ebook img

Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış PDF

19 Pages·2017·0.85 MB·Turkish
by  
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış

Süleyman Demirel Üniversitesi Suleyman Demirel University İktisadi ve İdari Bilimler The Journal of Faculty of Economics Fakültesi Dergisi and Administrative Sciences Y.2017, C.22, S.2, s.465-483. Y.2017, Vol.22, No.2, pp.465-483. KRİZLERİN YÖN VERDİĞİ TÜRK - RUS İLİŞKİLERİNE UÇAK KRİZİNE KADAR ANALİTİK BİR BAKIŞ: 2004 - 2016 AN ANALYTICAL OVERLOOK TO CRISES GUIDED TURKISH - RUSSIAN RELATIONS UNTIL THE FIGHTER JET DRAWN: 2004 - 2016 Özge ÇOPUROĞLU*, Tevfik KARPUZCU** Yrd. Doç. Dr., Yeditepe Üniversitesi, Fransızca Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, E-mail: [email protected] Yüksek Lisans Doktora Burslu Öğrencisi, Yeditepe Üniversitesi, Fransızca Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, E-mail: [email protected] ÖZ Türk-Rus İlişkileri tarihsel açıdan iki devlet için önem arz ettiği gibi, bulundukları bölgelerin kaderini belirlemede de etkili olmuştur. Bununla birlikte iki ülke arasındaki ilişkiler tarihin genel akışında rekabetçi bir seyir izlemektedir. İlişkilerin bu hareket zemininde gerçekleşmesi, sık sık krizlerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma öncelikle Türk-Rus İlişkilerinin tarihsel perspektiften incelemesi yapılmış ve bugünkü ilişkilere ışık tutulmuştur. Ayrıca NATO ittifakının etkisinden bahsedilmiş, bunun ilişkilere olan etkisi bağımsız bir değişken olarak incelenmiştir. Özellikle 2004 sonrasında iki önemli siyasi figür olan Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın inisiyatifinde gelişen ilişkiler ve uçak krizini de kapsayan dönem ele alınmıştır. Yakın dönemde krizlerin yaşanmasına sebep olan Kırım ve Suriye konuları çalışmaya dâhil edilmiştir. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı Uçak Krizinin ilişkilerin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda, yapılan basın taramasından hareketle öngörüde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Türk-Rus İlişkileri, Uçak Krizi, NATO, Suriye Savaşı Jel Kod(ları): F50, H77, N40 ABSTRACT Historically, the relations between Turkey and Russia are important for both of these countries in the way it determines the fate of the region. In addition to this, the relationship takes a competitive course in the historical context. Since the relationship occurred at this competitive ground, it caused many crises. This research focuses on the relations between Turkey and Russia through historical perspective in order to shed light on the current relations. On the other side, we had considered the NATO alliance and its impact on these relations as one independent variable in order to make probable explanation. Especially, after 2003 where two important political figures, Erdogan and Putin took initiative in the course of the relations and the tension caused by the fighter jet crisis. Crimea and the Syrian issues will be included in the study as another cause of the recent growing crisis. We expect to make a prediction about the future of the relationship between the Republic of Turkey and the Russian Federation depending on the local press analysis on the matter of fighter jet shot down. Keywords: Turkish-Russian Relations, Jet Crisis, NATO, Syria War Jel Code(s): F50, H77, N40 465 ÇOPUROĞLU – KARPUZCU 2017 GİRİŞ Türk-Rus İlişkileri, tarihte iki halkın diğer yakınlaşmaların ötesinde bir ilişki halklarla olan ilişkilerinden farklı bir yere geliştirememiştir. Kısa dönemli oturur. Farklı bir değerlendirmeye tabi yakınlaşmaların ötesine geçemeyen olmasında, ilişkilerin bölgenin kaderinin ilişkilerin sebeplerinden birisi, Türkiye’nin çizilmesinde etkili olduğu gerçeği yatar. özel bir Sovyetler Birliği/Rusya politikası Hâkim oldukları coğrafyalar itibariyle geliştirmemesinden; diğeri ise Rusya’nın süreklilik arz eden bir rekabetçilik söz Batı bloğu müttefiklerine bütüncül bir bakış konusudur. Bu durum Osmanlı-Rus Çarlığı açısıyla bakmasından kaynaklanmaktadır. ilişkilerinde görüldüğü gibi, son yıllarda Son yıllardaki gelişmeler de, Soğuk Savaş Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu sonrası yakınlaşmalar çerçevesinde kabul ilişkilerinde de görülmektedir. Hatta Orta edilmesi gereken kısa dönemlerden birinin Asya, Kafkasya ve Balkanlar ile sınırlı olan güncel hali olarak değerlendirilebilir. Ancak rekabetin Ortadoğu’ya kadar taştığını Suriye Vladimir Putin’in izlediği revizyonist İç Savaşı göstermiştir (Askeroğlu, 2016). politika ve Türkiye’nin dış politikasıyla Rusya’nın dış politikasının çıkarlarının Türk-Rus ilişkileri genel seyri itibariyle çatışması bu dönemin kısa süreceğini rekabetçi olsa da; zaman zaman ciddi göstermektedir. Bu gelişmeler tarihi haklı yakınlaşma dönemleri de yaşamıştır. Ancak çıkaracak gelişmeler olmuştur bu yakınlaşmalar ilişkiler tarihinde kısa (BİLGESAM, 2013). dönemlere tekabül etmektedir. Yakınlaşmalar daha çok ekonomik, ticari ve Devlet arası ilişkiler farklı dönemlerde farklı bazen askeri boyutlarda gerçekleşmiştir. şekilde cereyan edebilir. Ancak ilişkilerin Ancak tam manasıyla politik bir bağdaşıklık süreklilik arz eden bir çıkar ortaklığına sahip içinde bulunma durumu söz konusu olması durumunda iki ülke stratejik ortak olmamıştır. Bu sebeple ilişkiler hep kaygan olarak addedilebilir. Türk-Rus ilişkilerinin bir zeminde cereyan etmiştir. Son yıllarda son yıllarında, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerçekleşen yakınlaşmanın da kısa dönemli stratejik ortaklık olduğu konusunda görüşler tarihsel yakınlaşmalar dâhilinde bildirilse de; ilişkiler stratejik ortaklık değerlendirilmesi gerektiği ve geçici bir çerçevesinde değerlendirilecek bir duruma dönem olduğu ana savını, çalışmada gelmemiştir. Bu durumu ilişkilerdeki yapısal kanıtlamak hedeflenmiştir. Bunun yanında faktörlerin etkisi bağlamında Türk-Rus İlişkilerinin yaşanması muhtemel değerlendirmek gerekir. Yani dış politikaları krizlerden minimum zararla çıkması için, ciddi farklılıklar ve hatta dış politikalarında ekonomik ilişkilerin daha da çıkar çatışmaları olan bu iki devletin kuvvetlendirilmesi gerektiği çözümü stratejik ortak olması, dünyada ciddi denge getirilmeye çalışılmıştır. değişimleri ile mümkün görünmektedir. İkinci Dünya Savaşı sonrası, ikili ilişkilere Söz konusu ilişkiler doğası gereği realist yön veren belirleyicilerden birisi de teori merkeze alınarak değerlendirilmelidir. devletlerin Batı ile olan ilişkileri olmuştur. Bu değerlendirme biçimi iki ülkenin Zira bu savaşın galibi olan Amerika Birleşik emperyal bir gelenek taşımasının bir sonucu Devletleri dünya siyaset sahnesine çok güçlü olarak ortaya çıkmaktadır. Son dönemlerde bir aktör olarak çıkmış, karşısında ise yumuşak gücün de izlerini gördüğümüz ikili ideolojik zıtlıkları bünyesinde bulunduran ilişkilerde, Uçak Krizi sonrası tekrar güçlü bir Sovyetler Birliği’ni bulmuştur. İki ilişkilerin olağan seyri olan sert güce doğru kutuplu dünya düzeninde tarafını Batı’dan evirilme görülmektedir. yana olarak belirleyen Türkiye ise Soğuk Söz konusu noktalardan hareketle, iki ülke Savaş’tan en çok etkilenen ülkelerden birisi arasındaki ilişkilerin ele alınacağı inceleme, olmuştur. Batı bloğunun en kuvvetli dört farklı alt başlıktan oluşmaktadır. Bunlar sembollerinden ve NATO ittifakı üyesi olan ‘’Tarihsel Bir Perspektiften Türk-Rus Türkiye, Sovyetler Birliği ile kısa dönemli İlişkileri’’, ‘’NATO ve ABD Bağlamında 466 C.22, S.2 Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış: 2004-2016 Bir İnceleme’’, ‘’ Stratejik Ortaklığa kaynaklarının taramasından; İngilizce, Doğru’’ ve ‘’Yakın Dönem Krizler’’ olarak Fransızca ve Türkçe akademik belirlenmiştir. Çalışmaya yön veren çalışmalardan yararlanarak genel sorunsalın ele alınmasında basın değerlendirmelere ulaşmaya çalışılmıştır. 1. TARİHSEL BİR PERSPEKTİFTEN Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya (Sovyetler TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ Birliği ve devamında Rusya Federasyonu) arasındaki ilişkilerin olumlu dönüm Türk-Rus İlişkilerinin bugününü anlamak noktalarına bakıldığında; ilişkiler üzerinde için, ilişkilerin tarihsel olarak hangi belirleyici olan göstergeleri görülebilir. aşamalardan geçtiğini kavramak gerekir. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sebeple ilişkilerin tarihsel kökenlerine sürecinde Kurtuluş Savaşı sırasında yapılan kısaca göz atılmalı ve güncel olayların Sovyet yardımları ve daha sonra 1930’lu ve tarihte nereye oturduğu anlaşılmalıdır. 1960’lı yıllarda sanayi alanındaki işbirliği, Tarihsel gelişimlerine bakıldığında, aynı 1984’te yapılan doğalgaz anlaşması, Mavi coğrafyadaki iki devletin devraldığı Akım Projesi, 1999 Ecevit’in Rusya ziyareti, emperyal mirasın yarattığı sonuç olarak; 2004 yılında Putin’in Türkiye’yi ziyareti farklı yöne giden iki paralel ülke görülür. (Özbay, 2011: 70) ve son olarak Türk Akımı Öncelikle Türk-Rus İlişkileri 15. Yüzyılın Projesi’nin ilanı önemli olumlu dönüm sonlarında başlamış olup, ağırlıklı olarak noktaları olarak kabul edilebilir. Yani rekabetçi bir karaktere sahiptir. Ancak kısa olumlu ilişkiler genellikle ekonomik-ticari aralıklarla bu rekabetçi karakter yerini eksende gerçekleşmiştir. Özellikle 1960’lı işbirliğine bırakmıştır. İlişkilerin iyi olduğu yıllarda Sovyetler Birliği ile Türkiye aralıklar başlıca dört farklı dönemden Cumhuriyeti arasındaki yakınlaşma sonucu, ibarettir. Birinci yakınlaşma dönemi (1789- büyük sanayii tesislerinin Sovyetler 1805), Napolyon’a karşı Osmanlı-Rus Birliği’nin yardımlarıyla kurulması (Tellal, Çarlığı ittifakıdır. İkinci yakınlaşma (1833- 2012:782) sürecindeki ilişkiler ile 2004’den 1841), Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali bugüne gelen dönem benzerlik Paşa’ya karşı yapılmış ittifaktır. Üçüncü göstermektedir. 1960’lı yılların Türk Dış yakınlaşma (1920-1930’lu yıllar), Politikası göreli özerklik dönemi olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan askeri değerlendirilmektedir (Oran, 2012:657). ve ekonomik ittifaktır. Son olarak ise 2004 Türk Dış Politikasının inceleyeceğimiz son ila 2015 yılları arasında Uçak Krizi’ne kadar dönemi de özerkleşme çabalarını içinde geçen ticari ve ekonomik temelli ilişkilerin barındırmaktadır. İki dönemin diğer bir geliştiği dönem saymak doğru olacaktır benzerliği Türk-Rus ilişkilerinin gelişim (İmanbeyli, 2015:2).Bu dönemlerden ilk göstermesidir. ikisi güvenlik eksenli ittifaklar olarak Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında, değerlendirilebilir ancak son ikisi Türkiye ile Rusya Federasyonu resmi karakteristik farklılıklar içermektedir. ilişkileri 25 Mayıs 1992’de ‘’Türkiye Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Sovyet Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu yardımları daha çok ideolojik eksende Arasındaki İlişkilerin Esasları Hakkında gerçekleşmiş yardımlardır. Yani bu ittifak - Anlaşma’’ metninin imzalanmasıyla her ne kadar Türkiye yüzünü Batı’ya başlamıştır (Özbay, 2011: 45). Bu dönmüş olsa da- anti-emperyalist bir anlaşmadan sonra başlayan ilişkilerin savaştan çıkmış ülkeye yapılan yardımlar kademeli olarak iyileşmektedir. 1992 yılında çerçevesinde değerlendirilebilir. 2004 imzalanan anlaşmadan, 1999 yılında yılında başlayan süreç ise Başbakan Recep Başbakan Bülent Ecevit’in Rusya ziyaretine Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu kadar geçen süre ilk dönem olarak kabul lideri olan Vladimir Putin’in inisiyatifinde, edilebilir. 2000 yılında Başbakan ekonomik-ticari ilişkiler ve enerji ilişkileri Kasyanov’un Ankara ziyaretinden, 2004 ekseninde gerçekleşmiştir (Kamalov, 2012). 467 ÇOPUROĞLU – KARPUZCU 2017 yılında Putin’in Ankara ziyaretine kadar ekonomik bağdaşıklıklar öncülüğünde geçen süre ilişkilerin politik zemine gerçekleşmiştir. Bu askeri ziyaret de, aynı kaymaya başladığı ikinci bir dönemdir. 2004 kapsamda değerlendirilmelidir (BYEGM, ila 2015 arası ise krizlere rağmen iyi geçen 2007). son dönemdir. İlk iki dönemde ekonomik Dikkati çekmek istediğimiz bir diğer nokta ilişkiler politik ilişkileri gölgelemiş; daha da tarihteki genel yakınlaşma dönemlerini sonra ise politik ilişkiler dinamizm incelendiğinde Türk-Rus yakınlaşmalarının kazanmaya başlamış ve bu dinamizm bölgesel veya küresel değişimlerin ardından gücünü ekonomik ilişkilerden almıştır. Son gelmiş olmasıdır. Zira iki devletin iyi dönemde ise politik ve ekonomik ilişkilerin ilişkiler geliştirdiği dönemler; bölgesel karşılıklı olarak bir birini beslediğini güvenliğin tehlikede olduğu veya küresel görüyoruz. statükonun değiştiği dönemleri Sovyetler Birliği’nin dağılması Türk Dış kapsamaktadır. Aslında çıkar çatışmalarının Politikasının uygulayıcıları tarafından ciddi olduğu alanlarda, üçüncü bir gücün etkili bir fırsat olarak görülmüştür. Zira Türkiye olmaya çalışması durumunda Türk-Rus için Orta Asya ve Kafkasya’da etkin ittifakının oluştuğunu tespit ediyoruz. olabilme şansı doğmuştur. Türkiye bu Bununla birlikte iki devletin yalnızlaştıkları bölgelerde etkili olabilmek için bölge dönemlerde yakınlaşmaları söz konusudur. ülkelerinin hamiliğini üstlenmek adına politika yürütmeye başlamıştır. Ancak bu politika, bölge ülkeleri tarafından kabul 2. NATO VE ABD BAĞLAMINDA BİR görmediği gibi; Rusya tarafından da hoş İNCELEME karşılanmamıştır. Türkiye’nin bu Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkeleri gereği politikasını Rusya’yı da gözeterek daha yüzünü batıya dönmüş bir ülke olması gerçekçi bir zemine yerleştirmesi ise zaman nedeniyle; ağırlıklı olarak batılı devletler ile almıştır. Genel olarak bakıldığında, iki aynı bağdaşıklık içinde bulunmaya gayret ülkenin de 90’lı yıllarda temkinli yakınlık göstermiş, NATO askeri ittifakının bir üyesi politikası güttükleri görülmektedir. Diğer bir olmak için de aynı çabayı sarf etmiştir. ifadeyle bu yıllar, işbirliği ile rekabet Bunun için ilk önemli fiili girişimi Kore dengesinin ayarlanmaya çalışıldığı yıllardır Savaşı’na hatırı sayılır asker gönderilmesi (Özbay, 2011: 46). olmuş, ardından NATO’nun doğu kanadının Bu süreçte Kafkasya ve Orta Asya’daki bir üyesi olarak sahneye çıkmıştır. Türkiye rekabetin, enerji nakil hatlarının, Kürt ve 1952 yılında üye olmasından sonra, Çeçen Sorunlarının önemli başlıklar NATO’nun önemli askeri gücünü olduğunu tespit edip, ağırlıklı güvenlik oluşturmuş ve çoğu zaman işlevsel bir güç endeksli bir ilişkiler ekseninin hâkim (Aybet, 2012) olarak görev almıştır. Ancak olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, iki ülke de 2003 yılından itibaren, Türkiye Soğuk Savaş sürekli bir teyakkuz halini sürdürmeye dönemindeki işlevsel rolünü terk edip devam etmiştir. Burada üzerinde durulması bölgesel güç olma politikasını takip etmiştir. gereken bir konu da; Türk-Rus ilişkilerinin Dolayısıyla Türkiye-NATO ilişkileri farklı iyileşmesinin önündeki engellerden en bir boyuta doğru evirilmeye başlamıştır. önemlisinin, güven eksikliği sorunu olduğu Türkiye işlevsel rolünden çıkıp, NATO’yu gerçeğidir. Tarihsel perspektifli kuşkucu işlevsel olarak kullanma eğilimine girmiştir. bakış açısı da bu gerçeği beslemiştir. Bunun Yani artık karşılıklı kazanç ilkesi üzerinden yanında, bu dönemde Soğuk Savaş’ın yürüyen ilişkiler başlamıştır. Bunun en propaganda ortamı henüz atlatılmış değildir. yakın dönemdeki örneği, Uçak Krizi sonrası Ancak Türk Genel Kurmay Başkanı’nın Türkiye’nin doğrudan NATO ile irtibata 1998’deki Moskova ziyareti, ilişkilerin geçmesi ve NATO üyesi olduğunu hatırlatıcı eskisi kadar sert geçmeyeceğinin sinyali açıklamalar yapması olmuştur. Ancak olarak yorumlanmalıdır. Zira Türk-Rus NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in ilişkilerindeki iyileşmeler askeri ve Uçak Krizi sonrası yaptığı açıklama 468 C.22, S.2 Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış: 2004-2016 (Milliyet, 2015a), Türkiye’yi bir müttefik tavırları aynı zamanda dünya düzeninin iki olarak sahiplenici tonda olmamıştır. Daha kutupludan, tek kutupluya; bugün ise çok önce Türkiye’nin hava sahasının 5 Ekim kutupluya doğru evirilişinin bir sonucu 2015’te Rusya tarafından ihlal edilmesi olarak kabul edilebilir. Devletlerin kendi sonrası, NATO Genel Sekreteri’nin daha politikalarını belirleme serbestisi, bu dünya sert açıklama(BBC, 2015a) yaptığını göz düzeni içerisinde artmıştır. Dolayısıyla önüne alırsak; NATO’nun da Türkiye için Türkiye de NATO doğrultusunda dış ve Rusya ile bir çatışma riskini göze askeri politika belirleme stratejisinden alamadığını anlıyoruz. Kısacası artık büyük oranda uzaklaşmıştır. Öyle ki NATO’nun da Türkiye’ye üye devlet olarak Türkiye, NATO’nun 1999 ve 2004 farklı bir politik yaklaşıma sahip olduğunu yıllarındaki genişleme süreçlerinde Rusya tespit etmekteyiz. ile olan ilişkilerini etkilemeyecek şekilde genişleme sürecine zımni bir destek Türkiye-NATO ilişkilerinin yapısal vermiştir (Oğuzlu, 2012:112). Rusya’yı değişikliğe doğru gitmesini farklı karşılarına almak istemeyen NATO ittifakı parametrelerle açıklamak yerinde olacaktır. üyesi İtalya, Fransa, Almanya ve Bunlardan birisi, Soğuk Savaş sonrası Türkiye’nin 2008’deki Ukrayna ile Türkiye’nin algıladığı tehditlerin büyük Gürcistan’ın üyeliğine destek vermemesi, kısmının ortadan kalkması ve bununla aynı politika çerçevesinde birlikte NATO’nun politikalarına otomatik değerlendirilmektedir (Minassian, 2010:4). destek verme geleneğine karar alıcıların Diğer yandan, NATO’nun son zamanlarda şüpheci bir bakış açısıyla yaklaşmasıdır. farklı bölgelerdeki füze kapasitesini Zira artık bu tutumun riskli olduğu ve geliştiren ülkelere odaklanmaktadır. Ancak NATO’ya olan politik mecburiyetin azaldığı Türkiye daha çok bölgesel bazlı politikalar algısı yerleşmeye başlamıştır. Diğer bir yürütmekte; Filistin Sorunu, Suriye İç neden olarak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Savaşı, Kuzey Irak’taki PKK varlığı gibi izlediği dış politika gösterilebilir (Oğuzlu, konulara yoğunlaşmaktadır (Aybet, 2012). 2012:100). AKP’nin Dışişleri Bakanlığı ve Artık NATO ile Türkiye’nin farklı Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu’nun bölgelerde çıkar hesapları yaptığı, son dış politika doktrini çerçevesinde, zamanların gerçeği haline gelmiştir. Türkiye’nin bölgesel liderlik iddiasında Politikaların farklılaşması ve NATO’nun olması bu değişimin açıklayıcı ögelerinden Rusya’yı en büyük tehdit olarak görme birisi olarak kabul edilebilir. Ayrıca tüm eğiliminin hafiflemesi, Türkiye’nin Rusya bunlara, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ile yakınlaşmasının önündeki engelleri Ortadoğu coğrafyasının önemli jeopolitik kaldırmıştır. Ancak bu yakınlaşmada merkezlerden birisi haline gelmesi de Türkiye’deki ve Rusya’daki politika eklenmektedir. yapıcılarının rolü de büyüktür (Al Jazeera, Soğuk Savaş sırasında Türkiye’yi NATO ile 2016a). eşgüdümlü politika yürütmeye zorlayan belirli gerçeklerin ortadan kalkması; NATO üyelerinin Soğuk Savaş sonrası Türkiye’nin NATO içinde artık politika Türkiye’ye bir üye devlet olarak bakış açısı yapıcı olarak rol almasının önünü açmış ve farklılaşmıştır. Avrupalı müttefikler edilgen durumunu büyük ölçüde ortadan Türkiye’yi eskisi gibi ‘’işlevsel’’ kaldırmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi görmemekte ve hatta son yıllarda tehlike olarak görülen Sovyetler Birliği’nin, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın dağılması hem ideolojik tehdidi hem de tehlikesi nedeniyle mesafeli bir politika jeopolitik tehdidi etkisizleştirmiştir. Aslında izlemektedir. Zira Türkiye’nin içinde bu ana neden NATO’nun varoluşunun bulunduğu herhangi bir çatışma, diğer üye kimliksel tezahürü olmuş ve bu varoluş ülkeleri de çatışmaya çekecektir. Bu nedeninin ortadan kalkması örgütün, üyeleri mesafeli duruşu Patriot füze sistemlerinin tarafından da sorgulanır hale gelmesine Türkiye tarafından talep edilmesi sırasında, sebep olmuştur. Üyelerin bu sorgulayıcı Almanya ve Belçika’nın isteksiz tutumu 469 ÇOPUROĞLU – KARPUZCU 2017 kanıtlamıştır (Oğuzlu, 2012:106). ABD ise Batı’ya yakın bir politika izleyeceği Türkiye ile olan ittifakını ikili ilişkiler izlenimine kapılmıştır. 1994 yılında zemininde güçlendirmeye çalışmaktadır. NATO’nun Barış İçin Ortaklık Programı Hatta Soğuk Savaş sonrasında Türkiye, kapsamına dâhil edilen ilk ülkenin Rusya özellikle 2000’li yıllardan itibaren ABD’nin Federasyonu olması, bu tutumun önemli bölgedeki stratejik ortaklarından birisi göstergelerindendir. Ancak özellikle olmuştur. Ancak bu durum sadece Türkiye Putin’den sonra Avrupalı müttefiklerin için geçerli değildir; aynı zamanda ABD’nin algısının doğru olmadığı anlaşılmıştır. Hatta genel politikasının sonucudur. NATO’nun Rusya’nın NATO’yu tehdit olarak görme ABD nezdinde öneminin azaldığını eğilimi devam etmiştir. Rusya bu eğilimini doğrulayan bu tip ikili anlaşmalar, daha hızlı Yakın Çevre Doktrini olarak adlandırılan hareket etmek ve olaylara daha hızlı politikasıyla göstermiştir. Ancak yine de müdahalede bulunmak istemesinden Avrupa hem jeopolitik gereklilikten dolayı kaynaklıdır (Oğuzlu, 2012:109). hem de çıkarları gereği Rusya’ya karşı sert olmayan tutumunu devam ettirmiştir. ABD ABD’nin NATO’ya olan tutumu, ile Avrupalı devletler arasındaki NATO Türkiye’nin de zamanla NATO politikasını ittifakı bağlamında önemli diğer bir çatlak değiştirmesine sebep olmuştur. Bu ise; Rusya ile olan ilişkiler doğrultusunda kapsamda yakın dönemde iki kırılma ortaya çıkmaktadır. ABD’nin Rusya’yı hala bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 2003’te ciddiye alınacak, tehlikeli bir devlet olarak 1 Mart Tezkeresi’nin reddi, diğeri ise 2007 görmesi; ancak Avrupa’daki nüfuzlu yılında Türkiye’nin Irak’a yaptığı sınır ötesi devletlerin ve özellikle Almanya’nın, operasyondur. 1 Mart Tezkeresi’nin Rusya’yı dışlanmaması gereken bir güç TBMM’den geçmemesi Batı’da büyük hayal olarak kabul etmesi politik ayrılıklara sebep kırıklığı yaratırken; Rusya’nın Türkiye’yi olmaktadır. Bu farklılıkta Avrupa’nın Batı’dan bağımsız bir aktör olarak Rusya’ya enerji konusundaki bağımlılığı tanımlamasına neden olmuştur. Rus-Türk (DW, 2016) ve coğrafi yakınlığı İlişkileri açısından yeni bir yakınlaşma yatmaktadır. Durumun böyle olması, Türk- döneminin izleri burada görülmeye başlar. Rus ilişkilerini de etkilemektedir. Aynı şekilde, 2007’de yapılan sınır ötesi harekât ise ABD’nin itirazlarına rağmen NATO ile Rusya’nın işbirliği içinde olduğu gerçekleştirilmiştir (Radikal, 2014a). 2010-2014 yılları arasında, Türkiye-Rusya ilişkileri benzer bir seyir izlemiştir. Bu, NATO, Soğuk Savaş sonrası yaşadığı Türkiye’nin her ne kadar NATO ekseninde kimliksel krizi özellikle 11 Eylülün ertesinde politika izlememe eğiliminde olsa da, terörle mücadele misyonuyla çözmek konjonktürel gerçeklerin etkisinin devam istemiştir. Ancak Avrupa’nın bu ettiğini ve kurucu politikalar gereği Batı mücadeledeki isteksizliği, yeni misyonun çizgisinden çok farklı bir politika çok da benimsenememesine neden olmuştur. yürütemeyeceğini ortaya koymaktadır. 11 Her ne kadar Afganistan’da Avrupalı Eylül sonrası Rusya ile ABD arasındaki devletlerin askerleri ISAF bünyesinde terörle mücadele konusunda söz birliği, bulunsa da, IŞİD ile mücadelede aynı Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinde daha kararlılığın görüldüğü söylenemez. rahat adım atmasını sağlayan bir başlangıç Avrupa’nın, IŞİD’in sık sık hedefinde olmuştur. Özellikle 2008’de Obama’nın olması bile NATO ittifakı çerçevesinde ciddi başkan olmasından sonra Rusya-ABD bir gücün toplanmasını sağlayamamıştır ilişkilerinde ilerleme kaydedilmiş ve bu (DW, 2016). Bu durumda ABD’nin bölgeye durum Türkiye’nin Rusya ile olan olan ilgisinin azalmasının etkisi de ilişkilerine doğrudan yansımıştır. 2010 yadsınamaz. Görüldüğü gibi ABD’nin yılında ABD’nin, NATO füze savunma NATO’daki lider rolünün önemi büyüktür. sistemini Türkiye’ye ve Doğu Avrupa’ya Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, yerleştirmek istemesini, Türkiye’nin NATO’nun Avrupalı devletleri Rusya’nın sistemin komutasında bulunma şartıyla 470 C.22, S.2 Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış: 2004-2016 kabul etmesinde; Rusya’nın da Lizbon istemesi, özellikle bu iki ülke tarafından Zirvesi sonucu buna dâhil olabileceğini reddedilmiştir. Yine aynı şekilde, Montreux açıklaması etkili olmuştur (Aybet, 2012). Boğazlar Sözleşmesi dâhilinde olan Böylece Türk-Rus İlişkileri zarar görmeden Karadeniz güvenliği ve üçüncü devletlerin Türkiye NATO ittifakı içinde hareket burada bulunmaması konusunda iki ülke edebilmiştir. Ayrıca NATO-Rusya İlişkileri fikri olarak birleşmiştir. Türkiye 2008’de en yüksek noktasına ulaşmış; Türk-Rus Gürcistan-Rusya Savaşı sırasında, ilişkileri de aynı dönemde zirveyi Gürcistan’a yardım için Karadeniz’e girecek görmüştür. 2010 yılında Türkiye’nin olan Amerikan gemisine Montreux Rusya’yı Milli Güvenlik Siyaset Sözleşmesi’nin şartlarını hatırlatmış ve bu Belgesi’nden(Kırmızı Kitap), yani sözleşmeye saygılı olması uyarısında Türkiye’yi tehdit eden ülkeler listesinden bulunmuştur. Tıpkı 1 Mart Tezkeresi’nin çıkarması bu gerçeği doğrulamaktadır reddi gibi (Radikal, 2008b), bu olay da (Minassian, 2010: 4). 2014 yılında Kırım’ın Rusya’nın Türkiye’ye olan güveninin ilhakı konusunda NATO’nun, Rusya’nın bu artmasına sebep olan konulardan birisi politikasına hukuksuzluk hükmü vermesi olarak tarihe geçmiştir. ilişkilerin seyrini değiştirmiştir. NATO Rusya’yı ayrılıkçıları desteklemekle suçlamıştır. Bu süreç, NATO’nun Rusya ile 3. STRATEJİK ORTAKLIĞA DOĞRU işbirliğinin askıya alınmasıyla sona ermiştir 21. yüzyılda Türkiye ve Rusya Federasyonu (NATO, 2015). Türkiye ise düşük perdeden, yakınlaşmaya başlamıştır. Bu yakınlaşmada bölgede bulunan Kırım Tatarlarının kaderini ABD’nin Ortadoğu’da ve Orta Asya’daki önemsediğini vurgulayan bir politika egemen ve baskın politikasının etkisi olduğu izlemiştir (Gafarlı, 2014). söylenebilir. Zira Türkiye ve Rusya’nın NATO’nun Ukrayna Krizi çerçevesindeki taşıdığı emperyal devlet geni, yükselen bu tutumunu ve endişesini daha iyi anlamak iki gücün bölgesinde etkinliğini arttırması için Genel Sekreter Rasmussen’in yönünde politika izlemesini açıklaması önem arz etmektedir. 2014 kolaylaştırmıştır. Dolayısıyla ABD’nin yılında Ukrayna Krizi’nin başları olan mart yakın çevrelerindeki etkinliğine karşı ayında yapılan bu açıklama, NATO ittifakı tepkisel bir ittifakın öncüllerinden biri de bu üyelerinin güvenliği için enerjinin stratejik durum olmuştur. Ayrıca Türkiye’de Recep önemi olan bir konu haline geldiği Tayyip Erdoğan’ın ve Rusya’da Vladimir vurgusunu taşımaktadır. NATO enerji Putin’in siyasi lider olarak sahneye çıkması güvenliği konusunda, Rusya’nın tutumu yine bu yıllara denk gelmektedir. İki liderin nedeniyle kaygılanmaktadır (Rebière, 2014: de izlediği çok boyutlu dış politika anlayışı, 84). Rusya tarafına baktığımızda ise 2010 ve bu yakınlaşma sürecini hızlandırmıştır. 2014’deki Askeri Doktrinleri incelemek Putin ve Erdoğan’ın siyasi tutum ve durum hakkında fikir verecektir. 2014’deki retoriklerinin benzerliği yakınlaşmada doktrinde NATO’nun doğuya genişlemesi önemli rol oynamıştır. Sovyetler Birliği- birincil tehdit olarak kabul edilmektedir. Türkiye İlişkilerinde ise iki ülkenin birbirini Ancak 2010 doktrininde NATO, Rusya’nın değerlendiriş şekillerindeki farklılık füze savunma sistemi konusunda işbirliği nedeniyle, ilişkilerde bu dönemdeki yapması gereken bir kuruluş olarak kendine yakınlaşma görülmemiştir. Sovyetler Birliği yer bulmuştur (İsmayılov, 2015). Türkiye’yi daha çok bölgesel politikalarına, Türkiye Sovyetler Birliği’ni daha çok Rusya ve Türkiye’nin üzerinde uzlaştığı küresel politikalarına konu etmiştir (Özbay, konulardan birisi olan Karadeniz’in 2011: 65). Bu, aradaki güç dengesinin ciddi güvenliği meselesi, uluslararası arenada iki farkından kaynaklanmaktaydı. Tüm bunların ülkeyi birleştirmiştir. ABD’nin yanında 21. Yüzyıldaki bu yakınlaşma, ilk Karadeniz’de güvenlik açığı olduğu kez iki halkın birbiriyle bu kadar iyi ilişkiler iddiasıyla askeri varlığını buraya taşımak 471 ÇOPUROĞLU – KARPUZCU 2017 içinde olmasına vesile olmuştur (Özbay, Türk-Rus İlişkilerine özellikle 21. yüzyılda 2011: 35). farklı bir boyut getiren enerji siyaseti, iki taraf için de önemli bir konudur. Rusya’nın 1990’lı yıllarda Türk-Rus İlişkileri dünyanın en önemli doğalgaz-petrol ekonomik temelli gelişim göstermiş ve bu rezervlerine ve Türkiye’nin enerji nakil gelişim politik ilişkileri gölgelemiştir. hatları için kritik önem arz eden coğrafyaya Ancak 21. Yüzyılla birlikte hız kazanan sahip olduğu göz önüne alınırsa, bu konu siyasi ilişkiler, özellikle 2004 yılında hem ikili ilişkileri hem de bölgeyi ekonomik ilişkiler kadar hızlı bir ilerleme etkilemektedir. Türkiye’nin doğalgaz içine girmiştir (Al Jazeera, 2016a). alımının yüzde 55’ini (Kozaklıoğlu, 2015) 2002 yılındaki askeri anlaşmalar, iki devlet Rusya’dan yaptığı gerçeği, enerji arasındaki siyasi anlaşmaların öncülleriydi. ilişkilerinin boyutunu vurgulayan önemli Ayrıca Irak’ın toprak bütünlüğünün göstergelerdendir. Ayrıca talebi karşılamak korunması yönündeki fikir birliği, 2003’te 1 için yapılması planlanan Mavi Akım 2 Mart tezkeresinin reddi ile taçlandırılmıştı. projesi için de anlaşma sağlanmıştır. Türkiye 2004 yılı ise tüm diplomatik çabaların 2009 yılında, Rusya’yı Avrupa’ya bağlayan meyvelerinin alındığı bir yıl olmuştu. Bu yıl Güney Akım enerji nakil hattına da içinde Putin’in tarihi Türkiye ziyareti katılacağını açıklamıştır (Minassian, 2010: gerçekleşmiştir. 32 yıl aradan sonra ilk kez 5). 2014 yılında Rusya, Güney Akım’ı iptal devlet başkanı düzeyinde gerçekleşen bu ettiğini ve bunun yerine Türk Akımı olarak ziyaret kapsamında; ortak bir deklarasyon adlandırılan yeni bir proje gerçekleştirmek yayınlanmış, askeri ve ekonomik anlaşmalar istediğini Türkiye’ye iletmiştir (Alaranta, imzalanmıştır. Bu tarihten itibaren iki devlet 2015: 3). Enerji ilişkilerine yeni bir boyut arasında sık sık, yüksek düzeyde görüşme daha eklenme ihtimalini ortaya çıkaran bu yapılmıştır (Oğan, 2004). İki halk arası proje taslağı, Türkiye’nin enerji rekabet yakınlaşmalar daha hızlı bir seyir izlemiştir. alanında cazibe noktası olduğunu doğrulamıştır. Rusya’nın Türkiye ile yeni 2006 yılında Rusya Federasyonu ile Türkiye enerji nakil hattı projeleri geliştirmekteki arasında ilk kez cumhurbaşkanları hevesi; temelde Azerbaycan, İran ve düzeyinde bir görüşme gerçekleşmiştir. Türkmenistan ile gerçekleştirilen veya Özellikle 2010 yılı iki ülke ilişkilerinde ciddi gerçekleştirilmesi muhtemel projelerin işbirliği havasının olduğu bir yıldır. Hatta bu önünü kapatmak amacını taşımaktadır. yılda yapılan işbirliği çerçevesindeki Rusya’nın özellikle Bakü-Tiflis-Ceyhan gelişmeler, Türkiye-Rusya stratejik ortak Boru Hattı’na muhalefet etmesi, TANAP ve olarak kabul edilebilir mi tartışmalarını NABUCCO projelerinin gerçekleşmesini alevlendirmiştir. Öyle ki Güney Akım, Mavi istememesi aynı sebepten Akım 1-2, Nabucco enerji nakil hattı kaynaklanmaktadır. Diğer bir kritik proje projeleri; vizelerin kaldırılması konusu, olarak Akkuyu Nükleer Santrali, iki ülkenin nükleer santral projesi ve diğer enerji önemli işbirliği konularından birisini alanındaki konular masaya yatırılmıştır. oluşturmaktadır. Rusya’nın yapımını ve Hatta enerji nakil hatları konusundaki ortaklığını üstlendiği bu proje bittiğinde, projeler hayata geçirilmeye başlanmış, santral 4800 megavatlık bir üretim vizeler karşılıklı olarak kaldırılmıştır. Aynı yapacaktır. 2022’de bitirilmesi planlanan bu yıl toplam 17 anlaşmaya imza atılmıştır. santralin, Uçak Krizi’nden sonra askıya Rusya başbakanı Dimitri Medvedev’in alındığı konuşulduysa da; Akkuyu Nükleer Türkiye’yi ziyaretinden sonra yaptığı Güç Santrali’nin sorumlusu bunu açıklamada, Türkiye’yi güvenilir bir komşu yalanlamıştır (BBC, 2015b). olarak gördükleri ve iki halkın huzuru için iyi ilişkilerin sürdürülmesi gerektiği vurgusu Türkiye ile Rusya arasındaki enerji vardı (Minassian, 2010: 1). Kısacası 2010 alanındaki işbirliği Rusya’ya bağımlılık yılında Türk-Rus ilişkileri zirveyi yarattığı noktasında eleştirilmektedir. görmüştür. Eleştirinin haklı tarafları olmakla birlikte, 472 C.22, S.2 Krizlerin Yön Verdiği Türk-Rus İlişkilerine Uçak Krizine Kadar Analitik Bir Bakış: 2004-2016 ticaret ilişkilerinin karşılıklı bağımlılık İran’ın dışarıya açılabilmesi için tek yolun yarattığı unutulmamalıdır. Yine de Türkiye olduğu gerçeği, Avrupa’yı hassas Türkiye’nin yaptırım gücünü arttıracak davranmaya zorlamaktadır. İran’ın dışarıya girişimlerde bulunması gerekir. Türkiye açılması sonrası Rusya’nın tehlikeye girecek doğalgaz ithalatının yüzde 55’ini, petrol olan doğalgaz tekeli, Rusya’da endişe ithalatının yüzde 35’ni Rusya’dan yaratmaktadır. Rusya Federasyonu resmi yapmaktadır. Türkiye elektrik üretiminin medya organlarından olan Sputnik Haber yüzde 48’ni doğalgazdan karşılamaktadır Ajansı’nın son zamanlarda yaptığı haberler, (Fortune, 2015). Yani doğalgaz, Türk İran’ın güvenli bir gaz ihracatçısı (Sputnik, sanayisinin enerji ihtiyacının önemli bir 2015a) olmadığı yönündedir (Sputnik, bölümünü karşılamaktadır. Bu durum bir 2015b). Gürcistan ve Ukrayna’nın da önemli ülke için riskli bir durum teşkil etmektedir. enerji nakil güzergâhları olduğu Ancak unutulmamalıdır ki; Rusya’nın düşünülürse, Rusya’nın bu ülkelerdeki doğalgaz ve petrol ihracındaki Avrupa askeri etkinlikleri düşündürücüdür. Birliği’nden sonraki en büyük paya Türkiye Uçak Krizi’nden sonra Rusya’nın Türkiye sahiptir. Ayrıca Türkiye’nin Rusya’ya ile olan enerji ilişkilerinin akıbeti alternatif bulma konusunda çok fazla sıkıntı tartışılırken, beklenmeyen bir şekilde çekeceği düşünülemez. Azerbaycan, İran, Gazprom Türkiye’ye 2016 yılının ilk iki Türkmenistan ve Ukrayna gibi ülkeler buçuk ayı yüzde 33,5 daha fazla doğalgaz Türkiye’nin alternatifleri arasında göndermeye başlamıştır (Hürrriyet, 2016). bulunmaktadır. Hatta Kuzey Afrika’daki Aslında Rusya’nın ekonomik ilişkilere ülkelerden sıvı doğalgaz ithal etme şansı da yansıttığı kriz sonrası tavrın enerji vardır. Rusya’nın kendisine rakip olabilecek ilişkilerini de etkilemesi bekleniyordu. İran, Ukrayna, Türkmenistan ve Azerbaycan Ancak Rusya’nın Türkiye’ye yönelik gibi ülkelerin; Türkiye’nin aracılığıyla Batı yaptırımı, iç siyasete yönelik daha görünür ile yakınlaşmasını da hoş karşılayacağı yaptırımlarda kendini göstermiştir. 2015 yılı düşünülemez. 2013 yılında Abdullah Gül’ün itibariyle Rusya Türkiye’nin 3. büyük ticaret Türkmenistan lideri ile yaptığı görüşme ortağıyken; Türkiye Rusya’nın 6. büyük sonrası, Türkmenistan TANAP projesini ticaret ortağı konumundadır. 2015’te destekleyen Trans Hazar Projesi’ne Rusya’daki ekonomik kriz sebebiyle katılacağını açıklamıştır. Bu projenin ilişkilerde ciddi daralma olmuştur. Daha gerçekleşme ihtimali Rusya’yı rahatsız sonra son aylardaki iki ülke arasındaki Uçak etmiştir (Şenay, 2016). Yani aslında Türkiye Krizi, ilişkilerde ciddi gerilemeyi ile enerji alanında işbirliği içinde olmak, beraberinde getirmiştir. 2016 yılının ilk 2 Rusya’nın ‘’yakın çevre’’ olarak kabul ettiği ayında Türkiye’nin Rusya’ya ihracatı bir coğrafyayı da kontrol altında tutmasının önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 61,5 kolaylaşması anlamına gelmektedir azalmış, aynı dönemde Rusya’dan İran’a Batı tarafından uygulanan Türkiye’ye ithalat yüzde 32,8 gerilemiştir ambargoların 2015 yılındaki tarihi anlaşma (Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, sonrası aşamalı kaldırılma kararı, ilk olarak 2016). enerji ürünleri üzerinde uygulanmaktadır. Rusya ve Türkiye’nin 21. yüzyılda Bu durum Rusya’nın enerji tekelinin yakınlaşmasını ticari ilişkiler ve enerji kırılması için atılmış adımlardan biridir. ilişkileri sağlamış gibi görünse de; aslında Türkiye kaçınılmaz enerji nakil yolu olduğu ilişkilerin itici güçlerinden birisi de, iki için, rekabetin kızışmasından en çok fayda ülkenin ortak perspektiflere sahip olmasıdır. sağlayan ülke olacaktır. 2014 yılında Dünya Rusya ve Türkiye’nin siyaset yapıcıları da Bankası’nın Türkiye’ye enerji alt yapısını ABD’nin dünya liderliğine tepkili bir duruş güçlendirmesi için verdiği 400 milyon dolar sergilemektedir. İki ülke kendi eski (Rebière, 2014: 85), Batı’nın desteğinin en hâkimiyet bölgelerinde tekrar aktif olmak somut delillerindendir. Suriye ve Irak’taki isteyen bir politika izlemeye başlamışlardır. istikrarsız durum göz önüne alındığında; ABD’nin Orta Asya ve Orta Doğu’da 473 ÇOPUROĞLU – KARPUZCU 2017 etkinliklerini sürdürmesi, bu ülkelerde 4. YAKIN DÖNEM KRİZLER rahatsızlık yaratmıştır. Türkiye’nin Avrupa Türk-Rus İlişkilerine tarihsel perspektiften Birliği’ne üyelik sürecinin iyiden iyiye baktığımızda, ilişkilerin genel seyir uzaması, Rusya’nın komşuları tarafından itibariyle rekabetçi olduğunu daha önce de ‘’tehlikeli’’ olarak görülmesi ve hâlihazırda ifade edilmişti. Kısa dönemli Batı ile ilişkilerinin iyi olmaması; iki ülkenin yakınlaşmaların ardından ilişkiler normal bir dışlanmışlar ittifakı (Hill ve Taşpınar, seyrine geri dönülmektedir. Özellikle belirli 2006: 85) kurmalarına sebep olmuştur. coğrafyalar üzerinde süren anlaşmazlıklar, Ülkelerin yeni politik vizyonlarındaki Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra benzerlik dikkate değerdir. Rusya’nın biraz daha gün yüzüne çıkmıştır. ‘’Russkiy Mir’’ (Rus Dünyası), Türkiye’nin ‘’Yeni Türkiye’’ vizyonu ve ‘’Komşularla 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılda, Türk- Sıfır Sorun’’ politikası bölgesel hesaplar Rus ilişkileri enerji siyaseti üzerinde dâhilindedir. Bu sebeple bu ittifakın şekillenmiştir. Bunun en kritik alanlarından yürümesinin önünde birçok problem birisini teşkil eden Güney Kafkasya, önemli bulunmaktadır. Zira iki ülkenin çıkarlarının bir rekabet bölgesi haline gelmiştir. çatıştığı konularda ve bölgelerde ortaklık Dünya’nın en önemli doğalgaz ve petrol bulunmaktadır. Nitekim Suriye konusunda ihracatçılarından biri olan Rusya, daha önce gerilen ilişkiler, Uçak Krizi ile kopma de belirtildiği gibi; bu üstünlüğünü başka bir noktasına gelmiştir. Görüldüğü gibi; Türk- devlete kaptırmak istemediği için Hazar Rus İlişkileri çok hassastır. Ülkelerin Denizi çevresindeki ülkelerin enerji hattı karşılıklı ekonomik bağımlılıklarının projelerine sıcak bakmamaktadır. 2005 artması, politik sebeplerden doğacak yılında Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru sorunların daha kolay çözülmesine yardımcı hattının faaliyete geçmesi bu bakımdan olacaktır. Siyasi sorunların çözümü kısa önemli bir dönüm noktasıdır. Yine aynı yıl vadede zor görünmektedir. Dolayısıyla Rusya’nın Sözde Ermeni Soykırımı’nı ekonomik bağların kuvvetlendirilmesi, tanıması (Hürriyet Daily News, 2005a) siyasi krizlerin çözümünü kolaylaştıracak ve politik bir karşılık olarak değerlendirilebilir. iki devletin çıkarlarını birbirine Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’nin ortağı yaklaştıracaktır. olduğu bu proje; Azerbaycan petrolünün Suriye İç Savaşı’nda tarafların safları uluslararası pazara açılmasında önemli paya netleşene dek, Türkiye ve Rusya’nın sahip bir hattır. Ayrıca ABD tarafından stratejik ortak olup olmadığı konusunda desteklenmiş bir projedir. Ermenistan ile tartışmalar yapılıyordu. Ancak enerji Azerbaycan’ın arasında sorunlu konulardan alanında ve ticari alandaki ortaklıkların tüm birisi olan Yukarı Karabağ bölgesindeki alanlara sirayet etmemektedir. Ayrıca düşük yoğunluklu savaş sebebiyle, bölgesel rekabet içinde olan iki devletin Azerbaycan-Ermenistan sınırı kapalıdır. siyasi anlamda ortak bir politika belirlemesi Türkiye de Ermenistan sınırını, Azerbaycan zordur. Bunun yanında komşuluk ilişkisi ile birlikte ortak politik refleks göstermek içinde olan ülkelerin stratejik ortak olması için kapatmıştır. Dolayısıyla Ermenistan uzun ilişkiler silsilesi sonrasında üzerinden bir enerji hattının geçişi mümkün mümkündür. NATO ile aynı ittifak içinde değildir. Aslında daha az maliyetli projeler bulunan Türkiye’nin Rusya ile askeri yürütülebilecekken, sorunlu ilişkiler ilişkilerini de stratejik boyuta taşıması sebebiyle Gürcistan geçiş güzergâhı olarak gerçekçi değildir. Kuruluş vizyonu gereği, kullanılmaktadır. Kafkasya’daki bu sorunlu Türkiye’nin Batıcı devlet geleneğini ilişkiler yumağı, bölgenin enerji Avrasyacı geleneğe dönüştürmek ciddi bir potansiyelinin tam anlamıyla değişim yapmayı gerektirir. Stratejik kullanılmasının önünde önemli bir engel ortaklıklar sıkı bağdaşıklıklar sonucu teşkil etmektedir. Durumun böyle olması gerçekleşir. Rusya’nın enerji tekelini devam ettirmesine sebep olacağı için, istikrarsızlık Rusya’nın 474

Description:
Anahtar Kelimeler: Türk-Rus İlişkileri, Uçak Krizi, NATO, Suriye Savaşı. Jel Kod(ları): F50 .. 2010-2014 yılları arasında, Türkiye-Rusya ilişkileri benzer
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.