Akademik Ara(cid:2)tırmalar Dergisi, (Journal of Academic Studies), Mayıs-Temmuz 2004, yıl 6, sayı 21, s.79-91. TÜRK ATASÖZLER(cid:3) ÜZER(cid:3)NE SENTAKT(cid:3)K B(cid:3)R (cid:3)NCELEME (A syntactic study on Turkish proverbs) Dr. Mustafa Altun* 1. Giri(cid:2) Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmi(cid:2) ve halka mal olmu(cid:2) kalıpla(cid:2)mı(cid:2) ifadelerdir1. Ço(cid:3)unlukla bir cümle biçiminde olu(cid:2)arak bir yargı anlatan, kimi zaman ölçü ve uyakla, söyleyi(cid:2) açısından daha etkili olmaya yönelen atasözleri2, fıkraya benzer fakat konu(cid:2)ma sırasında yeri gelmeden söylenemez. Atasözlerinin “düz konu(cid:2)madaki bazı söz kalıplarından farkları, onların birtakım ayırıcı nitelikte biçim ve içerik özelliklerindendir: kısalık, kesinlik, anlatımdaki aydınlık ve kuruluk gibi...”3 Atasözleri halk edebiyatının öteki türlerinde (örne(cid:3)in (cid:2)iir, masal, tekerleme ve bilmecede) rastladı(cid:3)ımız renklilik, çok anlamlılık, kaypaklık, kelime cambazlıkları vb. anlatım ve üslûp oyunlarından kaçınır.4 Yukarıda verilen tanımlara ra(cid:3)men atasözlerinin sınıflandırılması sırasında kimi kaynaklarda farklı yapıda atasözlerinin tasnif edildi(cid:3)i görülür. Kesin yargı bildirmeyen deyim ya da kalıpla(cid:2)mı(cid:2) söz grubu niteli(cid:3)indeki kelime gruplarının (zülf-i yâr, akıntıya kürek çekmek vb.) , din kaynaklı âyet ve hadislerin (Yarın ölecekmi(cid:2) gibi ibadet et, hiç ölmeyecekmi(cid:2) gibi çalı(cid:2); Veren el alan elden üstündür. [Hadis].), kime ait oldu(cid:3)u bilinen özdeyi(cid:2)lerin (Malı az olan de(cid:3)il, istekleri çok olan insan fakirdir.[Seneca]) atasözleri ba(cid:2)lı(cid:3)ı altında tasnife alındı(cid:3)ına rastlanılmaktadır. Bu konuda Ömer Asım Aksoy kendisinden öncekilerin tasnif hatalarını sıralamak suretiyle ele(cid:2)tirilerini ortaya koymu(cid:2)tur5. Ancak o da bu ele(cid:2)tirileri yaparken benzer bir hataya dü(cid:2)mü(cid:2) gibidir6. * Sakarya Üniversitesi E(cid:3)itim Fakültesi Türkçe E(cid:3)itimi Bölümü 1 Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, 1988, 8. Baskı, s. 155. 2 Do(cid:2)an Aksan, Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim, TDK, Ankara, 1990, III., s.40. 3 Pertev Naili Boratav, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Gerçek Yayınevi, (cid:4)stanbul, 1988, s.118. 4 Pertev Naili Boratav, aynı eser, s. 118. 5 Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlü(cid:4)ü I, (cid:4)nkılâp “Kitabevi, (cid:4)stanbul, 1993, 7. baskı, s.56- 101. 6 Ömer Asım Aksoy da öncekileri kuralsızlıkla, tutarsızlıkla ele(cid:2)tirmesine ra(cid:3)men “kuralla belirtilemez” bir havadan bahsederek bir anlamda atasözlerinin tasnifini ki(cid:2)ilerin insafına bırakmaktadır: Ömer Asım Aksoy, aynı eser, s.102 “Atasözlerinde ve deyimlerde, saydı(cid:2)ımız niteliklerden, verdi(cid:2)imiz kesin ölçülerden ba(cid:3)ka kuralla belirtilemez bir hava, bir deyi(cid:3) güzelli(cid:2)i ve soylulu(cid:2)u vardır. Bu havadan, bu güzellik ve 79 Atasözlerinin Türk dili tarihi içindeki seyrine bakılırsa, (cid:2)u adlarla kar(cid:2)ılandı(cid:3)ını görürüz: Göktürk ve Uygur dilinde “sav”, Hakaniye dilinde Arapçanın tesiri ile “mesel”, O(cid:3)uz sahasında “mesel, durûb-ı emsâl, darb-ı mesel, atalar sözü, ata sözü”, Yakutçada “xohono” Tobollarda “takmak”, Altayca Tuvacada “ülgerocak”, Sagaylarda “takpak”, Ka(cid:2)larda, Kızıllarda, Koybollarda “söpsek”, Çuva(cid:2)larda “comak, oranlama, samah”, Kazancada “eski söz”, Kırımcada “kartlar sözü, hikmet” Do(cid:3)u Türkistan’dan Kırım’a uzanan sahada “makal”, Do(cid:3)u Türkistan’da “tabma, ulular sözü”, Kerkük a(cid:3)zında “darb-ı kelâm, emshal, cümle-i hikemiyye, deme, deyi(cid:2)et, eskiler sözü”, Anadolu a(cid:3)ızlarında “deyi(cid:2)et, ozanlama”.7 3. Atasözlerinde Sentaktik Yapı Sentaktik incelemelerin ana konusu cümledir. Cümle genellikle en az bir yüklemden olu(cid:2)an ve yargı bildiren kelimeler dizisi olarak tanımlanır. Ancak kelimeler ço(cid:3)unlukla daha küçük yapılar halinde bir araya gelerek üst yapıyı olu(cid:2)tururlar. Bu küçük yapılara kelime grupları adı verilir. Atasözleri, kimi tasniflerde yargı bildirmeyen ve yüklemi olmayan örneklere rastlansa da8, ço(cid:3)unlukla cümlelerden olu(cid:2)ur. Buna ra(cid:3)men Türk atasözleri ile ilgili yaptı(cid:3)ımız bibliyografik ön çalı(cid:2)mada sentaktik açıdan az sayıda çalı(cid:2)manın yapıldı(cid:3)ı tespit edilmi(cid:2)tir9. Bu çalı(cid:2)maların ya yüzeysel bir inceleme oldu(cid:3)u ya da sentaktik alanın sadece belirli bir alanı üzerine kuruldu(cid:3)u söylenebilir. Bu durum atasözleri üzerine çalı(cid:2)anların ço(cid:3)unlu(cid:3)unun halkbilimci ya da edebiyat incelemecisi olmasına ba(cid:3)lanabilir. Bu sebeple kitap ya da makalelerin büyük bir kısmını halk a(cid:3)zından ya da metinlerden derlemeler olu(cid:2)turmaktadır. Atasözlerini cümle yapıları yönünden inceleyenler, derin bir tasnife ve çözümlemeye gitmeksizin belirgin özellikleri vermekle yetinmi(cid:2)lerdir. Taradı(cid:3)ımız incelemeler içinde soyluluktan yoksun olan sözler, kurallara, ölçülere uygun görünseler de gerçek atasözü ve deyim de(cid:2)ildirler. Gerçek olanlarla olmayanları ayırt edebilmek için onlarla çok u(cid:2)ra(cid:3)mak, yo(cid:2)rulup kayna(cid:3)mak, onların büyülü inceliklerini sezecek bir “sa(cid:2)duyu” kazanmı(cid:3) olmak gerekir.” 7 Bkz. Aydın, Oy, “ Atasözü”, TDV (cid:2)slâm Ansiklopedisi, IV, s.44 ve (cid:3)ükrü Elçin, Türk Halk Edebiyatına Giri(cid:3), Kültür ve Turizm Bakanlı(cid:2)ı, Ankara, 1986, s.623-624. 8 Nerde ana, orda çocuk; Önce can, sonra canan; Ata arpa, yi(cid:2)ide pilav; A(cid:3) tuz ile, tuz oran ile; Ya(cid:2)mur yel ile, dü(cid:2)ün el ile. 9 1. Burdurlu, (cid:4)brahim Zeki, “Atasözlerimizin Cümle Yapıları”, Türk Dili, XVI, 187 (Nisan 1967), 508- 513. 2. Burdurlu, (cid:4)brahim Zeki, “Atasözlerimizin Cümle Yapıları”, Türk Dili, XVI, 188 (Mayıs 1967), 629- 634. 3. Aydın Oy, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, (cid:4)(cid:2) Bankası Yayınları, (cid:4)stanbul, 1972, s.91-96. 4. Uzun, Nadir Engin, Atasözlerinin Kısalı(cid:3)ı ve Dilbilimsel Eksilti Sorunu”, AÜ Dil-Tarih Co(cid:4)rafya Fakültesi Dergisi, Ankara, 1990, say 33, s.141-150. ((cid:4)lk iki makale ile ilgili olarak Aydın Oy, 3. kaynak olarak gösterdi(cid:3)imiz kitabında yetkin bir tasnifin olmadı(cid:3)ından yakınmaktadır.) 80 yüzeysel ancak derli toplu bir tasnif olması bakımından Aydın Oy’un tasnifini alıntılamayı uygun gördük10: Aydın Oy cümle yapıları yönünden atasözlerini yedi ana grupta toplamı(cid:2)tır11: 1. Ayrı ayrı basit cümleli iki atasözü arka arkaya sıralanmı(cid:4), iki cümleli tek bir atasözü olmu(cid:4)tur: Bekar gözü ile kız alma, gece gözü ile bez alma. 2. Tek bir fiille bitti(cid:2)i, bir basit cümle imi(cid:4) gibi göründü(cid:2)ü halde gizli sıra cümle diye adlandırabilece(cid:2)imiz karakterde olan atasözlerimiz vardır: Abdal tekkede, hacı Mekke’de bulunur. 3. Birinci cümlelerin fiilleri korunarak ikinci cümlelerin fiilleri atılmı(cid:4), bir çe(cid:4)it devrik sıra cümleler meydana gelmi(cid:4)tir: Açın amanı olmaz, tokun imanı. 4. Bir yanı olumlu, bir yanı olumsuz iki yarı basit cümle, yanyana gelerek sıra cümleli bir atasözünü meydana getirmi(cid:4)tir: Acıyan uyumu(cid:2), acıkan uyumamı(cid:2). 5. Bir yanı asıl yargıyı yüklenen, di(cid:2)er yanı onu peki(cid:4)tiren veya açıklayan, yahut birinin devamı olan cümlelerden olu(cid:4)an sıralı cümleli atasözlerimiz vardır: Aç ile arkada(cid:2) olma, yemem der de sömürür. 6. Tam bir sıralama yolu ile ayrı ayrı basit cümlelerden olu(cid:4)an sıra cümleli atasözleri: Aç koyma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin. 7. Sayıca az olmakla birlikte bir takım atasözlerimiz de soru cümleleriyle kurulmu(cid:4)tur: Bu(cid:3)day ekme(cid:3)in yoksa bu(cid:3)day dilin de mi yok? Aydın Oy’un tasnifi kendi içinde tutarlı olmakla birlikte dilbilgisi ba(cid:3)lamında yeterli görülmemektedir. Biz, yapı bakımından cümle tasnifini bu ba(cid:3)lam içinde ele almaya ve atasözlerini sınıflandırmaya çalı(cid:2)tık. Atasözü örneklerini Metin Yurtba(cid:2)ı’nın “Sınıflandırılmı(cid:2) Türk Atasözleri” kitabından aldık12. Yapılarına göre cümle tasnifinde 1997-1998 ö(cid:3)retim yılında Prof. Dr. Muhammet Yelten tarafından verilen Türkiye Türkçesinde Cümle Türleri adlı doktora dersinde de(cid:3)i(cid:2)ik dilbilgisi kitaplarını, cümle yapılarını ele alı(cid:2)ları bakımından kar(cid:2)ıla(cid:2)tırmak suretiyle ortaya çıkardı(cid:3)ımız tasnifi esas kabul ettik13. Tasnifimizde bu kar(cid:2)ıla(cid:2)tırmaları da göz önüne alarak taradı(cid:3)ımız dilbilgisi kitaplarındaki farklılıkları vermeye çalı(cid:2)tık. 10 Bu konuda oldukça iddialı görülen Ömer Asım Aksoy’un kitabındaki incelemenin bu yönden eksik oldu(cid:3)unu söylemek gerekir. Aksoy, belirli bir sıra numarası vermeksizin ve ayrı bölüm ayırmaksızın “Eksiltili Atasözleri” ve “Atasözlerinde Devrik Cümle” ba(cid:2)lıkları altında birer cümlelik açıklamanın ardından atasözleri örneklerini sıralamı(cid:2)tır. Ömer Asım Aksoy, aynı eser, s.26-27. 11 Aydın Oy, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, (cid:4)(cid:2) Bankası Yayınları, (cid:4)stanbul, 1972, s.91-96. 12 Metin Yurtba(cid:2)ı, Sınıflandırılmı(cid:2) Türk Atasözleri, Özdemir Yayıncılık, Ankara, 1994. 13 Bu kar(cid:2)ıla(cid:2)tırma çalı(cid:2)masında Muharrem Ergin, Tahsin Banguo(cid:3)lu, Tahir Nejat Gencan, Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, ve Kaya Bilgegil’in dilbilgisi kitapları incelenmi(cid:2)tir. 81 3.1. Basit Cümle Basit cümle, tek yargılı ve tek yüklemli cümle olarak tanımlanır. Taradı(cid:2)ımız hemen bütün dilbilgisi kitapları farklı terimler kullanmakla birlikte benzer bir tanımda bulu(cid:4)maktadırlar: Muharrem Ergin14, Tahsin Banguo(cid:2)lu15 ve Kaya Bilgegil’de16 “basit cümle”, Hikmet Dizdaro(cid:2)lu17, Vecihe Hatipo(cid:2)lu18 ve Fuat Bozkurt’ta19 “yalın tümce”, Tahir Nejat Gencan’da20 “yalınç tümce” terimleri kullanılmaktadır. Yukarıdaki tanıma uygun atasözü örneklerinde genellikle kısa ve özlü ifadelere rastlanır. Yasaklayıcı, ikaz edici örnekler genellikle bu yapıda ifade edilir. (cid:4)(cid:2) insanın aynasıdır. Hırlamanın ölüme faydası yok. Yokluk ta(cid:2)tan katıdır. Dostun dü(cid:2)manlarından çok olsun. (cid:4)ki emini bir yemin aralar. Tatlı dil yılanı deli(cid:3)inden çıkarır. Yan(cid:2)a(cid:3)ın belini sa(cid:3)ır büker. Tencere kapa(cid:3)ıyla kaynar. El o(cid:3)lu adamı gözüyle yer. Her a(cid:3)aca dayanılmaz. Mürai sözüne kanma. Mezar ta(cid:2)ı ile övünülmez. Üzüm çöpsüz olmaz. Nezaket para ile satılmaz. El uzatılan yere dil uzatılmaz. Yol sormakla bulunur. 3.2. Birle(cid:3)ik Cümle Birle(cid:4)ik cümle birden fazla yüklemi ve yargıyı kapsayan cümle yapılarına verilen addır. Dilciler arasında bu konuda ihtilaf vardır. Mesela Muharrem Ergin, (cid:4)artlı birle(cid:4)ik cümle ile ki’li birle(cid:4)ik cümle, buna ilave olarak da iç içe birle(cid:4)ik cümleden bahsederek a(cid:4)a(cid:2)ıda sıralayaca(cid:2)ımız “giri(cid:4)ik birle(cid:4)ik cümle” tasnifini kabul etmemektedir21. Hikmet Dizdaro(cid:2)lu ise “bile(cid:4)ik tümce” adı altında giri(cid:4)ik tümce, kayna(cid:4)ık tümce, ko(cid:4)ul tümcesi ilgi tümcesi ve katmerli bile(cid:4)ik tümce olmak üzere olarak be(cid:4) cümle yapısından bahseder22. Vecihe Hatipo(cid:2)lu birle(cid:4)ik tümceyi “ba(cid:2)laçlı, dilekli, ko(cid:4)ullu, ilgeçli, olumsuzluk ko(cid:4)açlı, sorulu, ikilemeli ve 14 Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bo(cid:3)aziçi Yayınları, (cid:4)stanbul, 1985, 15. Baskı., s. 404. 15 Tahsin Banguo(cid:3)lu, Türkçenin Grameri, TDK, Ankara, 1986, 2. Baskı, s.523-546 16 Kaya Bilgegil , Türkçe Dilbilgisi, Dergâh Yayınları, (cid:4)stanbul, 1984, s.73. 17 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, Tümcebilgisi, TDK, Ankara, 1976, s.187. 18 Vecihe Hatipo(cid:3)lu, Türkçenin Sözdizimi, TDK, 1972, s.145. 19 Fuat Bozkurt, Türkiye Türkçesi, Cem Yayınevi, (cid:4)stanbul, 1995, s.324. 20 Tahir Nejat Gencan, Dilbilgisi, TDK, Ankara, 1966, s.81. 21 Muharrem Ergin, aynı eser, s. 404-407. 22 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.193-222. 82 kalıpla(cid:4)mı(cid:4) yan tümceler” olarak ayrımlar23. Tahir Nejat Gencan, bile(cid:4)ik tümce olarak yalnızca fiilimsilerle yapılan giri(cid:4)ik tümceyi ve ko(cid:4)ul tümcesini ele almakta, ki’li cümleyi de “ki ile ba(cid:2)lı önermeler” ba(cid:4)lı(cid:2)ıyla incelemektedir.24. Fuat Bozkurt, birle(cid:4)ik tümceyi 10 ana ba(cid:4)lıkta toplar: sıralı, ba(cid:2)lı, ki ba(cid:2)laçlı, ilgeçli, soru ekli, de(cid:2)il ko(cid:4)açlı, içiçe, ko(cid:4)ullu bile(cid:4)ik tümceler ve eksik tümce ile arasöz25. 3.2.1. Giri(cid:3)ik Birle(cid:3)ik Cümle Giri(cid:4)ik birle(cid:4)ik cümle terimi fiilimsi ya da eylemsi diye adlandırılan isimfiil, sıfatfiil ve zarffiil gruplarını içine alan bir cümle yapısıdır. Ancak bu konuda de(cid:2)i(cid:4)ik görü(cid:4)ler söz konusudur. Bu yapılarda temel cümlenin dı(cid:4)ında bir yüklemin varlı(cid:2)ı kimilerince kabul edilmezken26, kimi dilcilerce bu yapı birle(cid:4)ik bir yapı olarak kabul edilmektedir27. Buna göre birinci görü(cid:4) bu yapıyı “basit cümle” içine almakta, ikinci görü(cid:4) ise “birle(cid:4)ik cümle” olarak sınıflandırmaktadır. Tahsin Banguo(cid:2)lu “karma(cid:4)ık birle(cid:4)ik cümle28”, Vecihe Hatipo(cid:2)lu “giri(cid:4)ik tümce29”, Kaya Bilgegil ise “giri(cid:4)ik bile(cid:4)ik cümle30” adı altında yan cümlesi fiilimsi olan cümleleri ayırarak ikinci görü(cid:4)ü tercih etmi(cid:4)tirler. Ne(cid:4)e Atabay, Sevgi Özel ve Ayfer Çam’ın ortak kitaplarında ise, “ortaç ve eylemliklerin” dı(cid:4)ında sadece “ulaç”lardan kurulu cümlelerin “giri(cid:4)ik tümce” olabilece(cid:2)i ifade edilmi(cid:4)tir31. 3.2.1.1. Giri(cid:3)ik Birle(cid:3)ik Cümle-(cid:2)simfiil (cid:5)simfiil gruplarından olu(cid:4)an bu birle(cid:4)ik yapıda morfolojik açıdan bir tasnif yapılmaktadır. –mak, -ma ve –i(cid:4) isimfiil ekleri almı(cid:4) fiiller ve buna ba(cid:2)lı kelimelerin olu(cid:4)turdu(cid:2)u bu grup temel cümleye ba(cid:2)lanmak suretiyle birle(cid:4)ik cümle yapısını olu(cid:4)turur. Dünyaya aldanmak delilik demektir. Bir defa görmek bin defa okumakdan ye(cid:3)dir. Kötüye iyilik etmek, iyiye kötülük etmek gibidir. Domuzdan bir kıl çekmek kârdır. Per(cid:2)embenin geli(cid:2)i çar(cid:2)ambadan bellidir. Deve Kâbe’ye gitmekle hacı olmaz. 3.2.1.2. Giri(cid:3)ik Birle(cid:3)ik Cümle-Sıfatfiil Sıfatfiil gruplarından olu(cid:4)an bu yapıyla ilgili de iki farklı görü(cid:4) söz konusudur. Birinci görü(cid:4)e göre bunun örtük biçimde bir sıfat tamlaması oldu(cid:2)u ifade edilirken, ikinci görü(cid:4) her ne kadar ismin dü(cid:4)tü(cid:2)ü kabul edilse bile, ismin yer almadı(cid:2)ı bir kelime grubunun yükleme do(cid:2)rudan ba(cid:2)lanması dolayısıyla birle(cid:4)ik bir yapı olu(cid:4)turabilece(cid:2)i kanısını ta(cid:4)ır. 23 Vecihe Hatipo(cid:3)lu, aynı eser, s.146-152. 24 Tahir Nejat Gencan, aynı eser, s.85-95. 25 Fuat Bozkurt, aynı eser, s.327-353. 26 Muharrem Ergin, aynı eser, s.404. 27 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.193.; Tahir Nejat Gencan, aynı eser, s.85. 28 Tahsin Banguo(cid:3)lu, aynı eser, s.562-585. 29 Vecihe Hatipo(cid:3)lu, aynı eser, 153-154. 30 Kaya Bilgegil, aynı eser, s.74-86 31 Ne(cid:2)e Atabay, Sevgi Özel, Ayfer Çam, Türkiye Türkçesinin Sözdizimi, TDK, Ankara, 1981, s.109. 83 “Her (cid:2)eyi bilirim.” diyen hiç bir (cid:2)eyi bilemez. Arı kahrın çekmeyen balın kahrın ne bilsin. Her bilinen söylenmez. Sana ta(cid:2) atana sen a(cid:2)la dokun. Misafiri horoz olanın arpa kalmaz ambarında. Devlete yaranmı(cid:2) yoktur. Helal süt emmi(cid:2) ba(cid:2)kadır. 3.2.1.3. Giri(cid:3)ik Birle(cid:3)ik Cümle-Zarffiil Bu birle(cid:4)ik yapı ilk ikisine göre daha belirgin bir birle(cid:4)ik yapı görünümündedir. Çünkü zarffiil grupları temel cümleden ayırd edilebilecek bir durum sergilerler. Bu yapıları iki ayrı cümleymi(cid:4) gibi dü(cid:4)ünmek de mümkündür ve gerçekten farklı cümle seçeneklerine imkân verirler. Atasözlerinde bu yapıya ait örneklerin çoklu(cid:2)u dikkat çekmektedir. E(cid:2)e(cid:3)in kuvveti var diye iki ki(cid:2)i birden yüklenmemeli. Göçerim diye eksi(cid:3)in da(cid:3)ıtma. Her gördü(cid:3)ünü dost sanıp gizli sırrını söyleme. Hep kendin söyleyip meclise fütur etme. A(cid:3)aç meyvesi olunca ba(cid:2)ını a(cid:2)a(cid:3)ıya salar. Fakirlik pencereden girince a(cid:2)k bacadan kaçar. Ba(cid:2)ak büyüdükçe boynunu e(cid:3)er. Hareket olmadıkça bereket olmaz. Balı(cid:3)a giden dönmeden tava ate(cid:2)e konmaz. Çocuk çocu(cid:3)a bakarak a(cid:3)lar. Bezi daha kozada iken kızına koca arar. Kol kesilirken parmak acımaz. A(cid:3)aran varken kararana kim bakar? 3.2.2. (cid:4)art Cümlesi (cid:3)art cümlesi, birden fazla yüklemi zaman ve (cid:4)ahıs belirterek aynı yapıda birle(cid:4)tirmesi bakımından giri(cid:4)ik cümleden ayrılır. Ancak bu yapıyı olu(cid:4)turan ilk cümlenin ya da yan cümlenin –sa morfemi alması gereklidir. Tahsin Banguo(cid:2)lu (cid:3)art cümlesini “ola(cid:2)an ve olmayası (cid:4)art cümlesi” diye ikiye ayırır32. Onun tasnifi belirli bir (cid:4)artın açık oldu(cid:2)u cümlelerde do(cid:2)ruluk ta(cid:4)ır. A(cid:4)a(cid:2)ıdaki örneklere i(cid:4)levsel ve anlambilimsel açıdan bakıldı(cid:2)ında ise –sa morfeminin hemen her örnekte bir (cid:4)artı ifade etmedi(cid:2)i görülebilir. i. (cid:4)art (cid:2)fade Eden Cümleler Din yıkılmazsa, dü(cid:2)man yıkılmaz. 32 Tahsin Banguo(cid:3)lu, aynı eser, s.550-551. 84 Kurt bunalırsa a(cid:3)ıla varır, kul bunalırsa kula varır. Çok sevilirse çok “ah” edilir. Büyük büyüklü(cid:3)ünü bilmezse küçük küçüklü(cid:3)ünü bilmez. A(cid:2)kın var ise da(cid:3)lara dü(cid:2). Kaderinde varsa, ka(cid:2)ı(cid:3)ına o çıkar. Allah bir adamdan alırsa, yel götürür; sel götürür, el götürür. Varsa hünerin, vardır ba(cid:2) üstünde yerin. ii. Dilek, Temenni, (cid:2)kaz ve Ö(cid:5)üt (cid:2)fade Eden Cümleler Dost kazanırsan tut, dü(cid:2)man kazanırsan güt. (cid:4)nsan bilmedi(cid:3)ini aya(cid:3)ının altına alsa, ba(cid:2)ı gö(cid:3)e de(cid:3)er. Sakalda fayda olsaydı, keçi (cid:2)eyh olurdu. E(cid:2)e(cid:3)in boynuzu olsa, dünyada mahluk bırakmaz. Takdir ne ise, o olur. Dü(cid:2)man karınca gibi ise sen fil gibi san. Bir (cid:2)eyi murad etme, olduysa inad etme. Dünyayı sel bassa örde(cid:3)e vız gelir. Arabı bir batman sabunla yıkasalar yine a(cid:3)armaz. Altından çarık giysen gene de adı çarıktır. Borçlu olup dü(cid:2)mektense uyuz olup ka(cid:2)ınmak ye(cid:3)dir. Ne gelirse, silahtan gelir. Sabır hayırlıdır, tahammülü güç olmasa. 3.2.3. Ki’li Birle(cid:3)ik Cümle Bu cümle yapısı Türkçe cümle yapısına uygun olmamasına ra(cid:2)men Farsçanın etkisiyle cümle yapımıza girmi(cid:4)tir. Bu yapıda temel cümle ile yan cümle ya da cümleler yer de(cid:2)i(cid:4)tirmi(cid:4), temel cümle sonda olması gerekirken ba(cid:4)a getirilmi(cid:4)tir. Bu cümleleri Muharrem Ergin “ki’li birle(cid:4)ik cümle33”, Tahsin Banguo(cid:2)lu “ki ilinti cümlesi34” Hikmet Dizdaro(cid:2)lu “ilgi tümcesi35”, Vecihe Hatipo(cid:2)lu “ba(cid:2)laçlı yan tümce36”, Tahir Nejat Gencan “anlamca ba(cid:2)lı önermeler37”, Kaya Bilgegil “ki ba(cid:2)layıcıyla kurulan cümleler38”, Fuat Bozkurt “ki ba(cid:2)laçlı tümce39” ba(cid:4)lıkları altında incelemi(cid:4)tir. Fuat Bozkurt “ki ba(cid:2)lacının” kimi yerde “ki adılıyla40”, kimi yerde Türkçe kökenli “kim” sözcü(cid:2)üyle karı(cid:4)tırıldı(cid:2)ı noktasında ikazda bulunmu(cid:4)tur. 33 Muharrem Ergin, aynı eser, s.405-406. 34 Tahsin Ban(cid:3)uo(cid:3)lu, aynı eser, s.552-553. 35 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.216-220. 36 Vecihe Hatipo(cid:3)lu, aynı eser, s. 147-148. 37 Tahir Nejat Gencan, aynı eser, s.84. 38 Kaya Bilgegil, aynı eser, s.94-96. 39 Fuat Bozkurt, aynı eser, s.340-343. 40 “ki’li tümcelere ilgi tümcesi dendi(cid:3)i de oluyor. Anca bu ad do(cid:3)ru de(cid:3)ildir. Bunda ki ba(cid:3)lacı, ki ilgi eki (ya da adılı) ile karı(cid:2)tırılmı(cid:2)tır. Fuat Bozkurt, aynı eser, s.442. 85 Deli odur ki bir dü(cid:2)tü(cid:3)ü çukura bir daha dü(cid:2)er. Fırsat bir rüzgârdır ki bilinmez nerden eser. Deniz bir padi(cid:2)ahtır ki söz dinlemez. Bir söz söyler ki dirhemini yiyen köpek kudurur. “Ah!” deme ki dü(cid:2)manın “Oh!” demesin. Ölü kimdi ki mezara koyan kim olsun. Anaları ne ki danaları ne olsun. E(cid:2)e(cid:3)i sattık ki “Çü(cid:2)” demeden kurtulalım diye. Çi(cid:3) yemedim ki karnım a(cid:3)rısın. Ba(cid:2)a gelmedi ki ayak uslansın. 3.3. Sıralı ve Ba(cid:5)lı Cümle 3.3.1. Sıralı Cümle Birbirine biçimce ve anlamca ba(cid:2)lı olmadıkları halde ard arda sıralanan cümlelere verilen addır. Bu konuda Hikmet Dizdaro(cid:2)lu farklı bir görü(cid:4) dile getirerek ba(cid:2)lı cümleyi de içine alan “sıralı tümce” terimini kullanmaktadır. Buna göre sıralı tümce 4 grupta toplanmaktadır: ba(cid:2)ımsız sıralı tümce, ba(cid:2)ımlı sıralı tümce, açıklamalı sıralı tümce ve karma sıralı tümce41. Vecihe Hatipo(cid:2)lu da benzer bir ayrım yaparak iki tip sıralı cümle sıralar: “ba(cid:2)ımlı ve ba(cid:2)ımsız sıralı tümce42”. Ne(cid:4)e Atabay vd. de Hatipo(cid:2)lu’na benzer bir yakla(cid:4)ımla aynı terimleri kullanır43. Ba(cid:2) yarılır börk içinde, kol kırılır yen içinde. Çirkin bürünür, güzel görünür. Ana ben gidemem Bender’e, alı(cid:2)mı(cid:2)ım kaba dö(cid:2)ek mindere. Dünya dört kulplu tekne, ikisinden kadın tutar, ikisinden erkek. 3.3.2. Ba(cid:5)lı Cümle Yüklemi hem (cid:4)ahıs hem de zaman bakımından belirli olan ancak cümle ba(cid:2)layıcıları ve ortak ö(cid:2)eler yoluyla birbirine ba(cid:2)lı bulunan cümlelerden olu(cid:4)ur. Kaya Bilgegil “ba(cid:2)laçlarla” kurulu birle(cid:4)ik cümlelere “ba(cid:2)lı cümle” adını vermi(cid:4), kimi “ba(cid:2)fiil”lerin de ba(cid:2)lı cümle yapabilece(cid:2)ini ifade etmi(cid:4)tir, ancak verdi(cid:2)i dipnotta bu terimi “ö(cid:2)retimdeki temel gelenekten tamamen ayrılmamak için” kullandı(cid:2)ını, “esasta bunların da sıralı cümle” oldu(cid:2)unu eklemi(cid:4)tir44. 3.3.2.1. Biçimce Ba(cid:5)lı Cümle Birden fazla cümlenin arasında ortak ö(cid:2)e ve cümle ba(cid:2)layıcılarıyla biçim yönünden kurdu(cid:2)u birle(cid:4)ik bir yapıdır. 41 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.223-247. 42 Vecihe Hatipo(cid:3)lu, aynı eser, s.155-157. 43 Ne(cid:2)e Atabay vd., aynı eser. s.105-108. 44 Kaya Bilgegil, aynı eser, s.90. 86 A. Ortak Ö(cid:5)eli Ba(cid:5)lı Cümleler Birden fazla cümle arasında ö(cid:2)eleri bakımından ortak olan cümlelerdir. Hikmet Dizdaro(cid:2)lu “ba(cid:2)ımsız sıralı tümce” terimi altında bu cümle türünü tasnif etmi(cid:4)tir45. Ne(cid:4)e Atabay vd. ise bu tip cümleler için “ba(cid:2)ımlı sıralı tümce” terimini kullanmı(cid:4)tır46. i. Ortak Yüklemli El deliye, biz akıllıya hasret kaldık. (cid:4)t dala(cid:2)tan, bacı karda(cid:2)tan korkar. El a(cid:3)larsa gözünden, anam a(cid:3)larsa özünden a(cid:3)lar. Allah ilmi dileyene, malı diledi(cid:3)ine verir. Adam adama gerektir, tosba(cid:3)aya hanesi. Kar izi kapatır, ok gözü kapatır. ii. Ortak Özneli Güzeller adama çok i(cid:2) ederler, soyarlar, akıbet dervi(cid:2) ederler. Kavak uzaya uzaya gö(cid:3)e çıkmaz, tepesinden kuruma(cid:3)a ba(cid:2)lar. Ekmek bulamaz yeme(cid:3)e, itinin adını gümü(cid:2) koyar. iii. Ortak Tümleçli Ate(cid:2)e su at, barut atma. B. Cümle Ba(cid:5)layıcılarıyla Kurulan Ba(cid:5)lı Cümleler Belirli anlamlarla yüklü cümle ba(cid:2)layıcılarıyla yapılan ba(cid:2)lı cümlelerdir. Hikmet Dizdaro(cid:2)lu bu tasnife uymayan bir terimle bu cümleleri sınıflandırmı(cid:4) ve “ba(cid:2)ımlı sıralı tümce” terimini kullanmı(cid:4)tır47. Fuat Bozkurt ise “ba(cid:2)lı tümce” ba(cid:4)lı(cid:2)ı ile sadece “ba(cid:2)laçlarla” kurulu cümleleri ba(cid:2)lı cümle olarak kabul etmi(cid:4)tir48. i. Tezat ifade eden ba(cid:5)layıcılar Allah bilir ama kul da sezer. Da(cid:3)ların dumanı gider amma sevdalı ba(cid:2)ın dumanı gitmez. Hayvan savurdu, amma daneyi yele aldırdı. Manda karadır ama sütü beyazdır. Dost dosta mal ba(cid:3)ı(cid:2)lamaz, fakat do(cid:3)ru yol gösterir. Uluların sözü Kur’an’a girmez illa yanında durur. El insanın dü(cid:2)ünü azdırır da suyunu kızdırmaz. Hamurdan artar da çamurdan artmaz. (cid:4)ti mindere ça(cid:3)ırmı(cid:2)lar da “Bura benim yerim de(cid:3)il.” demi(cid:2). Keçi geberse de kuyru(cid:3)unu indirmez. 45 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.228-230. 46 Ne(cid:2)e Atabay vd., aynı eser. s.107-108. 47 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.233-239. 48 Fuat Bozkurt, aynı eser, 333-340. 87 Ölüsü olan gülmü(cid:2) de delisi olan gülmemi(cid:2). ii. Kar(cid:3)ıla(cid:3)tırma (cid:2)fade Eden Ba(cid:5)layıcılar Sanma ki hain berhüdar olur, ya katil, ya berdar olur. Boz atın yanında duran ya tüyünden çeker, ya huyundan. Deliyi ne döv, ne dövül. Ne dilenecek hali, ne zekat verecek malı var. Yavuz it ne kendi yer, ne bir kimseye yedirir. Arayan Mevla’sını da bulur, belasını da. Hem (cid:2)i(cid:2) ya(cid:3)lanmalı, hem kebap pi(cid:2)meli. Hem karnın doysun, hem yemek bütün kalsın. Hem çıplak, hem poyraza kar(cid:2)ı gider. Hasan dayının abası, kâh o(cid:3)lu giyer, kâh babası. Ha anan ölmü(cid:2), öksüz kalmı(cid:2)sın, ha baban. Allah kimine bal verir, parmak vermez, kimine parmak verir, bal vermez. Böyle efendinin böyle hizmetkârı olur. iii. Peki(cid:3)tirme (cid:2)fade Eden Ba(cid:5)layıcılar Densiz deveye binmi(cid:2) de “Ben Allah’ı gördüm.” demi(cid:2). Karde(cid:2)im olsun da kanlım olsun. Aya(cid:3)ımı yerden kessin de isterse e(cid:2)(cid:2)ek olsun. Tavuk kaza bakmı(cid:2) da kuyru(cid:3)unu yırtmı(cid:2). 3.3.2.2. Anlamca Ba(cid:5)lı Cümle Ortak ö(cid:2)e ya da cümle ba(cid:2)layıcıları olmaksızın anlam bakımından bir devamlılık gösteren birden fazla cümlenin kurdu(cid:2)u birle(cid:4)ik bir cümle yapısıdır. Göz bir penceredir, gönüle bakar. Kul çalı(cid:2)ır, Allah verir. Üç günlük seyisli(cid:3)i var, kırk yıllık gübre karı(cid:2)tırıyor. Deniz kadın gibidir, güvenmek olmaz. Korka(cid:3)ı fazla sıkı(cid:2)tırma, cesur olur. 3.4. Eksiltili Cümle Eksiltili cümle bir ya da birden fazla ö(cid:2)esi eksik olan cümle yapıları için kullanılan bir adlandırmadır. Bu cümle yapısını Hikmet Dizdaro(cid:2)lu ve Vecihe Hatipo(cid:2)lu “kesik tümce49”, Tahir Nejat Gencan “sözcük dü(cid:4)mesi50”, Fuat Bozkurt “eksik tümce51” terimleriyle kar(cid:4)ılamaktadır. A(cid:4)a(cid:2)ıda sıraladı(cid:2)ımız atasözü örnekleri ne derece eksiltili cümle yapısını yansıtmaktadır, tartı(cid:4)ılır. Çünkü eksiltinin oldu(cid:2)unun tespiti için öncelikle eksilti gerçekle(cid:4)meden önceki cümle durumunu bilmek gerekir. “Acaba eksik olan kelime ya da 49 Hikmet Dizdaro(cid:3)lu, aynı eser, s.274-281., Vecihe Hatipo(cid:3)lu, aynı eser, s.161-163. 50 Tahir Nejat Gencan, aynı eser, s.96-98. 51 Fuat Bozkurt, aynı eser, s.352-353. 88
Description: