El Kaidenin Libya Versiyonu: Libya İslami Mücadele Örgütü Emirhan Darcan* Giriş Terör örgütlerinin yetenek ve kabiliyetlerinin bilinmesi, eylem stratejisi ve sürdürmeyi hedefledikleri politikaların analiz edilmesi, örgütlerle mücadele stratejilerinin daha etkin şekilde belirlenmesinde ve çözüme yönelik uygula- maların çok boyutlu olarak hayata geçirilmesinde önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye’nin bölgesel ve politik olarak kuvvetli ilişkilerinin olduğu Libya’da 42 yıllık mevcut Libya Hükûmetinin devrilmesi ve yeni bir rejim kurulması amacıyla terör eylemlerinde bulunan Libya İslami Mücadele Örgütü (Libyan Islamic Fighting Group) incelenecektir. Mevcut internet ve yazılı kaynaklar ile Libya’da bulunan ve kendileriyle görüşme yapılmasını kabul eden yetki- lilerden edinilen yerel ölçekli bilgiler araştırmanın veri kaynağı olarak kulla- nılmıştır. Araştırmanın metodu ise; literatür taraması ve yetkililer ile yapılan mülakatlar olarak belirlenmiştir. Bu örgütün stratejilerini anlayabilmek amacıyla öncelikle örgütün kurul- masında rol oynayan etkenlerin iyi belirlenmesi ve iyi tahlil edilmesi gerekir. Bu amaçla ilk olarak terör örgütünün kuruluşu ve faaliyet yürüttüğü mekânsal bölgeye yer verilmiştir. 1. Libya’nın Genel Tarihsel Durumu Kaddafi Dönemi Yakın tarihsel süreç içinde Kaddafi donemi değerlendirildiğinde; Libya çok partili demokratik bir süreç ile hiç tanışmamıştır. Kral Idris’i darbe ile devire- rek 1969 yılında yönetimin başına geçen Muammer Ebu Minyar El-Kaddafi tarafından yönetim şekli olarak “İslami Sosyalizm” in benimsendiği iddia edilse de (www.alboraq.com, 2006), güncel hayatta sadece otoriter bir rejimin uygulandığı görülmektedir (Doğan, 2011). Kaddafi ideolojisinin temel dina miği Zawara Beyanı ve bu ideolojinin güncel yaşamdaki karşılığı, bir anlamda * Dr. Güvenlik Bilimleri Uzmanı, [email protected] 283 Terör ve Şiddet Sarmalında Orta Doğu ve Afrika yol haritası olan Yeşil Kitaptır. Ülkedeki Kaddafi rejimine muhalif terör faali- yetlerini anlamada bu beyan ve kitap yol gösterici olmaktadır. Kaddafi, “İslami Sosyalizm” e dayalı rejimine muhalif gördüğü ülke için- deki engelleri bertaraf etmek ve ideolojisini halka yayabilmek amacıyla 15 Nisan 1973 tarihinde “Zawara Beyanı”nı kamuoyuna açıklamıştır (Vander- walle, 2006, s.84). Bu açıklama ile Libya’daki bürokratik kadrolar tasfiyeye uğramış (Hagger, 2009, s.101-102) ve hukuk sisteminde devrim olarak değer- lendirilen Şer’i hukuka geçiş yaşanmıştır (Vogler, 2005, s.121). Zawara Beyanı ve Yeşil Kitap’ta sunulan ya da dayatılan rejim, esasen ülkede bir diktatörlüğün uygulamaya geçildiğini göstermektedir. Bu diktatör- ce anlayış sonucu toplumdaki muhalif gruplar bastırılarak bu grupların ra- dikalleşme sürecine girdikleri değerlendirilebilir. Ülkede uygulanan yasaklar ve ideolojik dayatmalar radikalleşmeyi terörizm faaliyetlerine dönüştürmüş olabilir. Kaddafi dönemi Libya dış politikası diğer Arap ülkelerinden daha yoğun günler geçirmiştir. Bu yoğunluğun esas nedeni Kaddafi’nin Arap Birliğini tesis etme çabasından kaynaklanmaktadır (Metz, 2004, s.224). Arap Birliği planları Libya’yı küresel güçlerin muhalifi durumuna getirmiş olabileceği gibi özellikle batılı ülkelerde meydana gelen terör faaliyetlerine destek vermesi1, terör örgütlerinin kamplarının ülkesinde kurulmasına izin vermesi gibi neden- lerden dolayı 21 Ocak 1992 tarihinde Birleşmiş̧ Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Libya’yı terörizme karışmakla suçlamıştır (UN, 1992). Dış politikada terör yanlısı bir görüntüsü olan Kaddafi Hükûmetine ülke içinde muhalif olan ve Libya orijinli tek terör örgütü ise “Libya İslami Müca- dele Örgütü” dür. Bu örgüt Kaddafi’nin devrilmesi ya da herhangi bir şekil- de bertaraf edilmesi sonrasında tamamen İslami esaslara dayalı bir yönetim şeklinin benimsenmesi gerektiğini savunmuştur. Libya’nın yönetimsel dönü- şümüne kısaca değindiğimiz bu bölümün sonrasında, baskıcı Kaddafi yöne- timine ülke içinden terörist eylemlerle muhalefet yapan bu terör örgütünün kuruluş ve faaliyetlerine daha detaylı yer vermeye ihtiyaç vardır. 1 Libya’nın terör faaliyetlerine verdiği desteğin en belirgin örneği; Pan Am havayolu şirketinin 21 Ka- sım 1988 tarihinde103 uçuş̧ sayılı Londra-New York seferini gerçekleştirmekte olan yolcu uçağı, Loc- kerbie kasabasının üzerinde infilak etmiş̧ 259 yolcu ve mürettebat ile 11 kasabalı yaşamını yitirdiği terör olayının düzenleyicileri arasında Libya istihbaratından birinin bulunması. 284 El Kaidenin Libya Versiyonu: Libya İslami Mücadele Örgütü 2. Terör Örgütünün Kuruluşu ve Faaliyet Yürüttüğü Bölge Libya İslami Mücadele Örgütü, (makale boyunca kısaca LIFG olarak anıla- caktır) 1990’lı yılların başında Libya’nın doğusunda kurulmuştur (Blanchard, 2011). Örgütün bilinen lideri Abdulhakim Belhac’tır. Fakat farklı kaynaklar- da grubun kurucusunun Ebu Leys El Libi olduğunu belirtenler de vardır (en. wikipedia.org, 2014a). Örgüt, Afganistan’da Rusya silahlı kuvvetlerine karşı mücadele veren Libyalılar tarafından kurulmuştur. Bu örgütün ortaya çıkışın- daki ana neden, Kaddafi’yi zorla görevinden el çektirerek mevcut rejimine son vermek ve yerine Libya’da İslam devleti kurmaktır. Dünya Ticaret Merkezine yapılan 9/11 saldırısından sonra LIFG örgütünün adı “El Kaide” örgütüyle ilişkili olması nedeniyle dünya genelinde bilinir ve konuşulur olmuştur (Gam- bill, 2005). LIFG’ın örgüt olarak organizasyonel faaliyette bulunduğu yer Libya ülke- sidir. Bununla birlikte, örgüt üyeleri Libya’ya komşu Cezayir ve Sudan gibi ülkeler ile Afganistan’da operasyonlara katılmışlardır. Bu terör örgütünün aynı zamanda “El Kaide” terör örgütüyle ilişkili olduğu iddia edilmektedir (Blanchard, 2011). Ayman al-Zawahiri ve Abu Laith al-Libi 2007 Kasım ayın- da yayınladığı sesli mesajda, LIFG’in “El Kaide” katıldığını ifade ederek bu ilişkinin varlığını teyit etmiştir. Özellikle LIFG’nin yönetici kadrosu “El Ka- ide” örgütünün emir komuta yapısında daha önce bulunmuş kişilerden oluş- maktadır. Bu ilişkiden iki örgütün birbirine benzer birçok yönünün olduğu düşünülebilir (Blanchard, 2011). 3. Libya İslami Mücadele Örgütünün Tarihsel Arka Planı Kaddafi rejimine muhalif bir gündem ile 1990 yılında kurulan örgüt, Kaddafi tarafından yıllarca baskı altında tutulmuştur. Bu baskılar sonucunda, 1990’la- rın son yarısında resmi Libya devlet güçleri ile çatışmaya başlamıştır. 1998 yılına kadar sürecek olan bu çatışmalar sonucunda örgüt yenilgiye uğramış ve birçok üyesi hapse atılmıştır. Hapse girmek istemeyenler yurt dışına kaçmış- lardır (Kohlmann ve Lefkowitz, 2007). Söz konusu örgüt, Kaddafi’ye karşı üç defa suikast girişiminde bulunmuş- tur. 1996 yılında Kaddafi’ye düzenlenen suikastı açıktan üstlenen örgütün bu girişiminin MI6 tarafından finanse edildiği de iddia edilmiştir (Bright, 2002). Al Jazeera ye göre, 2008’de 90 LIFG üyesi serbest bırakılmış, 2010 yılın- da da aralarında Abdulhakem Belhac’ın da bulunduğu 200 kişi daha serbest bırakılmıştır (treasury.gov, 2008). Örgüt, 2011 yılı Ocak ayında tüm üyeleri- 285 Terör ve Şiddet Sarmalında Orta Doğu ve Afrika nin serbest bırakılmaması halinde şiddete başvurma tehdidinde bulunmuştur (Gambill, 2005). LIFG 2011 yılı Mart ayında Ecdebiye’deki üyeleri Kaddafi aleyhtarı hare- kete katıldığını ve (Kaddafi muhaliflerinin oluşturduğu) Ulusal Geçiş Konse- yinin emri altına girdiğini duyurmuştur. Kaddafi rejiminin yıkılması amacıyla başlatılan uluslararası operasyona destek vermiştir (Kohlmann ve Lefkowitz, 2007). Grubun ismi sonradan Libya İslami Hareketi olarak değiştirilmiştir. Trablus’un eski rejimden kurtulmasının ardından Belhac Trablus Askeri Kon- seyinin başına geçmiştir. Adı geçen örgüt kurucusu daha sonra Konsey baş- kanlığını bırakarak Vatan Partisini kurarak siyasete atılmış ve halen de faa- liyetini sürdürmektedir. Mimli bir kişi olarak görülen Belhac, demokrasiye geçiş sürecinde bulunan Libya’da, halen önemli bir siyasi aktör olarak görül- mekte, başta AB ülkeleri olmak üzere Libya’ya gelen kişi ve heyetler onunla da temas kurmaktadırlar (Lopez, 2013). Örgüt üyelerinin kimlerden oluştuğu ve hangi görevlerde yer aldıkları ör- gütün genel yapısı ve stratejisi hakkında fikir verebilecektir. Örgütün Militan Profili incelendiğinde, militan yapısının, genellikle Selefi Milis yanlısı kişiler- den (özellikle gençlerden) oluştuğu, örgütün en aktif ve en güçlü olduğu za- manlarda bile ancak 700-800 arasında bir militan grubuna sahip olduğu yerel kaynaklardan edilen bilgiler arasındadır (Lopez, 2013). Örgütün üyelerinden bazıları: • Abdulhakim El Hasidi – eski LIFG liderlerinden, eski Ebu Selim Şe- hitleri Tugayı Komutanı, İslamcı siyasetçi. • Ebu İdris El Libi – eski üst düzey LIFG üyesi, İslamcı siyasetçi ve Gü- ney Libya Sınır Muhafızları Birliği Komutanı, Ebu Yahya El Libi’nin kardeşi. • Abdulhakim El Giritli (müstear adı Ebu Hafs El Libi) – eski LIFG üyesi, Irak El Kaidesi üyesi, 2004 yılında Irak’ta ABD askerleri tara- fından öldürüldü. • Abdullah Said El Libi - eski LIFG üyesi, El-Kaide Terör Örgütü ko- mutanlarından, 2009 yılında Pakistan’da bir ABD insansız hava aracı- nın saldırısında yaşamını yitirdi. • Ebu Leys El-Libi – eski LIFG kurucu üyesi, üst düzey El-Kaide Terör Örgütü komutanı. 1994’te Afganistan’dan Libya’ya döndü ve 1996’da Suudi Arabistan’a kaçtı. Suudi Arabistan’da bir süre hapis yattı. 1999 yılından itibaren El-Kaide Terör Örgütü ile olan bağı arttı (trackinter- 286 El Kaidenin Libya Versiyonu: Libya İslami Mücadele Örgütü rorism.org, 2014). İlk kez 2002 yılında bir videoda göründü ve Taliban adına bir açıklama yaptı. İkinci video görüntüsü 2004 yılında medyaya verildi. El-Kaide Terör Örgütü’nün saha komutanlarından birisi olarak tanıtıldı. ABD tarafından 23 kişinin yaşamını yitirdiği Bagram havali- manı saldırısının arkasında olmakla itham edildi. 2008’de Pakistan’da CIA tarafından gerçekleştirilen bir insansız hava aracı saldırısında öl- dürüldü. Yaşadığını iddia edenler de bulunmaktadır. • Ebu Malik El Libi - eski LIFG üyesi, 2011 yılında Libya ordusu tara- fından El Burayka’da öldürülmüştür. • Ebu Yahya El Libi - eski LIFG üyesi, üst düzey El-Kaide Terör Örgütü komutanı, 2012’de Pakistan’da bir ABD insansız hava aracının saldı- rısında yaşamını yitirmiştir. • Ebu Sufyan Bin Kumu - eski LIFG üyesi, Guantanamo’da gözaltında kaldı, Ensar El Şeria’nın Derna komutanı. • Abdulhakim Belhac – eski LIFG lideri, eski Trablus Askeri Konseyi Komutanı (2011-2012), El Vatan Partisi Genel Başkanı. • Ali Muhammed El-Faheri (müstear ismi İbni El Şeyh El Libi) - eski LIFG üyesi, üst düzey El-Kaide Terör Örgütü üyesi, Afganistan’daki Haldun kampının komutanı, 2009 yılında Ebu Selim Hapishanesinde yaşamı yitirmiştir. • Ebu Enes El Libi - eski LIFG üyesi, üst düzey El-Kaide Terör Örgütü üyesi. 5 Ekim 2013’te Trablus’ta ABD tarafından yapılan bir operas- yonla yakalandı ve ABD’ye götürüldü. El Libi 1998 yılında ABD’nin Kenya Büyükelçiliğinde yaşanan ve 200 kişinin ölümü, 5.000 kişi- nin yaralanması ile sonuçlanan saldırıyla ilgisi olduğu gerekçesiyle aranmaktaydı. 2012 yılındaki bir çalışma El Libi’nin Ayman El Ze- vahiri, EK karargahı ve Libyalılar arasındaki irtibatı sağlamakla gö- revli olduğunu belirtmiştir. 1995-2000 yılları arasında yasal bir şe- kilde İngiltere’de yaşamıştır. 2002 yılında CIA tarafından gözaltına alınmıştır (ne zaman serbest kaldığı bilinmemektedir). Aralık 2010’da Trablus’a dönerek, Ekim 2013’e kadar Trablus’ta yaşamıştır. Öldürü- len ABD Büyükelçisi ile yakın ilişkisi olmuştur. Büyükelçinin öldü- rülmesi olayıyla bir ilgisi olmadığı kaydedilmiştir. • Atiyah Abdurrahman - eski LIFG üyesi, üst düzey El- Kaide Terör Örgütü üyesi, 2011’de Pakistan’da CIA tarafından gerçekleştirilen bir insansız hava aracı saldırısında öldürülmüştür. 287 Terör ve Şiddet Sarmalında Orta Doğu ve Afrika • Musa Muhammed Halife – LIFG üyesi olduğu iddia edilmektedir, te- rör şüphelisi olarak bilinmektedir. • Numan Bin Osman – eski LIFG Danışma Konseyi Üyesi, Quilliam Vakfı analisti olarak bilinmektedir. Venis El Şerif - eski LIFG üyesi, eski Libya İçişleri Bakan Yardımcısıdır (2011-2012) (en.wikipedia.org, 2014b). 4. Örgütün Militan Profili Örgüt, insan kaynağı olarak özellikle Libya’nın doğusundaki yerli halkı kul- lanmaktadır. Senusi tarikatının etkin olduğu ülkenin doğusu esasında ılımlı bir İslam düşüncesine (tarihi olarak) daha yakındır. Bununla birlikte, Radikal grupların Libya’nın doğusunda etkin olmasında bölge halkının cehaleti ve “ci- hat” düşüncesine yakınlığının etkili olduğu anlaşılmaktadır (jamestown.org, 2005a). 5. Örgütün Yapısı Örgütün yapısı üç ana gruptan oluşmaktadır. Bunlar, politik büro (al-Maktab al- Siyāsī), istişare komitesi (Majlis Shura), adli komite (al-Lajnah al- Shar’iyyah) olarak bilinmektedir. Sırasıyla politik büro, örgütün politik ak- tivitelerinin yerine getirilmesinde görevlidir. Bu görevlerin içinde örgütün operasyonlarının planlanması ve icra edilmesi de dahildir. İstişare komitesi ise, örgütün vereceği kararlarda kendi iç denetimini yapar ve alınacak karar- ların örgütün benimsediği meşruiyet çizgisinde olmasını sağlar. Bu meşruiyet ise kararın istişare komitesinde bulunan en az yedi kişinin çoğunluğunun ka- bul etmesi olarak değerlendirilir. Şuradaki komite üyelerinin sayısı genelde 15 kişiden oluşmaktadır (Jamestown.org, 2005b). Örgütün yapısını oluşturan üçüncü komite ise adli konularda görev almasının yanında örgüt üyelerin eği- timlerinden - kısa sureli propaganda içerikli kurslarından ve kendi yorumla- rından oluşan dini terminolojiden de sorumludur. Bu komite de kendi içinde araştırma ve geliştirme (Far’ al-Dirāsāt wal-Buhūth), propaganda ve yönlen- dirme (Far’ al-D’awah wal-Irshād), adli konular (Far’ al-Iftā’ wal-Qadha›) olmak üzere üçe ayrılmaktadır (Jamestown.org, 2005b). 6. Örgütün Amacı ve İdeolojisi Örgüt, kurulduğu dönemde Kaddafi rejimini değiştirerek Libya’da bir İslam devleti kurmayı hedeflemiştir. Bu amaca yönelik olarak, örgütün liderlerinden 288 El Kaidenin Libya Versiyonu: Libya İslami Mücadele Örgütü İsmail Sallabi ülkede Şeriat istediklerini ifade etmiştir. İngiltere’deki LIFG üyesi bir grup açıklama yaparak El- Kaide Terör Örgütü ile bağları olmadığını duyurmuş ve eğer olumlu sonuçlar doğuracaksa örgüt yönetimi ile Libya reji- mi arasında diyalog başlatılabileceklerini ifade etmişlerdir (Cartalucci, 2012). İngiliz kaynaklarının beyanatlarına göre Libya’nın doğusunda radikalizm faaliyetlerinin yürütüldüğü, camilerde cihat çağrılarının yapıldığı ve İslam öğ- retisi ile bağdaşmayan eylemlerin yasaklanmasının emredildiği vurgulanmak- tadır. Diğer bir dış bilgi kaynağı da, Kanada İstihbarat Örgütüdür, LIFG’ın Kaddafi’yi baskıcı ve İslam karşıtı olarak değerlendirdiği ifade edilmiştir. Ha- pisteki LIFG liderleri ile ülkenin resmi birimleri arasında 2 yıldan uzun süren pazarlıkların ardından 2009’da 417 sayfalık bir eser ortaya çıkarılmış ve ciha- dın kurallarını yeniden düzenleyen (şiddete başvurmayı reddeden) bir çalışma (corrective studies) yapılmıştır (jamestown.org, 2005a). Söz konusu çalışma, İngilizlerin Libya’daki radikal faaliyetlerin önüne geçebilmek için yürüttüğü faaliyetler kapsamında Seyfülislam Kaddafi’nin başında bulunduğu bir prog- ram dahilinde yapılmıştır. Bu esnada, birçok LIFG mensubu da hapishaneden salıverilmiştir. Seyfülislam serbest bırakılanların toplum için bir tehlike arz etmediklerini duyurmuştur (Gambill, 2005). Örgütün ideolojik yapısı değerlendirildiğinde ise; dini istismar eden bir ideolojiye sahip olduğu ifade edilebilir. Bu ideolojik yapıyı etnik ve yeni bir rejim kurmayı hedefleyen milliyetçilik düşünceleriyle örgülüme eğiliminde- dir. 7. Örgütün Stratejisi ve Etkili Eylemleri Eski bir LIFG komutanı ve halihazırda radikalizme karşı çalışmalar yapan Londra merkezli Quilliam kuruluşunda çalışmış olan Numan Bin Osman, El-Kaide Terör Örgütü’nın lideri Ayman El Zevahiri’ye El-Kaide Terör Örgütü’nün cihad anlayışını sorgulayan bir mektup yazmıştır. Bin Osman sı- radan Batılıların masum olduklarını farklı zamanlarda ifade etmiştir (Blanc- hard, 2011). LIFG üyelerinin Afganistan, Libya ve Cezayir’de kazandıkları tecrübe- ler kendilerini siyasi olarak olgunlaştırmış, stratejik olarak yeniden planlama yapmaya yöneltmiş, hareket tarzlarını gözden geçirmelerini netice vermiş ve ideolojik düşüncelerini güncellemeye sevk etmiştir (jamestown.org, 2005b). Yerel düzeyde alınan bilgilere göre söz konusu örgütün; Libya Devleti eski başkanı Kaddafi zamanında etkin olduğu, İngilizlerin desteğiyle Kaddafi’ye karşı 3 defa başarısız suikastlar düzenlediği, devrimden sonra pek faaliyeti 289 Terör ve Şiddet Sarmalında Orta Doğu ve Afrika olmadığı, sesi çıkmadığı, bir etkinliği olmadığı, hedefinde olan kişileri kaçır- dığı, suikastlar ve baskınlar yaptığı, Libya Devrimi sırasında, Trablus, Binga- zi, Tobruk, Sepha ve Derne illerinde Kaddafi’ye karşı muhalefetin safında yer aldığı ifade edilmektedir (state.gov, 2014). Yukarıda sayılan somut olaylar örgütün eylem stratejisi hakkında sınırlı da olsa bir fikir vermektedir. Ayrıca yerel düzeyde edinilen bilgiler neticesinde örgütün eylem taktikleri analiz edildiğinde, intihar bombacılarını ve silahlı saldırıları eylem taktiği olarak yoğunluklu olarak kullandığına vurgu yapıl- mıştır. Özellikle intihar bombacılarının kadınlar arasından seçildiği yönünde bilgi edinilmiştir (state.gov, 2014). 8. Örgütün Finans Kaynakları LIFG’in finansörü olarak Muhammed Benhammedi isimli kişinin adı ön pla- na çıkmaktadır. Ayrıca örgüte finansal destek sağladıkları gerekçesi ile “Sara Properties Limited, Meadowbrook Inverstments Limited, Ozlam Properties Limited ve Sanabel Relief Agency Limited” şirketleri yaptırıma maruz kal- mışlardır. Bu şirketler Haziran 2011’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) tarafından teröre yardım eden şirketler listesinden çıkarılmıştır. Nu- man Bin Osman, örgütün Libya, Orta Doğu ve Avrupa’da kendilerine finans desteği sağlayan 1000 kadar mensubunun bulunduğunu ifade etmiştir. Özel bağışlar ve İslami kuruluşlar tarafından mali destek sağlandığı da subjektif bir bilgi olarak ifade edilmektedir (jamestown.org, 2005c). 9. Örgütün Uluslararası Bağlantıları Örgütün El- Kaide Terör Örgütü ile ilişkisinin bulunup bulunmadığı meselesi geçmişten bu yana hep ilgi ve merak konusu olmuş, tartışılmıştır. Bu nedenle, Batılı istihbarat örgütlerinin LIFG’i birçok açından değerlendirmeye aldıkları ve takip ettikleri düşünülmektedir. LIFG’ın (ya da mensuplarının) El- Kaide Terör Örgütü ile ilişkisinin Afganistan’da başladığı, örgütün birçok üst düzey yetkilisinin El- Kaide Terör Örgütü bünyesindeki operasyonlara katıldığı ve Sovyet Rusya’ya karşı savaştıkları ifade edilmektedir. Bahse konu üst düzey yetkililerin Abdulhakim Belhac ile birlikte, CIA’nın insansız araçlarıyla yap- tığı saldırılardan birinde hayatını kaybeden Atiye Abdurrahman, Ebu Leys El Libi ve Ebu Yahya El Libi olduğu kaydedilmektedir (Blanchard, 2011). 2009 yılında İngiliz “The Telegraph” gazetesi LIFG’in bazı üyelerinin El- Kaide Terör Örgütü ile olan bağlarını kopardıklarını yazmıştır. Ayrıca, 2010 290 El Kaidenin Libya Versiyonu: Libya İslami Mücadele Örgütü ve sonrasında Libya’daki hapishanelerden çıkan LIFG mensupları da (yakla- şık 300 kişi) El- Kaide Terör Örgütü ile bağlarının bulunmadığını belirtmiş- lerdir. Ayrıca, örgüt El- Kaide Terör Örgütü ile bağlantılı olduğu iddialarını reddederek Usame Bin Laden tarafından ilan edilen küresel cihat cephesine katılmayıda kabul etmemiştir (jamestown.org, 2005c). 10. Örgüte Yönelik Uygulanan Mücadele Politikaları Örgüt faaliyetlerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde uygulanan müca- dele politikaları tarihsel bir süreç halinde aşağıda sunulmaya çalışılmıştır. Ulusal düzeyde, Libya eski devlet başkanı Kaddafi tarafından, bu örgüte karşı son derece acımasız tedbirler uygulanmıştır. Kaddafi, yakalattığı mili- tanları Libya’da şehir meydanlarında tüm halka ibret olsun diye asmak sure- tiyle idam ettirmiş, cesetleri de günlerce meydanlarda asılı bıraktırmıştır. Uluslararası düzeyde ise, Birleşmiş Milletler (BM), 7 Şubat 2006’da 5 LIFG üyesi ve ilgili 4 kuruluşa ambargo uygulama kararı almıştır. Bunlar- dan birisi Abdurrahman El Fakih’tir (16 Mayıs 2003’te Kazablanka’da yaşa- nan toplu katliam olayından dolayı Fas tarafından aranmaktadır). ABD Eylül 2001’de LIFG malvarlığını dondurmuş ve Aralık 2004’te örgütü terör örgütü listesine dahil etmiştir. Şubat 2006’da 5 kişi ve 4 kurum, Ekim 2008’de ise 3 kişi daha LIFG’i finanse ettikleri gerekçesiyle terörizmi destekleyenler listesi- ne alınmıştır (Kohlmann ve Lefkowitz, 2007). 10 Ekim 2005’te İngiltere, LIFG’in (ve 14 üyesinin) ülkesindeki faali- yetlerini yasaklamış ve örgütün malvarlığını dondurmuştur. İngiltere, ayrıca, 2000 tarihli Terörizm Yasasında LIFG üyesi olmayı 10 yıl hapis cezası gerek- tiren bir suç olarak düzenlemiştir. İlaveten örgüt, İngiliz hükümeti tarafından yasaklı örgütler listesine alınmıştır. 11 Eylül saldırısının ardından, 1267 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ile örgütün dünya genelinde (El Kaide ile irtibat- lı olduğu gerekçesiyle) faaliyetleri yasaklanmıştır (Cartalucci, 2012). LIFG’in El- Kaide Terör Örgütü şemsiyesi altında Suriye’deki mücadele- ye dahil olduğu yönünde bilgiler bulunmaktadır. Bu çerçevede Abdulhakim Belhac’ın 2011 yılının sonlarına doğru Suriye sınırında “Özgür Suriye Or- dusuna” para, silah ve savaşçı vaadinde bulunduğu iddiaları bulunmaktadır (Cartalucci, 2012). 11. Örgütün Son Durum Değerlendirmesi ve Sonuç Kurulduğu dönemden günümüze kadar ki süreci yukarıda izah edilen LIFG Türkiye’de, ilk başlarda bazı İslami cemaatlerden yandaş bulmaya ve uzun 291 Terör ve Şiddet Sarmalında Orta Doğu ve Afrika yıllar ülkemizde okumak için gelen Libyalı öğrencileri safına katmaya çalış- tıysa da son durumu itibariyle pek de etkin olmadığı değerlendirilmektedir. Günümüze bakan yönüyle örgütün son durumunun analizi yapıldığında; El Ansar El Şeria ve El Kaide Terör örgütleriyle irtibatının kesin olarak sapta- namadığı ancak onları destekler mahiyette faaliyetler gösterdiği, hücresel bir yapıya sahip olduğu, El Kaideye özenerek faaliyet göstermeye çalıştığı ancak küresel çapta eylem yapmak için kapasitesi bulunmadığı değerlendirilebilir (Kohlmann ve Lefkowitz, 2007). Örgüt, 1998 yılında çok ciddi şekilde darbe almış bunun doğal bir sonu- cu olarak da, mensuplarının büyük çoğunluğu Sudan, Cezayir, Afganistan ve Irak ülkelerine kaçmışlardır. Bingazi ilinde düzenlediği toplantı ve gösteride en fazla 2 bin kişiyi toplayabilen örgüt, sempatizanlarıyla birlikte sayısının 5 bin kişiyi geçemeyeceği kıymetlendirilmektedir. Örgütün kuruluş amacının en önemli nedeni olan Kaddafi’nin devrilmesiyle zaman içinde etkinliği azalmış- tır. Yerel kaynaklara göre bu süreçte en önemli militanlarını Suriye’ye kaydığı değerlendirilmektedir. Devrimden sonra, 2011 yılında eski isimleriyle fazla taraftar toplayama- dığı ve illegalden yasal zemine geçmek için isim değiştirerek (Libya İslami Hareketi olarak) partileşmeye çalıştığı ancak tam anlamıyla umduğunu bula- madığı söylenebilir. Son seçimde başkanlığını Abdulhakim Belhac’ın yaptığı “Vatan Partisi” ile dirsek temasına geçmişse de kayda değer bir oy oranı elde edememiştir (jamestown.org, 2005a). Siyasi olarak örgütlenecek bilgi, biri- kimi ve tecrübeye sahip bulunmadığından ve genelde taraftarlarının radikal eğilimler taşıdığından, şimdilik Libya da önemli bir etkinliğe sahip olmadığı değerlendirilmektedir. 292