ebook img

Melamilik ve Bektaşilik PDF

198 Pages·1975·13.432 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Melamilik ve Bektaşilik

ANKARA ÜNIVERSITESI ILAHIYAT FAKÜLTESI YAYINLARI (cid:9) 125 (cid:9) Prof. Dr. CAVİT SUNAR MEIİ M İ L İ K VE BEKTA Şİ L İ K ANKARA ÜNIVERSITESI ILAHIYAT FAKÜLTESI YAYINLARI 125 Prof. Dr. CAVİT SUNAR MEML İ K VE BEKTA Ş IL İ K Biz maarif tacıyız, iklim-i dil sultan:3,1z Yol biziz, erkan biziz, devran biziz, dem biziz. Kadrimiz takdir-i Hak'tır, kim inkar eylemiş? Stireta adem çok amma Hazret-i Âdem biziz. C. Sunar ANKARA ÜNIVERSITESI BASIMEV İ .ANKARA-1975 Bu Kitabı vefâkâr eşim Neriman Sunar'a armağan ediyorum. IÇINDEKILER Bir Şiir (cid:9) 6 Ön Söz (cid:9) 7 A (MELAMİ Lİ K) I—Melâmiliğin Mahiyeti (cid:9) 14 II— Melâmet Usulü (cid:9) 14 III— Tevhitler (cid:9) 16 IV— İttihad Makamları (cid:9) 17 B (BEKTAŞILİK) I—Bektâş ilik ve Felsefesi (cid:9) 20 II— Bektâşilikte Bellibaşlı Merasimler (cid:9) 69 III— Bektâşiliğin Desturu ve Düsturu (cid:9) 104 IV— Birkaç Ses Birkaç Nefes (cid:9) 113 Ek Notlar 1—Ön Söz Ek Notları (cid:9) 126 2—Melâmilik Ek Notları (cid:9) 128 3—Bektâş ilik ve Felsefesi Ek Notları (cid:9) 131 4—Bektâşilikte Bellibaşlı Merasimler Ek Notları (cid:9) 160 5—Bektâştliğin Desturu ve Düsturu Ek Notları (cid:9) 180 6—Birkaç Ses Birkaç Nefes Ek Notları (cid:9) 181 7—Bibliyografya (cid:9) 195 Kim ki ünsiyyet eder irfan ile irfan olur Kesb-i insâniyyet eyler sâhib-i vicdan olur Suret-i insanda hayvanlardan eyle ictinâb Cahil-ü nâdân ile hemhâl olan nadan olur Ahd edüb insanı bul insanla düş insanla kalk Mutlaka bu hali ihraz eyleyen insan olur Doğruluktan inhiraf etme edib ol ârif ol Malik-i râh-i hakikat mazhar-ı iymân olur Ey (Harabi) daima rind-ü harâbât zümresi Böyle makbül-i Cenab-ı Hazret-i Sübhân olur. 6 (Ön Söz) Islâmda meydana gelen (Tarikat)lar, aslında, yine Islami olan (Tasavvuf) yolunun, özellikle, pratik yönünü teşkil ederler. Btı tarikat- ların hepsinin esası da islâm dîninin (Tevhid) kavramı, Tasavvuf fel- sefesinin (Vandet-i Vücud) görüşüdür. Vandet-i Vücut, aslında, Şark'ın en eski felsefesidir ve Şark'ın ken- dine has görüş ve düşünüşünün sonucudur. İlkten Turan'da görülen bu çeşit görüş ve düşünüş, bazı ufak değişikliklerle, Hindistan'a; ora- dan Çin'e ve eski Akad, Sümer, Asûr ve Keldan diyarları vasıtasiyle İran'a, Çin'e, Mısır'a; oradan da Finike'ye, Yunanistan'a atlamış, daha sonra da Iran ve Yunan kanalları ile Abbasilerin ilk devirlerin- de Arab topraklarına geçerek Tasavvuf felsefesinde tek bir (Ilahi Vü- cud) kavramı ile kaynaşıp birleşmiştir. Araplar, (Tevhid) fikrini bile pek yadırgadıklarından (Vandet-i Vücud) görüşüne de ısınamamışlardır. Bu yüzden de Tasavvuf'a Vah- det-i Vücud'a dair eser yazanlar, başta İbn Arabi olmak üzre bir kaç Arap büyüğü müstesna, çoğunlukla Türan'dan ve başka Irk ve mu- hitlerdendir. Tasavvuf'un en son gayesi (Tevhid)tir, yani Allah'ta (Fâni) ol- maktır. Tevhid üçtür: 1—(Lâ Ma'büde Illâllah). 2—(LA Maksûde 3—(Ila Mevctıde Illâllah). Asıl tevhid, (La Mevcüde illallah)tır. Çünkü, birinci tevhitte nef- s-i emmareye ait şirk; ikinci tevhitte de vücuda ait şirk vardır. Şu hâlde, insanın vücutta birlik yerine çokluk görmesi ve Allah'tan gayriye, ve özellikle, insanın kendine vücut vermesi doğru değildir. Çünkü, hayır 7 ve kemâlin mebdei vücuttur; şerrin ve noksanlığın menşei de ademdir, yokluktur. Hayır ve kemâl ise Allah'a ait olduğundan vücut ta Allah için sâbit olmuş olur. Şer ve noksanlık ise mümküne müteallik oldu- ğundan ademe, yokluğa raci olmuş olur. Bu da bize (Vandet-i Vücut) görüşünü vermiş olur. Başka bir deyişle, (Vandet-i Vücut), sonl'unun sonsuz'da yok ol- masıdır. Vücut, ancak, sonsuzdur ; sonlu olan, gelip geçici gölgelerden ibarettir. İslam Tarikatları'nın gayesi de vandet-i vücuttur, yani sırf tevhit- tir. Tarikat dilinde pek önemli birer terim olan (Sır) veya (Sırr'üs-Sır) işte bu sırf tevhitten ibarettir. Bu vandet-i vücut sırrı da sâliklere, talip- lere uzun ta'lim ve terbiye devrelerinden sonra yava ş yavaş ve ancak isti'datları derecesinde açıklanir. Çileler, seyr-ü sülüklar, sema'lar, er- kanlar, esmâlar, evradlar'dan maksat, hep bu sırrın yavaş yavaş anlatıl- masıdır. Bu sebeple de, Tarikatlarda Tâlib, genellikle, dört devreli bir öğ- retim ve eğitim'e tabi tutulur : 1—Nefy ve Ispat Devresi : Bu devre (Lâ ilâhe illallah) çekme dev- residir ki bu, cahil halka mahsus tevhittir. 2—Mahz Ispat Devresi : Bu devre (Illa Huu!) çekme devresidir ki bu okumuşlar (Havas) a mahsustur. 3—Fenafillah Devresi: Bu devre (Ya Hak!) çekme devresidir ki bu, üstün alimler (Havassın Havassı)e mahsustur. 4—Mutlak Fenâ Devresi : Bu devre en üstün alim ve ârif (Ahas)ler mertebesidir ki bu mertebede, artık, (Tâlib) yok, yalnız (Hak) vardır. Yani, (Tâlib ) artık (Hak) olmuştur. İslam Tarikatlarmın hepsinin gayesi vandet-i vücut olmakla be- raber bu görüşü en halis şekli ile temsil eden Tarikatlar, sadece, iki- dir : (Melâmilik) ve (Bektaşilik). Bundan ötürü de bu iki Tarikatta İbn Arabrnin (Kamil İnsan) nazariyesi en hâkim rolü oynar. Çünkü, insan mertebesi. (Hilafet) mertebesidir. Melâmilik ve Bektaş ilik Tarikatları ayni hakikati içermektedir- ler. Fakat, Bektâşiler, zevk için, bu hakikati fi'len, cismen de yapmış- lar ve bunun için de bazı usüller koymuşlardır. Ancak, dediğimiz gibi, her iki Tarikatta da esas ayni esastır, yani (İlmelyakin, -Aynelyakin, Hakkelyakin) teslisidir. 8 ilmelyakin, akla ait delilden hasıl olan ilimdir. Aynelyakin, müşahede ile hasıl olan ilimdir. Hakkelyakin, insanın bütünlüğü ile Allah'ta fâni olması ve Allah ile ilmen, şuhfiden ve halen baki kalmasıdır. Melâmilere göre fiillerin ve sıfatların hepsi Allah'a râci ve aittir ve vücut olarak ta yalnız Allah'ın vücudu vardır. Her şey Allah'ın vücudunda fânidir ve gerçek yolunun gayesi de AIlakh'ta fâni ve Allah ile baki olmaktır. Melâmilik, genellikle, üçe ayrılır: 1—Melâmiyye-i Kassâriyye ( Tarikat- ı Aliyye-i S ıddikıyye) : Bu, üçüncü hicri yüz yılda (Nişabûr) da zuhur etmiştir. Hamdun Kassar'a mensuptur. 2—Melâmiyye-i Bayrâmiyye ( Tarikat- ı Aliyye-i Bayramiyye) : Bu, dokuzuncu hicri yüz yılda Bolu'nun (Gönyök) kazasında zu- hur etmiştir. Emir Sikkini'ye mensuptur. 3—Melâmiyye-i Nitriyye ( Tarikat- ı Aliyye-i Nak şibendiyye) : Bu, on üçüncü hicri yüz yılda (Üsküp)te zuhur etmiştir; Seyyid Muhammed Nûr al-Arabi'ye mensuptur. İlk devre Melâmiliği başkanı olan Hamdûn Al—Kassaar'ın Tari- kat silsilesi şöyledir : 1—Hz. Muhammed. 2—Hz. Ebu Bekir 3—Habib b. Ma'zam Kureşi. 4—Muhammed b. Müslim. 5—Ebu İyad b. Mansûr 6—Fadl b. 'yaz 7—Feth b. Ali Al-Mûsili. 8—Ebi Hüseyn Sülem b. Hüsseyn Al—Barûsi, 9—Hamdun Al - Kassaar. İkinci devre Melâmileri (Bayrâmiyye) Melâmileridirler. Bunların başı da, Hacı Bayrâm'ın halifelerinden Emir Sikkini (Bıçakçı Seyyid Ömer Dede) dir. 9

See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.