ebook img

Kara Zambak / Edebiyat Dergisi PDF

60 Pages·2017·3.05 MB·Turkish
Save to my drive
Quick download
Download
Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.

Preview Kara Zambak / Edebiyat Dergisi

Edebiyat Dergisi 1 6 8 Kara Zambak 2 - 8 6 4 2 N S S Yıl 1 - Sayı 2 - Sonbahar 2016 - Ederi 6€ I 1 ISSN: 2468-2861 Ederi: 6 Euro. Abonelik bedeli: 5 sayı 30 Euro. Altı aylık edebiyat dergisi Hollanda dıĢı 45 Euro. Banka hesap numarası: Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni: Ali ġerik A. Serik NL55 RABO 0300292732 Dergiye Editör: Kazım Cumert gönderilen yazı ve Ģiirler basılsın veya DanıĢma Kurulu: Arzu Çelik, Muzaffer Yanık, basılmasın iade edilmez. Yayın Yönetmeni Ġbrahim Eroğlu, Tuncay Çinibulak, Volkan dergiye girecek yazılarda gerekli gördüğünde Yazıcı. Kapak resmi detay ve diğer resimler: düzetmeleri yapabilir. Kara Zambak Edebiyat Atila Kanbir. YazıĢma Adresi: Postbus 2751, Dergisinde yayınlanan yazıların sorumluluğu 3800GJ Amersfoort, Hollanda yazarlarına aittir. Yayınlanan yazı ve Ģiirler E-posta: [email protected] sahibinden izin alınmadan kullanılamaz. Internet sayfasi: https://karazambak.nl/ Reklam: Arka Kapak: 250 Euro, Arka Kapak Ġç: Ederi: 6 Euro. Abonelik bedeli: 5 sayı 25 Euro. 150 Euro, Ön Kapak Ġç: 250 Euro. 2 Edebiyat Dergisi Kara Zambak Yıl 1-Sayı 2- Sonbahar 2016 İçindekiler ALĠ ġERĠK Merhaba 4 ġÜKRÜ ERBAġ Selvinin Altında 5 ATĠLLA ĠPEK Hollanda Türk Göçmen Edebiyatı 6 JANA BERANOVÁ Yasak Sözcük 9 ERKAN ZENGĠN Türk - Alman Edebiyatına Tarihsel Bir BakıĢ 10 GÜLEREN KILINÇARSLAN Bir Adam 13 VOLKAN YAZICI Deli Cafer, Ġsmail, Tayfur ve ġaĢı 14 ATTĠLÂ ĠLHAN Cinayet Saati 15 KÂMĠL AYDEMĠR Tam Değil Hiçbir Ġnsan 16 ĠBRAHĠM EROĞLU Meyve ve Sebze ġiirleri 17 TUNCAY ÇĠNĠBULAK Ontluiken 18 BEKĠR KĠREġ Yunus Emre Ayral ġiirinde Toplumsal Değer 19 YUNUS EMRE AYRAL Aydemir Gürsoy'un Ayağı… 20 VELĠ BAYRAK ġiirler 21 MURAT IġIK De Turken Komen 22 VASKO POPA Oyunlar: BaĢtan Çıkartan 24 NĠSA LEYLA Bir Diyeceğim Var 25 CELAL ĠLHAN AteĢle Dans 26 HAYDAR & ĠBRAHĠM EROĞLU Hollandalı – Türk Fikraları 28 AZĠZ KEMÂL HIZIROĞLU Gölge 29 MAS PAPO Wintertijd 30 SABINE KARS Lappenman 31 RIZA ASLAN Diyâr-ı Bekir 32 MURAT TUNCEL Hollanda‟da Türk Edebiyatı 34 A. BAHADIR ÜGE Gölge Jileti 36 ġERMĠN KOCA Terkediyorum Diyorsun ya... 37 NĠHAT KEMAL ATEġ Avrupa‟da Türk Edebiyatı 38 ZEKĠ ġERDĠN Davut Yücel: Hayatın Arasında Gezen Bir Kamera 39 DAVUT YÜCEL Bana En Çok ġiir Yazan Karım Değil 39 ġÜKRÜ KARAKUġ Atila Kanbir´in Son ÇalıĢmalarɪ Üstüne … 40 ATĠLA KANBĠR ġiirler 41 MUZAFFER YANIK Ağlamak Ne Kadar da GüzelmiĢ Meğer 42 ÖRSAN GÜRKAN APLAK Ekleyiniz Günaydın Dın 43 SEVDA KURAN Ben Zaten Sadece “Bizi” Yazdım! 44 SEVDA KURAN ÇeĢit 45 FIRAT AYDIN Küçük Ġskender: “Marjinal ġair” 46 KÜÇÜK ĠSKENDER Afacan 47 HAYDAR EROĞLU ġiirler 48 FĠKRET YAZ Eylül'e Sor Neden 49 NURĠ AKALIN Sanat ve Edebiyatta: Ġzafiyet ... 50 KADĠR BÜYÜKKAYA Gelincik Yaprağına NakıĢ Edilen ġiirler 54 YÜKSEL ġAHĠN Gelincik 55 ÖZGE ORHAN Üç Onluk Eski Ġki Boncuk 56 ALĠ ġERĠK ġiirler / Gedichten 57 3 Merhaba ALĠ ġERĠK U nutamayacağımız bir yılın sonuna doğru b i z i m e d e b iyat, ilk baĢta topraktan elini çeken ve .........yaklaĢıyoruz. Terör dünyaya ve Türkiye'ye makineye sarılan iĢçilerimizi anlattı, bıraktıkları damgasını vuruyor, savaĢ ve yoksulluktan kaçan köyleri, karĢılaĢtıkları zorlukları, iki kültür arasındaki mültecileri Ege ve Akdeniz de tekne tekne boğulu-- sıkıĢmıĢlığı, içlerinde taĢıdıkları umutları ve yorlar. Türkiye'nin doğusundaki iç savaĢ nedeniyle yurtlarına olan özlemlerini anlattı. Diyarbakır'ın Sur'u yerle bir ediliyor, baĢta HDP Bu sayıda göçmen edebiyatını iĢledik. Hollanda'daki milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıyor... edebiyatımızın ilk temsilcisi Papatya Nalbantoğlu Derken baĢarılamayan bir askeri darbe giriĢimi ve 1976 yılında "Murat" adlı öykü kitabı ve Murtaza ardından gelen sivil darbe. ġimdi Türk Ordusu Vural 1979 Terim ile Suladım Hollanda Lalelerini adlı Suriye'de. Ülkenin iktisadi dinamiğinde yeni bir güç Ģiir kitabı. Ondan sonra Halil Gür 1984'de "Gekke oluĢturuldu: Müslüman Burjuvazi. 15 Temmuz'da Mustafa" kitabıyla çıkıĢ yaptı ve E Du Perron Amerika'nın yarattığı "Ilımlı Ġslam" modeli çöktü ve ödülünü kazandı. Hürrem Efe'nin "Köyden Ġndim Irak, Libya, Mısır, Suriye'de iĢlemedi. Türkiye'de de Hollanda'ya" 1988 de yayımlandı. Derken yazar ve iĢlemeyecek. Türk-Ġslam Sentez Ġdeolojisi kan kaybı Ģairlerin adları çoğaldı: Kazım Cumert, Kamil yaĢıyor artık. Aydemir, Fehmi Eruçar, Yavuz Nufel, Muzaffer BarıĢın kokusunu unuttuk. Koku Ģair için en önemli Yanık, Ahmet Sefa, Hüseyin ġahin, Mehmet Cetin, araçlardan biri. Kaç Ģair gözlerini yumup burnuna Ġbrahim Eroğlu ve daha niceleri… Bu edebiyat g elen kokuya odaklanarak Ģiirin iskeletini kurdu? kervanına bu yıl Agob Yıldız, Yüksel ġahin ve Ferda Edebiyatta örnekleri çok. Elli küsür yıl önce yurt GüneĢ Aydın da katıldılar. dıĢına gelen gurbetçi iĢçiler; hep memleketlerinin, Hollanda'ya iĢçi olarak gelen insanların edebiyata yurtlarının, yemeklerinin, sevdiklerinin kokusundan baĢlaması bir baĢka sıkıntı yarattı, ürünlerinin adına bahsederlerdi. Artık kimse vatan kokusunu ağzına ne denmeliydi? Yeni isimler doğdu edebiyatta bile alamıyor. Çünkü kokuya korku girdi. O kokuya "Gastarbeiders Literatuur" Misafir ĠĢçiler Edebiyatı, kan, acı, keder, gözyaĢları karıĢtı çünkü. Sonunda o "Migrantenliteratuur" Göçmen Edebiyatı, "Alloch- koku diktatörlük kokusuna, o da diktatörlük toneliteratuur" Azınlıklar Edebiyatı, "Etnische korkusuna dönüĢtü. BarıĢın kokusunu tekrar Literatuur" Etnik Edebiyat. "Multiculturele Litera- yakalamazsak, edebiyatımızda da savaĢın mide tuur" Çok kültürlü Edebiyat, "Nieuwe literatuur" Yeni bulandıran o iğrenç kokusu karıĢacak. Taa ki barıĢı Edebiyat gibi... Kısaca Hollanda‟da ve Avrupa‟da savaĢtan sonra değil de savaĢtan önce kullanmasını yazılan edebiyatımız henüz hak ettiği yeri bulamadı, öğrenene dek. demek yanlıĢ olmaz. Edebiyat zor durumda, özgür edebiyat çok zor bir Artık yazar ve Ģairlerimiz Hollanda dıĢında da durumda. Bağnaz düĢüncelerin, köhnemiĢ gele- adlarını duyurmaya baĢladı, Nuri Can, Murat Tuncel, neklerin ve dogmatik kuralların kapısını zorlayan, Sadık Yemni, Haydar Eroğlu, gibi bir çırpıda adlarını yeni ufuklar açan ve dayatmacılığa „hayır‟ demesini sayacağımız isimler var. bilen bir edebiyat gittikçe kan kaybediyor. Öyle bir Ġki dilde yazan veya sırf Hollandaca yazan Ģairler ve dönemdeyiz ki, kelimeyi ve sözü, yani edebiyatı kim yazarlar çoğalmakta. Kullandıkları dil iĢledikleri daha iyi kullanıyorsa ülkenin ve dünyanın yönünü de temaları etkilemekte, edebiyata yeni bir kapı o belirliyor. açmakta, anlattıkları konularda yeni renkleri bulmak Edebiyat ve sanat bir halkın DNA'sıdır. ĠĢte onun için mümkün. Özkan Akyol, Sevtap Bagcılı, Ebru Umar, YaĢar Kemal'ı okurken Çukurova insanıyla tanıĢırız. Nilgün Yerli. Murat IĢık, Ġbrahim Eroğlu, Ali ġerik, Jose Saramago'nun 'Körlük' eserini okurken hayatta Tuncay Çinibulak bunlardan bazılarıdır. kalma mücadelesini, Patrick Süskind 'in 'Koku'sunu 52 yıl önce Hollanda'ya geldiğimizde yazarımız, okurken tutkuların sınırsızlığını, Hasan Hüseyin'i Ģairimiz yoktu, Ģimdi her yıl yeni isimler katılıyor okurken köyden kentlere göçen halkın umuda aramıza. yolculuğuyla ile karĢılaĢırız. Hollanda'da yazılan 4 Selvinin Altında ŞÜKRÜ ERBAŞ Sonsuzun Eşikleri 10. Elma bahçelerini anımsa Tahtalı Köprü’yü anımsa Eteklerindeki karıncayı anımsa Ağzın bütün çiçeklerin tomurcuk vakti Söğütlerin öpüşünü anımsa Göğüslerindeki teri anımsa Gözlerinden gözlerime düşen Güneş bahçelerini anımsa Unutma ölürüm, unutma ölürsün Ayva çiçeklerinin gökleri altında Ağzına fısıldadığım sözleri anımsa... Yalnızlığımın annesi İnsan ölünce yalnız kendisi ölmüyor Ne diyordu Metin Abi Yani benim gözlerimin bunca yıl gördükleri Benimle birlikte yok olup gidecekler, öyle mi?* *Metin Altıok t a y i b e d e k a b m a Z a r a K 5 Hollanda Türk Göçmen Edebiyatı ATĠLLA ĠPEK K ara Zambak Dergisine 2016 yazı öncesi merhaba birçok diğer yazar, Ģair o dönemde yaĢanan siyasi ………derken gerilere dönüp Hollanda‟ya Türkiye‟den olayları, yaĢananları ve sonuçlarını iĢliyor eserlerinde. gelenlerin göçmenlerin oluĢturduğu edebiyatın Ayrıca kendi toplumumuza ve Hollanda‟daki bugünlere nasıl geldiğini kimlerin neler yazdığını, bu yaĢayıĢımıza bir özeleĢtiri Ahmet Sefa‟nın iĢlediği iĢin ağır iĢçilerini bir hatırlamak istedik. konulardan. Sıfır noktası: Ġlke Dergisi Aynı Ģekilde Avrupa‟da yeniden artan ırkçılık ve 60‟lı yılların baĢlarında Türklerin Hollanda‟ya yabancı düĢmanlığı da eserlere yansıyor. Haydar göçünden sonra ilk çıkan dergi Ġlke Dergisi. Ġlke Eroğlu‟nun kısa ama çok güçlü bir Ģiirinde bunu iĢçilerin sorunları, Hollanda‟daki yasaların iĢleyiĢi görebiliyoruz: gibi konuların yanı sıra kültür, sanat ve edebiyatın da Almanya‟da evlerin / Yakıldığı günlerde / Böyle yer aldığı bir dergiydi. Ġlke bu anlamda hem yazdı bir çocuk / Lahey‟de / Kapısına evlerinin / entelektüellere bir alan açtı hem de düzenlediği Büyük harflerle: / „TÜRK OTURMUYOR / BU EVDE!‟ yarıĢmalarla çok önemli isimleri (Hollanda) Türk Edebiyatı‟na kazandırdı. Nükteli tarzıyla bir dönemin Ġlke Dergisi 90‟lara kadar bir lokomotif görevi gördü fotoğrafını çekip bize miras bırakan Hürrem Efe, yine ve onlarca yazara pencere açtı. AraĢtırmacı yazar hem Türkiye hem de Hollanda‟da birçok eseri Fehmi Özgök bir söyleĢisinde Ģöyle diyor: 1990 yayımlanan Sadık Yemni‟nin ilk ayak izlerine Ġlke yılında İlke dergisi‟ni çıkaranlardan Rahman Dergisi‟nde rastlıyoruz. Domaniç „birleşelim‟ diye Hollandalı Türk yazarları O yıllarda verilen eserlere baktığımızda neredeyse bir konferansa davet etti. 70 kişi yazarım diye hepsinin göçün ilk yıllarında karĢılaĢılan zorluklar ortaya çıktı (ekliyor: hamamda herkesin sesi üzerine olduğunu görüyoruz. Bunların en iyi güzeldir), Aralarında Papatya Nalbantoğlu, Hürrem örneklerinden biri Hürrem Efe‟nin 1988‟da Efe, Sadık Yemni gibi değerli insanların da yayımladığı „Köyden Ġndim Hollanda‟ya‟ isimli hikâye bulunduğu 90 kadar kişi bir araya geldik. Sonuçta kitabıdır. „Birinci KuĢağın Böreği‟ isimli hikâyede iyi bir inisiyatifti ama yine bazıları çıkıp „ben „Sizin hiç alışageldiğiniz bir yiyeceğe, içeceğe uzun Hemingway‟im, sizin aranızda işim yok‟ diye süre özlem duyduğunuz oldu mu? İkinci kuşak t gelmedi (ismi bende saklı). Bol bol demagoji ve a bilmez. Belki inanmayanlar olacaktır ama, biz politika yapıldı. Solculuk bir klikti, halktan kopukluk y i zeytine, bildiğimiz şu kara zeytine bile hasret kaldık‟ vardı. Asıl komünist bana diyorlardı ama ben kalkıp b diye baĢlar ve hayatında yufka açmamıĢ adamların e cumayla ilgili yazılar yazınca bozuluyorlardı, d börek yapma giriĢimini bize anlatır. e güttükleri sol kültür dogmatikti. Sonuçta bu iyi Fehmi Özgök ve Ali ġerik yine Ġlke‟de ilk eserlerini k niyetli inisiyatif maalesef pek amacına ulaşamadı.‟ a b yayımlamıĢ yazar ve Ģairlerden. m (Oda Sanat, Ekim 2007) a 12 Eylül Darbesi sonrasında oluĢan „yeni tür‟ göçten Z Ġlke Dergisinin yanı sıra Sesimiz ve Hizmet dergileri edebiyat da etkileniyor ve çeĢitleniyor. Ahmet Sefa ve a de ilk yıllarda okurlarıyla tanıĢtı. r a K Destek ve özendirme bütçeleri bitti 6 90‟ların sonuna kadar Hollanda‟da hem sanata ayrılan konular hikâye ve Ģiirlere konu oluyor. Nazan Bilen‟in bütçeler daha yüklüydü hem de göçmenlere ve onların hikâyelerinde çoğu zaman yer ve zaman tahmininde kültürlerine olan ilgi oldukça olumlu ve yüksek bulunmak dahi zordur. Aynı Ģey Ezgi Gürçay‟ın Ģiirleri seviyedeydi. Türk yazarların yaĢadıkları zorlukları, için de geçerli. günlük sorunlarını, kültür Ģokunu ve göç konulu Ahmet Yıldırım, derneğiyle düzenlediği Ģiir ve öykü eserlerini Hollandaca da yayımlatmaları o yüzden hiç yarıĢmaları ve festivallerinin yanı sıra „Meddah‟ isimli de zor değildi. Zira Türkçe yayımlayan ve çok kısıtlı ayda bir defa olmak üzere edebiyat söyleĢileri okuyucu kitlesine ulaĢabilen birçok Ģair ve yazar için gerçekleĢtirdi. Bu arada Truvanın ortak faaliyetleri de Hollandaca çeviriler yeni bir okuyucu kitlesi, heyecan oldu. Amsterdam Edebiyat Platformunu kuruluĢunda ve motivasyon demekti. Hollanda kültürüne uzak ya da yer aldı. 2003 senesinde Amsterdam Vondelpark ilginç gelen „kan davası‟, „akraba evlilikleri‟,‟görücü açıkhava tiyatrosunda „Turkseparade‟ isimli 3 günlük usulü evlilikler‟, dil sorunları, aile içi sorunlar gibi bir kültürel program gerçekleĢtirildi. „Truva Sanatevi‟ konular Hollandalı yayınevlerine ilginç ve yeni projesi maalesef yarıda kaldı, 2014 senesinde Troya geliyordu. Cafe isimli sanat evini kendi olanaklarıyla hayata Türkiye ile kurulan kültür iliĢkileri, Fakir Baykurt gibi geçirdi ancak bürokrasi bu giriĢime kısa sürede son çok önemli yazarların Hollanda‟ya ziyaretlerinde destek verdi. olduğu yazarlar bu ivmeyle hem Türkçe hem de Utrecht‟te kurulan faaliyetlerini son yıllarda azalarak Hollandaca birçok eser kazandırdılar Hollanda Göçmen sürdüren Umut Vakfı ise Türk Edebiyatı‟nı Edebiyatına. Bu açıdan özellikle Fakir Baykurt‟un Hollanda‟da tanıtma ve yayma misyonunu üstlenerek Hollanda‟da yaĢayan yazarlar arasındaki yeri özeldir ki yine Türk yazarlara bir süre dijital bir ortam sundu. 2008 yılında 3C Yayınevi öncülüğünde bir Fakir Zaman Hollanda‟da editörlük yapan Yusuf Alan Baykurt‟u anma konferansı düzenlenmesi de bunu tarafından 2006 ve 2007 yıllarında yazarlık okulu gösterir. seminerleri ve seminerler sonunda makale ve Ģiir Ġki binlere gelindiğinde hem ekonomik gerileme ve yarıĢmaları düzenlendi. Genç yetenekler Yavuz Nufel, dolayısıyla sanata ayrılan bütçelerin azalması hem de Sadık Yemni, Murat Tuncel gibi tecrübeli yazarlarla Türk göçmen kültürüne azalan ilgi ve o zamana kadar iĢliklere katıldı ortak çalıĢmalar yaptı. çıkmıĢ çeviri eserlerin ticari açıdan yayınevlerine çok Iki binlerde medyada artan çeĢitlilik edebiyatta iĢlenen büyük paralar kazandırmamıĢ olması çeviri Türk temalara da yansıdı. Türkiye ile olan bağlar daha Edebiyatı‟nı neredeyse bitirdi. Ancak hem güçlenirken konular da daha çok Türkiye gündemine Hollandaca‟ya hakim ve giriĢken bir ikinci (hatta paralel akmaya baĢladı, siyasi gruplaĢma devam üçüncü) kuĢağın gelmesi hem de Türklerin sayı olarak ederken göç konusu ilk yıllarında iĢlenen yokluk, Hollanda‟da çoğalması ayrıca teknolojinin hayatımıza özlem, kaçak iĢçiler, iĢyeri ve yerleĢim yerlerinin daha çok girmesi, yeni giriĢimlere, Hollanda‟daki sorunları yerine, uyum sorunları, aile birleĢmeleri ve Türkçe basının çeĢitlenmesine ve yeni isimlere kapı kültürel çatıĢmaları iĢlemeye baĢladı. açtı. Göç artık uzun zamandır tek tema değildi. Teknolojik Önce magazin ve cemiyet haberleri ağırlıklı dergiler geliĢmelerle mesafelerin ortadan kalkması daha çıktı (Ekin Dergisi bunların ilklerinden) sonra internet evrensel konuları ve akımları da getirdi. Bazı yazarlar üzerinden yayın yapan Anafilya Dergisi Halit Umar Türkiye‟deki okur kitlesine yöneldiler. Sadık Yemni ve tarafından hayata geçirildi. Anafilya 2001‟den 2010‟a Murat Tuncel gibi bazı yazarlar kendi tarzlarıyla kadar aylık olmak üzere 109 dijital sayı çıkarttı ve Türkiye‟deki edebiyat da yerlerini aldılar. Hollandalı (ve diğer ülkelerden) göçmen yazarlar için Halil Gür, Murat Tuncel, Ġbrahim Eroğlu gibi Ģair ve okurlara ulaĢmada çok önemli bir araç oldu. yazarlar çocuklara ve gençlere yönelik eserler üretti ve Yine Ahmet Yıldırım 1998‟te kurduğu Truva Vakfı ile eserlerinde Türkiye, doğu kültürü gibi konuları güncel 2001‟den itibaren geleneksel edebiyat ödülleri konularla harmanladılar. Gölcük Depremi sonrası Ģair düzenledi. Jüri üyeliğini Sadık Yemni, Halil Gür, ve yazar Eroğlu kardeĢler (Ġbrahim ve Haydar Eroğlu) t a Sevtap Baycılı, ġaban Ol gibi „birinci kuĢak‟ yazarların fıkra kültürüne eğildiler ve Deprem Fıkraları‟yla y i üstlendiği ödüllerde Hollanda‟da yaĢayan yeni nesil baĢlayan, daha sonra diğer derleme fıkralardan oluĢan b e göçmen yazarlara ıĢık tutuldu. Nesan Erdoğan, Yusuf (Bahadın Fıkraları - yöresel, „Kara Saray‟daki Beyaz d Aslan, Nazan Bilen, Mesut Balık, Atilla Ġpek, Ezgi Adam Fıkraları‟, „A‟dan Z‟ye One Minute Fıkraları‟ - e k Gürçay bu isimlerden bazıları. siyasi) eserler verdiler. a b Bu yarıĢmalarda gönderilen eserler sadece yeni 2007 yılında Sadık Yemni ve Atilla Ġpek‟in m a Z dönemin getirdiği çok kültürlülük, kültür çatıĢmaları giriĢimleriyle ODA Sanat Dergisi (odasanat.org) a gibi yeni temaları iĢlemiyor daha evrensel daha aktüel r a K 7 yönelik yayın yapmaya çalıĢtı. Bu bağlamda Fehmi Lahey gibi Ģehirlerimizde Balad organizasyonları Özgök, Hürrem Efe, Ġsmail Polat, Ġbrahim Eroğlu, çıkıyor hep karĢımıza. Tuncay Çinibulak, Haydar Haydar Eroğlu, Ali ġerik, ġeyda Koç, Yusuf Alan, Eroğlu, Nazife ġimĢek - Akyüz, Kadir Büyükakkaya Murat Tuncel, Kazım Cumert ve Mustafa Toga gibi gibi vakfın ağır iĢçileri Ģairlerimize ıĢık olup onların Hollanda Türk Edebiyatı‟nın kilometre taĢlarıyla Ģair dostlarına ulaĢmalarına katkıda bulunuyorlar. yapılan söyleĢiler ve onlarla ilgili yazılar dijital ortama Balad Vakfı Ferda GüneĢ Aydın, BektaĢ Tosun, Ali miras kaldı. ODA Sanat ayrıca Mesut Balık, Nazan ġerik, Nadir Sayın, Sevda Kuran, Muzaffer Yanık, Bilen, Ferda GüneĢ Aydın, Hasan Türksel, Ezgi Gürçay Serpil Arslan, Kerem Hikmet, Güleren Kılıçaslan, gibi genç yeteneklerinde aralarında bulunduğu 30 ġermin Koca, Musa Öztürk gibi Ģairleri barındırıyor civarında Hollanda‟da yaĢayan yazarın eserlerine çatısında ve çalıĢmalarına yılmadan devam etmekte ve platform oldu. Bu dönemde ODA Sanat Dergisi Ġlke eserler vermekte. Ġnanıyoruz ki Kara Zambak‟ın eser dergisinin 90‟lı yıllarda yaptığını yineledi ve deposu olacaklar. „Hollanda Türkçe Yazarlar Platformu‟ adı Buraya kadar Hollanda‟da Türkçe edebiyattan ve altında bir buluĢma organize etti. Bu buluĢmada kilometre taĢlarından bahsettik. Ancak Türklerin konuĢmalar yapıldı (elbette her yazara kürsü fırsatı göçmen olarak geldiği diğer Avrupa ülkelerinde düĢmedi) anılar tazelendi ama ne yazık ki ileriye olduğu gibi Hollanda‟da da ikinci üçüncü kuĢak dönük somut adımlar atılamadı ve toplantı bir dostlar yazarlar Hollandaca yazdıkları eserlerini Hollanda (!) buluĢmasından öteye gidemedi ki bu uzun yıllar edebiyatına kazandırmaya baĢladı. Hollanda‟da yaĢayan Türkiye kökenli yazarların Nazmiye Oral ve Funda Müjde Hollandanın tanıdığı durumunu özetler. ODA Sanat dergisi halen „online‟ ilk Türkiye kökenli yazarlardan. Her ikisi de tiyatro ve olmasına rağmen 2010‟dan beri yeni bir yayın TV oyunculuğu ve köĢe yazarlığının yanı sıra edebi yapmamakta. eserleriyle de kendilerini kanıtladılar. Yine Nilgün Sadık Yemni, Murat Tuncel‟in baĢını çektiği daha çok Yerli bir dönem gazetesindeki köĢesinden yazdığı bir mail grubu olarak iĢleyen Hollanda Türk makaleleriyle olsun romanlarıyla olsun sık sık Yazarlar Derneği daha siyasi bir kuruluĢ olarak medyada boy gösterdi, Ģu an Türkiye‟ye yerleĢmiĢ diye baĢka bir grup tarafından ve baĢka bir Ģekilde iĢlevine duyduk. devam etmekte. Hülya Çelik ve ġenay Özdemir de yine az önce Ekin Dergisinden sonra Hollanda‟da birçok Türkçe saydığımız diğer kadın yazarlar gibi on parmağında on dergi yayımlanmaya baĢladı. Bir kısmı belli bir politik hüner olan tiplerden. akımın uzantısı durumunda olan bu dergilerden Son bir-iki yıl da ise Özcan Akyol ve Murat IĢık Platform, Kadın, Deniz, Ufuk, DoğuĢ son yıllarda Hollanda edebiyatına „en çok satanlardan‟ girdiler ve yayında olanların bazıları. Platform Dergisi uzun sımsıkı yerleĢtiler. Özcan Akyol televizyonlarda sık sık yıllar „Avrupa ġiir YarıĢması‟ düzenleyerek ve Ģiir boy göstermekte ve yazdığı iki roman ile hakkında çok akĢamları düzenleyerek Hollanda Türk Göçmen iddialı methiyeler almakta. Murat IĢık‟ın 2012‟de Edebiyatına katkıları oldu. çıkardığı buram buram anadolu kokan „Verloren Akdeniz ġiir Festivali yine diğer „Akdenizli Grond‟ isimli romanı yine en çok satanlara girdi ve Ülkelerin‟ Ģairleri gibi Türk Ģairlerin de Hollanda‟da „Kayıp Toprak‟ ismiyle Türkçeye de çevrildi. Bu iki yeni okurlarla buluĢması açısından güzel bir yazarı ve onların arasına katılacak yeni yazarları ileriki organizasyondu ve Murat Tuncel bu oluĢumun içinde yıllarda çok daha fazla duyacağız, okuyacağız gibi. Türkiye‟den Kemal Özer, Özdemir Ġnce gibi güçlü Genel olarak geriye baktığımızda 50 senede 50 kadar Ģairlerin katılımına aracı oldu. Türkiye kökenli yazarın Hollanda‟da gerek Türkçe Bütün bunlar olurken Cem Duman tarafından Hol- gerekse Hollandaca eserler kazandırdığını görüyoruz. landa Türkiye edebiyat köprüsünü güçlendiren bir Özellikle Hollanda‟daki Türklerin kitap okuma yayınevi kuruldu: 3C Yayınevi. Bu küçük yayınevi alıĢkanlıkları olsun, onlara ulaĢmadaki zorluklar, t birkaç yılda ondan fazla eseri Hollandacadan baĢlangıçta dergi ve yayınevlerinin azlığı, yine o a y Türkçeye ya da Türkçeden Hollandacaya kazandırdı. yıllarda Türkiye ile olan bağların zayıflığı, birçok yazar ib Kara Zambak çıkmadan önceki yakın döneme ve Ģairin kendi imkanlarıyla kitaplarını bastırdıkları e baktığımızda ise Balad ġiir Vakfı çıkıyor karĢımıza. göz önüne alındığında bu iĢin ne kadar zor olduğu d e GeçmiĢte Ġlke‟nin, Truva Derneğinin, ODA Sanat‟ın anlaĢılır ki o yüzden gelinen nokta küçümsenme- ka Hollanda Türk Edebiyatı‟na kazandırdığı ivmeyi ve melidir. b m enerjiyi Ballad‟ta tekrar görüyoruz. Çok istekli çok Son yıllarda Balad Ģiir vakfı ve Kara Zambak‟ın a Z enerjik bir grubun 2-3 sene zarfında yaptığı oluĢturduğu yeni enerji umarız yazar ve Ģairlerimize ar organizasyonlara baktığımızda Nijmegen, Amersfoort, yeni bir elektrik verir, yeni yeteneklere kapılar açar a K 8 Yasak Sözcük JANA BERANOVÁ Soruyorsun kendine: nasıl gittiler, ne düĢündüler o sonsuz ölüm yürüyüĢüne bacakları nasıl taĢıdı yorgun ayaklarını Soruyorsun kendine: nasıl düĢtüler, o tozlu yolda o açlık yolunda, o boğucu kızgın yolda nasıl kalktılar, nasıl kalkmadılar uçuruma sürülen bizonlar gibi nasıl öldüler? Oğullarıyla, kızlarıyla konuĢuyorsun inkâr edilen Ģeyden nasıl kurtuldular? dudaklarını yakan sözcüğü iĢaret ediyorsun Artık olmayan eve özlem duyuyorsun kapının önünde büyükbaban ve büyükannen, âĢıklar birbirlerine bir mucize sayesinde saklanan o fotoğrafı basıyorsun bağrına bir kez daha yasak sözcüğü iĢaret ediyorsun Irmağın suyu söylüyor o Ģarkıyı kara sürülen toprak söylüyor o Ģarkıyı kardeĢin söylüyor onu, biliyorsun kimse kaçamaz vicdanlardan Kitabı yeniden okuyorsun: THE TRUTH WILL SET US FREE(*) (*) Geroge Yeryian Hollandaca‟ dan çeviren: Ġbrahim Eroğlu t a y i b e d e k a b m a Z a r a K 9 Türk - Alman Edebiyatına Tarihsel Bir Bakış (*) ERKAN ZENGĠN Ġ lk iĢçiler Düselldorf Havaalanı‟na indiğinden bu olarak yasaların değiĢmesiyle hem göçmen yazarların …..yana 56 yıl geçti ve bu süreçte hem Alman toplumu hem de Alman edebiyat bilimcilerinin birbirlerinin hem de göçmen iĢçiler birbirlerinden büyük oranda algılayıĢında meydana gelen değiĢimle birlikte bu etkilendi. Bu durumu Ġsviçreli yazar Max Frisch‟ın tanımlamalar “Kültür- aĢırı Edebiyat” (Transkulturelle ünlü sözü “Biz iĢçi çağırdık, insanlar geldi” en iyi Literatur) kavramına yönelik bir geliĢme süreci Ģekilde ve tüm gerçekliğiyle özetlemektedir. Gelen bu göstermiĢtir. insanlar, oraya sadece çalıĢma amacıyla gitmemiĢler, aynı zamanda kendi kültürlerini de beraberlerinde Ġlk KuĢak ve Konuk ĠĢçi Edebiyatı 1970 – 1980 getirmiĢlerdir. Benzer bir biçimde Aras Ören, “Biz 1960‟lı yılların ortasından itibaren Türkler, bavulumuzda dilimizi getirdik. Küçük hediye olarak Almanya‟da, günlük yaĢamda ve iĢ yerinde edindikleri kültürümüzü ve sanatımızı da ve bunlarla bu toplumu olumsuz tecrübeleri ve buna bağlı olarak oluĢan biraz değiĢtirmek istiyoruz” der. “kültür Ģokunu” dile getirme ihtiyacı duymuĢlardır. Söz konusu göç süreci olumlu sonuçlar doğurduğu gibi Fakat Almancayı iyi bilmemeleri, bunların büyük olumsuz sonuçlar da doğurmuĢtur; baĢlangıçta her iki oranda kendi kabuğuna çekilip sadece kendi toplumda büyük sorunlar yaĢanmıĢtır. Göçmen ve aralarında kalmalarına ve yalnızca Türkçe azınlık grubu olarak Türkler, Almanya‟da yeni bir konuĢmalarına neden olmuĢtur. Türklerin diğer bir kültürle karĢılaĢtılar. Göç ettiği ülkenin kurallarını kısmıysa, edebî eserler aracılığıyla yaĢadıkları bilmemeleri, alıĢtıkları yaĢam tarzının dıĢında bir sorunları dile getirme ihtiyacı duymuĢtur. Bu grupta yaĢam tarzına uyum sağlamak zorunda olmaları ve bulunan göçmen yazarlar, Almanya‟daki “Türk bunun sonucunda göç ettikleri yeni topluma uyum Göçmen Edebiyatı”nın ilk eserlerini vermiĢtir. Bu gösterememeleri gibi farklı sorunlarla karĢılaĢtılar. dönemde daha çok Ģiir ve kısa hikâyelerle Almanlara Bütün bu sorunlar Türklerde bir “kültür Ģoku” seslerini duyurmaya ve kültürler arası bir iletiĢim yaratmıĢtır. Bu sorunların en önemlisini dil engeli kurmaya çalıĢmıĢlardır. Genelde eserlerinde eleĢtirel oluĢturdu. BaĢlangıçta bir arada yaĢamak zorunda ve hicivli bir anlatım sergilemiĢlerdir. ĠĢledikleri kalan iki toplum öncelikli olarak el iĢaretleriyle konular göçmenlerle bir araya gelme, geleceklerini anlaĢmaya çalıĢıyordu. Dil sorunu ikinci kuĢak kendi ülkelerinde geçirme ve daha rahat bir yaĢam Türklerin yetiĢmesiyle birlikte çözüldü, hatta Türk sürme istekleridir. Bu tür eserler, Türklerin kökenli yazarlar zamanla Almanca eserler vermeye yaĢadıkları olumsuzlukları diğer ülkelerden gelen baĢladılar. Bu bağlamda Max Frisch‟in yukarıda göçmen iĢçilerle paylaĢmanın bir yolu olmuĢtur. Bu belirtilen cümlesi, aynı zamanda günümüze kadar yazarlar, genelde eserlerinde edebî bir dille yazma t gelen, geliĢen ve değiĢen, zamanla Alman edebiyatının endiĢesi taĢımamıĢlar, sadece kendilerini ifade etmeye a y bir parçası olan, uzun bir süreçten sonra genel olarak çalıĢmıĢlardır. ib “Kültür-aĢırı Edebiyat” diye adlandırılan edebiyatın 1962 – 1966 yıllarında Heidelberg‟de çalıĢan Bekir e oluĢumunu da kapsayan genel bir kültürel Yıldız‟ın Ġstanbul‟da yayımladığı Alman Ekmeği (Das d e tanımlamadır. Deutsche Brot, 1975) kitabı yazarın Almanya ile ilgili ka Nitekim Almanlar, “geçici konuk iĢçi” veya “misafir olumsuz izlenimlerini dile getirmektedir. Bu dönemin b m iĢçi” olarak gördükleri göçmen iĢ gücünün edebî diğer isimlerinden birisi Fetih SavaĢçı‟dır. Bu iki a Z eserlerini baĢlangıçta “Konuk ĠĢçi Edebiyatı” adı yazarla birlikte Fakir Baykurt‟un da eserleri genelde ar altında değerlendirmiĢlerdir. Bir taraftan yeni göçmen Almancaya çevrilmiĢtir. Yüksel Pazarkaya o dönemin a K iĢçilerin artık Almanya‟ya alınmaması ve buna bağlı yazarlarını ve eserlerini iĢledikleri konu ve biçem 10

Description:
Nazmiye Oral ve Funda Müjde Hollandanın tanıdığı ilk Türkiye kökenli yazarlardan. Her ikisi de tiyatro ve met Nazmiye Oral en Özcan Akyol. Ons programma heette heel ludiek: „De Turken komen.‟ .. Eruçar‟ın ġafak Çocukları, Uzay Çocukları ve diğer Ģiir yapıtları da yalnız
See more

The list of books you might like

Most books are stored in the elastic cloud where traffic is expensive. For this reason, we have a limit on daily download.