ebook img

normal ldl kolesterol düzeylerine sahip bireylerde apolipoprotein düzeyleri ve metabolik sendrom ... PDF

82 Pages·2005·0.51 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview normal ldl kolesterol düzeylerine sahip bireylerde apolipoprotein düzeyleri ve metabolik sendrom ...

T.C Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Dahiliye Kliniği Şef: Prof. Dr. Aytekin Oğuz NORMAL LDL KOLESTEROL DÜZEYLERİNE SAHİP BİREYLERDE APOLİPOPROTEİN DÜZEYLERİ VE METABOLİK SENDROM VARLIĞININ SERUM LİPOPROTEİN DÜZEYLERİ İLE İLİŞKİSİ (UZMANLIK TEZİ) DR. EZGİ GÜNEY DOĞAN İstanbul –2005 1 SUNUŞ Uzmanlık eğitimim boyunca mesleki bakış açımın gelişmesinde sonsuz katkısı olan, bilgi ve deneyimleri ile yetişmemde büyük emeği geçen, her zaman desteğini gördüğüm, değerli hocam, klinik şefim Prof. Dr. Aytekin Oğuz’a, Asistanlık eğitimimde bilgi ve deneyim kazanmamda sonsuz emeği olan, her an desteğini yanımda hissettiğim klinik şef yardımcım Uzm. Dr. Süleyman Şeker’e, Sağladığı olanaklar ile uzmanlık eğitimimi başarıyla sürdürmemi sağlayan hastane başhekimimiz Doç. Dr. Rafet Yiğitbaşı ve bir önceki başhekimimiz Prof. Dr. Hasan Erbil’e, Asistanlık eğitimimde ve tezimin hazırlanmasında hep yardım ve desteğini gördüğüm Uzm.Dr. Mehtap Tınazlı’ya, Eğitimim süresince aralarında olmaktan, birlikte çalışmaktan büyük zevk ve onur duyduğum tüm uzman, asistan, servis hemşire ve hastane çalışanları arkadaşlarıma, Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım Süreyyapaşa Göğüs ve Kalp Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu’na ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Nail Özgüneş’e, Hastanemiz Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’nde çalışan hemşire arkadaşlarıma, Sevgi ve desteklerini hep yanıbaşımda hissettiğim aileme, Sonsuz teşekkür ederim.. Dr. Ezgi Güney Doğan 2 KISALTMALAR ACE : Anjiyotensin dönüştürücü enzim AKŞ : Açlık kan şekeri APO : Apolipoprotein AT 2 : Anjiyotensin 2 ATP III : Adult Treatment Panel III (Üçüncü Erişkin Tedavi Paneli 3) ARB : Anjiyotensin reseptör blokörü BKO : Bel kalça oranı BKİ : Beden kütle indeksi CE : Kolesterol ester CETP : Kolesterol ester transfer protein CRP : C-reaktif protein EDRF : Endotel kaynaklı gevşetici faktör EDHF : Endotel kaynaklı hiperpolarizan faktör ELAM : Endotel lökosit adezyon molekülü ET 1 : Endotelin-1 FGF : Fibroblast büyüme faktörü HDL : Yüksek dansiteli lipoprotein ICAM : İntersellüler adezyon molekülü IGF 1 : İnsülin benzeri büyüme faktörü 3 JNC 7 : Joint National Committee VII (Birleşik Ulusal Komite 7. Raporu) LDL : Düşük dansiteli lipoprotein LCAT : Lesitin kolesterol açil transferaz NCEP : National Cholesterol Education Program (Ulusal Kolesterol Eğitim Programı) NO : Nitrik oksit PAI-1 : Plazminojen aktivatör inhibitör 1 PDGF : Trombosit kökenli büyüme faktörü PGH 2 : Prostoglandin H2, PGI 2 : Prostoglandin I2 TGF : Transforme eden büyüme faktörü t-PA : Doku plazminojen aktivatörü VCAM : Vasküler hücre adezyon molekülü VLDL : Çok düşük dansiteli lipoprotein 4 İÇİNDEKİLER GİRİŞ ve AMAÇ........................................................................................................... 1 GENEL BİLGİLER....................................................................................................... 2  Aterosklerozun Patofizyolojisi…………….....……………………………4  Aterosklerozun Patogenezi………………………………………………11  Kardiyovasküler Risk Faktörleri……………...……………………........16  Lipoproteinlerin Aterosklerozdaki Rolü……………………………........26 5  Apolipoproteinlerin Aterosklerozdaki Rolü……………………………..29  Metabolik Sendrom Ve Ateroskleroz…………...………………………31 MATERYAL ve METOD..................................................................................33 BULGULAR.................................................................................................... 41 TARTIŞMA...................................................................................................... 53 SONUÇ......................................................................................................................61 ÖZET.........................................................................................................................62 KAYNAKLAR........................................................................................................64 6 GİRİŞ VE AMAÇ Metabolik sendrom tüm dünyada giderek yaygınlaşan bir halk sağlığı sorunudur. Genetik ve çevresel faktörler sonucu meydana geldiği düşünülen metabolik sendromun fizyopatolojisinin temelini insülin direnci ve yağ dokusu bozuklukları oluşturmaktadır. Kardiyovasküler komplikasyonları ile yüksek morbidite ve mortaliteye sahip bir tablodur. Metabolik sendromun karakteristik özellikleri abdominal obezite, kan basıncı yükselmesi, glukoz intoleransı ve aterojenik dislipidemi olarak tanımlanmıştır. Metabolik sendrom aynı zamanda protrombotik ve proinflamatuvar bir süreç olarak ifade edilmiştir. Metabolik sendromlu hastalarda özellikle abdominal bölgede depolanan aşırı yağ dokusu ile ilişkili olarak hipertrigliseridemi, küçük yoğun LDL partiküllerinin artışı, HDL kolesterol düzeyinin azalması ve apolipoprotein B düzeyinin artışından oluşan aterojenik lipoprotein profili görülür. Kılavuzlara göre kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde LDL kolesterol düzeyini düşürmenin ötesinde risk azaltıcı tedavinin ikincil hedefini metabolik sendrom oluşturmaktadır. Son zamanlarda yapılan birçok epidemiyolojik çalışmada serum apolipoprotein düzeylerinin kardiyovasküler risk değerlendirilmesinde önemli parametreler oldukları tespit edilmiştir. Özellikle metabolik sendromlu hastalarda plazmadaki aterojenik kolesterol parçacıklarının göstergesi olarak diğer kolesterol parametrelerine göre apolipoprotein B düzeyinin daha iyi bir marker olduğu düşünülmektedir. Apolipoprotein B düzeyinin yüksek saptanması kardiyovasküler risk artışının göstergesi olarak kabul edilmektedir. Apolipoprotein A ise HDL kolesterolün majör apolipoproteinidir. HDL kolesterol düzeyi yüksekliği ile birlikte apolipoprotein A düzeyinin yüksek saptanması kardiyovasküler riskin azalmasının bir göstergesidir. Kardiyovasküler risk değerlendirmesinde apolipoprotein B/A oranın LDL kolesterol, non HDL kolesterol düzeyleri ve total kolesterol/HDL oranına göre daha duyarlı olduğu kabul edilmektedir. 7 Bu çalışmada kardiyovasküler hastalıkların önemli parametrelerinden LDL kolesterol düzeyi normal olan kişilerdeki serum apolipoprotein düzeylerini belirlemek ve bu kişilerin klinik- laboratuvar değerlendirmesi ile metabolik sendrom varlığının serum apolipoprotein düzeyleri arasındaki ilişkiyi saptamak amaçlanmıştır. GENEL BİLGİLER Ateroskleroz gelişmiş toplumlarda en sık görülen ölüm nedenidir ve ciddi morbiditeye neden olur. Dünya Sağlık Örgütü aterosklerozun yakın gelecekte tüm dünyada mortalitenin birinci nedeni olacağını bildirmiştir (1). Gelişmekte olan ülkelerde enfeksiyon hastalıkları ile savaşın başarılı olması çok sayıda kişinin geç orta yaş dönemi ve yaşlılık dönemine kadar yaşamasına yol açmıştır. Bu toplumlarda kardiyovasküler hastalık insidansı gelişmiş ülkelere göre daha düşük olmasına rağmen dünya genelinde ateroskleroz en önde gelen ölüm nedeni olmaya devam etmektedir (2). Ülkemizde de kardiyovasküler hastalıklar oldukça yüksek prevalansa sahiptir ve başta gelen mortalite sebebidir (3,4). Ateroskleroz damar duvarının kalınlaşması ve esnekliğinin kaybolması ile karakterize arteryel hastalık grubunun bir parçasıdır. Elastik arterlerin ve büyük, orta büyüklükteki müsküler arterlerin hastalığıdır. Arter yatağını düzenli bir şekilde tutmaz, fokal olmaya eğilimlidir (5). Ateroskleroz, endotel fonksiyonlarında bozulma ile başlar. Son evresi olan plak rüptürü aşamasında, endotel fonksiyonlarındaki bozukluğun önemli katkısı vardır. Başlangıçta endotel altında lipid birikimi, makrofajların köpük hücresi oluşturması, daha sonraki aşamalarda düz kas hücresi migrasyonu ve proliferasyonu, kollajen sentezi, sonunda trombositlerin ve pıhtılaşma faktörlerinin aktivasyonu ile karakterize olan aterogenezin her aşamasında endotel, hem olaya birinci derecede katkıda bulunan ve hem de olaydan birinci derecede etkilenen dokudur. Aterosklerozun hastalık süreci primer olarak arter duvarının intima tabakasına sınırlıdır. Bu tabaka lipidler ve inflamatuvar hücreler tarafından infiltre olur ve değişik derecelerde fibrozis 8 gelişir. Arteryel travma medial düz kas hücrelerinin intima içine göç eden, fibroblasta benzer tamir hücrelerine fenotipik modülasyonunu içeren bir iyileşme reaksiyonu başlatır. Bu hücreler intima içinde prolifere olur ve ekstraselüler matriksi oluştururlar. Kontraktil tipteki düz kas hücreleri vazoaktif ajanların etkisi ile vazodilatasyon veya vazokonstrüksiyona neden olurlar (6). Lipoprotein kaynaklı lipidlerin ve özellikle oksidatif olarak modifiye olan lipidlerin birikmesi arteri hasara uğratır ve düz kas hücrelerine bağımlı bir tamir süreci başlar. Bu iyileşme süreci diğer iyileşme reaksiyonlarında görülen skar dokusuna benzeyen intimal plakların oluşmasına yol açar. Skar dokusu çoğunlukla hipertrofiye uğrar. Bu durum aterosklerotik plakların gerilemek yerine büyümeye devam etmesine neden olur. Aterosklerotik süreç belirgin olarak intima tabakasında lokalize olmasına rağmen, arter duvarının diğer tabakaları da hastalıktan etkilenir. Plakların arkasındaki media tabakasında çoğunlukla düz kas hücresi kaybı ile birlikte atrofi görülür. Bu durum media tabakasındaki hücrelere besin desteğinin azalmasına ve medial düz kas hücrelerinin birçoğunun intima tabakasına göç etmiş olmasına bağlıdır. Medial atrofinin sonucu alarak arter dilate olur. Media tabakasında remodelling oluşur ve plakla uyum sağlamak için damar genişler ve böylece lümenin boyutları korunmuş olur. Arter ciddi ateroskleroz gelişmiş olmasına rağmen anjiyografik değerlendirmede normal görünebilir. Ateroskleroz; gelişimi açısından birçok sistemik hastalığın risk faktörü olmasına ve arteryel sistemin tüm bölümlerini benzer şekilde etkileyebilmesine rağmen fokal tutulum gösterir. Bu durum sistemik risk faktörlerinin lokal etkilerle uyum içerisinde etki etmesi gerektiğini gösterir. Aterosklerotik plaklar arteryel sistem içerisinde tesadüfi olarak değil, daha çok lümen yüzeyi ile kandaki partiküller arasında etkileşim süresinin artmış olduğu düşük akım bulunan dallanma bölgelerine yakın yerlerde yerleşir. Bu durum lipoproteinlerin transendotelyal difüzyonunda artışla ve hiperlipidemi varlığında subendotelyal matrikste lipid birikiminde artışla ilişkilidir (7). 9 ATEROSKLEROZUN PATOFİZYOLOJİSİ ARTER DUVARININ ANATOMİSİ VE HÜCRE BİYOLOJİSİ Arter duvarı üç tabakadan oluşur: Arter duvarı ve dolaşan kan arasında bariyer oluşturan tunika intima, kalın kas tabakası olan tunika media, çevredeki organların bağ dokusu ile birleşen ve bağ dokusu tabakası olan tunika adventisya. Tunika intima: Endotelyum denen sürekli tek hücre tabakası, bunun bazal membranı ve az miktarda pirimitif mezenşimal hücrelerle birlikte olan bir bağ dokusu tarafından oluşur. Bu tabakada yaşam boyunca ilerleyici intimal kalınlaşma olur. Bu durum bağ dokusu lifleri, proteoglikanlar ve mezenşimal hücrelerin sürekli birikmesine bağlıdır. Mezenşimal hücrelerin kontraktilite kapasitesini kaybetmiş modifiye düz kas hücreleri olduğu düşünülmektedir. Tunika media: Arter duvarının en geniş tabakasıdır. Tek bir hücre tipinden, vasküler düz kas hücresinden oluşmuştur. Vasküler düz kas hücresi arterin hücre kitlesinin büyük bir kısmını ve medianın ekstrasellüler matriks bileşenlerini oluşturur. Düz kas hücreleri birbirlerine birleşme yeri kompleksleri ile yapışan uzun hücrelerdir. Bu hücreler dairesel tabakalar şeklinde organize olmuştur ve arter lümenini konsantrik daireler şeklinde çevrelerler. Tunika adventisya: Çevredeki bağ dokusu stroması içine devam eden bir bağ dokusu yapısıdır. İç kısmı fibrözdür ve ön planda kollojen ve elastinden oluşur. Media tabakasından uzaklaştıkça bunların yerini gevşek bağ dokusu alır. Adventisya liflere ek olarak fibroblastlar, mast hücreleri, adipositler ve sempatik sinir uçlarını içerir. Normal arterde medianın iç kısmı ve tüm intima avaskülerdir. İntima kalınlığında artışa bağlı yastıkçıklar arteryel ağacın dallanma noktalarında bulunur. Burada endotel tabakasında permeabilite artmıştır ve proliferasyon hızı daha yüksektir. İntima kalınlaşmıştır ve düz kas hücreleri daha yüksek hızla prolifere olmaktadır. Bu bölgeler hücre 10

Description:
ARTER DUVARININ ANATOMİSİ VE HÜCRE BİYOLOJİSİ. Arter duvarı üç tabakadan oluşur: Arter duvarı ve dolaşan kan arasında reactive protein and coronary heart disease in the MRFIT nested case-control study. Am J. Epidemiol 1996;144:537-47. 38. Hamsten A, Wilman B, de Faire U, et al.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.