/Ö Modern Dünyaya Başkaldırı İnsaYnay ınla9r6 ı: DüşüncDei zi2s1i : ISBN 975-7732-65-6 Ozgan Adı R�volctoan tre lem ondem oderne LesE ditidoenL s' Homme (Fransıçzecav irisi) İnsan Yayınlan Klodfarer Cd, 27/5, Tilrbe, İstanbul Tel: 5İ6 08 28-518 08 78 Redaksiyon İsmaôfilge n içDaun Karakalem Baskı-Olt Dogan Ofset iÇ.apak Yazrevi Kapak &skı Piramid Ofset İstanbul EylO19l9 4 Modern J?ünyaya Başkaldırı JULIUS EVOLA Türkçesi Fevzi Topaçoğlu • yay1nklrt insan BARON JULIUS CESARE ANDREA EVOLA Ünlü İtalyan düşünürü. 1898'de Sicilya' da doğdu, l 974'de öldü. Ardında modern düşünce ve uygarlığın eleştirisiyle ilgili çok sayıda eser bıraktı. Bunlardan başlıcaları şunlar dır. -Mascbera e devlollsotp oi ritualciosnmtoe mporaneo (Çağdaş Ruhçuluğun Gerçek Yüzü ve Maskeleri. Bu eserin çevirisi yafınevirniz tarafından yayına hazırlanmaktadır.) -Meta/iciad esles so(C inselliğin Metafiziği) -Meıapbysique de la guerre (Savaşın Metafiziği) -Orientet Occide(Dnotğu ve Batı) -LA TradizwEnrem et(iHcearm etik Gelenek) -Essapio liti(qSiuyaessi Denemeler) -Orientati(Yoönnesli mler) -Les bommesa um ilideeusR uine(Ysık ıntılar Ortasında İnsan. Evola'nın bu eseri Guenon'un NiceliEggienm enli gi... isimli eserine bir nazire niteliğindedir). . Içindekiler 7 GiRiŞ 1 TRADiSYON ALE'Mt 1. İlke 23 2. Hükümranlık erki 29 3. Kutup simgesi -barış ve adaletin efendisi 43 4. Yasa, devlet, imparatorluk 55 5. Tören'in gizemi 65 6. Soyluluğun kadim mahiyeti 73 7. Manevi erdemlilik 83 8. Ölüm-ötesindeki (kabirdeki) yol ayrımı 91 9. Uygarlıkların yaşamı ve ölümü 101 10. İnisiyasyon ve kutsallaşma 109 11. Krallık ve hükümranlık arasındaki hiyerarşik ilişkiler 119 12. Evrensellik ve merkezcilik 127 13. Şövalyelik ruhu 137 14. Kast'lar doktrini 149 15. Bilimlerde ve sanatta içerik-etkileşim 167 16. Tradisyonel zihnin özel durwnu -çilecilik 179 17. Büyük ve küçük kutsal savaş 187 18. Oyun ve zafer 205 19. Uzay-zaman -yeryüzü 225 20. Erkek ve kadın 245 21. Yüksek ırkların gerileyişi 257 MODERN DONYAYA BAŞKALDIRI il YARADILIŞ VE MODERN DÜNYAYA BAKIŞ 1. Dört çağ doktrini 269 2. Altın çağ 279 3. Uzak kuzey kutbu merkezi 285 4. Kuzey-atlantik devri 295 5. Kuzey ve güney 307 6� Anaerkil uygarlık 319 7. Gerilemeler devri -kahramanlar dönemi 331 8. Tradisyon ve antitradisyon 349 a) Amerika-doğu akdeniz 349 b) İbrant dönemi-doğu aryen dönemi 361 9. Batının göksel-yantanrısal devresi 379 a) Helenik dönem 379 b) Roma dönemi 396 . 10. Batı tradisyonunun içten çöküşü -ilk dönemlerinde hıristiyanlık 415 11. Hıristiyanlık'ta imparatorluk mefhumu -jibelin ortaçağı 427 12. Ortaçağ (hıristiyan-roma) birliğinin dağılışı -uluslar 447 13. Gerçekdışılık ve bireysellik 461 14. Kast'ların çöküşü . 481 15. Kollektivizm ve ulusçuluk 495 16. Devrenin kapanışı 505 a) Bolşevik devrimi-rusya 505 b) Amerika 510 SONUÇ 521 KARANLIK ÇAGA İLİŞKİN EK BOLO M 535 Giriş ATININ ÇÖKÜŞÜNDEN, B materyalizm tehlikesinden ve uy garlaşma bunalımından söz etmek son zamanlarda bir ortak nokta haline geldi. Şu ya da bu görüşü savunan fi kirler ile Avrupa'nın veya dünyanın geleceğine ilişkin görüşler de aynı eğilimi yansıtmaktadır. · Genellikle, bunlarda entellektüellik ya Cla siyasi gazetecilik özentisinden öte birşey yoktur. Bu alanda, çoğu kez herşeyin tam bir laf ebeliğiyle başlayıp yine laf ebeliğiyle bittiği ve bu alandaki il ke eksikliği açıkça ortadadır. Yine bu bağlamda, reddedilmesi gere ken pek çok şeyin, tepkici büyUk çoğunlukça aslıııda onaylandığı, ve nihayet gerçekten istenilen şeyler hakkında ne denli az bilgi sa hibi olunduğu ve ne denli usdışı birtakun etkenlerin ve körükörü ne oluşt\İrulmuş birtakım telkinlerin etkisinde kalındığı da açıkça ortadadır. Aslında, tüın bunlar da benzerleri gibi, bir teşhis değeri (valeur de symptome) taşıyan tezahürlerdir. Bu tezahürler sağlam sanılan bazı zeminlerin kımıldadığını, kaydığını ve "evrimciliğinn parlak 7 MODERN DÜNYAYA BAŞKALDIRI görüşlerinin artık vadelerini doldurduğunu göstermektedir. Fakat uyurgezerlerin kenarında dolaştıkları boşluğu görmelerini engelle yen· bilinçdışı güce benzer bir tür savunma içgüdüsü belirli bir noktadan öteye geçilmesini engellemektedir, yani belirli bir sınır dan ötede "kuşkuya yönelmek" henüz mümkün değildir. Bu söz ettiğimiz türden entellektüalist (zihinselci) yorumlar (evrimcilik vb.) salt zihinleri çelerek, insanın dünyanın gidişatını görmesini engellemeye yönelik gibidirler. Bugün dünya, adeta, bütünüyle, kuşku götürmez bir biçimde bayır aşağı yuvarlanan -ve bu yuvar lanışı kısa hir süre sonra hiçbir şey tarafından önlenemez hale gele cek olan- canlılıktan yoksun bir cisim görünümündedir. Gizli gizli ilerleyerek ancak iş bittikten sonra farkedilebilen bazı hastalık lar vardır: İşte, mükemmel diye övülen modernleşme de beşeriyet için, aslında, bu tür bir hastalıktır. Modern beşeriyetin, bugün far kına vardığı, Batının karanlık geleceği yüzlerce yıllık bir sürecin so nucudur. 1 Yüzyıllar boyuncu etkilerini sürdüren bazı sebepler öyle bir maddi ve manevi bozulmaya yol açtılar ki beşeriyetin büyük çoğunluğu bu gidişe direnerek "normalliğe" ve kurtuluşa (salut) kavuşma şansını yitirmekle kalmayıp; aynı zamanda ve özellikle bu "normallik" ve kurtuluşun ne anlama geldiğini kavramak yetisin den de yoksun hale geldiler. Bugün tehlike çanlarını çalarak şurada burada bu gidişe karşı direniş ve tepki gösterenlerin -ki aralarında iyi niyetli ve samimi olanlar da vardır- bu girişimleri ciddiye alınmıyor, dolayısıyla bunlardan çıkacak sonuç hakkında hayale kapılmamak gerekir. Ana köke ulaşmak kolay değildir. Bu ana kökün doğal ve wruniu uzantıları, olumsuzlukları bugün belli olmuş olan alanlardan iba ret değildir; en atılımcı dimağların duyuş, düşünüş, yargılayış ve yaşayış biçimlerine dek girmiştir. Tepkiler olmaktadır. Günümüz toplumunun ahlüc, politika ve kültürünün umutsuz durumu kar şısında başka ne beklenebilirdi ki? Fakat, şurası açıktır ki, meydana gelen Sııdece "tepkiler"dir, (salt ya da dar anlamda) eylem değil. Yani, içten gelen ve bir temeli, ilkesi, merkezi olan bir eylem söz 8 GiRiŞ konusu değildir. Batı çok uzun süredir uzlaşma ve tepkimelerle oyalanmaktadır. Oysa, deneyimler bu yolun gerçek amaca götür mediğini göstermiştir. Yapılması gereken uyuyamayan biri gibi ya tağında bir o yana bir bu yana dönüp durmak değil, uyuma girişi minden vazgeçerek uyanmak ve ayağa kalkmaktır. Bugün işler öyle bir noktaya geldi ki, insan, modern dünyayı, sadece bazı özel veç heleriyle değil bütün olarak, onun nihai anlamını da idrak ederek, kimin üstlenebileceğini kendi kendine soruyor. Oysa, bu daha baş tan düşünülmesi gereken birşeydi. Ancak, bunun için büyüleyici çemberi kırmak gerekir. Farklı olan birşeyin varlığını tasavvur edebilmeyi bilmek gerekir. Kendi sinden uzaklaşmaktan dolayı görünmez ve duyulmaz hale gelmiş olanı görebilmek ve duyabilmek için yeni gözler ve kulaklar oluş turulmalıdır. Modern sapmaların tümünün tam olarak anlaşılma sını sağlayacak bir anahtar, kesin bir bilgi kaynağı elde edebilmek -ve böylece, herşeye rağmen ayakta durmakla yükümlü olanlara sağlam bir kale, sarsılmaz bir savunma hattı vermiş·olmak-için bugünkü uygarlığı doğuran sebeplerin zuhurundarı önceki rüyet (vision) ve mAnAl.ara inmekten başka çare yoktur. Bugün, gerçek ten değerli olan tek şey kendini dorUk noktasında tutabilen; ilkele rine sımsıkı bağlı olup taviz vermeyen, duygusalılklara, ihtilaçlara, boş inarıçlara ve son nesillerin içinde yüzdükleri fuhuşa itibar et meyenlerin tutumlarıdır. Bir değer ifade eden tek şey küçük bir azınlığın sessiz direnişidir. Bunlar, duyarsızlara karşı taviz verme yen sıkı tutumlarıyla yeni ilişkiler, yeni aşamalar, yeni değerler meydana getiren bir kutup oluşturmaktadırlar. Bu kutup, kuşku suz bu duyarsızlar dünyasının şu arıda içinde bulunduğu durumda olmasını engelleyemiyorsa da, yine de bazılarının gerçeği duyum samasını sağlayacaktır. Bu duyumsama, belki de, selamete götürü cü bazı bunalımların başlangıa olacaktır. Bu yapıt, yazarının olanakları elverdiği ölçüde, bu amaca katkıda bulunmaya yöneliktir. Temel tezi modem dünyarıın geri leyen (çöken) bir doğaya sahip olduğu düşüncesidir. Hedefi ise, bu 9