­ da, "ben O'nun iplilini pazara çıkarcayım, dakikalarını inceden ineeye eleyip kıçma elek asayım" dediği rivayet edilmektedir61• 3- MoUa Lütfi'nin Türk İlim ve Tefekkör Hayatına Getirdiği Yenilik . ler ve Eserleri: Molla Lütfi, Türk ilim hayatına mantık! silsile içerisinde, öğretim ve tahlil metodu getirmiştir. "Mevzuatü'l-oiÔm" isimli kitabının şerhinde, ilmin fa .idesini; "beşerin gücüyettiği kadar Kur'an'ın ihtiva ettiği sırlara ittila kesbetmesi" şeklinde tarif etmektedir62• "Kelime"nin mahreç ve semantik yapıları ile ifade ettikleri manalar arasıİlda imtizaç konusuna dikkat çekmektedir. Türk ilim hayatına getirdiği metodla ilgili "Sa'dat al-Fahire fi Siyaditi'l Ahiı:e"63 isimli eserinde şunları yazmaktadır: "/Imin bizacihi bir değeri vardır. Herkes sevdiği.ve ilgi duydugu konularda·ö trenim görmelidir. Bir ilim bitiri/me den digerine başlanılmamalıdır. Konular üzerinde toplu münakaşa ve müzake reler yapılmalıdır. Alınan dersler günü gününe bitirilmeli, derslerin yığılmasına fırsat verilmemelidir. Her ilmintahsili kendi metoduna göre yapılmalıdır. Fen ilimlerinde olduğu gibi, sosyal ilimlerde, özellikle dil konularında ispatı üzerin- F .14 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI Nisan 1987 de durulmamalıdır. İlim/erin tahsilinde daima konular arasında mancıki silsileye dikkat edilmelidir". Molla Lütfi, Türk ilim ve tefekkür hayatına, mukayeseli tenkidi ve bür düşünceyi getirntiştir. Himleri "derôoi" yönleri ile kavramış, tetkike aldığı ko nuları, felsefi bir uslilpla dile getirmiştir. Şerafeddin Yaltkaya, Molla Lütfi'nin eserlerini 15 olarak gösterir64• Bunlardan bir bölümü "Keşf-el-Zünôn"da65 geçmektedir. Biz bu araştırma sı­ rasında Molla Lütfi'nin _eserlerinden bir bölümünü İstanbul Süleymaniye ve Kay seri Reşid Kütüphaneleri yazmalar bölümünde görme fırsatını bulduk66• Bunlardan konumuzia ilgili gördüğümüz ikisi üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Kütüphanelerdeki yazma nüshalar içerisinde sıkça görülen "Es-Seb'ü'ş­ Şidad", II. Bayezid'in huzurunda, Molla Lütfi'nin hasımlanndan Germiyan'lı İzari Çelebi -(K~ım)'nin de hazır bulunduğu bir mübahase üzerine ka~eme alın­ mıştır. Risale'nin kaleme alınış sebebi, yazar tarafından şöyle açıklanıyor: " ... Insana mukadder olan kudret dairesinde mübahase eyledim. Fakat hakika cin yilzü perdeler al_tında kaldı. Buna sebep de zamane alimlerinin haset ve inat Jan oldu. Ben haldJ(atı beyanda taksir g6stermedirn. Hakikatın herkes taratmdan g6riilmesi ve anlaşılması için Padişah bana bu mübahaseyi yazınarnı emreyledi". "Bu emir üzerine ben de huzurlarında irat eylemiş olduğum suallere iki sual daha ilave ederek bu risaleyi yazdım ve "Es-Seb'ü'ş-Şidlid" ismini verdim". Molla Lütfi, bu suallerini Seyyid Şerif'in Metalı' Şerhi67 üzerine yaz- mıştır. Mukaddimeden sonra su3:lleri soruş sebebini "ben magrilr ve imtihan edici bir soru sormuyorum. Bilmedigimi öğrenmek için soruyorum" şeklinde açık­ lamaktadır. Yazar, kitabı~da daha sonra "Mebahisü'l-Mevdti" çerçevesinde, "mantık" ve "hikmet" üzerinde durmakta, bu iki kavramı açıklayarak, "hik· met"in başlı başına bir gaye, "mantık"ııi ise bu gayeye ulaşmak için ancak bir vasıta olduğunu söylemektedir68• Kitapta; "Umur-1 amme'den babsetrnek her şeyden önce felsefenin görevidir. Diger ilimierin mevzu 'lan deUUen~irilmiştir". "MevcQd-ı mutlak'tcvı bahsetmek; 'ukiıl, sfiret, beyula ve ma'kalat-r 'aşr ve benzerlerinden bahsetmeyi gerektirir" ... gibi hikmetin derinliklerinden söz edilmektedir. s4aı ve cevaplar "bendese"nin konus~dan ''düoya"nın yuvarlaklığı­ na kadar uzanmaktadır. -210- N. ÖZTÜRK: MOLLA LÜTFi Molla Lütfi'nin yalnız bu kitabı elimizde olsaydı, O'nun ilmi kudretini göstermeye yeterdi. · MolJa Lütfi'nin Batılı kaynaklardan69 yararlanarak hazırladıgı bir di ğer önemli eseri de "Taz'ifü'l-mezbah"70 dır. Molla Lütfi bu eserini üç bölüm halinde yaznuştır. Birinci bölümde dört gen ve küpün tariflerini yapmış; çizgilerin ve karelerio kendileriyle çarpımından, yani taz'ifinden bahsetmiştir. Daha sonra, küpün ikileştirilmesinin yaruna baş­ ka bir küp katmak olmayıp, onu, sekiz defa büyütmek oldugunu ispatlarruştır. İkinci bölümde, kitabı niçin yazdığım ve "taz'if-i mezbab" meselesi nin tarifini anlatmıştır. Üçüncü bölümde, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için okunınası ge reken dualar ve arulması gereken ilahi isimlerden bahsetmiştir. Kısaca mevzulanndan bahsetti~m bu iki eserden birincisi; Molla Lüt fi'nin ilmi kudretine işaret etmek, ikincisi ise meseleleri ilk kaynagından ögren me konusundaki hassasiyetini vurgulamak amacı ile seçilmiştir. m- MoDa Lütfi'ye İsnat Edilen Zıodıklık Meselesi ve İdamı: Molla Lütfi, Fatih meçireselerinde müderrislik ~aparken her sabah der se başlamadan önce Buhariden bir hadis okur ve açıklamalarda bulunurdu. Bu kapsamda okunan bir· hadisin izahını yaparken, bir gün savaşta, Ali bin Ebu Talib (R.A.)'in bir ok darbesi ile yaralandıgıru ve okun temreninin vü cudunda kaldı~, çok ızdırap veren bu demir parçasının namaz kılarken çıka­ rıldıgında, Hz. Ali (R.A.)'nin hiç acı his~etmediğini aglayarak anlatmış ve namaz kılarken tam anlamıyle konsantre olamadığımızı ifade etmek üzere şunları söy lemiştir: "İşte namaz budur. Bizim yapbğımız boş yere e~ilip k~lkmakbr"71• Dersinde bulunan talebelerinden bir bölümü, hocalarının bu sözünü yan lış aniayarak "namaz boş bir eğilip doğrulmadır" dedi şeklinde yorumladılar. ·Bu yoruma muarızlarının katılması sonucu, Molla Lütfi "dindeo çıkma" isoadı ile tutuklandı. Molla Lütfi'nin ilmi kudreti, muhakeme gücü ve metotlu çalışmaları karşısında acze düşen muhatapları, sırf çekerneme sebebiyle O'na düşman kesil: mişlerdir. Seyyid Şerif'in "Haşiye-i Tecrid" ine yazdığı şerhini eleştirrnesinden do layı, MolJa Lütfi'ye kin güdenlerin başında Hatip-Zade (ö. 901/1495) geliyordu 72• II. Bayezid'in huzurunda yapılan ve "Es-Seb'u'ş-Şidad"ın_yazılması- -211-

Description:
tığı :'Müoaza.rit al-allama Fabr'al-Dio" adlı eseri, uslup ve gayesi bakımından .. Üçüncü bölümde, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için okunınası ge- . 1969, c.II, s.74-82; Doto.stan Gliııümüze Büyük lsıAm Tarihi. (Anonim), lst.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.