ebook img

Notre Dame'ın Kamburu - Victor Hugo PDF

840 Pages·2013·2.57 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Notre Dame'ın Kamburu - Victor Hugo

Notre Dame'ın Kamburu Victor Hugo Fransızca aslından çeviren: Nesrin Altınova İmge Kitabevi Victor Hugo Fransız romantik akımının en güçlü yazarlarından Victor Hugo (1802-1885), gençlik döneminde kraliyetten yanaydı; sonraki yıllarında, Romantizm akımının öncülerinden Rene de Chateaubriand'dan etkilendi. Zamanla, çağının cumhuriyetçi görüşlerinin ateşli bir savunucusu oldu ve toplumsal sorunlarla ilgilenmeye başladı. Savunduğu siyasi görüşlerden ötürü sürgüne gönderildi. 1822'de, henüz yirmi yaşındayken şiirlerinin yer aldığı ilk kitabı, Odlar ve Çeşitli Şiirler adıyla yayınlandı. Şiir ve oyun yazarlığını asla bırakmayan Hugo, kısa sürede bütün Avrupa dillerine çevrilen Notre Dame'ın Kamburu adlı romanının başarısından sonra romancı olarak ün kazandı. Bu büyük romanın ardından Sefiller geldi. Kitabın yayıncısı Avrupa çapında bir tanıtım kampanyası başlattı. Böylece Sefiller edebiyat tarihinde kitlesel tanıtımı yapılan ilk roman olarak da tarihe geçmiş oldu. Kitabın "Fantine" başlıklı ilk bölümü gazetelerde dizi olarak yayınlandı. Kitap basıldığında bir iki saat içinde tükendi ve Fransız toplumunu derinden etkiledi. Taine, d'Aurevilly ve Flaubert gibi dönemin edebiyatçıları, bir roman olarak Sefiller'i gerçekçilik açısından eleştirdilerse de, sıradan insanların görülmeyen dramını anlatan bu büyük eser halk tarafından coşkuyla benimsendi, bütün toplumsal kesimleri etkiledi ve Hugo'nun en popüler romanı olma unvanını günümüze kadar korudu. Victor Hugo, daha sonraki hayatında, son romanı Doksan Üç İhtilali'ne (1874) kadar pek çok eser verdi; romanlar, şiirler, tiyatro oyunları ve denemeler yazdı. Bu son kitap, Hugo'nun hayatı boyunca ele almaktan kaçındığı bir konuyu, Fransız Devrimi sırasında yaşanan terörü ele aldığı için büyük ilgi uyandırdı. Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet'in kurulduğu 1870 yılında, sürgün olarak yaşamakta olduğu Belçika'dan Paris'e dönen Victor Hugo'yu halk bir kahraman olarak karşıladı. Fakat büyük yazar, bu zirve noktasından sonra sürekli bir çöküş yaşadı. 1871 yılında Paris Komünü'ne tanık oldu. Komünarların bağışlanması için bir hareket başlattıysa da başarılı olamadı. 1872'de yapılan Ulusal Meclis seçimlerini kaybetti. O çöküş yıllarında yakınlarını da peş peşe kaybeden Hugo, 22 Mayıs 1885'te, 83 yaşında hayata gözlerini yumdu. Cenaze töreninde iki milyondan fazla insan yürüdü. Halk onunla sadece bir edebiyatçı olarak değil, Üçüncü Cumhuriyet'in kuruluşuna katkıda bulunan büyük bir siyaset adamı olarak da vedalaştı. Pantheon'a, Alexandre Dumas ve Emile Zola'nın yanı başına gömüldü. Victor Hugo'nun Romanları: Bug-Jargal (1818) İzlanda Hanı (1823) İdam Mahkûmunun Son Günü (1829) Notre Dame'ın Kamburu (1831) Claude Gueux (1838) Sefiller (1862) Deniz İşçileri (1866) Gülen Adam (1869) Doksan Üç İhtilali (1874) Nesrin Altınova 10 Ekim 1920'de İstanbul'da doğdu. İlkokulu Sainte- Jeanne d'Arc Fransız Okulu'nda, ortaokul ve liseyi de Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'nde tamamladı. 1941-43 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü'nde yüksek öğrenim gördü. 1943 yılında evlenerek yarım bıraktığı yüksek öğrenimini bu kez 196368 yıllarında yine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi'nde sürdürdü. 1968 Mayıs'ında, üniversitedeki profesörlerinin de yönlendirmesiyle, Victor Hugo'nun Sefiller adlı romanıyla çevirmenliğe başladı. Kırk yıla yakın süren bu uzun soluklu çevirmenlik yaşamında Fransız ve Rus edebiyatının temel direkleri sayılan elliye yakın kitap çevirdi. Hugo, Balzac, Zola, Tolstoy, Dostoyevski gibi dünya edebiyat tarihinin ünlü isimlerinin elliye yakın eserini, bu yazarların ruhunu hoşnut edecek kıvam ve ustalıkta çevirerek Türkçeye kazandırdı. Çevirdiği klasik romanlar arasında Notre Dame de Faris, Eugenie Grandet, Genninal, Karamazov Kardeşler, Deniz İşçileri, Anna Karenina ve Suç ve Ceza sayılabilir. Ayrıca, 1968-70 yıllarında Meydan-Larousseva da çevirmen olarak görev aldı. 1993 yılında, çevirileri nedeniyle, Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'nca "Palmes Academiques" şövalyelik nişanı ve yine aynı yıl Fransız Kültür Bakanlığınca da "Arts et Lettres" şövalyelik nişanıyla ödüllendirildi. 9 Kasım 2011'de İstanbul'da hayata veda etti. Çevirmenin Önsözü Fransız edebiyatının oldukça donuk bir döneminde, daha çocuk denecek yaşta bir şair parlamıştı. Günün büyük şairi Chateaubriand (1768-1848) onun için "yüce çocuk" deyimini kullanıyordu. Bu "çocuk" on bir yaşında şiir yazıyordu, on yedi yaşında bir edebiyat dergisi kurdu, yirmi yaşında ilk şiir kitabını yayınladı, yirmi sekiz yaşında da ilk büyük tiyatro yapıtını veriyordu: Hernani (1830). Chateaubriand'ın bu genç yazara yücelik kondurmuş olmasına hak verdiler. Yapıt, Fransız edebiyat ve sanat çevreleri için büyük bir olaydı. Yazarın kendisi için ise bunda hiç de şaşılacak bir şey yoktu, çünkü o zaten edebiyatta devrim yapmak için ortaya atılmıştı. Fransa'da bir siyasal devrim olacağını biliyor, bunun ilk adımını sanat alanında kendisinin atacağına inanmış bulunuyordu: "Siyasal bir devrimin en güçlü kanıtı yazınsal devrimdir," diyordu. Dediği gibi de oldu: Genç şair oyunuyla, edebiyat alanında devrim yapmış, Paris sokaklarındaki çarpışmalardan beş ay önce tiyatrolarda "Hernani Kavgası" kopmuştu. Bir yıl sonra da, yirmi dokuz yaşında –daha önce yayınlanan orta derecedeki üç romanından sonra– ilk büyük romanını verdi: Notre Dame'ın Kamburu (1831). Böylece, Fransız yazınında romantizm çağı büyük bir güçlülükle, sağlam bir temel atmış oldu, roman bu çığırın "pek yüce değerde bir temsilcisi" olarak kabul edildi. Fransız yazınında, dolayısıyla dünya yazınında çığır açan bu yazar, çağların büyük yazarı Victor Hugo idi, şiirden romana, oyundan incelemelere kadar, seksen üç yıllık bir ömür içinde en azından yetmiş yıl elinden kalemi bırakmayan, XIX. yüzyıl Fransız edebiyatına baştan sona imzasını atan büyük dahi yazar. Hızlı Gençlik Victor-Marie Hugo 26 Şubat 1802'de Besançon'da dünyaya geldi. General Leopold-Sigisbert Hugo'nun oğluydu. Çocukluğu, babasının görevleri nedeniyle, Napoleon'un ordularının peşinde dolaşmakla geçti. Altı yaşındayken İtalya'ya gitti; dokuz, on yaşları arasında iki yıl İspanya'da kaldı. Babası onu da asker yapmak istiyordu; oysa çocuğun ne olacağı daha o yaşlarda belliydi: On yaşında Latinceyi, Grekçeyi öğrenmiş, bu dillerden çeviriler yapmaya başlamıştı; on bir, on iki yaşlarında, şiirler yazıyordu; on yedisinde bir edebiyat dergisinin başına geçti. İddialıydı, çünkü kendine güveniyordu. Bir gün şiirlerini alıp bir yayınevine gitti. Yayınevinin sahibi, koltuğunun altında bir tomar kağıtla karşısına dikilen ve, "Şiir kitabımı bastırmak istiyorum," diyen bu "çocuğa" güldü. "Çocuk" da ona güldü: "İleride pişman olacaksınız, arkamdan koşacaksınız!" dedi. Bu dediği çok geçmeden doğru çıktı. V. Hugo yirmi yaşında kendini dünyanın en mutlu insanı sayıyordu: Odes et Poesies Diverses (Övgüler ve Çeşitli Şiirler) adını verdiği ilk kitabı yayınlandı, bu kitaptan aldığı parayla da, yıllardan beri sevdiği kızla, Adele Foucher ile evlendi (1822). Hernani Kavgası On yıla yakın, Hugo yaşamının en mutlu günlerini yaşadı. Aşkın çatısı altında mutlu bir yuva kurmuş, sanatının bütün hızıyla çalışmaya, yapıtlar yaratmaya koyulmuştu. İki şiir kitabı daha yayınladı: Nouvelles Odes (Yeni Övgüler, 1824), Odes et Ballades (Övgüler ve Balad'lar, 1826). İlk üç romanını da üçer yıl ara ile verdi: Han d'Islande (İzlanda Hanı, 1823), Bug-Jarval (1826), Le Dernier Jour d'un Condamne (Bir Mahkûmun Son Günü, 1829). Bu arada ilk tiyatro yapıtını da yazmış, bunun önsözünde romantik çığırın ilk haberlerini vermişti: Cromwell (1827). Victor Hugo'nun ikinci tiyatro yapıtı: Hernani ou l'Honneur Castilları (Hernani ya da Kastilyalı Onuru, 1830) büyük bir yazınsal kavgaya yol açtı. Yazın tarihine Hernani Kavgası adıyla geçen bu olayda romantik akım kesin utkuyu elde etti: Yapıt ilk oynandığı gece yeni akımdan yana olanlar heyecandan coşup haykırıyorlar, tutucular ise yuhalıyorlardı. Oyun arka arkaya tam kırk beş gün sahnelendi. Her gece yenilikçiler biraz daha coştular, eskiler sinmeye başladılar ve en sonunda kavga alanından kaçtılar. Romantizmin büyük utkusuydu bu. Ondan sonra kavga yazın çevrelerinde, dergilerde bir süre daha sürdü, ertesi yıl Notre Dame'ın Kamburu yayınlanınca yeni akım kendisini kesinkes kabul ettirdi. Sanat dünyası romantik bir görüşle büyük yapıtlar yaratılabileceğine artık iyice inanmıştı. Genç yazar yeni akımın başkanı, edebiyat dünyasının tartışmasız baştacı olmuştu. Mutlu Günlerden Sonra V. Hugo'nun bu romanında karamsar bir hava vardır. Yazar daha sonra, Notre Dame'ın Kamburu'nda kişinin dinle, Sefiller'de toplumla, Deniz İşçileri'nde doğayla çatışmasını ele aldığını söylemiştir. Karamsarlık belki de dinin Ortaçağ'da büründüğü uğursuz karanlıklardan ileri geliyordu. Nitekim, Hugo bu romanını kilisenin duvarına yazılmış "yazgı" sözcüğü üzerine kurduğunu yapıtın önsözünde açıkça belirtiyor. Ne var ki, kimi edebiyat tarihçileri yazarın bu karamsarlığının biraz da, belki de daha çok, o sırada yaşadığı acılı günlerden ileri geldiğini öne sürerler. Gerçekten de, şairin mutlu evlilik günleri sona ermiştir, kuşkular içinde geçen acı günler başlamıştır. Karısı Adele ünlü eleştirmen Sainte-Beuve'ü sevmektedir. Bu ilişki oldukça açığa vurulmuştur. Nitekim, Sainte-Beuve 7 Temmuz 1830 tarihli mektubunda Hugo'ya şöyle yazmıştır: "Yüce yüreğinizi kurcalayan acıya alet olmam nedeniyle kendimi temize çıkarabilmek için yazgının üzerine atılmak gereksinimini duyuyorum." Öte yandan, Notre Dame'ın Kamburu'nun karalamaları arasında Victor Hugo'nun bir şiiri bulunmuştur ki şair burada, henüz yirmi dokuz yaşında olmasına karşın "gençlik aşklarına" özlem duymakta ve "yaşamının baharını" acı acı anmaktadır. (Bu şiiri romanın başında bulacaksınız.) Her ne olursa olsun, şurası kesin bir gerçektir ki Hugo bu romanı gerek yaşamının en duyarlı, gerekse sanatının en yüksek döneminde yazmıştır. Kitabı yazmaya 25 Temmuz 1830'da başlamış, araya giren beş, altı haftalık bir kesintiyle birlikte, altı ay sonra, 15 Ocak 1831'de bitirmiştir. Koca Hugo, 22 Mayıs 1885'te, seksen üç yaşında, yaşama gözlerini yumarken, yetmiş yıllık yazı hayatının ardında gotik sanat yapıtları gibi göklere baş diken ulu anıtlar bırakıyordu ki, Notre Dame'ın Kamburu da bunların içinde hiç kuşkusuz en yücelerinden biri olarak yükseliyordu. Nesrin Altınova

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.