ebook img

Kuzuların Sessizliği - Thomas Harris PDF

396 Pages·2013·1.15 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Kuzuların Sessizliği - Thomas Harris

KUZULARIN SESSİZLİĞİ THOMAS HARRIS 1. BÖLÜM Atış eğitimi yapmaktan dönen Clarice Starling hızlı bir yürüyüşten sonra soluk soluğa vardı toprağa yarı yarıya gömülmüş zemin katına. Ouantico’daki Akademi binasının bu katında FBl’ın dizi cinayetlerle uğraşan bölümü olan Davranış. Bilimlerinin büroları yer alıyordu. Uygulama alanında bir tutuklama eğitimi yaparken ateş altında kendini yere attığından dağınık saçlarında otlar, rüzgar ceketinde de ot ve toprak lekeleri vardı. Dış büroda kimse olmadığı için Clarice kapının camında nasıl göründüğüne baktı. Kendine fazla çekidüzen vermeye gerek olmadığını biliyordu. Elleri barut kokuyordu, ama yıkanacak zamanı da yoktu, Bölüm Şefi Crawford hemen diye haber yollamıştı. Jack Crawford yalnızdı. Başka birinin masası başında durmuş telefonda konuşuyordu. Clarice bir yıldan bu yana ilk kez onu doğru dürüst inceleme fırsatı bulmuştu. Crawford normalde üniversiteyi beysbol oynayarak bitirmiş orta yaşlı, sağlıklı bir mühendise benzerdi. Oysa şimdi zayıflamıştı, gömleğinin yakası boynuna bol geliyordu, kızarmış gözlerinin altı şişmişti. Gazete okuyan herkes Davranış Bilimleri bölümünün yaylım ateşine tutulmakta olduğunu bilirdi. Crawford konuşmasını sert bir "hayır"la bitirdi. Kızın dosyasını alıp açtı. "Starling, Clarice M. Günaydın." "Günaydın." Starling’ in gülümsemesi sadece saygılıydı. "Kötü bir şey yok. Umarım korkmamışsındır." "Hayır." Eh, bu pek doğru değil ya, diye düşündü Starling. "Eğitmenlerin başarılı olduğunu söylediler, sınıfın üst sıralarındaymışsın." "Umarım öyledir." "Ben durumunu zaman zaman sorup öğrenirim." Starling buna şaşırmıştı işte; Crawford’u ikiyüzlü biri olarak defterden silmişti çünkü. Özel Ajan Crawford, Virgina Üniversitesinde konuk konferansçıyken onunla tanışmıştı. Crawford’un kriminoloji seminerlerinin niteliği Starling’i FBI’ya çeken nedendi. Akademiye alındığı zaman adama bir not yazmış, ancak Crawford buna yanıt vermemişti. Ouantico’da eğitimde olduğu üç ay içinde de dönüp kıza bakmamıştı bile. Starling insanlardan iyilik ya da dostluk isteyen biri değilse de, Crawford’un davranışı karşısında şaşırmıştı. Ama şimdi karşı karşıya geldiğinde ondan yine hoşlandığını pişmanlıkla fark etti. Kötü giden bir şeyler olduğu apaçıktı. Crawford’un zekası dışında kendine özgü bir akıllılığı da vardı. Starling bunu adamın renk duygusunda ve elbise seçiminde fark etmişti. Şimdi ise üstübaşı yine düzgün olmakla birlikte, sanki günden güne eriyormuş gibi cansızdı. "Bir iş çıktı, aklıma sen geldin," dedi şefi. "Aslında iş değil de, da ha çok ilginç bir görev. Berry’ nin koltuğunu boşalt da otur şuraya. Başvurunda Akademiden mezun olur olmaz Davranış Bilimlerine gelmek istediğini yazmışsın." "Evet. " "Adli tıp görmüş olacaksın ama yasaları uygulama geçmişin yok. Bizse en az altı yıllık bir geçmiş ararız." "Babam polisti, ne demek olduğunu bilirim." Crawford hafifçe gülümsedi. "Psikoloji ve kriminoloji dersleri almışsın. Akıl Sağlığı Merkezinde kaç yaz çalışmıştın, iki mi?" "İki." "Danışman ruhsatın geçerli mi?" "Daha iki yıl geçerli. Siz üniversitede seminere başlamadan almıştım... bu konuda kararımı vermeden." "Kadro bekledin sonra." Starling başını salladı. "Talihli sayılırım ama. Böylece adli tıp okuyacak zaman buldum. Ondan sonra da Akademide bir yer açılana kadar laboratuvarda çalıştım. "Buraya gelme konusunda bana mektup yazmıştın, değil mi ve sanırım ben de sana bir yanıt vermedim... Vermediğimi biliyorum. Vermem gerekirdi." "İşiniz başınızdan aşkındı." "ASTP konusunu biliyor musun?" "Ağır Suçluları Tutuklama Programı olduğunu biliyorum. Yasal Yaptırım Bülteni’nde okumuştum, bir plan üzerinde çalışıyormuşsunuz ama henüz uygulamaya geçilmemiş." Crawford başını salladı. "Bir soru listesi hazırladık. Modern zamanların bilinen bütün dizi cinayet katillerine uygulanabilir." Kıza bir tomar kağıt uzattı. "Araştırmacılar için bir bölüm, eğer sağ kalanı varsa, kur banlar için de bir bölüm. Maviler katilin istediği takdirde yanıtlayacağı sorular, pembeler araştırmacının katile soracağı sorular ve ondan alacağı tepkiler. Epey bürokrasi var anlayacağın." Bürokrasi. Clarice Starling bir iş teklifi kokusu almıştı, herhalde yeni bilgisayar sistemine bilgi girmek gibi sıkıcı bir iş. Her ne pahasına olursa olsun Davranış Bilimlerine girmek istiyordu, ancak bir kadın bir kere sekreter olarak damga yedimi bunun artık hep öyle devam edeceğini de bilirdi. Bir seçme olanağı gelmekteydi ve iyi bir seçim yapmak istiyordu. Crawford bir şey bekliyordu, bir şey sormuş olmalıydı. Starling kendini hatırlamaya zorladı. "Hangi testleri uyguladın? Minnesota Kişilik Envanterini uyguladın mı? Ya Rorschach’?" "Minnesota evet, Rorschach hayır. Çocuklara Bender-Gestalt uyguladım ama." "Kolay korkar mısın, Starling?" "Şimdilik hayır. " "Gözaltında bulunan otuz iki bilinen dizi cinayet katilini sorguya çekip inceleyerek çözülmemiş vakalar için bir temel oluşturmak istedik. Çoğu bunu kabul etti, sanırım hepsi de gösteriş meraklısıydı. Yirmi yedisi işbirliğine yanaştı. Ölüme mahkum olup da temyize başvurmuş olan dört tanesi de tahmin edilebileceği gibi konuşmadılar. Ama en çok görüşmek istediğimizle konuşamadık. Yarın akıl hastanesinde onunla konuşmanı istiyorum." Clarice Starling hem sevinç, hem de korku hissetti. "Kimmiş bu?" "Psikiyatr Dr. Hannibal Lecter," dedi Crawford. Herhangi uygar bir toplantıda bu adın ardından hemen kısa bir sessizlik olurdu. Starling, Crawford’a dikkatle baktı. "Yamyam Hannibal," dedi. "Evet." "Eh, peki tamam. Bu fırsatı elde ettiğime memnunum, ama neden benim seçildiğimi de merak ettiğimi bilmenizi isterim." "Birinci neden hazırda olman," dedi Crawford. "Adamın işbirliğine yanaşacağını sanmıyorum. Bir kere reddetti, ama teklifimizi hastane müdürü aracılığıyla yapmıştık: Bizim yetkili soruşturmacımızın kendisi ne gidip bu teklifi doğrudan doğruya yaptığını söyleyebilmek isterim. Bunun seni ilgilendirmeyen bazı nedenleri var. Bu bölümde de bunu yapacak başka kimse kalmadı." "Buffalo Bill ve Nevada olayları yüzünden işiniz başınızdan aşkın olmalı." "Öyle. Eski hikaye, asla yeteri kadar adamın yoktur." "Yarın dediniz, aceleniz var. Bunun eldeki vakayla bir ilgisi var mı?" "Hayır. Keşke olsaydı" "Beni de reddettiği takdirde yine de psikolojik bir değerlendirme istiyor musunuz?" "Hayır. Boğazıma kadar Doktor Lecter’in erişilemeyen-hasta değerlendirme raporlarına batmış durumdayım ve bunların hiçbiri de birbirine benzemiyor." Crawford bir tüpten avucuna boşalttığı iki C vitamini tabletini musluktan doldurduğu bir bardak suya Alka Seltzer katarak yuttu. "Komik bir şey aslında Lecter ruh doktorudur ve psikiyatri dergilerine gerçekten olağanüstü şeyler yazar, ama kendi anormalliklerinden hiç söz etmez. Bir kere hastane müdürü Chilton’ın isteğiyle bazı testlere razı olmuştu, ama müdürden önce davranıp Chilton hakkında öğrendiklerini yazarak adamı rezil etti. Psikiyatri öğrencilerinin kendi yakasıyla ilgili olmayan konularda yazdıklarına ciddi yanıtlar da veriyor: Seninle konuşmazsa bile kesin bir rapor istiyorum. Nasıl davranıyor, hücresi nasıl, neler yapıyor, falan filan. Havasını iletmek yani. Oraya girip çıkarken gazetecilere dikkat et. Gerçek basın değil, süpermarket basını yani. Lecter’i Prens Andrew’den bile çok sever onlar." "Boyalı basından kendisine bazı yemek tarifleri karşılığında elli bin dolar teklif etmemişler miydi? Böyle bir şey hatırlıyor gibiyim," dedi Starling. Crawford başını salladı. "National Tattler’ın hastaneden birini satın aldığından eminim, o yüzden ben randevuyu aldıktan sonra senin oraya gideceğini öğrenebilirler Crawford başını kızın yüzünün bir karış ötesine kadar yaklaştırdı. "Şimdi dikkatle dinle beni, Starling. Dinliyor musun?" "Evet, efendim." “Hannibal Lecter’in karşısında çok dikkatli ol. Hastane müdürü Dr. Chilton sana nasıl davranacağını anlatacaktır. Sakın onun dedikleri dışında bir şey yapmaya kalkışma. Her ne nedenle olursa olsun kesinlikle onun dedikleri dışına çıkma Lecter seninle konuşmayı kabul ederse, bu sadece senin hakkında bir şeyler öğrenmek istediği için olacaktır. Yılanı kuş yuvasına baktıran bir meraktır bu. Bu tür görüşmelerde kendinden söz etmenin normal olduğunu bilirim, ama sen kesinlikle kendin hakkında ona bir bilgi vermeyeceksin. İnan bana Hannibal Lecter’ın kafana girmesini istemezsin. Will Graham’a yaptıklarını biliyorsun." "Gazetelerde okumuştum." "Will kendisini bulduğunda bir muşamba bıçağıyla canına okudu. Will’in ölmemiş olması gerçek bir mucizedir.. Kızıl Ejder’i hatırlıyor musun? Lecter, Francis Dolarhyde’ı Will ile ailesine saldırttı. Will’in suratı Picasso tablosuna döndü Lecter’in sayesinde. Hastanede de bir hemşireyi parçaladı. Görevini yap ama asla onun ne olduğunu unutma." "Peki nedir o? Siz biliyor musunuz?" "Onun bir canavar olduğunu biliyorum. Onun ötesinde kimse kesin bir şey söyleyemez. Bunu belki de sen öğrenebilirsin; seni bir sihirbaz gibi şapkadan çıkarmadım, Starling. Virginia’da ders verdiğimde bana birkaç ilginç soru sormuştun. Raporun açık ve düzgün olursa Başkan bunu görecektir. Buna da ben karar veririm. Ve Pazar sabahı dokuzdan önce masamın üstünde olmalı. Haydi bakalım, Starling. gerekeni yap şimdi." Crawford gülümsediyse de, gözleri ölüydü. 2. BÖLÜM Baltimore Akıl Hastanesi müdürü elli sekiz yaşındaki Dr. Frederick Chilton’un üzerinde hiçbir sert ya da keskin bir şey olmayan geniş bir masası vardı. Clarice Starling odaya girdiğinde ayağa kalkmadı.

Description:
Buffalo Bill lakabıyla tanınan bir seri katil, bazı kadınların peşine düşmektedir. Katilin belli bir amacı vardır ama cesetler farklı eyaletlerde bulunduğu için kimse bunu kavrayamaz. FBI Akademisi'nde genç bir stajyer öğrenci olan Clarice Starling, büronun davranış bilimleri böl
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.