ebook img

Michael Martin PDF

21 Pages·2004·0.98 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Michael Martin

lslôm Araştırmaları Dergisi. Sayı 7. 2002. 75-95 Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi: Michael Martin Adnan Aslan* A Critique of Analytic Positive Atheism: Michael Martin This article offers a criticism of Michael Martin's positive atheistic philosophy ofreligion. It examines Martin's presentation ofthe concept of the omniscience and omnipotence as abasis of an argument, which indicates God's non-existence. It also deals with Martin's atheistic argument, which stems from his account of the creation and the structure of the universe along with the problem of evil. Having deconstructed Martin's atheistic arguments in this article, by employing the same prepositional approach, an argument is reconstructed , which indicates to not an atheistic, rather a theistic philosophy of religion. Bu makale rriodern Batı din felsefesi çerçevesinde Michael Martin 'in çalışmalanndan hareketle pozitif ateizmin temel argümanlanndan olan, Tann hakkında konuşma, Tann'nın ilmi ve hürriyeti, Tann ve kötülük meselesi gibi konulan Tann'nın var olmayışma deHHetleri bakımından tahlil ve tenkit edecektir. Giriş Yunanca atheos (Tannsız) kelimesinden gelen ateizmi, mahiyeti itibariy le teorik, (entelektüel, akademik) ve pratik (ameli) olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür. Teorik ateizm, Tann'nın var olmadığına dair delilleri kullanması bakırnından pozitif ve negatif ateizm olarak sınıflandınlmakta, Dr., islam Araştırmalan Merkezi (İSAM). Bu makalenin olgunlaşmasına katkıda bulunan Prof. Dr. Mustafa Çağncı, Doç. Dr. İlyas Çelebi, Doç. Dr. Mustafa Sinanoğlu ve Dr. Thhsin Görgün'e teşekkür ederim. © iSAM. lstonbu• 2002 islôm Araştırmaları Dergisi pozitif ateizm doğrudan delillerle Tanrı'nın var olmadığını ispat etmeye çalışırken; negatif ateizm Tanrı'nın varlığına dair ontolojik, teleolojik, koz molojik, dini tecrübe delillerini tenkit ederek delaylı yoldan ateizmi temel lerıdinneyi hedeflemektedir. Nitekim çağdaş ingiliz düşünüderinden Arıtony Flew "ispat iddia sahibinindir" diyerek, önce inananların Tanrı'nın varlığını ispat etmeleri gerektiğini ve sonra ateistlerin bu delilleri tenkitle kendi davaların"! ortaya koymalannın uygun olacağını söylemektedir. Ona göre teizmin delillerinin tutarsız olduğu ispat edildiğinde, aynı zamanda negatif ateizm de temellerıdirilmiş olacaktır.1 Biz ise "Delilin butlanıyla medlulün butlanı lazım gelmez" prensibi gereğince, Tanrı'nın varlığına dair delillerin tenkit edilmesiyle ateizmin temellerıdirilmiş olamayacağını düşünmekteyiz. Hatta kanaatimizce, negatif ateizm, doğrudan Tanrı'nın yokluğunun is patıyla değil de, delaylı olarak Tanrı'nın varlığına dair delilleri tenkit ederek beslendiği için, kendi başına varlığı olmayan bir olgudur. Bu sebeple burada, doğrudan Tanrı'nın var olamayacağına delil olarak sunulan pozitif ateizmin bazı temel argümanlannı irdeleyeceğiz. Ateistik delillerin geldiği kaynaklan esas alarak ateizmi, materyalizm ve pozitivizmin temsil ettiği şekliyle bilimsel, Ludwig Andreas Feuerbach'ın ortaya koyduğu formuyla antropolojik, Karl Marx'ın fikirlerinde varlık bulduğu haliyle sosyopolitik, Sigmund Freud'la özdeşleşen çeşidiyle psi kanalatik ve Jean Paul Sarte'nin eserlerinde ifade edildiği biçimiyle de varoluşçu ateizm tarzında sınıflandırmak mümkündür. 2 Diğer taraftan, ateizm modem Batı din felsefesinde agnostisizm ve deizmle birlikte daha çok inançsızlık (unbelief) kategorisi içinde ele alınmaktadır. Araştırmala­ nyla inançsızlığın tarih boyu çeşitli formlarını ortaya koymaya çalışan, J.C.A. Gaskin materyalizm, şüphecilik, eleştirel veya akademik inançsızlık, sosyal inançsızlık ve tabiatçılık olmak üzere beş farklı inançsızlık çeşidin­ den bahsetmektedir. 3 Bu makalede inançsızlığın sadece alim ve kadir bir Yaratıcı'nın inkan demek olan eleştirel inançsızlık çeşidi ele alınacaktır. Antony Flew, "The Presumption of Atheism," God Freedam and lmmortality, Buffalo, N.Y.: Prometheus Books, 1984, s. 13-30. Flew'in ateizm konusunda diğer önemli eserleri şunlardır: New Essays in Philosophical Theology, ed. with A. C. Maclntyre, London: SCM Press, 1955; Hume's Philosophy of Belief, London: Routledge & Kegan Paul, 1961; God and Philosophy, London: Hutchinson, 1966; Evolutionary Ethics, London: Macmillan, 1967; The Logic of Mortality, Oxford: Blackwell, 198 7; Atheistic Humanism, N.Y.: Prometheus Books, 1993. 2 Farklı ateizm formlannın tasviri için bkz. Aydın Topaloğlu, Tanrı Tanımazlığın Felsefi Boyutları: Teizm ya da Ateizm, istanbul: Furkan Kitaplığı, 2001, 3 J. C. A. Gaskin, Varieties of Unbelie{: from Epicurus to Sartre, London: Macmillan, 1989, s. 1-2. 76 Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi Ateizm, felsefi kökenieri Antik Yunan'a kadar uzanan, Aydınlanma düşüncesiyle gelişen ve modem felsefede önemli taraftarlan olan ve ina nanlanyla sosyal zemin oluşturabiimiş önemli bir düşünce akımı ve bir hayat tarzıdır. AhHiki zafiyetle ilişkilendirilmesi sebebiyle bu kavrama yüklenen negatif imaj, ateizmi kamusal alanda görünmez hale getirmekle birlikte, modem dünyada sekülerleşmenin toplumsal bir parametresi ol masıyla da toplumsal meşruiyet kazanmıştır. Modem eğitimin yaygınlaş­ ması neticesinde ateistlerin çoğaldığı yolundaki tespit doğru olmakla bir likte, bunu iddia edenler böylece aslında ateizmin geleneksel kökenierinin zayıf olduğunu da kabul etmiş olmaktadırlar.4 Ateizmin tarifi imkansız değilse de zordur; onun ne olduğu teizmin mahiyetiyle doğrudan aHikalıdır. Thrifteki bu müphemiyet sebebiyle, ate ist olarak tanınan kimselerin birçoğu bu itharnı reddetmiştir. Mesela meş­ hur Alman filozofu }ohann Gottlieb Fichte ateist olduğu itharnını kabul etmeyerek, "gerçek ateist''in vicdanının sesini dinlemeyen ve ahlaki du ruma göre değil de sonuçlannı hesaplayarak bencilce hareket eden kimse olduğunu söylemiştir. Yine pozitivist ve inançsız biri olan Friedrich Jodi, inancı idealle özdeşleştirerek, hiç bir ideali olmayan kimsenin ancak ger çek ateist olabileceğini iddia etmiş, Paul Tillich5 ise ateizmi hayatın derin liğine inanınama olarak algılamıştır. Bazı noktalarda hala müphem olma sına rağmen, ortak bir ateizm ve ateist kavramından bahsetmek müm kündür. En yaygın tarife göre ateist, Tann'nın olmadığına inanan veya "Tann vardır" önermesini yanlış kabul eden kimsedir. Thnn'yı kclinatın yaratıcısı ve hakimi, mutlak ilim, irade, adalet sahibi bir "Yüce Zat" olarak ifade edersek, ateisti bu Tann'nın varlığını reddeden kimse olarak tarif edebiliriz. 6 Doğrusu teizmin farklı formlan olduğu gibi ateizmin de farklı formlan vardır. Mesela Charles Bradlaugh, kendisinin bir ateist olduğunu ifade ettikten sonra, o basitçe Thnn'nın olmadığını söylemediğini ve fakat Thnn kelimesiyle ne kastettiklerini bilmediğini ve kendinde Thnn fikri ol madığını, dinin Thnn'sını reddettiği halde, "Thrın yoktur" demek için çok da acelesi olmadığını ifade etmektedir. 7 İnsanı Thrın'ya bağlayan sonsuz sayıda yol olduğu gibi, insanı Thnn'dan ayıran sonsuz sayıda engel de olabilir. 4 Paul Edwards, "Atheism", Encyclopeadia ofReligion and Ethics, Cilt I, s. ı74. S Paul llllich'in teolojik görüşleri için bkz. Systematic Theology, 3. Vols., Chicago: University of Chicago Press, 1951-1963; The Courage To Be, New Haven: Yale Uni versity Press, 1952; Dynamics of Faith, New York: Harper, 1957; Theology of Cul ture, Oxford: Oxford University Press, 1959; MoraUty and Beyond, New York: Harper Row, 1962. 6 Edwards, a.g.m .. s. 1 75-1 76. 7 Edwards, a.g.m., s. 176-177. 77 islôm Araştırmaları Dergisi Ateizm özü itibanyla tepkiseldir. Geleneksel Hıristiyan teolojisinde Tan rı'nın bir şahıs olarak tasavvur edilmesine ve hatta insanlaştınlmasına tepki olarak çağdaş Batı, dini düşüncesinde soyut ve müphem Tanrı anla yışlan varlık bulmuştur. Bu tür anlayışlar temsilcilerinden biri olan Paul Tillich, Tanrı'yı Hıristiyanlığın ima ettiği tarzda, "semadaki ihtiyar adam", "başka dünyalardan gelen ziyaretçi", "kozmik polis" veya "mutlak güçlü ve mutlak kamil şahıs" olarak algılamanın yanlış olduğunu iddia etmekte ve o Tanrı'yı "varlığın bizatihi kendisi" (being-itself) olarak nitelemekte dir. Hatta Tillich, geleneksel teolojinin Tanrı'yı bir fert gibi tasavvur eder ken aynı zamanda, ateizme de kapı açmış olduğunu iddia eder. Tillich'e göre Tanrı, o derece aşkındır ki, insanın normal tecrübesiyle edindiği hiç bir sıfat, varlık anlayışı ve sınırlılığı ima eden hiçbir kavram, lafzi anlamda ona hamledilemez; ancak sembolik ve metafor olarak kullanılabilir. Sem bolik olarak Tanrı'ya "kral", "baba", "kurtarıcı" denebilir.8 Çağdaş Batı dini düşüncesinde, klasik Hıristiyan Tanrı anlayışının modem ve post-modem tealoglar tarafından tenkit edilmesiyle çok farklı Tanrı tasavvurlan oluşmuş, bir tarafta Tillich gibi Tanrı'yı iyice soyut ve anlaşılmaz hale getiren teologlar, diğer tarafta süreç teolojisi ve non-real istlerin ortaya koyduğu farklı Tanrı tasavvurlan çok ciddi bir kafa karışık­ lığına sebebiyet vermiştir. Tanrı'ya "varlığın zemini" diyen (the ground of being) Tillich, kainatın Tanrı'nın kimliğine tesir ettiğini iddia eden Charles Hartshorne, John Cobb ve David Ray Griffin gibi süreç teologlan; Tanrı'yı sadece ahlaki söylemin unsuru haline getiren Dawi. Z. Phillips9, Don Cu pitt10, John Herman Randall gibi non-realist teolog ve din felsefecilerinin görüşleri ele alındığında, teizmin veya ateizmin nerede başlayıp nerede bittiğini belirleyecek kriterlerin kaybolduğunu görürüz. Bu düşünürleri, mesela St. Augustine ve St Thomas Aquinas teolojilerindeki Tanrı kavra mı çerçevesinde oluşan teolojik perspektifle değerlendirdiğimizde, çoğuna 8 Paul Tillich, Systematic Theology, Vol. 1., part II. 9 Phillips'in din felsefesi için bkz. The Concept of Prayer, London: Routledge & Kegan Paul, 1965; Death and lmmortality, London: Macmillan, 1970; Faith and Philosoph icallnquiry, London: Routledge & Kegan Paul, 1970; Re ligian Without Explanation, Oxford: Basil Blackwell, 19 76; Belie{ Change and Forms of Life, London: Mae miila n, 1985; Faith A{ter Foundationalism, London: Routledge, 1988; From Fantasy to Faith: The Philosophy o{Religion and Twentieth Century Literature, Basingtoke: Macmillan, 1990. 1 O Don Cupitt'in non-realist teolojisi için bkz. Taking Leave of Gad, London: SCM Press, 1980; The World to Come, London: SCM Press, 1982; The Sea of Faith, London: BBC, 1984; Only Human, London: SCM Press, 1985; Life Lines, London: SCM Press, 1986. 78 Analıtik Pozitif Ateızmin Bır Eleştirisi ateist veya mülhid demek mümkünken, kendilerinin bu tür itharnları red detmeleri, meselenin göründüğünden daha karmaşık olduğunu göstermek tedir. Dolayısıyla biz ayrıntılara inmeden tahlilimizi daha çok klasik teist Tanrı anlayışını reddeden ateizme ve onun eleştirisine münhasır kılacağız. Batı düşünce tarihinde ateizmi klasik materyalizmin temsilcileri olan Antik Yunan düşünüderi Epicurus ve Lucretius'tan başlatmak mümkünse de bu çizgiye daha sonra klasik skeptisizmin temsilcisi Cicero'yu da ekle mek gerekir. Fakat ateist düşünce asıl gelişimini bir nevi Hıristiyanlığa tepki olarak oluşan Aydınlanma çağında ve daha sonraki çağlarda yaşa­ mıştır. Mesela XVII. yüzyılda Thomas Hobbes; XVIII. yüzyılda Edward Gibbon, Anthony Collins, François-Marie Voltaire, David Hume, Baran D'holbach, Thomas Paine; XIX. yüzyılda Arthur Schopenhauer, Ludwig Feuerbach, Karl Marx; XX. yüzyılda Sigmund Freud, Bertrand Russell, Alfred Ayer ve Jean-Paul Sartre gibi filozoflar ateistik düşüncenin oluşma­ sına çaba harcamışlardır.11 Fakat Aydınlanma düşüncesinde ateistik fikir ler daha çok ferdi tecrübe ve düşünce neticesinde üretilip ifade edilirken, modem eğitimin etkisiyle özellikle XX. yüzyılda bu temayül değişmiş, ate izm kişilerin şahsi tecrübe ve kanaatlerinden soyutlanarak bir fikir sistemi haline getirilerek adeta müesseseleştirilmiştir. Bugün din felsefesinde ate izm, egzistansiyel bir üslupta ifade edilmernekte ve daha formel ateistik argüman tarzları üretilmekte, dolayısıyla daha soyut ve daha felsefi bir düzlemde savunulmaktadır. Çağdaş din felsefesinde bir taraftan non-realistler gibi din dilini tahlilden hareketle ateizmi savunanlar olduğu gibi, Joan Leslie Mackie 12, Kai Ni else n 13 ve A. Flew gibi Tanrı'nın varlığı ve sıfatları ile ilgili argümanlara analitik eleştiriler yöneiterek ateizmi savunan bir çok 11 Bu düşünürlerin görüşleri için bkz. Gaskin, a.g.e. 12 Mackie"nin felsefe dalında önemli eserlerini şunlardır: Truth, Probability, and Para dox, Oxford: Ciarendon Press 1973; The Cement o{ Universe: A Study of Ca usa tion; Oxford: Ciarendon Press 1974; Ethics: lnventing Right and Wrong, Harmondsworth: Penguin 1977; Hume's Moral Theory, London: Routledge & Kegan Paul; The Miraele o{ The is m: Arguments {or and against the Existence o{God, Oxford: Ciarendon Press 1982, Selected Papers, ed. john Mackie and Penelope Mackie, Oxford: Ciarendon Press 1985. 13 Nielsen etiğin tabiatından hareketle ateizmi savunan önemli bir din felsefecisidir. Gö rüşleri için bkz. Contemporary Critiques of Religion, London: Macmillan, 1971; Eth ics Without Gad, Buffalo: Prometheus 1989; Scepticism, London: Macınillan 1973; Philosophy and Atheism, Buffalo: Prometheus, 1985; Gad, Scepticism and Moder nity, Ottawa: University ofOttawa Press, 1989; God and the Grounding of Morality, Ottawa: University of Ottawa Press, 1992; On Transforming Phi/osophy: A Metaphilo sophica/ lnquiry, Boulder: Westview 1995. 79 lslôm Araştırmaları Dergisi felsefeci de vardır. Fakat biz bu makalede Michael Martin'in ortaya koy duğu pozitif ateizmin bazı temel argümanlannı ele alacağız. özellikle Martin'in Tann'nın ilmi ve hürriyeti, madde ve Tann, kötülük meselesinden hareketle Tann'nın var olmadığı iddiasını tahlil edeceğiz. ı4 Şüphesiz Martin, ateist din felsefecilerinin en önde geleni olmamakla birlikte, onun ateist dünyadaki konumu, ateizmi savunmadaki açıklığı ve samimiyeti. onu makalemize konu olarak seçmemizde etken olmuştur. Martin'in tipik bir analitikçi ateist olması ve teorik ateizmin temel argümanlannı ortaya ko yarken ateist dünyadaki hakim havayı temsil gücü bir başka tercih nedenimiz olmuştur. Tanrı'nın ilmi Tann, teistler tarafından genel olarak, maddi bedeni olmayan, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, ahlaki ve değer bakımdan bütün kemal sıfatla­ nyla muttasıf, kendi iradesinde mutlak derecede h ür bir şahıs olarak tavsif edilmektedir. Michael Martin, bu şekilde ifade edilen Tann kavramının çe lişkili ve dolayısıyla ateist tavnn haklı olduğunu ortaya koymak için, Tan n'ya nispet edilen sıfatıann tutarsız olduğunu ispat etmeye çalışır. Önce ilim sıfatıyla işe başlar. Martin'e göre "Tann alimdir" demek, ilim ve bilgi vasfını taşıyan her şeyi biliyor demektir. Filozoflara göre, bilgi önermesel (factual), doğrudan (knowledge by acquaintance) ve nasılsal (procedur al) olmak üzere üç sınıfa aynlır. önermesel bilgi, bir şeyin o olduğunu ifade eden bilgidir, doğrulanabilir veya yanlışlanabilir olur. Mesela dünya nın yuvarlak olduğu veya Ay ile Yer Küre arasındaki uzaklığın şu kadar kilometre olduğu bilgisi, bu tür bilgilerdir. Nasılsal bilgi ise bir şeyin nasıl yapıldığı, mesela omletin veya jimnastik hareketlerinin nasıl yapıldığı bil gisidir. Doğrudan bilgi ise ferdin kendi özel tecrübesiyle ulaştığı, mesela "Mr. Smith'i bilirim" veya "Savaş nedir bilirim" ifadeleriyle kast edilen bilgid ir. 14 Biz bu çalışmada Michael Martin'in Atheism; A Philosophical Justi{ication (Philadel phia: Temple University Press, 1990) isimli temel eserini kullandık. Martin'in ateizm le ilgili diğer bazı çalışmaları şunlardır: Atheism, Morality, and Meaning, New York: Prometheus Books, 2002; The Case against Christianity, Philadelphia: Temple Uni versity Press, 1991; Big Domino in the Sky: And Other Atheistic Tales, New York: Prometheus Books, 1996; "Is Evi! Evidenc e against the Existence of God?" The Prob lem of Ev il: Selected Readings, ed. by Michael L. Peterson, Notre Dame: University ofNotre Press, 1992, s. 135-139. 80 Analitik Pozitif Ateizmin Bir Eleştirisi Martin "Tanrı her şeyi bilir" ifadesinin, bu üç bilgi türü de dahil, her şeyi bilir anlamına geldiğini, dolayısıyla gerçeğe tekabül eden bilgiyi, ka inatta olan biten her şeyi doğrudan ve aynı zamanda bir şeyin nasıl yapıl­ dığını bütünüyle bilebilmesi gerektiğini iddia eder. Buradan hareketle Mar tin, Tanrı'nın ilmi ile bedensiz olma özelliğinin birbiriyle çeliştiğini söyler. Tanrı mutlak ilim sahibi ise, bu kavramın muhtevası gereği, buna nasıllık bilgisi de dahil olmalıdır ve o halde Tanrı jimnastik hareketlerini nasıl ya pacağını mükemmel bir tarzda bilmelidir. Sadece madd! bedeni olan kimse bu bilgiye sahip olabileceği için, Tanrı'nın tabiatı gereği madd1 bedeni ola mayacağından dolayı, Tanrı'nın "nasılsa!" bilgiyi bilemediği kabul edil meli ya da onun maddi bedeni olmadığı iddiasından vazgeçilmelidir. Ya hut Tanrı'nın mutlak ilme sahip olmasıyla onun aynı zamanda maddf be deni olmadığı iddiasının çeliştiği kabul edilmelidir. Yani Tanrı'nın hem mutlak ilim sahibi hem de madd! bedeni olmayan biri olduğu iddiası çeliş­ 15 ki içerdiği için reddedilmelidir. Martin'e göre Tanrı'nın ilmi aynı zamanda onun kamil bir ahlaka sa hip olduğu iddiasıyla da çelişmektedir. Eğer Tanrı, allm ise kıskançlık ve şehvet dahil, doğrudan bilginin her çeşidine vakıf olmalıdır. Kıskançlık ve şehvet hissedilmedikçe, bilinmeyen şeylerdir. Tanrı'nın ahlaki kemale sa hip olması O'na bu nevi hasletlerin nispet edilmesine manidir. Dolayısıyla, Martin'e göre, Tanrı ya allm değil ya da ahlaklı değildir. Her iki haslete sahip bir Tanrı'nın var olduğu iddiası aslında onun yokluğunun ispatı­ dır.16 Martin, ileri sürdüğü bu argümana teist taraftan çok ciddi itirazların yapıldığının farkındadır. Bu itirazlam göre, Martin'in ileri sürdüğü argü man, yanlış Tanrı bilgisi kavramına dayanmaktadır. "Tanrı her şeyi bilir" demek, O'na mantık! olarak nispet edilmesi uygun olan bilgileri bilir de mektir. Dolayısıyla, yukanda nispet edilen bilgileri bilmemesi, onun Tanrı­ lığının bir gereğidir. Fakat Martin bu eleştiriye de itiraz eder. Zira ona göre bu durumda Tanrı'ya cehalet nispet edilmiş olmaktadır. Tanrı'nın bir kısım şeyleri bilemeyeceğini kabulle, O'nun mutlak anlamda allm olması iddia sı çelişmektedir. Diğer taraftan bu, insanın bilebileceği ve fakat Tanrı'nın bilemeyeceği bilginin varlığını itiraf anlamına da gelmektedir. Bu ise ciddi bir paradokstur. Tanrı tabiatı gereği her bakımdan insandan üstün oldu 17 ğundan, insanın bildiği her şeyi bilmesi onun için zaruridir. Diğer taraftan 15 Martin, Atheism; A Philosophical Justi{ication, s. 287-288. 16 Martin, a.g.e., s. 288. 17 Martin, a.g.e., s. 289- 290. 81 islôm Araştırmaları Dergısi Martin, her şeyi bilen Thnn'nın aynı zamanda matematik doğrulan bile ceğini, matematik doğrulann bilinebilmesi için, bütün matematiksel ilişki­ lerin ve onlann arasındaki ilişkilerin bilinmesi gerektiğini, matematiksel ilişkilerin ise sonsuz oldugunu ve sonsuz olanın da bilinmeyeceğinden hareketle, her şeyi bilen Tann kavramının çelişkili olduğunu ileri sürmek tedir.18 Michael Martin'in Tann'nın her şeyi bilemeyeceği iddiasının arkaplanın­ da Hıristiyanlık'ta hakim olan, dünya ve insandan ontolojik olarak ayn bir Baba Thnn tasavvuru vardır. Bu sebeple Martin önce bilgiyi sınıflara ayırmakta ve mesela jimnastik hareketlerini, kıskançlık ve şehvet duygu lannı, genel olarak ferdi tecrübelerden mütevellit insana has şahsi bilgileri o şahıstan başkasının bilemeyeceğini iddia etmektedir. Fakat, islam'ın Thnn tasavvuru yukanda ifade edilen argümanlan karşılamaya daha uygun bir zemindir. ·.islam ilahiyatında Tann hem aşkın (transcendent) hem de iç kindir (immanent). O, insana hem şah damanndan daha yakın hem de her şeyin dışındadır; hiçbir şey ona benzemez. islam'a göre Thnn, zaman ve mekan içinde vuku bulan her şeyi doğrudan bildiği gibi, insanın bildiği ve yaptığı şeyleri ve hatta onun kalbinden geçenleri de bilir. Martin 'in iddia ettiği gibi insani bilgileri bilebilmesi için Thnn'nın insan haline gel mesi gerekmez. Bunun için Thnn'yı mutlak şuur olarak tasavvur etmek ve insanda olan-biten her şeyin aynı zamanda Thnn'ın ilmi dahilinde ol duğunu düşünmek yeterlidir. Bir benzetme ile izah etmek gerekir ise, Thn n'nın zihnini sınırsız kapasiteli, sonsuz derecede hızlı çalışan bir bilgisa yar gibi tasavvur edelim. insan zihni ise bu sınırsız kapasiteli bilgisayara tek taraflı bağlı çok sınırlı bilgisayarlardan oluşsun. Bu durumda insanın bildiği ve yaptığı her şeyin, aklından ve hayalinden geçen her tasavvurun aynı anda hem insan zihninde mevcut olduğu hem de onun doğrudan bağlı olduğu sınırsız kapasiteli bilgisayara işlendiğini var sayalım. Bu du rumda, bütün çeşitleriyle şuurun bir fiili olan bilgi, insan tarafından bilin mekle, aynı zamanda Thnn tarafından da bilinmiş olmaktadır. Bu durum da insan jimnastik hareketleri yapmayı veya omlet yapmayı bilirken, kıs­ kanırken veya günah işlerken, aynı anda Tann da o insan yoluyla bu bilgilere muttali olacaktır. insaniann günah işlediğini bilebilmesi için, Thn n'nın bizzat kendisinin de günah işlemesi gerekmez. Dolayısıyla bütün fiilleri yaratan Thnn'nın, insana ait olsa dahi, yarattığı şeyi bilmesinden daha doğal ne olabilir. 18 Martin, a.g.e., s. 295. 82 Analitik Pozitif Rteızmın Bir Eleştirisi Tanrı'nın Hürriyeti Tanrı'nın hür olması demek, onun kararında hiçbir şeyin, tabiat ka nunları, sebep-sonuç ilişkisi vb. durumların bağlayıcı olmaması demektir. Eğer Tanrı bu anlamda hür ise, Martin'e göre, O'nun geleceği bilmemesi gerekir. Zira, gelecekte bir olayın bir şekilde vuku bulacağını bilmesi, onun farklı şekilde vukuuna engel olacağı için, Tanrı'nın bu farklı tarzı tercihini de ortadan kaldıracaktır. Dolayısıyla Tanrı'nın ilmi, hürriyetine engeldir. O halde "Tanrı hem h ür hem mutlak ilim sahibidir", diyemeyiz. 19 Bundan hareketle Martin, Tanrı'nın ahlaklılığını inkar etmektedir. Martin'e göre bir davranışın ahlaki olup olmadığı uzun vadedeki sonuçlanna bağlıdır. Eğer Tanrı, bilgisi hürriyetine engel olacağı için, gelecekte herhangi bir hadise nin vuku bulup bulmayacağını bilmiyorsa, o zaman geçmişte vuku bulan bir hadisenin ahlakı1iğini bilmiyor demektir. Mesela, geçmişte bir zaman meydana getirdiği mucizenin ahlaki olup olmadığını, ancak bu olay vu kuu bulduktan sonra bilebilir. Bu, Tanrı'nın kendi hür iradesine bağlı bir bilgi değil, aksine onun bilgisi, kendi yarattığı insanın istikbalde vereceği karara bağlıdır. insanın kararı, kendi kararını bağlayacaktır. Dolayısıyla bu bilgiyi O bilemeyecektir. Tanrı geçmişte vuku bulmuş kendi fıilinin, gelecekteki neticelerini ve bunların ahlaki: olup olmadığını bilebilir. Fakat netice insanın hür iradesine bağlı ise, o zaman onun neticesini bilemez. Onun neticesini bilemediği gibi ahlaki olup olmadığını da bilemez. 20 Mar tin, kendi argümanının "Bir fiilin neticesi ahlakiliğini tayin eder" önerme sine değil de, "Bir fiilin neticesi ile diğer şeyler, ahlakiliğini tayin eder" önermesine dayandığını ve bu sebeple Kant'ın deontolojik teorisinin, yani fiilin neticesi ile ahlakiliği arasında ilişki olmadığı iddiasının kendi argü manıyla çeliştiğini de kabul etmektedir. 21 Martin'in kendi ateist iddiasına delil olarak sunduğu iki önemli nokta vardır: Birincisi, Tanrı'nın bilgisi hürriyetini sınırlamaktadır. Yani Tanrı ya hürdür ya da allmdir. Hem hür hem de alim olması mümkün değildir. Zira gelecekteki bir olayın vuku bulacağını olay olmadan önce biliyorsa, o za man o olay, o şekilde vuku bulacaktır. Başka türlü olmasını tercih etme şansını kaybetmiştir. ikinci argüman da birincinin neticesine bina edilmiş­ tir. Tanrı insanların hür iradesiyle vuku bulan olayiann neticesini bileme yeceği için, ahlaki olup olmadığını da bilemez. 19 Martin, a.g.e., s. 297-298. 20 Martin, a.g.e., s. 299. 21 Martin, a.g.e., s. 300. 83 islôm Araştırmaları Dergisi Halbuki Tann'ya nispetle geçmiş ve gelecek, zaman ve mekan gibi kategoriler yoktur. Bir hadisenin gelecekte A tarzında vuku bulması ve B tarzında vuku bulmaması bize göre tahakkuk eden bir şeydir. Bu sebeple Tann'nın bilgi ile iradesi aynı anda vukuu bulmaktadır, denebilir. O'nun herhangi bir olayın bir şekilde vuku bulmasını irade etmesi ve olayın o şekilde vuku bulması, bizim o yönde tercihimiz ve O'nun tercihi aynı şey­ lerdir. Zaman daha çok insanın kainattaki konumuyla alakah izafı bir olgu dur. Bugün yerküremize ışığı henüz ulaşmamış yıldızıann olduğu söylen mektedir. O yıldızlar ışık saçmaya milyarlarca yıl önce başlamışlar. Bu yıldızlardan birinin ışığını dünyada müşahede ettiğimizi var sayın. Olay bize göre o anda olmakta, yani o yıldızın ışık saçtığını o anda görmektey iz. Gerçekte ise o yıldız yıllar önce ışık saçmaya başlamıştır. Zaman ve mekan izafı kategorilerdir. Benim şu anda, yani senenin belli bir gününde ve belli bir saatinde bu makaleyi yazıyor olmam, benim hadiseyi o şekilde algılamaını da gerektiriyor. Biz insan olarak bir şeyi sadece zaman ve mekan içinde algılıyoruz. Burada Martin ve teologlann yaptığı en önemli hata, Tann'yı da bizim gibi zaman ve mekanla mukayyet biri olarak tasavvur etmeleridir. Bu sebeple "Tann'nın gelecekte vuku bulacak bir hadiseyi şimdi bilmesi" tarzında kurulan cümleler yanlıştır. Zira, zaman ve mekandan münezzeh Tann için geçmiş ve gelecek diye bir şey yoktur. Buradan hare ketle, Tann'nın idrakini insana benzeterekgeliştirilen argümanlannın hepsi hatalı olduğunu söyleyebiliriz. Martin ikinci argümanını birinci argümanı üzerine bina ettiği için, yu kanda ifade edilen sözleri aynı zamanda ikinci için de geçerli saymak ge rekir. Martin'in de farkında olduğu gibi, ikinci argümanının temeli "Bir fıilin ahlaklliğini neticesi belirler" tezine dayanmaktadır. Eğer Kant gibi, ahlakiliğin bir fıilin neticesiyle alakası yoktur, tezi kabul edilirse, Martin'in argümanı esaslannı kaybeder. Martin'in bu argümanından da anlaşıldığı üzere, modem ateistler Tann kavramını yeterince takdir edememiş görün mektedir. XX. yüzyılda bir kıs1ı111 Batılı düşünürlerin ileri sürdükleri bilgi teorisine göre, Tann'nın bilinip bilinmeyeceğini, ahlak teorisine göre Tan n'nın ahlaklı veya ahlaksız olduğunu iddia etmeleri, aslında modem din felsefesinin en temel mantığını ortaya koymaktadır. Mutlak Kudret Martin, Tann'nın mutlak kudret sahibi olduğu iddiasına, meşhur taş paradoksunda olduğu gibi, bazı paradokslada itirazlar edildiğine dikkatle ri çekmektedir. Tann kaldıramayacağı taşı yaratır mı? Eğer yaratır cevabı verilirse, yapamayacağı bir fıilin olduğu itiraf edildiği için, kudret sıfatı 84

Description:
Analitik Pozitif Ateizmin . Analıtik Pozitif Ateızmin Bır Eleştirisi ateist veya . iddia ettiği gibi insani bilgileri bilebilmesi için Thnn'nın insan haline gel-.
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.