T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ 2.ÜROLOJİ KLİNİĞİ Klinik Şefi Doç.Dr.Turhan Çaşkurlu METABOLİK SENDROMLU HASTALARDA SEKSÜEL DİSFONKSİYON PREVELANSI Dr.Salih Ordu (Uzmanlık Tezi) İSTANBUL 2008 1 İÇİNDEKİLER: İÇİNDEKİLER ………………………………………………………………………..……..2 TEŞEKKÜR ………………………………………………………………………………….3 KISALTMALAR …………………………...………………………………………………..4 RESİMLER,ŞEKİLLER …………………...……………………………………………….5 TABLOLAR…………………………………….…………………………………………….6 1-GİRİŞ………………………………………………………………………………………..7 2-GENEL BİLGİLER………………………………………………………………………..8 3-MATERYAL METOD………………………………………………………………...….29 4-BULGULAR…………………………………………………………………………….....33 5-TARTIŞMA…………………………………………………………………………...…...46 6-SONUÇ…………………………………………………………………………………….54 7-ÖZET………………………………………………………………………………………55 8-SUMMARY……………………………………………………………………………….56 9-KAYNAKLAR……………………………………………………………………………56 10-EKLER…………………………………………………………………………………..61 2 TEŞEKKÜR: ‘Ne başarırsanız başarın size yardım eden birisi mutlaka vardır’ ‘Athea Gibson’ Tüm asistanlığımda hem bu tezin yazılması hem de diğer konularda bana yardımı dokunan veyahut emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür etmek isterim. Öncelikli olarak hocamıza hem bize bir ağabey gibi davranıp hem de tüm konularda üstümüzde çok emeği olan Doç.Dr. Turhan Çaşkurlu’ya tez konusunun belirlenmesi (literatürde bu özellikteki tek çalışma olması nedeni ile) ve sonrasındaki katkıları için, yine hem asistanlığım hem tez çalışmam sırasında bana katkıları çok olan Başasistanımız Dr.Cenk Gürbüz’e, tüm uzmanlarımız ve asistan arkadaşlarıma, Dâhiliye kliniğinden Doç.Dr. Mehmet Uzunlulu’ya, Aile hekimliğinden Dr.Ayşegül Korur’a Biyolog Öznur Yıldırım’a ve Biyokimya uzmanı Dr.Alev Orhun’a en derin saygılarımı sunarak teşekkür etmek isterim. KISALTMALAR: ATP III: Adult Treatment Panel 3 TEKHARF: Türk erişkinlerinde kalp hastalıkları ve risk faktörleri çalışması MS: Metabolik Sendrom ED: Erektil disfonksiyon DM: Diabetes mellitus SF-36:Kısa form -36 IIEF: Ereksiyon işlevi uluslar arası değerlendirme formu FSFI: Kadın seksüel fonksiyon indeksi HDL: High Density Lipoprotein LDL: Low Density Lipoprotein OGTT: Oral glukoz tolerans testi AKŞ: Açlık kan şekeri Kol: Kolesterol TG: Trigliserid DAB: Diastolik arter basıncı SAB: Siastolik arter basıncı SHBG: Seks hormon binding globulin RESİMLER,ŞEKİLLER: 4 Resim-1:Eber papirusu Resim-2: Kadın cinsel yanıtı için alternatif model Şekil-1: Penis anatomisi transvers kesit Şekil-2: Penis kanlanması Şekil3: Erkeklerde iki grup arasındaki verilerin karşılaştırılması Şekil-4:Erkeklerdeki metabolik sendromla ilgili verilerin karşılaştırılması Şekil-5: Her iki grup arasında testosteron düzeylerinin karşılaştırılması Şekil-6:Kadınlarda iki grup arasındaki verilerin karşılaştırılması Şekil-7:Kadınlarda her iki grup arasında metabolik sendrom kriterlerinin karşılaştırılması Şekil-8: Metabolik sendrom olan ve olmayan hastalarda seksüel fonksiyon değerlendirilmesi 5 TABLOLAR: Tablo-1: ATP III kriterleri: Tablo-2: Normal değerler: Tablo-3: Erkeklerdeki metabolik sendrom kriterleri ile ilgili tüm veriler: Tablo-4: Erkeklerde kronik hastalıkların karşılaştırılması: Tablo-5: Erkeklerde ED ciddiyetinin gruplara göre dağılımı: Tablo -6: Erkeklerde genel sağlık durumunun SF 36 formuna göre değerlendirilmesi: Tablo -7: IIEF skorunun ilişkili olduğu verilerin karşılaştırılması: Tablo-8: Kadınlardaki metabolik sendrom kriterleri ile ilgili tüm veriler: Tablo-9: Kadınlardaki seksüel disfonksiyon düzeyinin iki grup arasındaki karşılaştırılması: Tablo-10: Kadınlarda metabolik sendrom kriterlerinin karşılaştırılması: Tablo-11: Kadınlarda genel sağlık durumunun SF 36 formuna göre değerlendirilmesi: Tablo-12:Kadınlarda FSFI skorunun ilişkili olduğu verilerin karşılaştırılması: Tablo-13: Metabolik sendrom olan ve olmayan hastalarda seksüel fonksiyon değerlendirmesi: GİRİŞ 6 METABOLİK SENDROM son yıllarda önemi giderek artan yaygın bir problemdir. Önemli oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Adult Treatment Panel III (2001) de belirtilen açlık plazma glukozu, abdominal obezite (bel çevresi olarak), trigliserid - HDL kolesterol düzeyi ve kan basıncını içeren kriterlerin 3 ya da daha fazlasının olması ile o insana MS tanısı konulur. Türkiye de yakın zamanda yapılan çok merkezli bir çalışmada (METSAR 2004) erkeklerde %28 kadınlarda % 39,6 ortalama %35 oranında olduğu gösterilmiştir(1). Son yıllarda erkek ve kadın cinsel fonksiyonları üzerine metabolik sendromun etkileri konuşulmaya başlanmıştır (2,3,4). Erektil disfonksiyon sürekli ya da tekrarlayıcı olarak erkeklerde seksüel birleşmeyi sağlayacak düzeyde sertleşmeyi sağlayamama ya da sürdürememe durumudur (5). Türkiye ‘deki erektil disfonksiyon prevelansı %69,2 olarak bildirilmiştir (5,6). Türkiye ‘deki erektil disfonksiyon prevelansı ise metabolik sendrom olanlarda % 74 olarak gösterilmiştir (7). Şu ana kadar metabolik sendrom ve seksüel disfonksiyon arasındaki ilişki kabul gören bir durum olmasına rağmen bir çok yönüyle halen aydınlatılmaya muhtaçtır. Özellikle kadınlardaki seksüel disfonksiyon son dekatın ilgi çekici konusudur. Kadın seksüel disfonksiyonu henüz erkeklerdeki kadar araştırılmadığı gibi; konunun ilgi alanına girmesi erkek seksüel disfonksiyonundaki ilerlemeler sayesinde olmuştur. Kadınlarda metabolik sendrom ve seksüel disfonkisyon ilişkisi pek az bilinmektedir (8). Biz de hastanemize müracaat eden ve metabolik sendrom tanısı alan erkek ve kadın hastalarda seksüel disfonksiyonu araştırmayı amaçladık ve metabolik sendromlu hastaların verilerini metabolik sendromu olmayan kontrol grubunun verileriyle karşılaştırdık. GENEL BİLGİLER 7 1-METABOLİK SENDROM: a. Metabolik Sendrom Tanımı: Metabolik sendrom patofizyolojisinde insülin direncinin merkezi rol oynadığı, birçok metabolik anormalliklerin aynı bireyde toplanması ile ortaya çıkan ve aterosklerotik kardiyovasküler risk faktörleriyle yakından ilişkili olan kompleks bir sendromdur. b.Metabolik Sendromun Sınıflandırılması: Metabolik sendromun giderek artan prevalansı, sendromun klinik olarak daha iyi anlaşılması ve tedavi edilmesi için tanımlanması ihtiyacını doğurmuştur. Ulusal Kolesterol Eğitim Programı (NCEP) 2001 Erişkin Tedavi Paneli (ATP) III raporuna göre; metabolik sendrom tanı kriterlerinden en az üçünün bulunması ile tanı konur Tablo -1:ATP III kriterleri(10): Bel çevresi Kadınlarda>88 cm Erkeklerde >102 cm Trigliserid >150mg/dl HDL Kadınlarda<50 mg/dl Erkeklerde<40mg/dl Kan Basıncı >130/85 mmHg veya üç aydan önce tedavi edilmiş hipertansiyon Açlık kan >110 mg/dl şekeri Son Yıllarda Metabolik sendromun değerlendirilmesi ve tanısı ile ilgili değişik birlikler ve topluluklarca farklı kriterler geliştirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü(WHO), Avrupa İnsülin Direnci Çalışma Grubu (EGIR), Amerikan Klinik Endokrinologlar Birliği (AACE) ve Uluslararası Diabet Birliği (IDF) tarafından metabolik sendrom tanısı için farklı kriterler de geliştirilmiştir(11,12).Bununla beraber en sık kullanılan ATP III kriterleridir. c.Metabolik Sendrom Epidemiyolojisi: 8 Metabolik Sendrom 2000’li yılların epidemisi olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde farklı çalışmalar yapılmış olmakla birlikte en etkin çalışmanın Türkiye Metabolik Sendrom Araştırması (METSAR) olduğnu söyleyebiliriz. 2004 yılında yapılan METSAR sonuçlarına göre 20 yaş ve üzerindeki erişkinlerde Metabolik Sendrom sıklığı %35 olarak saptanmıştır. Bu araştırmada kadınlarda Metabolik Sendrom sıklığı erkeklere göre daha yüksek bulunmuştur(kadınlarda %41, erkeklerde %28,8). Yaşın ilerlemesi ile birlikte Metabolik Sendrom sıklığı artar. 20-29 yaş grubunda yüzde 10’lar civarında seyreden risk, 30-39 yaş grubuna gelince yüzde 30’lara çıkar. 40-49 yaş grubunda her iki kişiden biri Metabolik Sendrom tanımına uymaktadır. Sonraki yaş gruplarında ise yüzde 60’lar civarında görülme oranı vardır. Yaş grupları tablosu ayrıntılı değerlendirildiğinde, kadınların erkeklere göre daha az risk altında olduğu yaşlar sadece 20-29 yaşlarıdır. Zaman ilerledikçe risk oranları kadınların aleyhine gibi gözlenmektedir(1). Metabolik Sendrom sıklığı ilerleyen yaş ve vücut ağırlığı artışı ile artmakta aynı zamanda kullanılan kriterler ve incelenen toplumlara göre de değişkenlik göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 20 yaş ve üzeri kişilerde Metabolik Sendrom sıklığı %27 bulunmuş Metabolik Sendrom sıklığının kadınlarda daha hızlı olmak üzere artmakta olduğu saptanmıştır( 13). Geniş kapsamlı diğer bir çalışma olan “Türkiye’de Erişkinlerde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri Sıklığı (TEKHARF)” çalışmasında ise Metabolik Sendrom sıklığı 30 yaş ve üstü erkeklerde % 28, kadınlarda %45 olarak tespit edilmişti(14). TEKHARF ve Türk Kalp Çalışması’nda Metabolik Sendrom bileşenlerinden biri olan HDL kolesterol düzeylerinin Türk halkında düşük olduğuna dair veriler elde edildiği bildirilmiştir. METSAR’da ise erişkin toplumumuzda HDL kolesterol ortalaması 49 mg/dl bulunmuştur. Metabolik Sendrom ABD’de ortalama olarak populasyonun %24’nü etkilemektedir. ABD’de 3. Ulusal Sağlık ve Beslenme Taraması (NHANES III) kriterlerine göre 47 milyon bireyde Metabolik Sendrom mevcuttur ve bu kişilerin %44’ü de 50 yaş ve üstü gruptadır( 13). Toplumun hareketliliğine ve yeme biçimine göre oranlar değişebilmektedir. Metabolik Sendrom sıklığı yaşam stili ile çok yakın bir ilişki göstermektedir. d. Metabolik Sendromda Koruyucu Önlemler ve Tedavi : Metabolik sendrom koruyucu önlemlerinin ve tedavisinin esas amacı koroner arter astalığına bağlı gelişecek morbidite ve mortalitenin önlenmesidir. Korunma, kişişel bakım; Metabolik sendromlu kişilerde ortaya çıkabilecek ciddi hastalıkların gelişimini önlemek için şunlara dikkat etmek gerekmektedir; -Sağlıklı beslenme: Bol, bol sebze meyve yenmeli, kırmızı et yerine balık veya beyaz et tercih edilmeli, çok pişirilmiş yiyecekler yenilmemeli. -Hareket etmek, egzersiz yapmak: 9 - Düzenli kontrol: Kan basıncı ve kolesterol düzeylerin takibi -Kilo vermek: - Sigarayı bırakmak: Sigara içmek koroner arter hastalığı gelişmesi riskini arttırır -Lifli besinlerle beslenmek: meyve, sebzele ve lifli gıdalarla beslenmek İlaç tedavisi: - Lipid bozukluklarının tedavisi; Statinler, nikotinik asit ve benzeri ilaçlar kullanılmaktadır. - Glisemi Tedavisi; İnsülin direncinin tedavisinde oral antidiabetikler ve gerekirse insülin preperatlarının kullanılmasının uzun süreli glukoz regulasyonunda faydalı olduğu sonucuna varılmıştır(15). -Hipertansiyon kontrolu; Hastanın kan basıncını normal düzeyde tutacak başta ACE (Anjiotensin converting enzim) inhibitörleri, olmak üzere, AARB (Anjiotensin reseptör blokeri, Beta bloker, kalsiyum kanal blokerleri klinik gerekliliğe göre düzenlenmektedir. 2-EREKTİL DİSFONKSİYON 10
Description: