Sayı 12 Mayıs 2015 S İ Y A S İ A N A L İ Z V E Y O R U M TÜRKİYE KÜRESEL YÖNETİŞİM VE CİNSİYET ROLLERİ Kadınlar kaybedince herkes kaybeder Demokrasi 18 Ekoloji 22 Kültür 52 İç Güvenlik Yasası: Demokratik eylemlerin Nükleer enerji: Osmanlı'dan cumhuriyete evrilen miras: düşmanlaştırılması, Orhangazi Ertekin - Ulaş Saygıdar Bir insan hakları gaspı, Filiz Yavuz Adalet fikri, Merve Erol İçindekiler 3 Editörden KAPAK: KÜRESEL YÖNETİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET 4 Pekin +20’de küresel düzeyde kadın hakları, Yasemin Öz 10 Küresel yönetişimden iç siyasete “kayıp kadınlar”, Bengi Akbulut DEMOKRASİ 16 Yaklaşan genel seçim ve kadınların siyasî temsil krizi, Gönül Karahanoğlu 18 İç Güvenlik Yasası: Demokratik eylemlerin düşmanlaştırılması, Orhangazi Ertekin - Ulaş Saygıdar EKOLOJİ 22 Nükleer enerji: Bir insan hakları gaspı, Filiz Yavuz 28 Bitkinin de ötesinde: Tütün, Ali Bülent Erdem DIŞ POLİTİKA 34 İslâm Devleti Türk dış politikasının neresinde duruyor?, Doç. Dr. Ahmet K. Han KÜLTÜR 40 Eğitimde ayrımcılık güçleniyor, Işık Tüzün 45 Osmanlı'dan cumhuriyete evrilen miras: Adalet fikri. Edhem Eldhem ile söyleşi Merve Erol İNSAN MANZARALARI 52 “Katharina Blum” hep gündemde. Ulrike Dufner ile söyleşi, Ayşegül Oğuz 58 HBS'den Haberler Heinrich Böll Stiftung Derneği - Türkiye Temsilciliği “Müdahil olmak, gerçekçi olabilmenin tek yoludur.” (Heinrich Böll) Heinrich Böll Stiftung Derneği, Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi‘ne yakın, bağımsız ve açık görüşlü politik bir dernektir. Almanya ve 30‘dan fazla ülkede, demokrasi konusunda farkındalığın, sosyopolitik duyarlılığın ve karşılıklı anlayışın yaygınlaşmasına katkı sağlıyor. Heinrich Böll Stiftung Derneği sanatsal, kültürel alanların yanı sıra bilimsel projeleri ve kalkınma alanındaki işbirliklerini de destekliyor. Ekoloji, demokrasi, cinsiyet demokrasisi, dayanışma, şiddetsizlik bizim temel değer ve referanslarımızdır. Heinrich Böll’ün siyasete aktif yurttaş katılımına olan inancı ve desteği dernek çalışmalarımız için model oluşturuyor. Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Dr. Ulrike Dufner; Yayın ekibi: Bahar Fırat, Semahat Sevim, Yonca Verdioğlu, Çeviri: Barış Yıldırım, Fırat Genç, Funda Özokçu, Özlem İlyas Katkıda bulunanlar Banu Yayla, Saynur Gürçay Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği: İnönü Cad. Hacı Hanım Sok. No.10/12 Gümüşsuyu İstanbul Telefon: +90-212-249 15 54 Faks: +90-212-245 04 30 e-posta: [email protected] web: www. tr.boell.org Editör: Yücel Göktürk İngilizce düzeltme: Jennifer Petzen Yayına hazırlayan: Ender Ergün Basıldığı yer: İstanbul Tarih: Mayıs 2015 Matbaa: Görsel Dizayn Ofset Matbaacılık Tic. Ltd. Şti. Depozite İş Merkezi A5 Blok Kat:4 No:405 Başakşehir İkitelliİstanbul Tel: 0212-671 91 00 Perspectives ücretsizdir, her üç ayda bir Türkçe ve İngilizce dillerinde yayımlanmaktadır. Ücretsiz olan dergimizi edinmek ve/ veya abone olmak için [email protected] adresine yazabilirsiniz. Derginin tümüne veya dilediğiniz makaleye www.tr.boell.org adresinden de ulaşabilirsiniz. Perspectives’de yayımlanan makalelerdeki görüşler yazarın kendisine aittir, HBSD’nin görüşlerini yansıtmamaktadır. (cid:81) Demokrasi (cid:81) Dış Politika (cid:3) (cid:81) Ekoloji (cid:3) (cid:81) Kültür (cid:81) HBSD’den haberler Kapak fotoğrafı © ŞAHAN NUHOĞLU Editörden Perspectives’in bu sayısında küresel yönetişim ve adil seçimler düzenleyip düzenleyeme- ve toplumsal cinsiyet konularına ışık tutmak yeceğini gösterecek. Seçimlerde, toplumsal istiyoruz: Alınan kararlarda toplumsal cinsi- cinsiyet konusuna dair yegâne olumlu gelişme, yet ne ölçüde dikkate alınıyor? Kararları kim HDP’nin kadın kotası ve eşbaşkanlık sistemi. veriyor? Odak noktalarımızdan biri BM Pekin Bu gelişmenin sosyal dinamiği ve diğer partiler +20 süreci. Yeni bir deklarasyonun yayınlan- üzerindeki etkisi, kadınların siyasetteki temsili- masının gerekli olup olmadığı konusu çok nin geleceğine dair müthiş önem taşıyor. tartışıldı. Dünyanın pek çok ülkesinde karşılaş- AKP hükümetinin karşısına çıkan bir diğer tığımız sert tepki nedeniyle, pek çok feminist zorluk dış politika alanında olacak: Ermenilere dahi Pekin’de alınan kararları gözden geçirmek yönelik soykırımın 100. yıldönümü şüphesiz istemedi. Bu sert tepki karşısında, Yasemin Nisan ayı sonunda kamuoyu gündemini etkile- Öz makalesinde, bugün kadın hakları için yecek. Resmi tepkilere baktığımızda, hüküme- yürütülecek bir uluslararası mücadeleye –kadın tin, insanlığa karşı işlediği suçunu bir biçimde hareketinin doğuşundakine benzer bir müca- kabul ettiğini, ancak bu suça paralel olarak deleye– duyulan ihtiyacı ele alıyor. Ermenilerin de suç işlediğinde ısrar ettiğini Bengi Akbulut’un yazısı ise, G20 sürecine görüyoruz. baktığımızda, toplumsal cinsiyet temelli bakış Kamuoyu açısından, Çanakkale Savaşı’nın açısının eksikliğinin derhal göze çarptığını yıldönümü bağlamında Osmanlı’nın emperyal savunuyor. Kamu bütçesinin daralması ya da gücü vurgulanırken aynı esnada yaşanan soy- özelleştirme kadınları erkeklerden çok daha kırıma hiç değinilmemesi çok rahatsız ediciydi. fazla etkiliyor. Peki ama kaç kişi, toplumsal Yönetici elit henüz Osmanlı İmparatorluğu’nun cinsiyet eşitsizliğine dair bu bariz tespitlerin geçmişiyle yüzleşebilmiş gibi görünmüyor. Bu bilincinde? Avrupa Birliği’nde Yunanistan’ın kritik bir nokta, zira hükümet “Yeni Türkiye”yi borçları üzerine süren tartışmada, toplum- kurma iddiasında bulunuyor ve Osmanlı tari- sal cinsiyetten dem vuran ya da politikaların hiyle arasında doğrudan bir bağlantı kuruyor; toplumsal cinsiyet boyutuna değinen kimse bunun yerine, Osmanlı tarihine insan hakları oldu mu? perspektifinden ve eleştirel tarih perspektifin- Toplumsal cinsiyet perspektifinden bölge- den bakmak son derece değerli olurdu. deki gelişmelere baktığımızda, sözde İslâm Suriye’deki radikal İslâmcı muhalefet grup- Devleti ve diğer radikal İslâmcı grupların hem larıyla olan flört, Yemen’e yönelik müdahalede genel hem de kadınlara yönelik özel gaddar- Türkiye’nin rolü ve elbette Kürt meselesiyle lığının inanılmaz boyutlar aldığını görüyoruz. ilgili bölgesel gelişmeler gibi etkenler, mevcut Uluslararası koalisyonun hava bombardı- hükümetin karşısına dikilecek diğer zorluklar. manları İslâm Devleti’nin belirli bölgelerden Bugüne kadar bütünlüklü bir dış politika izlen- çekilmesine yol açtı açmasına, ancak henüz bu diğini söylemek güç. grupları kadınlara yönelik tavırlarını değiştir- Bu satırlara Heinrich Böll Stiftung Derneği meye zorlayacak bir strateji yok ortada. Köle ekibindeki değişikliklerden söz ederek son pazarlarında kadın satın alan kişiler uluslara- verelim. On bir yıldan uzun bir sürenin ardın- rası toplum nezdinde yeterli düzeyde kınan- dan, genel direktörlük görevini Kristian Brakel’e mıyor. Bölgedeki kadınlar üzerindeki etkinin devrediyorum. Öte yandan, ekimize katılan iki kapsamı, muhtemelen radikal İslâmcı grup- yeni isim var: Bahar Şahin Fırat ve Menekşe ların kontrolündeki bölgelerin sınırlarını da Kızıldere. Bahar Perspectives dergisinden ve aşıyor. Bu gelişmeler bölge genelinde demokra- dış politika programımızdan, Menekşe ise siye yönelik ciddi bir darbe teşkil ediyor. enerji ve iklim programından sorumlu olacak. Türkiye’nin politik sisteminin akıbeti büyük 7 Haziran seçimlerinin sükûnet içinde ölçüde 7 Haziran’da gerçekleşecek genel geçmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi seçimlere bağlı. Şimdiden, seçimlerin son yönünde bir kilometre taşı olması dileğiyle... derece gergin bir ortamda geçeceği belli: Yeni iç güvenlik paketi nedeniyle siyasî muhalefet yine dezavantajlı bir konumda. Önümüzdeki Perspectives ekibi adına aylar, Türkiye’nin bu yasalar altında özgür Ulrike Dufner 4 Heinrich Böll Stiftung / Türkiye KÜRESEL YÖNETİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET Pekin +20’de küresel düzeyde kadın hakları Yasemin Öz Her yıl cinsiyet eşitliği konusunda küresel tartışmaların devletlerarası en kapsamlı katılımla yürütüldüğü Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonu’nun 59. oturumu, 9-20 Mart 2015’te Birleşmiş Milletler’in New York’taki Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kadının Statüsü Komisyonu (KSK) 21 Haziran 1946’da, BM bünyesinde yer alan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in (ECOSOC) kararıyla, ECOSOC’un işlevsel komisyonlarından biri olarak kurulmuştur. KSK’nın temel amacı, kadın-erkek eşitliği ilkesinin uygulanmasını sağlamaktır. Bu çerçevede, KSK kadın hak- larının geliştirilmesi için küresel politikalar oluşturmak, ECOSOC’a siyasî, ekonomik, sosyal ve eğitime ilişkin alanlarda kadın hakla- rının geliştirilmesine yönelik ve kadın hakları alanında acil çözüm gerektiren sorunlar hak- ği/eşitsizliği ile ilgili konu başlığı ya da tematik kında tavsiyelerde bulunmak ve bu konulara alan, Komisyon bünyesindeki büro tarafından ilişkin rapor hazırlamakla görevlidir. belirlenir. Kadının Statüsü Komisyonu, her yıl Mart Yasemin Öz ayında on günlük bir süre için toplanmaktadır. 1997 Ankara Üniversitesi “Pekin Deklarasyonu ve Eylem Bu toplantılar sonucunda “Uzlaşılmış Sonuç- Hukuk Fakültesi mezunu. Üyesi olduğu Kaos GL, lar (Agreed Conclusions)” olarak adlandırılan Platformu”nun gözden geçirilmesi Kadın Dayanışma Vakfı ve politika metinleri/tavsiye kararları çıkarıl- Amargi Kadın Kooperatifi’nin maktadır. Uzlaşılmış metinler, öncelikli tema 59. oturumun ana teması 1995’te Pekin’de top- avukatlığını yaptı. 2010’da ECSOL (European Commission üzerine hükümetler, hükümetler arası organ- lanan Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nın on Sexual Orientation Law) lar ve sivil toplum gibi ilgili tüm taraflar için 20. yılı nedeniyle “Pekin Deklarasyonu ve Eylem isimli cinsel yönelim ve cinsiyet uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde Platformu”nun gözden geçirilmesi olarak belir- kimliğine ilişkin çalışan avukat örgütüne Türkiye üyesi olarak uygulamaya yönelik somut tavsiyeler içerir. lenmiştir: katıldı. 2014’te kurulan Cinsel KSK, BM bünyesinde küresel cinsiyet eşit- “Komisyon, Genel Kurul tarafından BM Şiddetle Mücadele Derneği’nin liği politikalarının müzakere edildiği ana or- sistemi içinde Pekin Deklarasyonu ve Eylem kurucularından. 2013’te IGLHRC (International Gay gandır. Komisyon üyeleri her sene New York’ta Platformu’nun uygulanmasının takibiyle ve and Lesbian Human Rights yaklaşık üç ay öncesinden açıklanan1 bir prog- Ekonomik ve Sosyal Konsey’e tavsiyede bulun- Commission) tarafından ram dahilinde bir “öncelikli tema”yı görüşmek makla sorumlu kılınmıştır. Komisyonun 59. kendisine Felipa de Souza ödülü verildi. üzere toplanırlar. Bu toplumsal cinsiyet eşitli- oturumunda, 1995’te Pekin’de gerçekleştirilen Heinrich Böll Stiftung / Türkiye 5 © Şahan Nuhoğlu © Sedef Özge/NarPhotos 4. Dünya Kadın Konferansı’nda kabul edilen kabul edilmekle birlikte, henüz denetimine ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformunun uygulamasına ilişkin bir mekanizma bulunma- toplantılarda verdikleri 20. yılında, kadın hakları konusunda Pekin maktadır. taahhütleri yerine getirmek konusunda gerekli titizliği Konferansı’nda belirlenen çerçeve kapsamın- Pekin +20’de yayınlanan Siyasî göstermemektedirler. da uygulamada gelinen nokta küresel olarak Deklarasyon’da çizilen çerçevenin kadın Uluslararası arenada verilen gözden geçirilmiştir. Oturumun amaçlarından hakları konusunda yirmi yıl önceki Pekin sözler, ulusal düzlemde, kadın-erkek eşitliğinin biri de, ülkelerin 1995’te Pekin’de toplanan 4. Konferansı’nda yayınlanan bildirgenin tam anlamıyla sağlanması Dünya Kadın Konferansı’ndaki taahhütlerini de gerisinde oluşu ise, dünyada yükselen yönündeki siyasî irade ne ölçüde yerine getirdiklerini değerlendirmek muhafazakârlaşmanın, kadın hakları alanına eksikliği nedeniyle sumenaltı edilmekte ve unutulmaktadır. ve Pekin’de benimsenen Eylem Platformu’nun yansıması olarak görülebilir. daha etkin bir şekilde gerçekleşmesini sağlaya- Bu noktada Pekin Konferansı ve bu konfe- cak stratejiler geliştirmekti.” ransta kabul edilen deklarasyona değinmek BM’nin “Pekin +20” diye anılan bu özel yerinde olur. Kadının İnsan Hakları Yeni Çö- oturumunda hükümetleri temsil eden resmî zümler Derneği’nin Aralık 2001’de yayınladığı heyetlerin imzalarını taşıyarak çıkarılan Siyasî BM’de Kadının İnsan Hakları ve Türkiye’nin Deklarasyon, dünyanın her yerindeki kadınların Taahhütleri başlıklı kitapçıkta, Pekin konferansı gündelik hayatını etkileyecek siyasî yaklaşımları öncesi ve sonrasındaki gelişmeler aktarılmış yansıtmaktadır. Siyasî Deklarasyon bütün üye olup öncesi ve sonrasıyla beraber Pekin Konfe- ülkeler için bağlayıcı politika rehberi olarak ransı şu şekilde özetlenebilir: 6 Heinrich Böll Stiftung / Türkiye rının insan hakları olduğunun altını çizerek, Kadınlara Karşı Her Türlü hükümetlere, kadına karşı şiddeti önleme ve Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi yeryüzünden silme çağrısında bulunmuş- tur; silahlı çatışma ortamlarında kadınlara (CEDAW) uygulanan yoğun şiddetin bir insanlık suçu BM 1979’da “Kadınlara Karşı Her Türlü Ay- olduğunu vurgulamış, hükümetleri, kadının rımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”ni kabul güçlenmesini ve toplumsal konumunun yük- etmiştir. BM İkinci Dünya Kadın Konferansı selmesini sağlamak, kadın-erkek eşitliğini sırasında sözleşme 53 devlet tarafından daha geliştirmek ve toplumsal cinsiyet perspektifini imzalanarak yürürlüğe girmiştir. temel politika ve programlara yerleştirmekle Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ön- yükümlü kılmıştır. lenmesi Sözleşmesi, devletleri, hem kadınlara 1985’te düzenlenen 3. Dünya Ka- karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için dın Konferansı’nda belirlenen Nairobi somut adımlar atmakla yükümlü kılar, hem de Stratejileri’nde 2000’e kadar gerçekleştirilmek bütün diğer kişi, örgüt ya da kuruluşların ka- üzere koyulmuş hedeflerin çoğuna henüz dınlara karşı ayrımcılık yapmasını önlemekle ulaşılamadığını saptayan Pekin Konferansı, görevlendirir. Sözleşme, imzalayan devletleri bir durum değerlendirmesi yaparak Eylem bağlayıcı niteliktedir. Platformu’nda öncelik ve aciliyet taşıyan 12 alan belirlemiştir. Hükümetler, sivil toplum örgütleri ve özel sektör kaynak ve faaliyetlerini Pekin +20’de yayınlanan Siyasî Deklarasyon’da çizilen aşağıda sıralanan alanlarda odaklayıp somut olarak harekete geçmeye çağrılmıştır: çerçevenin kadın hakları konusunda yirmi yıl önceki Pekin (cid:114)(cid:1)(cid:44)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:80)(cid:78)(cid:86)(cid:91)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:66)(cid:1)(cid:67)(cid:74)(cid:79)(cid:70)(cid:79)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:73)(cid:70)(cid:81)(cid:1)(cid:67)(cid:219)(cid:90)(cid:219)- Konferansı’nda yayınlanan bildirgenin de gerisinde oluşu, yen yoksulluk yükü. dünyada yükselen muhafazakârlaşmanın kadın hakları (cid:114)(cid:1)(cid:38)(cid:623)(cid:74)(cid:85)(cid:74)(cid:78)(cid:69)(cid:70)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:70)(cid:623)(cid:74)(cid:85)(cid:74)(cid:78)(cid:1)(cid:73)(cid:74)(cid:91)(cid:78)(cid:70)(cid:85)(cid:77)(cid:70)(cid:83)(cid:74)(cid:79)(cid:70)(cid:1)(cid:86)(cid:77)(cid:66)(cid:626)(cid:78)(cid:66)(cid:1) alanına yansıması olarak görülebilir. konusundaki eşitsizlik ve yetersizlikler. (cid:114)(cid:1)(cid:52)(cid:66)(cid:623)(cid:77)(cid:143)(cid:76)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:67)(cid:66)(cid:623)(cid:77)(cid:66)(cid:79)(cid:85)(cid:143)(cid:77)(cid:143)(cid:1)(cid:73)(cid:74)(cid:91)(cid:78)(cid:70)(cid:85)(cid:77)(cid:70)(cid:83)(cid:69)(cid:70)(cid:76)(cid:74)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:67)(cid:86)(cid:1)(cid:73)(cid:74)(cid:91)- metlere ulaşmadaki eşitsizlik ve yetersizlikler. Bunun anlamı şudur: Devletler, yasal (cid:114)(cid:1)(cid:44)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:66)(cid:1)(cid:90)(cid:213)(cid:79)(cid:70)(cid:77)(cid:74)(cid:76)(cid:1)(cid:626)(cid:74)(cid:69)(cid:69)(cid:70)(cid:85)(cid:15)(cid:1) sistemlerini sözleşme hükümleriyle uyumlu (cid:114)(cid:1)(cid:52)(cid:74)(cid:77)(cid:66)(cid:73)(cid:77)(cid:143)(cid:1)(cid:201)(cid:66)(cid:85)(cid:143)(cid:626)(cid:78)(cid:66)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:76)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:1)(cid:219)(cid:91)(cid:70)(cid:83)(cid:74)(cid:79)(cid:69)(cid:70)(cid:76)(cid:74)(cid:1) hale getirmek ve kadınlara karşı ayrımcılığı etkileri. önleyecek politikalar izlemekle yükümlüdür- (cid:114)(cid:1)(cid:38)(cid:76)(cid:80)(cid:79)(cid:80)(cid:78)(cid:74)(cid:76)(cid:1)(cid:90)(cid:66)(cid:81)(cid:143)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:69)(cid:66)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:81)(cid:80)(cid:77)(cid:74)(cid:85)(cid:74)(cid:76)(cid:66)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:69)(cid:66)(cid:13)(cid:1)(cid:219)(cid:83)(cid:70)(cid:85)(cid:74)- ler. Sözleşmenin uygulanmasını izlemek ama- me yönelik her türlü faaliyette ve kaynaklara cıyla 23 üyeli bir Kadınlara Karşı Ayrımcılığın ulaşmada eşitsizlik. Önlenmesi Komitesi kurulmuştur. Belgede (cid:114)(cid:1)(cid:58)(cid:70)(cid:85)(cid:76)(cid:74)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:76)(cid:66)(cid:83)(cid:66)(cid:83)(cid:1)(cid:78)(cid:70)(cid:76)(cid:66)(cid:79)(cid:74)(cid:91)(cid:78)(cid:66)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:69)(cid:66)(cid:76)(cid:74)(cid:1)(cid:76)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:14) imzası bulunan devletler, sözleşmeyi onayla- erkek eşitsizliği. dıktan sonraki bir yıl içinde ve ondan sonra (cid:114)(cid:1)(cid:44)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:74)(cid:79)(cid:84)(cid:66)(cid:79)(cid:1)(cid:73)(cid:66)(cid:76)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:90)(cid:66)(cid:90)(cid:72)(cid:143)(cid:79)(cid:77)(cid:66)(cid:626)(cid:85)(cid:143)(cid:83)(cid:143)(cid:77)(cid:78)(cid:66)(cid:84)(cid:143)(cid:1) her dört yılda bir bu komiteye rapor vermek ve korunması konusundaki yetersizlik. zorundadırlar. (cid:114)(cid:1)(cid:35)(cid:66)(cid:626)(cid:85)(cid:66)(cid:1)(cid:78)(cid:70)(cid:69)(cid:90)(cid:66)(cid:1)(cid:80)(cid:77)(cid:78)(cid:66)(cid:76)(cid:1)(cid:219)(cid:91)(cid:70)(cid:83)(cid:70)(cid:1)(cid:67)(cid:219)(cid:85)(cid:219)(cid:79)(cid:1)(cid:74)(cid:77)(cid:70)(cid:85)(cid:74)(cid:626)(cid:74)(cid:78)(cid:1) Türkiye, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ön- sistemlerine katılım ve erişebilme konusun- lenmesi Sözleşmesi’ni 1985’te imzalamıştır. daki eşitsizlik. Ancak Medeni Kanun’umuzda Sözleşme’ye (cid:114)(cid:1)(cid:37)(cid:80)(cid:623)(cid:66)(cid:77)(cid:1)(cid:76)(cid:66)(cid:90)(cid:79)(cid:66)(cid:76)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:90)(cid:213)(cid:79)(cid:70)(cid:85)(cid:74)(cid:78)(cid:74)(cid:79)(cid:69)(cid:70)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:201)(cid:70)(cid:87)(cid:83)(cid:70)(cid:79)(cid:74)(cid:79)(cid:1) aykırı bazı hükümler olduğu için, iç hukukta korunmasında toplumsal cinsiyete bağlı eşit- gerekli düzenlemeler yapılıp bu durum gi- sizlikler. derilene kadar olmak kaydıyla, belgeye bu (cid:114)(cid:1)(cid:44)(cid:143)(cid:91)(cid:1)(cid:201)(cid:80)(cid:68)(cid:86)(cid:76)(cid:77)(cid:66)(cid:83)(cid:143)(cid:79)(cid:66)(cid:1)(cid:76)(cid:66)(cid:83)(cid:626)(cid:143)(cid:1)(cid:66)(cid:90)(cid:83)(cid:143)(cid:78)(cid:68)(cid:143)(cid:77)(cid:143)(cid:76)(cid:1)(cid:87)(cid:70)(cid:1)(cid:76)(cid:143)(cid:91)(cid:1)(cid:201)(cid:80)- noktalarda çekince koyulmuştur. Yeni yasa cukların haklarının ihlâli. taslağının hazırlanması üzerine çekinceleri (cid:114)(cid:1)(cid:44)(cid:66)(cid:69)(cid:143)(cid:79)(cid:143)(cid:79)(cid:1)(cid:85)(cid:80)(cid:81)(cid:77)(cid:86)(cid:78)(cid:84)(cid:66)(cid:77)(cid:1)(cid:76)(cid:80)(cid:79)(cid:86)(cid:78)(cid:86)(cid:79)(cid:86)(cid:1)(cid:90)(cid:219)(cid:76)(cid:84)(cid:70)(cid:77)(cid:85)(cid:78)(cid:70)(cid:90)(cid:70)(cid:1) 1999 yılında kaldıran Türkiye, yeni Medeni yönelik mekanizmalarda her yer ve düzeyde Kanun’un Meclis’ten nihayet 2001’de çıkarıl- görülen yetersizlik. masıyla durumunu bir ölçüde düzeltmiştir. KSK oturumlarına uzun yıllardır katılmak- ta olan Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği aynı kitapçıkta KSK oturumlarının Pekin Bildirgesi ve Eylem Platformu anlam ve içeriğini şöyle ifade etmiştir: “KSK oturumlarının her birinde pek çok Pekin’de 1995’te gerçekleştirilen BM 4. Dün- ülkede o güne kadar 'tabu' sayılan, dile getiril- ya Kadın Konferansı’nda kadın sorunlarının mesi zor konular tartışmaya açılmış, kadının evrensel olduğu mesajı verilmiştir. Konferan- insan hakları konusunda ileri adımlar uluslar sın sonunda 189 ülkenin kabul ettiği Pekin arasında fikir birliği sağlanarak atılmıştır. Birer Bildirgesi ve Eylem Platformu, kadın hakla- dönüm noktası niteliğindeki bu toplantılarda Heinrich Böll Stiftung / Türkiye 7 © Adnan Onur Acar/NarPhotos uzun tartışmalarla alınan kararların yarattığı hazırlanmış ve oturumun açılış günü 9 Mart uluslararası baskı sayesinde, hükümetler, 2015’te oylanarak kabul edilmiştir. daha önce varlığını kabul etmeye yanaşma- Kuşkusuz LBTİ kadınların da güçlü bir dıkları insan hakları ihlallerini gündemlerine parçasını oluşturduğu dünyadaki kadın örgüt- almak zorunda kalmışlardır. lerinin büyük çoğunluğunun müzakerelere Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı katılmasına izin verilmeden, adeta oldu bittiye ülkeler, toplantılarda verdikleri taahhütleri getirilerek Siyasî Deklarasyon çıkarılmasının yerine getirmek konusunda gerekli titizliği kanaatimizce temel nedeni, KSK’nın kuruluşu göstermemektedirler. Uluslararası arenada da dahil olmak üzere, BM nezdinde kadınlar verilen sözler, ulusal düzlemde, kadın-erkek hakkındaki her kazanımın en temel aktörü eşitliğinin tam anlamıyla sağlanması yönün- olan kadın örgütleri ve feministleri sürecin deki siyasî irade eksikliği nedeniyle sümenaltı dışına atmak ve bu sayede muhafazakâr edilmekte ve unutulmaktadır. Hatta zaman değerleri yükseltebilmektir. Buna karşın, otu- içinde, değişime muhalif güçlerin kazanılmış ruma katılan kadın örgütleri ve feministler mevzileri geri almak üzere hareketlendiğine ve yayınladıkları bildirgeyle, karar verme me- yer yer başarı kazandığına tanık olmaktayız. kanizmalarından uzaklaştırılmalarını kabul Türkiye, 1995 ve 2000’de Pekin Konferansı etmeyeceklerini ilan etmişlerdir. ile Pekin+5 BM özel oturumunun sonuç bel- Nitekim, 59. oturumda benimsenen Siyasî gelerini ve eylem kararlarını hiçbir çekince Deklarasyon’a baktığımızda, bazı kökten- belirtmeden imzalamıştır.”2 dinci Müslüman ve Hıristiyan hükümetler “Oldu bitti”ye getirilen 59. oturumda benimsenen Siyasî Deklarasyon’da, bazı köktendinci Müslüman ve Hıristiyan hükümetler ve 2015 deklarasyonu Vatikan’ın yarattığı baskı grubunun, kadının annelik Pekin Deklarasyonu’nun üzerinden yirmi yıl yönünü öne çıkarma, heteroseksüel aileyi güçlendirme, geçmesinin ardından düzenlenen ve Pekin +20 kadınların cinsel ve bedensel haklarını kontrol etme gibi olarak da adlandırılan bu yılki 59. oturumda ise muhafazakâr değerleri deklarasyona sokma gayretinin bir ilk gerçekleşmiştir. Geçmiş yıllarda oturum- etkisi görülmektedir. lar sürerken tartışılarak ortaya çıkarılan Siyasî Deklarasyon, bu yıl henüz oturum başlamadan 8 Heinrich Böll Stiftung / Türkiye ve Vatikan’ın yarattığı baskı grubunun, kimliği, kürtaj gibi konulardaki tartışmaları kadının annelik yönünü öne çıkarma, he- muhafazakâr bir noktaya çekmeye ve bunun teroseksüel aileyi güçlendirme, kadınların için müttefik bulmaya çalışmıştır. cinsel ve bedensel haklarını kontrol etme gibi muhafazakâr değerleri deklarasyona sokma “Ben de lezbiyen bir anneyim” gayretinin etkisi görülmektedir. Bu muhafazakâr blok, 59. oturumda LBTİ (lezbiyen, biseksüel, trans, interseksüel) kadın- Örneğin, 59. oturumda LBTİ kadınların hakları ları kapsamasını engellemek için “hiçbir kadın konusunda BM Üye Ülkeler Koalisyonu, Göz- ayrımcılığa uğrayamaz” veya “her kadının hak- lemciler, Avrupa Konseyi, İnsan Hakları Yüksek kıdır” gibi istisnasız tüm kadınları işaret eden Komiseri Ofisi, UN Women, Human Rights ifadelerin ve hatta toplumsal cinsiyet kavramı- Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) ve Inter- nın dahi bildirgede yer almaması konusunda national Gay and Lesbian Human Rights Com- tartışmalar yürütmüştür. Muhafazakâr blok mission (IGLHRC-Uluslararası Gey ve Lezbiyen gerek genel kurul gerekse yan etkinliklerdeki İnsan Hakları Komisyonu) tarafından ortaklaşa tartışmalara katılarak cinsel yönelim, cinsiyet şekilde hükümet ve uluslararası kuruluşlar dü- zeyinde temsille LBTİ Kadınlara Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesinde Hükümetlerin Rolü Vatikan temsilcileri “Eşcinsel ilişki ne zaman uluslararası başlığıyla etkinlik gerçekleştirilmiştir. Bu etkinlik, LBTİ kadınlarla ilgili BM Genel sözleşmelerde hak olarak tanındı? Aileyi korumak Merkezi binasında gerçekleştirilen ilk etkinlik zorundayız” yaklaşımını sergilemişlerdir. Bu yaklaşım, olma özelliğini de taşımaktadır. Bu oturuma Pekin +20’de kadın hakları konusunda sergilenen genel katılan Vatikan temsilcileri “Eşcinsel ilişki ne muhafazakâr yaklaşımın yalnızca bir parçasıdır. zaman uluslararası sözleşmelerde hak olarak tanındı? Aileyi korumak zorundayız” yaklaşımı- Hayatlarımızda anlamlı bir değişim sağlayacak ilerici politikalar için Kadın örgütleri ve feministler Pekin +20 Sonuç yönelik verdikleri taahhütlerin sorumluluğunu almaları Bildirgesi’ne karşı taleplerini yayınladıkları bildirgede için geldik. KSK’ya yürürlüğe girdiği takdirde şu şekilde sıraladılar: hayatlarımızda anlamlı bir değişime yol açacak olan ilerici politikalar geliştirmek için geldik. Eğer KSK Feminist örgütlerin, kadın örgütlerinin ve kadınların artık politika değiştirmek ve sorumluluk üstlenmekte ve kız çocuklarının insan haklarının tam olarak hayata bizleri tam anlamıyla kapsayacak bir forum yapılmasını geçirilmesi için çalışan örgütlerin temsilcileri olarak, sağlamıyorsa, bizler KSK’ya hiç katılmamayı tercih hem politik deklarasyon görüşmesinden hem de Kadının edeceğiz. Statüsü Komisyonu (KSK) Çalışma Yöntemleri kararından dışlanma biçimimize dair öfkemizi dile getiriyoruz. “Çalışma Yöntemleri”ne dair talepler Kadınların ve kız çocuklarının insan haklarına KSK’nın kadınların hayatlarıyla sürekli olarak ilgili yönelik gittikçe artan saldırıların olduğu ve küresel ve olmasını sağlamak için Çalışma Yöntemleri kararına ulusal her düzeyde sivil toplumun alanının daraldığı bir dair şunları talep ediyoruz: bağlamda, KSK’yı görüşlerimizi ifade edebileceğimiz KSK’nın, standart belirleyici rolü de dâhil olmak ve yaşamlarımızı ve geleceğimizi etkileyen kritik üzere, kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının politikalara tesir edebileceğimiz bir yer olarak tam olarak gerçekleşmesindeki rolünün tanınması. desteklemiştik. Yasada ve Pratikte Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Öyle görünüyor ki bunun yerine hükümetler, sivil Yok Edilmesi Çalışma Grubu ve CEDAW Komitesi ile toplum örgütlerinin güçlü katılımını sınırlamaya, işbirliğinin sağlanması. kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının “Uzlaşılmış Sonuçlar”a ilişkin görüşmelerin tanınmasını ve bu anlamda KSK’nın standart belirleyici STK’ların (ve sadece seçilmiş birkaç tanesinin değil) rolünü kısıtlamaya ve Sürdürülebilir Kalkınma gözlemine açılması da dâhil olmak üzere komisyon Hedefleri’ni gerçekleştirme yolunda sorumluluklarından içinde sivil toplumun rolünün artırılması; genel kaçmaya çalışarak bu kapıyı da kapatmaya niyetliler. tartışmada STK müdahaleleri ile hükümetlerin Şu konuda net olalım; KSK’ya hükümetlerimizin müdahalelerinin harmanlanmasının sağlanması. toplumsal cinsiyet eşitliğini garanti almaya, bizlere Panellerde, yuvarlak masalarda ve diğer interaktif yönelik ayrımcılık ve şiddetin her biçimini yok etmeye diyaloglarda STK katılımının artırılması. ve insan haklarımızın tam anlamıyla gerçekleşmesine Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik önemli Heinrich Böll Stiftung / Türkiye 9 nı sergilemişlerdir. Bu yaklaşım, Pekin +20’de Cinsiyet eşitliği konusunda yoğun direnç ve kadın hakları konusunda sergilenen genel muhafazakâr yaklaşımın yalnızca bir parçasıdır. muhafazakârlaşmanın uluslararası arenaya hâkim olma Bu soruya oturumu yöneten ve dünya çapın- gayreti, kadın hakları konusunda uluslararası bir mücadele daki en güçlü kadın örgütlerinden biri olan verilmesinin ne denli zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya AWID’in (Association for Woman’s Rights in koymuştur. Development-Kalkınmada Kadın Hakları Der- neği) direktörü olan Lydia Alpízar Durán “Ben de lezbiyen bir anneyim” diye cevap vermiştir.3 Pekin Deklarasyonu’nun da gerisinde tar- tışmaların yürütüldüğü Pekin +20’de verilen 1 KSK oturum programı 2009/15 Sayılı Ecosoc güçlü mücadele sayesinde Siyasî Deklarasyon kararına göre belirlenmektedir. (http://www.un.org/ muhafazakâr blokun geriye çekmeye çalıştığı en/ecosoc/docs/2009/resolution%202009-15.pdf). noktaya kadar gerilememiş olsa da, kadınların 2 Birleşmiş Milletler’de Kadının İnsan Hakları ve Türkiye’nin Taahhütleri, Kadının İnsan Hakları Yeni mücadeleyle elde ettikleri kazanımları elde Çözümler Derneği, Aralık, 2001-Hazırlayanlar: Ela tutmanın bile güçleştiği bir noktaya gelinmiştir. Anıl, Pınar İlkkaracan, Zülal Kılıç, Karin Ronge, Pekin Deklarasyonu’nun 20. yılında cin- Gülşah Seral, Tuluğ Ülgen 3 Aileyi koruma adına eşcinselliğe karşı olan siyet eşitliği konusunda Pekin’den daha muhafazakârlara, eşcinsellerin de aileleri olduğunu ileriye gitmek yerine yoğun bir direnç ve söylemek doğru bir yaklaşım mıdır konusunda muhafazakârlaşmanın uluslararası arenaya LBTİ hareket içerisinde farklı görüşler mevcuttur. Eşcinsellerin, aile kurumunu güçlendirme riski hâkim olma gayreti, kadın hakları konusunda barındıran alternatif aile modellerini desteklemesinin en az kadın hareketinin başlangıcındaki kadar muhtemel sonuçları ve kurumsal olarak ailenin çok ve uluslararası bir mücadele verilmesinin reddi konusundaki tartışmalar bu yazının konusu olmadığından, tartışmanın bu kısmını başka bir ne denli zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya yazıda irdelemek umuduyla kapatıyorum. koymuştur. taahhütler içeren ve gelecek yıllarda toplumsal cinsiyet Resmî heyetlerin içinde olmayan ama kadın tabanının eşitliğini ve kadınların ve kız çocuklarının insan taleplerini temsil eden küresel kadın hareketinin daha haklarını geliştirmek için hayatî bir araç olacak olan etkin bir şekilde rol alabilmesi için KSK çalışma Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin yürütülmesinin yöntemlerinin gözden geçirilmesi süregelmekte olan izlenmesinde KSK’nın rol oynamasının sağlanması. bir tartışmadır. 59. oturumda da bu konuda bir karar çıkmamış olmakla birlikte yine küresel kadın Küresel kadın örgütlerinin sesi ve mücadelesi hareketinin görüş ve taleplerine cevap verici olmamıştır. Kadın örgütleri ve feminist örgütler, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu için, BM Kadın Etkin mekanizmalar ve STK’ların aktif katılımı Ofisi’nin kurulması için ve toplumsal cinsiyet Temel tartışma konusu, küresel toplumsal cinsiyet eşitliği eşitliğine yönelik gelişmelere ve insan haklarımızdan politikaları oluşturulurken kadın örgütlerinin sesinin, yararlanmamıza yol açan yerel ve ulusal düzeydeki her sözünün ve önerilerinin bu politika oluşturma süreçlerinde değişim için mücadele verdiler. etkin bir şekilde yer almasını sağlayacak mekanizmaların Bizim hakkımızda tartışılan hiçbir şeyin bizler oluşturulmasıdır. Bunlardan biri, hükümetlerce olmadan tartışılmadığından emin olmak için, karar oluşturulan resmî heyetlere kadın uzmanların/ STK verme masasındaki yerimizi sağlama almak hususunda temsilcilerinin davet edilerek müzakerelere aktif olarak BM Kadın Ofisi’nin ve üye devletlerin yanımızda katılımının sağlanmasıdır. Bu gelenek Türkiye’de, farklı olmasını bekliyoruz. siyasî iktidarlarda uzun yıllar devam etmiş ve Türkiye Muhafazakâr blok ve küresel kadın hareketi tartışmaları olumlu şekilde sürükleyen başlıca ülkelerden müdahilliği arasındaki ilişki önümüzdeki yıllarda da biri olmuştur. Bu doğrultuda BM’de çok kere örnek ülke dikkatle izlenmesi gereken bir etki-tepki süreci olarak olarak gösterilmiştir. izlenmeye değerdir. Kadın hareketinin uluslararası bir Ancak, özellikle bu sene, Aile ve Sosyal Politikalar muhalif güç haline geldiği açıktır. Muhafazakâr blokun Bakanlığı, tartışmaların sadece bakanlık temsilcileri KSK oturumlarına yoğun çalışmalar yaparak gelmesi ve diplomatlarca yapılması konusunda katı bir tutumu ve kadın örgütlerinin görüşlerini metinlere sokmamak tercih etmiş ve yıllar boyu süren katılımcılık geleneğini için verdikleri çaba ve lobi faaliyetleri bu görüşü sona erdirmiştir. Bu tutumun önümüzdeki dönemde desteklemektedir. tartışma konusu olacağı açıktır. KSK oturumları Bu sene STK’ların resmî müzakerelere girmemesi sonucunda çıkan “Uzlaşılmış Sonuçlar”ın hükümetlerce ve konuşmaması için verilen sert müdahaleler, ki ne uygulanmasını garanti edecek izleme mekanizmalarının yazık ki Türkiye de ilk defa aynı yaklaşımı göstermiştir, oluşturulmaması ise bir diğer tartışma konusu olarak dikkatle izlenmesi gereken bir sürece işaret etmektedir. STK’ların gündeminde olmaya devam edecektir. 10 Heinrich Böll Stiftung / Türkiye KÜRESEL YÖNETİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYET Küresel yönetişimden iç siyasete “kayıp kadınlar” Bengi Akbulut Amartya Sen “kayıp kadınlar” ifadesini, “More Than dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorluk- 100 Million Women Are Missing” [“100 Milyon’dan ları ele almak üzere kurulmuştur.1 Bu anlamda Fazla Kadın Kayıp”] adlı ufuk açıcı makalesinde G20’nin kendisini 2009 Eylül’ünde “dünyanın önde gelen küresel ekonomi forumu” olarak dünyanın belli bölgelerinde görülen demografik bir tanımlaması oldukça manidardır; zira böylece anormalliğe, yani bu bölgelerde kadınların sayıca G20’nin artan rolü, doğrudan 2008 finansal eksik olmasına işaret etmek üzere kullanmıştır. krizine bir karşılık olarak konumlandırılır. Bu bağlamda, G20 paylaşılan ve kapsayıcı büyümeyi hedeflediğini taahhüt etmiş ve bu amaçla bir dizi politika pozisyonuna destek olmuştur. G20 nis- peten yakın zamanda önem kazanmış bir kurum Amartya Sen, aslında kadınların erkeklerden olsa da, ekonomi politikaları ve yönetişimine sayıca daha fazla olmasının beklendiğini (yakla- yaklaşımı özgünlükten uzak. Bu yaklaşım para şık 1.05’e 1 oranında), ancak tıbbî bakıma, gıda politikalarında sorumluluk üstlenilmesini, finan- ve sosyal hizmetlere eşit oranda erişemedikleri sal düzenleme ve denetimin güçlendirilmesini, bölgelerde daha az sayıda kadının hayatta ka- ödemeler dengesinin iyileştirilmesini, ticaret labildiğini göstermiştir. Sen, bu eşitsizliklerin ve yatırımların serbestiyetini, fiyat istikrarının olmadığı ve 1.05:1 oranının küresel çapta geçerli sağlanmasını ve kur rejiminin liberal olmasını olduğu bir dünyada kadın nüfusunun büyüklü- savunur; yani aynı tas aynı hamam. ğünün ne olacağından pay biçerek, dünya nüfu- G20 yoksulluğun ve ülkeler arasındaki eşitsiz- sunda 100 milyondan fazla kadının kayıp olduğu liklerin azaltılması için ekonomik kalkınmanın Bengi Akbulut, Bağımsız sonucuna varır. gerekli olduğunu ve büyümenin paylaşılan, araştırmacı ve Ekoloji Kolektifi üyesi olarak çalışan bir Elbette, demografi kadınların eksik kaldığı tek katılımcı ve sürdürülebilir olması gerektiğini de ekonomi politikçidir. Lisansını alan değil. Ekonomik görünümü ve insanların vurgular (Heintz, 2013). Öte yandan, G20 bu vur- Boğaziçi Üniversitesi ekonomi hayatını küresel çapta etkileme kudretine bakılır- gunun lafta kalmaması için toplumsal cinsiyetin bölümünde tamamlayan Akbulut (2004), doktorasını sa, uluslararası ekonomik yönetişim matriksinin de göz önünde bulundurulması gereken temel University of Massachusetts (kurumlar, politikalar, aktörler vb.) bu alanların boyutlardan biri olduğunu kabul etmekte geride at Amherst’te yine aynı en önemlisi olduğu söylenebilir. Aslına bakılırsa, kalmış görünüyor. Resmî belgelerde toplumsal alanda tamamlamıştır (2011). Doktorasının ardından uluslararası ekonomik yönetişime damgasını cinsiyet eşitliğinin adı ancak 2012’de anılabilmiş- School of Environment and vuran toplumsal cinsiyet körlüğü, bilhassa fe- tir. G20’nin politik tutumunun toplumsal cinsiyet Development at the University minist ekonomistlerin sert eleştirilerinin hedefi adaleti açısından kritik sonuçları olduğu ve of Manchester’da post-doktora araştırmacısı olarak bir sene olmuştur. Dahası Türkiye, alanda daha da fazla özellikle dünya ekonomilerinin geleceğini şekil- görev almıştır. Araştırma etkisi olması beklenen bir kurumun, yani 20’ler lendirmede daha da fazla rol üstlendiği ve önem konuları arasında kalkınmanın Grubu’nun (G20) yakın zamanda başkanlığını kazandığı düşünüldüğünde, G20’nin toplumsal ekonomi politiği, ekoloji siyaseti, kırsal ve çevresel üstlenmiştir. Bu nedenle G20’nin ekonomi gün- cinsiyet açısından değerlendirilmesi elzemdir. dönüşüm, devlet-toplum demini toplumsal cinsiyet açısından değerlen- ilişkileri, toplumsal ve çevresel dirmek aciliyet taşımasa bile, böyle bir değerlen- hareketler, toplumsal cinsiyet Dengeli büyümede altı politika alanı ve ev içi emeği vardır. Ortak ve dirmeye girişmenin tam vaktidir. bağımsız işleri, diğer yayınlarla 20’ler Grubu (G20), öncelikli olarak küresel birlikte Cambridge Journal of ekonomik kurumları, istikrarsızlığı azaltıp gele- Heintz (2013) oldukça yoğun ancak kapsamlı Economics and Development and Change’de yayınlanmıştır. cek finansal krizleri önlemek üzere ıslah ederek bir değerlendirmesinde, G20’nin “Güçlü, Sür-
Description: