T.C. ANKARA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TEMEL ĐSLAM BĐLĐMLERĐ (TEFSĐR) ANABĐLĐM DALI KKKKUUUURRRR’’’’ÂÂÂÂNNNN’’’’AAAA GGGGÖÖÖÖRRRREEEE AAAAKKKKIIIILLLL VVVVEEEE AAAAKKKKIIIILLLLCCCCIIIILLLLIIIIĞĞĞĞIIIINNNN KKKKUUUURRRR’’’’ÂÂÂÂNNNN TTTTEEEEFFFFSSSSĐĐĐĐRRRRĐĐĐĐNNNNEEEE EEEETTTTKKKKĐĐĐĐSSSSĐĐĐĐ DOKTORA TEZĐ Yasin PĐŞGĐN DANIŞMAN PROF. DR. ĐDRĐS ŞENGÜL ANKARA/2008 ĐĐĐĐÇÇÇÇĐĐĐĐNNNNDDDDEEEEKKKKĐĐĐĐLLLLEEEERRRR ĐÇĐNDEKĐLER……………………………………………………………………..II KISALTMALAR…………………………………………………………………..VI ÖNSÖZ…………………………………………………………............................VII GĐRĐŞ………………………………………………………………………………....1 A) ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĐ...………………………..........1 B) ĐZLENEN METOD..…………………………………………..................2 C) KULLANILAN KAYNAKLAR………..…………………………….....5 D) AKIL KELĐMESĐNĐN KAVRAMSAL ANALĐZĐ….…………………7 1) Terim Anlamı…………………………………………….....................7 2) Ekolcü Akıl Tanımlamaları…………………………………………11 a) Yunan Felsefesinde Akıl………………………………………...11 b) Đslâm Düşüncesinde Akıl………………………………………..17 b. 1) Ehl-i Sünnete Göre Akıl…………………………...............17 b. 2) Mu’tezile’ye Göre Akıl…………………………………….21 b. 3) Müslüman Filozoflara Göre Akıl…………………...…….23 b.4) Diğer Ekollerin Akıl Tanımları……………………………28 BĐRĐNCĐ BÖLÜM AKLIN KUR’ÂNÎ KONUMU VE SÜNNETTE AKIL A) KUR’ÂN’DA AKIL KAVRAMI………………………………...…...………..33 B) AKLIN KUR’ÂNÎ KONUMU.……………………………………….………..35 1) Aklın Değeri ve Görevi………………………………………………….35 2) Aklın Sınırı……………………………………………………………....39 C) AKLIN ĐLĐŞKĐ BĐÇĐMLERĐ…..……………………………………………...45 1) Akıl-Đnsan Đlişkisi………………………………………………………..45 2) Akıl-Vahiy Đlişkisi……………………………………………………….46 3) Akıl-Đmân Đlişkisi………………………………………………………..50 4) Akıl-Kalp Đlişkisi………………………………………………………...56 5) Akıl-Gayb Đlişkisi………………………………………………………..61 II 6) Akıl Vahiy ve Duyular Arasındaki Bilgi Đlişkisinin Hiyerarşik Mahiyeti…………………………………………………………………….65 D) SÜNNETTE AKIL….…………………………………………………………72 ĐKĐNCĐ BÖLÜM ĐlÂHÎ BĐR METĐN OLUŞU BAĞLAMINDA KUR’ÂN’I TEFSĐR ETMEDE TEMEL BELĐRLEYĐCĐ ĐLKELER A) KUR’ÂN’IN ĐLÂHÎ OLUŞUNUN UNSURLARI…………....…………........77 1) Nübüvvet Yoluyla Đnsanlığa Sunuluşu…………………….…………...77 2) Salt Vahiy Oluşu……………….………………………………………..86 3) Mucize Oluşu…………………………………………………………….91 4) Fıtrî Akla Hitap Etmesi…………………………………………............97 B) KUR’ÂN’I ANLAMADA TEMEL ĐLKELER.……………………………..101 1) Sünneti Dikkate Alma..………………………………………………..101 2) Nüzûl Sebeplerini Bilme……………………………………………....113 3) Bütünselliği Gözetme ……………………………………………….....115 4) Müteşabih Faktörünü Dikkate Alma…………………………………121 5) Sahabenin Konumunu Dikkate Alma………………………………...129 6) Đmân Đhlâs ve Đtaatin Anlama Üzerindeki Etkisi……….……….…..132 C KUR’ÂN’I DOĞRU ANLAMANIN ÖNÜNDEKĐ ENGELLER……….…..137 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ĐSLAM DÜŞÜNCESĐNDE ERKEN DÖNEM AKILCILIK VE KUR’ÂN TEFSĐRĐNE ETKĐSĐ A) ERKEN DÖNEM AKILCILIĞIN TANIMI.…….………………………….143 B) GELĐŞĐMĐ VE TARĐHĐ SÜRECĐ.…………………………………………...147 C) ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERĐ..………………………………………..……152 1) Đç Sebepler…………………………………………………………...…152 a) Siyasal ve Sosyal Yozlaşma…………………………………………154 b) Tercüme Faaliyetleri…………………………………………..……157 III c) Coğrafi Genişlemeyle Teolojik Çeşitliliğin Artması………………161 2) Dış Etkenler…………………………………………………………….164 D) AKILCI TEFSĐR ANLAYIŞININ ĐLK DÖNEM TEMSĐLCĐLERĐ- MU’TEZĐLE…………………….…………………………………………….168 1) Đ’tizalî Akılcılığın Tarihi Arka Planı…………………………….……171 2)Akılcı Tefsir Anlayışının Kullandığı Temel Đlkeler…….…………….177 a) Adalet………………………………………………………………...178 1) Husun-Kubuh Meselesi…………………………………………...180 2) Va’d-Vaid………………………………………………………….183 3) el-Menziletu Beyne’l-Menzileteyn…………….………………….184 4) Đyiliği Emretmek ve Kötülükten Engellemek……………………185 5) Kulun Fiilinin Yaratıcısı Oluşu…………………………………..186 b) Tevhîd – Tenzîh……………………………………………………..193 1) Sıfatların Đnkârı………………………………………………….194 2) Halku’l-Kur’ân TeorisĐ………………………………………….198 3) Yorum MetodolojilerĐ……………………………………………..216 a) Gaibin Şahide Kıyası…………………………………………….216 b) Müteşabihin Muhkeme Hamli………………………………......219 c) Dil Kurallarını Akılcı Yoruma Uygun Bir Şekilde Kullanma...220 d) Akıl-Nakil Çatışmasında Aklın Nakle Takdimi……………......223 E) FELSEFÎ TEFSĐR....………………………………………………………….229 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ĐSLAM DÜŞÜNCESĐNDE GEÇ DÖNEM AKILCILIK VE KUR’AN TEFSĐRĐNE ETKĐSĐ A) GEÇ DÖNEM AKILCILIĞIN TANIMI.…..……………………………….245 B) GELĐŞĐMĐ VE RASYONALĐZM – POZĐTĐVĐZM ĐLĐŞKĐSĐ….………….249 C) ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERĐ…..…………………………………………..253 1) Đç Sebepler……………………………………………………………...253 2) Dış Sebepler…………………………………………………………….256 a) Aydınlanma Felsefesi….……………………………………….256 IV b) Oryantalizm…………………………………………………….262 D) YORUM PRENSĐPLERĐ.…………………………………………………….267 1) Akla ve Bilime Uygunluk……………………………………………...267 2) Sahih Rivayetleri Önemsememe………………………………………273 3) Sosyal Konjonktörü Önceleme………………………………………..281 E) GEÇ DÖNEM AKILCILIĞIN KUR’ÂN TEFSĐRĐNDE KULLANDIĞI YAKLAŞIM BĐÇĐMLERĐ…………………………………………..............282 1) Tarihselci Yaklaşım……………………………………………………282 2) Antropolojik Yaklaşım………………………………………………...284 3) Hermenötik Yaklaşım…………………………………………………292 4) Sembolizm……………………………………………………………...295 F) ERKEN DÖNEM VE GEÇ DÖNEM AKILCILIĞIN BENZER YÖNLERĐYLE ĐLGĐLĐ BĐR DEĞERLENDĐRME…………….………….299 SONUÇ……………………………………………………………………………303 BĐBLĐYOGRAFYA.........………………………………………………………...308 TÜRKÇE ÖZET………………………………………………………………….343 SUMMARY……….………………….…………………………………………...344 V KKKKIIIISSSSAAAALLLLTTTTMMMMAAAALLLLAAAARRRR A.Ü.Đ.F.D. : Ankara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi D.Đ.A. : Diyanet Đslâm Ansiklopedisi s. : Sayfa sy. : Sayı E.Ü.Đ.F.D. : Erciyes Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi Dergisi c. : Cilt yay. : Yayınları Đ.A. : Đslâm Ansiklopedisi D.Đ.B. : Diyanet Đşleri Başkanlığı M.Ü.S.B.E. : Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü thk. : Tahkik Eden trc. : Tercüme Eden nşr. : Neşreden bkz. : Bakınız bb. bkz. : Bu Bağlamda Bakınız drl. : Derleyen trkç. : Türkçesi çev. : Çeviren T.D.V. : Türkiye Diyanet Vakfı haz. : Hazırlayan S.Ü.Đ.F. : Selçuk Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi M.Ü.Đ.F. : Marmara Üniversitesi Đlahiyat Fakültesi der. : Dergisi ayrc. bkz. : Ayrıca Bakınız Đsl. Arşt. : Đslami Araştırmalar Yük. Đsl. Enst. : Yüksek Đslâm Enstitüsü Đsl. Arşt. Der. : Đslami Araştırmalar Dergisi a.g.e. : Adı Geçen Eser VI ÖÖÖÖNNNNSSSSÖÖÖÖZZZZ Din insanların, üzerine kaim olarak yaratıldıkları temel fıtrattır. Hem dinin sahibi hem de fıtratın yaratıcısı Yüce Allah olduğu için dinle fıtrat arasında bir paradoks düşünülemez. Çünkü Allah’ın peygamberleri aracılığıyla insanları irşat etmesi demek olan vahiy; akıl ve vicdan gibi beşeri fıtratın bütün parçalarına aynı anda hitap eder ve onu bütünsel olarak irşat eder. Dolayısıyla vahiy ne salt akla hitap edip ilahî mesajı rasyonel bir materyale dönüştürür ne de sırf kalbi, vicdanı ve hissiyatı muhatap alıp imânın aklî referanslarını imha eder. Çünkü vahiy yarattığını iyi bilen Allah’ın, ihtiyaçlarına tam tekabül etmesi için beşeriyete lütfettiği ilâhî bir inayettir. Đnsanın dünya ile ahireti, madde ile manayı, akıl ile kalbi, fizikle metafiziği ve ideal olanla realiteyi dengelemesi imkânı ise ancak vahiy iklimi içinde mümkündür. Bu iklim içinde akıl, fıtrat içinde taşıdığı ilahî fonksiyonu itibariyle vahyi değerlendireceği için kendisiyle vahiy, dünya ile ahiret, dinle yaşam ve madde ile mana arasında bir çelişki görmez. Hz. Peygamber ve sahabe dönemlerindeki akıl vahiy uyumu da bu gerçekliğin bir neticesidir. Çünkü vahiy, insana hitap ederken düşünceye belli bir sınır, misyon ve değer atfeder. Dolayısıyla vahyin güvenli ve diriltici atmosferinden uzaklaştıkça insanın fıtrî değerleri altüst olur. Başka bir ifadeyle insan, ya kalbi hissiyatına kapılarak ruhbanlaşır ya da aklını ve duyularını ön plana çıkararak deney, gözlem, tecrübe ve beş duyuyla idrak edilemeyen bütün akıl üstü olayları inkâr edip sekülerleşir. Bu aşamadan itibaren insan, vahiyle her karşılaştığında ya onu inkâr eder ya da onu sert aklî yorumlara tabi tutarak rasyonel bir hale getirir. Bu sebeple hem akıl-nakil çatışması hem de vahyin rasyonalize edilmesi, fıtri bütünlüğünden koptuğu için parçalanmış bir aklın ürünleridir. Bir de bu aklın karşısındaki vahyin ilahî sahihliğini kaybetmiş olduğunu düşündüğümüzde bu rasyonel tavır alışın, pozitivist bir materyalizme dönüşmesi de kaçınılmazdır. Bu mana ekseninde akıl-din çatışmasının en sistematik tecellisi olan ve usture ve safsataları din olarak sunanYunan mitolojisine tepki mahiyetinde gelişen Yunan akılcılığı, aynı zamanda vahyin imkânı ve anlamı üzerine de yıkıcı tenkitlerde bulunmuş ve vahye karşı aklı, dine karşı felsefeyi, Tanrı fikrine karşı da insanı tahkim ve takdim etmiştir. Bu anlayış, fütuhat hareketleriyle artan teolojik çeşitliliğe VII ve itikadî, sosyal ve siyasal dejenerasyona esaslı bir çözüm geliştirmek için felsefi medreseler ve tercüme faaliyetleri aracılığıyla Đslâm düşüncesine de geçmiştir. Özellikle Mu’tezile ve Meşşâi filozoflarda, akıl-nakil çatışmasında akla göre vahyi yeniden yorumlamak şeklinde tecelli eden bu akılcılık, Ebu Bekir er-Razî ve Đbn Ravendî gibi akılcılarda ise vahyin açıkça inkârı gibi en uç neticesini doğurmuştur. Akıl-din çatışmasının ikinci tecellisi ise aklı ve insanı hiçleyen kilise dogmatizmine karşı aydınlama felsefesiyle gerçekleşmiştir. Bu akılcılığın oluşumunda Đbn Bâcce ve Đbn Rüşd gibi Meşşai filozofların yer alması ve bu akılcılığın son dönem Đslâm modernizmine ilham kaynağı olması, hem batı hem de Đslâm akılcılığının bütün çağlarda birbirleriyle sıkı bir ilişki içinde olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu akılcılık özellikle 1850’li yıllardan itibaren modernizm talebi ve oryantalist faaliyetler yoluyla Đslâm dünyasında güçlü talepler bulmuştur. Böylece ilk dönem akılcılıktaki gibi Kur’ân’ın hem lafzına hem de bütünsel ruhuna aykırı pek çok yorum bizzat Kur’ân’la delillendirilmiştir. Biz bu çalışmamızda öncelikle aklın kelime ve terim anlamlarını, Yunan felsefesinin, Đslâm filozoflarının, Mu’tezilenin ve kısaca Ehl-i Sünnet, mutasavvıflar ve Şia’nın akıl tanımlarını incelemeye çalıştık. Daha sonra akılcı tefsîr ve te’vil anlayışını bilimsel bir üslupla değerlendirebilmek için; I. Bölümde aklın Kur’ânî konumunu (sınırını ve görevini), akıl-vahiy, akıl-kalp, akıl-imân ve akıl-bilgi ilişkilerini incelemeye gayret ettik. Bu noktada sünnet-i seniyyede akla atfedilen anlam ve misyonu da bir katkı mahiyetinde ele aldık. II. bölümde Kur’ân’ı sıradan beşerî metinlerden ayıran alamet-i farika vasıflarını ve sıra dışılık unsurlarını incelemeye çalıştık. Bu bağlamda onun nübüvvetle insanlığa sunuluşunu, Hz. Peygamberin vahyin anlaşılmasındaki konumunu, onun lafız ve mana ile mucize oluşunu ve Kur’ân’ın anlaşılmasında sebeb-i nüzûlün, bütünselliğin, müteşabih faktörünün ve vahye imân ve itaatin, vahyi doğru anlama konusundaki katkılarını incelemeye çalıştık. Bundan sonra III. Bölümde ilk dönem akılcılığın Đslâm dünyasına giriş sebeplerini, yorum metodolojisini ve neticelerini Mu’tezile ve Meşşailer özelinde değerlendirdik. IV. Bölümde ise yine aynı şekilde geç dönem akılcılığın ortaya çıkış sebeplerini, yorum usûllerini ve örneklerini ortaya koymaya gayret ettik VIII Bu çalışmamızın oluşumunda hiçbir zaman yardım ve ilgisini esirgemeyen danışman hocam sayın Prof. Dr. Đdris ŞENGÜL’e ilgi ve katkılarından dolayı şükranlarımı arz ederim. Yasin PĐŞGĐN Ankara–2008 IX GĐRĐŞ A) ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĐ: “Kur’ân’a Göre Akıl ve Akılcılığın Kur’ân Tefsîrine Etkisi” isimli bu çalışmamız ilk felsefi tercümelerin Đslâm düşüncesine girdiği Hicri II. asırdan günümüze kadar süregelen rasyonalist anlayışların Kur’ân yorumuna olan etkilerini genel karakterleri itibariyle incelemeyi amaçlamaktadır. Hz. Peygamber Allah’ın kendisine verdiği risalet misyonunun ona sağladığı geniş yetkilerle gayr-ı metluv vahiy bağlamlı olarak Kur’ân’ın mücmel ve muhtasar olan ayetlerini gerek söz ve fiil gerekse takrirlerle açıklamıştır. Böylece Allah’ın kendisine verdiği hikmet ekseninde ortaya koyduğu nebevi öğreti ve yaşam sistemiyle Hz. Peygamber, külli karakterli olan Kur’ân naslarının beşeri anlam seviyesine göre açılımını yapmış ve nasları bizim anlama seviyemize çekmiştir. Bu bağlamda hepimize şamil genel geçer felsefenin üzerinde bir vasfa sahip bir akılla muttasıf olan Hz. Peygamberin sünneti, Kur’ân’ın öz ve evrensel açılımıdır. Dolayısıyla onun açıklamaları, yorumlar hiyerarşisinin en üst basamağında olup evrensel karakterli bir bağlayıcılık vasfına sahiptir. Müslüman coğrafyanın kültürel ve siyasi hâkimiyet alanlarının genişlemesiyle meydana gelen bir medeniyetler buluşması, diğer medeniyetlerin özellikle de Yunan felsefî metodolojisinin Kur’ân’ı anlamada etkin ve alternatif bir yorum projesi olarak algılanmasına ve nebevi karakterli yorumsal metodolojinin akıl eksenli bir şekilde rasyonalize edilmesine neden olmuştur. Đ’tizalî hareketle başlayan bu farklılaşma, söz konusu dönemden itibaren farklı tonlarda ve versiyonlarda değişken nitelikli bir etkinlik gücüne sahip olarak günümüze kadar devam etmiştir. Đşte biz bu çalışmamızda, aklın Kur’ânî statüsünün ışığında, vahiy harici yapılanma sergileyen anlayışların Kur’ân yorumundaki izdüşümlerinin yorumsal değerlerini incelemeyi amaçlamaktayız. Allah’ın insana en önemli lütfu olan akıl, insanı diğer varlıklardan ayıran ve onu yeryüzünde, sonunda ceza ya da ödülün gerçekleşeceği bir deneme sürecine ehil kılan bir alâmet-i fârikadır. Kur’ân’da isim olarak geçmemekle birlikte defaatle vurgulanan akletmek ve türevleri Kur’ân’ın muhataplarından dinamik ve üretken bir aklî aktivite istediğinin açık göstergeleridir. Kur’ân’a baktığımızda koordinatlarını
Description: